Buradasın

Sağlık Programı: Ehil Olmayan Tedaviler ve Aile Sorunları

youtube.com/watch?v=4NZH4eScdoU

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Zahide Yetiş'in sunduğu bir sağlık programıdır. Programda doktor Feridun Kuna, avukat Ümit Yavuz, Profesör Doktor Gökhan Öz Çınar, gıda mühendisi Nurcan Çelik ve çeşitli konuklar yer almaktadır.
Programın ana konusu, ehil olmayan tedavilerin tehlikeleri ve bunların sağlık üzerindeki olumsuz etkileridir. Özellikle Temel Bey'in bel fıtığı tedavisi için çekiçle vurulup çullanması ve felç kalma riskiyle karşı karşıya kalması detaylı olarak ele alınmaktadır. Ayrıca, Trabzon'un Maçka ilçesinde yaşanan bir aile içi mülkiyet krizi ve kilo sorunları da programın diğer konularını oluşturmaktadır.
Programda, modern tıp ve geleneksel tedavi yöntemleri arasındaki tartışma, tıbbi olmayan tedavilerin yasal ve etik yönleri, gıda güvenliği ve süt patlamaları gibi konular da ele alınmaktadır. Program, bin programı geçtiği belirtilerek izleyicilere teşekkür edilerek sona ermektedir.

00:36Ehil Olmayan Tedaviler: Bel fıtığı tedavisinde işkence görülen bir genç adam felç kalma riskiyle karşı karşıya.
Çekiçle çakılıp üstüne çullanan genç adam, ehil olmayan tedavilerden dolayı acı çekiyor.
Ehil olmayan ellerde yapılan tedaviler hayatınızı tehlikeye atabilir.
01:26Arzu Hanım'ın Hikayesi: Arzu Hanım 94 kilo vermiş ancak vücudunda sarkmalar mevcut, 43 yaşında olmasına rağmen 85 yaşında görünüyor.
Arzu Hanım maddi imkansızlıklar nedeniyle ameliyat olamıyor.
Programda Arzu Hanım'ın durumu incelenecek.
02:52Temel Bey'in Durumu: 37 yaşında Temel Bey, gençlik aşısı ararken ehil olmayan bir yerde tedavi görmüş.
Temel Bey'in eşi Neriman Hanım, kocasının acı çektiğini ve felç kalma tehlikesi olduğunu belirtiyor.
Programda Temel Bey'in durumu detaylı olarak incelenecek.
03:28Ev Sorunu: Bir baba evladına ev vermiş ancak evin kapısı açılmadığı için aile üyeleri içeri giremiyor.
Programda bu durumun nedeni ve çözümü konuşulacak.
Kerem Bey ve Hayriye Hanım'ın yaşadığı durum incelenecek.
04:28Halis ve Hacer'in Hikayesi: Halis ve Hacer'in evlilik fotoğrafları gösteriliyor, evlendiklerinde Halis 50 kilo, Hacer 73 kilo iken şimdi Halis 195 kilo civarında.
Halis 3-4 sene önce 220 kilo ile yoğun bakıma yatmış.
Programda Halis'in durumu detaylı olarak incelenecek.
06:09Arzu Hanım'ın Durumu: 43 yaşında Arzu Hanım, 70'li yaşların başında görünüyor ve vücudunda sarkıklıklar mevcut.
Arzu Hanım'ın torunları onun durumunu alay ediyor.
Programda Arzu Hanım'ın durumu incelenecek.
07:41Temel Bey'in Tedavisi: Temel Bey'in teni çekiçle çakılıyor ve acı çekiyor.
Temel Bey'in bacağı gerilmiş durumda ve tedavi sırasında acı çekiyor.
Temel Bey'in eşi Neriman Hanım, kocasının acı çektiğini ve yürüyemediğini belirtiyor.
12:20Doktor Feridun Kuna'nın Ziyareti: Programda bir hasta bulunuyor ve ağrı kesici istiyor.
Doktor Feridun Kuna, programın konuğu olarak ziyarete gelmiş ve hasta için destek olmak istiyor.
Avukat Ümit Yavuz da programda bulunuyor.
13:45Doktor Feridun Kuna'nın Değerlendirmesi: Doktor Feridun Kuna, gösterilen tedaviyi "sözde tedavi" olarak nitelendiriyor ve bunun çok tehlikeli olduğunu vurguluyor.
Doktor, bu tür tedavileri yapabilmek için 43 yıl eğitim almak gerektiğini, osteopati ve manuel terapi öğrenmek gerektiğini belirtiyor.
Doktor, bel kemiğindeki vertebra bölümüne çekiçle vurup arayı açmaya çalışan kişinin yaptığı ödemin çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
14:51Tedavi Tavsiyeleri: Doktor, hasta için ömür boyu çiş ve büyük abdest tutamama riski olduğunu, bu nedenle dikkatli olunması gerektiğini uyarıyor.
Sıcak uygulamaların ve yüzmenin faydalı olacağını, ayrıca kendi kanını ayrıştırıp ozon katıp ağrılı bölgelere uygulamanın iyi bir tedavi şekli olduğunu belirtiyor.
Ağrı kesicilerin çok fazla kullanılmaması gerektiğini, ağrı kesicilerin tedavi etmediğini, ağrı kesicilere bağlı sıkıntılar olduğunu vurguluyor.
16:52Hasta Temel Bey'in Hikayesi: Temel Bey, 37 yaşında ve daha önce emlak işi yapıyordu.
Ağrı sancılarını önce sadece eğilip kalkarken yaşıyordu, ancak ağrıların şiddetli olduğu için bir şahısa gitti.
Şahıs, Temel Bey'e iyi bir tedavi üzerinden sonuç alabileceğini ve birkaç kişiyi iyileştirdiğini söylemiş.
18:26Hastanede Alınan Sonuçlar: Temel Bey, Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'ne gittiğinde ameliyat gerektiği ve ayakta kalmak büyük bir risk olduğu sonucuna varmış.
Daha önce de doktora gitmiş, ancak sadece kas gevşetici iğne yapıp göndermişlerdi.
Üsküdar Polis Hastanesi'ne de gitmiş, ancak oradan oraya atlamamak gerektiğini, bir doktora devam edip neticesini almaya çalışmak gerektiğini belirtiyor.
20:29Tedavi Sonrası Durum: Tedavi sonrası ertesi gün Temel Bey, eşinin yardımıyla yataktan kalkıp ayağa kalkabildi.
Tedaviden sonra kalçaları tutmuyor, kolda uyuşma var ve ağrı her tarafa yayılmış durumda.
Erzurum'daki doktor, Temel Bey'in ayaklarının her geçen gün güç kaybına uğradığını söylemiş.
22:31Yanlış Tedavi Sonucu Sakatlık Korkusu: Temel Bey, yanlış tedavi sonucu ayağının sakat kalma korkusuyla mücadele ediyor.
Doktorlar, Temel Bey'in kurtarılabilir veya sakat kalabileceği konusunda kesin bir şey söyleyemiyor.
Program, Temel Bey'in durumunu incelemek için bir cerrah ve beyin cerrahı ile görüşmeyi planlıyor.
23:26Yanlış Tedavi Yapan Kişinin Aranması: Program, Temel Bey'in durumunu yaratan kişinin bulunduğu Ümraniye'ye doğru yola çıkıyor.
Yakup adlı kişi, bu kişinin mesleği ve neden böyle bir yönteme başvurduğu hakkında merak duyuyor.
Program, topluma uygun bir yayın yaparak bu yanlıştan insanları döndürmeye çalışıyor.
25:04Arazi Anlaşmazlığı: Trabzon'un Maçka ilçesinde, Kerem Oğuz ile 76 yaşındaki babası Mustafa Oğuz arasında arazi anlaşmazlığı var.
Mahkeme, arazinin kullanım hakkının baba Mustafa Oğuz'a ait olduğunu kararlaştırdı.
Öfkeli baba, oğlunun evinin etrafını tel örgülerle çevirdi ve ailesini evlerine giremeyecek şekilde mahkum etti.
26:34Yanlış Tedavi Sonucu Yaşanan Sorunlar: Temel Bey, yanlış tedavi sonucu felç olma korkusuyla mücadele ediyor ve boşanmak üzere olduğunu belirtiyor.
Program, tedavi amacıyla bilinmeyen yerlere gitmenin tehlikeli olduğunu vurguluyor.
Temel Bey'in durumu, bedenimizin Allah'ın emaneti olduğunu ve saçma sapan işler yapmamamız gerektiğini hatırlatıyor.
30:42Aile İçi Sorunlar: Bir anne, altı çocuğu olduğunu ve büyük oğlunun yaylada olduğunu, iki okula giden çocuğunun da yaylada olduğunu belirtiyor.
Anne, oğlunun sarıldığını bilmediğini, yaylada çay yığmak için gelen küçük kardeşinin de olayı bilmediğini söylüyor.
Anne, oğlunun gece eve geldiğinde üzgün olduğunu fark etmiş, ancak oğlunun bir şey olmadığını söylediğini anlatıyor.
31:45Ev Sorunu: Anne, köye indiğinde tel örgülerle karşılaştığını ve bu durumun oğlunun sarıldığını anladığını belirtiyor.
Savcılığa gidip durumu sorduğunda, eşi Kerem Oğuz'un telleri kırdığını iddia ettiğini öğreniyor.
Anne, çocuklarının yayladan geldiğini ve eve girme yaptıran kayınpeder olduğunu söylüyor.
33:20Ev Mülkiyeti ve Aile İlişkileri: Anne, evi kendisinin düğünde bağışlanan paralarıyla yaptığını ve evin yaklaşık yirmibeş yıl önce yapıldığını belirtiyor.
Oğul, gurbetten geldikten sonra kadastro zamanında arazinin sekiz hissesini halamdan satın aldığını anlatıyor.
İki kardeş arasında husumet olduğu, halamın hissesini babaya devretmek istemediği ve oğluna verdiği için baba bunu hazmedemediği söyleniyor.
34:39Aile İçi Zorluklar: Oğul, beraber çalıştıkları iş yeri ve muhtarlık zamanında eve yaptıkları vasıda yolunun kilitlendiğini anlatıyor.
Anne ile oğul arasında sorunlar olduğu, düğünden beri sıkıntının başladığını belirtiyor.
Oğul, anne ve babasının yıllarca uyum içerisinde olmadığını, kavgalı ve sıkıntılı olduklarını söylüyor.
37:11Evlilik ve Aile İlişkileri: Oğul, geç evlendiklerini, kendisinin altmışdört, eşi yetmişbeş yaşında olduklarını belirtiyor.
Anne, oğlunun evliliğine gönülsüz durduğunu, ancak sıcak durmadığını söylüyor.
Oğul, iki yıl beraber yaşadıklarını, çocukları okuyordu ve kayınpederinin Fransa'da olduğu için ihtiyaçları olduğunu anlatıyor.
38:34Ev Yolculuğu: Aysima, Kerem Bey ve ailesinin yaşadığı Trabzon'un Maçka ilçesine bağlı Kiremitli mahallesindeki mavi boyalı evi ziyaret ediyor.
Baba ile oğul arasına teller girdiği, eve giriş noktasında yaklaşık seksen metrelik patika yolu olduğu belirtiliyor.
Evin kapısının önünde de teller olduğu ve eve girebilmek için tahta bir basamak konulduğu görülüyor.
41:12Arazi Sorunu ve Tapu Durumu: Konuşmacı, babasının araziyi kendisinden aldıktan sonra ayırarak kullanacağı bir alan olduğunu belirtiyor.
Konuşmacı, tapuyu zor da olsa ve gönülsüz de olsa babasına verdiğini, evin kendisine, intifa hakkı ise babasına ait olduğunu söylüyor.
Kadastro'da tapunun beyanlar hanesinde "B" ve "C" harfi ile gösterilen ev ağır ve samanların konuşmacının ait olduğu yazıyor.
42:47Aile İlişkileri ve Zorluklar: Konuşmacının çocukları yük taşırken, kayınvalidesi ve kayınpederi gülüyor, kayınpederi "kaynanama işte oradan geçiyor" diyerek zannetmiş.
Konuşmacı, küçük çocuklarını bayramda gönderdiğini, küçüklerin bile lastiğini yerden alamadan kaçmaya çalıştığını ve ilişkilerinin koptuğunu belirtiyor.
Konuşmacı, ailesinin "evinden gideceksin" dediğini, ancak kendisinin başka evi olmadığı için gitmediğini söylüyor.
44:02Ekonomik Zorluklar ve Aile İlişkileri: Konuşmacı, hayvancılıkla çocuklarına bakmakta olduğunu, kışın ortasında aylığına 6 bin lira icra kesildiğini belirtiyor.
Konuşmacı, okuyan çocuklarına komşulardan ve halanın çocuklarından ücret olarak gönderdiğini, kaymakamlığa müracaat ettiğini ancak reddedildiğini söylüyor.
Konuşmacı, dayak yediğini, hakarete uğradığını ancak geri durduğunu, çocuklarının yanında olduğunu ve onları bırakıp gitmediğini belirtiyor.
44:52Aile İçindeki Sorunlar: Konuşmacı, en küçük oğlunun 14 gün yoğun bakımda yattığını, kendilerinin kaza geçirdiğini ve oğlunun konuşmadığını anlatıyor.
Konuşmacı, babasının "yol açar mısın benim hatırım için aç" dediğini, ancak babasının kötü konuştuğunu ve oğlunun geri döndüğünü söylüyor.
Konuşmacı, üç günlük dünyada kimin ne kadar yaşayacağı belli olmadığını, bir damla malın başında böyle davranmanın anlamsız olduğunu belirtiyor.
45:58Arazi Devri Anlaşması: Konuşmacı, 2001'de babasına verdiği araziyi 2007'de devrettiğini, bu anlaşmayı yazılı olarak yapmadıklarını ancak Ali Pervan ve Mustafa Yıldırım'ın şahitlik ettiğini söylüyor.
Anlaşmada, babanın kapadığı yolu açacağı, iş yerinde konuşmacının çalışmasına müsaade edeceği ve ayrı arazi vereceği belirtiliyor.
Konuşmacı, 2001'de aldığı araziyi 130 TL bedelle babasına sattığını, normalde bağış yapacaklarını ancak babanın "baba oğulsunuz aranızda böyle bir şey olmaz" diyerek satış yapmalarını istediğini anlatıyor.
47:44Aile İçi Tartışma ve Mahkeme Süreci: Bir baba, oğluna arazi ayırmış ancak beş yıl sonra mahkemeye başvurarak oğlunun yerini işgal ettiğini iddia etmiştir.
Mahkemede baba, oğlunun ev yaparken kendisinin yurt dışında olduğunu ve müdahale etmediğini, sadece eşini sevmediğini belirtmiştir.
Mahkeme, babanın araziyi sattığını söyleyerek oğlunun geri alamayacağını belirtmiştir.
49:32Hayriye Hanım'ın Durumu: Hayriye Hanım, ailesine durumu pek belli etmemeye çalışmış, babası rahmetli olduktan sonra herkes öğrenmiştir.
Hayriye Hanım, çalıştığı araziyi bile izinsiz satıldığını ve çocuklarının için katlanmak zorunda kaldığını ifade etmiştir.
Hayriye Hanım'ın iki çocuğu vardır: biri 8. sınıf öğrencisi, diğeri 5. sınıfa başlamıştır.
50:53Aile İlişkileri ve Sorunlar: Hayriye Hanım'ın küçük oğlu, dedesinin dedesinin hastalığında hiç ilgilenmediğini ve hiç arayıp sormadığını belirtmiştir.
Hayriye Hanım, 25 yıl boyunca çocuklarına sırtından yayladan gelirken poşetleri taşıyarak toprak topladığını ve şimdi hepsinin oğlunun olduğunu ifade etmiştir.
Hayriye Hanım, araziyi sonradan icra gelince öğrendiğini ve ailesinin yüzüne farklı konuşup arkasında farklı konuştuğunu belirtmiştir.
52:13Aile Üyelerinin Görüşleri: Hayriye Hanım'ın eşinin babaannesi, oğluna kızarak "baş edemezsiniz siz buradan gidin kendi toruna" demiştir.
Hacer Anne, babayı ve anneyi kınadığını, Allah'ın onları ıslah etmesini ve merhamet etmesini dilediğini belirtmiştir.
Hacer Anne, gelinlerin yanında sessiz olunması gerektiğini ve gelinin yanlış anlamaması için dikkatli olunması gerektiğini vurgulamıştır.
54:30Aile Arasındaki Mesafe ve Sorunlar: Hayriye Hanım'ın babasının evi, Hayriye Hanım'ın evinden yaklaşık 20-30 metre uzaklıktadır.
Hayriye Hanım, ailesinin evine gitmelerinin zor olduğunu, 150 metrelik yolu çıkıp demir kapıdan geçmeleri gerektiğini belirtmiştir.
Hayriye Hanım, babasının önce araziyi ayırıp verdiğini, sonra şikayet ettiğini ve icra alanının evini sardırdığını ifade etmiştir.
56:10Maçka'da Yaşanan Sorunlar: Aysima Hanım'ın ikinci seferinde oradan geçmesi mümkün değil, muhtarlığında yapılan araç yoluyla babasının evine inen kapıya oradan inebilir.
Konuşmacı, onbeş yıldır çocuklarını sırtlarına taşıyarak getirdiğini ve babasının beş yıldır çitlerde yaşadığını belirtiyor.
İcra kanalı ile sağlam direkler olduğu ve icra dosyasında sarma olmadığı vurgulanıyor.
56:46Aile İlişkileri ve Adalet: Konuşmacı, babasına adaletli olmasını istediğini ve babasının "seni sevmesem torunlarımı severim" cevabını aldığını anlatıyor.
Babasından "yaz her şeyi" öğrendiğini ve bu prensibi uyguladığını belirtiyor.
Maçka'nın güzelliği ve Karadeniz'in yeşil güzelliği vurgulanıyor.
58:11Arzu Hanım'ın Kilo Sorunu: Kırk üç yaşındaki Arzu Hanım, önceden 153 kilo iken şimdi 94 kilo vermiş ve beden yaşının 85 olduğunu belirtiyor.
İnsanların vücuduna bakışları onu tedirgin ediyor ve rahatsız ediyor, bu nedenle her zaman hırkalarla geziyor.
Bedeninde deri fazlaları, çatlaklar ve sarkmalar var, özellikle göbek deliğinin içi tamamen boş.
1:00:50Ameliyat Sonrası Değişim: Arzu Hanım, ameliyattan önceki halinin çok farklı olduğunu ve arkadaşlarının, akrabalarının kendisini tanımadığını belirtiyor.
Bir yıl önce 61 kilo vermiş, daha sonra 33 kilo daha vermiş ve tamamen değişmiş.
Gastrik bypass ameliyatı yapmış, hem diyabet hastası hem de aşırı kilolu olduğu için bu ameliyatı tercih etmiş.
1:02:12Ameliyat Sonrası Sorunlar: Doktorları, Arzu Hanım'ın sarkan derisini "balon şişirip bırakıldığında derinin toparlamaması"na benzetiyor.
Karın, basen ve sırt bölgesi toplanıyor, orta vücut oturmadığı için özel bir teknik gerekiyor.
Ameliyat üç ay aralıklarla yapılabilen, önce orta gövde, sonra kol, göğüs ve bacaklar olmak üzere üç ayrı operasyon gerektiren bir süreç.
1:03:31Aile Durumu: Arzu Hanım evlenmiş ancak ayrılmış, çocuk sahibi değil ve evliliğinin sebebi kilolar ve anlaşamama.
Annesi 74 yaşında, 240 kilo, yerinden kalkamıyor, yatalak ve bakıma muhtaç.
Annesi ayrıca nefroloji, böbrek bozukluğu, kalp hastalığı ve koah hastası, sürekli oksijene bağlı kalıyor.
1:06:29Kilo Sorunu ve Sağlık: Konuşmacı, sağlıklı ve ideal kiloda olmanın ideal olduğunu belirtiyor.
Yağların organlara zarar verdiği, kalbin ve karaciğerin zor çalıştığı, enzimlerin bozulduğu ve hormonların değiştiği vurgulanıyor.
Sekiz yıldır diyabet hastası olan bir kişi, doktor kontrolündeyse kilo almanın korkulacak bir şey olmadığını söylüyor.
1:08:32Profesör Doktor Gökhan Öz Çınar'ın Konuşması: Profesör Doktor Gökhan Öz Çınar alkışlarla davet ediliyor.
Konuşmacı, bir cerrahın içimizi gören bir görüntü izleteceğini söylüyor.
Temel Bey ve eşinin Neriman Hanım'ın avukat olduğu belirtiliyor.
1:09:19İşkence Görüntüsü: Omurilik ve beyin cerrahı tarafından çekiçle vurulduğu ve çullandığı bir görüntü gösteriliyor.
Temel Bey'in sadece sağlık sorunu değil, boşanmak üzere olduğu ve evden çıkmak zorunda kaldığı belirtiliyor.
Bel fıtığını tedavi ettirmek için gittiği yerde işkence gördüğü ve felç kalma riskiyle karşı karşıya olduğu anlatılıyor.
1:11:30Fizik Tedavi Görüntüsü: Bir fizik tedavi görüntüsü gösteriliyor, kişinin ağrı yaşadığı belirtiliyor.
Çekiciyle belden çekme işlemi yapılıyor ve kişinin acı çektiği görülüyor.
Temel Bey'in "bu hayat beni mahvediyor" dediği ve felç olma riskiyle karşı karşıya olduğu tekrar vurgulanıyor.
1:15:32Hukuki Durum: Avukat Bey'e Temel Bey'in bu durumda bir hakkı olup olmadığı soruluyor.
Temel Bey'in bu durumda bir hakkı olduğu belirtiliyor.
Konuşmacı, bu beyefendiye ulaşmak istediğini söylüyor.
1:15:44Doktorun Yetkisi ve Sorumlulukları: Emel Bey'in hakları var, savcılığa suç duyurusunda bulunabilir ve maddi-manevi tazminat davası açabilir.
Doktorun yetkisi vardır, ancak ameliyat yapma yetkisi de doktorun yetkisindedir.
Doktorlar ağır ve ciddi bir disiplin ve bilimsel eğitim görürler, ancak Temel Bey'in durumu tedavi değil, bir şaka olarak değerlendiriliyor.
1:17:44Olayın Detayları: Temel Bey, doktorun kendisine neler yaptığını göstermek için çekim yaptırmış ve "sen iyileşip yürüyüp gideceksin mi" demiş.
Temel Bey, "yapamayacağım bir şeyse bırak beni yeter" demiş, ancak doktor "iki gün sonra gelip bana dua edeceksin" demiş.
Ertesi gün Temel Bey yataktan kalkamamış ve eşi doktora gitmiş, doktor ağrı kesici vurmuş ancak ağrılar devam etmiş.
1:19:26Doktorun Muayenesi: Doktor, Temel Bey'in ayaklarını inceleyerek sol ayağının felç olduğunu ve sinirlerin ezildiğini tespit etmiş.
Temel Bey'in yürürken halının saçağına takılması, bilek dönmesi ve terlik ayağında durmaması gibi sorunlar var.
Doktor, Temel Bey'in belinde bir fıtık olduğunu ve bel düzleşmesi ile iki omur kemiğinin birbirine yapışık olduğunu belirtmiş.
1:24:24Hastanın Durumu: Temel Bey, gece kramp gibi ağrılar hissediyor, ayak bileği dönüyor ve baldırda ağrı oluyor.
Hastanın karıncalanma ve üşüme hissi var, eskiden bu sorunlar yoktu.
Doktor, bu durumun ameliyat gerektirecek bir fıtık olmadığını, ancak bel ağrılarının terleyip cereyanda kaldığında veya üzüldüğünde tekrarlanabileceğini belirtmiş.
1:25:39Temel Bey'in Durumu: Temel Bey, eşiyle boşanma noktasına gelmiş ve maddi imkansızlıklar yaşamaktadır.
Kirayı ödeyemediği için eşyaları bir deponun altına taşınmış ve çocuklarının kıyafetlerini alamamıştır.
Çocukları bir biraderin yanında kalırken, kendisi de Taner ve Ömer isimli kardeşlerinin evinde kalmaktadır.
1:27:55Çekiçle Tedavi Tartışması: Bir izleyici, babasının bel fıtığı rahatsızlığı için çekiçle tedavi edildiğini ve iyileştiğini iddia etmektedir.
Sunucu, bu tür bir tedavi yönteminin bilimsel olmadığını ve bu tür uygulamaların tehlikeli olabileceğini vurgulamaktadır.
Sunucu, izleyicinin ismini bile verememesinin, yaptığı uygulamanın yanlış olduğunu bildiğini göstermektedir.
1:30:19Modern Tıp ve Eski Yöntemler: Sunucu, atalarımızın yaşadığı dönemlerde modern tıp olmadığı için o zamanki yöntemlerin günümüzde geçerli olmadığını belirtmektedir.
İlme ve fene inanmanın önemini vurgulayarak, peygamber ve Atatürk'ün de bunu söylediğini ifade etmektedir.
Sunucu, herkesin farklı reaksiyonlar verebileceğini ve bir yöntemin herkese iyi gelmeyeceğini açıklamaktadır.
1:33:11Doktorların Yeminleri ve Tıbbi Tedavi: Doktorlar, hastalara zarar vermek yerine fayda sağlamak için yemin ederler.
Bazı kişiler, beyin tümörü veya kalp krizi gibi durumlarda çekiç veya tahtalı gibi yöntemlerle tedavi aramaktadır.
Türkiye'de hala oto sanayide yedek parça işi yapılmakta, ancak insanlar hastane ve doktor peşinde koşmaktan helak olmuş durumdadır.
1:35:48Manuel Terapi ve Bilimsel Yaklaşım: Manuel terapi, hastanın yaşına, boyuna ve kilosuna göre bilimsel olarak uygulanmalıdır.
Bilimsel araştırmalarla yerleşmiş standartlar vardır; hangi seviye için ne kadar yük yükleneceği belirlenmiştir.
El yordamıyla yapılan manuel terapi, kişiden kişiye değişebilir ve bedene zarar verebilir.
1:38:42Kaya Bey'in Tedavi Yöntemi: Temel Bey, Kaya Bey isimli şahsın uyguladığı sözde tedavi yöntemiyle iyileşeceğini düşünerek tedavi görmüştür.
Kaya Bey, emlakçı binasında kırmızı halı üzerinde tedavi uygulamış ve 30 TL ücret almıştır.
Kaya Bey, polislerden şikayet edildiğini öğrenince özür dileyip adli süreç başlatıldığını belirtmiştir.
1:40:54Tehlikeli Tedavi Yöntemleri ve Uyarılar: Çekici çakıp dirseği vurduğu yere hemşirenin yanlışlıkla iğne yapsa hastanın ayağı felç olabilir.
Türk hukukunda şikayet konusu zarar görenler tarafından yapılmazsa kamu bunları kendiliğinden takip etmez.
Zarar görenler savcılığa ihbar edip tazminat davası açarlarsa, zaman içinde mağlubiyet oranı çıkacak ve tazminat ödenecektir.
1:42:52Türkiye'deki Sağlık Sistemi ve Sonuç: Türkiye'de neredeyse 81'in 50 tanesinde tıp fakültesi, her tarafında devlet ve özel hastaneler bulunmaktadır.
İlçelerde bile birçok branş doktoru bulunmaktadır.
Kaya Bey'in uyguladığı tedavi yöntemi 25-30 saat sürmüş ve bu tür tedavi yöntemleri 6 aydan 2 yıla kadar geçen bir sürede düzelirse düzelir, düzelmezse kalır.
1:43:47Sinir Zedesi Tedavisi: Bir sinir zedesi tedavisi için iki yıl süre gerekebilir, sinirin kendini toparlaması altı aydan iki yıla kadar sürer.
Tedavi sonrası hastaya destekleyici ilaçlar verilir ve sinir güçlendirilmesi için destek istenir.
Sinir zedesi tedavisinde kumda, yumuşak karda veya çamurda bata çıka yürümek önerilir.
1:45:25Olayın Gerçekleri: Olayın sahibi muhasebeci olarak tanımlanmış ve bir vinç firmasında çalıştığı belirtilmiştir.
Emlakçı dükkanında yapılan işlem, yayın izlendikten sonra kapatılmış ve sahibiyle görüşülmüştür.
Emlakçı, olayın şakalaşma olduğunu ve eldivenlerin şakalaşma sırasında takılmayacağını belirtmiştir.
1:47:16Karşı Tarafın Görüşü: Karşı taraf, kendisinin de benzer işler yaptığını iddia etmiştir.
Karşı taraf, tedavi edilen kişinin kendisinin tedavi ettiğini ve defterinde telefon numaralarıyla birlikte kaydedildiğini söylemiştir.
Konuşmacılar, bu tür bir tedavinin profesyonel bir tedavi olmadığını ve profesörlerin varlığına rağmen bu tür yöntemlerin kullanılmaması gerektiğini vurgulamışlardır.
1:50:16Doktorun Önemi ve Sağlık Sistemi: Programda, bir kişinin mağdur olabileceği ve ciddi bir sıkıntı yaratabileceği, bu işin yerinin doktor olabileceği vurgulanıyor.
Konuşmacı, hamilelikte yurt dışında yaşayan arkadaşlarının doktora gitmenin çok pahalı olduğunu ve kendi başına büyüttüklerini anlatıyor.
Devletin kapılarını açtığı ve devlet desteğiyle herkesin doktora gidebileceği, devletin çocuklarına da sahip çıktığı belirtiliyor.
1:51:44Tıbbi Olmayan Tedaviler Hakkında Uyarı: Konuşmacı, bir kişinin tedaviye ihtiyacı olduğunu ve bu tedavinin daha ciddi olduğunu vurguluyor.
Felçli hastalara "ben bunu yürütürüm" diyen kişilerin umut verdiğini, ancak bu umut vermenin günahtır ve umut verilecek bir şey varsa bunu vermek bizimdir diyor.
Konuşmacı, insanların tıp okumadan tedavi vaatlerine inanmamaları gerektiğini, bu konuda uzmana bırakmaları gerektiğini belirtiyor.
1:53:45İlaç Sektörünün Gerçekleri: Dünyada en büyük üç sektörün petrol, silah ve ilaç olduğu, bu sektörlerde en çok para olduğu belirtiliyor.
İlaç sanayisinin büyük bir sektör olduğu, yabancı bilim adamlarının otların içindeki ekstrem maddeyi bulup hap yaparak bin liraya mal edip yüz liraya sattıkları anlatılıyor.
Bir ilacın piyasaya çıkması yirmi yıl sürdüğü, "ben yapıyorum çok iyi oluyor" gibi iddialara inanılmaması gerektiği vurgulanıyor.
1:55:05Fizyoterapistin Değerlendirmesi: Fizyoterapist Zafer Aksungur, programda gösterilen videolarda ölümcül hareketler ve cinayet sebepleri olduğunu belirtiyor.
Yan yatıştaki manipülasyon pozisyonunda ters yöne itme hareketinin siniri koparabileceği, çok kötü hatalar görüldüğü söyleniyor.
Bu tarz tedavilerin halk arasında yaygın ve efsaneleşmiş olduğu, ancak sakat kalanlardan bahsedilmediği, bu konuda da bilgi verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
1:56:53Sağlık Hizmetleri Hakkında Uyarı: Konuşmacı, hastalara dokunmayı bilen kişilerin doğru olduğunu vurguluyor.
Konuşmacı, 14 yıl eğitim aldığını belirtiyor.
Konuşmacı, insanların aldanmaması gerektiğini, her alanda işin erbabına ve eğitimini almış insana başvurması gerektiğini söylüyor.
1:58:19Temel Bey'in Durumu: Temel Bey'in iki senesine mal olacak bir durum olduğu belirtiliyor.
Konuşmacı, Temel Bey'in yeniden bakılmasını ve ilgilenilmesini rica ediyor.
Konuşmacı, Temel Bey'e bazı iğneler vereceğini söylüyor.
1:59:27Patlayan Süt Haberi: Gıda mühendisi Nurcan Çelik davet ediliyor.
Programda patlayan süt videosu gösteriliyor.
Konuşmacı, sütün patladığını hiç görmediğini belirtiyor.
1:01:38Sütün Patlama Nedenleri: Sütün patlamasının iki açıklaması olabilir: şaka yapmak isteyen kişilerin kimyasal katıp reaksiyon yaratması veya sütün bozulmaması için kostik atılması.
Sütün transfer sırasında fabrikaya gelene kadar bozulmaması için kostik atılabilir.
Bir kiloluk kostikli süt bütün tankı bozabilir.
2:03:21Sütün Patlama Açıklaması: Sütün ısıtılması esnasında ani ısı değişikliklerinde süt kaynamadan buhar haline geçebilir.
Sütün aniden yüksek ısıya maruz kalması sonucunda oluşan gaz kabarcıkları, yüzeyde oluşan ince tabakayı aşamayarak büyür ve basınç sebebiyle patlamaya neden olabilir.
Sütün kaynatılmak istendiğinde ara sıra karıştırılarak kaynatılması sorun yaşanmamasına yardımcı olacaktır.
1:04:26Süt Kalitesi ve Denetim: Kostik insan sağlığına zararlıdır.
İşletmeler, çiğ sütleri kalite kontrollerinden geçirir ve kostik, antibiyotik gibi kimyasal analizler yapılır.
Sütlerin fiyatlandırılması yağ ve kuru madde oranlarına göre yapılır.
2:05:33Gıda Denetçiliği: Konuşmacı, 15 senelik gıda denetçisi olduğunu belirtiyor.
Sütler almadan önce ciddi bir denetimle içeri giriyor.
Sütleri içeri alıp kendi markasını yapmak intihar etmek gibi bir şeydir.
2:06:52Teşekkür ve Program Hakkında Bilgiler: Konuşmacı, izleyicilerin teveccühü sayesinde var olduklarını ve sevgiyle büyümeye devam ettiklerini belirtiyor.
Bin programı geçtiklerini ve izleyicilerin olmasaydı burada olamayacaklarını ifade ediyor.
Ekibinin ve yapımcılarının adına izleyicilere teşekkür ediyor.
2:07:16Sağlık Tavsiyeleri: Konuşmacı, Halis abisine ameliyat yerine önce diyetisyene emanet edileceğini ve tetkiklerin yaptırılacağını söylüyor.
Sevihan Akbulut, Halis abisinin tetkiklerinin yapılması gerektiğini, yağlanma oranı ve karaciğer durumunun kontrol edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Konuşmacı, Halis abisinin dişlerinin durumunu sorguluyor ve dişlerinin yapılması konusunda tavsiye veriyor.
2:08:02Programın Sonu: Konuşmacı, Halis abisinin yanında kalacağını ve artık beraber olduklarını söylüyor.
Fotoğraf çekme teklifi yapılıyor ancak konuşmacı bir programı bitirmek istediğini belirtiyor.
Program sonunda sevgiler ve saygılar iletiliyor.

Sağlık Programı: Ehil Olmayan Tedaviler ve Aile Sorunları

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir