Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Kitap Kafesi" adlı programda, ilk bölümde 50 yıllık gazetecilik deneyimine sahip araştırmacı yazar Zeki Oğuz ile, ikinci bölümde genç yazar ve müzisyen Ümit Ölmez ile röportajlar gerçekleştiriliyor.
- Programın ilk bölümünde Zeki Oğuz'un yazarlık yolculuğu, gazetecilikten yazarlığa geçişi, Konya'nın dağ köylerinin kültürüne odaklanan kitapları ve fotoğrafçılık çalışmaları ele alınıyor. İkinci bölümde ise Ümit Ölmez'in müzik ve radyo programcılığı deneyimlerinden yazarlığa geçişi, "Sencil" ve "Pembe Yara Bandı" gibi kitapları ve gelecek projeleri hakkında konuşuluyor.
- Röportajlarda yazarların kişisel deneyimleri, yazma süreci, kitapların içeriği ve Türkiye'deki edebiyat durumu gibi konular tartışılmaktadır. Ümit Ölmez ayrıca sekiz albüm sahibi bir müzisyen olarak kendi müzik kariyerini, Sagopa Kajmer ile olan ortak çalışmalarını ve müzik ile kitap arasındaki farkları da anlatmaktadır. Programın sonunda sunucu, programın misyonunun kitapla insanları yaklaştırmak olduğunu belirtmektedir.
- 00:31Program Tanıtımı
- Kitap Kafesi programı bu hafta da çizgi yayınevinden yayınlanacak ve "Kitapların Gölgesinde" programı yapılacak.
- Programın konukları araştırmacı yazar Zeki Oğuz ve genç kalemlerden Ümit Ölmez olacak.
- İlk bölümde Zeki Oğuz ile birlikte olunacak.
- 01:59Zeki Oğuz'un Özgeçmişi
- Zeki Oğuz gazetecilik kariyerinin 50. yılında bulunuyor ve 1968 yılında gazeteciliğe başlamış.
- Gazetecilikten sonra öyküye yöneldi, öyküden halk kültürü araştırmalarına geçti ve son 20 yılı göçer yörükleri araştırmaya ayırdı.
- Yayınlanmış 20 kitabına sahip ve çizgi kitabevinde yayına hazır bir kitabı bulunuyor.
- 02:54Kitap İçeriği ve Araştırma Yöntemi
- Zeki Oğuz Tatköy kökenli olup çocukluğunu ve ilk öğretimini köyde geçirmiş.
- Çizgi Kitabevinin "Toprak ve Gelenek" adlı kitabında dağ köylerinin kültürü ağırlıklı olarak ele alınmış.
- "Taşra ve Gezgin" kitabında Konya'nın turistik değerlerini vurgulamış ve Beyşehir, Sultan Dağları gibi yerleri tanıtmaya çalışmış.
- 04:47Dil ve Kültür Çalışmaları
- Zeki Oğuz'un kitaplarında deyimler ve atasözleri çok fazla ve kayda değer.
- Bu deyimleri ve atasözleri çocukluktan kalma kültürden beslenerek ve dağ köylerini dolaşarak derledi.
- "Dağ Köyleri Sözlü" adlı sözlük çalışması yapmış ve Konya'da kullanılan yüzlerce öztürkçe kelimeyi kayda geçirmeyi önemsiyor.
- 07:01Gazetecilikten Yazarlığa Geçiş
- Zeki Oğuz ilkokul çağındayken yaşlıları dinlemeyi çok seviyormuş ve Konya'ya geldiğinde bu anıları denemeler halinde yazmaya başlamış.
- 1968 yılında gazeteciliğe başlayınca bu anıları öykü şeklinde yeniden yazmaya başlamış ve yayınlanmış altı öykü kitabına sahip.
- Öykü kariyerini dergiciliğe bulaşması ve "Çalı Kültür Sanat Dergisi"nde 110 sayı yayınlaması nedeniyle biraz aksamış.
- 09:46Konya'nın Dağ Köyleri
- Zeki Oğuz'un kitaplarında Konya'nın dağ köylerinin yaşantısı anlatılmış.
- Konya'nın dağ köylerinin kültürü genel olarak birbirine çok benzer, kış yaşamından yazın yaban hayatına kadar her şeyleri benzerlik gösteriyor.
- Zeki Oğuz sadece bir köyün değil, bütün dağ köylerinin kültürünü ele almış.
- 10:46Seyit Küçükbezirci Hoca Hatıraları
- Zeki Oğuz, Seyit Küçükbezirci Hoca ile 1968 yılından bu yana tanışmış ve gazeteciliğe başladığı dönemde şanslı bir çevreye girmiş.
- 1998'de "Fikir Sanat Kültür Adamları Birliği"ni Seyit Küçükbezirci Hoca ile kurmuşlar.
- Seyit Küçükbezirci Hoca, Konya halk kültürüne çok yakınlığı olan ve Konya'ya çok seven bir insan olarak anılıyor.
- 12:53Seyit Abi'nin Karakteri
- Seyit abisi insanların çevresinde olmasını isteyen biri olmasına rağmen, aynı zamanda yalnızlığı seven bir insandı.
- Seyit abisi yalnızlık anlarını çok seviyordu ve "Zeki cibime binerim, kırlara çıkarım, Sezen Aksu'yu açarım dinlerim" diyerek bu anları hayal edebiliyordu.
- 13:29Zeki Oğuz'un Kitapları
- Zeki Oğuz'un "Taşra ve Gezgin" ve "Toprak ve Gelenek" kitapları Konya köylerini ve yörük hayatını anlatıyor.
- Çalı dergisi her hafta sonu bir geziye giderken, Zeki Oğuz yeni öyküler çıkarmış ve bunların büyük bölümünü 3. Çağ'da yayınlamıştı.
- Gezi öyküleri kalıcı olması için bir kitapta toplanması düşüncesiyle "Gezi Öyküleri" adlı bir kitap hazırlanmış.
- 14:52Şehir ve Köy Yaşamı Hakkında Görüşleri
- Zeki Oğuz doğayı ve göçerlerin arasında olmayı tercih ediyor, ancak şehrin bize kazandırdığı bazı kolaylıklar (televizyon, gazete) mecburi bir hayat tarzı haline gelmiş.
- Şehirler ne kadar kirli olsa, insanları bencillese bile, insanlar alışkanlık yapmış ve mecburen şehirde yaşamak zorunda kalmışlar.
- Günümüzde kırsal kesimdeki insanlar da gelişen teknoloji etkisinde, gençlerin akıllı telefonlarla televizyon izlemesi gibi şehir yaşamının köylere de yayıldığı belirtiliyor.
- 17:36Kitapları ve Okuyucu İlişkisi
- Zeki Oğuz'un kitaplarıyla ilgili geri dönüşler çok olumlu, kitap fuarlarında tanımadığı kişilerin kitaplarından bahsetmesi onu sevindiriyor.
- Bir genç çocuğun "Köylülerin çiçek sevdiğini senin hikayelerden öğrendim" diyerek Zeki Oğuz'a teşekkür ettiği bir anı paylaşılıyor.
- Zeki Oğuz'un fotoğrafları da hikayelerine benzetiliyor ve okuyucular fotoğraflarına bakarken farklı hikayeler aklına geldiğini belirtiyorlar.
- 19:12Yörüklerin Önemi
- Türk kültüründe göçer bir geçmiş var, Orta Asya'dan gelirken koyun ve keçileri gidererek Anadolu'ya yerleşmişler.
- Günümüzde yaklaşık 200 tane göçer kaldı ve Türk kültürünü hiç bozulmadan bugüne kadar getiren insanlar bunlar.
- Zeki Oğuz 2001 yılında yörükleri tanıdı ve bu kesimi ilgilendirmeye devam ediyor.
- 20:15Fotoğrafçılık ve Yayımları
- 90'lı yıllarda dağcılığa başlayan Zeki Oğuz, gittiği yerlerde çıkan güzel manzaralar ve tarihlerden dolayı iyi bir makine edinmek istemiş.
- Fotoğrafın belgesel yönü Zeki Oğuz için çok önemli ve kitaplarında yoğun olarak fotoğrafları kullanıyor.
- Son yayınlanacak olan kitabının "Yüzler" adlı, siyah beyaz fotoğraflardan oluşan bir portre albümü olacağını belirtiyor.
- 22:24Gezginlik ve Yazarlık
- Zeki Oğuz'un gezginlik ruhu çocukluktan kalma bir şey ve yaz aylarında daha uzun süre şehirden kaçıyor.
- Kış aylarında sadece hafta sonları gidiyor ve gezginliğinin yazarlığından ve fotoğraf sanatçılığından kaynaklandığını belirtiyor.
- Türkiye'nin dört bir yerini neredeyse üçte ikisini gezdiğini ve gelecekte Doğu'nun köylerini de yazmak istediğini söylüyor.
- 23:57Yazarlık Yönünü Besleyen Faktörler
- Yazarlık yönünü besleyen ilk şey köyde edindiği kültür, ikincisi çok okumak.
- Çocukluktan beri Sille'deki çocuk kütüphanesine haftada iki sefer yürüyerek gidip kitap değiştirmiş.
- İnsanları tanımak ve kültürleri keşfetmek büyük bir zenginlik katıyor ve hikayelere yansıyor.
- 24:49Etkili Yazarlar ve Kitap Yazma Süreci
- Gazeteciliğe başladığında Fikret Otyan'ın güneydoğu röportajlarını çok seviyor ve yazarken Yaşar Kemal ve Orhan Kemal gibi yazarlara özeniyor.
- "Sedef Saplı Bıçak" adlı kitabın yazması yaklaşık on sene sürmüş.
- Kitapta Miço-Yılmaz Güney dostluğu, 50'li-60'lı yılların Konya'sı ve Zeki Oğuz var.
- 26:55Zeki Oğuz'un Kitap ve Fotoğraf Çalışmaları
- Zeki Oğuz, kitap yazmanın zaman alıcı olduğunu ve araştırma kitaplarının özellikle uzun süreden geçtiğini belirtiyor.
- Yörüklerle ilgili ilk kitabı 2004'te, üçüncü kitabı ise 2016'da çıktı ve bu kitaplar arasında 15-16 yıllık bir süreç var.
- Oğuz, "Dağ Köyleri" sözcüğünü tamamlamayı ve Konya'nın 1920'lerdeki Delibaş İsyanı dönemini roman şeklinde anlatmayı planlıyor.
- 29:30Fotoğrafçılık ve Yazarlık
- Zeki Oğuz, fotoğrafçılık ve yazarlığı birbirinden ayrı olduğunu, fotoğrafçılığı bırakamayacağını belirtiyor.
- Fotoğrafçılığın belgesel yönünün ağır basması ve insanların hikayelerini dinlerken onların fotoğraflarını çekmenin kendisi için ayrı bir zevk olduğunu söylüyor.
- Fotoğraf çekmek için önce insanlarla tanışmak, selamlaşmak ve hal hatır sorulması gerektiğini, bu sayede yeni dostlar kazanıldığını vurguluyor.
- 30:29Genç Yazarlara Mesaj
- Zeki Oğuz, genç kalemlere çok okumaları gerektiğini, okumadan yazmanın "buzun üzerine ev yapmak" gibi olduğunu söylüyor.
- Fotoğrafla dost olmanın çok önemli olduğunu, bu sayede çok değişik kazançlar elde edilebileceğini belirtiyor.
- Türkiye'de gençlerin kitap okumaya alışkanlık edilmesi için birçok faaliyet yapıldığını ve bunun sevindirici olduğunu ifade ediyor.
- 31:22Fotoğraf Sergileri
- Zeki Oğuz, 1995'te Konya Güzel Sanatlar Galerisi'nde ilk fotoğraf sergisini açtığını ve o serginin kötü fotoğraflarla açıldığını belirtiyor.
- Konya Fotoğraf Amatörleri Derneği'nin kurulmasının o kötü sergiyi doğurduğunu ve bugün birkaç faal dernek olduğunu söylüyor.
- Konya'da ilk sergiyi açan kişinin kendisi olduğunu ve bu serginin Konya fotoğrafçılığını doğurduğunu belirtiyor.
- 32:47Kitap Kafe Programı
- Zeki Oğuz, Kanal 42'nin sanata ve edebiyata yakın durmasını çok sevindirici bulduğunu ve bunu sürdürmesini dilediğini söylüyor.
- 33:30Ümit Ölmez'in Tanıtımı
- İkinci konuk Ümit Ölmez, genç bir kalem, araştırmacı yazar, iyi bir müzisyen ve piyanist olarak tanıtılıyor.
- Ölmez, geçmiş dönemde yazarlıktan ziyade müzikle ilgileniyormuş ve radyo programcılığı yapmış.
- Yazarlık, müzik ve radyo programcılığı sayesinde keşfedilmiş, yeni reklam metinleri ve müzik sözleri yazarken yazar tarafını keşfetmiş.
- 35:08Kitap Çalışmaları
- Ümit Ölmez'in ilk kitabı "Sencil" 2014 yılında çıkmış ve bu Türkiye'nin ilk tam aforizma kitabı olarak geçiyor.
- Kitap, müzik döneminde yazılmış ancak yayınlanamamış şarkı sözleri, köşe yazıları ve aforizmaların bir araya getirilmesiyle oluşmuş.
- Kitap okuma oranının düşük olduğu Türkiye'de bu tarz bir kitabın riskli olduğunu ancak umulmadan daha iyi sonuçlar elde ettiğini belirtiyor.
- 36:33Yazarlık Yolculuğu
- Konuşmacı 2004-2005 yıllarında 17-18 yaşlarında radyo programında müzik çalarken, reklamlarda metin yazarlığı yapmaya başlamıştır.
- Rapi kafiye gerektiren, teknik bir sanat olarak tanımlayan konuşmacı, kuzenleri ve arkadaşlarıyla kurduğu rap grubunda müzik ve sözlerle ilgilendiğini belirtmiştir.
- 2014 yılında ilk kitabını çıkaran konuşmacı, Konya gibi okuma oranları düşük bir şehirde genç yaşta kitap çıkarmak riskli ancak cesur bir adım olarak görmüştür.
- 40:18Yazma ve Yaşama İlişkisi
- Konuşmacı, yazmak için yaşamak gerektiğini düşünmüyor, çünkü milyonlarca kitabın yaşayarak yazılmadığını savunuyor.
- İlk kitabı "Sencil"de yaşanmış olaylar olmasına rağmen, son kitabı "Pembe Yara Bandı"nda bilimsel aşk romanı olarak geçse de, aslında bilimsel açıklamaları araştırmalar sonucu yazdığını belirtiyor.
- İnsanların kendi duygularını ifade etmekte zorlandıklarını, bu yüzden yazarların değerli olduğunu vurguluyor.
- 41:36"Pembe Yara Bandı" Kitabı
- "Pembe Yara Bandı" kitabının kadınlara yönelik görünse de aslında bir erkeğin hayatını anlatıyor ve temel duyguların bilimsel açıklamalarını içermektedir.
- Kitapta Konya'da çalışan bir üniversite öğrencisinin hikayesi, mektuplaşmalar ve bilimsel bilgilerle örtüşmüş olup, bilimsel aşk romanı olarak geçmektedir.
- Konuşmacı, kitap yazarken psikolog ve rehber hocalarından bilgi ve destek aldığını, bu kitabın kendisine ait dört kitabından en emekli ve güvendiği kitap olduğunu belirtiyor.
- 43:43Bilimsel Aşk Kavramı
- Konuşmacı, bilimsel aşk kavramını her şeyin matematikle çözülebileceğini ve altın oran gibi bilimsel gerçekleri içerdiğini savunuyor.
- Kitabında, insanın yaşadığı duyguların bilimsel olgular olduğunu, örneğin üzüntünün insanı zayıflattığı düşünüldüğünde aslında daha güçlü hale getirdiğini anlatıyor.
- Aynı konudan ötürü yaşanan duyguların zamanla daha sakin yaklaşıldığını, bu da bilimsel bir gerçektir.
- 45:15Kitap Tepkileri
- Konuşmacı, Konya'nın kitap satış yüzdesi açısından ilk dört şehir arasında olmadığını üzüntüyle belirtiyor.
- Kitabın en çok İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da iyi tepki aldığını, özellikle Bursa'da mekanları tanıdığı için daha fazla ilgi gördüğünü söylüyor.
- Kitabın en beğenilen yönünün mektuplar bölümü ve bilimsel açıklamalar olmakta, hikaye ise daha az önem verilmiş durumda.
- 47:00Yazarlık Deneyimi
- Konuşmacı ilk programında tek kitabına sahipken, şu anda dört kitabına sahip olduğunu belirtiyor.
- Yazmak şanslı bir durum olarak görülse de, yazıcının diğer insanlarla konuşmak yerine kağıda yazabildiği bir sırdaşı olduğu için bir tür şanssızlık da içeriyor.
- Yazarlık, yazıcının yalnızlığa mahkum eden bir durum olarak görülüyor ve bu durum asosyal bir tarafa yönlendiriyor.
- 48:18Yazarlık ve İlişkiler
- Yazarlar, kağıda yazarak sırlarını paylaştıklarında, diğer insanlarla konuşmaktan daha az kaygı ve korku yaşarlar.
- Yazılanlar, okuyucuların kalbine ve yüreğine dokunarak onlara pay verir ve bu durum yazarı mutlu eder.
- Konuşmacı, "Pembe Yara Bandı" kitabında yaşadıkları olumsuz ve olumlu durumları yazdığını belirtiyor.
- 49:41Yazma Süreci
- Konuşmacı, yazdıklarını hemen okuduğunda kendisine komik gelmesi nedeniyle, yazdıklarını birkaç gün bekletip sonra okumayı tercih ediyor.
- Bu yöntemle yazdıklarının doğruluğunu daha iyi değerlendirebiliyor ve yazıp attığı dönemlerden sonra artık yazdıklarını atmadığını belirtiyor.
- Deneyim kazanmakla birlikte, yazılanların doğru noktalarını tespit etme oranının arttığını ifade ediyor.
- 51:18Gelecek Kitapları
- Konuşmacının beşinci kitabı olan "Yedi Büyük Günahın Ayrıntısı" adlı dini bir kitap olarak tanımlanıyor.
- Kitap, Kur'an-ı Kerim'de yer alan yedi büyük günahı hocaların desteğiyle ve Kur'an'dan alıntılar yaparak anlatmayı amaçlıyor.
- Konuşmacı, aşk romanları dışında coğrafya ile ilgili, özellikle Orta Asya, Moğolistan ve Kazakistan gibi konularda yazmak istediğini belirtiyor.
- 53:02"Pembe Yara Bandı" Kitabının Adı
- Kitabın adı "Pembe Yara Bandı" olarak seçilmesinin sebebi, konuyu yumuşatmak ve olumlu bir izlenim bırakmak istemesi.
- "Pembe" kelimesi, "yara" kelimesinin olumsuz izlenimini hafifletmek için kullanılmış.
- Kitabın başında "Bazı yaralar öperek geçer, bazıları dinleyerek" ifadesiyle, insanların derdini bir başkasına anlatarak hafifletme imkanı vurgulanıyor.
- 55:07Müzik Hayatı
- Konuşmacının müzik hayatına da sahip olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacının bir albümü olup olmadığı veya müzik yapmanın hobisi olup olmadığı sorgulanıyor.
- 55:29Müzik Kariyeri ve Albümler
- Konuşmacı sekiz albüm sahibi olup, bunların ikisi bandrollü (dijital platformlarda değil, müzik satış noktalarında da satılan) olarak satışa sunulmuştur.
- 2011-2014 yılları arasında Sagopa Kajmer ile ortak çalışma fırsatı yakalamış, şirketinden iki albüm yapmış ve turneler düzenlemişlerdir.
- Konuşmacının kendine ait tek bir albümü "Şiir ve Serbest Anlatım" adıyla sadece dijital platformlarda satışa çıkmıştır.
- 56:23Rap Müziği ve Türkiye'deki Durumu
- Konuşmacı, müzik konusunda çok zor bir tür seçtiğini, Konya'da ve Türkiye genelinde rap müziğinin zor bir konu olduğunu belirtiyor.
- İlk başlarken rap müziği Türkiye'de çok az takdir görmüş, ancak reklam ve film müzikleri sayesinde yukarıya çıkmaya başlamıştır.
- Konuşmacı, en zor dönemde çalışabildiği en kaliteli insanla çalıştığını ve müzik için kendisini daha doğru ifade edebildiğini söylüyor.
- 57:24Piyano ve Müzik Deneyimleri
- Konuşmacı piyano çaldığını ve birçok eğitim kurumunda, güzel sanatlar fakültesi'nde çalışan arkadaşlarına eğitim verdiğini belirtiyor.
- Sadece bir kez Ankara'da bir kafede piyano çaldığını ve ilk defa alkış aldığını anlatıyor.
- Konuşmacı hiçbir zaman canlı bir şekilde piyano çalmadığını, insanların karşısında çalmadığını vurguluyor.
- 58:24Müzik ve Kitap Karşılaştırması
- Konuşmacı, müzikün ruhun gıdası olduğunu ve kitaptan daha önde olduğunu belirtiyor.
- Dünyada müzikün kitaba göre daha çok tercih edildiğini, çünkü duymak okumaktan daha zahmetsiz olduğunu söylüyor.
- İnsanların genelde manevi olarak ucuz olan şeyleri tercih ettiğini ve müzikün olmazsa olmaz olduğunu vurguluyor.
- 59:09Kültür ve Sanatın Dijital Dönüşümü
- Kültür ve sanat alanında maddi değerleştirmeye doğru gidildiği için, sanat artık parayla satın alınabiliyor.
- E-kitap uygulamaları dijital ortamda kitap okumayı kolaylaştırıyor ancak fiziksel kitap deneyiminin yerini alamıyor.
- Müzik sektöründe de dijital dönüşüm, sanatın değerini düşürerek sıradanlaşmasına neden oluyor.
- 1:00:25Sanatın Kalitesi ve Seçicilik
- Sanat alanında talep arttıkça kalite düşüşü yaşanıyor, ancak kaliteli sanatçılar ve eserler seçicilikle bulunabilir.
- Barış Manço ve Mevlana gibi isimler, sanatın kaliteli örneklerini temsil ediyor.
- Sanat konusunda seçicilik yapmak ve kaliteli eserleri seçmek önemlidir.
- 1:01:18Yazarın Edebiyat Dergilerindeki Yeri
- Yazar, Türkiye genelinde yaklaşık yetmiş kültür ve edebiyat dergisinde makalelerinin yer aldığı belirtiyor.
- İki farklı proje kitabında yer alıyor ve özellikle kitap projelerini geliştirmekle ilgileniyor.
- Konya'da müzik stüdyosu açarak yerel sanatçıları ulusal düzeye taşımaya çalışmış.
- 1:03:11Konya ve Edebiyat
- Yazar, Konya'yı temsil etmek için çok çabaladığını ancak şehrin edebiyata olan ilgisinin yeterli olmadığını düşünüyor.
- Konya'nın edebiyat şehri olmasına rağmen kitap okuma oranının düşük olması onu üzüyor.
- Yazar, artık projelerini bireysel olarak değil şehir adına değil de kendisi için geliştirmeyi tercih ediyor.
- 1:05:11Okuma Tercihleri
- Yazar, Türk yazarları okumaktan kaçınıyor çünkü etkilenmekten korkuyor.
- Genellikle yabancı yazarlar, özellikle Rus edebiyatını takip ediyor.
- Biyografi, roman ve tarih kitaplarını tercih ediyor, özellikle yaşamış büyük insanların hikayelerini okumayı seven.
- 1:06:43Sadakat ve Vicdan
- Sadakat, öncelikle kendine ve kendi düşüncelere sadık olmaktır.
- Vicdan, insanın aklını ve kalbini hükmeden tek unsur ve duygudur.
- İnsanlar önce kendilerine sadık olmalı, böylece vicdan muharebesine girmeyecekler.
- 1:08:41Program Değerlendirmesi
- Yazar, "Kitap Kafe" programını Konya'da olması gereken ve geç kalınmış bir program olarak değerlendiriyor.
- Bu tarz programların insanları kitaba yaklaştırmak için çok önemli olduğunu vurguluyor.
- Programın gitgide daha fazla izleyiciye ulaşacağını ve başarılı olacağına inanıyor.