Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Adil Oyun" adlı programın bu bölümü, Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nde gerçekleştirilen, NTV Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen'in Bosnalı eski futbolcular Sebahat Çelebiç, Bir Muhiç ve Elver Boliç ile yaptığı röportajı içermektedir.
- Programın ana konusu, Bosnalı futbolcuların Türk futbolunda bıraktıkları izlerdir. Röportajda futbolcuların 1980'ler ve 1990'ların Türk futbolunda oynadıkları dönemi, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Gaziantepspor gibi takımlarda geçirdikleri kariyer anıları, penaltı atışları, sakatlık sorunları ve futbol sonrası hayatları ele alınmaktadır.
- Ayrıca programda Yugoslavya futbolunun Türk futboluna etkisi, Bosna Savaşı dönemindeki deneyimler, Türk-Bosnalı ilişkileri ve Türk futbolunun ekonomik sorunları gibi konular da tartışılmaktadır. Röportajın sonunda futbolcuların teknik direktörlük istekleri ve Türk milli takımın Avrupa Şampiyonası'na katılma şansı gibi konular da konuşulmaktadır.
- 02:35Türk Futbolunda Bosnalı Futbolcuların Anıları
- Adil Oyunda Saraybosna'da bir program düzenleniyor ve NTV Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen programda bulunuyor.
- Programda Bosnalı iki önemli futbolcu, Türkiye'den futbola isim yaparak ayrılan Seyahat Çelebiç ve Emir Muhiç konuk olarak yer alıyor.
- Program, Türk futbolundaki bir dönemi hatırlayarak o dönemde yaşananları konu alıyor.
- 03:45Seyahat Çelebiç'in Türkiye Macerası
- Seyahat Çelebiç 1982'de Türkiye'ye gelmiş ve 1986-1987 yıllarına kadar futbola devam etmiş.
- Rıdvan Dilmen ile birlikte Sarıyer'de 3-4 sene oynamış ve güzel zamanlar geçirmiş.
- Rıdvan Dilmen, Seyahat Çelebiç'i "şeytan lakay" lakapla anımsıyor ve onu büyük bir futbolcu olarak tanımlıyor.
- 04:52Emir Muhiç'in Türkiye Macerası
- Emir Muhiç 1992'de Bosna'daki savaş başlayınca Sırbistan'da kalmak imkanı olmadığı için kaçmış.
- Fransa'dan teklifler almasına rağmen, annesinin tavsiyesiyle Galatasaray'dan gelen teklifi kabul etmiş.
- Galatasaray'da başlamış, ilk altı ay Saray'da geçirmiş, sonra Antep'e gitmiş ve orada kendini bulmuş, Türkçe öğrenmiş, sonra Fenerbahçe'ye geçmiş.
- 07:03Yugoslavya Futbolunun Türk Futboluna Etkisi
- 1980'li ve 1990'lı yılların ortalarına kadar Yugoslavya henüz parçalanmamıştı ve Türk futbolunda büyük etki yaratmıştı.
- Yugoslavya'dan gelen futbolcular (Abramcik, Şeker, Begoviç, Sedic, Pesic, Simovic, Prekazi, Kova, Çeviç) ve teknik adamlar (Kaleperroviç, İvic, Stankoviç, Miliç) Türk futboluna büyük katkılar sağlamış.
- Rıdvan Dilmen, Yugoslavya futbolunun dünya futbolunun ilk dördünde olduğunu ve o dönemde yetenekli futbolcular ürettiğini belirtiyor.
- 12:37Bosnalı Futbolcuların Türkiye Tercihleri
- Bosnalı futbolcuların Türkiye'yi tercih etmesi konusunda Seyahat Çelebiç ve Emir Muhiç'e soruluyor.
- Emir Muhiç, 1990'ların başında Türkiye hakkında çok fazla bilgilerinin olmadığını, sadece Galatasaray takımı ismini duymuş olduğunu belirtiyor.
