Buradasın

İnsan Varoluşu, Mutluluk ve Kişisel Tekamül Üzerine Bir Sohbet Programı

youtube.com/watch?v=4TeJcEJoMqY

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, "Birlikte Götürelim" adlı bir program formatında gerçekleşen, İnanç Hoca, Nevzat Tarhan Hoca ve diğer konuşmacıların katıldığı bir sohbet programıdır. Programda dini, felsefi ve psikolojik konular ele alınmaktadır.
Video, insanın ne olduğu, kişisel tekamül, mutluluk, ölüm ve ruh gibi temel varoluşsal konuları kapsamlı şekilde ele almaktadır. Program boyunca şiirler yorumlanmakta, şairlerin (Galip, Necip Fazıl, Nurettin Topçu, Nabi) eserleri üzerinden felsefi düşünceler aktarılmakta ve modern toplumun yaşadığı bunalımlar tartışılmaktadır. Ayrıca Ramazan ayı, gençlik davranışları ve Doğu-Batı kimlik krizi gibi güncel toplumsal konular da programda yer almaktadır.
Programda insanın dört önemli genetik özelliği (yeniliği arama, anlam arayışı, zaman farkı ve ölüm farkı) açıklanmakta, mutluluğun ne olduğu ve nasıl kazanılabileceği üzerine bilimsel çalışmalar paylaşılmakta ve pozitif psikoloji konuları ele alınmaktadır. Konuşmacılar, "dünyayı değiştirmek yerine kendini değiştir", "sıradan şeylerden zevk al" gibi pratik tavsiyeler vererek programı sonlandırmaktadır.

İnsan Olmanın Anlamı: Program, inanç ve Nevzat Tarhan ile birlikte hayat, insan olma ve kişisel tekamül konularını ele alıyor.
Programın amacı, hayatın stresleri ve koşturmacaları arasında bir mola vererek insanları durup düşünmeye teşvik etmektir.
İnsan olmanın temel soruları ele alınacak ve iyilik-kötülük kavramları tartışılacaktır.
01:38İnsanın Farklılığı: İnsan, diğer canlılardan farklı olarak soyut düşünce, kavramsal düşünce ve sembolik düşünce yeteneğine sahiptir.
Diğer canlıların temel ihtiyaçları yemek, içmek ve üremekken, insan hayal dünyasında daha geniş bir spektrumda düşünmeyi yapabilir.
İnsanın dört önemli geni vardır: yeniliği arama geni, anlam arayışı geni, zaman farkındalığı geni ve ölüm farkındalığı geni.
04:36İnsanın Özel Özellikleri: İnsanlar, diğer canlılardan farklı olarak zihin teorisiye sahiptir, yani karşı tarafın düşüncelerini ve duygularını anlayabilir.
İnsanlar öleceğini bilen tek canlıdır ve bu farkındalık onları diğer canlılardan ayırmaktadır.
İnsanlar özgür tercih yapabilir, yaratana kafa tutabilir ve hem en şerefsiz hem de en zalim davranışları gösterebilir.
06:21İnsanın Doğası: İnsan, sadece yemek, içmek ve üremek için gelmemiştir, daha derin bir anlam aramaktadır.
İnsanlar özbilinç, özyönetim ve sosyal bilinç gibi özelliklere sahiptir.
İnsanlar sadece somut zevkleri değil, soyut zevkleri de yaşamak zorundadır, aksi takdirde insanlık derecesinden düşmektedir.
07:31İnsanın Potansiyeli: İnsanlar sadece yüzde bir kapasitesini kullanmaktadır.
İnsan beyni beklenmeyen ödüllere daha çok tepki gösterir ve sürprizlerden keyif alır.
Bazı insanlarda riskli davranış geni aktif olabilir ve bu kişiler adrenalin hevesinden keyif alabilirler.
11:47Galip Merhum'un Şiiri ve Mutluluk Anlayışı: Galip Merhum'un kırksekiz misralık bir şiirinden bahsediliyor ve "dört üstü dört olur mu?" beyti okunuyor.
Şiirde kamil manada mutluluk için ortamın yetersiz olduğu, zıtların bileşiminde bir tarafın mutlu olursa diğer tarafın arızalı kalacağı anlatılıyor.
İnsanın öleceğini bilmek, dört temel farktan biri olarak zikrediliyor ve "öldükten sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusu soruluyor.
12:54Ölüm ve Yaşam Anlayışı: İnsanlar sonsuz yaşayacak şekilde yaratılmış, ruhun yaşlanmadığı hissi var.
Materyalist sistem insanı "doğar, yaşar, ölür" şeklinde tanımlarken, günümüzde yaşlandıkça yaşama ateşi ve arzusu artıyor.
Ölüm yaklaştıkça hayatın anlamı ve varoluşun nedeni soruları ortaya çıkıyor.
14:19Galip Merhum'un Şiirleri ve Yaşamı: Galip Merhum yirmidört yaşında divanını tamamlamış, kırkiki yaşında ömrünü tamamlamış.
Galip Merhum'un şiirlerini anlamak için "neredeyse saç dökülüyor" deniliyor, bu birikimin nasıl sağlandığı merak konusu.
Konuşmacı, Galip Merhum'a "ne yedin de böyle oldun üstad?" sorusunu sormak istediğini belirtiyor.
15:55Necip Fazıl ve Nurettin Topçu Hikayesi: Necip Fazıl ve Nurettin Topçu'nun arasında bir hikaye var, Topçu hasta olunca Necip Fazıl onu ziyarete gidiyor.
Necip Fazıl, "biz hiç kimsenin Allah demediği zaman Allah dedik, cennetin kapısına vurup gireriz" diyerek cennetin garantisi olduğunu belirtiyor.
Konuşmacı, Nabi Merhum'un üstadı olduğunu ve onun divanıyla kırk yıldır meşgul olduğunu söylüyor.
18:13Cennet ve Cehennem Anlayışı: Cennet ve cehennem konusunda ümit ve korku zirvede olmalı.
Bir şiirde cehenneme "Ey behit etme" (Ey cehennem, gücenme) deniliyor ve cehennemin de müşterisi senden fazla olduğu belirtiliyor.
Galip Merhum'un kırksekiz misralık şiirinde bir insanın geldi gittiği anlatılıyor.
19:25"Niçin" Sorusu ve Fuzuli'nin Şiiri: "Niçin" sorusu önem itibariyle öndedir ve bu soruya asil, güzel ve şerefli bir cevap vermek gerekir.
Fuzuli'nin "Canı kim Canan'ı için sevse Canan'ın sever" beyti okunuyor.
Fuzuli'ye göre, sevilen nesne değil, sevilen için yöneldiğin önemli; canan'a armağan etmek için canı sevmek hakiki aşktır, kavuşmak için sevmek ise egoizmdir.
21:59Mevlana Şiiri ve Anlamı: Mevlana'nın "Hoşça bak zatına" başlıklı şiirinde insanın kendi varlığını ve değerini anlaması gerektiği vurgulanıyor.
Şiirde insanın ruh olduğunu, bedenin sadece ruhun bineği olduğunu, işi bitince bırakılacak bir araç olarak tanımlaması öneriliyor.
İnsanın dünyaya Allah'a kavuşmak, onu tanımak ve dost olmak için geldiği belirtiliyor.
27:35Çöl Metaforu: Çölde yolculuk yapan bir insanın canavarlardan kaçarak kuyuya atladığı, kuyunun ortasındaki ağaca tutunduğu bir hikaye anlatılıyor.
Ağaçta yiyecekler ve iki fare (siyah ve beyaz) var, fareler ağacı kemiriyor, yukarıda ve aşağıda canavarlar var.
İnsan bu durumda ümitsizliğe düşüp değil, durumun bir hikmeti olduğunu düşünmeli, bir güçün kendisine başka bir şey istediğini anlamalı.
30:31Kuantum Fiziği ve Varoluş: Kuantum fiziği materyalizmi bitirdi ve varoluşu açıklama getirdi.
Kuantum fiziğine göre önce bilgi var, sonra enerji, sonra madde ve sonra canlılık ortaya çıkıyor.
Bazı fizikçiler, dünyanın dışında yüksek bilgisayar teknolojisi kullanan üstün bir topluluk olduğunu ve bizi yarattığını düşünüyorlar.
33:06Tasarımsal Varoluş ve Allah'ın Vücudu: Evrende bir dış yardımcı olması akla en yakın yöntem olduğundan, tesadüfi varoluş yerine tasarımsal varoluş akla daha yakın gelmektedir.
Deistler, "yaratmış sonra karışmıyor" tarzında bir inanışa sahiptir, ancak mükemmel bir yaratıcı olamayacağı için bu inanış acizlik olarak görülür.
Allah'ın "vacibül vücut" sıfatı, vücudu olması gerektiği anlamına gelir ve bu sıfat mükellefiyet verme durumunu ortaya çıkarmaktadır.
34:16Saray Hikayesi ve Varoluş: Bediüzzaman'ın kitabında geçen bir hikayede, çölde bir saraya rastlayan iki arkadaş, birinin sarayın sahibinin temsilcisi olduğunu ve kurallara uymaları gerektiğini söyler.
Hikayede, saray dünya hayatı, kurallar ise dinin kuralları olarak anlaşılmaktadır.
İnsanın içinde hesap vermeme arzusu vardır ve "din" kelimesi aslında "hesap vermek" anlamına gelmektedir.
37:14İyi ve Kötü Sorunsalı: İnsan doğasında var olan kurallar ve kötülük yapma özgürlüğü sorunu, ilahiyatta "şer sorunsalı" veya "teodize sorunu" olarak bilinmektedir.
New York Üniversitesi, insanın ahlaka aykırılık ölçeği olan "depravitiscale" testini geliştirmiştir.
İnsan doğasında hem kötücül hem de iyicil duygular vardır, doğarken getirilen bu iki eğilim arasından hangisini beslersek o kazanır.
39:01Özgürlük ve Tercih: Beynin ön bölgesi yap yapma, evet hayır kararlarını verirken, geri kalan bölgeleri ise bu kararları gerçekleştirir.
İnsanın tek özgür iradesi tercih yapmaktır, seçimden sonra beyindeki enerji kötülüğe veya iyiliğe yönelebilir.
Özgürlüğün sebebi, insanın gelişebilmesi ve yeteneklerinin ortaya çıkması için verilmiştir.
40:45Değerli Hammaddeler ve Yetenekler: Madenciler toprakta bulunan altınları siyanüre sokarak ayırır ve sadece yüzde bir kadarını elde ederler.
İnsanlar da dünyaya geldiğinde, sınavdan geçenlerin bir değere varması gibi, sınıfta yüzde beş-on seçkin öğrenci için okulun ve devletin yatırım yapması gerekir.
Fatih Sultan Mehmet, medreselerini kurarken elli kişilik sınıfta iki-üç, yüz kişilik sınıfta yedi-sekiz yetenekli öğrencinin çıkacağını düşünerek sınıfı büyütmüştür.
42:24Fırsat İklimi ve İnovasyon: Fırsat iklimi ve ihtimal iklimi olan yerlerde yetenekler gelişir, aksi takdirde insanlar yeknesak bir hayatta körelir ve ölüme daha yakındır.
Girişimciliğin ve inovasyonun yüzde onbeş kuralı vardır: bir kişi on saat çalışıyorsa, bir buçuk saatini çalıştığı şey hakkında düşünsün.
Ramazan, insanlara "dur, düşün, yeniden başla" demek için gelen bir aydır.
43:35Ramazan ve Hayat Değerlendirmesi: On bir ay boyunca rutin işleri yaparken, Ramazan ayı insanlara ölüm, hayat, açlık ve tokluk gibi konuları yeniden değerlendirmeleri için fırsat tanır.
Ramazan, dünyasallıktan kurtarıp hayatın ilahi hedefe uygun hale getirilmesini sağlar.
İnsanı en iyi bilen onu yaratan Allah'tır, bu nedenle hayat planlarını ilahi hedefe göre yapmak önemlidir.
46:36Nefis ve İmtihan: Nefsin iki yüzü vardır: kötülük yapabilme ve yaşamak için gerekli olan üreme, yeme içme gibi arzular.
Nefsin olumsuz yönelimlerine karşı çıkarak, onla mücadele ederek insan yükselir ve Allah dostu haline gelir.
Hayatta karşılaşılan zorluklar aslında imtihan vesilesidir ve bu zorluklar aslında çok az, ihmal edilebilir miktarlarda acıya neden eder.
49:33Mücadele ve Hakikate Teslim Olma: İnsanın içinde kötülük kabiliyeti, kapasitesi ve eğilimi vardır ve onunla mücadele ederek yükselme mücadelesi yapmaktadır.
Bazı insanlar hayatın kolay yanlarını arayarak kaçamak yaparken, hakikate teslim olma erdemini gösteren de az değildir.
Hayatta karşılaşılan her şeyi imtihan olarak görmek, daha kolay ve daha rahat bir yaşamın yolunu açar.
51:31Şeriat, Tarikat ve Hakikat: Konuşmacı, şeriat, tarikat ve hakikat kavramlarını anlatmak için bir örnekle açıklıyor.
Üç kişi abdest alırken bir zorba onlara tokat atıyor; birinci kişi şiddetle cevap veriyor (şeriat), ikinci kişi tebessüm ediyor (tarikat), üçüncü kişi bile dönüp bakmıyor (hakikat).
Şeriat "bu senin, bu benim", tarikat "hem senin hem benim", hakikat ise "ne senin ne benim" anlamına geliyor.
53:27Ayna Metforu: Erzurumlu bir arif zattan alınan sözlerde "göz aynı de kendin görür vechini pak ile mirate bütan olmasın" ifadesi yer alıyor.
"Yüzünü temizle de aynaya iftira etme" sözüyle insanlara kusurlarını başkalarında aramamaları tavsiye ediliyor.
Ayna kalp olarak görülüyor ve kalp cemal (Allah'ın tecelli eden sıfatları) için ayna kalbin temizlenmesi gerekiyor.
55:17Ruhun Formatlanması: İnsan ruhuna format atmanın öneminden ve bunu nasıl yapacağımızı bilmediğimizden bahsediliyor.
İnsan kendini olumlaması ve Allah'tan bilmesi gerektiği, ancak bunun motivasyonunu içimize nasıl bulacağımız sorusu soruluyor.
Bu değişimi bir gece yapmanın zorluğu vurgulanıyor.
55:56Pozitif Psikoloji ve Mutluluk Bilimi: Psikiyatride pozitif psikoloji bilimsel bir alan haline geldiği belirtiliyor.
İngiltere'de Bristol Üniversitesi ve Harvard'da mutluluk dersleri verildiği, ABD'de ise intihar, cinayet ve boşanmaların arttığı belirtiliyor.
Pozitif psikoloji, sıfırın üzerine çıkmak için kişiyi "wellbeing" (iyilik) haline getirmeyi öğretiyor.
57:49Mutluluk Biliminin Temelleri: Gazali'nin "Saadetin Kimyası" kitabında kendini tanımak, nefis muhasebesi gibi konular işlendiği belirtiliyor.
Pozitif psikoloji, empati, bağışlayıcılık, minnettarlık eğitimi, öfke yönetimi ve stres yönetimi gibi konuları öğretiyor.
Üsküdar Üniversitesi'nde verilen mutluluk dersinden öğrencilerin olumlu geri bildirimler aldıkları belirtiliyor.
59:13İyi İnsan Olmanın Önemi: İnsanın varoluş için iyi insan olmasının kirası olduğu vurgulanıyor.
İyi insan olmak insanın amacı olarak belirtiliyor.
Dürüst olmanın insanı iyi hissettirdiği, yalan söylemenin ise güveni zedelediği ve aileyi güvenli bir alan yapamamanın yol açtığı belirtiliyor.
1:00:58İyilik ve Kötülük Hakkında Düşünceler: İnsanlar bazen kendi kişisel egolarından, dürtülerinden ve kıskançlıklarından dolayı başkalarına kötülük yapabilirler.
İnsanlar içinde hem iyi hem de kötü özellikleri bulundurur, "iyiyim" diyen kişinin mutlaka iyi olduğu veya "kötüyüm" diyen kişinin mutlaka kötü olduğu söylenemez.
Kişisel gelişim teknikleri uzmanı olmayan kişiler tarafından yanlış kullanıldığında, insanlar kendi olumsuz yönlerini görmeyen, egosu şişmiş bireyler ortaya çıkabilir.
1:02:02Kendi Kusurlarını Görmek: İnsanlar genellikle kendi kusurlarını görmez, bunları dış nedenlere bağlarlar; bu durum çocuklukta da aile tarafından öğretildiği için daha da yaygınlaşır.
İnsanın asıl özgürlüğü, içsel çeldirici arzular ve dürtülere karşı kendini kontrol etmektir.
Bazı insanlar sürekli başkalarını kıskanırken, kendilerini de kıskanıldıklarını düşünürler; bu durum narsizm hastalığıyla ilişkilidir.
1:03:29Narsizm ve Kibir: Narsizm, kendini özel, önemli, üstün ve ayrıcalıklı görmek olan bir durumdur; narsist insanlar empati yapamaz, eleştiriye tahammül edemez ve kıskançlık duygusunu yoğun yaşarlar.
Narsizm ve kibir aynı mefhumu ifade eder; kibirli olanlar genellikle kibir hakkında konuşur, kendilerini eleştiremeyen ve yardım isteyemeyen kişilerdir.
Narsistik körlük, etrafındaki herkesin sürekli övmesi nedeniyle kişinin kendini görememesi durumudur; bu nedenle demokrasilerde muhalefet ve eleştiri zorunludur.
1:06:27Narsizmi Tedavi Etme: Narsisizm övgüyle beslenir; kişiliğini övmek narsisizmi büyütürken, davranış ve çabalarını eleştirmek gerekir.
Narsist hastalığını keşfetmek için kişinin kendi kusurlarını kabul etmesi ve kendini görebilmek için bir aynaya bakması gerekir.
Dostunuz size Allah'ı ve ölümü hatırlatıyorsa dosttur, unutturuyorsa düşmanıdır; tarihte de bu durumun örnekleri vardır.
1:08:58Ölüm ve Dünyevi İlişkiler: Harun, devlet başkanının makamına oturarak kendisine saygısızlık edildiğini düşünüyor ve ağlıyor.
Harun, ömrünü dünyada geçirirken kendisine kötü davrananlara maruz kaldığını, Behlül ise ömrünü cennette geçirirken böyle davrananlara maruz kalmadığını fark ederek ağlıyor.
Ölümle ilişkide, ölümü sevimsiz bulan kişinin bir sorununun olduğunu belirtiyor.
1:10:33Cennet ve Dünyevi Hatıralar: Cennete gitmiş olanlar dünyadan hatıra nakletmeyi severler, ancak dünyada üzücü şeyler cennete giremez, bu yüzden silinir.
Dünyada tatlı bir şey olarak uyku hatırlanır çünkü uykuda ruh bedeni terk eder.
Ölüm, ruhun bedenin tamamen terk etmesi olduğu için lezzetli bir şey değildir.
1:11:26Ölümle Yüzleşme ve Ruh-Beden İlişkisi: Ölüm güzel bir şey olduğundan, perde ardından haberin güzel olmasaydı ölmezdi.
Hz. Peygamber'in emri "ölmeden önce ölüm asıl kavuşma" ifadesi, ruh ve bedenin ayrı ayrı idrak edilmesi ve özelliklerinin tanınmasıdır.
Ruh ayrıldığında geride kalan beden çok çirkin görünür ve bu durum insanın kendisini kötü hissetmesine neden olur.
1:13:04Dostluk ve Mutluluk: Bistami Hazretleri'ne gelen kişinin dünyada dost olmadığına yakınıyor, Bistami "sana yardım edecek dostlar arıyorsan bulamazsın, ama yardım edilecek dostlar arıyorsan çok var" diyor.
Pozitif psikolojide "başkalarını mutlu ederek mutlu ol" öğretisi önemlidir.
Modernizm ve kapital sistemi "kendini mutlu et" öğretisini savunurken, başkalarını mutlu etmek kişinin mutluluğunu artırır.
1:14:42Budist Rahiplerin Beyin Tepkisi: Budist rahiplere yanık insan görüntüleri gösterildiğinde, beyinde acıma ve şefkat duygusuyla birlikte mutluluk duygusu alanları harekete geçer.
Budist rahiplerin yaşam felsefesinde dünyayı fazla sevme ve ölümle yüzleşme vardır.
Ölümle cesaretle yüzleşmeyi başaran insan, kendini aşmış ve varoluşuna uygun yaşayabilen bir insandır.
1:16:45İki Dünya Güzelliği: Dünyayı terk etmek değil, iki dünyada güzellik istemek önemlidir.
Namazın ve Kabe'deki tavafın sonundaki dua, iki dünya güzelliği istemeyi tavsiye eder.
Yüksek bir güce inanmak, mutluluk biliminde önemli bir unsurdur ve bu inanç yalnızlık ve korkuları giderir.
1:18:22Salvador Dali'nin Resmi: Salvador Dali'nin çizdiği resimde, acınacak haldede olan bir adam genital bölgesinden, karın nahiyesinden ve kalbin hizasındaki çekmeceleri arayışta.
Resim, insanın zevk, haz, servet, zenginlik, makam, şöhret, aşk, sevgi, iman gibi alanlarda mutluluğu aradığını ve sonunda kalpte aramaya başladığını simgeler.
1:19:43Şiir ve Zevk Anlayışı: Cansu Canan Hanım'ın "Neşvedar-ı hayretiz, biz curadan, feyzden ne sifali, ne camin mestiyiz" beyti, sarhoş eden şairlerden biri olan Naili Merhum'a aittir.
Şiirde, gece ve gündüz zevklerine bağlı olmayan bir sarhoşluk anlatılmaktadır; bu sarhoşluk feyz (Allah'ın sevgisi) ve curadan (Allah'ın zevkini tadma) gelmektedir.
Şiirde, Allah'ı tanıma ve onun sevgisine kavuşma nimetinden dolayı, dünyadaki vazifeli bir şekilde yaşamanın, bir özge temaşa ile seyreder gibi, dert etmeden yaşanması gerektiği vurgulanmaktadır.
1:21:24Bela Kavramı: Dünya gelme sebebi bela imtihanından geçmek için olup, bela kavramı dört maddeden ibarettir: Allah'ı unutma, ölümü unutma, yaptığın iyiliği unut, gördüğün kötülüğü unut.
Bu bela kavramı, dünyada mutluluğu bulmanın anahtarı olarak sunulmaktadır.
Konuşmacı, bu bela kavramının dinlendiğinde meslek erbabının işsiz kalacağı, özellikle psikoloji alanında çalışanların işlerinin azalacağı konusunda şaka yapmaktadır.
1:23:56Nabi'nin Hac Yolculuğu Şiiri: 1712'de vefat eden Nabi'nin hac yolculuğu için yazdığı beş beyitli bir naat şaheseri bulunmaktadır.
Bu şiir, Medine'ye edeple girmeyi temin etmek için yazılmış olup, başta bir ağanın uyanmasıyla başlamış, sonra şehre girenlerin müezzinlerin bu şiiri ezberden okuduğunu duymalarıyla yaygınlaşmıştır.
Şiirin kaynağı, baş müezzinin "Hz. Peygamber'den talim ettik, bize öğretti" cevabıyla ortaya çıkmıştır.
1:25:13Nabi'nin Şiirinin Anlamı: Nabi'nin şiirinde "Sakın terk-i edepten, kuy-i mahbubi hüdadır, bu nazargah-ı ilahidir, makam-ı Mustafa'dır" gibi ifadeler kullanılmıştır.
Şiirin günümüz Türkçe'sindeki anlamı: "Tam bir edeple gel, bu şehirden içeri gir çünkü meleklerin tavaf ettikleri, peygamberlerin eşiğini öptükleri kapıdır" şeklindedir.
Bu şiir, o günden bugüne kadar yüzün üzerinde peşi sıra yazılmış, nazireleri de çok sayıda olup, günümüzde bile genç seyirciler tarafından ezberlenmektedir.
1:26:51İç Huzursuzluğu ve Mutsuzluk: İç huzursuzluğu ve mutsuzluk konusu, konuşmacının sıkça sorulan sorulardan biridir.
Bazı insanlar görünür, elle tutulur bir sebep olmadan bile içlerinin daraldığını, göğüs kafelerinin sıkıldığını, ağlamak ve bağırmak istediğini ifade etmektedir.
Konuşmacı, bu durumun bilimsel ve tasavvufi anlamını araştırmak gerektiğini belirtmektedir.
1:27:33Gençlerin Değişen Davranışları: Cemil Meriç'in belirttiği gibi, gençlere havra, kilise ve cami soğutarak onları anksiyete (anguazza) sokmuşuz.
İngiltere'de Manchester Üniversitesi'nin 51-55 bin kişi üzerinde yaptığı BBC'de yayınlanan çalışmada, 16-24 yaş arası gençlerde önemli davranış değişiklikleri ortaya çıkıyor.
Bu genç kuşak marka alışverişler yapmıyor, elektroniğe daha çok ilgi gösteriyor, yırtık giyiyor, sıcak yemek yemiyor, dişlerini fırçalamıyor ve dijital bağımlılık yaşayan bir nesil.
1:29:11Gençlerin Sosyal ve Psikolojik Durumu: Bu gençler kalabalığın içinde yalnız, sosyal ve psikolojik izolasyon içinde, kalabalık içindeki yalnızlık hissi yaşıyorlar.
Gençler ideolojik, dini ve milli aidiyetlerine gerek duymuyor, dünya vatandaşı olmak ve küresel iklim değişiklikleriyle ilgileniyorlar.
