Buradasın
Ramazan Sahur Programı: Nakşibendilik ve Tasavvuf Üzerine Sohbet
youtube.com/watch?v=mSCkrdrvABUYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Ramazan ayı şerifinde yayınlanan bir sahur programıdır. Programda sunucu, Prof. Dr. Necdet Tosun, İsmail (Fakir), Zeyd Şato (Bosna'dan) ve diğer konuklar yer almaktadır.
- Programın ana konusu Nakşibendilik tarikatı, Şah-ı Nakşibend'in hayatı ve öğretisi, tasavvuf kavramları ve manevi yolculuk üzerine sohbetlerdir. Video boyunca gönül, aşk, sadakat, üveysilik, hizmet ve şefkat gibi tasavvuf terimleri ele alınırken, Nakşibend'in hayatından örnekler ve nakledilen menkıbeler paylaşılmaktadır.
- Programda ayrıca Ramazan ayının manevi önemi, tövbe, Allah'a yaklaşma ve manevi temizlik konuları da işlenmektedir. Sohbetler arasında Türkçe ve Boşnakça salavatlar, ilahi ve dini şiirler okunmakta, ezan seslendirilmektedir. Program, modern hayatta kaybedilen Allah sevgisi, peygamber sevgisi ve tüm mahlukatı sevmek gibi tasavvufun öğretilerini vurgulamaktadır.
- 00:35Gönül ve Aşk Hakkında Sözler
- "Kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez gönülden gönüle" sözüyle gönül ve aşk konusu ele alınmaktadır.
- Konuşmacı, türkü söyleyemeyeceğini belirterek, Neşet Ertaş'ı Ramazan gecesinde yad etmektedir.
- Ramazan-ı Şerif, kalpten kalbe olan gizli yolu azıcık görünür kılmak için geldiğini ifade etmektedir.
- 02:06Nakşibend'in Gönül Hikayesi
- Şah Nakşibend, Kudsi Ruh Halifesi Alaaddin Attar'a gönül konusunu sormuştur.
- Nakşibend, Attar'ın omzuna el koyarak bir murakabe halinde bekledikten sonra, "Bu gönülden küçük bir cüzdür" demiştir.
- Gönül, kainatta yaratılmış her şeyi içinde görebilen, Allah'tan gayrısı içine girmeyen bir yerdir.
- 03:10Beyazlı Bestami ve Bayezid Hikayesi
- Mevlana Mesnevi'nde anlatılan Beyazlı Bestami'nin hac yolculuğu sırasında Bayezid ile karşılaşması anlatılmaktadır.
- Bayezid, Bestami'ye "Yedi defa etrafımda dön, bil ki haccın makbul oldu" demiştir.
- Bayezid, "Kabe Halil Peygamber yaptı, o kabe'yi yapalı beri Allah bir kez olsun zamandan, mekandan münezzeh girip kabe'nin içine oturmadı" diyerek, gönülün Allah'ın nazargahı olduğunu belirtmiştir.
- 05:31Gönül ve Hac
- Yunus, "Ey hoca, istersen var bin hacca hepsinden ece bir gönüle girmektir" demiştir.
- İnsan ya gönlünü birden gayrısını dışarı çıkartarak sahibine verecek ya da böyle birisini bulup onun gönlüne girmeye çalışacak.
- Ramazan, bir gönle girmenin bin kez hacca gitmekten üstün olduğunu her sene bir kez daha hatırlatmak için gelir.
- 06:26Seyrana Gel Seyrana
- "Düş ateşi sevdaya uçup yerden seyrana gel seyrana" nidası Ramazan'ın bir gönle girmenin hacca gitmekten üstün olduğunu hatırlatmak için gelmesiyle ilgilidir.
- Seyrana gel seyrana nidasının Ramazan'ın ötelerce fısıldanışıdır.
- Oruç, sahur, mukabele ve iftar Ramazan'ın önemli unsurlarıdır.
- 12:06Sahur Programı
- Sahur programına Bosna'dan gelen Zeyd'in sefalar getirdiği belirtilmektedir.
- Programda peygamberi izamın sohbetini etmek imanı ziyadeleştirdiği, evliya-i kiramın muhabbetini etmek de muhabbeti artırdığı vurgulanmaktadır.
- Dün Bediüzzaman Said Nursi hakkında konuşulduğu, bugün Şah Nakşibend'in hayatı ve öğretisi hakkında konuşulacağı belirtilmektedir.
- 13:42Misafir Tanıtımı
- Prof. Dr. Necdet Tosun ve şair İsmail misafir olarak programda yer almaktadır.
- İsmail, Ankara'da bir dost meclisinde tanışmış olan, şair ve güzel gönlüyle sevilen bir kişidir.
- İsmail, "Orucu bozmayan şeyler köşesi" adlı programı da yapmaktadır.
- 17:26Nakşibend Hazretleri'nin Hayatı ve Mirası
- Nakşibend Hazretleri (Bahaeddin Muhammed bin Muhammed) 1318-1389 yılları arasında Orta Asya'da yaşamış bir Allah dostu olup, bugün Özbekistan'ın Buhara şehrinde kabri bulunmaktadır.
- Hz. Mevlana'nın hocası Abdulkadir Geylani, Ahmed Yesevi'nin hocası ise Bahaeddin Nakşibend'tir.
- Nakşibend Hazretleri'nin takipçileri Nakşibendilik olarak bilinir ve bu maneviyat yolu bütün İslam dünyasına yayılmış, günümüze kadar varlığını sürdürmektedir.
- 18:27Nakşibend İsminin Kökeni
- Nakşibend ismi "nakışçı" anlamına gelir ve Bahaeddin Nakşibend Hazretleri'nin babası halılara veya kumaşlara nakış yapan bir nakışçı olduğu için kendisine bu isim verilmiştir.
- Kendisi de küçüklüğünden babasına yardım ederek nakış yapmış ve güzel halılar veya kumaşlar yaptığı için Nakşibend lakabını almıştır.
- Sonraki hayatında tasavvuf büyüğü olduktan sonra insanların gönlüne Allah zikrini nakşettiği için bu isim ona tam da yerini bulmuştur.
- 19:43Tasavvuf Büyüğü Olmak
- Tasavvuf büyüğü olmak için Allah'ın cezbelerinden bir cezbe gelmesi ve kişinin Allah'a yaklaştırılması gerekir.
- Allah'a yakın olmak için bir adım atıp samimiyet gösterirsek, Allah da bizi kendisine yaklaştırır ve çekerek istidadımız kadar Allah dostu olmamızı sağlar.
- Çalışmakla olacak bir şey değildir ama çalışmadan da olunmaz; her arayan bulacak diye bir şey yoktur ama bulanlar hep arayanlar içinden çıkmıştır.
- 22:15Nakşibend Hazretleri'nin Üveysi Bağları
- Nakşibend Hazretleri'nin üveysi damarı vardır; üveysi demek yani yaşamış ve vefat etmiş velilerden rüyada talimat, feyz ve bilgi almak demektir.
- Hakim Tirmizi'nin 25 yıldır talebesi olduğunu söylemesi, Hakim Tirmizi ile arasında beş asır zaman fark olmasına rağmen ruhani bir bağ olduğunu gösterir.
- Abdülhalik Gucduvani isimli Hagan şeyhi, Nakşibend Hazretleri'nin yaklaşık 150-180 yıl önce yaşamış bir üveysi olup, onunla rüya aleminde görüşüp feyz almıştır.
- 23:30Üveysi Bağların Tehlikeleri
- Zahire bir mürşidi olmaksızın sadece üveysi olduğunu söyleyerek meşai olmak mümkün değildir, zahire de bir el tutmuş olmak şartı vardır.
- Üveysi zatlar rüyada bilgi aktarabilir ve feyz verebilir ancak bu zatların kim olduğundan emin olmak için ilim gereklidir.
- Rahmetli Doktor Ahmet Amca, vefat eden mürşidini rüyada gördüğünde başındaki külahın olmadığına dikkat etmiş ve "Melun şeytandır" demiş, böylece kandırılmamıştır.
- 25:09Nakşibend Hazretleri'nin Hacı Emir Kulal ile Münasebeti
- Nakşibend Hazretleri, Hacı Emir Kulal'in tekkesine gider, ona talebe olur ve mürit olur.
- Dergahta yüksek sesli zikir başlayınca, rüyasında Abdülhalik Gucduvani Hazretleri'nden azimetle amel etme tavsiyesi almış olduğu için zikre iştirak etmez ve dergahtan çıkar.
- Bu davranış dervişler arasında kırgınlık yarattı ve bir akşam Emir Kulal onu dergaha sokmaz, Nakşibend Hazretleri üzülerek geri döner.
- 26:21Nakşibend Hazretleri'nin Sadakati
- Yolda giderken iki kumar oynayan kişiyi görür ve "Batıl yoldaki bir insan bile parasını feda ederken, ben Allah yolu için ne feda ettim?" diye düşünür.
- Hemen döner ve tekke eşiğinde sabaha kadar soğukta yatarken, Emir Kulal sabah namazı için çıkarken onu görür, içeri alır ve "Sen gerçekten büyük bir zat olacaksın" der.
- Nakşibend Hazretleri'nin sadakati, bir çoban ve köpeği arasındaki benzer bir menkıbede de görülmektedir; köpek ne kadar kovulsa da yanına dönerken, Nakşibend de geri dönmüştür.
- 28:48Sıdkıyet ve Sadakat
- Sıdkıyet, doğrulukla bağlanmak ve kalbi ona doğrultmak istemektir, bu durumda insana cezbe gelir.
- Cezbe, hiçbir karşılık beklemeksizin bağlanma biçimidir, ancak sonunda mutlaka bir karşılık bulur.
- Seyri sülük tamamlamak için safiyet ve beklentisizlik gerekir, karşılık bekleyerek girerseniz tamamlanamaz.
- 30:21Yol ve Yürüme
- Yol mu önemli, yürümek mi sorusuna "yol önemli" cevabı verilmiştir çünkü yol varsa bir yürüyen çıkar.
- Yol inceldikçe güzel olur, sağın uçurum, solun uçurum ve incecik bir patikadan geçmek zorunludur.
- Manevi yolda ilerledikçe insan hedefini küçültür, kendi acziyetini fark eder ve uzaktan bakıldığı gibi olmadığı anlaşılır.
- 34:25Nakşibendilik ve Hz. Ebubekir
- Nakşibendilik, diğer tasavvuf yollarından farklı olarak Hz. Ali'den değil, Hz. Ebubekir'den gelen silsileye sahiptir.
- Hz. Ebubekir'in hafili (tevazusu, sessizliği) nakşibendi mensupları için bir örnek olmuştur.
- Hz. Ebubekir'in Kur'an okurken çok hafif sesli okuması, nakşibendilerin hafi zikri (sessiz zikri) prensibine uygun düşmektedir.
- 36:51Salavat ve Bosna
- Salavat getirilirken, kalbinin bir köşesinde Gazze, bir ucunda Suriye, diğer yerlerde de dünyanın mazlumları yer almalıdır.
- Bosna'da "boşnakça" olarak Resul-i Ekrem'e bir yakarış ve salavat vardır.
- Bosna'da son yıllarda yaşanan sel felaketi, ülkenin dört yıllık milli gelirine el koyacak kadar vahim ekonomik sonuçlara yol açmıştır.
- 42:29Dil Anlayışları
- Konuşmacılar arasında Türkçe ve Arapça arasındaki benzerliklerden bahsediliyor.
- Türkiye'de ezan, Kur'an ve diğer dini ibadetlerin Türkçe olarak gerçekleştirildiği belirtiliyor.
- Ticaret yaparken kişilerin farklı bir dil kullandıkları, ancak bu dilin anlaşılamadığı ifade ediliyor.
- 42:57Nakşibend Şahı'nın Şiiri
- Nakşibend Şahı'nın bir şiiri okunuyor ve şiirin anlamı tartışılıyor.
- Şiirde sadakat, tövbe, hizmet ve Allah'a yönelme gibi manevi değerler vurgulanıyor.
- Nakşibend Şahı'nın Hızır ile yaşadığı bir menkıbeden bahsediliyor, bu menkıbede maneviyat yolunda ilerlerken dünyevi çekicilere karşı istikametin korunması gerektiği anlatılıyor.
- 48:58Hadis-i Şerifler
- İnsanın kıyamet gününde ömrünü, gençliğini, malını ve bilgisini nasıl kullandığından hesaba çekileceği bir hadis-i şerif okunuyor.
- Kur'an'ı okumakta dikkatli olunması gerektiği, Kur'an'ı sadece lafız ve manada değil, amelde de uygulamak gerektiği bir hadis-i şerif paylaşılıyor.
- Kur'an okuyan ve okumayan müminler, günahkarlar hakkında güzel bir hadis-i şerif anlatılıyor; Kur'an okuyan mümin turunç, okumayan mümin hurma, Kur'an okuyan günahkar reyhan otu, okumayan günahkar ise ebu cehil karpuzu gibi tanımlanıyor.
- 51:34Teheccüd Namazı ve Tövbe
- Teheccüd namazının vaktinin geldiği, ümmet-i Muhammed'e dua etmenin öneminden bahsediliyor.
- Allah'ın tövbe edenlerin günahlarını affettiği ve kötülüklerini iyiliklere çevirdiği bir ayet okunuyor.
- Peygamber Efendimizin tövbe etme konusundaki örneklerinden bahsediliyor ve tövbe etmenin her gün her an yapılabileceği vurgulanıyor.
- 54:38Baharmend Hazretleri'nin Hizmetleri
- Baharmend Hazretleri, hocası Emir Kulal'in emriyle yedi yıl boyunca Buhara'da yolları temizlemiş, diken ve taşları kaldırmıştır.
- Aynı dönemde sokak hayvanlarının bakımını üstlenmiş ve insanlara hizmet etmiş, Buhara medreselerinin temizliğini yapmıştır.
- Tasavvuflarda her şeyden önemlisi mahlukata hizmet etmektir; "Baba himmet, oğul hizmet" sözüyle ifade edilir.
- 56:00Hizmetin Önemi
- Ubeydullah Ara Hazretleri, "Tasavvufları kitap okuyarak değil, halka hizmetle elde ettik" demiştir.
- Cenab-ı Hakk'ın yarattığı her şey (ağaç, hayvanlar, insanlar) mahlukatıdır ve Allah'a sevgi artınca onların hepsine karşı da sevgi ve şefkat artar.
- Hizmetle pekişince insan Allah'a daha yaklaşma imkanı bulur.
- 56:58Tasavvuf Yolunda Bakış açısının Değişimi
- Tasavvuflarda sadece ilim, aşk ve irfan yetmez, hizmet de gereklidir.
- Tasavvuf yolunda ilerledikçe insanın kainata ve mahlukata bakışı değişir; bir kuşu "Allah'ın mahluku" olarak görür.
- Tasavvuflı kişi, çiçekte Allah'ın güzellik sıfatının tecelli ettiğini görür ve onla konuşmaya başlar.
- 57:53Müslüman Şefkati
- Müslümanların yaratılmışlara (çiçeğe, böceğe) şefkat göstermesi gerektiği vurgulanmaktadır.
- Gazze'de İsraillilerin üzerine benzin dökerek yakıp şehit ettiği bir çocuğun annesi, "Umarım hiçbir anne benim yaşadığım acıyı yaşamaz" demiştir.
- Müslüman şefkati ve merhameti, düşman anneleri de dışarıda bırakmadan tüm annelere yönelik olmalıdır.
- 59:23Küresel Kuşatma ve Müdahale
- Aklın durması veya çalışması için kalp gerekir; İslam lügatında kalbi olmayanın aklı da yoktur.
- Dünyada Müslümanlar çeşitli sebeplerle küresel bir kuşatma yaşıyor.
- Bu küresel kuşatmaya karşı Müslümanlara düşen onurlu ve izzetli bir küresel intifada vardır.
- 59:54Müslümanların Acıları ve Ramazan'ın Ruhu
- Müslümanların acılarını hissetmek ve onların acılarının kendi acılarına dönüşmesi gerekiyor.
- Doğu Türkistan'da Çinlilerin oruç tutmayı yasaklaması gibi haberlerde görülen acılar, Müslümanların derdini hissetmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
- Ramazan'ın ruhu israf etmemeyi gerektirir, çünkü israf Allah'ın vekaletini kaldırır ve Allah'ın muhafaza vekil olarak tuttuğu varlık şeytan olur.
- 1:04:18Bahaeddin Nakşibend'in Ahlakı ve Hayatı
- Bahaeddin Nakşibend Hazretleri el emeği ile geçinen, arpa, burçak ve kayısı yetiştirip satan, hiç kimseden para istemeyen bir insandı.
- İşsiz kişileri müritliğe kabul etmeyen, "el karda gönül yarda" prensibini savunan bir kişiliğe sahipti.
- Tasavvufta "el karda gönül yarda" ifadesi, elin dünyevi işlerde olmasına rağmen gönülün Allah ile olmasının önemini vurgulayan bir prensiptir.
- 1:08:39Tasavvuf ve Mürşidin Önemi
- Bahaeddin Nakşibend'in sözlerine göre, bazı insanların gönlünde Allah sevgisi tohumu vardır ancak dünyevi bağlar onun gelişmesini engellemektedir.
- Tasavvuf ehli, zikir ve tefekkür yoluyla Allah sevgisi tohumunu atarak bu tohumun gelişmesine yardımcı olur.
- Ahlaki güzellikler sadece kitaptan öğrenilmez, mürşidin rol model olması gerekmektedir; çünkü Allah Peygamber göndererek değil doğrudan bir kitap vererek insanlara hitap etmemiştir.
- 1:10:48Nakşibendlik ve Keramet
- Mürşid-i kamil olarak adlandırılan insanlar havada uçan, denizde yürüyen kişiler olarak hayal edilir.
- Nakşibend Hazretleri'ne keramet göstermesi istendiğinde, sırtlarında vebal olmasına rağmen ayakta durabilmelerinin büyük bir keramet olduğunu belirtmiştir.
- Nakşibendilik ekolünde en büyük keramet istikamet olarak görülür.
- 1:11:49Bosna'daki Anılar
- Bosna'daki sevgili Zeyd'in evinde güzel bir sofra kurulmuş ve yemekler yedilmiştir.
- Zeyd, piyanonun başına geçmiş ve yeni beste halindeki bir eserini canlı olarak dinletmiştir.
- Daha önceki günlerde bazı vicdansızlar odaya girmişlerdir.
- 1:13:01Ezan-ı Muhammedi
- Programda Ezan-ı Muhammedi okunmuştur.
- İstanbul'a yaklaşıyor ve yaklaşıp kapıyı çalacak olan "nur topu gibi bir oruç" olarak tanımlanmıştır.
- Ezan sırasında "Allahu ekber" ve "Eşhedü enla ilahe illallah" gibi ezan sözleri tekrarlanmıştır.
- 1:17:30Şehirlerin Orucu ve İftarı
- Ezan-ı Muhammedi okunduğu sırada, İstanbul'da Bosna ve Mekke'nin tadı hissedilmiştir.
- Şehirlerin de orucu ve iftarı olduğu belirtilmiştir.
- Şehirlerin orucu ve iftarı, şehirlerin bayramı olarak anlatılmıştır.
- 1:18:31İsmail Kılıçarslan'ın Şiiri
- İsmail Kılıçarslan'ın okuduğu şiirde aşkın zararlı olduğu, ancak doğru kişiye yönelince faydalı olduğu anlatılmıştır.
- Şiirde aşkın Leyla, Ferhat, İbrahim ve Ethem gibi isimleri derviş eden bir güç olarak tasvir edilmiştir.
- Tasavvufun öğrettiği Allah sevgisi, peygamber sevgisi ve tüm mahlukatı sevmek modern hayatta kaybedilen bir değer olarak vurgulanmıştır.
- 1:21:10Muhabbet ve Sevgi
- İnsanın en yakını, hoca ve üstadıdır; bu muhabbet modern hayatta kaybedilmiş bir değerdir.
- Muhabbet yolunda önce hoca sevgisinde, sonra Peygamber sevgisinde ve en son Allah sevgisinde fani olmak gerekir.
- Nakşibend Hazretleri, kendisine talebe olmak isteyenlere kalbi katı olanlara "önce bir kız sev de kalbin incelsin" demiştir.
- 1:23:17Aşk ve Sevgi Hakkında
- Aşk yoktur, bütün aşklar baki olanı (Allah) için vardır; kimi sanatı görür, kimi sanatçıyı.
- Aşk denilen şey, bir şekilde aşık olup kalbin incelmesiyle başlar.
- Gönül, Allah'ın mekanıdır; oraya gayrı koymak zulmün en büyüğüdür.
- 1:24:32Himmet'in Hikayesi
- Himmet adında bir zat, Kabe'ye gitmek için niyet etmiş ancak çeşitli nedenlerle gidememiştir.
- Himmet, hac kervanına yetişmek için yola çıkmış ancak hastalanıp geri dönmek zorunda kalmıştır.
- Bağdat'ta hamamda, sultan Harun Reşit ve veziri onu seyrederek, gönül derinliğinden etkilendiler.
- 1:30:04Sultanlık ve Velifet
- Yavuz Sultan Selim'in şairi: "Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş, bir veliye bende olmak cümleden ala imiş."
- Ecdadımızın büyüklüğü, ellerinde kılıç değil tesbih tuttukları ve Allah dostunun önünde diz çöktükleri için cihana hükümran olmalarındandır.
- Program sunucusu, izleyicilere sahur saatlerinde programlarını seyretmelerini teklif ediyor.
- 1:32:38Dini Dua ve Şarkı
- Konuşmacı Allah'a yakararak "benim midem allah allah" diyerek dua ediyor.
- "Meskenim dar allah'a gözyaşım çar" sözleriyle duaya devam ediyor.
- "Durmaz kanar aşkın elinde durulmaz kankalar aşkın elinden" ifadesiyle duanın devamı ve "sallallahu muhammed sallallahu aleyhi" duasıyla bitiyor.
- 1:35:19Duygusal İfadeler
- "Varım ver allah allah kadir varım ver" sözleriyle duaya devam ediyor.
- "Yanayım" ve "yar oradaydı aşkın elinde" ifadeleriyle duygu dolu bir şekilde konuşmacı devam ediyor.
- Konuşmacı "sallallahu muhammed sallallahu aleyke" duasıyla bitiriyor.