Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı'nın hayatını ve eserlerini anlatan biyografik bir belgeseldir. 4 Ekim 1910'da Diyarbakır'da doğan Tarancı, Pirinççioğlu ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmiştir.
- Video, Tarancı'nın aile geçmişinden başlayarak eğitim hayatını, edebi kariyerini ve yaşadığı zorlukları kronolojik olarak anlatmaktadır. İlk bölümde şairin aile geçmişinden, Galatasaray Lisesi ve Mülkiye Mektebi'ndeki eğitiminden, Paris'teki yüksek öğreniminden ve edebi kariyerindeki başarılarından bahsedilirken, ikinci bölümde şiirlerinin özellikleri, Ziya Osman Saba ile olan dostluğu, evliliği ve 1950'lerde yaşadığı felç krizi ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca Tarancı'nın şairlik yanı sıra deneme yazarlığı, mütercimlik ve hikaye yazarlığı gibi farklı edebi kimlikler de geliştirmesi, "sanat sanat için yapılır" ilkesiyle yazdığı şiirlerde ele aldığı konular ve ölümünden sonra Diyarbakır'daki evinin müze olarak açılması hakkında bilgiler de sunulmaktadır.
- 00:04Cahit Sıtkı Tarancı'nın Ailesi ve Doğumu
- Cahit Sıtkı Tarancı, 4 Ekim 1910'da Diyarbakır'ın Cami Kebir Mahallesi'nde doğdu.
- Pirinç ziraati ve ticaretle uğraşan Pirinçlizadeler ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi.
- Ailesi ona büyükbabasının adı olan Hüseyin Cahit adını verdi.
- 00:36Aile Tarihi
- Soyadı Kanunu sayesinde ailesi Pirinççioğlu soyadını alırken, pirinç ziraatinden zarar eden babası Bekir Sıtkı Tarancı soyadını kullandı.
- Büyük dedesi Hacı Ali Efendi'nin iki oğlundan biri olan Arif Efendi, Diyarbakır'da belediye reisliği yaptı ve birinci meşrutiyet'in ilanından sonra Diyarbakır'dan vekil olarak seçildi.
- Arif Efendi'nin oğlu Fevzi Bey, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Diyarbakır mebusu olarak meclise girdi ve Fethi Okyar kabinesinde görev aldı.
- 01:32Eğitim Hayatı
- Eğitim hayatına 1917'de Diyarbakır'da başladı ve sonraki yıl Mekteb-i Sultani'nin ibtidai kısmına gönderildi.
- Üstün başarıyla mezun olduktan sonra ailesinin isteğiyle İstanbul'a yollandı ve önce Kadıköy Fransız Lisesi'ne, sonra Galatasaray Lisesi'ne kaydoldu.
- Lise yıllarında şiire ve edebiyata ilgi gösteren Tarancı, Namık Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet Emin Yurdakul, Molier gibi sanatçıları okuma fırsatı buldu.
- 02:20Şiir Kariyeri
- Galatasaray Lisesi'nde şiir yazmaya başladı ve ilk şiirleri Galatasaray Lisesi'nin Akademi isimli dergisinde yayımlandı.
- İlk şiirlerinde hece ölçüsünün alışılmış kalıplarının dışına çıkan biçimi ile dikkat çekti.
- 1928-1929 yıllarında okulda tanıştığı ömür boyu yakın dostu Ziya Osman ile mektuplaşarak dostluğunu sürdürdü.
- 03:14Eğitim ve İş Hayatı
- 1931'de Galatasaray Lisesi'nden mezun oldu ve Yıldız'daki Mülkiye Mektebine yatılı olarak başladı.
- Derslere karşı ilgisizliği çirkinliği dolayısıyla kendini içkiye vermesinden kaynaklanıyordu ve bu dönemde yazdığı şiirler ilk şöhretini kazanmasını sağladı.
- İşleri ve maddi durumu bozulan babasının kendisine eskisi kadar para gönderememesi sebebiyle çalışması gerekiyordu ve memuriyet sınavını kazanıp Sümerbank'ta çalışmaya başladı.
- 04:38Paris Dönemi
- Cumhuriyet gazetesi sahiplerinin desteğiyle Paris'e gitti ve yüksek öğrenimine devam etti.
- 1938-1940 yıllarında Paris'te yaşamını sürdürdü ve maddi ihtiyaçlarını karşılamak için Paris Radyosu'nun Türkçe servisinde spikerlik yaptı.
- Nazi Almanyası 1940 yılında Paris'i bombalayınca eğitimini yarım bırakıp yurda dönmek zorunda kaldı.
- 05:35Türkiye'ye Dönüş ve Kariyeri
- Vatani görevini yapmak için memleketinden ayrıldı ve 1943'te askerliği bitti.
- Babasının yanında çalıştı ancak içindeki yazma aşkını durduramadı ve bir yıl kadar sonra Ankara'ya giderek Anadolu Ajansı'nda çevirmenlik yaptı.
- 1946'da Cumhuriyet Halk Partisi'nin şiir yarışmasında "Otuzbeş Yaş Şiiri" ile birincilik kazandı ve bu birincilik onun bir anda tanınmasını sağladı.
- 06:20Şiir Stili ve Edebi Kimliği
- Garip akımından etkilenerek serbest şiiri denedi, diğer yandan Fransız şairlerin etkisinde kaldı.
- Hiçbir akıma bağlanmayan, uyum ve biçimi gözeten, duygulu, içten, kendine özgü bir şiir geliştirdi.
- Şiirlerinde eşya-insan arasında kurduğu ilişki edebiyat incelemelerine konu oldu ve hece veznini başarıyla kullanan Tarancı, az sözcükle çok şey söylemek taraftarı olduğunu her fırsatta dile getiriyordu.
- 07:04Diğer Edebi Kimlikleri
- Şair kimliğinin yanı sıra birçok farklı edebi kimliği bulunuyordu.
- Yazıp gazeteye gönderdiği hikayelerinin altında imzasını dahi koymayıp Cevat Sadık, İrfan Kudret imzalarını kullanıyordu.
- Şairliğiyle tanınmak istiyor ve ömrünün büyük bir bölümünü şiiriyordu, hikayelerini ise daha çok maddi sıkıntılardan dolayı 1935-1947 yılları arasında yazmıştı.
- 08:55Cahit Sıtkı Tarancı'nın Şiir Sanatı
- Cahit Sıtkı'nın şiirleri farklı bestekarlar tarafından çeşitli makam ve usullerde bestelendi.
- Şair, "sanat sanat için yapılır" ilkesiyle yazdığı şiirlerinde yaşama sevinci, aşk, ölüm, yalnızlık ve çocukluk özlemi temalarını ele aldı.
- Sade, akıcı ve ahenkli bir dil kullanması sayesinde şiirleri geniş bir okuyucu kitlesi kazandı.
- 09:59Şiir Anlayışı ve Kişisel Özellikleri
- Türk edebiyatında şiir üzerine en çok düşünen şairlerden biri olan Tarancı, şiirin kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı olduğunu belirtti.
- Şair, kendisini çirkin bulduğu için yetişkin kızların kendisini beğenmeyeceğini düşündüğü gibi ilginç bilgiler bırakmıştı.
- Cahit Sıtkı, Diyarbakırlı Pirinççizadelerden gelen geniş bir Kürt ailenin çocuğuydu.
- 10:47Ziya Osman Saba ile Dostluğu
- Cahit Sıtkı ve Ziya Osman Saba aynı sene doğmuş, aynı lisede aynı sırada okumuş ve kısacık ömürlerinde birbirlerinden hiç ayrılmamışlardı.
- Cahit Sıtkı, esmer, arkaya taranmış, siyaha çalar saçlı, ince dudaklı, ufak tefek, temiz giyimli ve kravatlı bir gençti.
- Mektepte herkesin bir lakabı vardı ve Cahit'in lakabı "faşist"ti çünkü hoca ne sorarsa sorsun önce sağ elini tıpkı Nazi selamı gibi havaya kaldırırdı.
- 12:45Evlilik Hikayesi
- Tarancı, Çalışma Bakanlığı'ndaki görevi sırasında tanıştığı Cavidan Tınaz'la 4 Temmuz 1951'de evlendi.
- Cavidan Hanım, içki müptelası olduğu için teklifini kabul etmezken, Cahit Sıtkı ona mezara gireceğim güne kadar alkol içmeyeceğini yemin etti.
- Cavidan Hanım'ın babası kızını vermek istememiş, ancak araya girenlerle bunun gerçek olmadığını anlamış ve sonunda evliliğe onay vermişti.
- 15:08Sağlık Krizi ve Tedavisi
- 1950'lerin ortalarında geçirdiği bir kriz sonrası sağ tarafı felç oldu, konuşma yetisini kaybetti ve bildiği her şeyi unuttu.
- Yatağa bağlı ve yarı bilinçli durumda olan şair, İstanbul ve Ankara'da çeşitli hastanelerde tedavi gördü.
- Ankara'daki Tıp Fakültesi'nde 11 ay boyunca tedavi gördü, hafızasına tekrar işlerlik kazandırılmaya çalışıldı ve 15-20 kadar kelimeyi söyleyebilir hale geldi.
- 16:17Vefatı ve Mirası
- Dönemin bakanı Samet Ağaoğlu'nun yardımıyla Eylül 1956'da Viyana'ya gönderildi ve 12 Ekim 1956'da zatül cenk'ten öldü.
- Ailesi Diyarbakır'daki evi 1973 yılında Cahit Sıtkı Müze Evi olarak ziyarete açtı.
- Şairi anlatan kapsamlı bir araştırma Prof. Dr. Ramazan Korkmaz tarafından 2002 yılında "İkaros'un Yeni Yüzü Cahit Sıtkı" adıyla yayımlandı.