• Buradasın

    Enable ve allow farkı nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    "Enable" ve "allow" fiillerinin farkları şu şekildedir:
    • "Enable", bir şeye olanak tanımak, gerekli araçları veya kaynakları sağlamak anlamına gelir 13. Örnek cümle: "Yeni teknoloji, daha hızlı iletişim kurmayı sağlar" 1.
    • "Allow" ise izin vermek, müsaade etmek anlamına gelir 23. Örnek cümle: "Çocukların burada oynamalarına izin vermemelisiniz" 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Allow ne için kullanılır?

    "Allow" fiili, genellikle "izin vermek", "müsade etmek" anlamında kullanılır. Ayrıca, "olanak sağlamak", "hesaba katmak" gibi anlamlarda da kullanılabilir. Örnek cümleler: "Her parents allowed her to go to the party" (Ailesi onun partiye gitmesine izin verdi). "Her higher salary will allow her to live comfortably" (Yüksek maaşı rahatça yaşamasına olanak sağlayacak). "You must allow for his youth" (Onun gençliğini hesaba katmalısın).

    Allow ne demek?

    Allow kelimesi İngilizce'de şu anlamlara gelir: İzin vermek, müsaade etmek. Olanak sağlamak, mümkün kılmak. Hesaba katmak, pay ayırmak. Ayrıca, "to allow someone to do something" ifadesi, bir kişinin bir şey yapmasına izin vermek anlamına gelir.

    Enable ne demek?

    Enable kelimesi, İngilizce'de "olanak sağlamak", "mümkün kılmak", "imkan tanımak" anlamlarına gelir. Ayrıca, bilgisayar ve teknoloji bağlamında "etkinleştirmek", "devreye sokmak" gibi anlamları da vardır. Örnek cümleler: "Insulin enables the body to use and store sugar" (İnsülin, vücudun şekeri kullanmasını ve depolamasını sağlar). "Computerization should enable us to cut production costs by half" (Bilgisayarlaşma, üretim maliyetlerini yarı yarıya düşürmemizi sağlamalı).

    Enable etmek nasıl kullanılır?

    "Enable" kelimesi, bir şeyin gerçekleşmesini olanak sağlamak, mümkün kılmak veya imkân tanımak anlamlarında kullanılır. Bazı kullanım örnekleri: "Insulin enables the body to use and store sugar" (İnsülin, vücudun şekeri kullanmasını ve depolamasını sağlar). "His large income enabled him to live in comfort" (Yüksek geliri, onun rahat yaşamasını sağladı). "To enable virtualization technology on your computer, your Intel or AMD processor must first support this feature" (Bilgisayarınızda sanallaştırma teknolojisini etkinleştirmek için öncelikle Intel veya AMD işlemcinizin bu özelliği desteklemesi gerekir). Ayrıca, bilgisayar alanında "enable" kelimesi, bir dijital elektronik devre elemanını çalışır hale getirmek veya bir işlevi etkinleştirmek anlamında da kullanılır.

    Enable etmek nasıl kullanılır?

    "Enable" kelimesi, bir şeyin gerçekleşmesini olanak sağlamak, mümkün kılmak veya imkân tanımak anlamlarında kullanılır. Bazı kullanım örnekleri: "Insulin enables the body to use and store sugar" (İnsülin, vücudun şekeri kullanmasını ve depolamasını sağlar). "His large income enabled him to live in comfort" (Yüksek geliri, onun rahat yaşamasını sağladı). "To enable virtualization technology on your computer, your Intel or AMD processor must first support this feature" (Bilgisayarınızda sanallaştırma teknolojisini etkinleştirmek için öncelikle Intel veya AMD işlemcinizin bu özelliği desteklemesi gerekir). Ayrıca, bilgisayar alanında "enable" kelimesi, bir dijital elektronik devre elemanını çalışır hale getirmek veya bir işlevi etkinleştirmek anlamında da kullanılır.

    Enable password ve enable secret arasındaki fark nedir?

    Enable Password ve Enable Secret arasındaki temel farklar şunlardır: Güvenlik: Enable Secret, MD5 hashing algoritması kullanarak şifreli bir şifre oluşturduğu için daha güvenlidir. Kullanım Amacı: Enable Secret, daha fazla yapılandırma seçeneği veya bakım işlemleri için cihaza ayrıcalıklı erişim sağlamak amacıyla kullanılır. Öncelik: Eğer her iki komut da yapılandırılırsa, Enable Secret, Enable Password'e göre öncelik kazanır.

    Enable etmek ne işe yarar?

    Enable etmek, bir şeyi etkinleştirmek, mümkün kılmak, imkân sağlamak veya yetki vermek anlamına gelir. Bazı kullanım örnekleri: "The knife enabled him to cut open the box" (Bıçak, kutuyu açmasını sağladı). "The new contract enables us to demand whatever we want" (Yeni sözleşme, istediğimiz her şeyi talep etmemizi sağlıyor). "Insulin enables the body to use and store sugar" (İnsülin, vücudun şekeri kullanmasını ve depolamasını sağlar).