Türkiye'de basın özgürlüğünün başlangıcı, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanmaktadır. Türkiye'de basın özgürlüğünün tartışılmaya başlandığı ilk zaman, 1860 yılında Şinasi'nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval gazetesiyle olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanıyla birlikte basın özgürlüğü, Anayasa'da güvence altına alınmış ve ilk yıllarda kısıtlamalar daha sınırlı seviyede kalmıştır. Ancak 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, özellikle siyasi krizler ve askeri müdahaleler, medya üzerindeki denetimi artırmıştır. Günümüzde ise Türkiye'de basın özgürlüğü, hem geleneksel medya hem de dijital medya üzerinde kısıtlamalar ve sansür uygulamalarıyla devam etmektedir.