Bu gençlerin yeşil konulara karşı daha duyarlı olması, 2013'teki olayların bir yönüydü ve bu gençleri kazanmak önemli.
1:30:36Gençlerin Evlilik ve Bağlantı İlişkileri: Gençlerin en korkutucu özelliği "bir kişiye ömür boyu sadık kalmak zorunda mıyım?" diye sorgulamaları ve "neden evleneyim?" diye düşünceleri.
Hedonizm, zevki, ego ideali seçen, özgürlüğüne düşkün ve her şeyden çabuk sıkılan, sıkıldığı vakit ivedilikle kaçan bir gençlik var.
Evlilik bir kurum olduğu için, hem özgür olmak hem evli olmak isteyenler evliliği yürütemiyor ve böyle düşünen gençlik çoğalıyor.
1:32:19Gençlerin Ekonomik ve Sosyal Yaklaşımları: Gençler "10-20 sene taksidi ödeyip ev kirası niye gireyim, niye alayım ki?" diye düşünüyor.
Abdülhamit Büyük Sultan, siyasi dehası ve kalkınması olsa da, gençlerle diyalog kurmayı başaramadığı için, yetiştirdiği gençler onu İttihat Terakki'ye devirmek durumunda kaldılar.
Gençlerin anladığı dil, hürriyet, adalet, müsavat ve uhuvvet gibi değerlerdir, ancak otoriter bir sistemde adalet ve özgürlük duyguları zedelendi.
1:34:45Gençlerin Kimlik ve Varoluş Sorunları: Gençlerin bu şekilde olması, hedonist zevkçilik ve yaşamın ego ideal olarak sunulması nedeniyle oluşuyor.
Gençlere varoluşu açıklayan, hayatın anlamını açıklayan bilgi verilemiyor ve manevi beslenme bittiği için varoluşsal sorunları çözemiyorlar.
Ergenlik dönemi kimlik krizi dönemidir, "ben kimim, nereye yönelmeliyim, niçin" gibi sorular sorar ve yaşadığı toplumun sunduğu kimliğe bakar.
1:36:05Ebeveynlik ve Eğitim Sisteminin Değişimi: Ebeveynliğin de değişmesi önemli; eskiden mahalle kültürü vardı, şimdi çocuklara "aman düşmesin, aman şöyle olmasın" diye kafes içinde yetiştiriliyorlar.
Teorik kitaplardan değil, tecrübe ve deneyimlerden öğrenilen değerlerin önemini unutulmuş durumda.
Mutluluk biliminin içerisinde maddede dayanıklılık eğitimi vardır, örneğin Ramazan orucu Allah bize kendimize zulmetmemiz için verilmiştir.
1:38:06Modernizmin Etkileri: Freud'un hastalıkların tedavisinde önerdiği "duygularınızı bastırmayın, zincirleri kırın" yöntemi, bazı hastalıklar için önerilse de insanlığın yaşam felsefesi olarak kabul edildi.
Bu durum modernizm sunduğu yaşam felsefesinin bir sonucudur.
Kapitalizm önce hasta ediyor, sonra tedavi ediyor; şimdi de bu hastalığın tedavisi için Doğu bilgeliğini tekrar inşa etmeye çalışıyor.
1:38:35Batı Medeniyetinin Krizi ve Doğulu Kimlik: Batı medeniyeti bir açmaza girdiğini ve krizde olduğunu belirtiyor.
Kapitalizmin makineleştirilmiş, egosu azdırılmış insanlara sunabileceği çok şey var ve doğu bilgeliğine ihtiyacı var.
Doğulu olarak bize düşen bir vazife var ve bu noktada tereddüt yaşıyoruz.
1:39:39Türkiye'nin Kimlik Krizi: Türkiye coğrafi konumumuz ve tarihi olarak "doğuya giden gemide batıya koşan tayfalarız" durumunda bulunuyor.
Kimlik krizi, kendi kimliğimizi koruyarak modernleşmediğimiz için ve batı kimliğini taklit etmeye çalıştığımız için yaşanan bir sorun.
Eğitim sistemimiz, batı kültürü yüksek kültür, alt kültür olarak algılayarak bu kimlik krizini teşvik ediyor.
1:41:44Eğitim ve Kültür Sorunları: Eğitim sisteminin iki problemi var: kültür ve turizm bakanlıklarının karmaşık ilişkisi.
Kültür bakanlığında sadece somut kültür (binalar) anlaşılmakta, gençlere kültür öğretme sorumluluğu sadece spor bakanlığına bırakılmış.
İnsanın kişiliği bir ülkenin kimliği, kültürüdür ve bu kimliği korumak için soyut kültürü öğretmek gerekiyor.
1:43:08Değerlilik Ölçüsü ve Anı Yaşama: "Anı yaşa" ifadesinin anında yaşamanın değil, anın hakkını vermenin ve geçmiş-gelecek ile ilgili planların olması gerektiğini vurguluyor.
Modern dünyada değerlilik ölçüsü değişmiş, "hoşuma giden iyidir, hoşuma gitmeyen kötüdür" mantığı yaygınlaşmış.
Aile, gemi gibi topluluklarda kişisel çıkarlar yerine topluluk çıkarının öncelikli olması gerektiğini belirtiyor.
1:45:26Evlilik ve Değerlerin Aşınması: Batı tarzı terapistler "aile kutsal değil, sen kutsalsın" mantığıyla boşanmayı teşvik ediyor.
Evlilik olgunluğu yokken boşanma sorunu yaşanıyor ve bu durum psikolojik sorunlara yol açıyor.
Modern insanın anksiyetesi, bunalımı çözümü için yaşam felsefesinin yeniden yapılandırılması gerekiyor.
1:47:36Zamanın Değeri: "Anı yaşa" ifadesinin literatürdeki adı "ıstıla" (zamanın çocuğu demek).
İnsan zamanın çocuğu olamazsa zamane çocuğu olur ve bu zamane çocuğu da problemlerin kaynağıdır.
Zaman mukaddestir, emanettir ve kıymetlidir; onun hakkını vermek, güzelce yaşamak gerekir.
1:48:29İyilik ve Kötülük Hakkında Düşünceler: İyiler ve kötüler de iyilik yapabilir, ancak sadece iyiler kötülükten sakınır.
İyilik yapmaktan önce kötülükten kaçmak önceliklidir ve bunun için kötüyü tanımayı gerektirir.
Kötüyü tanımayan insan, iyilik yaptığını zannederek içine düşer ve hayatını harcar.
1:49:07Mutluluğa Ulaştırmak İçin İlk Adımlar: Mutluluk için ilk adım, kendini analiz etmek ve güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditleri değerlendirmektir.
Mutluluk biliminde öğretildiği gibi, olumlu duyguların baskın olması ve olayları pozitif yönleriyle görmek önemlidir.
Mutluluk boyacı küpü gibi değil, peşinde koşulunca kaçar; ama hedef belirleyip, sorun çözme becerisini geliştirerek fırsatları yakalayabilirsiniz.
1:51:07Mutluluğa Yönelik Sloganlar: "Dünyayı değiştirmek yerine kendini değiştir" sloganı önemlidir.
"Sıradan şeylerden zevk almaya çalış" ve "Kendine yapılmak istendiği, istemediğin şeyi başkasına yapma" gibi öneriler mutluluğa ulaşmada yardımcı olur.
Olaylara karşı aldığımız pozisyon, bizi mutluluğa götürecek şeydir; negatif olaylara doğru pozisyon alabiliriz, olumlu olaylara yanlış pozisyon alabiliriz.
1:52:30Motivasyon ve Ümit Duygusu: İç motivasyon, kendi kendine hedef koyup harekete geçebilmektir; dış motivasyon ise dış faktörlere bağlı hareket etmektir.
Ümit duygusu, insanın temel dinamiklerinden biridir ve kaybedildiğinde birçok şey kaybedilir.
Ümit duygusunu ve iyileşme beklentisini ayakta tutan bir insanın beyninde endorfin salgılanır, mutluluk hormonları yayılır ve hastalıklar iyileşme potansiyeli kazanır.
1:54:31Bakış Açısı ve Değerlendirme: Olumlu bakış açılında olumlu bağlantılar kurulur ve olaylar arasında olumlu yorumlar yapılır.
Negatif düşünen bir insan olumsuz tarafları görür, olumsuz bağlantılar kurar ve olaylardan daha fazla zarar görerek çıkar.
İnsanın değeri, sevdiği ve takip ettiği şeylere bağlıdır.

İnsan Varoluşu, Mutluluk ve Kişisel Tekamül Üzerine Bir Sohbet Programı

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir