Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Nedim Hazar'ın Zaman gazetesindeki köşe yazısından bir alıntıyı içeren bir anlatım formatındadır. Konuşmacı, 28 Şubat sürecini "İsviçre çakısı gibi herkesin elinde işlevsel bir mağduriyet oyuncağı" olarak tanımlamaktadır.
- Video, 28 Şubat sürecinde yaşanan zulümleri, fişleme uygulamalarını, hukuk sisteminin silah olarak kullanılmasını ve toplumun kamplara ayrıştırılmasını anlatmaktadır. Konuşmacı, o dönemde muktedirlerin iktidarlarını korumak için kullandıkları yöntemleri, muhaliflere yapılan baskıları ve toplumun nasıl manipüle edildiğini detaylı şekilde aktarmaktadır. Video, "ne günlerdi" ifadesiyle başlayan ve tekrarlanan bir yapıda ilerlemektedir.
- 00:0328 Şubat Sürecinin Değerlendirilmesi
- 28 Şubat süreci artık herkesin elinde işlevsel bir mağduriyet oyuncağı haline gelmiştir.
- Medyanın kalemleri, dönemin figürleri sanki kendileri değilmiş gibi toplumun hafızasıyla alay edercesine yazıp çizmeleri ilginç bir durumdur.
- Devrin muktedirleri iktidarlarının bitmeyeceğini düşünüyor, akla hayale gelmedik uygulamaları ve zulümleri millete reva görüyorlardı.
- 00:45İç Düşman Konsepti ve Zulüm
- Muktedir, kendisi gibi olmayan herkesi hain olarak görüyor ve iç düşman konseptiyle nefes aldırmıyordu.
- Fişleme, damgalama ve adam kayırmanın haddi hesabı yoktu, imtihanlarda yüksek puan alan memur adaylarına mülakatlar düzenleniyordu.
- Düşman olarak görülenler ekonomik ve idari baskı altına alınıyor, alışveriş yapanlar takibata uğruyor ve alenen tehdit ediliyordu.
- 01:21Hukuk ve Eğitim Alanındaki Zulüm
- Suçsuz insanlar proje mahkemelere çıkarılıyor, dava bombardımanları ile sindirilmek isteniyor ve hukuk bir silah olarak kullanılmaya çalışılıyordu.
- Okullar, yurtlar ve kreşler basılıyor, çocukların yatak altlarında terör materyalleri aranıyor, mevzuat bir silah gibi kullanılarak muktedirin hoşlanmadığı kurumlar kapatılmak isteniyordu.
- Çocuklar hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanıyor, masum kadınlara kelepçe takılıyordu, dua kitapları suç delili sayılıyor ve kurban vermek terör eylemi olarak kabul ediliyordu.
- 02:09Toplumsal Ayrışma ve Medya Kontrolü
- Nefretin zehirli buğusu solundukça toplum daha da çok kamplara ayrıştırılıyor, "bizden değilsen hainsin" diskuru dilden dile geziyordu.
- Muhalif olarak görülen yayın organlarına baskı yapılıyor, el konuluyor veya kapatılıyordu, sadece muktedirin hoşuna gidecek yayınlara sınırsız özgürlük tanınıyordu.
- Gazeteciler ve televizyoncular muhalif tek kelime etmeyi, güç sahiplerini övüp biat etmedikçe potansiyel hain olarak görülüyor, dış güçlerle işbirliği yaptıkları söyleniyordu.
- 02:43Doğru ve Yanlışın Tekelinde Olması
- Doğru her gün değişebiliyordu, sabah denilen akşam inkar edilebiliyordu, doğru ve yanlış birilerinin tekelinde konumlanıyordu.
- Suç ve suçlu kavramı iğdiş edildi, dürüstlük sürülme, kovulma, hapse atılma sebebi olabiliyordu.
- Yıkama, yağlama, övme, abartma, yanıltma kahramanlıkla eş olarak görülüyordu, doğruyu söyler gibi olanlar anında linç ediliyordu.
- 03:22Kanunların Çiğnenmesi ve İç-Dış Düşman Bereketi
- Kanunlar bizzat uyması gerekenler tarafından fütursuzca çiğneniyor, yetkililer "tanımıyorum" diyebiliyor ve mülki amirlere "siz de tanımayın" şeklinde nasihat veriyordu.
- O dönemde bitmek bilmeyen bir iç ve dış düşman bereketi vardı, dünya işini gücünü bırakmış, ülkemizi batırmaya uğraşıyordu.
- Her gün ölü haberi gelmesi vakayı adiyedendi, şehirlerde bombalar patlıyor, masum insanlar katlediliyor, sorumluluğu üstlenmeyenler hainlerin ta kendileri oluveriyordu.