Avrasyacılık, 20. yüzyılın başında 1917 Rus Devrimi'nin ardından Beyaz göçmenler arasında ortaya çıkan bir siyasi harekettir. Avrasyacılığın temel görüşleri: Coğrafi bütünlük: Avrasyacılık, Rusya'nın hem Asya hem de Avrupa kültürünü içinde barındıran benzersiz bir konumda olduğunu savunur. Dünya gücü olma: Jeopolitik olarak Avrasya'yı kontrol eden gücün dünya gücü olacağı görüşü vardır. Batı karşıtlığı: Batı kültürünün diğer medeniyetlerden üstün olmadığını ve Batı'nın emperyalist politikalarına karşı koyulması gerektiğini savunur. Çok etnikli yapı: Farklı etnik grupların Rus yönetimi altında kaynaşmasını ve bu kaynaşmanın önemini vurgular. Alternatif dünya düzeni: Batı'ya bağımlı olmayan, Çin, Hindistan gibi bölgelerle iyi ilişkiler ve ticaret geliştirmeyi ve alternatif bir dünya düzeni ortaya koymayı hedefler. Avrasyacılık, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Aleksandr Dugin tarafından kurulan Avrasya Partisi ile yeniden gündeme gelmiştir.