• Buradasın

    Şükran Pekmezci ile Ustalarla Sanat Söyleşisi

    youtube.com/watch?v=7L2xqTRvG3E

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nin "Ustalarla Sanat Söyleşileri" programında sunucu ile 1946 Çankırı doğumlu, 51 yıllık evlilikte olan ve sanat dünyasında önemli bir yere sahip sanatçı Şükran Pekmezci arasında geçen bir röportajdır.
    • Röportajda Şükran Pekmezci'nin sanat yolculuğu, eğitim hayatı ve sanat anlayışı ele alınmaktadır. Çankırı'da büyümesi, köy öğretmenliği deneyimi, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'ndaki eğitim hayatı ve sanat anlayışının gelişimi detaylı olarak anlatılmaktadır. Ayrıca sanatın evrensel ve yerel boyutları, resim yapmanın kişisel özgürlük alanı ve genç sanatçılara yönelik tavsiyeler de paylaşılmaktadır.
    • Röportajda Şükran Pekmezci, sanatına etki eden mekanlar, özellikle İstanbul'daki Yerebatan Sarayı ve Çankırı'nın kültürel mirasının sanatına yansımasını anlatmaktadır. Genç sanatçılara yönelik tavsiyelerde bulunarak, sanat yapmanın özveri, inatçılık ve mücadele gerektirdiğini vurgulamakta, özellikle kız sanatçıların toplumsal baskılar karşısında daha inatçı ve mücadeleci olmaları gerektiğini belirtmektedir.
    00:17Şükran Pekmezci'nin Hayatı ve Sanat Yolculuğu
    • Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde "Ustalarla Sanat Söyleşileri" programında Şükran Pekmezci konuk olarak yer alıyor.
    • Şükran Pekmezci 1946 yılında Çankırı'da doğmuş, kalabalık bir ailenin çocuğu olarak büyümüş.
    • Ailesinde babasının güzel gazeller okuması ve dayısının Goethe Enstitüsü'nden mezun sanat eğitimi öğretmeni olması sanat ilgisinin başlangıcını oluşturmuş.
    01:22Eğitim Sistemi ve İlk Sanat Deneyimleri
    • Şükran Pekmezci, ilkokul, ortaokul, lise ve yatılı okullar arasında birbirine bağlı bir eğitim sisteminde eğitim görmüş.
    • İlkokul öğretmeni Sıdıka Örülü, onun resim merakını keşfetmiş ve mevsim şeritleri yaparak resim yapmasına olanak sağlamış.
    • Önemli günlerde kara tahtanın üzerine renkli tebeşirlerle resimler yaparak ilk özgüvenini kazanmış.
    02:52Doğayla İç İçe Yaşam
    • Çankırı'da Kastamonu yolu üzerindeki Karaköprü, Feslekan ve Ankara'nın Çankaya'ya bağlantısı olan Şaban Özü üçgenindeki Ballıca bağ evlerinde yaşamış.
    • Baharda toprak ananın filizlerini yararak çıkışını, tohumların toprağın üstüne çıkmasını ve fidanların ağaç haline gelmesini gözlemlemiş.
    • Gece kuşlarının çeşitlerini, ateş böceklerinin dansını seyretmiş, köşkün arkasından ve önünden akan nehirlerde yıkanmış, balık tutmuş.
    04:35Eğitim Yolculuğu
    • İlkokuldan sonra Çankırı Taş Mektep'te okumuş, burada Hüsnü Tekin adlı köy enstitülerinden mezun, çalışkan ve öğrencilerine yol çizebilen bir öğretmenle karşılaşmış.
    • Hüsnü Tekin, onu İstanbul Çapa Öğretmen Okulu resim seminerine göndereceğini söylemiş ve üç yıl boyunca ücretsiz kurslar vermiş.
    • Konya Kız Öğretmen Okulu'nu kazanmış, burada Münire Ezgi hocası tarafından resim merakı fark edilmiş ve İstanbul Çapa Öğretmen Okulu resim seminerine gönderilmiş.
    07:13İstanbul Çapa Öğretmen Okulu
    • İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'nu kazanarak hayatının dönüm noktalarını yaşamış.
