Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sinema ve gazetecilik meraklısının kendi deneyimlerini ve düşüncelerini paylaştığı bir röportaj formatındadır. Konuşmacı, 1930'larda İzmir'de büyüyen, 17 yaşında gazete çıkaran ilk çocuk olarak sinemaya ve gazeteciliğe olan ilgisini anlatmaktadır.
- Video, konuşmacının sinema ve gazetecilik kariyerinin gelişiminden başlayarak, Türk medyasının yabancı basını taklit etme eğilimini eleştirmektedir. Konuşmacı, Türk medyasının özgün sentezler yapamadığını, medeniyetin akıl, metod ve sentez üzerine kurulduğunu vurgulayarak, bu durumun Batılı ülkelerin üstünlüğünü sağladığını savunmaktadır.
- Konuşmacı, Türkiye'de dine yakın hareketlerin ortaya çıkmasının sebebinin ulusal sentezin yapılamaması olduğunu belirtiyor ve edebiyat, mimarlık ve mühendislik alanlarında da Türkiye'nin kendi koşullarını göz önünde bulundurarak sentezler yapamadığını, her zaman Batı'dan taklit ettiğini örneklerle açıklıyor.
- 00:35Sinema Merakı
- Konuşmacı, 1930'lu yıllarda sinema meraklısı bir çocuk olarak, evde sinema yapmak için bir cihaz almış ve evin arka odasında perde kurarak film göstermeye çalışmış.
- Sinema cihazının idare lambasının alevi birini yakalayıp parladığında korkmuş ancak başa çıkabilmiş ve söndürmüş.
- İzmir'de Karşıyaka'da iki sinema vardı ve haftada dört film seyrederken, bayramlarda Menemen'deki sessiz sinemada film izlemiş.
- 02:42Sinema Bilgisi ve Gelişimi
- Filmleri seyretmekle kalmayıp, reislerin, oyuncuların ve şirketlerin adlarını yazarak kendine göre sinema bilgisi edinmiş.
- İzmir'deki sinemalara sadece Amerikan filmleri değil, İngiliz, Fransız ve Alman filmleri de gelirdi ve bunları birbirinden ayırmayı öğrenmişti.
- Fransa'ya gittiğinde Fransız sinema dergilerini karıştırırken sinemaya farklı bir bakış açısı keşfetmiş ve Sorbonne'da filmoloji derslerine katılmaya başlamış.
- 03:53Sinema Kulüpleri ve İstanbul'a Dönüş
- Fransa'da sinema kulüplerinde sinema klasiklerini gösteren bir kulübe üye olmuş ve orada seyrettiği filmlerin dünyanın şaheserleri olduğunu fark etmiş.
- İstanbul'a döndükten sonra sinema çevresinden arkadaşlar edinmiş ve Mit Erksan gibi isimlerle tanışmış.
- Vatan gazetesinde film eleştirmeni olarak yaklaşık iki-üç sene çalışmış ve bu sayede sinema çevresinin içine girmiş.
- 05:08Senaryo Yazma ve Film Setlerinde Çalışma
- Senaryo yazmaya başlamış ve on-on iki kadar senaryosu film olmuş ancak hiçbirinde takma isimle yazdığı için ismi yazılı olmamış.
- Bir film şirketi ile anlaşarak sinopsis ve tretman yazmış, rejisör Aydın Arakon tarafından birinci asistan ve yarı supervisor olarak işe alınmış.
- Aydın Arakon, Türkiye'de çevrilen ilk önemli hareketli tarihi filmi İstanbul'un fethini çeviren reis olarak tanınmış.
- 06:37Yeşilçam Sineması Hakkında
- Aydın Arakon, sinemanın kötüye gittiğini ve orijinal Türk filmi yapmak istediğini söylemiş.
- Yeşilçam sineması, Türkiye'nin kendi icadı olan bir film tarzı değil, Arap filmlerinin melodramlarını Türkçeleştirerek geliştirilmiş.
- Savaş sonrası yıllarda Türkiye'de en çok sevilen sinemalardan biri Mısır'dan gelen Arap filmleri olmuş, ancak ithal yasaklandığında Yeşilçam bu boşluğa oturmuş.
- 09:36Gazetecilik Merakı
- Konuşmacı ayrıca gazeteciliğe de meraklı olmuş çünkü babası gazeteciydi ve İstanbul'da İkdam gazetesinde yazılar yayınlamış.
- On yedi yaşında gazete çıkaran ilk çocuk olmuş, cedit kağıtlarını ikiye katlayarak on iki sayfalık bir dergi çıkarmış.
- Derginin adını "Çığlık" koymuş, ön kapağına bir resim koymuş ve içindeki tüm yazıları el yazısıyla yazmış.
- 11:04Gazetecilik Kariyeri
- Konuşmacı, 1950'li yıllarda Türkiye Sosyalist Partisi'nin yayın organı olan İlk Defa Gerçek gazetesinde Asım Bezirci ile birlikte fiili gazeteciliğe başlamıştır.
- Avrupa'ya gidip döndükten sonra sinema eleştirmeni olarak gazetecilik yapmış ve İzmir'deki Demokrat İzmir gazetesinde üç farklı dönemde çalışmıştır.
- Gazeteciliğin kendisini tamamıyla yabancı gazeteleri taklit etmeye adamış olması ve aşırı derecede yabancı basına önem verilmesi, kendi basınımızı küçük düşürmesi konuşmacıyı rahatsız etmiştir.
- 12:31Kıbrıs Meselesi Örneği
- Kıbrıs meselesi sırasında Paris'te bulunan konuşmacı, Lexpress dergisinde çalışan bir gazeteci kızıyla görüşmüş ve meseleyi Yunanlılar lehine değil, Türkiye lehine anlatmıştır.
- Lexpress'te yayınlanan bu yazı, Türkçe gazetelerde "Fransızca Lexpress gazetesi Türkiye'ye hak verdi" başlığıyla tercüme edilmiş ve yayınlanmıştır.
- Konuşmacı, Türk gazetecilerinin Paris'ten gönderdikleri yazıları yayınlamazken, yabancı dergilerden gelen yazıları peygamber kelamıymış gibi alıp yayınladıklarını, bu durumun çok hazin olduğunu belirtmiştir.
- 14:46Sinema ve Edebiyatta Benzer Sorunlar
- Sinemacılıkta da benzer bir sorun vardı; İtalyan'dan, Arap'tan kopya çekiliyordu.
- Bir film şirketi, Beyoğlu'nda oynayan ve alaka gören filmlerin hangi sahnede halk güldüğü işaretlerini alıp senaryo haline getirmeyi planlamıştı.
- Edebiyatta da benzer bir durum vardı; İzmir'deki Demokrat İzmir gazetesinde magazin bölümünde yabancı dergilerden alınan yazılar çevriliyor, ayrıca Halikarnas Balıkçısı'nın Yunan-Latin mitolojisi üzerine yazıları da yer alıyordu.
- 17:52İzmir'de Yerli Magazin Denemesi
- Konuşmacı, İzmir'de tamamen İzmir'i ilgilendiren ve bazen İstanbul ve Ankara'dan gelen haberlerle yerli bir magazin yapma teşebbüsüne geçmiştir.
- Bu deneme başarılı olmuş ve Türkiye'de bölgenin en şık kadını müsabakasını ilk defa orada yapmışlardır.
- Konuşmacı, gazeteciliği eleştirmek için değil, medeniyet ve sentez konusunu anlatmak istediğini belirtmiştir.
- 19:03Medeniyet ve Sentez
- Medeniyet, tabiatta olmayan, insan düşüncesinin ona eklediği bir şeydir ve tamamıyla insanlar tarafından icat edilmiştir.
- Medeniyetin özetinin özetini almaya çalışırsanız her şeyi aydınlanma devrimine bağlayabilirsiniz; modern çağlar için aydınlanma devrimin temeli akıl, metod ve sentez kelimelerine bağlanabilir.
- Batılı ülkeler kendilerini iyi tanıyor, akıllarını bunu tanımak için kullanıyor ve bir metotla öğrendiklerinden ortaya bir sentez çıkarıyorlar.
- 21:55Türklerin Sentez Yapamaması
- Türkler akılsız bir millet değil, dünya fethine çıkmış büyük ülkelerden biri ve dünyada sömürge olmamış iki milletten biridir (diğeri İran).
- Türkler ansiklopedi gibi bilgileri toplayan bir kitap gibi davranıyor, bütün bilgileri edinmeye çalışıp yabancıların yaptığı ne varsa seyredip onlara benzer işler yapmaya kalkıyorlar.
- Cumhuriyetten sonra milli sentezimizi yapamadık, aklımızı kullanırken bir metot sahibi olabilseydik çok güzel sentezler yapabileceğiz.
- 23:42Türkiye'de Ulusal Sentezin Önemi
- Türkiye'de dine yakın hareketlerin ortaya çıkmasının sebebi ulusal sentezin yapılamaması ve halka yabancı şeylerin sunulmasıdır.
- Halk Mısır sineması ve Yeşilçam'a ilgi göstermiş çünkü bunları kendine yakın bulmuştur.
- 24:18Çocukluk Deneyimleri ve Medya
- Konuşmacı çocukluğunda "Yedi Gün" adlı derginin kapağındaki sarışın kadınların Alman dergilerinden alınmış olduğunu fark etmiştir.
- Derginin içinde Alaaddin Gözsa ve Hüseyin Cahit Yalçın gibi Türkiye çapında büyük yazarların yazıları bulunurken, mimarlık sayfasında kübik evler moda olmuştu.
- 25:44Mimarlık Hatası ve Doğal Koşullar
- Konuşmacı, Türkiye'de özellikle Ege Bölgesi'nde yapılan kübik evlerin, güneşsiz Avrupa'da yapılmış olmasına rağmen güneşli Akdeniz bölgesinde yapıldığını fark etmiştir.
- Akdeniz bölgesinde senenin 300 günü güneşli geçerken, Avrupa'da kuzeye çıktıkça güneşli geçen gün sayısı 30'a kadar düşmektedir.
- Yeni mimarların Türk gibi bakmaması ve sakız biçimi evleri beğenmemeleri, Ege'de insanları pişiren bir hata yaratmıştır.
- 27:54Ulusal Aydın ve Sentez Sorunu
- Cumhuriyet demokrasiye geçtikten sonra ulusal aydın yaratamamıştır.
- Türkiye'de yaratılan aydınlar kendilerinden çok başkalarının aydınlarıdır ve Türkler için yeni sentezler yapamamaktadır.
- Edebiyatta yeni şiir ve roman, aslında Batı'da yapılmış bir şeyin Türkiye'deki taklididir.
- 28:47Uluslararası Etkiler ve Çözüm Arayışı
- İnsanlar yabancı eserleri değerlendirdikten sonra kendi ülkesini, insanını ve koşullarını düşünüp gerekli sentezi yapmalıdır.
- Türkiye'de bir kanal yaptıracak olsanız, beş mühendis size beş ayrı proje verir ve her biri hangi ülkede tahsil ettiyse oranın projesini verir.
- Konuşmacı yıllardır bu konuda kavgasını vermeye çalışmaktadır.