• Buradasın

    Osmanlı'da gedik ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Osmanlı'da gedik, inhisar (tekel) ve imtiyaz esasına dayanan askerî, idarî, hukukî ve iktisadî anlamlar ifade eden bir terimdir 234.
    Gedik kelimesinin Osmanlı'daki bazı kullanım alanları:
    • Esnaf ve zanaatkârlık: Ticaret ve zanaatla uğraşma yetkisi veya imtiyazı 124.
    • Askeri alan: Savaşçı sınıfından sayılmadığı halde terfi ederek zâbit olabilen topçu ve kale muhafızları gibi askerî sınıfların kadroları 3.
    • İdari alan: Osmanlı sarayında belirli bir görev ve imtiyaz 34.
    Gedik hakkının özellikleri:
    • Esnaf için kredi aracı: Esnaf, elindeki gediği rehin edebilir ve tüccardan veresiye aldığı mala karşılık gösterebilirdi 4.
    • Dükkân açma yetkisi: Bir kişi, çıraklıktan ve kalfalıktan yetişip açık bir ustalık makamına geçmeden ve gedik imtiyazı belgesi sahibi olmadan dükkân açarak sanat ve ticaret yapamazdı 125.
    Gedik hakkının kaldırılması:
    • İstanbul'daki gedikler, 16 Şubat 1328 (1912) tarihli bir kanunla kaldırılmıştır 25.
    • Tanzimat'ın ilanıyla birlikte inhisar usulleri kaldırılmış ve ticaret ve sanayinin serbestliği usulüne geçilmiştir 45.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Osmanlıda sipahi kime denir?

    Osmanlı İmparatorluğu'nda "sipahi" iki farklı anlamda kullanılmıştır: 1. Tımarlı Sipahi: Osmanlı ordusunun ağır süvari sınıfı askeridir. 2. Kapıkulu Sipahisi: Padişahın özel ordusunu oluşturan Hassa Ordusu'nun süvari sınıfını oluşturan birliklere verilen addır.

    Osmanlıda dirlik sistemi nedir?

    Dirlik sistemi, Osmanlı Devleti'nde toprakların ve gelirlerin yönetimini düzenleyen bir sistemdir. Dirlik sistemi üç ana kategoriye ayrılırdı: 1. Has: Yıllık geliri 100.000 akçeden fazla olan topraklardı. 2. Zeamet: Yıllık geliri 20.000 ile 100.000 akçe arasında olan topraklardı. 3. Tımar: Yıllık geliri 20.000 akçeye kadar olan topraklardı.

    Osmanlıda ayan ve eşraf ne demek?

    Ayan ve eşraf, Osmanlı Devleti'nde kentlerde ve kasabalarda devlet yönetimi ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen kişiler anlamına gelir. Ayan, Arapça "göz" anlamına gelen "ayn" kelimesinin çoğul eki almış halidir. Eşraf, bir memleketin, bir şehrin ileri gelenleri, seçkinleri, toplumun gözünde öne çıkan, otoriter insanları tanımlar. Ayanlar, 18. yüzyıldan itibaren güç kazanmaya başlayan, belirli bölgelerdeki vergi veya asker toplama gibi işlerden sorumlu olan yerel yöneticilerdir. Ayan ve eşraf zümresinin devlet içerisinde güç kazanmasının bazı nedenleri: tımar sisteminin bozulması; Celali isyanları ve eşkıyalık olaylarının taşrada düzeni bozması; uzun savaşlar; merkezî hazinenin nakit paraya olan ihtiyacının artması. Ayan ve eşraf zümresi, 19. yüzyılın başlarında gücünü kaybetmiş, Tanzimat sonrasında oluşturulan vilayet, liva ve kaza idare meclislerinde görev almıştır.