"Yield" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir:
- Üretmek veya sağlamak: Bir bitki veya çiftlik ürünü vermek 12. Örneğin, "The apple trees yielded an abundant harvest" (Elma ağaçları bol hasat verdi) 1.
- Kâr veya gelir elde etmek: Yatırımdan kazanç sağlamak 14. Örneğin, "The bond yields seven percent annually" (Tahvil yıllık %7 getiri sağlıyor) 1.
- Teslim olmak veya boyun eğmek: Bir isteği veya talebi kabul etmek 14. Örneğin, "I yielded to my boss's wishes" (Patronumun isteklerini kabul ettim) 2.
- Fiziksel baskı altında bükülmek veya kırılmak: Ripe fruit should yield slightly to pressure (Olgun meyve baskıya biraz yumuşamalıdır) 1.
- Yol vermek: Başka bir aracın veya kişinin önce gitmesine izin vermek 14. Örneğin, "You must yield to pedestrians in the crosswalk" (Yaya geçidinde yayalara yol vermelisin) 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: