Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, çocuk gelişimi uzmanı Senem Yıldız Hocam ve diğer psikologlarla yapılan bir televizyon programı formatındadır. Program, anne-babalar ve eğitimciler için hazırlanmış, çocuklarda kaygıya bağlı davranış bozuklukları hakkında bilgilendirici bir içeriktir.
- Video, çocuklarda kaygı oluşumunun süreçlerini, parmak emme, biberonu bırakamama, tırnak yeme, saç yolma gibi davranışların kaygı ile ilişkisini ve bunların tedavisi üzerine odaklanmaktadır. İçerikte doğum sonrası süreçteki kaygılar, duygusal gelişim, emzik ve biberon kullanımı, çocukların çizimleri ve oyunları üzerinden duygusal durumlarını anlama yöntemleri ele alınmaktadır.
- Program ayrıca çocuklarda kaygıya bağlı davranış bozukluklarının tedavisi için acı verici yöntemlerin yerine oyun, ilişki, iletişim ve dokunma gibi yöntemlerin kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Anne-babaların çocuklarda kaygıların oluşumundaki rolünün önemli olduğu ve sakin, anlayışlı bir yaklaşımın gerekliliği de videoda belirtilen önemli noktalardan biridir.
- 00:27Giriş ve Konu Tanıtımı
- Program, çocuklarda kaygıya bağlı davranış bozuklukları konusunu ele alacak.
- Konu, parmak emme, biberonu bırakamama, emziği bırakamama, saç yolma, tırnak yeme, kirpik yolma gibi davranışların kaygıya bağlı olduğunu ele alacak.
- Çocuk gelişimi uzmanı Senem Yıldız, konuyu detaylandıracak.
- 02:29Kaygı ve Kaygılı Çocuk
- Kaygı, çocuk ya da yetişkinin işlevselliklerini devam ettirmesi gereken süreçte yapılması gerekenleri yapmayıp sakin, öfkeli veya içine kapanmış bir şekilde ortaya çıkmasıdır.
- Kaygı, çocuğun "yapamıyorum, gidemeyeceğim, başaramayacağım" gibi düşünceleriyle başlar ve ardından ağlama, öfke nöbeti, panikleme, titreme gibi duygusal tepkileri tetikler.
- Çocuklarda kaygı bozukluğu, davranış bozuklukları sürecindeki anksiyete bozukluğunun en yüksek oranında görülen durumdur.
- 06:44Kaygının Duygusal ve Bilişsel Yönü
- Kaygı önce duygusal olarak oluşur, sonra bilişsel süreçe geçer ve en son davranışa dönüşür.
- Duygusal süreçte çevre faktörleri, anne-baba tutumları ve aile içindeki iletişim kaygı oluşumunda önemli rol oynar.
- Çocuk 0-9 yaş aralığında akran zorbalığı, akraba ilişkileri ve çevresindeki iletişimi duygusal olarak algılar ve bu algılar kaygıya dönüşür.
- 08:54Kaygının Bilişsel ve Davranışsal Etkileri
- Çocuk duygusal tepkileri bilişsel olarak yorumlayarak "bundan sonra karanlık gördüğümde korkacağım" gibi düşünceler geliştirir.
- Çocuk zorbalık veya şiddetle karşılaştığında tırnağını yemeye başlayabilir ve bu davranışı duygularını kontrol etmek için tekrar tekrar kullanmaya başlar.
- Anne babanın duygusal ve bilişsel süreçleri fark etmesi ve davranışlara dikkatli bakması kaygıyla başa çıkma sürecinde önemlidir.
- 11:28Çocuklarda Kaygı ve Öğrenme Süreci
- Zihin belirsiz öğrenme gerçekleştirmekte, farkındalıksız ve bilinçdışı bir öğrenme süreci yaşarken, bu öğrenme sonraki süreçlerde sürekli ve düzenli olarak kullanılmaktadır.
- Öfkelenen, aşırı derecede sinirli, huysuz çocuklar veya uyku terörüyle uyanan çocuklar, gün içerisinde kaygıyla baş ettiği, kaygılandığı yerler ve onu kaygıya götüren sesler, tatlar, semboller veya ebeveyn yaklaşımları önemlidir.
- Çocukların parmak emme, biberon, tülbent gibi nesneleri sürekli emme, yeme davranışları, kaygıya bağlı olarak obsesyonlar ve takıntılar oluşturabilir.
- 12:53Kaygıya Bağlı Davranışlar
- İçine kapanıklık ve asosyal davranışlar ciddi kaygı belirtileri olabilir.
- Çocukların sadece belirli kıyafetlerle sokağa çıkma isteği veya belirli ayakkabıları tercih etmesi, kaygıya bağlı olabilir.
- Çocuklar, alışkın oldukları ve güvende hissettikleri nesnelere (örneğin ilk ayakkabıları) bağlı kalabilir, bu nörolojik çapalara bağlı olabilir.
- 14:03Normal Kaygı ve Tepkiler
- Çocukların belirli nesneleri tercih etmesi (ayakkabı gibi) alışkanlığın dönüşümü olabilir ve yeni şeylere açık olmamak normal olabilir.
- Ebeveynler, aşırı hassasiyetle değil, gerçek kaygıları göz ardı etmeden dikkatli olmalıdır.
- Çocukların kaygıları en çok anne-babadan ve aileden öğrenilir, sonra okul ve çevreden öğrenilir.
- 15:07Anne-Baba Tutumlarının Etkisi
- Anne-baba tutumları kaygı oluşumunda en büyük faktördür; çocukların etrafında sürekli "dikkat et" diyen ebeveynler, çocuklarda kaygı oluşturabilir.
- Kaygı ve korkuların öğrenilme süreci davranışlardan daha hızlı ve sert olur çünkü tepkiler net ve ileri seviyededir.
- Anne-babaların kendilerinin kaygılı olması, tepkili olması ve sürekli uyarılar vermesi çocuklarda kaygı oluşturabilir.
- 17:34Kaygı ve Psikoloji
- "Kaygılı annenin kaygılı çocuğu olur" genellikle doğru olsa da, her zaman geçerli değildir çünkü psikoloji insana yönelik bir bilimdir ve her insan kendine ait duygular ve öğrenmişliklere sahiptir.
- Anne-babaların sakin, anlayışlı, olayları takip eden ve paniklemeden süreci yöneten olması gerekir.
- Sözlerimiz ciddi anlamda vücudumuza aktarıldığında bize şekil verir, sürekli tekrarlanan sözler kaygı ve endişe oluşturabilir.
- 20:48Kaygı ve Takıntının Kökenleri
- Danışanlarla çalışırken korku, kaygı ve takıntılar incelenir, bunların çoğunlukla çocukluktan gelen, zamanla beslenen ve ağaçlara dönüşen negatif cümlelerden kaynaklandığı görülür.
- Bir danışanın ailesinin "sen de halan gibi yalnız öleceksin" gibi ifadelerle ona karşı yaklaşması, bu kişinin zihnine bu korkuyu yerleştirmiştir.
- Çocuklarda kaygı ve takıntının artması, şartlı cümleler, şartlı sevgiler ve şartlı ilgilerle başlar.
- 22:11Genetik ve Çevresel Etkiler
- Kaygı ve takıntının gelişiminde genetik faktör %25 oranında etkilidir, ancak ekonomik, sosyal ve kültürel faktörler de artışın ileri seviyede olması için katkı sağlar.
- Anne-babadan geçen bozukluklar (panik atağı, obsesif kompulsif bozukluğu, depresyon) çocuklarda benzer davranışların gelişmesine neden olabilir.
- Çocuklar, anne-babaların davranışlarını, kullandıkları cümleleri ve eylemlerini görerek büyür ve bu davranışlar zamanla kendilerinde de şekillenir.
- 23:13Obsesif Kompulsif Bozukluğun İkametgahı
- Bir danışanın kırkbeş yaşında olmasına rağmen bunca yıl hiç bir terapistle çalışmaması, bu sorunla başa çıkmayı öğrenmiş olduğunu belirtmiştir.
- Danışan, çocuğunda kendisinin takıntılarını tekrarladığını fark ettiğinde paniklemiş ve terapiye başlamıştır.
- Çocuklar rol modellerinden öğrenir, görüntüyle davranışları öğrenirler ve yaşadıkları olaylarla, söylenen sözlerle duyguları hissederler.
- 24:28Duyguların Etkisi ve Kaygı Oluşumu
- Duygular yavaş yavaş oluşur ve zamanla güçlenir, mermerle su ilişkisine benzer şekilde.
- Düzenli olarak devam eden kaygı verici davranışlar ve sözler, zamanla iyileştirilmesi zor bir yara açabilir.
- Her şeyden önce kelimelerimizi, cümlelerimizi, ifadelerimizi ve davranışlarımızı dikkatli seçmemiz gerekir.
- 25:34İlk Kaygı Deneyimi
- İlk tanıdığımız kaygı doğum anında kordonun kesilmesiyle başlar.
- Anne karnı güvenli bir ortam olup, her şey kolay ve konforlu olduğu için doğum anında kaygı başlar.
- Doğum anında bebek, anne kalbinin üstünde olmaması ve kalp atışlarını duymaması travma yaratabilir.
- 27:03Sezeryan Doğumundaki Kaygı Sorunu
- Sezeryan doğumlarında bebek, anne kalbinin üstünde olmaması ve kalp atışlarını duymaması bir buçuk saat boyunca yaşar.
- Anne kalp atışlarının seslerini kaydetip çocuğa dinletmek travmayı azaltabilir.
- Sezeryan doğum yapan annelerin çocuğunu kalbinin üstüne alıp, başparmağını tutarak hafifçe konuşması önemlidir.
- 30:35Kaygı ve Beyin Mekanizması
- Beyin pozitif deneyimleri daha hızlı ve kalıcı şekilde öğrenir, negatif deneyimleri ise daha çabuk unutabilir.
- Pozitif deneyimler negatif deneyimleri alt eder çünkü serotonin (mutluluk hormonu) salgılanır.
- İnsan kendini onarabilme kapasitesiyle yaratılmıştır.
- 31:39Doğum Sonrası Kaygı Faktörleri
- Emzirme sürecinde annenin rahatsızlığı veya çocuğun hastaneye götürülmesi kaygı oluşturabilir.
- Bilirubin seviyesi yüksekliği nedeniyle ışık tedavisi sırasında çocuk anneden ayrı kalabilir.
- Kırk gün sürecinde anne çocuğunla ilgilenmesi ve yumuşak dokunuşlar kaygı seviyesini azaltır.
- 33:15Çocukluk Döneminde Kaygı
- Çocuklar dünyaya gelirken korku duygusuyla gelirler ve özellikle yüz seksen düşme korkusuyla.
- Çocukların sakin ve sabırlı bir ortamda, sürekli yer değiştirilen mekandan ziyade tek bir mekanda olmaları kaygı seviyesini azaltır.
- Altı aya kadar olan süreçte çocuk rutin oluşturur ve karanlık-aydınlık konforunu ağlayarak gösterir.
- 34:43Çocukların Emzik, Biberon ve Parmak Emmesi
- Altı aylık bir çocuğun parmak emmesi normal olmamalıdır, emzik ve biberon sakinleştirici amaçlı kullanılır.
- Çocuklar altı aya kadar parmak emmeyi yapabilir, yedi aydan sonra parmak emmesi yerine meme veya yalancı emzik kullanılmalıdır.
- Emzik alıştırılmalı çünkü emme sırasında serotonin yükselir ve çocuk mutlu hisseder, ancak emzik ağzına tıkanmamalıdır.
- 36:18Anne-Çocuk İlişkisi ve Emme
- Altı aylık, yedi aylık, dokuz aylık, on aylık, on iki aylık çocuk hala emiyorsa veya parmağını sürekli götürüyorsa kaygı belirtisidir.
- Çocuk parmak emmesi durumunda kendini güvende hissetmediğini ve bir eksikliği olduğunu gösterir, bu genellikle anne ile iletişim sorunundan kaynaklanır.
- Emzirme sadece doyurmak değil, bir haz ve mutluluktur; emzirme sırasında göz teması, dokunma, sarılma ve konuşma önemlidir.
- 39:12Yalancı Emzik ve Biberon Kullanımı
- Yalancı emzik bir buçuk yaşına kadar bırakılabilir, konuşmaya başladıklarında diş yapısı ve çene yapısına zarar verebilir.
- Biberon iki yaştan sonra üç buçuk-dörde kadar devam edebilir, ancak mümkün olduğunca iki buçuk yaşta bitirilmelidir.
- Çocuk emziği vermiyorsa, bu ciddi bir duygusal boşluk belirtisidir ve anne çocuğun ihtiyaçlarını anlamaya çalışmalıdır.
- 41:40Tırnak Yeme ve Saç Koparma
- Tırnak yeme, tırnak et koparma, saç yolma gibi davranışlar genellikle dört-altı yaş arası kaygı belirtisidir.
- Tırnak yeme ciddi bir öfke, kaygı veya değersizlik hissi ifadesidir ve çocuğun hangi zamanlarda yaptığı gözlemlenmelidir.
- Tükürük atma kurtulmak istediği bir duygu olduğunu, eti yiyip yutmak ise başa çıkamadığı bir durumu gösterir.
- 44:05Göz, Kaş ve Kirpik İlişkisi
- Kaş ve kirpik gözle yakın ilişkide olup, kirpik koparmak ve kaş koparmak önemli bir semboldür.
- Kaşlar ve kirpikler koruyucu unsurlar olarak görülür, özellikle kaşlar anne figürüne benzetilebilir.
- Çocuklar çizimlerinde kaşları ve kirpikleri çizme şekilleri, özellikle çok kalın veya hiç çizmeme durumları, çocuklarda kaygı belirtileri olabilir.
- 45:51Sağ ve Sol Tarafın Anlamı
- Sağ taraf anne, sol taraf baba olarak nitelendirilir çünkü anne ana rahim olarak gelecektir, baba ise geçmişin kaydıcısıdır.
- Nörolojik bağlantılarda sağ taraf gelecektir ve annedir, sol taraf geçmiştir ve babadır.
- Anne, hayatın her aşamasında var olur ve kontrol eder, bu nedenle sağ tarafta yer alır.
- 47:14Çocukların Oyun ve Çizimlerindeki İpuçları
- Çocukların çizimlerinde kaş ve saçın çok ayrıntılı veya hiç çizilmemesi, kaygı belirtisi olabilir.
- Çocukların oyunlarında bebeği yavaş koyup, dikkat et diye uyardığı veya korku ve kaygı içeren cümlelerle oyun kurduğu durumda ciddi bir sıkıntı var demektir.
- Anne ve babalar çocukların oyunlarını izleyerek, "Neden ağlıyor?" gibi sorularla çocuklara yaklaşabilirler ve çocuklara kendi duygularını aktarabilecekleri bir ortam sağlayabilirler.
- 50:53Dış Faktörlerden Kaynaklanan Korkular
- Çocukların dışarıdaki insanlardan, doğal olaylardan veya belirli seslerden korkması, evdeki psikolojik dinamiklerden kaynaklanmayabilir.
- Çocukların dışarıdan korkmasının iki temel sebebi vardır: çok güvenli bir alanda yaşamak ve dışarıda korkutucu deneyimler yaşamak.
- Trafik kazaları gibi olayların sesleri ve durumları, çocuklarda ciddi travmalar ve korkulara yol açabilir.
- 53:07Çocuklara Hayatın Parçalarını Hazırlama
- Çocuklara ambulans, polis arabası ve itfaiye gibi sesleri evde oyunla göstermek, onları hayatın parçası olarak hazırlamalıyız.
- Çocuklar dışarıda bu sesleri duyduğunda travmatize olmamalı, bunlar hayatın doğal parçaları olarak kabul edilmelidir.
- Çocuklara bu mesleklerin ne kadar önemli ve hayat kurtarıcı olduğunu anlatmak gerekir.
- 54:11Çocukların Dışarı Çıkma Sorunu
- Çocuklar iki durumdan dışarı çıkmaz: çok korundukları için veya dışarıda bir duruma maruz kaldıkları için.
- Çocuk çok korunuyorsa, sık sık dışarı çıkarılıp gezdirilmelidir.
- Dışarıda bir travmatik durum yaşandığında, aile danışmanla görüşmelidir.
- 54:54Çocuklarda Kaygıya Bağlı Davranış Bozuklukları
- Psikodrama, terapilerin önemli bir parçasıdır.
- Tırnak yiyen, saç, kaş veya kirpik yollayan çocuklarda acı şeyler sürmek veya ojeler sürmek tehlikeli bir yöntemdir.
- Bu durumlarda oyun, ilişki, iletişim ve dokunma gibi yöntemler tercih edilmelidir.
- 55:51Ebeveynlerin Rolü
- Ebeveynlerin sakin olması ve derin nefes alması çocuklarda sakinlik yaratır.
- Çocuklar ebeveynlerini rol model alır ve zamanla onların davranışlarını taklit eder.
- Programda çocuklarda kaygıya bağlı davranış bozukluklarının tedavisi ve ebeveynlerin yapması gerekenler hakkında bilgi verilmiştir.