• Buradasın

    İzmir Rüzgar Sempozyumu: Rüzgar Türbini Kanadı Analizleri

    youtube.com/watch?v=JoENrXYGcuQ

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, İzmir Rüzgar Sempozyumu'nun ikinci gününde gerçekleşen bir akademik sunum serisidir. Sunumlar ODTÜ Rüzgar, ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği'nden çeşitli konuşmacılar tarafından gerçekleştirilmiştir.
    • Video, rüzgar türbini kanadlarının tasarım, hasar analizi ve aerodinamik performansı üzerine dört farklı sunumdan oluşmaktadır. İlk olarak Can Muyan ve Onur Ali Batmaz tarafından 5 metrelik kompozit rüzgar türbini kanadının sonlu elemanlar modeli ve hasar analizi sunulurken, Ezgi Orbay Akcengiz ve Burcu Erol tarafından rüzgar tüneli testleri ve blokaj etkisi incelenmiştir. Son olarak, kalın rüzgar türbini kanat profillerinin aerodinamik performansı sayısal simülasyonlarla analiz edilmiştir.
    • Sunumlar, rüzgar türbini kanadlarının doğal frekansları, titreşim modları, yapıştırıcı ayrılma hasarı, pak ilerlemeli hasar modeli ve yüksek Reynolds sayılarında yapılan CFD analizleri gibi teknik konuları içermektedir. Her sunum sonrasında katılımcılar tarafından soru-cevap bölümleri yapılmıştır.
    00:05İzmir Rüzgar Sempozyumu Açılışı
    • İzmir Rüzgar Sempozyumu'nun ikinci gününde ilk oturumda beşinci oturumda bulunuluyor.
    • Sunumda dört farklı bildiri sunulacak ve tüm konuşmacılar ODTÜ Rüzgar'dan.
    • Sorular için güvene bölüm kullanılması rica ediliyor ve konuşmacılara aktarılacak.
    01:15Sunumun Tanıtımı
    • Can, ODTÜ Rüzgar'da bilimsel proje uzmanı olarak çalışmakta ve ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği'nde tez aşamasında doktora öğrencisi.
    • Sunumun başlığı "Beş metre kompozit rüzgar türbini kanadı sonlu elemanlar modelinin doğrulanması ve ilerlemeli intralaminer hasar analizi".
    • Sunumda giriş, literatür araştırması, çalışma amacını, kullanılan metotları, bulgular ve sonuçlar anlatılacak.
    03:07Rüzgar Türbini Kanadlarının Gelişimi
    • Rüzgar enerjisini daha verimli kullanabilmek için rüzgar türbini boyutları artmakta; 1990'da 40 metre rotor çapıyla 0,5 MW güç elde edilirken, günümüzde 222 metre rotor çapıyla 14-15 MW güç planlanıyor.
    • Rüzgar türbini kanadı büyüdükçe etkiyen kuvvetler (aerodinamik, atalet ve ağırlık kuvveti) artmakta, bu da yapısal tasarım zorlaşmaktadır.
    • Artan kuvvetlere maruz kalan kanatlar için daha mukavim malzemeler (hibrit CFRP - karbon takviyeli kompozit malzemeler) kullanılmaktadır.
    04:46Literatür Araştırması
    • Marine ve arkadaşları 2009 yılında 300 kW'lık bir rüzgar türbini kanadının hasar analizini yapmışlar; kanadın kök bölgesinden covera geçişinde stres konsantrasyonu oluşuyor.
    • Çelme ve arkadaşları 52 metrelik bir kompozit kanatın kırılma sebebini araştırmışlar; kanatta spar'ın aerodinamik yüzeye bağlandığı kesişim çizgisinde laminat çatlakları ve spar keplerinde delaminasyon (tabakaların birbirinden ayrılması) gözlemlenmiş.
    • Delaminasyon sonucu lokal burkulma oluşuyor ve bu kanadı kırılmasını kolaylaştırıyor.