- Türkiye'ye geldikten sonra her konuda büyük değişimler olduğunu, özellikle futbolda önemli gelişmeler olduğunu vurguluyor.
- 13:51Türkiye'ye Geçiş ve İlk İmpresyonlar
- Konuşmacı, 1992 yılında Türkiye'ye geldiğinde futbolun henüz çok ilerlememiş olduğunu ve futbolcuların Türkiye'yi cazip bulmadığını belirtiyor.
- İstanbul gezisinden etkilenerek Fransa'ya geri dönme fikrini düşünmeden Galatasaray'a transfer oldu.
- Havalimanında 500 kişinin kendisini karşılaması ve ülkesinde olmayan bu ilgi onu şaşırtmış ve etkilemiştir.
- 16:37Galatasaray'daki Deneyimleri
- Galatasaray'a transfer olduğu sırada, Türk televizyonlarında Kızılyıldız-Partizan maçı canlı yayınlanmıştı.
- İlk 11'de oynadığı maçta gol atarak 2-1 kazandı, ancak oyunun çok fazla kendisine odaklanması ve basının kendisine verdiği ilgiyle teknik direktör kızdı.
- Teknik direktör, bir sonraki maça oyuncuyu oynamadı.
- 19:11Fenerbahçe Deneyimi
- Konuşmacı, en çok Fenerbahçe'de oynadığını ve beş sene boyunca güzel anılar yaşadığını belirtiyor.
- Fenerbahçe'de bir şampiyonluk yaşadıklarını ve Avrupa maçlarında 150-200 gol attığını söylüyor.
- Türkiye'de ligde 130 gol attığını ve ilk yabancı futbolcu olarak 100 golü geçtiğini ifade ediyor.
- 20:29Türkiye ile Bağlantısı
- Konuşmacı, eşi ve üç çocuğuyla birlikte Türkiye'yle bağlandığını ve çocuklarının da Türk pasaportu aldığını belirtiyor.
- Bosna Hersek ve Türkiye arasındaki bağın onu çok sevindirdiğini ve şehirde Türk öğrencilerin olduğunu söylüyor.
- Türkiye'ye karşı insanların inanılmaz bir sevgi beslediğini ifade ediyor.
- 22:34Bosna Hersek'teki Deneyimleri
- Konuşmacı, Bosna Hersek'te ilk kez olduğunu ve şehri gezdirildiğini belirtiyor.
- Bosna Hersek'te Türk öğrencilerin okuduğu bir üniversite olduğunu ve Türk kanalında program yapıldığını söylüyor.
- Bosna Hersek'te insanların birbirlerini sevdiğini ve Türkiye ile kardeş gibi olduklarını ifade ediyor.
- 24:31Transfer Hikayesi
- Konuşmacı, Fenerbahçe'ye transferi sırasında Sarıyer'de hazırlık yapıp antrenmanda oynamış, sonra bir alim tarafından tavsiye edilmiş.
- Eskiden transferlerde farklı yöntemler vardı, örneğin bazı oyuncular futbol topuna transfer oluyor veya başkanın arkasındaki sahada şut attırılıyor.
- Konuşmacı, Sarıyer'de ilk olarak orta saha oyuncusu olarak oynamış, sonra Candan hocasının tavsiyesiyle forvet pozisyonuna geçmiştir.
- 26:47Çelebiç ile Uyum
- Konuşmacı, Çelebiç'i "gördüğüm en iyi PTÇ" olarak tanımlıyor ve onunla forvet pozisyonunda çok iyi bir ikili oluşturmuşlardır.
- Çelebiç, "koşmuyor ilk sözü" sözünü kullanarak, Çelebiç'in fazla koşmadığını ancak oyun yapabildiğini belirtiyor.
- Konuşmacı, Çelebiç'in yanında oynamış olmasının kendisine büyük bir şans olduğunu düşünüyor.
- 28:49Penaltı Deneyimleri
- Konuşmacı, penaltı atarken çok akıllı olduğunu ve "şeytan futbolcu" olarak tanımlandığını belirtiyor.
- Galatasaray'ın eski kalecisi Simo, onun penaltılarını bir kere kurtarmış.
- Fenerbahçe'de iki kez penaltı atma fırsatı bulmuş ve ikisini de kaçırmış.
- 30:18Şampiyonluk Maçı
- Van'da oynanan şampiyonluk maçı öncesinde penaltı kaçırdığında ne olacağından endişelenmiş.
- Maçta penaltı fırsatı yakalamış ve kaleci bekleyince son anda hareket ederek gol atmış.
- Maçta toplam iki penaltı fırsatı yakalamış ve ikisini de atarak takımını şampiyonlukla ödüllendirmiş.
- 32:22Futbolcuların Hayat Anıları
- Konuşmacı, futbolcuların hayatlarındaki önemli anları ve kariyerlerini bu noktaya getiren olayları sormaktadır.
- İlk konuşmacı, çocukluğundan beri hayal ettiği gibi Fenerbahçe'de oynamak, Borussia Dortmund'ta, Fenerbahçe'de menajerlik yapmak ve milli takımda oynamak gibi hayallerinin gerçekleştiğini belirtiyor.
- Konuşmacı, günümüzde uluslararası maçların çok fazla olması ve yurtdışına gitmenin oyuncuların performanslarını geliştirdiğini, ancak Türkiye'de oyuncuların Avrupa'daki oyunculara göre daha iyi para kazanması nedeniyle yurtdışına gitmek istemediklerini söylüyor.
- 34:30Sakatlık ve Kariyer Sorunları
- Konuşmacı, futbolda daha fazla oynamak istediğini ancak on üç kez ameliyat olmak zorunda kaldığını ve bu durumun kariyerine zarar verdiğini belirtiyor.
- İkinci konuşmacı, genç yaşta başladığı zaman bu kadar başarıya ulaşacağını hiç düşünmediğini ve hayatından memnun olduğunu söylüyor.
- Konuşmacı, Fenerbahçe'de son iki sene oynadığında sakatlığının fark edilmediğini ve yanlış tedavi edildiğini, bu durumun performansını olumsuz etkilediğini belirtiyor.
- 37:04Kulüp Transferleri
- Konuşmacı, altı sene Sarıyer'de oynadığını ve Fenerbahçe veya Galatasaray'ın kendisini transfer etmek istediğini ancak transferin gerçekleşmediğini anlatıyor.
- Sarıyer'de oynarken, Galatasaray'ın kendisine para ve tarla teklif ettiğini, ancak o dönemde tarla değerinin çok düşük olduğunu belirtiyor.
- Sarıyer'in o dönemde çok önemli bir kulüp olduğunu ve orada hala çok önemli bir yeri olduğunu vurguluyor.
- 40:04Türk Futbolunun Ekonomik Sorunları
- Son beş-altı senedir yurtdışından transferlerin artmasıyla kulüplerin üçyüz-beşyüz milyon dolarlık borçlar aldığını belirtiyorlar.
- Türkiye'deki kulüplerin toplam borcu birvirgülelli milyar dolar olup, bu paranın üçte ikisi bankalara, üçte biri devlete ait olduğunu söylüyorlar.
- Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın minimum birer milyar TL borçları olduğunu ve bu durumun UEFA tarafından finansal cezalarla cezalandırıldığını belirtiyorlar.
- Kulüplerin gelir-gider tablolarının açıldığında o dönemki yöneticilerin sorumlu olması gerektiğini ve kanunlaştırılması gerektiğini vurguluyorlar.
- 44:38Teknik Direktör Olma İsteği
- Melih İhsan Balkacısı teknik direktör olmak istediğini ancak Türkiye'deki şartları beğenmediğini belirtiyor.
