• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, 1943 yılında Erzincan Kemah'da doğan ve kalıpçılık mesleğinde kariyer yapan bir iş adamının röportajını içermektedir. Konuşmacı, "Siesta" markasını kurmuş ve plastik sektöründe faaliyet gösteren bir girişimcidir.
    • Videoda konuşmacı, eğitim hayatını, çıraklık deneyimlerini ve iş hayatındaki gelişimini anlatmaktadır. 1964'te askerlik döneminde iş ortağı Şükrü Der ile ortaklık kurması, 1970'lerde enjeksiyon makineleri yapmaya başlaması, 1973'te Çobançeşme'de 5000 metrekarelik bir arazi satın alması ve 1980'lerde "Siesta" markasını kurması süreci kronolojik olarak aktarılmaktadır.
    • Konuşmacı ayrıca plastik sektöründeki faaliyetlerini, 1989'da kurulan plastik eğitim vakfının hikayesini ve bu vakfın Gebze'deki okulundan liseye taşınmasını da anlatmaktadır. Video, mobilya sektöründeki rekabet, yatırım stratejileri, döviz kuru dalgalanmalarından zarar görme ve plastik sektöründeki eğitim ihtiyacı gibi konuları ele almaktadır.
    00:48Hayat Hikayesi ve Eğitim
    • Konuşmacı 1943 yılında Erzincan Kemah kazasının Dedek köyünde doğmuş ve ilkokulu üçe kadar orada tamamlamıştır.
    • 1954 yılında babası, annesi ve dört kardeşiyle birlikte İstanbul'a taşınmış, Sultanahmet'te Cevri Alfa Okulu'nda ilkokulu bitirmiştir.
    • Ortaokulunu terk etmiş, babasının isteği üzerine okuldan kaçarak 12 sene boyunca çeşitli işlerde çıraklık yapmıştır.
    01:39İş Hayatının Başlangıcı
    • Eminönü'nde Rum kalıpçı Kiryako Mihal'in yanında iki sene çalışmış, sonra iki arkadaşıyla birlikte kendi işini kurmaya karar vermiştir.
    • Rahmetli babasına 25 bin dolar civarında bir para ödünç alarak Tahtakale'de Siyah Başa Sokak'ta 40 metrekarelik bir işyeri tutmuştur.
    • Kalıpçılıkta çalışmaya devam etmiş, Pilsan'ın babası Faruk Çetin Alp'in asker kalıpları için güvendiği bir iş ortağı olmuştur.
    02:58İş Ortaklıkları ve Kararlar
    • 1964'te askerlik için ayrıldığında iş ortağı olarak Şükrü Der'i bulmuş, askerdeyken firmayı ona bırakmıştır.
    • Askerden döndükten sonra Şükrü Bey kendi işyerini kurmak istediğini söylemiş, konuşmacı ise ortak olmaya razı olmuştur.
    • Ani kararlardan çok şey kazandığını, bazen kaybettiğini ama daha fazla kazandığını belirtmiştir.
    04:11İşin Büyümesi ve Yeni Alanlar
    • 1969 senesine kadar Topkapı Maltepe Caddesi'nde 600 metrekare bir yere taşınmış ve kalıpçılığa devam etmişlerdir.
    • Müşterilerden biri plastik enjeksiyon makinesi istemiş, Avrupa'dan bir makine alıp kurmuşlardır.
    • Makinenin pompa parçası için İtalya'nın Milano şehrindeki Negrobasi fabrikasına gitmiş, orada proje yapma ve üretim sürecini görmüşlerdir.
    06:47Yeni İş Ortaklıkları ve Yeni Alanlar
    • 1970 senesinde enjeksiyon makineleri yapmaya başlamış, yan sanayine projeleri vermiş ve kalite kontrolü yaparak mühendisleri almıştır.
    • Kayınbiraderi İhsan Bodur'u askerdeyken çalışmaya başlamış ve Şükrü Bey ayrıldığında onu ortak almıştır.
    • 1970'lerde Çobançeşme'de 5 bin metrekare arazi almış, 1973 senesinde oraya taşınmış ve 3.500 metrekare kapalı alan yaparak İşıldar Makine Sanayi'yi kurmuştur.
    08:40İlk Yerli Makine Sanayi
    • İşıldar Makine Sanayi, o dönemde ilk yerli makineyi yapan firma olarak tanıtılıyor.
    • 1977-1978 yıllarında sanayicilere ithalat yasaklanarak yerli üretim zorunlu hale getirildi.
    • İşıldar Makine Sanayi, Tahtakale piyasasına en çok makine veren ve satan firma olarak tanınıyordu.
    09:34Yan Sanayi ve Firma Kapanışı
    • 1980 senesinde yan sanayi yavaş yavaş kendi işlerini yapmaya başladı ve İşıldar Makine Sanayi'nin çalışanları ayrılmaya başladı.
    • Konuşmacı, başarılı olmak için herkesin işini bilmeleri gerektiğini ve yan sanayi çalışanlarının ayrı bir yerde devam etmelerini önerdi.