    07:57Çalışmanın Amacı ve Kanadın Yapısı
    • Çalışmanın amacı, 5 metrelik imal edilmiş kanadın statik ve yorulma yüklemesi altındaki kırılma mekanizmalarının simüle edilebilmesi için araçlar ve yazılım programları geliştirmek.
    • Kanatta spar, basınç yüzeyi, emme yüzeyi ve hücum kenarında kanadı güçlendiren bir flanş bulunuyor.
    • Bu kanat, Patras Üniversitesi ile ODTÜ GEM'in ortak çalışması sonucunda geliştirilmiş.
    09:14Sonlu Elemanlar Modeli ve Doğrulama Çalışması
    • Kanadın sonlu elemanlar modeli oluşturuldu ve doğrulanması için model shaker testleri yapıldı.
    • Testte kanat iplerle çelik konstrüksiyona bağlanarak shaker cihazı ile öz frekansında titreştiriliyor ve öz frekansları, titreşim modları ve şekilleri inceleniyor.
    • Intralaminer analiz için PUG modeli kullanıldı ve ANSYS APDL programlama dili ile kodlandı.
    10:34PUG Modeli ve Analiz Sonuçları
    • PUG modeli, Mor Clom teorisine dayanıyor ve elyaf kırılma kriterleri ile matris kırılma kriterleri ayrı ayrı inceleniyor.
    • Fiber kırılması durumunda o elemanın sitesi sıfırlanırken, mod A ve B sadece elastik özelliklerin düşmesine sebep oluyor.
    • Titreşim analizi sonuçlarında, yapıştırıcı ağırlığı dikkate alındığında ilk dört mod arasındaki fark %9'un altında, beşinci modda ise %16 fark oluşmuş.
    13:21Doğrulama Çalışmasının İyileştirilmesi
    • Daha iyi sonuçlar elde etmek için yapıştırıcıyı temsil eden kütle elemanları eklenerek model iyileştirildi.
    • İyileştirilmiş modelde ilk dört mod arasındaki fark %7'nin altında, beşinci modda ise %11'lik bir fark elde edildi.
    • Literatüre göre Nover, Castelos ve arkadaşları %6'nın altında bir fark elde etmişler.
    14:39Rüzgar Turbin Kanadında Hasar Analizi
    • Modeline bakıldığında, kanadın yüzdoksanüç volttan sonra kırılma başladığını görüyoruz.
    • Matris kırılma modu laminatı oluşturan tabakaların üçte birinde, fiber kırılma modu ise elemanın elastik özelliklerini kötüleştirmesine sebep oluyor.
    • Yüzdoksanüç voltta önce elemanların elastik özellikleri daha kötüleşiyor, daha sonra kritik hasar modları ortaya çıkıyor.
    16:24Hasar Başlangıcı ve Yayılımı
    • Hasar başlangıcı sparın aerodinamik yüzeye bağlandığı köşede oluyor ve giderek yayılıyor.
    • Hasar özellikle aerodinamik yüzey üzerinde ilerliyor ve kanat kök bölgesinde, sparın aerodinamik yüzeyle birleştiği kesişim noktasında başlıyor.
    • Hasar bölgesindeki ani kalınlık-rijitlik değişiminden kaynaklanan bir kırılma meydana geliyor.
    17:38Çalışmanın Sonuçları
    • Rüzgar kanadının ilk beş doğal frekansı için deneyler ve simülasyonlar arasındaki fark yüzde onbirin altında.
    • Yük deplasman eğrisinde kelebek yüklemesi altında yüzdoksanüç'ten itibaren düşüş gözlemleniyor.
    • Kritik altı olarak nitelendirilen matris A ve B hasar modları, kritik modları olarak nitelendirilen delaminasyon ve fiber kırılmasını gösteren modlar öncelik etmektedir.
    18:44Soru-Cevap
    • Statik yüklerde güvenlik katsayısı 1,35 alınmış, bu Alman Lloyd standartlarında tavsiye edilen değer.
    • Simülasyon sonuçları ile deney sonuçları arasındaki fark için bir standart yok, ilk dört mod için yüzde yedi, beşinci mod için yüzde on birin üstünde fark var.
    • Can fiber yerine CRP kullanımı dayanımı daha çok arttıracak ve lokal burkulmalara karşı direnci de artıracağı belirtiliyor.
    22:29Rüzgar Turbin Kanatlarında Yapıştırıcı Ayrılma Hasarı
    • Rüzgar turbin kanatları en çok hasara uğrayan kısımlar olarak belirlenmiş, hasarlar ekonomik açıdan zararlara yol açabilir.
    • Sorensen ve arkadaşları 2004 yılında kompozit rüzgar turbin kanatlarında görülen ana hasar mekanizmalarını sınıflandırmıştır.
    • Hasar mekanizmaları arasında kabuk-yapıştırıcı ayrılması, yapıştırıcı hasarı, sandviç yapılarda ayrılma hasarı, kompozit katmanlarında delaminasyon ve kompozit fiber ayrılması bulunmaktadır.
    25:43Literatürdeki Çalışmalar
    • Azerbah ve Brenner 2016 yılında test ettikleri kanadın firar kenarındaki hasar oluşum sekansını gözlemlemiş ve sayısal modelinde kohiz bölge ve haşin hasar kriterleri kullanarak hasarı simüle etmişlerdir.
    • Overgard ve Lund gerçekleştirdikleri kanat testinde burkulma kaynaklı spar hasarı gözlemlemiş ve modellerinin bir kısmında kohiz bölge kullanarak kanadın yapısal yıkımını simüle etmişlerdir.
    • Çalışma, aynı 5 metrelik rüzgar turbin kanadını inceliyor ve kanadın yüksek ve alçak basınç yüzeyleri, aerodinamik yüzeyler, spar yapısı ve iç finans olarak adlandırılan yapı gibi dört ana yapısal elemanı bulunmaktadır.
    27:18Çalışmanın Amacı ve Sayısal Model
    • Çalışmanın amacı 5 metrelik düz gem turbin kanadının yapısal bütünlüğünü etki eden baskın hasar mekanizmalarını anlayarak turbin kanatları tasarım girdilerine katkı sağlamaktır.
    • Kanadın yüksek basınç arayüzünde spar yüksek basınç arayüzünde kohese bölge tanımlanmış bir sayısal modeli oluşturulmuş ve yapıştırıcı ayrılmasını simüle ederek sonuçlar pak hasar analizi sonuçları ile birlikte incelenmiştir.
    • Hasar modeli tanımlayan traksiyon-deplasman eğrisinde, A noktası hasarın başladığı noktayı, C noktası ise hasarın ilerlediği noktayı göstermektedir.
    28:41Kanat Modelinde Hasar Analizi
    • Kanat modelinde sadece açılma veya kesme modu kırılma modlarının yaşandığı değil, bunların bir kombinasyonu gözlemlenmektedir.
    • Hasarın kombinasyonu olan modun başlangıç kriteri ve ilerleme kriteri denklemlerle ifade edilebilmektedir.
    • Sonlu elemanlar modelinde kanadın sayısal modelinde toplamda 50.000 adet iki boyutlu kabuk elemanı ve yapıştırıcı modelinde 26.000 adet sürekli kabuk elemanı kullanılmıştır.
    30:39Sayısal Modelin Özellikleri
    • Gri ile gösterilen yerler spar ve yüksek basınç yüzeyidir ve kompozit parçaların düğümleri NPC (çoklu nokta kısıt) yöntemi ile birbirlerine bağlanmıştır.
    • Yapıştırıcıların arasına kohez bölge tanımlanmış ve arayüz hasar modeli bu bölgede uygulanmıştır.
