Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir sunucu ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastalıkları Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Prof. Dr. Nigar Gülfer Okumuş arasında geçen bilgilendirici bir röportajdır. Ayrıca pulmoner hipertansiyon derneğinin temsilcisi de programda yer almaktadır.
- Programın ana konusu pulmoner hipertansiyon (PAH) hastalığı, COVID-19 pandemisi döneminde hastaların dikkat etmesi gereken hususlar ve tedavi yöntemleridir. Video, hastalığın türleri, belirtileri, tedavi yöntemleri, ilaçların yan etkileri, kök hücre tedavileri ve genetik aktarımı gibi konuları ele almaktadır.
- Programda ayrıca PAH hastalarının evde kalması, acil servise gitmemesi, düzenli takip için merkezlere gitmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Akciğer hastalığı tedavisinde kullanılan 12 farklı ilaç grubu, oksijen tedavisi ve akciğer nakli konuları da detaylı olarak açıklanmaktadır. Nadir bir hastalık olan PAH'ın tanı ve takip için multidisiplinli bir ekip çalışması gerektiği ve hastaların kendi doktorlarının olduğu hastanelere gitmeleri gerektiği belirtilmektedir.
- 00:47Giriş ve Dernek Tanıtımı
- Konuk Prof. Dr. Nigar Gülfer Okumuş, COVID-19 ve pulmoner hipertansiyon hakkında bilgilendirme yapacak.
- Dernek 1991 yılında Şamil Hamidullah'ın tahtanın almasıyla hasta ve dayanışma grubu olarak başladı ve 2018 yılında hasta ve yakınları tarafından kuruldu.
- Dernek, sosyal medya hesaplarını duyuru ve bilgilendirme amaçlı kullanıyor, iletişim kanalları www.ssc.org.tr, e-posta adresi ve telefon numaraları üzerinden sağlanıyor.
- 03:40Dernek Faaliyetleri
- Dernek Avrupa Nadir Hastalar Platformu'nun kurucu üyesi ve Avrupa Akciğer Vakfı üyesi olarak faaliyet gösteriyor.
- 9 Şubat 2019'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ALS, Sema, Multivis, Kros ve DMT ile kesin tedavisi olmayan hastalık türleri için araştırma komisyonu kurulmasına karar verildi.
- Dernek, COVID-19 salgını başladığında hastaları yaşayabilecek sorunlar ve çözüm önerilerini hazırlayıp Sağlık Bakanlığı'na sundu.
- 06:23Prof. Dr. Nigar Gülfer Okumuş'un Tanıtımı
- Prof. Dr. Nigar Gülfer Okumuş, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastalıkları Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
- İstanbul Tıp Fakültesi'nde romatoloji, kardiyoloji, pediatrik kardiyoloji ve göğüs hastalıkları olmak üzere pulmoner hipertansiyon merkezi bulunuyor.
- Merkezde 300'ün üzerinde hasta düzenli olarak takip ediliyor ve eğitim toplantıları düzenleniyor.
- 07:18Pulmoner Hipertansiyon Hakkında Bilgi
- Pulmoner hipertansiyon, sebebi bilinmeyen veya çeşitli hastalıklara ikincil olarak ortaya çıkabilen akciğer damarlarını etkileyen ilerleyici bir hastalık grubudur.
- Hastalık alt grupları arasında idiopatik (sebebi bilinmeyen), kalp hastalıklarına bağlı, akciğer hastalıklarına bağlı, kronik tromboli pulmoner hipertansiyon ve sınıflandırılamayan gruplar bulunuyor.
- Skleroderma gibi bağ dokusu hastalıkları ve lupus gibi hastalıklar ikinci olarak ortaya çıkan hipertansiyonu oluşturuyor ve bu hastalıklar tedavi edilebilir.
- 08:36COVID-19 Döneminde Hastaların Bakımı
- Hastalar düzenli olarak üç ayda bir kontrol ediliyor, özellikle skleroderma ve lupus hastaları romatoloji ile birlikte takip ediliyor.
- COVID-19 döneminde durumu stabil olan hastaların hastaneye gelmeleri istenmiyor, evde kalıp var olan tedaviye devam etmeleri öneriliyor.
- Sağlık Bakanlığı'nın genelgeleri doğrultusunda hastalar hastaneye gelmeden üç ayda bir ilaçlarına ulaşabiliyorlar.
- 09:59Hastaların Hastaneye Gitme Koşulları
- Hastaların acil servise gitmemesi gerekiyor, takip olduğu bölüme direkt olarak temas halinde olmaları gerekiyor.
- Hastalar telefonla veya mail yoluyla temas kuruyor, problemleri olduğu zaman direkt olarak arıyorlar.
- Hastaların gelmesi gerekiyorsa özel randevu tarihi veriliyor ve hangi koşullarda gelmeleri gerektiği belirtiliyor.
- 11:02Pulmoner Hipertansiyon Belirtileri
- Pulmoner hipertansiyon hastalarının en önemli belirtisi nefes darlığıdır.
- Göğüs ağrısı ve halsizlik de belirtiler arasında yer alır, ancak altta yatan hastalığı olmayan kişilerde nefes darlığı varsa mutlaka başvurulmalıdır.
- Altta yatan hastalığı olan kişilerde hastalıkla ilgili her şey normal giderken artan nefes darlığı ve halsizlik hem hastaları hem de hekimleri alarm etmelidir.
- 12:19İlaç Yan Etkileri ve Tedavi
- Hastalar genellikle ilaçların yan etkilerini hastalığın belirtileriyle karıştırır, bu nedenle tedavinin yan etkilerinden haberdar olmak önemlidir.
- İlaçlar mucizevi değildir ve etkinliklerini gösterebilmeleri için en az düzenli olarak bir-üç ay kullanılmaları gerekir.
- İlaçlar baş ağrısı, mide bulantısı, ishal ve ateş basmaları gibi yan etkiler yapabilir, ancak zaman içinde bunlara tolerans gelişir.
- 14:31Kök Hücre Tedavileri ve Genetik Aktarım
- Kök hücre tedavileri şu an için Kanada'da kullanılabiliyor ancak Türkiye'de guideline'lara girmiş şekilde kullanılmamaktadır.
- Pulmoner hipertansiyon genetik olarak aktarılabilir, özellikle kemik morfogenetik reseptör iki geni taşıyan kişiler çocuklarına geçirebilir.
- İdiyopatik (sebebi bilinmeyen) pulmoner hipertansiyon hastalarında aile üyeleri sorgulanmalı ve belirli aralıklarla kontrol edilmelidir.
- 16:18Hastaların Birbirini Karşılaştırmaması
- Pulmoner hipertansiyon her hastada aynı seyredecek diye bir kaide yoktur, bazı hastalarda daha hızlı seyredebilir.
- İlaçlar hastanın durumuna, altta yatan hastalığına, tetkiklerine ve yürüyüş mesafesine göre seçilir.
- Her hasta her ilacı farklı yanıtlar verebilir, bir ilaç bir hastada faydalı olabilirken başka hastada ciddi yan etkiler yapabilir.
- 18:28Diğer Doktorlara Bilgi Verme
- Pulmoner hipertansiyon hastaları özel hastalardır ve normal poliklinik sistemine sokulmazlar.
- Hastalar başka bir doktora gittiğinde, yeni başlanacak ilaçların birbiriyle etkileşimi olabileceğinden mutlaka pulmoner hipertansiyon hastası olduğunu ve kullandığı ilaçları söylemelidir.
- Hastalar başka bir yerde enfeksiyon veya başka sebeple başlanan bir tedavi olursa pulmoner hipertansiyon doktorlarına bildirmelidir.
- 20:10İlaç Kullanımı ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Doğal ilaçlar moda olsa da, bitkisel ilaçlar kendi ilaçlarla etkileşime girerek karaciğer ve böbreklerde ciddi hasarlar yapabilir.
- Hastalar asla danışmadan bitki ekstresi veya diğer ilaçları kullanmamalı, çünkü bu ilaçlar ömür boyu devam eden tedavide kullanılır.
- İlaçları birden bırakıp tekrar başlamak olmamalı, özellikle prostasic analogları gibi ilaçlar aniden kesildiğinde ciddi hipotansiyon ve kalp sorunlarına yol açabilir.
- 21:41İlaç Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Tüm ilaçlar doktorun verdiği şekilde ve dozda kullanılmalı, yan etki hissedilirse doktora bildirilmelidir.
- İlaçları birden kesmek ilk baştakinden daha kötü duruma düşebilir.
- İlaç almayı unuttuğunda ertesi gün normal dozda devam edilmeli, iki tablet birden almak yasaktır.
- 22:27Akciğer Basıncını Düşürme Yöntemleri
- Akciğer basıncını düşürmek için özel bir diyet veya ilaç yoktur.
- Hastalar ağır egzersizlerden, hızlı yürümek, koşmak, ani merdiven çıkmak ve ağır eşyalar kaldırmak gibi eforlardan kaçınmalıdır.
- Hastalara belirli egzersizler verilir ve rehabilitasyon programları uygulanır.
- 23:51Hastalığın Tanı ve Takibi
- Pulmoner hipertansiyon nadir bir hastalık olup milyonda 50-60 hastadan söz edilir.
- Hastalara erken tanı koymak önemlidir ve hekimlerin akıllarının bir köşesinde bulundurması gerekir.
- Bu hastalık tek bir hekimin takip edeceği bir hastalık değil, multidisiplin bir ekip çalışması gerektirir.
- 24:44Multidisiplin Ekip Çalışması
- Hastaların tomografi yorumlayacak bir radyolog, romatolog ve kardiyolog tarafından değerlendirilmesi gerekir.
- Tanı zamanında sağ kalp anjiyosu gibi ekoların yapılması ve tedavilerin dört-beş branşın bir arada tartışılarak düzenlenmesi önemlidir.
- Hastaların uzun süre hayatta kalma serilerini uzatmak için ekip çalışması gereklidir.
- 25:57Hastaların Merkeze Gitmesi
- Hastalar genellikle hastalıkla balayı yaşıyor ve merkeze gitmenin gerekliliğini anlamıyor.
- Hastaların bir merkezde kayıt altında olması ve yaşadığı ildeki doktorla merkez arasında bağlantı olması gerekir.
- Hastaların problemleri olduğunda merkeze temasa geçerek ilgili kararları vermek önemlidir.
- 28:28Nadir Hastalıklar ve Çocuk Hastalar
- Türkiye'de her on altı kişide bir nadir hastalık görülür ve doktorların nadir hastalıklar konusunda farkındalığı olması gerekir.
- Nadir hastalıkların belirgin semptomu olmadığı için farklı tanılar alınabilir ve gerçek tanıyı almak iki-üç yıl sürebilir.
- Çocuk hastalar için de tedaviler vardır, ancak şu an için ufukta yeni bir tedavi şekli yoktur.
- 30:24Damar Genişletici İlaçlar
- Endotelin reseptör antagonistleri, endotelin bağlandığı reseptörleri baskılayarak damarı genişleten ilaç grubudur.
- Nitrik oksit damarlarda genişlemeye sebep olur ve vücuttaki nitrik oksit seviyesini arttıracak veya azaltan enzimleri inhibe ederek tedavi edilir.
- Prostasiklin, damarda genişlemeyi sağlayan direkt etki yapan bir ilaçtır.
- 31:04Mevcut Tedavi Seçenekleri
- Şu anda on iki farklı damar genişletici ilaç bulunmaktadır; biri intravenöz, diğerleri cilt altına uygulanmak üzere veya ağızdan/inhalasyon yöntemiyle kullanılır.
- Farklı yollarla ilişkili damar genişleticiler araştırılmakta olsa da, şu ana kadar bu ilaçlar dışında başarı sağlanmış durumda değildir.
- 1996 yılında tanı alan konuşmacı, o dönemde ilaç ve tedavi olmadığı halde, günümüzde çok sayıda alternatif tedavi seçeneği bulunmaktadır.
- 32:35Oksijen Tedavisi
- Hastaların parmak ucu saturasyonu veya damar atardamardan alınan kan gazı analizleriyle oksijen düzeyleri değerlendirilir.
- Gündüz şartlarında saturasyon 90'ın altındaysa veya gece boyunca saturasyon 90'ın altında ise oksijen tedavisi başlatılır.
- Oksijen tedavisi süreklidir ve uyku sırasında mutlaka alınmalıdır; tedavi kararı hekim tarafından kan gaz analizleri ve kan tetkiklerine göre verilir.
- 33:51Akciğer Nakli
- Akciğer naklinde beş yıllık sağkalım özellikle idiyopatik grupta yaklaşık %50 civarındadır.
- Tedavi öncelikle düşük-orta risk olarak değerlendirilir ve tek, iki, üçlü ilaç tedavisi başlanır.
- İlaç tedavisine yeterli yanıt verilmezse, hastalar akciğer nakline yönlendirilir; Türkiye'de daha önce yapılmayan bu işlem, Koşuyolu'nda başarılı bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır.
- 35:26Organ Bağışı ve Nakli Sistemi
- Türkiye'de organ bağışı çok düşük seviyededir; yılda 500-550 kişi bağışlıyor ve her bulunan akciğer lak için elverişli değildir.
- Türkiye'nin akciğer nakli yapabilme kapasitesi senede 50 kişi civarındadır.
- Belçika modelinde, organ bağışlamak istemeyenler devlete başvururken, başvurmayanlar otomatik olarak bağışçı olarak kabul edilir; Türkiye'de ise organ bağışı için teker teker sorular sorulur.
- 38:51Organ Bağışı İçin Öneriler
- Her kişi bu konuda çevresini etkileyebilir ve değişim oradan başlayabilir.
- Bilgilendirme toplantıları, organ bağışı yapılan kişilerin deneyimlerini paylaşması ve kamu spotları yapılması organ bağışı konusunda daha sıcak bakış açısı yaratabilir.
- Belçika modelinin Türkiye'de uygulanması şu an için imkansız görünmektedir.
- 39:43Dernek ve Hastalar Arasındaki İlişki
- Konuşmacı, özel soruların kendi doktorlara sorulması gerektiğini belirtiyor.
- Dernek, hastaların yalnız olmadığını hissettirmek için kurulmuş ve hastaların sesi olma şansı sunuyor.
- Konuşmacı, son iki yıldır derneği tanıdığını ve hastaların bu konuda bilinçli olduğunu belirtiyor.
- 40:35Dernek Çalışmaları ve Teşekkür
- Dernek, hastalara yardımcı olmaya çalışmakta ve konuşmacı da hastalıkta olan biri olarak örnek oluyor.
- Konuşmacı, dernek için zaman ayırdığı ve soruları cevapladığı için teşekkür ediliyor.
- 41:04Hastalara Yönelik Tavsiyeler
- Hastaların düzenli olarak takiplerine gelmeleri ve takiplerden çıkmamaları isteniyor.
- Pulmoner hipertansiyon hastalarının COVID-19 dışında da düzenli takip edilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Hastaların COVID-19 ateşi çıktığında direkt olarak derneğe başvurması ve yönlendirmeleri alması gerektiği belirtiliyor.
- 41:45Hastane Değişimi ve Tedavi
- Cawwot tanısı alan hastaların diğer hastalarla aynı ortamda takip edilmesi nadir bir durum olduğu belirtiliyor.
- Hastaların kendi doktorlarına haber vermesi ve gerekirse kendi doktorlarının çalıştığı hastaneye getirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- Her hastanede pulmoner hipertansiyon ilaçları olmadığı için tedavinin yarım kalabileceği ve hastaların kendi doktorlarıyla temasa geçmesi gerektiği açıklanıyor.