Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Çiğdem Hanım ve bir hukukçu arasında geçen bir televizyon röportajı veya tartışma formatındadır. Konuşmacılar Türkiye'deki hukuk sisteminin durumunu ele almaktadır.
- Video, Türkiye'de hukukun şahsiliğinin ihlali ve yargı bağımsızlığının kaybolması üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar FETÖ davaları, Demirtaş ve Kavala gibi önemli davalardaki hukuki süreçler, HSK üyelerinin atanması ve Bekir Bozdağ'ın yargı görevini etkileme suçuyla ilgili yasa değişikliği gibi konuları tartışmaktadır. Ayrıca muhalefet partilerinin bu konuda birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
- Videoda Ergenekon, Balyoz gibi davaların uzun yıllar devam etmesi ve sonrasında "Kumpas" olarak nitelendirilmesi gibi örnekler de verilmekte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'deki duruma yaklaşımı eleştirilmektedir.
- Türkiye'de Hukukun Yokluğu
- Türkiye'de hukuk artık yok, cezaların şahsiliği prensibi çiğneniyor.
- FETÖ'cü kişilerin aileleri ve arkadaşları da tutuklanıp mallarına el konulmuş, ancak bu kişilerin FETÖ'cü olduğu iddia edilmemiş.
- Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen tutulması ve Osman Kavala'nın tutukluluğunun devam etmesi hukukun yokluğunu gösteriyor.
- 01:34Yargı Sistemindeki Sorunlar
- Üç hakimden oluşan bir heyet karar verirken, bir hakim delil olmadığını belirtirken diğer iki hakim mahkum ediyor.
- Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davaları gibi uzun süren davaların sonunda "hiç haberim yoktu" ifadeleri kullanılmış.
- Yargı sisteminde hakimlerin bağımsız ve tarafsız olması gerekiyor, ancak bu prensipler çiğneniyor.
- 04:32HSK Kurulunun Sorunları
- On üç kişilik HSK kurulunu tek bir kişi atıyor, altı kişiyi doğrudan, yedi kişiyi de parti aracılığıyla.
- Bu kurulun üyeleri bir kişinin iki dudağının arasında belirleniyor, bu da tarafsızlığı zedeliyor.
- Tarafsızlık kuralına göre, hakimlerin yargılananı mahkum edecek veya beraat ettirecek kanaat uyandırmayacak şekilde bir yere bağlı olmaması gerekiyor.
- 07:40Yargı Sistemindeki Kaygısızlık
- Yargılamada büyük kayıtsızlık var, kimse bu durumdan rahatsız olmamış.
- Beraat ettiği suçlamayla ağırlaştırılmış müebbet ceza verilmesi hukukun gerçeklerini yansıtmıyor.
- Bekir Bozdağ'ın 2014'te İzmir savcısına baskı yaparken telefonlara düştüğü ve o dönemde Türk Ceza Kanunu'nun 277. maddesinin değiştirildiği belirtiliyor.
- 10:53Hukuk Devleti Sorunu ve Muhalefet Partilerinin Rolü
- Konuşmacı, gazeteci olarak dönen ve muhalif olduğunu iddia eden kişilerin şimdi hukuk yargılanması gerektiğini belirtiyor.
- Muhalefet partilerinin bu durumdan hoşlanmayan tüm partilerin ciddi olarak bu konuda bir araya gelmesi gerektiğini vurguluyor.
- Yargı tarafsızlığı açısından, parti üyeliği yapmış, parti genel başkanı, milletvekili adayı olmuş kişilerin yargıda görev yapamayacağını ve bu kişilerin hukuka aykırı olduğunu açıkça söylemeleri gerektiğini savunuyor.
- 13:01Yargı Sistemindeki Sorunlar
- Konuşmacı, bir savcının hukuk fakültesi bir yıl staj yaptıktan sonra Osmaniye'ye atanması, dört gün sonra İstanbul'a gidip Sedef Kabaş hakkında on-onbeş yıllık ceza istenerek tutuklama kararı alması örneğini veriyor.
- Bu tür durumların hukuk devletinin kalmadığını gösteren açık örnekler olduğunu ve Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde olsa ortalık karışacağını belirtiyor.
- Balyoz, Ergenekon, casusluk ve Atabeyler davalarında da benzer durumların yaşandığını, insanların aileleriyle vedalaşıp beş sene içeride kaldığını hatırlatıyor.
- 14:55Siyasi Süreç ve Gelecek Beklentileri
- Konuşmacı, bu davaların sonucunun değil, sürecinin önemli olduğunu ve sürecin ne kadar uzatılabilirse o kadar iyi olduğunu savunuyor.
- Bir sene sonra taş çatlasa bile bu kişilerin tekrar yargılanıp "kusura bakmayın" denileceğini öngörüyor.
- Artık FETÖ operasyonu beklemek yerine, HDP dahil tüm muhalefet partilerinin bu durumun değişmesini isteyen partilerin yan yana gelmesi gerektiğini vurguluyor.
- 16:30Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türkiye
- Konuşmacı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden mutlaka ihlal çıkacağını ancak bu duruma hukuksal çözüm üretmesi beklenemeyeceğini belirtiyor.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tamamıyla siyasal bir mahkeme olduğunu ve samimiyet olmadığını, hukukun üstünlüğü tavrı olmadığını savunuyor.
- Demirtaş'ın bir parti başkanı ve cumhurbaşkanlığına aday olmasına rağmen dört buçuk yıldır içerde olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hala iki karar verdiğini, Osman Kavala'ya bakıp zaman kalırsa Demirtaş'a bakacağını belirtiyor.
- 19:07Son Çağrı ve Beklentiler
- Konuşmacı, tüm muhalefet partilerinin bir araya gelip bu kararları verenlerin hesap sorulacağını halka söz verdiğini belirtiyor.
- Üç kişilik mahkemede bir delil yokken diğer ikisinin karar verdiğini, AKP'nin adaya'da iken tutup "sen görmemişsin o delilleri" dediklerini örnek veriyor.
- Türkiye Cumhuriyeti'nin tekrar çocuklarına, gençlerine hukuku anlatabileceği, gösterebileceği bir ülke haline çabuk dönüşmesini diliyor.