Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir şairin "İç Ses" adlı şiirini okuduğu bir performanstır. Şiirde bir kadın karakterin iç dünyası ve yaşadığı deneyimler anlatılmaktadır.
- Şiir, "İç ses diye söylendim" ifadesiyle başlayan ve tekrarlanan bir yapıya sahiptir. İçerikte çocukluk anıları, aile ilişkileri, aşk, kayıp, özlem ve hayatın zorlukları gibi temalar işlenmektedir. Şiir, ahlat ağacı, tren kuyruğu, çorba pişirme gibi günlük hayattan örneklerle zenginleştirilmiş ve "nergis kokulu cehaletim" gibi metaforlarla zenginleştirilmiştir. Video, şiirin sonunda "vasiyetimdir bin ahımın hakkı toprağa kalsın" sözleriyle sona ermektedir.
- 00:05İç Ses ve Hayat Deneyimleri
- Konuşmacı, bir şiir yazmaya çalışırken "yağmur çamurlu bir elbise dikiyor şehre, sıkılıyor" gibi bir başlangıç yapmış ve bu şiire böyle başlanamayacağını düşünmüş.
- Çocukken Tanrı'ya erimeyen kırmızı bir bonbon şekeri yollamasını dua ederken, şimdi Tanrı'ya olanların ağırlığından kendisini korumasını istiyor.
- Hayatın ortasında kaybolmak istemiş, Tanrı'nın arkasına saklanmak istemiş ve kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmış.
- 02:54Çocukluk Anıları
- Güzin ablası kitaplar olan bir kızdı ve içi sıkılmasa tek bir satır bile okumazdı.
- Taş bebeği ters çevrilince ağlardı ve konuşmacı derdini demeyi taş bebeğinden öğrenmiş.
- Kırmızı çantasında bayram harçlıkları olmasa, insan çıtır ekmeği ısırdığında kırıklar kucağına dolar ve orada umudun tarlasıdır.
- 03:55Ahlat Ağacı ve Hayat Felsefesi
- "İç ses" diye söylendikten sonra, "böyle demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim" demiş.
- Ahlat ağacının çok dikeni vardı, ulaşılmazdı ve insanlar ona sarılmak istese bile o sana sarılmazdı.
- Ahlat ağacı yaşlanmaya başlayanların, itiraf edilememiş aşkların ve evde kalmış kızların ağacıydı.
- 05:50Yaşamın Farklı Boyutları
- Ahlat'ın başında iki yaşında ahlar ağacı gibi rengarenk çaputlar bağlamış ve her istediğini vermiş.
- Dalgınlığında at arabasıyla kağıt toplayan çingene kadınları görmüş ve kadınların mı yoksa kağıtların mı memeleri kocaman olduğunu şaşırmış.
- Öfkesiyle kızıl yeleler terli alnına yapışırdı ve "ne eğere gelirsin ne de semere" derlerdi ona.
- 07:22Aile ve Anılar
- Mavi gözleri olan kara yağız bir şehirde yaşamış ve bahçedeki ağaç ilk üç vişneyi verdiğinde annesi çok sevinmiş.
- Annesi çok sevinmelerin kadınıydı ve bazen sevinince rengarenk reçeller dizerdi Kadir'in raflarına.
- Mutfağa gidip domates çorbası pişirmiş ve çoktandır öksüz olan mutfakta buğulandı ve ağladı camlar.
- 09:43Kuyruk ve Hayat Felsefesi
- Anneden kalma maaş her üç ayın sonunda sevinirdi ve sarımsak kokulu föt şapkalı amcalarla kuyruktan muhabbet ederlerdi.
- Fötr şapkalı amcalardan biri "mutlaka" derdi ve kuyruk öfkeyle kıpırdanırdı.
- Her sabah karnına şiir için düelloya gelmiş bir sevgili gibi "daha yazacak mısın?" sorardı ve "hayır" derdi.
- 11:11Yazgı ve Son Vasiyet
- "Kaderden kaçılmaz ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi tırnaklarıyla düzeltemiyor insan" demiş.
- Sarı yazgını her sonbahar biraz daha fazla ömür yaptı ve maviye de yeşile de diri dönmez ömrünün artık.
- Vasiyeti olarak bin ahının hakkı toprağa kalsın diye ahlar ağacından meyve toplamasını istemiş.