    • Okul, çinilerle süslü laboratuvarlar, derslikler, müzik ve resim atölyeleri, kütüphane ve konferans salonlarıyla donatılmış.
    • Öğretmenleri okuduğu kitapların yazarlarıydı ve İstanbul'da yaşamanın bedelini ödemek için olgunlaşmış, zenginleşmiş.
    08:47Köy Öğretmenliği ve İzmir Buca Eğitim Enstitüsü
    • İstanbul Çapa'dan sonra iki yıllık bir köy öğretmenliği yaşamış, bu deneyim yaşamına büyük katkılar sağlamış.
    • Köy öğretmenliğinden sonra İzmir Buca Eğitim Enstitüsü sınavlarına bin'in üzerinde müracaat arasında birincilikle kazanmış.
    • İzmir Buca'da jürili sergilere resimlerini göndererek sanat tutkunu olmuş ve hayat arkadaşı Hasan'la tanışmış.
    11:30Sanat Anlayışı ve Örnekler
    • İlkokul öğretmeni Sıdıka Örülü'nün çalışma azmi ve öğrencinin cevherini fark edip özgürce olanaklar sağlaması ona büyük etki yapmış.
    • İstanbul Çapa'da Selahattin Taran ve Hidayet Gülen, eğitim enstitüsünde Nejat Akkan gibi hocaların sınırsız olanaklar tanıması ona büyük değerler katmış.
    • Sanat, insanın kendini özgürce ifade edebileceği, duygularını, düşüncelerini ve politik iletilerini çeşitli yollarla anlatması ve paylaşması eylemidir.
    13:25Sanatın Evrensel ve Yerel Boyutu
    • Sanat evrenseldir ve kişisel, yöresel, bölgesel gibi görülen pek çok konu aslında bir ucuyla da evrensel çağrışımlar yapar.
    • Sanat, kişisel yaşamı, tecrübeleri, kazanımları ve hayal kırıklıklarını paylaşabileceğimiz bir alan olarak değerlendirilir.
    • Resim, çocuk oyunları coşkusunda bir uygulama alanı gibi görülebilir, ancak bu alanda her türlü özgünlüğümüzü ve yaşanmışlığımızı anlatma gücüne sahibiz.
    15:38Sanatın Önemi ve Etkileri
    • Sanat, yaşadığımız zamanın, anın ve toplum içindeki olayların tanıkları ve şahitleri olarak belgelemek ve geleceğe bırakacağımız bir bellek hazinesidir.
    • Her resim, yaşadığımız ve harcadığımız zamanın geride kalan belgesidir ve paha biçilmez zaman kavramının tek izidir.
    • Sanatçı, yaşadığı bölgenin kendine özgü yaşam ilişkilerinden beslenir ve doğrudan etkilenmeden çok dolaylı etkilenmelerden söz edilebilir.
    16:55Sanatçının Etkilendiği Sanatçılar
    • Sanatçı en çok etkilendiği sanatçılar Burgel ve Bruegel'dir, özellikle insan yığınları ve bunların birbiriyle olan ilişkileri onu çok etkiler.
    • Sanatçı, Bruegel'in çocuk oyunlarına benzettiği sahneleri, gelinler, renkli köy figürleri ve dilek ağaçları gibi konuları eserlerinde yansıtır.
    • Sanatçı, resimlerinde yaşadığı bölgenin, çocukluğunun ve köy öğretmenliğinin anılarının önemli kesitlerini sayar.
    18:58Sanatçının Çalışma Süreci
    • Sanatçı genellikle hiç taslak yapmaz, tuvalin başına direkt oturur ve günlük hayatta gördüğü olayları resimle nasıl yansıtabileceğini düşünür.
    • Sanatçı, eskizler yapar ve çalışır, ancak bunlardan yola çıkarak yaptığı tablo çok azdır çünkü bu onu katılaşır ve tıkızlaştırır.
    • Sanatçı, tuvalin yüzünü hesaplayarak ve kompozisyonda hesaplayarak, özgürce leke ve renklerin coşkusuyla kapatır, sonra fırçasını alıp hayal ettiği konuyu nerelere kadar sürüklerse oraya kadar gider.
    21:38Motivasyon Kaynakları
    • Sanatçı, on üç-on dört yaşından beri sanatla ilgilenmeye yönlendiren nitelikli eğitimcilerin öğrencisi olmuştur.
    • En büyük motivasyon resim yapmak, boyayla, renklerle, çizgilerle kendini ifade etmektir.
    • Sanatçı, yetiştiren ve özümleten yapmak, yaratmak, geride kanıtları iz bırakarak o bilinci bize vermek motivasyonunu da taşır.
    22:29Eğitim ve Deneyimler
    • 1960'larda öğretmenleri, sanatçılarla tanıştırıp onlarla sohbet etme şansı kazandıran sergiler düzenlemiştir.
    • Öğretmenler, sergi açarken öğrencileri de oralara götürüp sergi nasıl hazırlanır, resimler nasıl asılır, kokteylde nasıl hareket edilmelidir gibi eğitimci bilinçleri bize yön vermiştir.
    • Sanatçı, yurtdışı sanat ve kültür merkezlerinin gezilerini de motivasyon kaynağı olarak görür ve gezdiği yerlerin sanat alanının her yönüyle yaşamının en önemli motivasyonlarından biri olduğunu düşünür.
    24:00Başarılı Bir Sanatçı Olmanın Kuralları
    • Başarılı bir sanatçı olmanın en önemli kuralı tutkudur, yeteneğe çok fazla bel bağlamayan eğitimciler resim eğitilebilir ve öğretilebilir alan içine girer diye değerlendirir.
    • Sanatta ilham sürekli çalışıldığında omzundan ve fırçanın ucundan ayrılmadığını göreceksiniz.
    • Sanatçının eşinin ve ailesinin desteği, özellikle çalışma imkanı sağlama konusunda büyük önem taşır.
    26:08Sanat ve Aile
    • 1968'den itibaren sergilere resimler verilmesine rağmen o dönemde satış yoktu, tek dilek jürili sergilerde sergilenmesi ve eleştirilmesiydi.
    • Yaşamın gelip geçerliliğine karşı yapılanlarla var olduğunu kanıtlamak ve yaptıklarını paylaşarak zevk tatmak her şeyin üstündedir.
    • Aile içindeki sanatın soluğunun uzun olması ve devamlı olmasını sağlayan faktörler arasında paylaşımcılıktan haz almak ve ailede herhangi birinin kazandığı başarıdan mutluluk duymak vardır.
    27:51Özgünlük ve Özgürlük
    • Sanatın temel karakteri hem özgürlük hem de özgünlüktür, taklit, kopya, aktarma ve özenme öğrenme aşamasında söz konusu olabilir.
    • Özgün olmak için çalışmak, teknik ve tematik sınama, yanılmalarla, kendi yaptıklarımızı sorgulamalarla ve kendimizi eleştirmelerle ulaşacağımız fark yaratma çabaları önemlidir.
    29:10Postmodern Kırılma ve Sanat
    • Postmodern yaklaşımlar sanatta doğal olarak önemli dinamizmi yaratmıştır, geleneksel teknik, tarz ve eğilim kalıpları kırılmış, çok farklı üretim serüvenleri yaşanmaya başlamıştır.
    • Sanatta disiplinler arası sınırların kaldırılması, çoklu disiplinlerle birlikte sanatsal eylemde yer alabilmesi önemlidir.
    • Sergiler, bienaller, trianaller, yarışmalar ve sanat fuarları toplumsal, görsel ve sanatsal eğitim alanlarıdır.
    31:43Sanat Öğretimi
    • Sanat eğitimi kurumlarının daha çok dışa dönük, dışla organik bağlar içinde olmasının gerekliliğine inanılır, sergiler, paneller, sempozyumlar ve kurslar aracılığıyla daha çok bağ kurmaları gerekir.
    • Güzel sanatlar öğrencilerinin uluslararası müzeler ve sanat merkezlerini gezmeleri, Boticelli, Michelangelo, Rembrandt, Bernini ve Rodin gibi sanatçıların eserleri önünde hissetmeleri önemlidir.
    • Farklı şehirlerdeki sanat kurumlarının kardeş bağları kurması, öğrencilerin farklı şehirlerde misafir edilmesi ve sanatçılarla uygulamalı çalışmalar yapılması önerilmektedir.
    35:47Pandemi Dönemi
    • Pandemi döneminde çok sayıda sanat sergisine katılmış, sanat söyleşilerinde yer alınmış ve görsel kayıtlar yapılmıştır.
    • Pandemi döneminde salgının yarattığı moral değerler içinde resimler yapılmış, özellikle dostları, çocukları ve torunları görememek bunaltıcı olmuştur.
    • Pandemi döneminde çok araştırma yapılmış, çok okunmuş, çok incelenmiş ve notlar alınmıştır.
    37:13Sanatçının Etkilenen Mekanları
    • Sanatçı, pandemi sonrası sağlıklı günlerde tekrar sohbet etmek istediğini belirtiyor.
    • Sanatçı, İstanbul'a 14-15 yaşında geldiğinde Yerebatan Sarayı'nda Medusa ile karşılaştığını ve bu deneyimden sonra edebiyat öğretmeni Münevver Hanım'ın verdiği "Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağacın Anadolu Tanrıları" kitabından sonra mitolojiyle yakın bağlantı kurduğunu anlatıyor.
    • Sanatçı, Çankırı'nın ritüelleri ve mimari dokusuyla tamamen bağımlı olduğunu, çocukluğunu ve gençliğini orada geçirdiğini, babasının kış geceleri masallar okuduğunu ve bu deneyimlerin resimlerini beslediğini belirtiyor.
    40:21Çankırı'nın Sanatçı İçin Önemi
    • Sanatçı, Çankırı'da açtığı bir sergide köylü kadınların bir resmin önünde durup "Bu ev pulcuların eviydi, büyük selde bacası tüte tüte gitti" dediklerini anlatıyor.
    • Sanatçı, Çankırı'da düğün alayı, kapı önü sohbetleri, adak ağaçları ve kar yağan günlerde kapının önlerinde oyunlar gibi anıların resimlerini yaptığını belirtiyor.
    • Sanatçı, babasının marangoz ve at arabası tamircisi olduğunu, çocuklara sırayla kızak yaptığını ve bu anıların tuvalin başına oturduğunda onu zaman zaman götürdüğünü söylüyor.
    43:09Genç Sanatçılar İçin Tavsiyeler
    • Sanatçı, Türkiye'de sanat yapmanın özveriyle özdeş olduğunu, maddi ve manevi anlamda inatçı, mücadeleci, yılmadan ve pes etmeden çalışmanın gerektiğini vurguluyor.
    • Sanatçı, sanatın fantazi bir olay olmadığını, gönül vermek, yürek vermek, azmetmek ve araştırmak gerektiğini belirtiyor.
    • Sanatçı, büyük kentlerde eğitim gören çocukların sadece kendi derslerine giren öğretmenlerinden değil, diğer sınıflara giren öğretmenleriyle de bağlantı kurarak bilgi zenginliğini genişletmelerini öneriyor.
    45:52Kız Sanatçılar İçin Özel Tavsiyeler
    • Sanatçı, kız öğrencilerin bu mücadeleye farklı bakmak zorunda olduklarını, toplumsal etkiler ve mahalle baskılarının daha çok onlar üzerine oynandığını belirtiyor.
    • Sanatçı, kadınların kendilerini keşfetmek için zamanları olmadığını, iç dünyalarını ve hayallerini gerçekleştirmeleri için fırsat bulamadıklarını söylüyor.
    • Sanatçı, kız öğrencilerin bu alanda daha inatçı ve mücadeleci olmasını, çalışma, sanat tutkusu ve pes etmeme çabasını vurguluyor.
    47:38Sanatçıların Çoklu Disiplinlerden Yararlanması
    • Sanatçı, her gencin çoklu disiplinlerden mutlaka yararlanmak zorunda olduğunu, şiir, yazma, müzik, edebiyat, tiyatro, öykü ve roman gibi alanlardan hiç eksik olmamalarını diliyor.
    • Sanatçı, sanatçıların yaşam felsefesi ve sanat felsefesi olmadan sanatçı olamayacaklarını, kendilerine güvendikleri ve saygı duydukları zaman yaptıklarının sadece onların emeği olarak başkalarının yapamayacağı bir şey olmalarını bilmeleri gerektiğini belirtiyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor