Milan Kundera'nın "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği" adlı romanı, dört farklı karakter üzerinden varoluşçuluk, geleneksellik, aile, kadın-erkek ilişkileri ve siyasi otorite gibi kavramları irdeler. 1968 Prag Baharı ve ardından SSCB'nin Çekoslovakya'yı işgalini arka plan olarak kullanan roman, bu olayların karakterlerin hayatlarını nasıl değiştirdiğini ele alır. Eserde işlenen bazı temalar: Ağırlık ve hafiflik: Yaşamda sonsuza kadar tekrar eden şeyler ağırlığı, bir defa yaşanan şeyler ise hafifliği temsil eder. Bağımsızlık ve bağlılık: Tomas, insanın tüm bağlarından kurtulması gerektiğini düşünürken, Tereza derin bir bağlanma ihtiyacı duyar. İhanet ve sadakat: Sabina ihaneti yaşam tarzı olarak benimserken, Tereza sonsuz sadakat gösterir. Roman, okuyucunun fikirlerinin sürekli yer değiştirmesine neden olan iç hesaplaşmalarla, varlığı, felsefi anlamda ağırlığın gerekliliğini, hafifliğin verdiği huzuru ve tercihlerle buna nasıl yön verildiğini sorgular.