    • Kohez bölgeyi tanımlamak için arayüz mukavemeti, kırılma tokluğu, kohez sertliği ve BK (Benzaki-Kenny) hasar ilerleme kriteri değeri tanımlanmıştır.
    33:32Hasar Modeli ve Sonuçlar
    • Kohezi bölgeli modelde herhangi bir yük düşüşü gözlemlenmemişken, pakas hasarı içeren modelde yüklemenin %93 mertebelerinde yapısal bütünlüğün bozulduğu ve yük deplasman eğrisinde ani bir düşüş olduğu görülmüştür.
    • Kanadın limit yüklemesindeki deforme olmuş şeklinin maksimum deplasman değeri kanat ucunda 522 milimetre olarak hesaplanmıştır.
    • Hasar köşelerden başlayarak yayılmakta ve hasar dağılımının simetrik olmaması kanadın bu bölgesindeki simetrisizliği ile açıklanabilmektedir.
    36:40Gerilme Değerleri ve Gelecekteki Çalışmalar
    • Gerilme değerlerindeki ani değişimler eksiltme yapılan ply-drop (katmanlarda eksiltme) konumlara karşılık gelmektedir.
    • Hasar oluşumunun olduğu bölgede et kalınlıkları 8,60 ve 9,50 milimetre mertebelerinde, basınç yüzeyi için 28 MPa basınç ve spar yapısı için 6,50 MPa basınç gerilmeleri gözlemlenmiştir.
    • Gelecekteki çalışmalar kapsamında kanadın statik kırılma testi yapılacak ve test boyunca DVC (dijital görsel korelasyon) yöntemiyle gerilme değerleri elde edilecektir.
    42:22Çalışmanın Amacı ve Rüzgar Tüneli Altyapıları
    • Çalışmanın amacı, küçük yatay eksenli bir rüzgar türbininin güç ve etki katsayılarının uç hız oranı ile değişimlerini ölçmek, verilerde blokaj kaynaklı değişkenliği gözlemlemek ve ölçümlerin tutarlılığını değerlendirmektir.
    • ODTÜ Rüzgar Bünyesinde büyük rüzgar tüneli, kapalı döngü ve atmosferik bir tüneldir, kayarak yer değiştiren modüler test kesitlerine sahiptir ve her biri 2 metre çaplı 6 adet eksenel fanı ile 2,40 megavatt güç üretir.
    • Test kesitleri 1-2,50x2,50x10 metre, 2-3x7x20 metre ve 3 metre çapında açık jet olmak üzere farklı boyutlara sahiptir, maksimum hız değerleri sırasıyla 101, 31 ve 78 metre/saniyedir.
    44:18Model Rüzgar Türbini ve Deneyler
    • Deneylerde kullanılan model rüzgar türbini üç kanatlıdır, rotor çapı 0,95 metredir ve E826 kanat profili kullanılmıştır.
    • Türbin 1,50 kW Panasonic servo motor ile sürülür ve şaft üzerine tork transisseri yerleştirilmiştir.
    • Türbin üç farklı test odasında (küçük açık jet, büyük açık jet ve sınır tabaka test kesiti) deneye tabi tutulmuştur.
    45:23Blokaj Oranları ve Ölçüm Yöntemleri
    • Küçük açık jetin blokaj oranı %30, büyük açık jetin blokaj oranı %9,40, sınır tabaka test kesitinin blokaj oranı ise %3,30'dur.
    • Hız ölçümleri iki farklı noktadan yapılmıştır: türbinin göbek yüksekliğine yerleştirilmiş merkez pitostatik tüpten ve türbinden bir çap yukarı yerleştirilmiş yan pitostatik tüpten.
    • Merkez tüpten ölçülen hız değerleri ile elde edilen grafiklerde CP ve CT değerleri blokaj oranı ile doğru orantılıdır, yani blokaj oranı arttıkça bu değerler de artmaktadır.
