• Buradasın

    Catch up ne anlama gelir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    "Catch up" ifadesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir:
    1. Yetişmek, ulaşmak: Birine veya bir şeye yetişmek, onunla aynı seviyeye gelmek 25. Örnek cümle: "I ran after her and managed to catch up with her" (Onu yakalayıp yanına ulaştım) 5.
    2. Güncellemek: Bilgi veya haberleri güncellemek, eksik kalan işleri tamamlamak 13. Örnek cümle: "I need to catch up on writing letters, so I can't come out" (Mektup yazmaya yetişmem gerekiyor, bu yüzden dışarı çıkamıyorum) 1.
    3. Kapılmak, yakalanmak: İstemeyerek bir şeye dalmak, kendini kaptırmak 1. Örnek cümle: "He was caught up in his work" (İşine dalmıştı) 1.
    4. İlaç kullanımını bırakmak: Uyuşturucu veya diğer ilaçları kullanmayı bırakmak 3.

    Konuyla ilgili materyaller

    Catch-up yapmak ne demek?

    "Catch-up yapmak" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Yetişmek, güncelleşmek: Bir konuda geri kalmış birini veya bir şeyi yakalamak, bilgisini tazelemek. 2. Görüşmek, sohbet etmek: Uzun zamandır görüşmediğiniz biriyle buluşup sohbet etmek. 3. Rekabeti yakalamak: Bir rakiple aynı seviyeye gelmek, arayı kapatmak.

    Catch up with ne için kullanılır?

    "Catch up with" ifadesi üç farklı anlamda kullanılabilir: 1. Birinin hızına yetişmek veya aynı düzeye gelmek. 2. Yetişmek veya ulaşmak. 3. Yetkililer tarafından yakalanmak veya cezalandırılmak.

    Catch fiili hangi durumlarda kullanılır?

    Catch fiili çeşitli durumlarda kullanılır: 1. Yakalamak: Bir şeyi veya birini ele geçirmek anlamında kullanılır. 2. Anlamak: Bir şeyi fark etmek veya anlamak anlamında kullanılır. 3. Ulaşmak veya yetişmek: Bir taşıma aracına binmek veya birine yetişmek anlamında kullanılır. 4. Hastalığa yakalanmak: Bir hastalığa yakalanmak anlamında kullanılır. 5. Sıçrama veya tutuşma: Ateşin bir yere sıçraması veya bir şeyin tutuşması anlamında kullanılır.

    Catch ne demek?

    "Catch" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir: 1. Yakalamak: Bir nesneyi veya kişiyi ele geçirmek. 2. Anlamak, duymak: Bir şeyi işitmek veya fark etmek. 3. Tutulmak, yakalanmak: Bir hastalığa yakalanmak veya soğuk almak. 4. Yetişmek: Otobüs, tren gibi toplu taşıma araçlarına yetişmek.