Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Türkiye'de termik santral karşıtı mücadelesini anlattığı bir sunum veya konuşmadır. Konuşmacı, İskenderun Çevre Koruma Derneği ve Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri adına açılan davaları anlatmaktadır.
- Konuşmacı, 2005'ten başlayarak İskenderun Körfezi'ndeki termik santrallerin çevre etkilerini engellemek için açılan davaları kronolojik olarak anlatmaktadır. Hatay İdare Mahkemesi'nin kümülatif etki kavramını kullanarak Diler Termik Santrali'nin ÇED raporunu iptal etmesi, Danıştay'ın bu konudaki kararları ve Türkiye'de çevre hukuku mücadelesinin karşılaştığı zorluklar ele alınmaktadır. Video, hükümetin yeni idari yargılama usulü kanununun çevre hukuku mücadelesine olası etkileri hakkında uyarılarla sonlanmaktadır.
- Kömür Karşıtı Mücadele Süreci
- Konuşmacı, Sugöz Termik Santrali ile başlayan kömür karşıtı termik santral karşıtı mücadele sürecini anlatıyor.
- 2005 yılında İskenderun Körfezi'nde balık popülasyonunda ciddi düşüş nedeniyle balıkçılar adına dava açılmış, termik santral günde 1200 MW gücünde olup günde 5,3 milyon ton soğutma suyu çekiyor ve yıllık 3,5 milyon ton kömür yapıyor.
- 2007'de Körfezin karşı kıyısında Atlas Enerji Diler Termik Santrali kurulması için ÇED raporu alındı ve İskenderun Çevre Koruma Derneği adına ÇED iptal davası açıldı.
- 00:53Hatay İdare Mahkemesi'nin Kararı
- Hatay İdare Mahkemesi 2009 yılında Türkiye'de emsal oluşturacak bir karar verdi ve Sarı Seki'de kurulacak olan termik santralinin hemen yanı başındaki İskenderun Demir Çelik Tesislerinin de havaya, suya, toprağa olan kümülatif etkisinin hesaplanması gerektiğini belirtti.
- Hatay İdare Mahkemesi Sarı Seki'deki Diler Termik Santrali ÇED'ini iptal etti.
- Türkiye'de mevcut realite itibariyle ÇED raporları neredeyse parayla alınır satılır raporlar haline geldi ve hiçbir hükmü yok, sadece bürokratik prosedürleri yerine getirmek için yapılan bir prosedür.
- 02:19Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri'nin Davaları
- Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri 2009-2011 yıllarında başvuru yapan 17 termik santralden lisans alan Doğu Akdeniz bölgesi Mersin-Hatay arasında lisans alan 8 termik santral aleyhine EPDK aleyhine termik santral lisans iptal davaları açtı.
- Bu davalarda Hatay İdare Mahkemesi'nin verdiği ışık doğrultusunda kümülatif etkiye dayandılar, çünkü ÇED raporlarında sadece o bölgede kurulmuş veya kurulacak tek bir termik santral oymuş gibi hesaplamalar yapılıyor.
- Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2011'de kümülatif etkiye dayanarak yürütmeyi durdurma talebini kabul etti ve 7'ye karşı 8 oyla kümülatif etki yönünde Türkiye'de içtihat oluşturan bu kararları verdi.
- 03:33Yeni Lisans Verilen Santraller ve Yeni İdari Yargılama Usulü Kanunu
- Hükümet yasayı değiştirdi ve EPDK'nın idari işlemlerine karşı davaları doğrudan Danıştay'da açmak yerine, Elektrik Piyasası Kanunu'na göre EPDK kararlarına karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'dan görev aldı.
- 2014 Temmuz ayında beş tane daha yeni lisans verilen bölgede yeni bir lisans verilen beş tane daha termik santral lisans iptal davası Ankara İdare Mahkemelerinde açıldı.
- Hükümetin yeni çıkartmak istediği Yeni İdari Yargılama Usulü Kanunu, meslek örgütlerinin dava ehliyetini ortadan kaldırmak, dava açma sürelerini kısaltmak ve kamu menfaatini ilgilendiren davalarda feragat edenlerin davanın esası hakkında karar verileceğine ilişkin Danıştay içtihatlarını engellemek istiyor.
- 05:50Çevre Hukuku Mücadelesinin Geleceği
- Eğer bu kanun çıkarsa ve Anayasa Mahkemesi bu yasayı iptal etmezse Türkiye'de çevre hukuku mücadelesi ciddi yara alacak.
- Kapitalizm, küreselleşme ve kirletici teknolojiler artık ülkeyi kirletmesi ve işgal etmesi için önünde herhangi bir hukuki mücadele süreci yer almayacak gibi görünüyor.
- Dava açmamız engellenemese de davalardan sonuç alabilmemiz neredeyse imkansız hale gelecek.