    47:17Yan Tüpten Ölçülen Hız Değerleri ve Sonuçlar
    • Yan tüpten ölçülen hız değerleri ile elde edilen CP ve CT grafiklerinde trend tam tersine dönmektedir, blokaj arttıkça bu değerlerde bir düşüş görülür.
    • Uç hız oranı 3,50'ten küçük değerler için blokaj etkisi görülmemiştir.
    • Blokaj oranı arttıkça merkez pitostatik tüp kullanılarak elde edilen sonuçlarda artış görülürken, yan pitostatik tüpten elde edilen hızla hesaplanan değerlerde CP-max ve CT-max'ta düşüş görülür.
    49:18Blokaj Düzeltme Yöntemi
    • Bir blokaj düzeltme yöntemi uygulanmıştır: merkez tüpten ve yan tüpten ölçülen hızlar kullanılarak CT ölçümleriyle gerçek serbest akış hızı hesaplanmıştır.
    • Bu yöntemde serbest akış hızı ile merkez tüpten ölçülen hız eşit kabul edilir, CT ölçümleri kullanılarak indüksiyon faktörü hesaplanır ve bu faktör disk üzerindeki hızı hesaplamak için kullanılır.
    • Bu yöntem uygulandığında grafiklerde makul bir uyum görülür, sadece maksimum noktalarda ufak farklılıklar olmaktadır.
    50:46Çalışmanın Sonuçları
    • Model türbin göbeği yüksekliğine ve türbinin bir çap önündeki serbest akışa yerleştirilen pitostatik tüpten ölçülen hız değerleri kullanıldığında, blokaj etkisine ilişkin sonuçların literatürle uyumlu olduğu gözlemlenmiştir.
    • Akış alanı dışına yerleştirilen pitostatik tüpten elde edilen hız değerleri kullanıldığında zıt eğilimler ortaya çıkmıştır.
    • Bu davranış, değişen blokaj seviyelerine bağlı olarak oluşan akış alanı değişimleri ile açıklanmaktadır ve verileri yeniden ölçeklendirmek için yinelemeli bir serbest akış hızı tahmin prosedürü uygulanarak makul bir uyum elde edilmiştir.
    55:04Kanat Kesiti Tasarımında Sayısal Simülasyonlar
    • Kanat kesiti özellikleri, kanat profili ve şekli tasarım süreçlerinde sayısal simülasyonlar ve rüzgar tüneli testlerinin bir kombinasyonu ile elde ediliyor.
    • Sınırlı Reynolds sayısı aralıklarında rüzgar tüneli verilerinin sınırlı mevcudiyeti nedeniyle doğrusal sayısal sonuçlar elde etmek hayati önem taşımakta.
    • Büyük rüzgar türbinlerinde Reynolds sayısı yirmi milyona kadar ulaşabiliyor ve yüksek Reynolds sayılarında gerekli deney koşullarını sağlamak zor ve pahalı olduğundan, kanat profilin aerodinamik performanslarının sayısal simülasyonlarla doğru şekilde elde edilmesi önemli.
    55:59Sayısal Simülasyon Yöntemleri
    • Sayısal çalışmalarda kanat kesileri için hesaplanan akışkanlar dinamiği analizleri kullanılıyor.
    • Sayısal çözüm yaklaşımlarında iki boyutlu veya üç boyutlu daimi durum veya zamana bağlı Reynolds ortalaman Navier-Stokes denklemleri veya Large Eddy Simulation denklemleri kullanılmakta.
    • Türbülans modellerinde Spalart-Allmaras, k-ε, k-ω, SST, RSM, RNG gibi modeller ve hibrit modeller tercih ediliyor.
    57:23Çözüm Ağı Bağımsızlık Çalışması
    • Hesaplanan akışkanlar dinamiği analizlerinde çözüm ağı bağımsızlık çalışması oldukça önemli.
    • Sayısal analizlerde aylıklaştırma hataları temel olarak çözüm alanı ayrılaştırılması ve denklemlerin ayrılaştırılması faktörlerinden kaynaklanıyor.
    • Literatürde, çözüm ağı özelliklerinden kaynaklanan hataları azaltmak için hesaplanan akışkanlar dinamiği analiz sonuçlarının hesaplama ağından bağımsız olması gerektiği belirtiliyor.
    58:17Çalışmanın Yöntemi
    • Çalışmada kalın rüzgar türbini kanat profilinin hesaplanan akışkanlar dinamiği simülasyonlarının yüksek Reynolds sayılarındaki analizleri yapılmıştır.
    • DU-1212 profili tercih edilmiş ve bu büyüklükteki rüzgar türbinlerinde bölgesel Reynolds sayısı on beş milyona kadar ulaşabiliyor.
    • Deneysel ölçümler basınçlandırılmış rüzgar tüneli testlerinden elde edilmiş ve literatürden alınmıştır.
    59:10Hat Analizleri ve Çözüm Ağı Bağımsızlık Çalışması
    • İki boyutlu sıkıştırılabilir daimi durum Reynolds ortalaman Navier-Stokes simülasyonları CFD++ ticari yazılım kullanılarak yapıldı.
    • Türbülans modeli olarak k-ω SST türbülans modeli kullanıldı ve geçiş modeli uygulanmadı.
    • Kanat kesiti yüzeyinde duvar sınıf koşulu, hesaplama alanının dış kenarlarında da karakteristik uzay-alan sınır koşulu uygulandı.
    59:35Çözüm Ağı Özellikleri
    • Simülasyonlarda Reynolds sayısı üç milyon, altı milyon ve dokuz milyon olarak alındı ve hücum açısı 0'dan 20'ye birer derecelik artışla uygulandı.
    • Analizler artık değerler en az beş mertebe düşüşe kadar yürütüldü.
    • Çözüm ağı bağımsızlık çalışmasında iki boyutlu O tipi yapısal çözüm ağı hesaplama alanı Point Wise ticari yazılım kullanılarak yapıldı.
    59:56Çözüm Ağı Duyarlılık Analizi Sonuçları
    • Çözüm hücre boyutu her yönde kök iki ile arttırılıp azaltıldı, böylece her bir hücrenin alanı ikiye katlandı veya ikiye bölündü.
    • Hücre kenar boyutu her yönde değiştirilirken büyüme oranı 1.1 değeriyle sabit tutuldu.
    • Grid 1 en küçük çözüm aralığına sahipken, Grid 9 en geniş aralığa sahip çözüm ağı olarak belirlendi.
    1:01:27Yakınsama Analizi Sonuçları
    • Örnek bir yakınsama grafiğinde ve taşıma kuvveti-sürükleme kuvvetlerinin yakınsama grafikleri gösterildi.
    • Grid boyutu (çözüm aralığı) arttıkça artık değerdeki beş mertebelik düşüş daha küçük iterasyon sayılarında elde ediliyor.
    • Grid 8 için özellikle yeterli artık değer düşüşüne ulaşamadığı gözlemlendi.
    1:02:16Sonuçların Değerlendirilmesi
    • Sonuçlar üç milyon Reynolds sayısına sahip çalışmalarda, Grid 1'den Grid 9'a taşıma kuvveti katsayısı ve sürükleme kuvveti katsayısı için elde edilmiş grafikler verildi.
    • Hücum açısı arttıkça gridler arasındaki farkın arttığı ve lineer kısımda sonuçların birbirine yakın olduğu gözlemlendi.
    • Grid 3'e göre sürükleme kuvveti katsayıları arasındaki yüzdelik fark, hücum açısı arttıkça daha da arttı.
    1:03:00Farklı Reynolds Sayıları İçin Sonuçlar
    • Reynolds sayısı altı milyon için benzer sonuçlar elde edildi; Grid 9, 8, 7, 6, 5 oldukça belirginken, Grid 4'ten sonra Grid 3, 2 ve 1'in sonuçları birbirine yakın.
    • Reynolds sayısı dokuz milyon için de benzer trendler görüldü, ancak yüksek Reynolds sayılarına sahip akışlar için Grid 3 en yakınsamış grid olarak belirlendi.
    • Reynolds sayısı arttıkça gridler arasındaki farkın da arttığı gözlemlendi.
    1:04:09Deney Sonuçları ve Simülasyon Karşılaştırması
    • Reynolds sayısı sonuçlar üzerine etkisi Grid 3 çözümü için incelendi.
    • Deneysel sonuçlar sembollerle belirtilmişken, doğrusal çizgilerde hat analizi sonuçları verildi.
    • Reynolds sayısı arttıkça maksimum taşıma kuvvetinin ve stol açısının arttığı, ancak stol açısının ve maksimum taşıma kuvvetinin deneylere göre fazla tahmin edildiği gözlemlendi.
    1:05:23Akış Alanı Analizi
    • Akış alanındaki girdap şiddeti dağılımı, Reynolds sayısı 3 milyon, 6 milyon, 9 milyon için iki farklı hücum açısı için gösterildi.
    • Ayrılma bölgesi, yeniden birleşme bölgeleri ve getachment noktaları belirtildi.
    • Reynolds sayısı arttıkça sonuçlar arasında belirgin bir fark olmadığı, sadece girdap şiddeti küçük değişiklikler gösterdiği gözlemlendi.
    1:06:04Kayma Gerilmesi ve Basınç Katsayıları
    • Kayma gerilmesi dağılımı, Reynolds sayısı 3 milyon, 6 milyon, 9 milyon için iki farklı hücum açısı için verildi.
    • Kayma gerilmesi sıfır olduğu durumda ayrılma başlar ve akım yüzeyden ayrılmaya başlar.
    • Basınç katsayıları, Reynolds sayısı 3 milyon, 6 milyon, 9 milyon için kanat profili üzerinde gösterildi ve Reynolds sayısı arttıkça ayrılma noktası geriye doğru gittiği gözlemlendi.
    1:08:04Rüzgar Turbini Kanat Kesitlerinin Analizi
    • Ayrılma bölgesinin deneysel verilerle yakın olduğu gözlemlenmiştir.
    • Çalışmada Du W 212 kanat kesitlerinde üç farklı yüksek Reynolds sayılarında çözüme bağımsızlık çalışması yapılmıştır.
    • Sonuçlar literatürdeki bağlan yüz gerçin testleriyle karşılaştırılmıştır.
    1:08:33Akış Özellikleri ve Analiz Zorlukları
    • Kanat profilinin etrafında yüksek hücum açılarında ve tutunamama koşulunda türbülanslı akış oluşmaktadır.
    • Bu tarz akışlar için daimi durum RANS denklemleri kullanılarak yapılan hat analizlerinde zorlayıcı problemler yaşanmaktadır.
    • Doğru ve kesin çözümlü sayısal analizler için simülasyonla üretilen çözüm ağının karakteristiğinden bağımsız olması gerekmektedir.
    1:09:03Gelecek Çalışmalar ve Öneriler
    • Hat analizlerinin doğruluğunu artırmak için iki boyutlu analizlerde türbülans modelleri ile birlikte geçiş modelleri kullanılabilir.
    • Üç boyutlu analizler DS veya 50S simülasyonları ile zamana bağlı çözümler elde edilerek doğruluk artırılabilir.
    • İz bölgesi için ayrıca bir çözüm asıklaştırma çalışması yapılabilir.
    1:09:47Soru-Cevap Oturumu
    • Sunumda kullanılan ticari yazılımın CFX++ olduğu belirtilmiştir.
    • Deneysel sonuçlarda yüksek hücum açısında dynamic stall loop görülmekte, ancak modelde daimi durum uygulandığı için bu dinamik gözlemlenememektedir.
    • Basınç sonuçlarında deneysel verilerle modelleme arasında aradaki farkın düşük olduğu ve birbirine yakın olduğu belirtilmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor