Buradasın
Türkiye'deki Hukuk Sistemi ve Yargı Bağımsızlığı Üzerine Bir Röportaj
youtube.com/watch?v=x7A2SpoZY-sYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Ulusal Kanal'da yayınlanan bir geniş çerçeve programında, sunucu ile emekli Sincan Hakimi Osman Kaçmaz arasında geçen bir röportajdır. Osman Kaçmaz, 26 yıllık hakimlik tecrübesine sahip bir hukuk uzmanıdır.
- Röportajda, Türkiye'deki hukuk sistemi, yargı bağımsızlığı ve paralel devlet kavramı ele alınmaktadır. Kaçmaz, Türkiye'nin hukuk devleti olmadığını, yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin tek elde toplandığını iddia etmekte ve Ergenekon-Balyoz davalarında başbakanın yargıya müdahale ettiğini savunmaktadır. Ayrıca, kendi yaşadığı linç kampanyası, Abdullah Gül ile ilgili "kayıp trilyon" davası hakkındaki kararları ve Türkiye'deki adalet sisteminin durumu hakkında görüşlerini paylaşmaktadır.
- Videoda ayrıca, Türkiye'deki siyasi kutuplaşma, cumhurbaşkanlığı seçiminin halk tarafından yapılması ve bunun toplumsal etkileri de tartışılmaktadır. Konuşmacı, mevcut iktidarın toplumu polarize ettiğini ve eleştirilerini kabul etmediğini belirterek, cumhurbaşkanının sadece çoğunluk değil, partilerin birleşerek oluşturduğu daha geniş bir destek tabanına sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır.
- 00:09Hukuk Devleti Kavramı ve Türkiye'deki Durum
- Programda emekli Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, Türkiye'deki hukuk sistemini ve adalet arayışını tartışmak için konuk olarak yer alıyor.
- Hukuk devleti, anayasamızın ikinci maddesinde yer alan, 1961 anayasasında ilk defa yer alan ve tüm uygar demokratik cumhuriyetlerde bulunan bir terimdir.
- Hukuk devleti, faaliyetlerinde hukuk kurallarına bağlı olarak insanların güvenliğini sağlayan ve insan haklarına saygılı bir şekilde yönetileceklerine karar veren bir devlettir.
- 01:53Kuvvetler Ayrılığı ve Türkiye'deki Durum
- Demokratik rejimlerde yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri hukuka bağlı olarak çalışır ve birbirlerini denetleyerek giderler.
- Demokratik olmayan ülkelerde ise kuvvetler birliği vardır ve yasama, yürütme, yargı tek elde toplanır.
- Türkiye'de yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri tek elde toplanmaktadır.
- 02:43Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Açıklamaları
- Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın konuşmaları, hukuk devletinde neler olması gerektiğini cumhurbaşkanının, başbakanın ve diğer devlet protokolü önünde birebir söylemesi açısından değerlidir.
- Haşim Kılıç, anayasa mahkemesi başkanı olarak savunmaya geçmiştir çünkü ülkede anayasaya aykırı davranışlarda bulunulmuştur.
- Konuşmaları dikkate alındığında, Türkiye'nin hukuk devleti olmadığı kanaatindedir.
- 04:15Başbakanın Yargıya Müdahalesi
- Başbakan 12 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nde iktidarda ve başbakanlık yapıyor, ancak hiçbir dönemde bir başbakan yargıya bu kadar müdahale etmemiştir.
- Başbakan, Anayasa Mahkemesi ile ilgili "kararlarını anlıyorum ama saygı duymuyorum" diyerek yargıya müdahale etmiştir.
- Geçmişte adalet bakanı, başsavcı veya hakim ve savcıya müdahale ettiğinde tepki koyulurdu, ancak şimdi hakimler ve savcılar korkuyor ve soluğu nerede alacaklarını bilemiyorlar.
- 06:22Ergenekon ve Balyoz Davaları
- Türkiye'de uzun zamandır bir zulüm düzeni vardır ve Ergenekon ve Balyoz davalarında bu görülmüştür.
- Başbakan o dönemde Ergenekon davasının savcısı olarak ortaya çıkmıştır.
- AKP'nin kapatma davasında, Cumhurbaşkanı'nın da şüpheli olarak adı geçmiştir ve Cumhurbaşkanlığı'nın dokunulmazlığı tartışması ilk orada meydana gelmiştir.
- 08:33Paralel Yargı Sorunu
- Başbakan paralel yargıdaki paralel devletten bahsediyor ve Balyoz ve Ergenekon davalarında haksızlık yapıldığını söylüyor.
- Paralel yapı, vatansever milliyetçi hakim ve savcıların sicillerini bozmuştur.
- Teftiş kurulunu baştan sona Fethullahçı cemaate teslim etmişlerdir, böylece bu hakim ve savcıların altyapısını yapabilmek için.
- 09:46Sicil Affı ve Paralel Yapı Tartışması
- Başbakan'ın emniyet ve yargıda etkili olduğu söylenen kişilerin itibarlarını iade etmek için sicil affını getirmesi gerektiği belirtiliyor.
- Eğer paralel yapı varsa ve hukuksuzluklardan sorumlu ise, mağdurların mağduriyeti giderilmeli, aksi takdirde Balyoz davası düşmüştür.
- Balyoz ve Ergenekon davaları yargıdır, bu davaları hukuk zemininde çözmek gerekir ve iade-i muhakeme için Yargıtay'ın karar vermesi ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekiyor.
- 11:45Paralel Yapı İddiaları ve Soruşturma Durumu
- Paralel yapı olarak tanımlanan örgütle ilgili idari soruşturmalar yürüyor, ancak ortada delil yoksa yargıtay kendi dönemlerinde Fethullah Gülen'in örgüt olmadığını karar vermiş.
- Başbakan 2003-2007 arasında Ergenekon adını bile telaffuz etmemiş, bu dönemde Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu değişmiş, özel yetkili mahkemeler kurulmuş.
- Başbakan'ın paralel devlet dediği insanlarla birlikte hareket ettiğine dair belge var ve Danıştay saldırısında hemen açıklama yaparak Ergenekon'un organize edip buraya getirecekler diye belirtmiş.
- 14:49Ergenekon Davasındaki Yargılama Süreci
- Ergenekon davasında sanık olarak hakim ve savcılara hakaret edilmesine rağmen heyet sesini çıkarmıyor, sanki onlara belirli bir ders verilmiş gibi davranıyor.
- Talepler karşılanmadı, tanıklar dinlenmedi, mütalaa verildi ve savunmalar yapılamadı, bu süreçte insanlar çoğu müebbet ceza aldı.
- Balyoz ve Ergenekon'da tutuklu olanların aileleri beş, altı, yedi yıl kaybetti, bu durum ileri demokrasi diyen bir cumhuriyette kabul edilemez.
- 16:49MHP Milletvekili ve Devlet Algısı
- MHP milletvekilinin içeride olması konuşmacıyı rahatsız ediyor, diğer milletvekillerinin tahliye edildiği halde MHP milletvekilinin tahliyesi sağlanmıyor.
- Başbakan'ın Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da dinlendiği iddiası ciddi bir olaydır.
- Bu durum devletin çökmüş, hiçbir kurumu işlemez hale gelmiş ve ülkeyi yöneten başbakan dahi aciz bir noktada kalmış gibi bir algı yaratıyor.
- 18:35TİP'te Yasal Dinlemelerin Tespiti
- Konuşmacı, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde Ömer Eminoğlu'nun TİP'te kendini dinlendiği yönündeki itirazını araştırmış ve keşif kararı almıştır.
- Yargıtay'da bir soruşturma açılmış, o dönemde Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın da dinlendiği tespit edilmiştir.
- Konuşmacı, TİP'te yasal dinlemelerin olmadığını tespit etmiş, ancak iktidar destek vermemiş ve kendisine karşı linç kampanyası başlatılmıştır.
- 21:14TİP'ten Çuval Çuval Eşya Alınması
- Konuşmacı, 2008 yılında bir polis memurunun kendisine TİP'ten çuval çuval eşya alındığını bildirdiğini anlatmıştır.
- O dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan dinlemeleri alıp okuyor, MIT, Emniyet ve İstihbarat ise kendilerine uygun olanları alıp uygun olmayanları çöpe atıyorlardı.
- Konuşmacı, TİP ile ilgili takipsizlik kararı kalktığında, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nuri Yiğit'in çuvallarla TİP'ten çıktığını ve bu durumun bir oyun olduğunu düşünmüştür.
- 23:21Kayıp Trilyon Davası ve Takipsizlik Kararı
- Konuşmacı, Cumhurbaşkanı ile ilgili kayıp trilyon davası ve Başbakanla ilgili Öcalan davasında verilen takipsizlik kararına itiraz etmiştir.
- Bu iki karardan sonra 26 yıl hakimlik yapan konuşmacı, emekli olmadan önce bir sürü soruşturma geçirmiştir.
- Konuşmacı, görevini yapmak için bu kararları vermiş, ancak iktidar döneminde neler yaşanabileceğini biliyordu.
- 24:57Kayıp Trilyon Davasının Süreci
- Kayıp trilyon davası, Cumhurbaşkanı adaylığı sırasında basın mensuplarının sorularına verilen cevapla konuşmacının önüne gelmiştir.
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dosyayı takip etmeye başlamış, ancak sekiz-dokuz ay boyunca dosyadan haber olmamıştır.
- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan, dosyayı bulup Anayasanın 83. maddesine göre Cumhurbaşkanı olduğu için dokunulmazlığı kalktığından dolayı dosyanın gereğinin yapılması için Başbakanlığa göndermiştir.
- 26:52Cumhuriyet Savcılığı'nın Kararı
- Cumhuriyet Savcılığı'nın yapması gereken direkt davayı açmaktı, ancak bunu yapmadı.
- Savcılık, "davacı kamu" yerine "davacı hazine" olmalıydı ve "hakkında işlem yapılması talep edilen kişi" yerine "suç" olmalıydı.
- Savcılık, Cumhurbaşkanının dokunulmazlığı olduğu için dosyayı tekrar meclise göndermesi gerekiyordu, ancak "koşma yer olana kadar" yargı eliyle halledilmesini istediler.
- 30:33Yargı ve Paralel Devlet Tartışması
- Konuşmacı, kendisine karşı yapılan iftiraların paralel devlet tarafından yapıldığını ve yandaş medyanın bu iftiraları attığını belirtiyor.
- Hukukun siyasetin içindedir ve siyasi bir kavramdır, bu nedenle hükümetin yargı adına yargıyı kötüleyici laflar söylediğinde yargı bunu reddetmelidir.
- Konuşmacı, kendisine karşı yapılan iftiralarla karşı karşıya kaldığında basına açıklamalar yapmak zorunda kaldığını, çünkü Adalet Bakanlığı ve Yargıtay bunu yapmadığını söylüyor.
- 32:23Kınama Cezası Tartışması
- Konuşmacı, TİP'te yapılan keşif sonucunda usulsüz dinlemeler ortaya çıktığında dava açıldığını ve kınama cezası talep edildiğini anlatıyor.
- Savunmasında, yargı erkeği ile diğer devlet kurumları arasında çatışma izlenimi doğurduğu gerekçesiyle kınama cezası talep edildiğini belirtiyor.
- Konuşmacı, emekli olduktan sonra kınama cezası verildiğini ve bu cezanın mesleğe dönme ihtimalini korkuttuğunu, stratejik bir sorun olduğunu söylüyor.
- 35:00Yargı ve Siyaset İlişkisi
- Konuşmacı, bir başbakanın yargıya "cübbenizi çıkarın, siyasete gelin" demesinin garip olduğunu, bunun yerine "onların cübbesini boşver sen hukuka uy" demesi gerektiğini belirtiyor.
- Türkiye'de hukuk katliamı nedeniyle insanlar artık hak arayamaz noktaya geldiklerini söylüyor.
- Konuşmacı, kendisinin MHP milletvekili adayı olacağını söylediğinde başbakanın "Osman Kaçmaz Cumhurbaşkanıyla dalga geçti, şimdi nerede siyaset yapıyor biliyor musunuz? MHP'de" dediğini anlatıyor.
- 36:27Başbakanın Rolü ve Cumhurbaşkanlığı
- Konuşmacı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakan her şeye müdahale etmediğini, başbakanın bildiği konularda oturduğunu belirtiyor.
- Cumhurbaşkanının bağımsız, tarafsız, savaşçı değil barışçı olmalı, insanlara saygı göstermeli ve halkın içine girmeli olduğunu söylüyor.
- Konuşmacı, cumhurbaşkanının korumalarının bir avukatı dipçiklediğini ve halkın ne gördüğünü, ne yaşadığını bilmediklerini belirtiyor.
- 39:42İdeal Cumhurbaşkanı Profili
- Konuşmacı, Ahmet Necdet Sezer gibi mütevazi kişiliği ve kimliğiyle bir devlet adamı, duruşuyla bir cumhurbaşkanının nasıl olabileceğini Türkiye'de gördüklerini söylüyor.
- Bugün gördükleri cumhurbaşkanının Türk devlet geleneğinin alışılagelmiş devlet adamından öte bir Ortadoğu şeyhi olduğunu belirtiyor.
- Konuşmacı, bir cumhurbaşkanı olacaksa herkesi kucaklayacak, babacan olacak, Türkiye'yi temsil yeteneği olacak, yabancı dil bilecek ve vizyonu olan biri olmasını istediğini söylüyor.
- 40:40Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Toplumsal Gerginlik
- Anayasanın cumhurbaşkanı seçmeyi zorlaştırdığı ve nitelikli çoğunluğu meclisten aradığı belirtiliyor.
- Mevcut yönetimin ilk işi halk seçsin ve toplumu polarize ederek seçim hesabıyla uzlaşma geleneğine gerek duyulmayacak bir istihdam haline getirmek.
- Konuşmacı, Türkiye'de bir Mayıs olayının bile müthiş bir gerginliğe neden olduğunu ve son dönemlerde küçük toplumsal tepkilerin şiddetle bastırıldığını ifade ediyor.
- 41:31İktidar Anlayışı ve Cumhurbaşkanlığı
- İktidarın sürekli "onlar bizler" diyerek kendi içindekileri de ayrıştıran ve bölen bir anlayışa sahip olduğu belirtiliyor.
- Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu zaman "gömleğimizi değiştirdik" dediği ancak ne kadar değiştirdiğini herkesin gördüğünü söylüyor.
- Konuşmacı, başbakanın nefretle karşıladığı, eleştirilerini kabul etmeyen bir kişinin cumhurbaşkanı olduğunda ona güvenemeyeceğini ifade ediyor.
- 42:18Ortak Hareket Önerisi
- Salt çoğunluk değil, partilerin birleşip ortak yüzde seksen'e yaklaşan bir cumhurbaşkanı olmasında fayda var diye düşünülüyor.
- Ortak harekete geçirmekte fayda var diye vurgulanıyor.
- Program, adaleti yeniden tesis edeceğimiz günlere uyanmak dileğiyle sonlandırılıyor.