- Türkiye'deki antrenör sirkülasyonu ve dengesizlik nedeniyle antrenörler kendilerini güvende hissetmiyor.
- Melih İhsan, önümüzdeki hafta antrenör eğitmeni olacağını ve Türkiye Futbol Federasyonu'nda yeni gelen futbolcuların eğitmenliğini yapacağını söylüyor.
- 46:38Futbolu Bırakıp Sonrası
- Çelebiç futbolu bıraktıktan sonra ticarete girdiğini ve bunu yanlış bir tercih olarak gördüğünü belirtiyor.
- Boliç ise futbolu bıraktıktan sonra isteyerek uzak kaldığını ve normal bir hayat yaşamak istediğini söylüyor.
- Boliç, antrenör olmanın futbolcudan daha zor olduğunu ve kendisini tamamen vermeyeceğinden dolayı bu konuda tereddüt ettiğini ifade ediyor.
- 50:57Türk Milli Takım ve Avrupa Şampiyonası
- Türk milli takımın bu sezon Avrupa Şampiyonası'na katılacağı konusunda sevinç duyuluyor.
- Milli takımın Avrupa kupalarında ve Dünya Şampiyonası'nda zorlanıp sonra daha iyi futbol oynadığı belirtiliyor.
- Türkiye'nin Avrupa'da daha sık yer alması gerektiği, artık sekiz veya altı yılda bir büyük turnuvalara gitmek değil, daha sık katılmak gerektiği vurgulanıyor.
- 53:47Türk Futbolunun Durumu
- Türkiye'deki liglerde oynayan Türk futbolcuların sayısının az olduğu ve daha çok yabancı oyuncu olduğu belirtiliyor.
- Yabancı oyuncu sınırının daha da düşürülebileceği düşünülüyor.
- Gökhan adında bir sağ bek futbolcunun Avrupa'da oynayabilecek kadar iyi olduğu ve milli takımda oynadığı belirtiliyor.
- 56:35Futbol Anıları
- Konuşmacı, Beşiktaş'ın şampiyonluğunu engellemiş oldukları bir maçtan bahsediyor.
- Riza'nın yaptığı bir pres anısını paylaşıyor.
- Doksan dakika topa dokunmadığını hatırlıyor.
- 57:30Gaziantepspor Deneyimi
- Gaziantep'te oynadığı zamanlarda sosyal yaşamda adaptasyon sıkıntısı yaşadığını belirtiyor.
- 1992'de gittiği zaman Antep'in çok farklı bir şehir olduğunu, o dönemde çok fazla gezebileceği yer olmadığını söylüyor.
- Antep'teki yemeklerin çok acı olduğunu, özellikle tatlıların acı olduğunu ve alışamadığını ifade ediyor.
- 59:07Antep Halkı ve Futbol Deneyimi
- Antep'teki halkın kendisine ve takım arkadaşlarına büyük bir sevgi gösterdiğini anlatıyor.
- Küçük bir şehirde futbol oynamanın daha rahat olduğunu, büyük baskı olmadığını belirtiyor.
- İkinci sene başarılı bir sezon geçirdiklerini ve büyük takımları yendiklerini hatırlıyor.
- 1:00:04Programın Sonu
- Programın sonuna geldiklerini ve konuklarına teşekkür ettiğini belirtiyor.
- Türk futbolunun hayat hikayelerini ve anılarını konuştuklarını söylüyor.
- Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'ne ev sahipliği yaptığı ve hem futbol hem de Saraybosna tarihini konuştuklarını ifade ediyor.
- 1:01:06Son Sözler
- Allah yolunda ölenlerin ölü olmadığını, bilakis diri olduklarını vurguluyor.
- Konuşmacı, karşısındakine söylediği sözün derinlerinde hissedilebileceğini belirtiyor.
- Savaş zamanında Türkiye'den çok arkadaşının olduğunu ve onların 20 sene sonra ziyaret ettiğini anlatıyor.