Buradasın
Zihin, Çocukluk Deneyimleri ve Psikolojik Gelişim Üzerine Bir Röportaj
youtube.com/watch?v=QK9H1GQ4TdMYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Yankı Bey adlı bir sunucu ve çeşitli konuklar arasında geçen bir röportaj formatındadır. Konuklar arasında bilişsel psikoloji alanında bilgi sahibi bir konuşmacı, bir psikolog ve görme engelli bir doktor bulunmaktadır.
- Video, çocukluk deneyimlerinin hayat üzerindeki etkileri, zihin ve hatırlama süreçleri, psikoterapi, sıradanlık korkusu ve yaşam anlayışı gibi konuları ele almaktadır. Röportaj, çocukluk deneyimlerinin beyin yapısını şekillendirmesi, zihnin anıları nasıl çarpıttığı, psikoterapi hizmetlerinin erişilebilirliği ve insanların dünyaya iz bırakmak isteme arzusu gibi konuları kapsamlı şekilde incelemektedir.
- Videoda ayrıca bir doktorun görme engelli babası Gültekin Yazgan'ın hikayesi de paylaşılmaktadır. Bu bölümde, görme engeline rağmen başarılı bir hayat süren ve çeşitli başarılar elde eden bir kişinin hikayesi anlatılmaktadır. Röportajın son bölümünde ise "yaşadım demek için ne yapmalı" sorusu üzerine Nazım Hikmet'in şiirinden yola çıkılarak, yaşamak için geride iz bırakmanın önemi vurgulanmaktadır.
- Hayatın Anlamlandırılması
- Video, zihni yönetme, dostluk, mutsuzluk, parlayacak alan bulma, belirsizlikle barışma, doğru bilgiye ulaşma gibi hayatın temel sorularını ele alıyor.
- Hayata değer katmak, zorluklarla başa çıkmak ve insan olmayı anlamak için bu sorulara cevap aranıyor.
- 01:08Çocukluk Deneyimlerinin Etkisi
- Çocukluk yılları hayatımızı şekillendirir ve geçmişe bakmadan bugünümüzü anlamak zor olur.
- İnsan beyni şekillenebilen bir yapıdır, ancak ne tür bir şekil alacağı genetik olarak kodlanmış olup, korteks bölgesinin gelişimi yaşam olayları tarafından belirlenir.
- Erken yaşta olumsuz deneyimler yaşamak (savaş, bombardıman, kayıp) beyin gelişimini sarsarak ilerideki mekanizmaların tam oturmamasına sebep olabilir.
- 02:59Öğrenme Deneyimlerinin Etkisi
- Erken yaşta okuma yazma öğrenmede zorluk yaşamak, o dönemdeki duyguların ömür boyu öğrenmeye karşı yaklaşımı belirleyici olabilir.
- Okumaktan veya matematikten nefret eden insanların çoğu, o dönemdeki öğrenme deneyimlerinin beyin ve zihin gelişimleriyle uyumlu olmaması sebebiyle soğuma yaşıyor.
- 04:07Romanya Yetimhaneleri Çalışması
- Romanya'da Çavcesk rejimi öncesinde yoksulluk nedeniyle aileler çocuklarını bakım yuvalarına vermek zorunda kalmıştı.
- Yetimhanelerdeki çocukların uzun vadeli gelişimleri, onlara temas edilmeden büyütülenlerden çok daha farklı olmuştu.
- Sevginin gücü, çocukların gelişiminde çok önemli bir rol oynamış, basit ve insani şeyler (dokunma, göz teması) bu süreçte etkili olmuştu.
- 05:40Anne-Baba Bağları ve İçgüdü
- İlk bakım verenlerimiz olan anne-babamızla kurduğumuz bağlar hayatımızı etkiler.
- Anne-babaların içgüdü ve sezgilerine olan güvenini azımsamamak gerekir, bu sezgi ve içgüdü bilgiyi alternatif değil, bir fikir verecek araç olarak düşünülmelidir.
- Bilgiyi sadece kitaplarda yazanları uygulamaya çalışmak yerine, her şeyi "niye ihtiyaç duyduk" diye düşünmek önemlidir.
- 08:21Mutluluk ve Hatırlama
- Mutluluk yaşanmaz, hatırlanır; yaşarken farkında olmasak da sonra geri dönüp baktığımızda ne kadar mutluymuşuz diye düşünürüz.
- Mutluluk bir değerlendirme gerektirir ve değerlendirme yapmak için sürecin tamamlanmış olması gerekir, dolayısıyla içinde olmadığımız bir durumu değerlendiriyoruz.
- Geçmişi hatırlarken zihnimiz bazı detayları ayıkladığı için, mutluluk verici olmayan deneyimleri de hatırlayabilir ve "yokuşa bakınca yol düz gözükür" gibi bir durum oluşur.
- 11:23Zihnin Çarpıtması ve Anıların Yanlış Hatırlanması
- İnsanlar genellikle anılarını romantize eder ve olduğundan iyi hatırlarlar, bu da zihnin çarpıtan bir yapıya sahip olduğunu gösterir.
- Zihin birçok şeyi yanlış hatırlayabilir, örneğin bir kişi televizyonda her hafta izlenecek bir program yapmadığını bilse de, izleyicilerin bunu hatırlamasını kabul etmek zorunda kalabilir.
- Verisel olarak bakıldığında, birçok durum bize yaşananlarla çok uyuşmuyor; günlüklerde yazılanlar ve anılarımız arasında büyük farklılıklar olabilir.
- 14:06Psikoterapi ve Psikolojik Gelişim
- Türkiye'de psikoterapi çok ulaşılabilir değil ve zor ulaşılabilir, bu da insanların geçmişe bakmalarını zorlaştırıyor.
- Psikoterapi alamayan insanlar için, çocukluklarına ve etkilerine nasıl farkına varabilecekleri önemli bir sorun.
- Psikoterapi ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi bir eksiklik var, bu sadece ekonomik değil, alınan servislerin nitelikleriyle de ilgili zorluklar içeriyor.
- 15:39Psikolojik Gelişim İçin Alternatif Araçlar
- Psikolojik gelişim ihtiyaçlarını sadece psikoterapiyle karşılamak imkansız, çünkü insan gelişiminin binlerce yıldır kültür ve sanat gibi başka araçları var.
- Okumak, edebiyat, şiir ve kurgu olmayan kitaplar insanları kendileriyle ilgili düşünmesine ve derinleşmesine yardımcı olan araçlardır.
- Eşitlikçi olmayan bir düzende, yoksulluğun, azınlıkların, göçmenlerin ve mültecilerin yaşadığı zorluklar psikoterapinin araçlarını bile yetersiz kılıyor.
- 18:04Kitapların Etkisi
- Kitaplar insanın algısını değiştirebilir ve hayatı anlamlandırmak için değerli kaynaklardır.
- Her kitabı farklı yaşlarda okuduğunuzda farklı hisler verebilir ve bazen zor, tatsız duygular da verebilir.
- Victor Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" gibi kitaplar, acılı dönemlerde bir şeyleri yoluna koymasına yardımcı olabilir.
- 20:13İz Bırakma Arzusu
- İnsanlar kitap yazarak, sahneye çıkarak veya başka yollarla dünyaya bir eser bırakmak ve kendilerinden bir parça bırakmak istiyorlar.
- İnsanlar yaşadıkları için fark edilmek ve ardında bir tanık bırakmak istiyorlar.
- İz bırakma arzusu yaratıcılığı pekiştiriyor ve kendimizi ayırt etmeyi sağlayan bir araç olarak işlev görüyor.
- 23:31Hatırlanmak ve Sıradanlık Korkusu
- İnsanlar neşeli ve keyifli bir şekilde hatırlanmak istiyorlar.
- Sıradan olmaktan korkmak, kayda değer bir iş yapmak ve birilerine dokunacak şeyler yapabilmek arzusuyla ilişkilidir.
- Sıradan olmama arzusu, alelade olmama anlamına gelir ve herkesin sıradan olduğu gerçeğini kabul etmek zordur.
- 27:27Sıradanlık ve Biriciklik
- Biriciklik arzusu doğal bir istektir, ancak başkalarının biriciklik arzusunu yok saymaya başladığımızda zorluk yaratır.
- Sıradan bir şeyi (örneğin yumurta kırmak) sıradışı bir şekilde yapmak, sıradanlığın dışına çıkmanın bir yoludur.
- Görkemli bir hayat yaşayan bir insanın mutlu olduğuna dair veri olmadığı gibi, sıradan kabul edilen hayatlar da değerli olabilir.
- 29:47Babanın Hikayesi
- Konuşmacının babası Gültekin Yazgan, çocukluktan retina yırtılma sebebiyle görme engelli olup, onbir yaşından itibaren kendi çabasıyla Braille alfabesiyle okuma yazmayı öğrenmiş, ileri derecede İngilizce öğrenmiş ve Ankara Hukuk'u birincilikle bitirmiş.
- Babası, Altı Nokta Körler Derneği'nin kurucularından olup, görme engelliler için özgürleşebilmesi adına birçok şey yapmış.
- Konuşmacı, babasının engeline rağmen çalışkan, üretken ve dünyaya fayda sağlamış olmasıyla büyümek kolay değildi ama zevkliydi ve zordu.
- 30:34Babanın Etkisi
- Konuşmacı, babasının görme engelinin farkında olmadan yokmuş gibi hareket ettiklerini ve bir kere bile "ne oldu, ne bitti" diye sormadıklarını belirtiyor.
- Babasının getirdiği sorumluluklar ve yükümlülükler konuşmacının gelişmesine büyük etki yapmış.
- Konuşmacı, altı yaşından itibaren babasının Braille'de okuyamadığı hukuk maddelerini, gazeteleri ve romanları okumak sorumluluğunu üstlenmiş.
- 32:18Okuma ve Sorumluluk
- Konuşmacı, o dönemde sıkılıp sıkıldığını ama bu deneyimlerin hayatının okumakla geçmesine neden olduğunu belirtiyor.
- Babasının görme engeli, konuşmacıya bir ihtiyaç varsa ona karşılık vermemek mümkün olmayan bir zihinsel format kazandırmış.
- Konuşmacı, babasının avukat yazıhanesinde katiplik yaparak dünyayı anlamasına yardımcı olmuş ve halef selef olarak değerli insanlarla tanışmış.
- 34:13Babanın Vizyonu
- Babası, görme kaybını bir kriz olarak değil, fırsat olarak görmüş ve İngiltere'den gönderilen kabartma kitapları okuyarak gelişmiş.
- Babası, neredeyse altmış yıl sonra 2000'lerin başında İzmir'de Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığını kurmuş.
- Bu özel kütüphane, devlet destekli olmayan ve bir numaralı Braille kitap ödünç servisi olan önemli bir kuruluş haline gelmiş.
- 35:38Babanın Başarıları
- Babası, "Kör Uçuş" adlı kitabı sayesinde son on yılda televizyona çıkan ve tanınmış biri olmuş.
- Babası, en büyük başarısının iki doktor oğlu olmasından ziyade, kurmayı hayal ettiği kütüphaneyi kurmuş olmak olduğunu belirtmiş.
- Konuşmacı, babasının engelli olmanın zorluğunu anlayabildiğini ve babasının engelli olmasının kendisine kattığı farklı sorumlulukları vurguluyor.
- 37:03Baba Olmak
- Konuşmacı, baba olmaktan çok mutlu olduğunu ve mutlulukla yapılan bir işi kötü yapmanın zor olduğunu belirtiyor.
- Çocuklarıyla daha çok zaman geçirmiş olmak hayıflandığı tek şey olduğunu, ancak sistematik bir şekilde kötü davranmadığını söylüyor.
- Konuşmacı, çocuklarının kendisini zora sokacak hiçbir şey yapmadığını ve annelerinin olmasaydı nasıl babalık yapacağını bilmediğini belirtiyor.
- 38:31"O Mu Bu Mu" Oyunu
- Konuşmacı, "O mu bu mu" sorularına net cevap vermediğini, hayatı binary bir kutuplaşmacı bir şekilde indirmekten kaçındığını belirtiyor.
- Konuşmacı, yetişkin olmak istediğini, ancak çocukluğa özlem duyulduğunu ve yeniden çocuk olup travmaların tekrar yaşanmaması gerektiğini söylüyor.
- Konuşmacı, terapi vermek istediği kişiye karar veremeyeceğini, terapinin bir raf ürünü olmadığını ve psikoterapistin inisiyatifinde olduğunu belirtiyor.
- 41:38Yaz Arkadaşlığı ve Bilimsel Açıklama
- Yaz arkadaşlığı, tatil sırasında samimi olup dönüşte görüşmeyen kişiler arasındaki ilişki türüdür.
- Bilim, yaz arkadaşlığı gibi durumları da açıklamaya çalışmıştır.
- Yazın pansiyonda kalan sınırlı bir örneklemden insan seçmek, kışın daha geniş bir örneklemden seçmek gibi farklılıklar yaz arkadaşlığının oluşumunda rol oynar.
- 43:03Zamanda Yolculuk ve Işınlanma
- Konuşmacı, zamanda yolculuk etmek yerine ışınlanma icadına şahit olmak ister.
- Işınlanma, uzakta yaşayan çocuklarına gidip gelmek için zaman tasarrufu sağlayacaktır.
- 43:26Yaşamak ve İz Bırakmak
- Yaşamak için sadece sincap gibi düşünmeden yaşamak yeterlidir.
- Önemli olan, ileride çocuklara kalacak bir şey yapmak değil, kendi ömrümüzle sınırlı olmayan bir şey yapmaktır.
- Yaşamak, yaşantılarımız bittiğinde bile bir iz bırakmak demektir, bu iz bize ait olmasa bile.