Buradasın

Türkiye'de Sağlık Sistemi ve Tıp Eğitimi Üzerine Bir Röportaj

youtube.com/watch?v=_RCOVg1KOPk

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Fatih Bey'in sunduğu bir röportaj programıdır. Programda Zafer Partisi'nden Profesör Ali Şehirlioğlu ve diğer sağlık uzmanları konuk olarak yer almaktadır. Konuşmacılar arasında 43 yıllık meslek hayatı olan ve askeri hekim olan bir doktor da bulunmaktadır.
Röportajda Türkiye'deki sağlık sistemi ve tıp eğitimi konuları detaylı şekilde ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Türk öğrencilere karşı yapılan ayrımcılık, uzmanlık sınavı kontenjanlarının azalması, yabancı doktorların Türkiye'deki durumu, askeri hastanelerin kapatılması ve sağlık sisteminin modernize edilmesi gibi konuları tartışmaktadır. Video, Türkiye'nin sağlık sektöründeki sorunların ciddiyetini ve çözüm için çaba göstermenin gerekliliğini vurgulayarak sona ermektedir.
Röportajda ayrıca Zafer Partisi'nin sağlık ocaklarını tekrar açma planı, şehir hastanelerinin özelleştirilmesi, köy ilkokullarına sağlık odası açılması ve paramedik sisteminin daha etkili kullanılması gibi öneriler de sunulmaktadır. Konuşmacılar, Türkiye'deki 209 üniversite ve 128 tıp fakültesinin sayısının Almanya'daki 12 tıp fakültesine kıyasla çok yüksek olduğunu, bu durumun kaliteyi düşürdüğünü belirtmektedir.

Programın Amacı ve Konuk Tanıtımı: Sunucu, izleyicilere keyifli değil, aksine keyfinizi kaçıracak bir sohbet sunacağını belirtiyor.
Türkiye'de ne olup bittiğini, nereye sürüklendiğini ve nereye götürülmek istendiğine dikkat çekmek amacıyla bu programı yapacaklarını söylüyor.
Geçen haftalarda Profesör Ali Şehirlioğlu'nun sosyal medyada yaptığı konuşmayı paylaşarak, Türkiye'de tıp eğitiminin yabancılaştırılması ve Türk öğrencilere karşı ayrımcılık yapıldığını gösteren bilgileri paylaşıyor.
02:01Konukla Tanışma ve Parti Hakkında Görüşler: Sunucu, Profesör Ali Şehirlioğlu'na Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakın olduğunu ancak partisine büyük saygı duyduğunu belirtiyor.
Partinin çalışkan ve her alanda söz eden önemli isimler içerdiğini, kendisinin de tıp alanında konuşabildiğini vurguluyor.
Profesör Ali Şehirlioğlu'nun profesör olmasına rağmen milyonlar kazanabileceği halde memlekette zor bir süreç içerisinde varlık gösterdiğini ve bu nedenle ona saygı duyduğunu ifade ediyor.
03:20Zafer Partisi'nin Kimliği ve Seçim Stratejisi: Profesör Ali Şehirlioğlu, Zafer Partisi'nin yönetim, divan ve genel idare kurulu üyeleri olarak her konuda uzman isimler içerdiğini belirtiyor.
Partinin madenler, orman katliamı ve sağlık gibi konularda ilk gidenlerden biri olduğunu, ekonomide de Bartu Bey ve Mehmet Bey gibi otoriteler bulunduğunu söylüyor.
Partinin doğru dürüst kendini sosyal medya dışında gösteremediğini, ancak ortaya çıktıkça dediklerinin doğru olduğunu ortaya koyduklarını ve Zafer Partisi'nde ciddi bir yükseliş olduğunu belirtiyor.
05:03Seçim Stratejisi Hakkında Açıklama: Profesör Ali Şehirlioğlu, bir turda Tayyip Bey'in işi götürüyordu ancak bir olayın üçüncü tura kalmasını sağlayan bir işlem yaptıklarını açıklıyor.
Yüz bin imza toplamak için dört gün Ankara'da, iki gün İstanbul'da seçim kurulu önünde gece gündüz sabahladıklarını, bunu kendileri için değil bir cumhurbaşkanı adayı için yaptıklarını belirtiyor.
Programın tıp eğitiminden başlayarak Türkiye'deki sağlık meselesini ele alacağını, AKP politikaları sayesinde geçici bir süre iyiymiş gibi görünse de aslında büyük bir felakete doğru gittiğini vurguluyor.
07:24Pratisyen Doktorların Kadro Sorunu: Konuşmacı, Mersin'de bir seyahat sırasında pratisyen bir doktorla karşılaştığını ve kadroların düşürüldüğünü, bu durumun ailelerde büyük sıkıntı yarattığını öğrendiğini anlatıyor.
Pratisyen doktorlar, uzmanlık sınavlarına girecekleri rakamların düşürüldüğünü, geçen sene 12 bin olan rakamın bu sene yaklaşık 7 bin kişiye düşürüldüğünü belirtiyorlar.
Konuşmacı, bazı kliniklerde 60 tane genel cerrahi asistanı olduğunu ve bu durumun bir enflasyon yarattığını, bu kadar asistanın olduğu bir ünitede ameliyat sayısının bu çocuklara bölündüğünde ameliyat yapmadan mezun olacaklarını söylüyor.
09:26Uzmanlık Sınavı Kontenjanları: 2023 yılında uzmanlık sınavı için ikinci aşamada toplam 12.126 kontenjan açılmış, ancak bu sene 2024 için toplam 23 bin kişi bu sınavlara katılmış.
12.126 kontenjanından 900 tane aile hekimi kadrosu ve 532 tane yabancı uyrukluya kontenjan verilmiş, ayrıca Kıbrıs için ayrıca 61 kontenjan daha verilmiş.
Bu sene uzmanlık sınavı kontenjanı 7 bin küsura düşürülmüş, bunun içinde 2 bin'i aile hekimliğini ayırmışlar.
11:22Yabancı Uyruklu Öğrenciler ve Plansızlık: Uzmanlık sınavında yaklaşık 5 bin kişi yer alırken, bunların içinde 400'e yakın uzmanı yabancı uyruklu yapılıyor, yani yaklaşık %10 oranında.
Konuşmacı, bu durumu bir plansızlık olarak değerlendiriyor ve bir sene önce 11 bin kişiyi alırken bu sene 7 bin kişiyi almanın nedenini sorguluyor.
Sağlık bakanlığı bu durumu dezenformasyon olarak değerlendirmiş, ancak konuşmacı net bir şekilde plansızlık olduğunu belirtiyor.
13:15Eğitim Sistemindeki Sorunlar: Uzmanlık sınavı konusunda YÖK ve Sağlık Bakanlığı beraber çalışıyor, ancak sağlık bakanlığına ait kadro, sağlık bilimleri üniversitesi'ne ait kadro ve YÖK'e ait kadro gibi birçok başlılık var.
24 Ağustos kontenjanında YÖK'ün tıp fakültesine verdiği kontenjan 392, bu da son derece düşük bir kontenjan olarak değerlendiriliyor.
Yabancı öğrencilerin kontenjanı açıldığı kliniklerde, örneğin Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Anestezi ve Animasyon bölümünde 6 tane yabancı kontenjan, 3 tane Türk kontenjan verilmiş.
15:28Yabancı Öğretim Üyeleri Sorunu: Sağlık bakanlığının yabancı doktorlara karşı daha az ücret ödeme politikası olduğu belirtiliyor.
Türkiye'de bazı üniversitelerde yabancı öğretim üyesi oranı %50 civarında, örneğin Gaziantep Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi'nde bu oran yüksek.
Konuşmacı, vatandaşların mahremiyetini yabancı doktorlarla paylaşmak istemeyeceğini ve şimdiden bunun önlemini almamız gerektiğini vurguluyor.
16:22Yabancı Doktorlar ve Sağlık Sektöründeki Sorunlar: Türkiye'de çalışan yabancı doktorlar, mezun oldukları okullardan sonra Türkiye'de de çalışmaya devam ediyorlar.
Adana'da sahte diplomalar bastığı iddia edilen bir eczane diploması sahibi, İstanbul'da eczacılık ve doktorluk yapıyor.
Devletin yabancı doktorları ucuz istihdam için tercih etmesi, Türkiye'de 1,5 milyon civarında çoğalırken yabancıların 5,5 milyon civarında çoğalmaya başlaması sorununu ortaya koyuyor.
18:14Yabancı Doktorların Türkiye'deki Durumu: İstanbul Maltepe Medikal Park Hastanesi'nde bir Azerbaycanlı doktor ilanı çıkmış.
Bir vatandaş, Ankara'da bir hastanede Afganistanlı bir doktora gittiğini ve doktorun Afganistan'da dört yıl tıp eğitimi gördükten sonra Türkiye'ye geldiğini anlatıyor.
Almanya'ya giden Türk doktorların yeniden eğitim görmek zorunda kaldığı halde, Suriye'den gelenlerin diplomaları ve yetkinlikleri kontrol edilip edilmediği belirsiz.
20:06Sığınmacılar ve Vatandaşlık Sorunu: Suriyeliler geçici sığınma sürecinde bulunuyor ve problemleri bittiğinde kendi ülkelerine dönmeleri gerekiyor.
Türkiye'de 400 bin dolar değerinde ev alan kişiler vatandaş olabiliyor, bu durum yurt dışında kolay kolay gerçekleşmiyor.
Yabancı doktorlar uzmanlık eğitimini alacaklar ve bazı çocuk polikliniklerinde sekiz doktorun hepsi yabancı.
21:40Sağlık Sektöründeki Çarpıklıklar: Bazı yabancı doktorlar Türkçe bilmiyor ve hemşirelerin de Türkçe bilgisi yetersiz.
Sağlık personeli tercüman olarak alınıyor, bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nde uygun değil.
Bazı üniversitelerin diploma törenlerinde Türk bayrağı bile çıkmıyor, yabancı yoğunluğu ortada.
24:17Doçentlik Sınavının Değişimi: Doçentlik sınavı daha önce çok zor bir süreçti, dosya hazırlanıp jüri tarafından onaylanıyordu.
Jüri, dosyayı kontrol edip intihal olup olmadığını inceleyip, hastaya tedavi ve ameliyat yapmasını istiyordu.
Günümüzde doçentlik için dosya hazırlanıp jüri tarafından onaylanıyor, sınav ve savunma mekanizması yok.
25:59Sağlık Sektöründe Kalite Sorunu: Sağlık sektöründe kalite düşüşü yaşanıyor çünkü her hasta ve toplantı bir sınav gibidir, konuya vakıf olmak gerekir.
Türkiye'de 209 üniversite ve 128 tıp fakültesi bulunurken, Almanya'da sadece 12 tıp fakültesi vardır.
Almanya'da fakülte sayısını arttırmanın kaliteyi tutturamayacağı için bu sayı sabit tutulmaktadır.
27:09Doktor Yetiştirme Maliyeti ve Yurtdışı Hevesi: Bir doktorun yetişme maliyeti yaklaşık 1-1,5 milyon dolar seviyesindedir.
Gençler özellikle meslektaş olarak yurtdışı hevesi içindedir çünkü orada şartlar ve imkanlar daha iyi, hastanın bakışı saygın.
Bir meslektaş, nöbete giderken savaşa gider gibi hissettiğini ve kendine ne olacak diye düşünerek gittiğini belirtmiştir.
28:00Sağlık Sektöründe Şiddet ve Empati: Hastanelerde şiddet olayları artmaktadır; alışveriş merkezlerinde X-ray cihazından geçerken, hastanelerde palayla veya silahla girebilirsiniz.
Hastanelerde şiddet olayları artık alışılmış bir şey haline gelmiştir.
Empati çok önemlidir; size nasıl davranılmasını istiyorsanız karşıya da öyle davranmak zorundasınız.
32:10Sağlık Sistemindeki Yolsuzluk: Yenidoğan çetesi olayı, sağlık sektöründeki yolsuzluk ve rant aktarımı şeklindeki yapıya bir örnektir.
Sağlık sistemindeki yolsuzluk, devletin savcısını tehdit edebilecek kadar büyük bir rant olayıdır.
Sağlık sistemindeki yolsuzluk, yeni doğan ünitelerinden başlayarak, yoğun bakım ünitelerine ve diğer alanlara doğru yayılmaktadır.
34:13112 Sistemindeki Sorunlar: 112 sisteminde ciddi bir dağıtım sistemi vardır, ancak bu sistem de yolsuzlukla etkilenmiştir.
112, hastaları özel hastanelere götürmek için özel bir yapı kurmuştur.
Özel hastaneler, hastanın her odasını kiralamış durumdadır, bu da yolsuzluğun bir parçasıdır.
36:36Sağlık Sisteminin Sorunları ve Çözüm Önerileri: Türkiye'deki sağlık sisteminde hastayı müşteri gibi görme zihniyeti var ve bu durumun çözümü için sosyal devlet modeli gerekiyor.
Zafer Partisi olarak sağlık ocaklarını tekrar açmayı planlıyorlar ve bu ocaklarda aile hekimlerini değerlendirecekler.
Sağlık ocaklarında daha az sayıda hasta bakılmasına rağmen daha kaliteli hizmet sunulması ve kardiyolog, genel cerrah gibi uzmanların rotasyonda bulunması öneriliyor.
38:15Sağlık Sistemindeki Sorunların Kaynağı: Sağlık ocaklarının kapatılmasının sebebi hastayı özele yönlendirmek ve müşteri haline getirmek.
Şehir hastanelerinde triyaj sistemi uygulanamıyor, hafif ağrı hissedenler ve ciddi durumlar olanlar aynı sırada beklemek zorunda kalıyor.
Köy ilkokullarında paramedik sistemi kullanılmalı, hemşireler sekreter olarak değil kendi mesleklerinde kullanılmalı.
40:28Şehir Hastanelerinin Sorunları: Şehir hastaneleri uzun vadeli Türk sağlık sisteminin en büyük sorunu haline gelecek çünkü çok büyük ve devlet düzenli olarak para ödemek zorunda.
Türk sağlık sisteminin altı tanesi yabancı şirketlere satılmış, doktorlar orada hizmetli olarak çalışıyor ve maaşlarını Sağlık Bakanlığı ödüyor.
Şehir hastanelerinde MR randevuları bir ay sonraya alınıyor, konsültasyonlar için uzun süre beklemek gerekiyor ve trafik nedeniyle hastaneye gitmek çok zor.
43:53Şehir Hastanelerinin Alternatif Çözümleri: Şehir hastaneleri birkaç klinik birleştirilerek yapıldığı için ekipler kendi işlerinde tam entegre olamadılar.
Uzun vadede bu hastanelerin tekrar eski sisteme dönmek ve kamulaştırılması öneriliyor.
Şehir hastanelerinin yerine yurtlar yapılabilir, öğrenciler için metro gibi ulaşım çözümleri sunulabilir.
45:25Askeri Hastanelerin Önemi: Askeri hastaneler Türkiye'nin önemli kozlarından biri olup, dünyanın her yerinde silahlı kuvvetlerin kendilerine ait sağlık teşkilatı bulunuyor.
Askeri hastaneden gelen ortopediz ve cerrahlar çok vaka görmüş, cephe tecrübesi olan uzmanlardır.
Türkiye'de askeri hastanelerin kapatılması, Amerika ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ordunun güçlü olması açısından önemli bir kayıptır.
46:32Askeri Sağlık Sisteminin Önemi: Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askeri sağlık sistemi, cepheden başlayarak en son noktaya kadar uzanan bir sistemdir.
Askeri sağlık sistemi güvenlik sorunu olarak ele alınmalıdır.
Askeri sağlık personeli, sivil doktorlardan farklı olarak eğitim almış ve silah altında görev yapabilmelidir.
47:40Güvenlik Zafiyeti ve Uyum Sorunu: Sağlık personeli önlüğünün altında terörist olabileceği endişesi vardır.
Askeri sağlık personeli, sivil doktorlardan farklı olarak silah altında görev yapabilmek için eğitim almıştır.
Askeri sağlık personeli, sivil doktorlardan farklı olarak yükseklikler, inler ve füze atışları gibi korku verici koşullarda görev yapabilmektedir.
49:28Askeri Hastanelerin Önemi: Askeri hastanelerin kapatılması, muhavere birlikleri, tamirciler ve istihkam birlikleri gibi diğer birliklerin de kapatılması gerektiği anlamına gelir.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile oynamamak gerekir.
Askeri hastaneler, diğer hastanelere bağlanarak poliklinik binaları olarak kullanılmaktadır.
51:17Askeri Sağlık Sisteminin Gerekliliği: Bir asker yaralandığında başında üniformalı bir sağlık personelinin olması şarttır.
Harp cerrahisi vakaları gibi özel durumlarla karşılaşmak için askeri sağlık personelinin eğitimi ve bilgisi gereklidir.
Zafer Partisi olarak, söz sahibi oldukları takdirde askeri hastaneleri açacaklarını belirtmektedir.
53:00Türkiye'de Tıp ve Sağlık Hizmetlerinin Geleceği: Konuşmacı, Türkiye'de tıp ve sağlık hizmetlerinin geleceğinden endişeli olduğunu belirtiyor.
Eğer mevcut zihniyet devam ederse, 10-15 yıl sonra Türkiye'de sağlık hizmetleri için yeterli personel bulunamayacak.
Türkiye'nin tıbbı dünyayla boy ölçecek durumdadır ve bu durumun korunması gerekiyor.
54:05Tıp Eğitiminin Zorlukları: Tıp eğitimi kolay bir şey değil; 6 sene eğitim, 3 sene mecburi hizmet ve iki kere 6 senelik ihtisaslar gerektiriyor.
Bir doktor genellikle 35-40 yaşlarında olabiliyor.
Konuşmacının sınıf arkadaşlarının çoğu doktor oldu ve onlar için hayatının büyük bölümü üzülmekle geçti.
54:28Tıp Mesleğinin Zorlukları: Tıp öğrencileri meyhaneye giderken, nöbete gidiyorlar; eğlenmeye giderken, Türkiye'nin ücra köşelerinde mecburi hizmete gidiyorlar.
Uzmanlıklarını bitirdikten sonra tekrar mecburi hizmete gidiyorlar ve 60'lı yaşlarındalar.
Şimdi hepsi hala ders çalışmakla, öğrenmekle meşguller ve yemeğe gittiklerinde telefonları çalıyor, kalkıp gidiyorlar.
55:03Tıp Branşlarındaki Değişim: Her taraf kozmoloji dolu, beyin cerrahları ve çocuk hastalıkları gibi meşakkatli işlere girmiyorlar.
Herkes dermatolog olmak istiyor çünkü estetik kolay kolay para getiriyor.
Televizyon dizileri bu değişimde önemli rol oynamış olabilir.
55:39Meslek ve Zenginlik İlişkisi: Konuşmacı 43 senedir hala eşek gibi çalıştığını ve meslekten kazandığı parayla zengin olmadığını belirtiyor.
Rahmetli bir hakim ve albay çocuğu olan konuşmacı, babasını küçük yaşlarda, annesini fakültedeyken kaybettiğini anlatıyor.
Mesleğini en iyi şekilde icra ederek ve müthiş bir eğitimden sonra 50 yaşından sonra biraz para kazandığını söylüyor.
56:32Türkiye'nin Geleceği: Konuşmacı 3,5 yaşında bir torunu olduğunu ve onun geleceğini Türkiye'de göremediğini belirtiyor.
Türkiye'de taşın altına elini sokma gücü olan herkesin bunu yapması gerektiğini, başka türlü bir gelecek görünmediğini söylüyor.
Program, Türkiye'deki tıp eğitimindeki çarpıklıkları, sağlık hizmetlerindeki haksızlıkları ve sağlık sektörünün çökertildiğini anlatmak istiyor.

Türkiye'de Sağlık Sistemi ve Tıp Eğitimi Üzerine Bir Röportaj

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir