• Buradasın

    Altan Gürman'ın Sanatı ve Çağdaşlık Kavramı Üzerine Bir Sunum

    youtube.com/watch?v=KpDNCwzQSbk

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir konuşmacının Altan Gürman'ın sanatı ve çağdaşlık kavramı üzerine yaptığı detaylı bir sunumudur. Konuşmacı, Arter'deki arkadaşlarına ve Bilge Gürman'a teşekkür ederek, Altan Gürman'ın arşivlerinde gezme fırsatından bahsetmektedir.
    • Sunum, çağdaşlık kavramının ne anlama geldiği sorusuyla başlayıp, Türkiye'de modernleşme sürecinde sanatın rolünü kronolojik olarak incelemektedir. Şeker Ahmet Paşa'dan D Grubu'na, son olarak Altan Gürman'a kadar sanat tarihindeki modernleşme çabaları ele alınırken, Gürman'ın 1960'larda Türkiye'de çağdaşlık algısını nasıl tanımladığı ve kendi modernleşme sürecinin karakteri detaylı şekilde incelenmektedir.
    • Sunumda ayrıca Altan Gürman'ın eğitim süreci, ERCÜMENT KALMAK'ın İTÜ'deki temel sanat eğitimi derslerinden aldığı etkiler, Paris'teki dönemi ve burada yaşadığı sanatsal dönüşüm, soyut sanattan temsili sanata geçişi, "Şeker Pancarı", "Patates" ve "Musluk" gibi yapıtlarındaki toprak, su ve ürün temaları ele alınmaktadır. Konuşmacı, Gürman'ın çalışmalarını "alçakgönüllü bir başkaldırı" olarak tanımlayarak, sanatçının doğa ile olan ilişkisini ve dönemin önemli sanat hareketlerine olan katkılarını vurgulamaktadır.
    00:06Çağdaşlık Kavramı ve Altan Gürman
    • Odaklı üslup ideolojisinin yerini daha deneysel, sorgulayıcı ve düşünsel sanatsal yaklaşımlar almış olması, Altan Gürman'ın hala çağdaş bir sanatçı olarak görülmesine neden oluyor.
    • Çağdaşlık kavramı "güncel", "postmodern" veya "contemporary" gibi farklı terimlerle ifade edilir ve zamanla değişen bir anlama sahiptir.
    • Çağdaşlık, hem çağın ifade edilmesini hem de ileride olacak durumları öngörmeyi içerir, özellikle Batı dışı modernlik öykülerinde bu kavram daha karmaşık bir boyut kazanır.
    02:41Türkiye'de Çağdaşlık Algısı
    • Altan Gürman'ın yaşadığı dönemde, Nurullah Berk gibi figürler "Batının mihenk taşı" kavramını kullanarak Batı'dan kaçan bir treni takip eden bir durum olarak çağdaşlık algılandı.
    • Çağdaşlık tanımlayan bir merkez olduğu ve bu merkezde uyumlu işler üretilebilmesi, yerel sanatçıları çağdaş kılmaya yetip yetmediği sorusu önemli bir mesele haline gelmiştir.
    • Altan Gürman'ın kendi zamanına ait sanat yapma çabası, 1960'lı yıllarda Türkiye'de sanatta çağdaşlık algısının ne olduğuna dair ipuçları vermektedir.
    05:09Türkiye'de Çağdaşlaşma Süreci
    • Türkiye'de sanat olgusu başından beri bir çağdaşlaşma ülküsünün parçası olarak görülür ve sanatçılar toplumsal bir varlık olarak ülkenin modernleşme ülküsünü sırtlamıştır.
    • Şeker Ahmet Paşa'nın otoportresi, bir toplumsal modernleşme idealinin sonucu olarak sanatçı bireyin ortaya çıkışının portresi olarak görülmüştür.
    • Cumhuriyet'in ilanından sonra D Grubu, 1933'te ortaya çıkarak daha devrimci bir modernizm çabasını cisimleştirmiştir ve kendilerinden önceki 1914 kuşağının Paris'ten Empresyonizm getirmesine karşı çıkmışlardır.
    09:57Altan Gürman'ın Sanatı ve Eğitim Süreci
    • Altan Gürman'ın değişimi o kadar radikal olmuştur ki, onu diğer sanatçılar gibi dünün bir sanatçısı olarak görmek mümkün değildir.
    • Gürman, kendi modernleşme sürecimizin karakterini anlamaya ve bunu sezdirmeye cesaret ettiği için, kendinden önceki kuşaklardan farklıdır.
    • Altan Gürman'ın akademi öncesi bir süreç vardır; lisede öğrenciyken İTÜ'deki Temel Sanat Eğitimi derslerine devam etmiştir ve burada renk, doku, ışık ve malzeme bilgisi öğretilmiştir.
    12:24Altan Gürman'ın Akademik Eğitim Süreci
    • Gürman, sürekli yenilenme ve deneysellik yaklaşımıyla akademiye belli bir bilgi birikimi ve farklı bir vizyonla giriyor.
    • Akademik eğitim ona o kadar ilgi çekici gelmediği için, Halil Dikmen ile Galeri, Zeki Faik İzerle ve Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun atölyesinde deneysel yöntemlerle kendi yolunu keşfetmeye başlıyor.
    • Akademinin Paris Akademisi modeline karşı çıkması ve akademideki keyfi bir modeli sorgulaması, sonraki yıllarda temel sanat eğitimi kürsüsünün kuruluşunda ve başına geçmesinde etkili oluyor.
    14:45Türkiye Sanat Ortamının Genel Çehresi
    • Gürman'ın sanatsal formasyonu döneminde, sanatçıların evrensel biçim, yerel içerik formülüne dayalı bir yaklaşım benimsemiş.
    • Bu sentez çabası, geometrik soyutlamaya dayanan, figüratif temelli folklorik anlatılarla sonuçlanıyor ve yerel simgeler, Anadolu kırsalı, köylüler ve müzikal enstrümanlar kullanılıyor.
    • Bu dönemde sanat, modernleşme sürecinin bir uzantısı olarak, yeni kimlik arayışlarının bir parçası olarak hem yerel ama hem modern bir kimliği ortaya koyma çabası içerisinde.
    16:25Gürman'ın Sanat Anlayışı
    • Gürman, kendi sanatçı kimliği şekillendiğinde hem evrensel hem yereli yansıtma çabası içinde olmasına rağmen, kimliğin kültürel temsiliyetini modern Türk resmini yaratmak ülküsü şeklinde değil, daha çok sosyolojik yönüyle yansıtmaya çalışıyor.
    • Paris'te sanatçıların misyonlu kimlik temsiliyetinden uzak, içe dönük, kendini arayan, tuval yüzeyini ruhsal alan gibi algılayan bir grup Türk sanatçı var.
    • Bu sanatçılar yer yer kültürel motiflerle örülü ama esas olarak dışavurumcu üslupçulukla şekillenen bir anlayışla çalışıyorlar.
    18:531960'lı Yılların Sanat Ortamı
    • Türkiye'de 1960'lı yıllarda zaman içinde daha kaligrafik, daha motifsel, bazen daha jestel, soyut ifadeler görülüyor.
    • Daha genç kuşak olan Adnan Çöker ve Devrim Erbil, 1960'ların başında daha bireyci, jestel, soyut dışavurumcu ifadeler peşindeler.
    • Resimdeki soyut arayışlar heykelde de görülüyor; bu dönemde heykel sanatının kütle, mekan, hacim, yüzey, ışık, gölge, oran, denge gibi kendine özgü unsurların ön planda olduğu bir heykel anlayışı hakim.
    21:48Altan Gürman'ın Soyut Sanat Anlayışı
    • Altan Gürman, bu ortamın akışı içinde çağdaşları gibi soyuta yönelmiş, umut vaat eden bir genç sanatçı olarak "Kompozisyon" başlıklı resmiyle 1961 Türkiye sergisinde yer alıyor.
    • Gürman'ın bu tür resimlerinde konusu yok, tümüyle öznel bir yaklaşım ve sanatçının içsel enerjisini, duygusunu restlerinde, boya sürüşünde, renk tercihinde görebiliyoruz.
    • 1960'lı yılların başında "Mavi Grup" adında bir sergi açan genç sanatçılar, kendilerinden önceki kuşaktan farklı olarak kültürel motif kullanmadan, "Benim ortaya koyduğum biçim benim, fırçalar ben" diyebilme cesaretini gösteriyorlar.
    25:02Altan Gürman'ın Resimleri ve Koleksiyonları
    • Konuşmacı, Altan Gürman'ın günümüze kalan resimlerinin nerede olduğunu ve neden karşılaşılmadığını merak ediyor.
    • Altan Gürman'ın mezuniyet sergisi fotoğraflarından, mezun olduğu yıl nasıl resimler yaptığını görebiliyoruz.
    • 1960'lı yıllarda Türkiye'de sanat içe dönükken, dünyada toplumsal dönüşüm dalgası yaşanıyordu.
    26:561960'lı Yılların Sanat Dünyası
    • Altan Gürman'ın kısacık yaşamının son yarısı bu döneme rastlıyor ve bu dönemin bir sanatçısı olarak değerlendiriliyor.
    • Philip Guston gibi birçok sanatçı koşulların etkisiyle politize oluyor ve bu değişim sanatlarına yansıyor.
    • Philip Guston soyut dışavurumcu iken figüratif ve toplumsal içerikli resimler yapmaya başlamış ve tepki çekmiş.
    29:00Türkiye'deki Sanat Değişimi
    • Varlık Dergisi'nin "Soyuta paydos, bunalıma bunalım edebiyatına paydos" sloganı, 1960'lı yıllarda sanat dünyasındaki değişimleri yansıtmaktadır.
    • Nuri İyem'in soyut resimden figüratif resme geçişi, Türkiye'de yaşanan keskin bir dönüşümü örneklendirmektedir.
    • Nedim Günsür Balaban, Nuri İyem, Turan Erol ve Ömer Uluç gibi sanatçılar da bu dönemde figüre dönüş ve politize içerikli sanat yapmaya başlamışlardır.
    32:20Altan Gürman'ın Paris Dönemi
    • Altan Gürman 1963-1966 yılları arasında Paris'te bulunmuş ve orada sanat anlayışında değişim yaşamıştır.
    • Paris'te soyut sanatın sonu, bireysel ve içe dönük bir sanatın sonu yaşanıyordu.
    • Gürman'ın özgeçmişinde, Paris'teki politize gençlik ortamının etkisiyle daha az kutsal, yaşama daha yakın bir sanat arayışı içinde olduğunu belirtiyor.
    34:331960'lı Yılların Sanat Yenilikleri
    • 1950'lerin ortasından itibaren Richard Hamilton'ın pop kolajları ve Eduardo Paolozzi'nin kolajları gibi yeni hareketler ortaya çıkmıştır.
    • 1960'ta Paris'te yeni gerçekçilik, Tokyo'da "Bağımsız Sergi" başlıklı sergi ve "Anti" kavramı kullanılmıştır.
    • 1960'da ilk Fluxus hareketi sahte gazete kopyaları üretip gazete bayilerine yerleştirmiş, 1961'de Piero Manzoni "Sanatçı Boku" adlı eserlerini sergilemiştir.
    36:391960'ların Sanat Dünyası
    • 1963'te Gerhard Richter ve Conrad sergiledikleri Kapitalist Realizm sergisiyle pop sanatına katkıda bulunmuşlardır.
    • 1964'te Altan Gürman'ın "Gündelik Mitolojiler" sergisini görmesi ve bu yılın kendisinin yeni figürasyonla tanıştığı yıl olarak nitelendirilmesi önemlidir.
    • Aynı yıl, Robert Rauschenberg ve Jasper Johns gibi Amerikan sanatçılar Paris ekolünün sonunu getiren bir döneme geçiş yapmışlardır.
    38:11Pop Sanatı ve Yeni Yaklaşımlar
    • 1964'te Röneblog Berlin'de "Odada Pop, Dekoaj ve Kapitalizm" başlıklı bir sergi açılmıştır.
    • O dönemde pop sanatı popüler olana işaret ederken, "nesne sanatı" olarak da adlandırılmıştır.
    • Marcel Duchamp'ın temel oluşturduğu yaklaşımlar yeniden keşfedilmiş ve 1950'li yıllarda tekrar sergilere davet edilmeye başlanmıştır.
    39:23Sanat Dünyasının Diğer Yönleri
    • Altan Gürman, yeni Fransız yeni dalga sineması ve Fransız yeni roman yaklaşımlarını da gözlemlemiştir.
    • Paris'te bulunduğu dönemde yeni gerçekçilik ve yeni figürasyon gibi yaklaşımları görmüş veya kulaktan kulağa duymuştur.
    • Yeni gerçekçiliğin temsilcilerinden Yves Klein'in boş bir galeri sergilemesi ve "resimsel duyarlılık" kavramını kullanması gibi izleyiciyi şaşırtan yaklaşımlar ortaya çıkmıştır.
    43:32Altan Gürman'ın Dönüşümü
    • 1960'lı yılların dönüşümü ve bu süreçten günümüze kadar gelen süreçte pop sanatı günümüz sanatını da kapsar.
    • Altan Gürman, yenilik arayışı içinde bir sanatçı olarak Paris'te ciddi bir biçimde bir dönüşüm geçirmiştir.
    • Sanatçılar uluslararası bir bağlamda aynı etkilere maruz kalırken, ülkelerine döndüklerinde kendi yerel sorunlarıyla da halleşmek durumunda kalmışlardır.
    47:30Altan Gürman'ın Sanatsal Kökeni
    • Altan Gürman, gençliğinde çocuk kitapları illüstrasyonu yapmış ve askerliği döneminde Milli Eğitim Bakanlığı'na panolar hazırlamıştır.
    • Çocukluğunda biyolojiyi en çok sevdiği dersi olan Gürman, canlılar dünyasına yönelik bir ilgi göstermiştir.
    • Gürman'ın ilk değişim dönemi resimlerinde Türkiye'nin kırsal kültürüne dair bir mesaj vermiş olabileceği fikri, dönemin tartışmalarında yer almamıştır.
    51:15Altan Gürman'ın Sanatsal Gelişimi
    • Altan Gürman'ın biyolojiye ve tarihe olan ilgisi, soyut kumaşları boyarken kamuflaj desenlerine geçişine neden olmuştur.
    • Gürman'ın soyuttan temsile doğru ilgili geçişi, biyolojiye ve canlılar dünyasına olan merakının yansımasıdır.
    • Gürman'ın resimleri, akademik eğitiminde öğrendiği temel tasarım ilkelerini kullanarak, teknik bir resim izlenimi vermektedir.
    52:53Gürman'ın Resim Tekniği
    • Patates ve musluk gibi resimler, rapido ile yapılmış izlenimi veren, çizgi odaklı ve boyasal özellik taşımayan grafik tasarımcı tarzında çalışmalardır.
    • Gürman, ressamlığı geri plana iterek öznel dışavurumun karşısında muhalif bir tavır almıştır.
    • Gürman'ın ilgiyle izlediği Hortikole, Agrikole gibi zirai dergilerden yola çıkarak, bazen birebir, bazen yorum ekleyerek resimlerini oluşturmuştur.
    54:15Gürman'ın Sanatsal Yaklaşımı
    • Gürman'ın "bütün el alışkanlıklarını unutmak isteyerek yeniden resme başlama" dönemi, resim yüzeyine mühürle damgalanmış standart yazı örnekleriyle ve simetrik kompozisyon düzeniyle başlamıştır.
    • Gürman, resmi bireysel bir yaratı alanından toplumsal bir bilgi alanına taşımış, izleyiciyle farklı bir ilişki kurmuştur.
    • Gürman, natürmort türünü yepyeni bir anlam ve boyutta getirmiş, 1960'ların toplumsal bağlamıyla ilişkili yeni bir anlama sahip olmuştur.
    56:03Gürman'ın Mektupları ve Sanatsal Kaygıları
    • Gürman'ın mektuplarında, Bilge Alkor ile mektuplaşması ve sanatsal kaygılarını dile getirmesi bulunmaktadır.
    • Paris'ten yazdığı mektupta, resmin üstüne bir şeyler yazabilmek istediğini ve henüz kendini ve düşünce temelini bulamadığını belirtmiştir.
    • Gürman, soyut sanat üretmeye devam ederken, "soyut sanat artık soysuzlaşmaya yüz tuttu" diyerek değişim arayışı içerisinde olduğunu ifade etmiştir.
    58:27Gürman'ın Dönüşümü
    • Gürman, Andrea Mantena'nın "Çiçek ve Meyve Demetleri ile Süslü Madonna" resminin önünde gerçek resmi ve ressamını gördüğünü, bu resmin kendisini ağlatıp, kendine dönüşümün başlangıcını oluşturduğunu belirtmiştir.
    • Gürman'ın değişiminin Paris'te yaşandığı bilinmektedir, ancak Rönesans resmine bakarak bu dönüşümün yaşandığına dikkat çekilmektedir.
    • Gürman'ın resimleri, biyopolitik olgulara ve savaş sonrası dönemde uygulanan gelişim modellerine yönelik merakını ortaya koymaktadır.
    1:03:12Gürman'ın Temasları
    • Gürman, 1940'lardan 1960'lara uzanan dönemde Fransa'nın patates üretimine ilişkin istatistiklerini belgeliyor ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında patates üretiminin nasıl değiştiğini göstermektedir.
    • Gürman'ın resimleri, dönemin sanatsal dili içinde, pop sanatın verileri ile konuşuyor gibi gelebilir.
    • Gürman'ın Türkiye'nin kırsal kültürüyle olan ilişkisi de ilgi çekicidir.
    1:05:51Altan Gürman'ın Sanatı ve Temaları
    • Altan Gürman'ın patates, musluk, mısır ve şeker pancarı gibi eserlerinde toprak, su ve ürün gibi temalar betimlenmiştir.
    • Türkiye sanat ortamında nakış, çorap ve kilim ikonografisi yaygınken, Gürman'ın resimleri Türkiye'deki üretimlere gönderme yapmayabilir.
    • Gürman'ın eserlerinde biyolojik ve psikolojik olgu olan kamuflaj temalı bir konu olarak yer almaktadır.
    1:08:47Gürman'ın Sanat Yolculuğu
    • 1966'da Türkiye'ye dönen Gürman, 1967'de Akademi'ye asistanlık yapmaya başlamış ve ilk kişisel sergisini açmıştır.
    • Canan Beykal'ın ifadesine göre, bu dönemde sanat ortamı "ressamlık oyunundan vazgeçmiş bir ressam"la karşılaşmıştır.
    • Gürman'ın sergisine ilgili tek yazı, Gültekin Eli Bal'ın Cumhuriyet gazetesindeki makalesi olup, Gürman'ın resimlerini Op ve Pop Art anlatısının seçkin örnekleri olarak tanıtmıştır.
    1:10:07Sanat ve Toplum İlişkisi
    • 1960'lı yıllarda Lucili Pard'ın "Sanatın De Materyalizasyonu" adlı yazısında, nesne odaklı kavramsal sanat yapıtlarının kapitalist toplumda piyasalaşma karşı durduğu belirtilmiştir.
    • Kapitalist toplumda sanat ve sanatçıların hala lüks nesneleri olarak değerlendirildiği, sanatçıların da lüks üreten kimlikler olduğu vurgulanmıştır.
    • Türkiye'de 1960'lı yılların ikinci yarısında Mehmet Güleryüz'ün cinsellik vurgulu, akademi'nin figür öğretisinin dışında cesur resimleri de dikkate değerdir.
    1:12:20Türkiye'de Yeni Sanat Arayışları
    • Erol Ak Yavaş'ın resimleri, Yüksel Arslan'ın pentür geleneğine karşı yeni sanat yapma çabasıdır.
    • Yüksel Arslan, 1960'lı, 70'li, 80'li ve 90'lı yıllarda illüstrasyon yaparak okuma ediminin kendisini performatif bir süreçte sanat yapma şekline dönüştürmüştür.
    • Burhan Doğançay'ın afişizmi, 60'lı yılların ilginç yeni arayışları arasında yer alır ve Nuri İyem gibi sanatçılar da çağdaş bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
    1:15:09Altan Gürman'ın Sanat Anlayışı
    • Altan Gürman'ın 1967'deki sergide izleyiciyi yalınlığı ile çarpmıştır, bu yaklaşım kavramsal değil, biçime odaklıdır.
    • Gürman'ın anti-anlatımcı bir anlatımcılık yapması ve yeni yöntemler kullanması (dekupe, kesme, biçme, yapıştırma) ile sanat olgusunu sorunsallaştırmaya başlamıştır.
    • Gürman'ın sanatı, bağırış çağırış bir radikalizm değil, alçakgönüllü bir başkaldırı şeklindedir.
    1:17:39Gürman'ın Sanat Etkileri
    • Gürman, Picasso ve Mantana gibi farklı dönemlerden sanatçıların etkisini gösterir ve temel sanat eğitimi temelinin etkisi vardır.
    • Gürman'ın sanatında samimiyet ve alçakgönüllülük bir tavır olarak ön plana çıkar, Türkiye sanatında alışık olunmayan bir yaklaşım.
    • Gürman'ın sanatı, sanatın gizeminin çözülüşü ile ilgili bir sanatçılık olarak değerlendirilir.
    1:19:31Gürman'ın Sanatçılarla İlişkisi
    • Gürman'ın özgeçmişinde Arp Hans Arp'ı ve Röne Magrit'i sevdiği belirtilir.
    • Sanatçılar sanatçılara bakar ve etkilenir, Picasso'nun Sezan'ı ustası olarak görmesi gibi bir silsile vardır.
    • Gürman'ın resimlerinde doğa ile kurduğu ilişki ön plandadır, Bozcaada'da yaşamaktan memnun olduğu bilinmektedir.
    1:24:19Altan Gürman'ın Sanatı ve Doğa Fikri
    • Altan Gürman'ın insanın ve doğanın mutlak, saygıdeğer ve üstün sayılması gereken özgün bir dokunulmazlığa sahip olduğunu içselleştirilmiş bir kişi olarak anlatıyor.
    • Bilse Hoca'ya göre askerlik dünyası, doğa fikrine dokunuyor, hapsediyor, dikenli tellerle çeviriyor, gerektiğinde yok ediyor ve şiddeti meşrulaştırarak büyük bir kontrast yaratıyor.
    • Gürman'ın resimlerinin konusu bu kontrast ve çerçeveler yapıtın bir parçası olarak evrensel düzeyde savaş, askerlik, savunma stratejileri ve doğa gibi olgulara dokunuyor.
    1:26:00Gürman'ın Türkiye Deneyimi
    • Gürman Türkiye'de askerliği sırasında tanışmış ve kendi değerleriyle örülü dünyasından çıkıp bambaşka bir dünyaya girmiş, karşılaştığı el değmemiş kırsallığın onu derinden sarstığını belirtiyor.
    • 1960'lı yıllarda Türkiye'de sosyalist düşünce bağlamında toprak mülkiyeti ve ekonomi politiğin Osmanlı geçmişi ile ilişkisi gibi olgular tartışılırken, Gürman'ın toprak ve asker simgeleri bunları yankılamaktadır.
    • Gürman, Türkiye'de hem dışarıdan görünen hem de içsel manzaranın, Osmanlı'dan günümüze uzanan modernleşme sürecinin kültürel-politik dinamiklerini zihinsel bir manzara şeklinde ortaya koyuyor.
    1:28:01Gürman'ın Sanat Ortamındaki Durumu
    • Gürman'ın yapıtları kendi dönemi içinde pop sanatının bir dengelenmesi olarak yorumlanıyor ve 1970'li yıllarda daha okunaklı hale geliyor.
    • Gürman, sanat ortamında hiç anlaşılmadığını düşünerek yaşamış ve "resimci değilim" gerekçesiyle yurt dışında sergilere davet edilmemiş, bu duruma çok kızmış.
    • Özerkabaş'ın yazdığı yazıda, faşizmin, baskının ve yasakların yarattığı mekansal kuraklık üzerinden Gürman'ın şifresini çözücü bir alan açtığı belirtiliyor.
    1:31:11Gürman'ın Sanatsal Yaklaşımı
    • Gürman'ın resim olmayan resimleri, yeni bir tanım gerektiren assemblj türünde, sanatın ne olduğunu sorgulayan deneysel çalışmalar.
    • Kullandığı simgelerle militarist modernleşme sürecini, eril ve otoriter kimliği Türkiye'nin ruhuna sinmiş bir yapı olarak çağrıştıran konularla çalışmış.
    • Resimlerinde "var ama yok" tematikleriyle kamuflaja içkin, bireyselleşme macerasını ve toplumsalın bir parçası olarak kendi olamayan bireyi eleştirmiş.
    1:34:43Gürman'ın Geleceği ve Sanat Ortamı
    • Kısa bir hayat yaşamış Gürman'ın çizimlerinde ve tasarılarında, askeri aygıtlar gibi ilginç aygıtlar tasarlamış, fütürist bir yaklaşımla geleceğe dönük öngörüler yapmış.
    • Çizimlerinde iki boyutlu yüzeyi mekana açma şeklinde bir açılım gösterecekti, ancak kişisel fikir olarak yaptığı işlerin zaten yeterince sözünü söylemiş olduğu düşünülüyor.
    • 1970'li yıllarda Türkiye sanat ortamında genç sanatçıların çok çağdaş işlere soyundukları, bir yandan da eril, ticari bir sanat dünyası oluştuğu belirtiliyor.
    1:38:06Altan Gürman'ın Çağdaş Sanatçı Olarak Yeri
    • Cengiz Nur Koçak gibi sanatçıların retrospektif sergileri gibi, Altan Gürman'ın işleri de çağdaş sanatın içinde yer alabilir.
    • Gürman'ın öğrencileri arasında Ayşe Erkmen, Canan Beykal ve Gülsün Karamustafa gibi Türkiye'de sanatın dönüşüm sürecinde rol oynamış sanatçılar bulunur.
    • Gürman'ın varlığı akademideki sanat ortamında büyük bir etki yaratmış ve bir kırılma noktası olmuştur.
    1:40:14Gürman'ın Etkisi ve Çağdaşlık
    • 1960 doğumlu Halettenger ve 1946 doğumlu Gülsün Karamustafa gibi sanatçıların 1990'lı yıllarda Gürman'ın 1960'lı yıllarda söz ettiği meselelere değinen işleri bulunmaktadır.
    • 1990'lı yıllarda bu tür işlerin bir patlaması yaşanmış, sorgulama sürecine girilmiş ve bu işler meşrulaşmış, kurumsallaşmıştır.
    • Gürman'ın çerçevelerini önemsemesi ve çerçeve ile oynaması, çerçeveleri sürekli değiştirmemiz gerektiğini ve görme biçimlerimizi sorgulamamız gerektiğini vurgulamak içindir.
    1:42:23Gürman'ın Sanatçılık Özellikleri
    • Deneysellik ve sorgulayıcı tavır, Gürman'ın başlıca özellikleri arasındadır.
    • Gürman, her anlamda yeni yöntemlere ve malzemelere meraklı bir insan olarak, atölyesini bir marangoz atölyesinin dağınıklığıyla bırakmıştır.
    • Gürman, kendi döneminde farklı görme biçimini ortaya koyma cesaretiyle Türkiye sanat ortamında öncü bir figür olarak kabul edilmektedir.
    1:45:26Gürman'ın Öğrencileri ve Etkisi
    • Selma Aygün, Gürman'ın öğrencisi olarak, Mimarlık bölümünde temel tasarım derslerinde onun özgür bırakma tavrını ve farklı malzemeleri deneyimlemeyi anlatmaktadır.
    • Gürman'ın derslerinde kum, çivi gibi sıradan malzemelerle doku çalışmaları yapılmıştır.
    • Gürman'ın temel sanat eğitimi anlayışı, günümüzde bazı fakültelerde temel sanat eğitim bölümü olarak veya ders olarak uygulanmaktadır.
    1:49:34Gürman'ın Akademi İlişkileri
    • Konuşmacı, eski Akademi'de (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) öğretmen olarak çalıştığını ve Gürman'la karşılaşma imkanı bulamadığını belirtmektedir.
    • Öğrencilik döneminde Gürman'ın ismi hocaların pek zikrettiği bir isim değildi, ancak daha sonra bir kapitale işiyle tanışmıştır.
    • Gürman'ın kapitalesi, sanatta bir simge haline gelmiştir.
    1:50:43Altan Gürman'ın Sanat Dünyasındaki Yeri
    • Konuşmacı, kendisinin kendi kendine keşfettiği bir kimlikle Altan Gürman'ın ortaya koyduğu bakış açısına sahip olduğunu belirtiyor.
    • Günümüzde temel sanat bir fenomen olarak yaşanıyor ve doktora ve sanatsal yeterlilik programları var, ancak konuşmacı bunun anlamını tam olarak kavramamış durumda.
    • Konuşmacı, Altan Gürman'la kurumun içinde olmak ve okulun içerisinde her zaman eşikte duran bir kişi olarak benzerlik hissediyor.
    1:52:00Altan Gürman'ın Etkisi
    • Altan Gürman'ın varlığının çeşitli kuşak sanatçılar arasında uyandırdığı duygudaşlık çok önemli ve bu sergilerle sağlanmış.
    • Bir ortam içerisinde aykırı seslerin bulunması, genç sanatçıların cesaret bulmaları için gereklidir.
    • Eşikte olma durumunun geleceğe dönük anlamı önemli, çünkü bu figürler genç sanatçıları cesaretlendirir.
    1:53:37Sanat Eğitimi ve Altan Gürman
    • Sanat öğrencilerinin Altan Gürman'ın tarihine bakarak cesaret bulmaları çok önemli bir eğitimdir.
    • Derste Altan Gürman anlatmak ve kurumsal yapı içinde hakkıyla göstermek çok farklı bir anlam taşır.
    • Bu tür sunumlar cesaret verici bir etki yaratır.
    1:54:21Konuşmacının Değerlendirmesi
    • Konuşmacı, ortamın dışından gelen bir insan olarak sunumun mükemmeliğini ve özenini takdir ediyor.
    • Hürriyet'in kitap sanat eklerinde yayınlanan Altan Gürman'la ilgili yazının aksine, bu sunumun açık, yürekli ve temiz olduğu için teşekkür ediyor.
    • Sanat eğitimi gören öğrencilerin sergiyi gezmeleri ve bu tür videoların internet ortamına konulması gerektiğini vurguluyor.
    1:56:04Arter'in Kuruluşu ve Altan Gürman
    • Arter'i kurmak büyük bir cesaret gerektirmiş ve Altan Gürman'dan çok yüreklendirici bir esin alınmış.
    • Arter'in açılış sergilerinde Altan Gürman'ın etrafında önemli bir enerjinin toplanacağı ve bunun yayılacağı hissedilmiş.
    • Konuşmacı, Altan Gürman'ı Robert Koleji'nde öğrenci iken tanımış ve onun atölyesinin çok etkileyici olduğunu belirtiyor.
    1:58:03Altan Gürman'ın Kişiliği ve Etkisi
    • Altan Gürman'ın dünya tatlısı, şakacı ve nüktedan bir insan olduğu, ayrıca son derece yakışıklı olduğu belirtiliyor.
    • Konuşmacı, Altan Gürman'ın yaymaya çalıştığı aykırı duruş ve cesur duruşunun Arter üzerinden gençliğe örnek olacağı umudunu ifade ediyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor