Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Çeşm-i Bülbül'ün hikayesi şu şekilde özetlenebilir:
- yüzyılın sonunda, Sultan III. Selim, Mevlevi dervişi Mehmet Dede'yi cam tekniklerini öğrenmek için Venedik'e gönderir 12. Mehmet Dede, Venedik'te opal cam tekniğini öğrendikten sonra İstanbul'a döner ve Beykoz'da bir atölye açar 23.
Burada, Mehmet Dede'nin Venedik'ten getirdiği teknikle yeni bir cam işleme yöntemi geliştirir ve bu yöntemle üretilen cam eşyalara "Çeşm-i Bülbül" (Bülbül Gözü) adı verilir 12. Bu adın verilmesinin nedeni, bu teknikle yapılan camların desenlerinin bülbül gözüne benzetilmesidir 2.
Çeşm-i Bülbül, Osmanlı cam sanatının zirvelerinden biri olarak kabul edilir ve zenginliğin ve ihtişamın en değerli eşyalarından biri haline gelir 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: