Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Bibliyofil" adlı kitap programında ünlü yazar Ayşe Kulin ile yapılan kapsamlı bir röportaj. Ayşe Kulin, çok sayıda kitap yazmış ve Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak programda yer almaktadır.
- Röportajda Ayşe Kulin'in okuma serüveni, yazarlık yolculuğu ve edebi düşünceleri ele alınmaktadır. Program, Kulin'in çocukluğundan başlayarak okuma alışkanlığını, Nezih Meriç, Yusuf Atılgan ve Atilla İlhan gibi yazarların etkisini ve kendi yazarlık yolculuğunu anlatmasıyla başlıyor. Ardından "Handan" adlı son kitabını, Türk edebiyatındaki önemli kadın yazarları ve Nazım Hikmet'in "Kurtuluş Destanı" kitabını değerlendiriyor.
- Röportajın son bölümünde Ayşe Kulin, yazar sözlüğüne dair bir etkinlik gerçekleştiriyor ve kelimelerin çağrışımlarını anlatıyor. Ayrıca kişisel hayatından bahsediyor; dört oğlu ve sekiz torunu olduğunu, şiirle olan derin bağlantısını ve Nazım Hikmet'in onun için özel bir yeri olduğunu belirtiyor.
- 00:31Ayşe Kulin'le Kitap Programı
- Programın sunucusu, Ayşe Kulin'le program yapmanın kendisini çok heyecanlandırdığını belirtiyor.
- Ayşe Kulin, okuma serüveninin başlangıç noktasını unuttuğunu, ancak her çocuğun yeteneğiyle ve hayallerle doğduğunu düşünüyor.
- Ayşe Kulin'e göre yazma yeteneği bir Allah vergisi olup, yazmadığında sudan çıkmış balık gibi hissediyor.
- 01:51Kitap Yazma Süreci
- Ayşe Kulin bir senede iki kitap çıkartabildiği, araştırma gerektirmeyen kitapların daha hızlı çıktığını belirtiyor.
- Dokümanter bir tarafı olan romanların daha uzun sürede çıktığını, çünkü en büyük zamanı araştırmaya ayırdığını söylüyor.
- Tarihçi olmadığını, tarihi karakterleri konuşturarak ve yaşatarak olayları aktarmak zorunda olduğunu ifade ediyor.
- 03:13Okuma Serüveni
- Ayşe Kulin çocukluğunda çok okuyan bir çocuktu, halalarının Almanca'dan çevirdiği çocuk kitaplarını takip ederek başlamış.
- İlk ezbere bildiği kitap Almanca bir tavşanın hikayesiydi ve bu hikayeyi 2008 yılında Frankfurt'ta bir Alman gazeteciye anlattığını anlatıyor.
- Edebiyata bağlayan kitapların Nezih Meriç'in kitapları olduğunu, ortaokul öğrencisiyken tesadüfen aldığı "Topal Koşmayı" kitabını çok sevdiğini belirtiyor.
- 05:49Edebi Etkiler
- Yusuf Atılgan ve Atilla İlhan gibi yazarları çok sevdiğini, İlhan'ın şiirlerinin ayrı bir yeri olduğunu söylüyor.
- İlhan'ın romanlarında sosyal toplumun görüntüsünü ve tarih öğrendiğini, bir romandaki karakterin başka bir romanda da geçtiğini belirtiyor.
- Kendi dörtlemesinde de benzer bir yapı kullanmak istediğini, hikayeler farklı olsa da bir karakteri öbür kitapta bulabileceğinizi ifade ediyor.
- 06:57İlk Kitap ve Aile Hikayesi
- Her yazarın önce kendini, evini, çevresini anlattığını, sonra uçtuğunu belirtiyor.
- İlk öykülerinde büyüdüğü evi anlattığını, anneannesinin annesini ve babasını görmüş bir insan olduğunu söylüyor.
- Ailesinde Atatürk'ü sevme konusunda fikir ayrılığı olduğunu, anneannesinin Atatürk madalyonunu takmasını istemediğini anlatıyor.
- 09:18Yazarlık ve Kitap Satışları
- Yazar, Anadolu'nun yanmış, yıkılmış ve dumanı tüten bir halinden, yüzde doksansekiz'i cahil bir halktan hayalinin peşinde koşan insanlar yarattığı için ilham aldığını belirtiyor.
- Yazarın ilk kitabı "Eteğimdeki Taşların Dökülmemesi" olup, son yıllarda kitapların üzerine rakam yazılmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade ediyor.
- Yazar, kitaplarının satış rakamlarının yazılmasının kötü rekabet doğurduğunu ve çok satan kitapların kitapçı raflarında kendilerine yer bulduğunu, bu da iyi yazarların gözden kaçmasına neden olduğunu belirtiyor.
- 12:44Kitap Okuma ve Yayıncılık
- Son on-onbeş yılda Türkiye'de kitap okuma ve yayıncılık belli noktalara gelmiş, kitapçılar da ilerlemiş durumda.
- Kitapçı dükkanları elli yaşına gelene kadar sinekli bakkal gibiydi, kırtasiye ile beraber imza günleri düzenleyerek kitabı öne çıkarıyorlardı.
- Yazar, kitapçıların genç yazarları daha fazla desteklemesi gerektiğini, aksi takdirde değerli yazarların gözden kaçabileceğini vurguluyor.
- 13:27Son Kitabı Handan
- Yazarın son kitabı "Handan" yalnız yaşayan ama başarılı olmayan bir kadın olarak yola çıkmış, Halide Edip'in "Handan" romanıyla paralellikler bulmaya başlamış.
- Halide Edip'in "Handan"ı, Osmanlı toplumunda ilk defa bir kadının cinselliğini gösteren, akıllı, entelektüel konulara girebilen bir kadın olarak topluma mesaj vermeye çalışmış.
- Modern Handan, Gezi olaylarının içine düşmüş ve yazar, toplumsal olayların edebiyata girmesi gerektiğini düşünüyor.
- 15:45Edebiyatın Önemi
- Yazar, Dickens ve Jane Austen'ı örnek alarak, yazarların yaşadığı günleri edebiyata aktardıklarını ve bu sayede toplumun çarpıklıklarını ve adaletsizliklerini ortaya çıkardıklarını belirtiyor.
- Edebiyatta bulunanların genellikle tarafsız olduğunu, resmi tarihlerin ise taraflı yazıldığını vurguluyor.
- Shakespeare'ı bütün edebiyatın babası olarak tanımlıyor, onun karakterlerinin psikolojik derinlikleri olan, iyi ve kötü yönleriyle tam insanlar olduğunu ifade ediyor.
- 18:28Önemli Yazarlar
- Goethe'nin "Batı-Doğu Divanı" eserini çok etkileyici bulduğunu, yetmiş yaşına gelmiş bir Hristiyan'ın başka bir dini anlayabilmek için Farsça öğrenip Hafız'ı okuduğunu belirtiyor.
- Tolstoy ve Dostoyevski'yi modern edebiyatın babası olarak tanımlıyor.
- Leyla Erbil'i çok sevdiğini, "Tuhaf Bir Kadın, Tuhaf Bir Adam" kitabının değişik bir bakış açısı ve üslup getirdiğini, Atilla İlhan'ın şiirlerini ve romanlarını sevdiğini ifade ediyor.
- 22:05Halide Edip Adıvar ve Diğer Yazarlar
- Konuşmacı, Halide Edip Adıvar'ın "Handan" kitabını okurken, bugünkü kafayla okunamayacağını ve çok uzun ve ballı olduğunu belirtiyor.
- Halide Edip Adıvar'ın kadınlara yönelik çalışmaları, kadın hakları için verdiği mücadele, Kurtuluş Savaşı için verdiği mücadele, felsefesi ve cesareti çok önemli olarak değerlendiriliyor.
- Konuşmacı, Nezih Meriç'in apayrı bir yeri olduğunu ve Ayla Kutlu'nun çok değerli ancak değeri bilinmeyen bir yazar olduğunu belirtiyor.
- 25:08Vazgeçemediği Kitap
- Konuşmacı, vazgeçemediği kitabın "Kurtuluş Savaşı Destanı" olduğunu ve Nazım Hikmet'in bütün kitaplarını topladığını söylüyor.
- Bu kitabı çocuklarına masal olarak okuduğunu ve çocuklarının 3. sınıfta ezbere Nazım Hikmet'i bildiklerini anlatıyor.
- Kurtuluş Savaşı'nın nasıl yoktan var edildiğini, postal bile yok ayaklarında, silahları cambazlarla depolardan çalıp Anadolu'ya kaçırıp kazanılmış bir savaş olduğunu vurguluyor.
- 28:01E-Kitaplar Hakkında Görüşler
- Konuşmacı, e-kitaplar için çok iyi şeyler düşünüyor ve kendi kitaplarının Kindle olarak yayınlandığını, hem basılı hem de e-kitap olarak satıldığını belirtiyor.
- E-kitapların kitabın keyfini asla veremeyeceğini, ancak seyahat için kalın kitapları taşıyamadığımız için e-kitapların avantajlı olduğunu söylüyor.
- Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının kirliliği olduğunu ve insanın özeli kalmadığını düşünüyor.
- 30:06Hayal Kitabı ve Köprü Hikayesi
- Konuşmacı, "Hayal Kitabı"ndan "Elinizde" başlıklı bölümünü okuyor ve bu bölümün kendisini yazmaya tutkun bir genç kadından bir yazara evrilten birikimin dökümünü verdiğini belirtiyor.
- "Hayat ve Hüzün" kitabının devamı niteliğinde olduğunu ve içine karikatürler katıldığını söylüyor.
- Erzincan'da bir valinin Fırat'ta çıplak mayolu kayak yaptığı ve bu köprüyü Lego gibi az parayla yaptırdığı hikayesini anlatıyor.
- 34:20Ayşe Kulin'in Kelime Çağrışımları
- Ayşe Kulin, "İstanbul" kelimesinin bir rüya ve oyun olduğunu belirtiyor.
- "Anne" kelimesi ona vicdan azapları çektiren bir kelime çünkü annesiyle didişirdiklerini ve sonradan çok pişman olduğunu söylüyor.
- "Şiir" kelimesi onun için vazgeçilmez bir şey olduğunu, sadece Nazım Hikmet ile bitmediğini ifade ediyor.
- 35:23Kişisel Bilgiler ve Programın Sonu
- Ayşe Kulin'in sekiz torunu olduğunu ve bunların sonsuz bir sevgi ve endişe kaynağı olduğunu belirtiyor.
- Konuşmacı, Ayşe Kulin'i tekrar görmekten çok heyecanlandığını söylüyor.
- Program, ünlü yazar Ayşe Kulin'in konuk olduğu "Bibliyofil" programının bu haftalık bölümünün sona erdiğini duyuruyor.