Buradasın

Hocaefendi'nin "Hakka Adanmışlar Yolu" Kitabı Üzerine Dini Sohbet

youtube.com/watch?v=OouBwrYhvj8

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, bir konuşmacının Hocaefendi'nin "Hakka Adanmışlar Yolu" adlı kitabından "Kendi Kendimizle Yüzleşme" makalesini okuyup yorumladığı dini bir sohbet formatındadır. Video sonunda Nesibe, Gülizar, Zeynep gibi katılımcıların yer aldığı bir dua toplantısı da yer almaktadır.
Videoda, "yüzleşme" kavramı merkeze alınarak kendimizle, nefisimizle, amellerimizle ve toplumla olan muhasebe konusu ele alınmaktadır. Konuşmacı, günümüzün "sisli, dumanlı" içtimai atmosferinde insanın durumunu, dini ifadeler kullanarak aslında dünya perest olan kişileri eleştirmekte ve nefis tezkiye için çeşitli disiplinler sunmaktadır. Video, benlikten arınma, Allah'a kulluk ve ruh zehirlenmesinden kurtulma yolları üzerine bilgiler içermektedir.
Kitap, Çağ ve Nesil serisinin son kitabı olup 2017-2019 yılları arasında Sızıntı dergisinde yayınlanan başyazılardan oluşmaktadır. Konuşmacı, Hocaefendi'nin "Hasibu enfusekum gable kable en tuhasibu" (hesaba çekilmeden evvel kendini hesaba çek) sözünü vurgulayarak, nefis ve hevanın aldatıcı oyunlarından kurtulmanın önemini anlatmaktadır. Video, dini bir sohbet formatında sunulan bu kitabın mütalasasını içermektedir.

Hocaefendi'nin Yeni Kitabı ve İçeriği: Bugün Hocaefendi'nin "Hakka Adanmışlar Yolu" adlı yeni kitabından bir makale okunacak.
Bu kitap, 2017-2019 yılları arasında yazılan yazılarla oluşmuş ve Hocaefendi bu tarihlerden sonra yazı yazmamıştır.
Kitap, Türkiye'nin içtimai, siyasi, ahlaki, dini ve iktisadi alanda iç içe krizler yaşadığı, Hizmet gönüllülerinin zulüm ve baskı gördüğü bir süreçte kaleme alınmıştır.
01:11Sızıntı Dergisi ve Hocaefendi'nin Yazıları: "Hakka Adanmışlar Yolu" makaleleri 2017-2019 yılları arasında Çağlayan dergisinde yayınlanan başyazılardan oluşmaktadır.
Sızıntı dergisi 1979 yılında yayın hayatına başlamış ve Hocaefendi 37 yıl boyunca başyazılar kaleme almıştır.
Bu süreç, Türkiye'de Hizmet hareketinin tarihi bir soykırımı ve cadı avına maruz kalması, eğitim, sağlık, yayıncılık gibi alanlarda faaliyet gösteren müesseselerin kapatılması dönemine denk gelmektedir.
02:58Yüzleşme ve Muhasebe Kavramları: Kitap, "Kendi Kendimizle Yüzleşme" adlı makaleyle bir yüzleşmeye çağırıyor.
Hocaefendi muhasebeyi "kendimizi yakın takibe almak" olarak tanımlıyor ve bu muhasebe başkalarının değil kendi amelimizi muhasebe etmeyi içeriyor.
Muhasebe, manevi yolculuğumuzda önemli bir kavram olarak hayatımıza giriyor ve seyri sülukumuzun başlangıcını ve devamını belirliyor.
05:02Yüzleşme Kavramının Genişliği: Yüzleşme kavramı, muhasebe kavramından daha geniş bir anlam taşımakta ve kendi asrımızla, amelimizle ve cemiyetimizle yüzleşmeyi içeriyor.
Kitap, kendi çağımızla, amellerimizle, ihmallerimizle ve hatalarımızla yüzleşme imkanı sunuyor.