    • 1985 yılında konuşmacı, müşterilerine iki-üç sene montaj ve arıza servisi sağlayacağını belirterek firmayı kapattı.
    10:50Yeni Yatırım ve Siesta Koltuğu
    • Konuşmacı, yenilik aramak için Almanya'ya gitti ve bir Fransız standında Siesta koltuğunu gördü.
    • Fransız standından numune almak istedi ancak bir yıl geçmesine rağmen göndermediler.
    • Suriye'de Badişki adlı bir firma tarafından üretilen benzer koltukları kiraladı ve yılda 200-250 bin dolar kira ödedi.
    12:47Siesta Koltuğunun Piyasaya Sunulması
    • Konuşmacı, Çoban Çeşme'deki Mas Mas Mobilya'nın fabrika müdürü Mehmet Bey'e Siesta koltuğunu piyasaya sunmak istediğini söyledi.
    • Mehmet Bey, koltuğun 30 liradan satılacağını ve piyasada 50 liraya alındığını belirtti.
    • Bir hafta sonra Mehmet Bey, Yahudilerden ithal edilen ve 16 liraya satılan benzer bir koltuğun piyasaya sürüldüğünü fark etti.
    14:08Siesta Koltuğunun Başarısı
    • Konuşmacı, koltuğun fiyatını 20 liraya indirdi ve restoranlara 15-20 adet ürün gönderdi.
    • Müşterilere koltuğun nasıl kırıldığını göstererek Siesta koltuğunun kalitesini vurguladı.
    • Siesta koltuğu 1990 senesine kadar fabrikayı Büyükçekmece'ye taşıdı ve 1993'te 3.500 metrekareden 10.000 metrekareye genişletti.
    15:10Yatırım ve Döviz Krizi
    • 1993 senesinde İtalya'ya giden konuşmacı, 400 bin dolarlık yatırımı 2,5 milyon dolara çıkardı.
    • 1994 senesinde döviz kuru 8 bin liradan 42 bin liraya çıktı ve Siesta yaklaşık 2,5-3 milyon dolara yakın kayıp yaptı.
    • Konuşmacı, müşterilerine söz verdiği için malları teslim etti ve bu sayede Siesta ismini korudu.
    17:12Oğlunun Katılımı ve Yeni Strateji
    • 2002 senesinde Amerika'da işletmeyi bitiren oğlu yanına geldi ve bir sene yanında çalışarak piyasayı öğrendi.
    • Fuarda İtalya'dan ithal edilen ürünlerin Afrika'dan gelen Nijeryalı'ya göre daha kaliteli olduğunu fark etti.
    • Konuşmacı, bir sonraki yıl en büyük standı tutup iyi bir organizasyon yaparak fuara katılmaya karar verdi.
    19:08Siesta Markasının Gelişimi
    • Siesta markası ilk gün yüzde on bir hareket kazandı, ikinci yıl yüzde yirmi üç, üçüncü yıl yüzde otuz, dördüncü yıl yüzde kırk, beşinci yıl yüzde yetmiş'e çıktı.
    • Beş-altı yıl sonra Siesta artık tanınır bir marka olmaya başladı ve bugün yüz ülkeye yakın mal veriyor.
    • Şirketin ikinci kuşağı mükemmel şekilde yönetiyor ve konuşmacı, önümüzdeki yıllarda üçüncü kuşakta yönetilmesini temenni ediyor.
    19:59Pakter Derneği ve Vakıf Projesi
    • Muammer Yücel, Pakter adlı bir derneği kurmuş ve üyeleri toplayarak sorunları dile getirmiş.
    • 1989'da Ataköy'de bir toplantıda vakıf kurma fikri ortaya atılmış ve plastikten tahsil yapacak, plastikle ilgili talebeler yetiştirecek bir eğitim vakfı kurulması kararlaştırılmış.
    • Vakfın yaşatılması için fuarlardan gelir elde etmek ve müşterilerden senetlere imzalattırmak gibi yöntemler kullanılmış.
    22:18Vakfın Gelişimi ve Plastik Sektörünün Önemi
    • Vakfın Gebze'deki okulu devam etmiş, sonra iki telliye gelmiş ve liseye dönüşmüş, ancak öğrencilerin işe alınması konusunda zorluklar yaşanmış.
    • Plastik sektöründe mutfak çeşitleri, plastik borular, pencereler, koltuklar gibi birçok ürün üretiliyor ve bunların hepsi yurt dışına ihraç ediliyor.
    • Plastik sektöründe bilgi sahibi insanlar, üretici mühendisler ve bilgili insanlara ihtiyaç duyuluyor.
    24:37Plastik Sektörünün Geleceği ve Okul Projeleri
    • Bugünkü başkan Fevkale, plastiklerin müdafaası için Ankara'da ve bazen yurt dışında çalışıyor.
    • Konuşmacı, yeni nesilden üç-dört liseye ihtiyaç duyulduğunu ve bu okul projelerine devam edilmesini rica ediyor.
    • Vakfın maddi sıkıntıları varsa, üyelerin bir araya gelerek bu sorunları çözebileceklerini ve daha fazla desteklere ihtiyaç duyulabileceğini belirtiyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor