Buradasın
Türkiye'de Fantastik ve Bilim Kurgu Edebiyatı Üzerine Röportaj
youtube.com/watch?v=5hRf-Uq1tUsYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- IMC TV Kültür Sanat programında, Fantazi ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği (FABİSAT) başkanı Yiğit Değer Bengi ve derneğin üyesi Volkan Dalkılıç ile bir röportaj gerçekleştiriliyor. Ayrıca Volkan (yayıncılıktan) ve diğer yazarlar da sohbete katılıyor.
- Röportajda Türkiye'de fantastik ve bilim kurgu edebiyatının durumu, FABİSAT'in kuruluşu ve amacı ele alınıyor. Konuşmacılar, bu türlerin Türkiye'deki gelişimi, 1970'lerin sonundan 1990'ların sonuna kadar olan iki önemli dönem, çeviri edebiyatının etkisi ve Türk folklorundaki vampir gibi karakterlerin yabancı görünmesi gibi konuları tartışıyor.
- Ayrıca Türkiye'de çekilen korku filmlerinin sorunları, fantastik edebiyatta yerel ve evrensel motiflerin kullanımı, Tolkien'in ırkçılıkla ilişkisi ve derneğin fantastik edebiyat türünün gelişmesi için yapacağı çalışmalar hakkında bilgiler paylaşılıyor. Röportajın son bölümünde derneğe üye olma koşulları da anlatılıyor.
- 00:12Fantazi ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği
- Fantazi ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği (FABİSAT), Türkiye'de bu türlerin ana akımın alt tür olarak konumlandırıldığı boşluğu doldurmak için kuruldu.
- Dernek, fantazi, bilim kurgu ve korku türlerindeki yazarları, çevirmenleri, çizerleri ve editörleri bir araya getirmek ve bu türün ne olduğunu daha iyi anlatabilmek amacıyla faaliyet gösteriyor.
- Bu türler Türkiye'de işlediği konular ve hitap ettiği kitle bakımından ana akım edebiyattan ayrıksı olarak görülüyor.
- 01:08Türkiye'de Fantastik Edebiyat Algısı
- Türkiye'de edebiyatta her zaman gerçeğin arayışı vardır ve hayal gücünün sınırlarını zorlamak edebiyat zevkini düşürür gibi algılanıyor.
- Türkiye'de edebiyattan çok fazla şey beklenen bir toplum olduğu için, fantastik edebiyat alt tür olarak görülüyor.
- Batı'da muhalefetin ilham kaynaklarından biri olan bilim kurgu ve fantezi, Türkiye'de daha çocuksu algılanan bir tür haline gelmiş.
- 03:10Fantastik Edebiyatın Türkiye'deki Gelişimi
- Fantastik edebiyat 1990'ların sonlarına doğru Türkiye'de yükselişe geçti ve kaçış edebiyatı olarak adlandırılmaya başladı.
- Fantastik edebiyatın kaçış edebiyatı olarak görülmesinin sebebi, semantik düzeyde gerçeklerle ilgilenmiyormuş gibi görünmesinden kaynaklanıyor.
- 1990'lardaki yükselişe, "Yüzüklerin Efendisi" ve "Harry Potter" çevirileriyle ve onların yol açtığı diğer çeviri ve romanlarla büyük katkı sağlandı.
- 05:35Derneğin Yapısı ve Çalışmaları
- Dernek, fantastik, bilimkurgu ve korku türlerini en geniş çerçevesiyle ele alıyor ve hangi sanat dalı olursa olsun tüm üreticileri bir araya getiriyor.
- Dernekte Sevin Okyay, Sadık Yemli, Barışın Müstecaplıoğlu, Doğu Yücel, Kutlukan, Kutlu, Taylan Biraderler ve Orhan Duru gibi isimler bulunuyor.
- Dernek, Cumhuriyet tarihinin başından beri bu türlerde üretilmiş eserleri bir araya toplamak için arşiv çalışması yapıyor ve bu türlerde eser verecek sanatçıları destekleyecek bir ödül düzenlemeyi planlıyor.
- 08:35Türkiye'de Fantastik Edebiyatın Gelişimi
- Türkiye'de fantastik edebiyatın gelişimi iki önemli dönemle değerlendiriliyor: 2000'lerin sonrasında Barışın Sıcaklığı ile başlayan dönem ve 1970'lerin sonu-1980'lerin başında yaşlı neslin ciddi bilim kurgu hayranlığı.
- 1970'lerin sonu-1980'lerin başında Arthur C. Clark ve Isaac Asimov gibi bilim kurgu yazarlarının eserleri çevrilmiş ve Ankara'da "X Bilimkurgu" adlı bir dernek kulüp girişimi başlatılmış.
- 1990'ların başında yaşanan sıçrama ile fantastik edebiyat okuru, dinleyicisi ve izleyicisi oluşmuş, ancak bu sıçrama ülke koşullarından dolayı hızlı ama sakat büyümesini sağlamış.
- 11:19Fantastik ve Bilim Kurgu Edebiyatının Eleştirisizliği
- Fantastik kurgu ve bilim kurgu yazarları eserlerinin çoğunu eleştirilmeden bir sonraki eserlere devam ettiler.
- Fantastik ve bilim kurgu okur ve izleyicisi kendi olanı sahiplendiği için, ana akımda sahiplenmeyi reddettiği için eleştirisiz bir ortamda büyüyen bir edebiyat var.
- Konuşmacı, Türkçe fantastik öykülerden, 80 dönemi, ihtilal zamanının körüklediği şeylerden ve yeni nesil bilim kurgu kitaplarının sembollerinin Türkiye'nin hangi dönemindeki toplumsal yaşamdaki yansımalarına kadar inceler olsa da okusam diye çok ister.
- 12:44Çeviri Edebiyatının Etkisi
- Türkiye'de son yirmi senede hızla çeviri yapılmaya başlandığında, yayınevleri ve çeviriler arttıktan itibaren o çevirilerle yetişen kuşağın yarattığı edebiyat da ister istemez çeviri edebiyata benzemeye başladı.
- 90'lı yıllarda edebiyatla yakından uğraşmaya başladıklarında Türk edebiyatını Batı edebiyatını kendilerine örnek almış ve çeviri üzerinden edebiyata ilerliyorlardı.
- Türkçede yazarken Türkçenin kendi rengini kullanmaya başlamaları çok sıkıntılı bir dönem geçirmişler.
- 14:05Çeviri Edebiyatının Olumlu ve Olumsuz Yönleri
- Çeviri edebiyatının yoğun olmasının o kadar zararlı olmadığını düşünüyorlar, çeviriler iyi olursa.
- Yaşar Kemal'in İlyada, Azrail Hat, Eyüboğlu ve Shakespeare çevirilerinin bir kuşağa edebiyat dili vermişliği vardır.
- Erkeğin ve Bülent'ın Yüzüklerin Efendisi çevirisi, yeni kuşak fantazya yazarlarının eserlerindeki dilde ondan çok fazla iz bulabilirsiniz.
- 15:01Fantastik Edebiyatın Yayınevleri Tarafından Görülmesi
- Fantastik edebiyat Türkiye'de yayınlanmaya başladığında çok kötü çevirilerle yayınlanmaya başladı.
- Ana akım edebiyatı üreten yayınevleri ve ana akımda yetişmiş editörler bunu bir edebiyat türü gibi görmediler, kolayca satılıp kolayca geri dönüşüne alınacak kısa dönem bir damarı gibi gördüler.
- Çevirilerin çoğu özensiz olduğu için, kötü çevirilerle güçlü eserler bir araya gelince kitlenin yabancı dilde bilmiyorsa okumak zorunda olduğu eserlerin dili kötü olmuş oldu.
- 16:33Türk Folkloru ve Kahramanlık
- Türkiye'de fantastik edebiyat olup olamayacağı sorununun aslında folklor olması asıl sorun.
- Marvel ve DC çizgi romanları Amerika'nın folkloru sayılır, oluşturdukları ikonlarla, hikayelerle, kahramanlarla, mesajlarla Amerika her şeyini baştan kuran bir ütopya toprakları olarak gözünü açtığı için dünyaya kendi folklorunda, mitolojisinde çizgi romanlarla oluşturdu.
- Amerika kuruluş zamanında doğum sancıları gibi acılar çektiği için kendi kahramanlarını, onları o dertlerden azat edecek kahramanları ürettiği mitolojisini kurdu.
- 17:45Doğu ve Batı Arasındaki Kahramanlık Anlayışı
- Türkiye'de kahraman yok, en azından konuşmacının bildiklerinde yok, olanların hepsi emirkulu oluyor.
- Doğu bin yıllardan beri yönetim erkine sahip, makamı tanrısallaştırarak yönetimi başkaldırıyı Tanrı'ya başkaldırı olarak görmüştür.
- Batı ise Tanrıları dize getiren kahramanlara sahip, Prometheus doğuda yok.
- 18:38Türk Kahramanlık Profilleri
- Batıya bakıldığında Konan, Malkoçoğlu, Burak Bey, Tarkan gibi karakterler görülüyor.
- Malkoçoğlu Fatih'in fedaisi, Burak Bey Cengiz Han'ın askeri, Tarkan Atilla'nın emirkulu, bunların hepsi kendisinden daha büyük bir ülkeye hizmet eden ve canlarını onun uğrunda gözlerini kırpmadan teslim edebilecek memurlar.
- Kahraman profilinin henüz oturmamış olması ve rol model olarak konulan insanların hepsinin büyük misyonlar için ölmeye değer insanlar olması, benzer bir malzeme üretilme zorluğunu tetikliyor.
- 20:18Korku Edebiyatı ve Türk Folkloru
- Folklorik olmayan vampirin, bize ait olmayan bir tür vampirin bu topraklara ait olmadığını biliyoruz.
- Recep diye bir vampir ürkütücü değil, komik geliyor ama diğer taraftan baktığımızda bu topraklara ait birkaç figürün korku edebiyatında kullanıldığını da biliyoruz.
- Türk edebiyatında da belki korkunun başka bir sıkıntısı var.
- 21:15Korku Filmlerinde Türkiye'deki Sorunlar
- Bir unsurun metinde çalışmadığını sorgulamak için yetkin bir edebi eleştiri yapmak gerekir, bu karakterin kullanımı biçiminden veya hikayenin omurgasından kaynaklanabilir.
- Türkiye'de çekilen korku filmlerinde genellikle iki sorun var: ya bu işi yapmayı bilmiyoruz ya da olmuyor.
- Korku filmlerinin üretimi az olduğu için, yazarlar ve prodüksiyon ekibi bu türden alışık değil, bu da elden ele geçen, gelişen bir tecrübe oluşturamamasına neden oluyor.
- 25:29Yerel ve Evrensel Motifler Tartışması
- Drakula İstanbul gibi başarılı bir film olmasına rağmen, "İstanbul" sözcüğü işi komediye çevirmeye yetiyor.
- Fantastik edebiyatta "yerel mi, evrensel mi?" tartışması var; bazı yazarlar evrensel simgeleri kullanabilirken, diğerleri Türk, etnik veya dini motifleri tercih ediyor.
- Dernek, bariz biçimde ayrımcılığa, ırkçılığa ve nefret suçlarına baran mesajlar olmayan eser sahiplerinin iyi olabileceğine dair geniş bir madde içeriyor.
- 27:52Tolkien ve Stereotipler
- Tolkien'in ırkçı olduğuna dair tartışmalar var, ancak bu tür analizler günümüz seviyesinde isabetli değil.
- Her toplumun kafasında diğer toplumlarla alakalı önyargılar ve stereotipler var, bunlar mesaj aktarmada yazarın bilinçsizce kullandığı araçlar haline geliyor.
- Stereotipler, hitap ettiği halkın kafasındaki düğmeleri açıp mesajları yakmakta kullanılan önemli araçlar.
- 29:51Dernek Çalışmaları ve Üyelik
- Dernek, fantastik türünün bir edebiyat türü olduğunu ve ana akım edebiyatta da fantastik kullanıldığını hatırlatmak için etkinlikler yapacak.
- Dernek, eser veren, üreten kişilerin (yazarlar, çizerler, çevirmenler) ve bilgisayar oyunlarının yapımında yer almış sanatçıların üye olmasını öngörüyor.
- Ayrıca eleştirmen, kuramcı ve bu konuda yayın yapmış bilim adamları da derneğe üye olabilir.