Zalimin zulmü müsellem olmasına rağmen, kendi konumumuzun hakkını verememe, elde edilen başarıları nefisten bilme, dinin muhkematına riayet edememe gibi hatalarımızın muhasebesi bu kitapta ele alınmaktadır.
08:31Yüzleşme ve Nifak: Makale, zamanımızın sosyolojik atmosferini anlatarak nasıl bir ortamda kendimizle yüzleşmek zorunda olduğumuzu gösteriyor.
Yüzleşme aynı zamanda nifakla ve kendi mahiyetimize taşıdığımız nifakla yüzleşme anlamına geliyor.
Kur'an'da anlatılan münafık prototipleri yabancı değil, kendi mahiyetimizde taşıdığımız sıfatların cisme bürünmüş şekilleridir.
09:59Kur'an-ı Kerim Okumak ve Hata Görmek: Hocaefendi, Kur'an-ı Kerim'i okurken her ayetin başta kendimizle bir münasebeti olduğunu düşünmemiz gerektiğini vurguluyor.
Kur'an'da kafirlerle, münafıklarla alakalı ayetleri okurken bile, bize de benzer sıfatlar bulunabileceğini düşünmemiz gerekiyor.
Hatalarımızı görmezsek, kültür müslümanlığı diye bir konfor içinde yaşayabiliriz ve bu da İslam'ı yarım yamalak nazari müslümanlıkla derbederliğe sürükleyebilir.
12:49Muhasebe Kavramı ve Önemi: Muhasebe, kendimizi yakın takibe almamız ve nefsimizin iyi ve kötü yönlerini doğru okuyabilmemizdir.
Muhasebesiz kalanlar sürçmelerden sıyrılamaz, düşe kalka yürümekten kendilerini koruyamaz ve hayatlarını istikamet içerisinde sürdürebilme imkanını kaybederler.
Nefs-i emmareyi gemlemezsek veya kontrol altına alamazsak, ahsen-i takvim suretinde yaratılan ve esma-i ilahiyeye mazhar olduğumuzu idrak edemeyiz.
15:32Muhasebesiz Yaşamanın Sonuçları: Muhasebesiz kaldığımızda negatif tavır ve davranışlardan kendimizi sıyıramayız ve yaratılışımızdaki incelerden ince esrara nüfuz edemeyiz.
İnsan mahiyetindeki esrara ancak muhasebe ile erişebilir, muhasebesiz kalırsa nefis ve heva perdesi nedeniyle varoluş hakikatinden kopar.
Muhasebesiz yaşamak, ahsen-i takvim mazhariyetini taşıyormuş olsak da küsuf tutulma hallerine (tutulma) maruz kalır ve körlüğe düşer.
19:13Günümüzün İçtimai Atmosferi: Günümüzdeki içtimai atmosfer sisli ve dumanlıdır, yığınlar (gayesiz kalabalıklar) yaradılış gayesinden habersizdir.
İçtimai atmosferde kutsallar siyasileşmiş, dünyevilikler hesabına kullanılan argümanlar haline gelmiş, servet, saman düşkünlüğü, tulu, emel marazı gibi özellikler vardır.
Bu atmosferde insanlar birer mezar-ı müteharrik (hareket halindeki mezarlar, bedenen diri ama ruhen ve kalben ölmüş) talihsizler haline gelir.
22:18Güdücüler ve Güdülüler: Mezar-ı müteharrik yığınları güdenler insi şeytan ve makyavelist mürahiilerdir.
Makyavelistler, menfaati tanrı edinenlerdir; Allah'a tapıyormuş gibi görünseler de aslında kendi menfaatlerinin kulları olarak yaşarlar.
Güdücüler, sergiledikleri tavır ve davranış itibariyle yüce gaye-i hayalin ve hak mülahazasının mümessilleri gibi görünürler, ancak genel duygu ve düşünceleri açısından nefis ve hevanın tesirinde birer firavun, nemrut, şeddattır.
26:05Dünyaperestlerin Tasavvufu Suistimal Etmeleri: Dünyaperestler kendilerine destanlar ve şarkılar yazdırır, Allah'a ait vasıfları kendi üzerlerine giyerler.
Uğradıkları yerlerde derviş gibi tavırlar sergileyip tasavvufu ve dervişliği malzeme haline getirirler.
Din, Allah ve peygamber dedikleri sözlerle insanları büyülerler, ancak iç dünyaları dervişliklerden fersahlar uzaktır.
27:29Münafıklık Prototipleri: Firavun, Nemrut ve Şeddad gibi küfür prototiplerini temsil eden kişiler, münafıklık şahsı manevisini de temsil ederler.
Dünyaperestler kutsallarla alakalı hususları suistimal edip argüman olarak kullanırlar.
Aşık Paşa'nın "Hakiki derviş odur ki dünyayı terk eder, gerçek mümin odur ki dünya onu terk eder" sözüyle dervişlik ve müminlik için dünya ile olan bağların terkedilmesi gerektiği vurgulanır.
29:13Dünyaperestlerin Aldatıcı Tavrı: Dünyaperestlerin Aşık Paşa'nın sözlerindeki duygu ve mülahazasının zerresi yoktur, hepsinin soluğu ve sesi aldatma hırıltısıdır.
Kürsülerde şiirleri okuyor, Mevlana ihtifallerinde alıntılar yaparken, Hakkari'ye gittiklerinde Ebul Hasan Harakani hazretlerinin bendesiymiş gibi davrandıkları görülür.
İman, İslam ve İhsan kavramlarının içinde hiçbir yere oturtulamayan bu kişiler, bir anlamda birer İbni Selül'dür.
31:05Dünyaperestlerin Özellikleri: Her biri küçük bir münafıklık şahsı olan bu kişiler, düşünceleri kirli, davranışları yapmacık, gaye-i hayalleri debdebe ve ihtişamdır.
Zahirperest, dünya perest, madde perest, nefisperest, döşek perest olan bu kişiler dış görünüşlerine çok önem verirler.
İşledikleri melanetleri ve günahları gizlemek için ölüp ölüp dirilirler, ortaya döküldüğünde iftira etmekten çekinmezler.
33:00Dünyaperestlerin Toplum Üzerindeki Etkisi: Kalp saffetini ve ruh nezaketini bilmeyen bu kişiler, şekil ve suri Müslüman görünümleriyle insanları aldatırlar.
Hak eriymiş ve diriliş kahramanıymış gibi davranırlar, ancak hak, hakikat ve hukuk bilmezler.
Toplumu diriltme gayretleri yoktur, duyguları çirkabtır (kirli) ve kalbi, ruhu, nezafeti tarafet bilmezler.
34:19İç-Dış Bütünlüğünün Eksikliği: Dünyaperestler ruhen ve kalben temizlik nedir bilmezler, iç-dış bütünlüğünün esasını bilmezler.
Nefis ve heva güdümünden sıyrılamazlar, Allah'a halis kul olamazlar.
Vicdan mekanizması itibarıyla düşe kalka azmi irade sergilerler, bugün pişmanmış gibi davranıp yarın daha büyük zulümlerle karşınıza çıkarlar.
35:32Göz Boyamacak Tavırlar: Abdest alır gibi görünürler, namaz kılacakmış gibi ön saflara yürürler, ama her şeyiyle göz boyamacak tavırlar sergilerler.
Cuma namazına ve tesettüre atıf yaparlar çünkü bütün tavırları göz boyamacadır, şeklidir, suridir.
Hak karşısında kı yalama ve kuğutlama bilmezler, Allah tarafından görülüyor olmanın ne olduğunu hiç bilmezler.
36:40Arınma ve Taharet: Dünyaperestler iç dünyalarını görünme ve bilinme hissiyatından arındıramamışlardır.
Kur'an okurken Münafıklarda seyrettiğimiz Allah'ın bize seyrettirdiği o vasıfların kendi mahiyetimizde de bir karşılığı olduğunun idraki içerisinde okumak gerekiyor.
İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri "Pak ve tahir eyle çirkabı-ı hevadan nefsini, yalnız el yüz yıkamayı sanma" diyerek, temizlenmesi gereken nefsin hevası ve duyguları olduğunu vurgulamıştır.
39:27Nefis ve Hevanın Aldatıcı Oyunları: Nefis ve hevanın farklı renk ve desenlerindeki aldatıcı oyunlardan sıyrılamayan bedbahtlar vardır.
Münafıkların bir özelliği içi başka, dışı başka, sabah başka, akşam başka olmak ve sürekli başkalaşmaktır.
Bu bedbahtlar yarınları, daha ötesini ve hesap gününü düşünemezler.
40:24Hesaba Çekin Nefsinizi: Bu kitabın temel kavramı Hz. Ömer'e ait olan "Hasibu enfusekum gable kable en tuhasibu" (Hesaba çekilmeden evvel hesaba çekiniz) sözüdür.
Hocaefendinin bu cümleye verdiği meal: "Hesaba çekin nefsinizi, yüzleşin kendinizle"dir.
Bir gün amellerimiz ortaya dökülecek, o gün hesaba çekilmeden evvel kendi nefsinize hesaba çekin ve onunla yüzleşin.
41:38Gerçek İnsan Olma Ufkuna Yürümek: Gerçek insan olma ufkuna yürümenin bu yoldan geçtiğine asla farkında değillerdir.
Nefis ve hevanın gemlenip beşeri garizaların, hayvani hislerin, şehvani duyguların üstesinden gelinebilir.
Farkımız zalimlerle aynı safta değiliz, ancak bu farkı muhasebe yaparak, kendimizi hesaba çekerek koruyabiliriz.
44:54Ruh Zehirlenmesi: Hocaefendi bu kitapta "ruh zehirlenmesi" kavramını anahtar bir kavram olarak kullanıyor.
Ruh zehirlenmesine sebebiyet verecek olan manevi hastalıklar (gurur, kibir, dünya perestliği, şöhret perestliği) çok sistematik olarak altı çiziliyor.
Nam, nişan, şöhret, şan, makam, mansıp, zevk, sefa, takdir ve alkışa kapılmak insanın ruhunu zehirliyor.
47:30Dünyaya ve Yarınlara Bakış: Dünyaya göz ucuyla bakabilmemiz gerekiyor.
Yarınlara, ötelere, ahiret hayatına bütün ihsas ve ihtisasımızla odaklanarak bakmamız gerekiyor.
Bunu yapmazsak ahsen-i takvime mazhariyetimiz tezahür etmez ve Allah'a karşı nankörlük sergilemiş oluruz.
48:44Hakla Hemhal Olma: Hakla hemhal olmayan ruhların şeytani ve nefsani şerarelere takılmaları kaçınılmazdır.
Hakla meşgul olmadığın her durumda batıl seni meşgul eder ve dünya oltasına takar.
Hakikatlerin talibi olanlar, nefsaniliğin kararttığı atmosferden kendilerini sıyırıp çıkarmaya çalışmalıdır.
53:13Hocaefendi'nin Koridoru: Hocaefendi, içinde bulunduğumuz toplumun karanlık atmosferinden bir koridor açarak bizi felaha çıkarıyor.
İkinci makale, kendimizle yüzleşme koridorunu açıyor ve bu yüzleşmeyi nasıl yapacağımızın matematiğini, sistematiğini ve yöntemini ortaya koyuyor.
Kendimizle yüzleşmeyi yapamazsak, hicret edip, hapiste yatarak veya işkence görerek bile aynı iptilanın mağduru olarak yaşamaya devam edeceğiz.
55:44Kendimizi Sıfırlama: İkinci makalenin temel çerçevesi, kendimizi nasıl sıfırlayacağımız ve sonsuzu nasıl tanımlayacağımızdır.
İçimizde geçtiğimiz süreçte, münafıklığın kimliğe dönüştüğü ve samimiyetsizliğin norm haline geldiği bir atmosfer vardır.
Hocaefendi ikinci bölümünde, bu çerçeveyi nasıl uygulayacağımızı anlatacaktır.
57:44İnsanın Kendisiyle Yüzleşmesi: İnsanın kendisiyle yüzleşmesi, nefis ve hevaya karşı kararlı duruşa, mutlak sonsuzluğun Allah'a ait olduğu izanıyla kendini sıfırlamaya bağlıdır.
Sıfırın değeri, mutlak sonsuzluğu ortaya çıkarmasıdır ve sıfır bizim enaniyetimizdir.
İnsanın kendini sıfırlaması, mutlak sonsuzluğun Allah'a ait olduğu izanıyla gerçekleşir.
59:32Acz ve Fakr Kavramı: Mutlak sonsuza karşı insan aciz, fakir ve muhtaçtır, her şeyi ondan birer emanet olarak görür.
İki çeşit kimlik kurma biçimi vardır: enaniyet üstünden veya arz-fakr üzerinden.
Arz-fakr üzerinden kimlik kurulduğunda, her şey ondan birer emanettir ve insan bir sıfırdır, bu sıfırla sonsuza ayinedarlık eder.
1:01:09Vicdandaki İki Pencere: Bediüzzaman Hazretleri vicdanda iki pencereyi nokta-i istinad ve nokta-i istimdat olarak tanımlamıştır.
Nokta-i istinad, aczimize karşı bizi bütün korkularımızdan emin edecek bir dayanak noktasıdır.
Nokta-i istimdat, sonsuz ihtiyaçlarımızı Allah'ın nihayetsiz rahmetine bağlıyor ve medet isteme noktasıdır.
1:02:52Benlik ve Hakikat: Eğer insan "ben" deyip oturup kalkarsa, hak ve hakikati duymanın menfezleri açılmaz.
Benlik, bir yoktan ibaret olup kendini var zanneden bir haldir.
Nefy (yokun yokluğu) yaparak, yani kendini yok sayarak gerçek bir varlığa erişebiliriz.
1:05:12Sonsuzluk ve Benlik: Varlığın hissettirilmesi için benlik yok olma şartıdır, bu paradoksal ve güçlü bir dil gösterir.
"Ben" diye ifade edildiğinde, istiğrak ve heyman halinde bile olsa, bütün yaraların kapıları kapanır.
Sonsuz karşısında kendini sıfırlamayı başaramayanlar, cebri sıfırlamaya maruz kalırlar.
1:06:43Nefy ve Varlık: Nefy, yokluğun yokluğunu ispat etmek, onun varlığını ispat etmektir; yok olsa var olur disiplini.
Arz ve fakr sistemine göre hareket edilmediği takdirde, farkına varmadan insan kendini yokluk çağlayanının içerisine kaptırmış olur ve geri dönemez.
Hakk'a kulluk mülahazasıyla insanın konumu, kendi varlığını nefyetme, acz ve fakr üzerine kurulu olup, her gün benlik ubarlarını temizlemek üzerine kuruludur.
1:09:06Vicdan ve Marifet: İnsan vicdanında hiçliğini duyup hissettiği ölçüde marifet, muhabbet, zevk-i ruhani ufkuna açılmış olur ve Hakkın mücella bir aynası haline gelir.
Üstad'ın açtığı yol, vicdanın acz ve fakrın açtığı pencerelerden Hakkın marifetine, muhabbetine ve zevk-i ruhaniye ulaştırır.
Benlikten sıyrılamayanlar, enaniyetle köpürdükçe ve gurur/kibirle gümledikçe iç içe küsuflar yaşar ve şeytanın melabesi haline gelir.
1:12:38Yol Seçimi ve Disiplin: Kahredici duruma düşmemek için en baştan geçilecek şeylerden geçilmeli ve seçilecek şeyler de Hak disiplinine bağlı olarak seçilmelidir.
Yolumuz arz ve fakr yoludur; az ye, az uyu, az içerek başlanır.
Yemek, içmek, uyumak gibi temel ihtiyaçları disipline edememişken, kendimizle yüzleşmek ve arz ve fakr üzerinden marifet, muhabbet zevki koridorlarını açmak zordur.
1:14:27Nefis Tezkiye ve Disiplinler: İbrahim Hakkı Hazretleri'ne göre ten mezbelesinden geçmek için az yemek, az uyumak ve az içmek gerekir.
Nakşibendi Hazretleri'ne göre nakşibendi tarikatına girmek için dünyayı, ukbayı, benliği ve terk ettiğimiz şeyleri terk etmek gerekir.
Bediüzzaman Hazretleri farklı bir disiplin açarak fakr-ı mutlak, arz-ı mutlak, şükrü mutlak ve şevki mutlak prensiplerini ortaya koymuştur.
1:18:34Nefisle Yüzleşme ve Kendini Doğru Okuma: Kendimizi doğru okumak, kendimizle yüzleşmek ve hak karşısında konumumuzu belirlemek gayedir.
Gurur, insanın varlık karşısında kendi konumunu belirleyememesi halidir, bu bir yanılgı ve sapma hali olarak tanımlanır.
Her sözümüz güher beyan olmalıdır ve kalp hayatını ihsan mülahazasına bağlı sürdürmeliyiz.
1:20:57Nefis Analizi ve Kendini Doğru Okuma: Nefisle yüzleşme için sık sık kendimizi analiz etmeli ve avantajlarımız, dezavantajlarımızı, kirli ve nurlu yanlarımızı okumaya çalışmalıyız.
Hocaefendi'ye göre nefsimizi karşı kanepeye oturtup, haz ve hekim gibi analiz etmeli ve ondan arınma amelleri ile uğraşmalıyız.
Kendimizle meşgul olup nefis muhasebesi yaparken başkalarının hisse pasını görmez hale gelmeliyiz.
1:23:40Nefis Muhasebesi ve İç Çürüme: Niyazi Mısri gibi kendimize bakıp "bir ticaret yapamadım, nakdi ömür oldu heba" diyerek nefis muhasebesi yapmalıyız.
İç çürüme, kendimizle yüzleşememe halidir ve bunun onarım yolları vardır.
İç çürüme ve onarım yolları makalesinde, sosyal ortamımızı analiz edip, nasıl nefsimizi tezkiye edeceğimizi konuşmuşuzdur.
1:28:26Dualar ve Dua İstekleri: Konuşmacı, dualar için izin verdiğini belirterek, Gülizar'ın "Rahman bizi hesaba çekmeden evvel nefsimizle yüzleşebilelim" duasını tekrarlıyor.
Zeynep'in "Rabbim hepimize heva, hevesimizin, nefsimizin perdesinden kurtulup onun nuruna varmak için kendimizi sıfırlayabilmeyi nasip etsin" duası tebrik ediliyor.
Gülbin Hanım'ın "Cenab-ı Hak, kendimizle yüzleşmede havayı, nefsimizi dengeleyebilmemiz için hayatımızı temkin edalı yaşayabilmeyi, hisse mehabet ve mehabetle ona müteveccih olmayı nasip eylesin" duası dile getiriliyor.
1:31:08Hocaefendi'nin Mirası: Eve Hanım'ın "Hocaefendi bize bu bir miras, yeryüzü miras" dediği belirtiliyor ve onun on kitaplık, otuz yedi yılın semeresi olan mirasından bahsediliyor.
Feride'nin "Allah bizi kendi kusurumuzu fark etme, düzeltme ile meşgul eylesin" duası dile getiriliyor.
Fatmanur'un "Hocaefendi'nin duasıyla beni benden alıp götürecek ve onda yeniden var edecek bir sevgi ve teveccüh istiyorum" duası paylaşılıyor.
1:33:43Kitabın Önemi: Konuşmacı, "Yüzleşme" kitabının hepimizin ödevi olmasını istiyor.
Kitabın günümüzün el kitabı, rehberi ve Hakk'a adanmışlar yolu olmasını diliyor.
Kitabın "İşığın yolcusu" ve "Yeryüzü mirasçılarının yol haritası" olmasını ve hayata aktarılması gerektiğini vurguluyor.

Hocaefendi'nin "Hakka Adanmışlar Yolu" Kitabı Üzerine Dini Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir