Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kartuş Daire Sekiz adlı bir sohbet programının bir bölümüdür. Programda Ahmet Hoca, Şamil, Emre, Levent Abi, Batuhan ve diğer katılımcılar yer almaktadır.
- Sohbet, Fyodor Dostoyevski'nin edebi hayatı, eserleri ve etkileri üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, Dostoyevski'nin neden popüler bir yazar olduğu, edebi gelişimi, nihilizm döneminden varoluşçu edebiyata dönüşümü, Rusya ve Türkiye arasındaki kültürel benzerlikler ve Dostoyevski'nin Nietzsche, Varoluşçuluk, Kafka gibi felsefi akımlara etkisi gibi konuları tartışmaktadır.
- Ayrıca sohbette, Dostoyevski'nin karakterlerin kendi dilini üretmesi, monolojik ve biyolojik yapıları gibi teknik özellikleri, amatör okuyucuların edebiyata bakış açıları, sosyal medyanın edebiyata etkisi ve "ters elitizm" kavramı gibi konular da ele alınmaktadır. Program, edebiyatın felsefi ve filozofik boyutlarıyla ilgili derinlemesine bir inceleme sunmaktadır.
- 00:08Dostoyevski'nin Popülerliği
- Kartuş Daire Sekiz Sohbeti'nde Dostoyevski konusu ele alınıyor.
- Dostoyevski, kitap okuyan olup olmadığına bakılmaksızın herkesin duyduğu bir isimdir.
- Dostoyevski'nin ismi sürekli örnek verilirken, neden Tostoy veya Çehov değil, Dostoyevski olduğu merak edilir.
- 01:34Dostoyevski'nin Edebi Deneyimi
- Borgen, Dostoyevski hakkında "ilk defa okumak deniz'i veya güneş'i ilk defa görmek gibi" bir deneyim olduğunu belirtmiştir.
- Dostoyevski ile ilk kez tanışmak bir dönüm noktası gibi bir şey olur ve hangi kitabı okunduğuna bağlıdır.
- Dostoyevski, Sibirya sürgününden döndükten sonra yazdığı "Suç ve Ceza", "Karamazov Kardeşler", "Yeraltından Notlar" gibi kitaplarla tanındı.
- 03:01Dostoyevski'nin Edebi Özellikleri
- Dostoyevski okurken davudi sesten kurtulmak zordur ve okuyucuyu karakterlerden biri yapar.
- Dostoyevski'nin belli bir his hissettirdiği, ilk defa karşılaşma duygusu veya dönüm noktası yarattığı belirtiliyor.
- Dostoyevski, dünyada yalnız olmadığımızı ve içimizde küçük bir korku hissettiğimizi anlatarak okuyucuya gerçek bir deneyim sunar.
- 04:37Dostoyevski'nin Popülerliğinin Nedenleri
- Dostoyevski, 19. yüzyıl realizmi bağlamında büyük romancılardan biri olarak popüler hale gelmiştir.
- İlk romanı "İnsancıklar"ı yazdığında dönemin ünlü eleştirmeni Belinski tarafından çok överilmiştir.
- Belinski'nin övgüsü Dostoyevski'nin mühendisliği ve askerliği bırakıp edebiyata yönelmesine vesile olmuştur.
- 06:48Dostoyevski'nin Edebi Önemi
- Dostoyevski'nin diğer yazarlardan daha fazla anılmasının sebebi açtığı kapılar olarak görülür.
- Dostoyevski, Avrupa kökenli olan roman türüne Avrupa dışındaki en önemli katkı sağlamıştır.
- Dostoyevski, modern romana göz kırparken aynı zamanda romanın ilk kaynağına göz kırptığı için bugün hala önemlidir.
- 09:57Rus Edebiyatı ve Türkiye İlişkisi
- Türk romancılara en büyük roman sorulduğunda genellikle Tolstoy'un "Savaş ve Barış" veya Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" adı verilir.
- Rusya ve Türkiye, Doğu ile Batı arasında farklı bir kültüre ve siyasi çıkmaza sahip olmaları nedeniyle benzer kültürleşme süreçlerine sahiptir.
- Dostoyevski'nin yazılarında ve romanlarında Türkiye ile ilgili birçok konu bulunmaktadır.
- 11:43Rusya ve Türkiye İlişkilerinin Edebiyat Üzerindeki Etkisi
- Dostoyevski, Rusların İstanbul'a karşı duyduğu sevdasından vazgeçmesi gerektiğini düşünürken, Türklerden negatif bakış açısı sergilemiştir.
- Yaklaşık 500-600 yıldır iki ülke birbirinin en büyük düşmanı olmuş, bu durum entelektüel ve kültür yapılarına yansımıştır.
- İstanbul'a gelen Beyaz Ruslar, Türkiye'nin Rus kültüründen etkilendiğini gösterirken, özellikle Doğu bölgesi İslam kültürüne de etkilenmiştir.
- 12:37Rusya ve Türkiye'nin Batılılaşma Süreci
- Norman Davis'ın "Avrupa Tarihi" kitabında Rusya'nın Avrupa ülkesi olup olmadığı tartışılırken, Türkiye de batılılaşmaya çalışan bir toplum olarak benzer özelliklere sahiptir.
- Her iki ülke de askeri geleneklerini benimseyerek kendilerini öldürmeye çalışan toplumlar olarak tanımlanabilir.
- Dostoyevski, felsefeye büyük katkılar sunmuş bir yazar olup, bulunduğu toplumun tarzına düşüncelerini yansıtan bir yazar olarak değerlendirilir.
- 14:07Dostoyevski'nin Edebiyat Kariyeri
- Dostoyevski'nin "Beyaz Geceler" romanı, Rus romantiklerinin tarzında yazılmış en saf ve melodram romanı olarak kabul edilir.
- Tolstoy, Dostoyevski hakkında güzel sözler söylemiş olsa da, Dostoyevski'nin Tolstoy hakkında benzer sözleri yoktur.
- Dostoyevski, eleştirmenlerin sözlerini önemsiyor ve bu durum onun kariyerinde önemli bir rol oynamıştır.
- 17:52Dostoyevski'nin Hayatı ve Edebiyat Ortamı
- Dostoyevski, farklı diller biliyor ve sosyalizme gönül vermesi nedeniyle idam cezası almış, sonra bu ceza ortadan kaldırılıp on yıl Sibirya'da kürek cezasına çektirilmiştir.
- Dostoyevski, yaşantısında değişken bir politik bakış açısına sahip olup, sosyalistlerden etkilenmesi ve daha sonra panslavizme yönelmesi görülmüştür.
- Edebiyat ortamında popüler olduktan sonra bu popülerliği sonuna kadar kullanmış, ancak Turgenyev gibi yazarlar onun kitaplarını "çöp" olarak nitelendirmişlerdir.
- 20:43Dostoyevski ve Turgenyev İlişkisi
- Turgenyev büyük romancıken, Dostoyevski daha yeni başlayan bir romancıydı ve Turgenyev onu çok eleştirirdi.
- Dostoyevski yurt dışına çıkıp Turgenyev ile buluştu, ancak sevgilisi ve kumar oynadığı konuları ondan gizledi.
- Turgenyev, Dostoyevski için bir otorite ve hayatına yön veren bir figürdu, hatta "Babalar ve Oğullar" romanı Dostoyevski'ye karşı bir reddiye olarak okunabilir.
- 21:56Dostoyevski'nin Etkisi ve İzleri
- Dostoyevski, varoluşçu edebiyatın esin kaynağı olup, izlerinin net olarak görüldüğü bir yazardır.
- Dostoyevski'nin sinemada izleri sık görülmektedir.
- Türkiye ve Rusya toplumları arasında benzerlikler ve karşıtlıklar bulunmaktadır.
- 22:45Rusya ve Türkiye'de Sanat Karşılaştırması
- 19. yüzyılda Rusya'da aristokrasi ve Kuğu Gölü, Baleler gibi evrensel nitelikli sanat eserleri ortaya konuluyordu.
- Türkiye'de 19. yüzyılda sanat evrensel olamayan, yerel bir yapıda gelişti.
- Osmanlı'da aristokrasi paşalar arasında doğarken, burjuva sınıfı yoktu ve bu durum sanatın halka yayılmasını zorlaştırdı.
- 24:52Dostoyevski'nin Felsefi ve Siyasi Yaklaşımları
- Dostoyevski'nin temel meselesi muhafazakarlık bunalımı, Tanrı'yı sorgulama ve Hristiyanlığın sorgulanmasıydı.
- İlk dönemlerinde nihilizme yakın olan Dostoyevski, sürgünden sonra nihilizme karşı mesafeli ve eleştirel bir tutum geliştirdi.
- "Cinler" romanında sol kesim, muhafazakar kesim ve örgütçülük eleştirileri yapılmıştır.
- 26:59Dostoyevski'nin Dönüşüm Süreci
- Dostoyevski, modernleşmeye benzer bir süreç yaşadı ve yaşam tarzında sürekli git-gel etti.
- Sibirya sürgününden sonra düşüncelerini değiştirmeye başladı, ancak batılı gibi olmak istese de batılı olanlara karşı mesafe tuttu.
- Dostoyevski, ekonomik anlamda da önemli tespitlerde bulunmuş, "Suç ve Ceza" romanında karakterlerinden biriyle serbest piyasa felsefesini önceden öne sürmüştür.
- 30:31Dostoyevski'nin Kişisel Durumu ve Eserleri
- Dostoyevski sürekli ekonomik sıkıntının içindeydi ve bu durum eserlerine yansıdı.
- Dostoyevski, kendini kumara vurmak, alkolün pençesine düşmek gibi rezilliklerle uğraşmak zorunda kalmıştı.
- Dostoyevski, evsizlere ve fakirlere şarap ısmarlayıp hikayelerini dinleyerek malzemesini topluyordu, bu da eserlerinin gerçekliğini artırıyordu.
- 31:19Dostoyevski'nin Edebi Stili ve Eleştirileri
- Dostoyevski karakterlerini çok iyi okuyor ve insanı kendince çelişkileriyle iyi biliyor.
- Tostoy'la kıyaslayanların en büyük eleştirilerinden biri, Dostoyevski'nin sorunları göstermesine rağmen çözüm önermediği yönüydü.
- Dostoyevski, eserlerini hızlı yazmasının sebebi borçları ve kumar borçlarını ödemek istemesiydi.
- 34:04Dostoyevski'nin Dini İnançları ve Eleştirileri
- Dostoyevski inançlıydı ve "Karamazov Kardeşler"deki Alyoşa karakterinin inançlı yönü onun kendi inançlarından bir yansımasıydı.
- Aynı romanda ünlü mahkeme sahnesi ve ciddi din eleştirileri de yer alıyordu.
- Dostoyevski'nin en büyük ikilemi, insan doğasının gerekliliklerini yerine getirmek mi yoksa dinin gerekliliklerini mi yerine getirmekti.
- 35:36"Suç ve Ceza" Romanı ve Raskolnikov Karakteri
- Raskolnikov'un vicdan azabı çekmesinin asıl sebebi, cinayet işlemiş olması değil, sıradan bir insanken sıradışı bir insanın yapacağı şeyi yapmasıydı.
- Raskolnikov, Sibirya sürgüne giderken "üstün insan olmanın gerekliliğini yerine getirdim" duygusuyla huzur içindeydi.
- Dostoyevski, toplumsal yasaların insan davranışlarını belirleyen ne kadar doğru olduğunu sorguluyordu.
- 38:46Mühendislik ve Edebiyat İlişkisi
- Dostoyevski, Oğuz Atay ve Murat Gülsoy gibi iyi yazarlar mühendislerden çıkmıştı.
- İlk Cumhuriyet döneminde sosyal bilimlere yapılan yatırımlar kesilirken, mühendislik ve fen bilimlerine yapılan yatırımlar devam etti.
- Sosyal bilimciler entellektüelleşmede geri kalarak, mühendisler ve fen bilimcileri ciddi anlamda entellekte batı görerek gelişti.
- 42:12Türk Modernleşmesi ve Şiir
- Türk modernleşmesi sürecinde sosyal bilimcilerle şiir sanatının eş zamanlı geliştiği toplumlarda Nazım Hikmet gibi yazarlar ortaya çıkmıştır.
- Nazım Hikmet toplumsal şiirler yazarken, eleştiri gibi şiirler yazabilen bir vatan hain olarak tanınmıştır.
- 70'ler-80'ler darbeleri arasındaki dönemde şiir yazmaya başlayanlar "Alacakaranlık Kuşağı" olarak tanımlanmıştır.
- 43:19Modern Sosyal Bilimciler ve Edebiyat
- Modern sosyal bilimciler daha çok işin teorik kısmıyla ilgilenir, roman kuramı gibi konuları ele alırken kurmacayla pek fazla ilgilenmezler.
- Bernamo, Rajale, Parla gibi teorik konularda iyi olanlar kurmaca bir yapıtı yoktur.
- Tesla'nın sosyal bilimler yönünde gelişmiş bir yönü olsaydı veya yanında bu alanda gelişmiş bir arkadaşı olsaydı, Mars'taki uzaylılarla iletişim kurduğunu iddia etmezdi.
- 44:42Dostoyevski'nin Etkisi
- Dostoyevski'nin edebiyatı, gerçekte ayağının bastığı yer ile kafada kurguladığı yerin bir zaman sonra birbirinden kopmasıyla alakalı temaları kullanmaya başlamıştır.
- Russell'un "Kötülüğün Tarihi" kitabında, Dostoyevski'nin "Karamazov Kardeşler"indeki meşhur mahkeme sahnesiyle giriş yapmaktadır.
- Nietzsche'nin "Üstün İnsan" (Übermensch) kavramı, Dostoyevski'nin sıradan olmayan insan kavramını referans alarak oluşturulmuştur.
- 46:48Dostoyevski'nin Felsefi Etkisi
- Riche Bosch, Dostoyevski'yi bir filozof olarak görüyor ve onu kendisine doğru düzgün bir şeyler katan tek yazar olarak tanımlamaktadır.
- Varoluşçuluğun kurucularından biri olan Kierkegaard, Dostoyevski'nin etkisinden sonra tamamen etkilenmiştir.
- Kafka'nın "Dönüşümü" ve "Yeraltı Adamı" arasında bir bağlantı kurulmuştur, "Yeraltı Adamı" varoluşçuluğun girişidir gibi kabul edilmektedir.
- 48:26Dostoyevski'nin Diğer Yazarlar Üzerindeki Etkisi
- Dostoyevski'nin dini görüşü felsefesini etkilemez, kitabından örnek vererek "Dostoyevski Hristiyandır" demek metnin özerkliğinden sapmak gibi olur.
- Calvino'nun "Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu" romanında "Suç ve Ceza" parçacıkları bulunur.
- Oğuz Atay'ın "Tehlikeli Oyunlar"da "Yeraltı Adamı"ndan alınmış gibi görülen "haha gülme" efekti vardır.
- 49:57Dostoyevski'nin Sinema Üzerindeki Etkisi
- İngmar Bergman'ın çoğu filmi Dostoyevski etkileri taşır.
- Bergman'ın 60'lı yıllarda çektiği siyah beyaz filmler arasında "Persona" ve "Tanrı Üçlemesi" bulunmaktadır.
- Bergman'ın bazı filmlerinde Christian bir papaz anlatılmıştır.
- 50:57Şiir ve Bilim İlişkisi
- Yavuz Nazım Hikmet'in Şeyh Bedrettin Destanı hakkında yazdığı metinde, 1300'lü yıllarda yazılan bir metinde şiirin hem mitolojik hem de bilimsel bilgiyi birleştiren bir bağlayıcı olduğu belirtiliyor.
- Foucault'a göre aydınlanmaya kadar olan metinlerde şiirin diğer sosyal bilimler ve düşünce metinleri arasında bir bağlayıcı olduğu, ancak aydınlanmadan sonra şiirin kendi varlığını kazandığı ve retorikten sıyrıldığı söyleniyor.
- Aydınlanmadan önce yazılan şiirsel metinlerin tarih metni gibi okunabileceği, bu durum Homeros'un İlyada ve Odyssesinden bahsedilerek vurgulanıyor.
- 53:02Modern Şiir ve İkinci Yeni
- 1960 sonrası şiirinin 1950'lerde doğan ikinci yeni etkisini uzun süre devam ettirdiği ve hala Gezi ile birlikte "hortluyor" olduğu belirtiliyor.
- Mühendislerin yazarlar olarak içerikten çok biçimsel katkı yaptıkları, değişkenleri kontrol altına alarak diğer değişkenlerin etkisini hesaplama konusunda roman sanatına katkı sağladıkları söyleniyor.
- Orhan Pamuk'un "Saf ve Düşünceli Romancı" kitabında, roman yazmanın araba kullanmaya benzediği ve dikkatimiz çoğu zaman yolda olmasına rağmen, refleksif olarak birçok şey yapabildiğimiz belirtiliyor.
- 55:15Okuma ve Amatör Okuyucu
- Günümüzde okumamanın ayıp olduğu düşünülse de, edebiyat ve sanat eleştirisi artık entelektüel işi gibi görüldüğü belirtiliyor.
- Dostoyevski'nin yazıları tefrikalar halinde gazetelerde basıldığı, o dönemin okuma yazması olan insanlar tarafından erişildiği vurgulanıyor.
- Amatör okuyucuların (edebiyat kuramlarıyla işi olan olmayan, nasıl yazıldığına çok dikkat etmeyen) yazarlar ve büyük yazarlar hakkında görüşlerinin önemli olduğu savunuluyor.
- 56:50Kişisel Okuma Deneyimi
- Konuşmacı, 18 yaşında üniversiteye girecekken kitap okumaya başladığını ve modernist veya postmodern gibi kategorilere bakmadan kitap seçtiğini belirtiyor.
- Lisede okurken yaklaşık 40 kitap okuduğunu, ancak neden beğendiğini veya beğenmediğini açıklayamadığını söylüyor.
- Dostoyevski'nin Avrupa indekslerinde en fazla alıntılanan yazar olduğu ve her mesele üzerine bir şeyler yazdığı belirtiliyor.
- 59:41Amatör İzleyicilik ve Sanat İncelemesi
- Amatör izleyicilik bir süre sonra tatmin edici olmaz ve insanlar filmi sadece hissettirdiği gibi değil, açısı, kadrajı, kurgusu ve ışığı gibi teknik detayları da değerlendirmeye başlar.
- Sanatın değerlendirilmesinde kişisel tercihler önemli olsa da, edebiyat kuramlarını bilmek modern ve avangart eserleri anlamak için şarttır.
- Kuramı bilmeyen amatör eleştirmenler sert ve anlamsız eleştiriler yapabilir, örneğin "Inception" filminin "Matrix çakması" olarak nitelendirilmesi.
- 1:04:19Elitizm ve Ters Elitizm
- Son yıllarda Türkiye'de "ters elitizm" olarak adlandırılan bir durum oluşmuştur; hiçbir şey yapmayan ama söz sahibi olan bir kitle vardır.
- Bu kitle, kendilerinin aynı emeği sarf etmemiş olmalarına rağmen akademisyenlerin başarısını kıskanır ve onlara eleştiri yapar.
- İnsanların hangi sanat eserini beğenip beğenmemesi bir tercihtir, ancak bazı kişiler bu tercihlere eleştiri yaparak baskı yapabilir.
- 1:06:54Sanat ve Eleştiri Üzerine
- Türkiye'de bir konu ortaya atıldığında (örneğin kitap okumak önemli mi değil mi) seçim yöntemiyle karar verilmesi, sanat ve edebiyatın değerlendirilmesini zorlaştırır.
- Bazı insanlar, sanat eserlerini izlemeyi reddederek "bu filmi izleme konusunda yeterli bir adam değilsin" gibi eleştiriler yaparlar.
- Sanat ve edebiyatın yaygınlaşmasıyla birlikte, herkesin kendi sayfası olan sitelerde amatör eserler de yayılmaya başlamıştır.
- 1:11:47Amatör Okur ve Edebiyat
- Konuşmacı, amatör okurun edebiyatla ilgilenmemesinin bir sorun olduğunu belirtiyor.
- Birincil edebiyatın mimarisine çok odaklanmayan, söze bir anlam ve his veren amatör okurun önemini vurguluyor.
- Türkiye'de amatör okul eğitimi var ve giderek artıyor.
- 1:12:40Medya ve Edebiyat
- Gazetelerdeki köşe yazarları ve mizah dergilerindeki yazılar giderek edebiyattan ve okurluktan uzaklaşıyor.
- 1940'lerde mizah dergilerinde Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat İlgaz gibi yazarlar yazarken, 1950'lerde Peyami Safa, Çetin Altan ve Oktay Akbal gibi isimler köşe yazıları yazıyordu.
- Günümüzde gazetecilik slogan dinleyen, sade dinleyen ve okumayan bir hale geldi.
- 1:13:58Edebiyat Hataları
- Romanlarda karakterlerin söylediği sözleri yazarın sözüymüş gibi alıp yayınlamak büyük bir hata.
- Yazar bir karaktere söylettiği söz, yazarın fikrini göstermez, belki yazarın karşı geldiği veya eleştirdiği bir karakter olabilir.
- Fanzin kültürü bu tür hataları önleyebilir.
- 1:15:03Popülerlik ve Edebiyat
- Dergilerin olabildiğince fazla kişiye ulaşmak için sosyal medyada popülerlik peşine düşmesi edebiyatı olumsuz etkileyebilir.
- Popülerlik peşinde koşan dergiler, gerçek okuyucu kitlesini kaybedebilir.
- Popülerlik, edebiyatı çok kötü etkileyebilir.
- 1:16:52Dostoyevski ve Roman Kuramı
- Marksist teoriye göre karakterlerin tipik olması ve ortalamayı yansıtması gerekir, aksi takdirde gerçeklikten uzaklaşılır.
- Fransız araştırmacı Girard'ın "arz'ın üçgeni" teorisi vardır: arzulayan, arzulanan ve dolamlayıcı.
- Girard, arzunun dolamlayıcıdan bağımsız olarak var olmasına romantik yapı, dolamlayıcıdan bağımsız olmayan arzuyu da romansal yapı olarak tanımlar.
- 1:19:39Dostoyevski'nin Edebi Özellikleri
- Girard'ın teorisine göre Dostoyevski, dolamlayıcıdan bağımsız olmayan arzuyu romantik gibi göstererek okuyucuyu yanıltır.
- Bahattin'in biyolojik kavramı, romanı monolojik ve biyolojik olarak ikiye ayırır.
- Dostoyevski'nin yapıtlarında karakterler hiyerarşi olmaksızın kendi dilini üretir, bu da çok sesliliği sağlar.
- 1:22:00Dostoyevski'nin Teknik Üstünlüğü
- Dostoyevski'nin teknik açıdan yetersiz olduğu söylense de, Orhan Pamuk onun teknik açıdan üstün olduğunu savunur.
- "Suç ve Ceza" romanında Marmeladov'un kendi diliyle konuşması, anlatıcıyı sıyırıp herkesin bireysel diliyle var olmasını sağlar.
- Dostoyevski'nin çok sesliliği, onun edebi başarısının önemli bir nedenidir.