Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sunum formatında antropoloji alanında eğitim almış bir konuşmacının insanın iki ayak üzerine yürümesi konusunu mekaniksel açıdan yorumladığı bir içeriktir.
- Sunum, insanın diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri olan iki ayak üzerine yürümesinin mekaniksel yapısını ve enerji verimliliğini incelemektedir. Konuşmacı, yürüme döngüsünün duruş evresi ve salınım evresi olmak üzere iki ana bölümden oluştuğunu, tek destek noktası ve çift destek noktası kavramlarını açıklamaktadır. Ayrıca taş sarkaç modeli kullanılarak yürüme mekaniklerinin nasıl açıklanabileceği, isyum kemiğinin kısalması ve dikey pozisyona geçmesinin lokomotor ekonomi üzerindeki etkisi ve kalça-diz açısının yürüme enerjisine etkisi matematiksel olarak incelenmektedir.
- 00:28İnsanın İki Ayak Üzerine Yürümesi
- Antropolojide insanın diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri iki ayak üzerine kalkıp dik yürüyüş sergilemesidir.
- Bu önemli özelliğin neden ortaya çıktığı ve nasıl geliştiği hala tam olarak bilinmiyor ve tartışma konusudur.
- Son zamanlarda araştırmalar, homy'nin fosillerinin lokomotor mekaniği ve enerjisini yapılandırmasını sağlayan deneysel analizlerle birlikte morfolojiyi karşılaştırmaya başlamıştır.
- 02:09Yürüme Döngüsü
- Yürüme döngüsü iki evreden oluşur: duruş evresi (S evresi) ve bacağın salınım yaptığı evre.
- Tüm döngü topuk vuruşu ile başlar, topuk vuruşu evresinde bacak kasları gerili durur ve ayak bileği öne doğru bükülür.
- Topuk vuruşu gerçekleştikten sonra ayak bileği arkaya doğru bükülür, bu hareket sırasında tüm güç ön ekstremitelere verilir ve duruş ortası evresi başlar.
- 03:33Yürüme Mekanizması
- Duruş ortası evrede potansiyel enerji kinetik enerjiye çevrilerek vücudun ivmelenmesini sağlar.
- Daha sonra toof (ayak parmaklarının yerden kaldırılması) gerçekleşir ve ayak salınıma girer, salınım evresinden sonra tekrar topuk vuruşu gerçekleşir.
- Tek bacak üzerinde durduğumuzda tek destek noktası, iki bacak üzerinde durduğumuzda ise çift destek noktası adı verilir.
- 05:14Taş Sarkaç Modeli
- Taş sarkaç modeli, fizikte ve mukavemette var olan bir kavram olup, 1997 ve 2000'li yılların başlarında yürüme mekaniği içerisinde işlenmeye başlanmıştır.
- Bu model, ağırlık merkezinin periyodik hareketini ve vücudun depoladığı ve harcadığı enerjiyi kullanmak için kullanılmaktadır.
- Topuk vuruşu ile beraber orta dur çevresine girildiğinde ağırlık merkezi yükseliyor ve potansiyel enerji oluşumu gerçekleşiyor, ayağın plantar fleksiyonu gerçekleştiğinde ağırlık merkezi yerden en az yüksekliğe geliyor ve kas kasılmalarındaki kinetik potansiyel enerji kinetik enerjiye çevriliyor.
- 06:32Yürüme Verimliliği
- Bu yürüme modeli sadece insanlarda değil, çoğu memeli tarafından kullanılmaktadır, ancak bunu en verimli kullanan canlı insan olmaktadır.
- Yürüme tarzının oluşması için pelvisin genişlemesi, C formundan S formuna geçen omurga yapısı, ayak baş parmağının ayak parmakları ile aynı hizaya gelmesi ve femurun uzaması gibi anatomik yapılar gereklidir.
- Lokomotor ekonomi, harcanan metabolik enerjinin ağırlık merkezi ve üyelerin hareketi için gereken mekanik işle karşılaştırılmasıdır.
- 07:59İşyum Kemik ve Döngü Hareketi
- Tüketilen enerji ile harcanan mesafe arasında ilişkilendiren en önemli özellik kısalmış bir işyum kemiğidir.
- İşyum kemiği kalça kemiklerinden en küçük kemik parçasıdır ve oturduğumuzda hissettiğimiz kemiktir.
- İşyum kemikinin kısalması ve dikey pozisyona geçmesi, gövde, kalça ve bacak arasındaki kasların 180 derece gerilmesini sağlamış, böylece ters sarkaç modeline uygun ve tek destek kullanılarak seri bir yürüme gerçekleştirilmektedir.
- 09:01Döngü Hareketi ve Enerji İlişkisi
- Kalçadaki dönme hareketi kalçanın tam ortasında gerçekleşir ve kalça rotasyon merkezinden kuvvetin oluşturduğu nokta ile dizin diz eklemi arasında bir üçgen meydana gelir.
- Döngü kuvveti hesaplanırken mesafeler çok önemlidir, mesafe uzadıkça kuvvet azalır.
- Diz açısı (kalça ve diz arasındaki alfa açısı) bükülme arttıkça, açı küçüldükçe grafik sol tarafa doğru eğim yapar ve kalça-diz açısının küçüldükçe gerekli enerjinin kaslar tarafından üretilmesi gereken enerjinin artması anlamına gelir.