Buradasın

Gülay Özdem'in Spiritüel Yolculuğu ve Farkındalık Üzerine Sohbet

youtube.com/watch?v=-BmPcKYWz8M

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Beyza Hakan'ın sunduğu bir röportaj formatında olup, spiker, sunucu, oyuncu, programcı ve diksiyon atölyesi sahibi olan Gülay Özdem'i konuk olarak içermektedir. Ayrıca Sinan Canan ve diğer konuşmacılar da sohbete katılmaktadır.
Video, Gülay Özdem'in spiritüel yolculuğu, farkındalık ve kişisel gelişim konularını ele almaktadır. Konuşmacılar, insanların kendi kendini anlama süreci, otomatik davranışlardan kurtulma, kendi içindeki karanlık ve aydınlık yönlerle yüzleşme ve hayatın her anındaki mesajları dinlemek gibi derin konuları tartışmaktadır. Sohbet, bilinç ve şuur arasındaki farkları, kökleşme sürecini ve kişinin merkezinde kalmayı arayışını vurgulayarak ilerlemektedir.
Videoda ayrıca diksiyon eğitiminin sadece sözlü ifadeyi değil, kişinin bütünsel gelişimini de hedeflediği, insanların toplumsal normlar ve kopyaladıkları davranışlarla hareket etmesinin sorunları ve kendi değerlerini bulmanın önemi gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Rumi gibi şairlerden alıntılar yaparak ve çeşitli metaforlar kullanarak, hayatın bir okul ve imtihan olduğunu, her zorluğun bir mesaj taşıdığını vurgulamaktadır.

İnsanın Aynası ve Özgürlük: Zihnimiz içinde bulunduğumuz yüzyılın parçalarını birleştirip bizi getirdiği yer görmeye ve göstermeye çalışır.
İnsan insanın aynasıdır, ay gözüdür ve aynada kendini göremeyen insan doğru zannettiğimiz yanlışların esiri ve köleleridir.
Hiçbirimiz özgür değiliz kök denemekten ve bu kökleme süreci yavrulamak, çoğalmak veya üretmek gibi farklı anlamlara gelebilir.
01:16Programın Tanıtımı: Beyza Hakan YouTube kanalından gönül dolusu sevgiler ve selamlar ile izleyicilere hitaben konuşuyor.
Programda "gülay özlem" adlı özel bir konukla buluşulacak ve bu konuğun spiker, sunucu, oyuncu, programcı ve diksiyon atölyesi sahibi olmasının yanında spiritüel yolculuğu da olduğu belirtiliyor.
Gülay Özlem, kendini çok üzerine koyduğunu ve isminin üzerine zaten çok şey eklediğini ifade ediyor.
02:54Zihinsel Faaliyetler ve Evrensel Mekanizma: Zihinsel faaliyetlerimiz kendimizi göstermek için konuşmalarımıza ve kelimelerimize dökülüyor.
Gülay Özlem, başlattığı atölye ve eczacı konusunda, dışarıdan bakıldığında tesadüf gibi görünse de tesadüflere inanmadığını belirtiyor.
Her şeyin muazzam bir kurguyla hareket halinde olduğuna ve bizim zaman zaman o harekete eşlik edemeyişimizden dolayı buhranlara, sıkıntılara girdiğimize inanıyor.
03:38Evrensel Ritim ve İnsanın Durumu: Evrendeki metronom o kadar muazzam çalışıyor ki, insanın yaşadığı buhranlar ve depresyonlar bitmiyor.
Bu durumun sebepleri, insanın kendi ağzından çıkan kelimeleri duymaması ile ilgili.
İnsan kendi taleplerini yaratıcıya, evrene gönderip sonra gelen sonuçla kavga ederken, bakış açısını değiştirirse bambaşka bir hikaye görebilir.
04:35Diksiyon Eğitimi Deneyimi: Konuşmacı, tesadüf olmayan bir kurguyla çalıştığı menajerin oyunculuk akademisinde diksiyon eğitimleri verdiğini anlatıyor.
Hocalardan biri rahatsızlanınca öğrenciler onu arayıp ders vermesini istemiş, konuşmacı da bu teklifi kabul etmiş.
Yıllarca eğitim verme tekliflerini reddetmesine rağmen, bu deneyim onun için çok özel bir dönem olmuş.
05:32Eğitim Sürecindeki Deneyimler: Ders sırasında öğrencilerle bir araya gelip konuşmanın homeopatik bir açıdan bakıldığında, bütünsel bir tedavi olduğu ve bastırma yapmanın kökene indiğinde başka bir alan açtığı belirtiliyor.
Bu süreç konuşmacıyı çok etkilemiş, kalbinin pırpıra olduğu ve enerjisinin aktığı hissetmiş.
Öğrencilerin "hocam çok başka bir bakış açınız var, biz buradan çok faydalandık" diyen ifadeleri onu daha fazla insanla paylaşmak istemesine teşvik etmiş.
07:04Hayat ve Fayda Alışverişi: Hayatta madde ile kurulan ilişkiler fayda alışverişine oturtulduğunda her şey su gibi akıyor, zorlaştıran hep insanlar.
Konuşmacı, Stefano Diana'nın "Tanrılar Okulu" kitabını örnek vererek, kitap okumak ve hızlı kitap okuma tekniklerinin değerini sorguluyor.
Zihnimiz, hayata göstermeye odaklı değil, görmeye odaklı olmalı, çünkü hiç kimse gerçekten görmeye niyet etmiyor.
08:26Kendi Karanlık Yanlarla Yüzleşme: Bir atölyeye katılmak isteyen birine "kendi karanlık yüzlerinle de yüzleşmeye hazır mısın?" diye sorduğu anlatılıyor.
Her şey bizimle ilgilidir, bir sistem koca alem, ne kadar değerliyiz düşünseniz, bize anlatmak için mizansenler, kurgularla olaylar, durumlar, insanlar kullanılıyor.
İnsan insanın aynasıdır, aynı gözüdür, ancak insan aynada kendini göremiyor.
10:31Gölgeler ve Derinlik: Konuşmacı, kırk yaşından sonra karakalem resim çizmeye başladığını ve resimde derinlik vermek için gölge yapmanın, hayatta da karşımıza çıkan gölgelerin bizim için derinlik vermek için olduğunu anlatıyor.
Hayatta karşılaştığımız her şeyin bir sebebi var ve bu sebebi kendimizden bağımsız olarak algılamak en büyük hatalardan biri.
Stefano Diana'nın kitabında, insanın kendi siparişlerini yaşarken nasıl muazzam bir oyunculuk sergilediğinden bahsediliyor.
13:36Özgürlük ve Farkındalık: İnsanların özgür olduğunu zannettiğini, ancak aslında hiçbiri özgür olmadığını, bunu kabul etmekle özgürleştiğini belirtiyor.
Ağzından çıkanlara dikkat etmek, konuşurken farkındalıkla hareket etmek önemli, çünkü ilk zamanlar konuşurken hazır kodlar otomatik olarak akıyor.
Sessizlik içinde insan sesi duyulabilir, nefsi terbiye etmek için sessizlik orucu önemlidir.
15:27Kelimeler ve Zaman Algısı: Atölyeden hareketle "kelimeleri duyarak, dinleyerek konuşmak" vurgulanıyor.
Duyarak konuşmak, zamanı yavaşlatıyor ve insanın zaman algısını etkiliyor.
İnsanların farkındalıksız bir robot gibi yaşadıkları, sabah yataktan kalktıklarında "hayattayım" duygusunu hisseden az sayıda insan olduğu belirtiliyor.
16:39Yaşamın Farkındalığı: İnsanlar çokça duyduğu şeylere yabancılaşıyor ve göz önündeki hakikati görmezden geliyor.
Hayatın her anında bir seçim var, otomatik pilottan hareket etmek yerine farkındalıkla hareket etmek önemli.
İnsanlar "farkındayım" diyeceğini düşünürken aslında farkındalıkla hareket etmiyorlar.
17:53Öğrenme ve Kolektif Hafıza: İnsanlar sadece kendi deneyimlerini değil, yüzyılların kodlarını da öğreniyor.
Çocuk gelişimi ile ilgili uzmanlar, çocuklara bir şey öğretilemeyeceğini, sadece onların davranışlarını taklit edeceklerini söylüyor.
İnsanlar kopyalayarak öğrenen bir canlı türü olup, kolektif bir hafıza havuzundan da etkileniyorlar.
18:44Sıkıştırma ve Uyanış: Sistem, insanları anlamaları ve görmeleri için sıkıştırıyor.
Çaresiz hissettiğinde insan ya her şeyden vazgeçebilir ya da başka bir bakış açısı bulabilir.
İnsanlar doğru zannettiğimiz yanlışların esiri ve köleleri olup, özgür veya biliyor zannediyorlar.
19:54Olasılıklar ve Özgür İrade: Hayatta sonsuz olasılıklar var ve istenen olasılığı seçebiliriz.
Güne farkındalıkla ve "bugün hayattayım" duygusuyla kalkmak bir seçimdir.
Her gün aynı şeyi yaşamak hissi aslında kendi kendimize yaptığımız bir durumdur.
20:45Sorumluluk ve Yolculuk: Uyanış yolculuğunda farklı seçimler yapmak ve kendi putlarını kırmak gerekir.
İnsanlar alışkanlıkların ve inançlarının esiridir ve başka bir bakış açısının var olabileceğine defansif olurlar.
İnsan hayatında yaşadıklarının ricacısı, talep eden ve sipariş verenin kendisi olduğuyla yüzleşmesi büyük bir sorumluluktur.
22:02Kendiyle Yüzleşme ve Sorumluluk: Kendiyle yüzleşme kolay bir mesele değildir, ancak sorumluluk bize aittir.
İnsanlar genellikle başkalarının sorumluluğunu kabul ederler: "Onun yüzünden, bunun yüzünden" diyerek sorunları dışarıya projeksiyon ederler.
Bir şey açığa çıkmadıysa nasıl temizlenecek, içsel potansiyel bizi fark etmemiz için uyarır.
23:41Bilinç ve Şuur Arasındaki Fark: Bilinç ve şuur aynı şey değildir; bilinci açıkken insan seçimlerini kendi yaptığını zanneder.
Bilinçaltı (şuuraltı) insanı otomatik sistemlerle yönlendirirken, insan bilinçli olarak bunu kendin yaptığını zanneder.
Şuurumuz yerinde mi diye sorgulamak gerekir, ağzımızdan çıkanları dinleyebilecek kadar kendimize vakit ayırır mıyız?
25:30Sözlerin Gücü ve İletişim: Eskilerin "söz sihirdir" sözü boşuna dememiş, iki çift söz bir büyüdür.
Basit anlatımların alt metnine bakabilecek cesareti olan kişiye yol açar.
İçeriden açmadığın kapıyı kimse dışarıdan açamaz, talebi yapan sensindir.
28:22İnkışaf ve Yolculuk: Yolculukta varılacak bir nokta yoktur, ilerlemek ve inkişaf etmek vardır.
Gelişerek ilerlemek, dönüşerek ilerlemek her birimize nasip olsun.
İnsan kainatla bir kelebek etkisi alışverişinde, parmağını kıpırdatsan bile hissettiğin her şey bir etki yaratır.
30:39Köklenmek ve Yaşam: Köklenememek meselesi, insanların hayatın içinde kaybolmuş hezeyanlar yaşayarak ömrünü geçirmesine neden olur.
Köklenmek tutunma değil, dünyada olduğumuzun farkında olmak demektir.
Asiliğin kime kimseye karşı değil, bana duyurulduğu bir şekilde anlaşılmaktadır.
32:55Gülay ile Çalışma Ortamı: Çalışma ortamında, haber merkezindeki gerginlik ve yoğunluk içinde Gülay'ın varlığı zamanı yavaşlatıyor ve naif bir huzur verici etki yaratıyor.
Gülay'ın konuşması ve akışı, zamanın içinde bir parantez açıp kapatarak huzur verici bir deneyim sunuyor.
Herkes Gülay'ı farklı gözden görüyor ve incitebiliyor, bu durumda incitilen kişi kendini savunmak zorunda kalıyor.
35:08Kendi Süzgecinde Geçirme: İnsanlar, kendilerine gelen tesirleri kendi süzgeçlerinden geçirmeden kabul ediyorlar, bu otomatik bir kafanın ve köklenememiş çocukların yapmasıdır.
Kendi sözlerimizle ne yarattığımızı, neyi devam ettirdiğimizi ve o devam ettirdiğimiz şeyin bizde hangi ihtiyacı karşıladığını fark ettiğimizde muazzam dönüşümler oluyor.
Kendi içinde tarif edemediğin bir sevinç ve yaşamdan başka bir tat alış yaşanıyor.
36:11Günlük Hayattaki Farkındalık: İstanbul trafikte taksiden dışarıdaki kuş sesini duyabilmenin bir güzellik olduğunu fark etmek, sistem tarafından durdurulduğumuzda bile her anın içindeki güzelliği keşfetmek önemlidir.
Her an kendinde olan insan her anın içindeki güzelliği keşfediyor, sistem ise yüksek enerjili insanları durdurmak için engeller yaratıyor.
İnsanlar kendini mağdur, kurban ve haklı görmek için akıl almaz bir oyuncudur, kendini ikna etme konusunda herkes öyledir.
38:37Farkındalık ve İnkışaf: Farkındalık yolunda yürüyebilmek ve inkişaf ederek yürüyebilmek kıymetli ve lezzetli bir deneyimdir, ancak öncesinde cesaretle o yola çıkma isteği olmalı.
Hepimiz bir heykel gibiyiz, kaba taşlardan kendi heykelimizi yontup ne çıkardığımızla ilgili hayatımızı yaşıyoruz.
Bir şeyin başına geldiğinde "niye benim başıma geldi?" diye sorgulamak, o olayın altında yatan anlamını keşfetmek önemlidir.
39:43Harekete Geçme ve Zorluk: Harekete geçmek için sonsuz, sınırsız yol vardır, sistem büyük bir badire yaşatabilir bile.
Kolaylığı talep etmek ve seçmek, kolaycılığı seçmek çok farklı bir şeydir.
Zorluk o kadar kıymetli ve kutsaldır ki, ulaşılması zor olan şeyin değeridir.
41:28Kusurlar ve Farkındalık: İnsanlar kusurludur, yaradılış kusursuz ama biz kusurluyuz.
Her şey mükemmel, bir tek mükemmel olmayan insan kendisidir.
Bir şeyin başına aşırı ifadesi kullanıldığında orada bir aşırılık vardır, doğal değildir ve akışta değildir.
43:21Hayatı Okumak ve Kendini Görmek: Hayatı okumak, okuduklarını anlamak önemlidir, ancak çoğu zaman eleştiri yaparken kendimizi sorgulamayız.
Rumi'nin "Sen yerlerde sürünmek için gelmedin, senin kanatların var, sen yürüyen evrensin" sözü, herkes için geçerlidir.
Sistemde herkes için aynı haklar vardır, koşullu olmayan bir makam sunulmuştur.
44:20İnanışlar ve Korku: Korkuyla tapanlar sadece korkuya taptıklarının farkında değildir, onların putları korkularıdır.
Korku bir süre hizmet edebilir, ancak sürekli korku içinde kalmak bir tercihtir.
Sürekli hasta olmak, değer görmek veya sevilmek için bir strateji olabilir ve bu strateji sürekli gerçekleştirebilir.
45:13Yaratım Gücü ve Zihinsel Faaliyet: Yaratım gücü insana dilinden başlar, duygularımızın esiri olmak yerine zihinsel bir faaliyet vardır.
Zihnimizdeki kodlar, toplumdan, aileden ve diğerlerinden aldığımız değerlerdir ve bunları duygu sanırız.
İnsanlar genellikle özgün hayalleri yoktur, herkes birbirinin hayallerini ifade eder çünkü hayaller idealize edilmiş bir şeydir.
46:37Kendini Sorgulamak: Kendimizi besleyecek şeyin nereden biliyoruz, kendi ihtiyaçlarımızı sorgulamayıp başkalarının değerlerini benimseriz.
"Gerçek ben kimim" sorusuna cevap vermek zor olsa da, bunu sormak önemlidir.
Küçük madde deyalı hedeflere ulaşmak kolay olsa da, bunlar sonradan anlamsız hissedilebilir ve "aradığım bu değilmiş" duygusu ortaya çıkabilir.
47:15Sistemin Taleplerimizi Nasıl Karşıladığı: Pandemi gibi olaylar, insanların yolculuğuna başlaması için kanallar, kapılar veya geçit kapıları olarak görülebilir.
Will Smith'in oğluyla oynadığı bir filmde, bir adamın dua ettiği halde yardım etmeyen Tanrı'nın aslında iki bot gönderdiğini, ancak adamın beklentilerini karşılamadığı için yardım etmediğini gösteren bir hikaye anlatılır.
Hayatta bize hep yardım edilir, ancak biz kendi beklentilerimizi gerçekleştirmek için gelen yardımları kabul etmeyebiliriz.
49:45Hayatın Bir İmtihan Olduğu: Hayatı okumak, kendini okumak ve rüyaları okumak önemlidir çünkü her durum herkes için ortak bir şeyle çözümlenebilir değildir.
Hayat bir okul ve imtihan gibi görülür, bize gelen her türlü durum ve hal misafirliğe gelmiştir ve gidecektir.
Bedenin bize ne söylediğini dinlemek önemlidir çünkü duyduğunu zannettiğimiz şeyi gerçekten dinlemediğimizi fark ederiz.
51:30Hayatın Bize Verdiği Kurgular: Hayat yolculuğu bizi bir şeye hazırlamak için ilerler ve sistem bizi ihtiyaçlarımızı karşılayarak destekler.
İnsanlar genellikle dünyaya, ailesine ve memleketine kendilerinin seçtiklerini düşünürler.
Kader gayrete aşıktır sözü, bize gayretlerimizle kendi inkişafımızı ve yolculuğumuzda kendi kapılarımızı açmamızı gerektirdiğini hatırlatır.
55:39Hediye Almanın Ritüeli: Her hediye öncesinde, o hediyeyi almak için bir ilgi ve özen istenir, bir ritüel vardır.
Kendimizi bu dünyanın bize hediye ettiği unutmadan, dinleyerek ve sözlerimize dikkat ederek ilerleyebiliriz.
Çabalayıp çabalayıp aslında tam zıttını söyleyip söyleyip çağırdığımız alanlardan özgürleşebiliriz.
57:57İman ve Sorumluluk: Feda ederek bir aktarım vardır ve hayatımızda hangi öfkemizin esiriyiz, nereleri yakıp geçtiğimiz sorusuna cevap aranmalıdır.
İman ettik diyor, etmiyor ama aslında etmiyoruz; hep bir isyandayız ve sorumlu arıyoruz.
Kendi merkezinde kalan insan her şeyin şahidi oluyor ve dışarıdakinin anlattığından ne anlandığını bilmeli.
59:14Seçim Günü Deneyimi: Seçim günü ilk turda sınıfın önünde az kişi vardı, ikinci tura kaldığında ise sınıfın içinde gürültü ve kavga vardı.
Konuşmacı, dışarıdaki olaylardan çıkıp kendine dönerek içimde kavga eden bir taraf olup olmadığını sordu.
Dünyada her şey bir hizmette, siyah-beyaz, iki uç ve dualit (ikilik) vardır çünkü tekdüze bir şeyi anlamamak yaradılışında yoktur.
1:01:38Zamanı Bükebilme: Tüm bu olaylar olurken sadece on beş dakika geçmişti, ama zamanı bükebilmek mümkün.
Dünyada her şey zanlar ve yargılardan ibaret, bunlar siparişi uzatan işlerdir.
Küçük küçük adımlarla ilerlemek gerekir, her şey vaktine esirdir ve acele etmemek önemlidir.
1:03:38Hız ve Durma: Hızla giderken detayları ve sunulanları fark edemezsiniz, herkes son sürat gidiyor.
Durup etrafına bakıldığında güneş, rüzgar ve doğayla bağlantı kurulabilir.
Bilinçaltımız hissetmeyi kapatabilir ve görünmez kılabilir, ancak durduğunda ve orada olduğunda bu bağlantılar yeniden kurulabilir.
1:05:28Köklenebilme ve Bilinç: Yıllar önce yargıladığımız her şeyin bir gün bizi yargılayacağı bir gelecek günü olduğunu belirtiyor.
Konuşmacı, bilinci açmaktan bahseden insanlara önce iyi gözle bakmadığını, ancak zamanla bu konuların köklenebilmeyle ilgili olduğunu anladığını ifade ediyor.
Çalışma hayatında hiçbir yerde köklenebilecek bir masaya sahip olamadığını, her yerden ceketini alıp çıkabildiğini ve bunun köklenebilme ihtiyacı olduğunu fark ettiğini anlatıyor.
1:07:29Değer ve Özsaygı: Değerli hissetmek kişinin kendine verdiği değerle orantılıdır.
Özsaygı, öz şefkati ve öz sevgisi olmayan insan gerçekten hayatı boyunca dışarıdan bunu öz manasıyla yaşayamaz.
İnsanlar genellikle kandırarak, zannederek ve öyle olduğunu atfederek yaşarlar.
1:08:24Kopuş ve Vedalaşma: Ölmüşlerin peşini bırakmamak ve ölmüş kişilerle kavga etmek, kendi yükünü taşımak anlamına gelir.
İnsanlar doğduğumuz andan itibaren öleceğini bilerek yaşayan tek canlı türüdür.
"Her canlı ölümü tadacaktır" ifadesinde ölmek, önceki versiyonlardan kopmak ve ölmek anlamına gelir.
1:10:38Hizmet ve Bağlantı: İnsanlar birbirlerine hizmetteyiz, doğadaki hiçbir şey kendi için yaşamaz.
İnsanlar birbirlerinin aynasıdır, gözüdür ve birbirlerine hizmet ederler.
İnsanlar kendi kendilerini düzeltmek için başkalarına uyarı yaparlar, ancak kendi kendilerini düzeltemezler.
1:12:15Farkındalık ve Anlama: Kur'an'da müteşabih düzlemde yazılmış olanlar için farkındalık ve anlama gereklidir.
Zihin otomatik kodlardan çıkaramazken, ruh anlayışa açıktır ve bir şeyleri hissedebilir.
İnsanlar aldıkları şeylerin yükü, korkuları, yüzleşememeleri ve gölgeleridir.
1:13:46Aydınlık ve Karanlık: Aydınlıkta insan karanlığı, aydınlıkta aydınlığı fark edemez.
İnsanlar karanlık olurken ışığı fark eder ve her şey birbirinin içindedir.
Kavga ettikleri ve küfür ettikleri şeyler bir gün deneyimleyecekleri deneyimlere dönüşür.
1:15:38İdrak ve Farkındalık: İdrak, bu dünyada insana verilmiş en büyük servettir ve farkındalık bize sürekli yeniden öğrenme yollarını daha geniş kavrayabilmemizi sağlar.
İdrak edebilmek, bir önceki versiyonu bırakıp yeni bir hal olmak demektir.
Biz öleceğiz, bu hayatı ve kimlikleri bırakacağız, ancak aldıklarımız hafızamızda yanımızda taşıyarak ilerleyeceğiz.
1:16:53Yaşamı Hissetmek: Hayatı faydasını anlamak, dünyanın tadını ve lezzetini almak, görmek ve hissetmek önemlidir.
Her şey otomatikleştiğinde, kalktığında "şu anda buradayım" diyerek kendinle bağlantı kurabilirsin.
Bedeni şaşırtmak için farklı şeyler yapmak gerekir: sol eliyle yaz, sağ eliyle dişini fırçala, farklı sokaktan git.
1:18:07Otomatikliğin Tehlikesi: Motor becerilerinin mevcut haliyle kalabilmesi günümüzde oldukça güç çünkü her şey otomatiktir.
Birçok insan kendi evinin sokağını navigasyondan takip etmeden bulamayacak durumdadır.
Otomatik kolaylık, aslında zor olanı kolaylaştırır ve insanlar kendi becerilerinin kıymetini bilmez hale gelir.
1:21:39Duygusal Yükler ve Çözümleme: Hayatımızda birçok seçenek var, hangisine yöneliyoruz ve hangi ihtiyaçtan yöneliyoruz ona bakmak önemlidir.
İnsanlar kime ait olmayan yükleri taşıyor ve "kime ait" sorusu kıymetlidir.
Farkındalık ve uyanış anları ertelendikçe kaçırmak mümkündür, önemli olan oyalanma sürecini faydalı kullanmaktır.
1:23:33Kendiyle İletişim: İnsanlar birbirlerini dinlemeyi tercih ederken, kendilerini dinlemeyi unuturlar.
Eğer seni dinlememesi seni rahatsız ediyorsa, içeride kendini dinlemiyorsun demektir.
İnsanın kendiyle yüzleşmesi hem eğlencelidir hem de zaman zaman zor gelebilir, ancak kelimeleriyle yarattığının sorumluluğundan kaçınmak uyuşu ve kaçışa neden olur.
1:26:31Kendini Gösterme ve Fiziksel Etkiler: Kendini küçük görmek ve kendi etkisini yok saymak, aslında kibirin bir göstergesidir.
Vücudumuzdaki hücreler ağzımızdan çıkan kelimelere emir verir, ruhsal durumumuz fiziksel olarak görünür hale gelir.
Yaşadığımız her şeyin bir sebebi vardır, göremediğimiz sebeplerin varlığını kabul etmek önemli bir kapıdır.
1:28:22Değersizlik Hissi ve İlişkiler: Değersizlik hissi yaşandığında insanlar genellikle susup tartışmadan kaçarlar.
İhmal ve değersizlik hissi, ilişkilerde panik ve kopuşlara yol açar.
Herkesin hayatını zorlaştırdığı bir süreçte, değişimler karşılıklıdır; birinin değişmesi diğerlerinin de değişmesine neden olur.
1:29:19Kendini Sevmek ve Bütünü Sevmek: Kendini seven, bütünü sever; her tezahürünü sevmek, yaratıcılığı sevmektir.
Her birimiz eşit değerdeyiz, bilinçlerimiz ve bakış açılarımız farklı olabilir.
Kendini sevmek demek, bütünü sevmek demektir; her tezahür yaratıcılığı yansıtır.
1:30:05Bilinç ve Gelişim: Kendinizi yargıladığınızda, o kapasiteden hizmet ediyorsunuz ve bilincinizi yayıyorsunuz.
Kendinizi hedef aldığınızda, en iyi versiyonunuza ulaşabilirsiniz.
Çaba, talep ve niyet, söze dikkat ederek kendimizi dinleyerek gelişebiliriz.
1:31:36Atölye ve Eğitim: Atölye sadece diksiyon öğrenmek için değil, daha derin bir amaçla kurulmuştur.
Eğitim sürecinde reflekslerin gelişmesi için zaman gereklidir, yüz binlerce yıllık öğreti bir günde dağılmaz.
Fark ettik, düzelttik, iyileştirdik ve lezzetli hale getirdik, bu süreç hayatımızı temizler.
1:33:29Diksiyon ve Bütünsel Bakış Açısı: Diksiyon, kelime anlamı olarak dinlemekle başlar ve söyleyişle devam eder.
İnsan idrak ettikçe nezaketi ve özeni artar, kendi heykelini yontmaya başlar.
Kaosun içinde aydınlanma olmaz, dinginlikte olur; durduğunda ve yavaşladığında fark edersin.
1:34:30Değişim ve Ulaşım: Değişim istenirse kendimize bir alan tanımalıyız, istenmezse zaten o şekilde kalırız.
Mevcut olanın ötesini hissediyoruz, ancak kalplerimizin üstüne uzaklaşıyoruz ki ruhlarımızın seslerini duyamayız.
Sinan Canan'ın yaklaşımında bedeni bir makine gibi değil, içinde bir ruh olduğunu ve bir ötesi olduğunu bağlayarak anlatması vardır.
1:35:53Derin Konular ve Reyting: Derin konulara değinildiğinde dinleyici izleyici uzaklaşır çünkü orada kendiyle yüzleşme vardır.
Reytingi az gibi görünse de derin meselelerin temas ettiği yerler, hiçbir reyting ölçüsünün ölçemeyeceği kadar zengin bir alandır.
Bir şeyin izlenme sayısının önemi yoktur, belki sadece iki izleyicinin dinlediği bir şey bile hayatın mesajını verebilir.
1:37:14Kendi İlerleyişimizde Seçimler: Herkes vaktini bekler, herkes kendi ilerleyişinde kendi seçimlerini yapar ve hepimiz orada özgürüz.
Misafir geldiğinde onu nasıl ağırladığımız önemli, herkesin kendi mesajı vardır.
Keşfettikçe insan keşfedileceklerin çokluğu karşısında durup düşünür.
1:39:02Uyumlanma ve Kendine Dönüş: Bize hep bazı ekolle göre uyumlanmak deniyor ve buna önce kendinle uyumlanacaksın.
Her ekol, her janr ortak bir anlatımı var ve hepsinin ortak bir yolu işaret ettiği söylenir.
Köklenme meselesiyle ilgili ihtiyaçların kalmadığını anladığımızda özgürlük hissediyoruz.
1:40:15Değer ve Görev: Dışarıdaki bir insan bize kendimizi değersiz hissettiremez, eğer biz özümüzde değerli hissediyorsak.
Yaradan bize bir değer vermiş, bir beden, bir hayat, bir tekamül yolculuğu lütfetmiş ve bir imtihana tabi tutmuş.
Kavgalarımız, hüsranlarımız, duygularımızın esiri oluşlarımız, melankoli hallerimiz genellikle görevimizi hatırlamadığımız için ortaya çıkar.
1:41:32Anlam Arayışı ve Sorgulama: Anlam arayışı kesinlikle normaldir, kimse bir yere ulaşmadı.
Seçim yapmak için sorgulayarak geliyoruz.
Bir şeyi dile getirmek önemlidir, çünkü aynı şeyi yaşayan bir başkası olabilir ve ona rehber olabilir.
1:42:43Geçmiş Deneyimler ve Şükran: Yaşadığımız her şey için teşekkür etmek gerekir, geçmişte yaşadığımız her deneyime teşekkür etmek önemlidir.
Bir olayda karşı figürü oynayan oyuncu bile o olayın büyük anlamını bilmeyebilir.
Kimse kimseye dışarıdan öfkelenmez, asıl öfkelendiğimiz, kızduğumuz, yargıladığımız bizizdir.
1:43:43Kapanış ve Teşekkür: Konuşma çok güzel akarak tamamlanmıştır ve konuşmacı kendi adımla konuşmakta olduğunu belirtiyor.
Daha fazla bölüm yapılması planlanıyor, böylece ihtiyacı olanın ihtiyacı görülecek ve bütünün hayrına olacak.
İzleyicilere teşekkür ediliyor ve bir sonraki videoda görüşmek dileğiyle program sonlanıyor.

Gülay Özdem'in Spiritüel Yolculuğu ve Farkındalık Üzerine Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir