• Buradasın

    Türkiye'de Çevre Hukuku ve ÇED Yönetmeliği Üzerine Toplantı

    youtube.com/watch?v=1XFhc-PxSnI

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Çevre Mühendisliği Odası tarafından düzenlenen bir toplantı formatında çekilmiş olup, Avukat Emre Baturay Altınok ve diğer uzmanların Türkiye'deki çevre hukuku ve Çevresel Etki Değerlendirme (CED/ÇED) yönetmeliği hakkında sundukları konuşmaları içermektedir.
    • Toplantıda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesi, ÇED yönetmeliğinin tarihsel gelişimi, Ek-1 ve Ek-2 kapasiteleri, yeraltı işletmelerinin çevre değerlendirme sürecindeki yeri ve mega projelerin kamu yararı açısından değerlendirilmesi gibi konular ele alınmaktadır. Sunumlar, Türkiye'deki çevre hukuku anabilim dalının tarihsel süreci, ÇED yönetmeliğinin 2014 ve 2017 yıllarındaki değişiklikleri ve bunların uygulamalı sonuçları hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır.
    • Toplantıda ayrıca, teknik görüş süreçlerinin ekonomik boyutu, 30 günlük görüş süresinin yeterliliği, internet üzerinden yapılan duyuruların yeterliliği ve CED raporlarının erişilebilirliği gibi uygulamalı sorunlar tartışılmaktadır. İzmir-Orhangazi otoyolu, Bergama'daki ALO projesi, Antik Şehir Yurdu ve İstanbul 3. Havalimanı gibi mega projeler üzerinden kamu yararı kavramı ve çevre mevzuatının uygulanması örneklerle açıklanmaktadır.
    01:00Sunumun Başlangıcı ve Konuşmacının Tanıtımı
    • Avukat Emre Baturay Altınok, 2012 senesinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur.
    • 1996 senesinde çevre hukuku mücadelesi ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin İKSİR Çevre Topluluğu'nda tanışmıştır.
    • Yirmi yılı aşkın süredir çevre hukuku başta olmak üzere kamu hukuku konusunda çalışmaktadır ve 2008 yılından bu yana Çevre Mühendisliği Odası'nın hukuk müşavirliğini yapmaktadır.
    02:02Çevre Hukuku Eğitimi ve Deneyimleri
    • Konuşmacı, çevre değerlendirme süreçlerinde, bakanlık müzakerelerinde ve duruşmalarda tartışmalar yapmıştır.
    • Üniversite yıllarında nükleer santral ile ilgili araştırmalar yapmış ve İKSİR Çevre Topluluğu ile birlikte termik, nükleer ve pik santraller konusunda çalışmalar yapmıştır.
    • Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde çevre hukuku anabilim dalı vardı ve bu alanın gelişmesine sayın Profesör Dr. Nike Turgut'un sayesinde katkı sağlamıştır.
    04:01Çevre Hukukunun Gelişimi ve Ekolojik Kolektif
    • Çevre hukukunun üniversitelerde ayrıntılarıyla anlatılması ve bu alanın geliştirilmesi için bilimsel çalışmaların üretilmesi bir zarurettir.
    • Üniversite mezuniyeti sonrasında oluşturulan dernek, bugün Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği'nde birçok davayı açan Ekolojik Kolektif olmuştur.
    • Son yıllarda özellikle iklim adaleti konusunda ayrıntılı çalışmalar yapılmış ve termik santrallerin insan ve toplumsal halk sağlığı üzerine etkileri üzerine çalışmalar yoğunlaşmıştır.
    05:02Çevre Mühendisliği Odası ile Çalışmalar
    • 2008 yılının Kasım ayında Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği yürürlüğe girdiğinde, oda yönetim kurulu üyeleri ile birlikte yönetmeliğin hükümleri üzerine çalışma yapılmıştır.
    • 2008 yönetmeliği davası Danıştay'ın altıncı dairesinde uzun tartışmalar sonucunda geçici üçüncü maddesi (muafiyetleri) için madde yönünden iptal edilmiştir.
    • 2008'den bu yana bakanlıkla müzakere zemininin yetersiz olması nedeniyle idari dava yoluyla katılım hakkı kullanmak zorunda kalmışlardır.
    08:26Mevzuat Geliştirme Süreci
    • 2008 yılından günümüze kadar elde edilen dava sonuçları, mevzuatta kamu yararı yönünde ciddi artılar getirmiştir.
    • Mezuniyetlerde müzakere zemini elde edemedikleri noktalarda yargı kararıyla bakanlığa mecburiyet olarak önler koymak zorunda kalmışlardır.
    • 25 Kasım 2014 tarihinde yürürlüğe giren değerlendirme yönetmeliği, teknik ve mevzuat çalışmaları açısından "yeniçet" yönetmeliği olarak adlandırılmaktadır.
    10:49Türkiye'de Çevre Hukukunun Gelişimi
    • Türkiye'de çevre hukuku alanında önemli katkısı olan bir meslek büyüğü, Türkiye Çevre Vakfı kurucusu rahmetli avukat Engin Ural'dır.
    • 1982 anayasası içerisine giren 56. maddesinin Türkiye Çevre Vakfı kurucusu Engin Ural tarafından sağlanması, Türkiye çevre hukukunun gelişimi açısından önemlidir.
    11:31Türkiye Anayasasındaki Çevre Hakları
    • Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni anayasası 56. maddede herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğunu belirtiyor.
    • Bu madde, anayasa yapımı sürecinde sunulmuş ve sonrasında yurt dışından valizlerde saklanarak getirilen yayınlarla dünya anayasalarında 56. maddenin karşılığı araştırılarak şekillenmiştir.
    • 56. madde, anayasa süreci içerisinde yayınlanmış ve bugün birçok mahkeme kararında dayanıklı olan, yurttaşlara sorumluluk yükleyen pozitif hukuk açısından zengin bir maddedir.
    13:10Çevre Kanunu ve Yönetmeliği Değişiklikleri
    • 2008 yılındaki süreç sonrasında, 2009'da maden alanlarına ilişkin kararlar, 2011'de ara değişiklikler ve 2008 yılındaki geçici maddenin iptali ile ilgili değişiklikler yapılmıştır.
    • En önemli yapısal değişiklik 2013 yılının Ekim ayında yapılan temel değişiklik olmuştur.
    • 2008 yönetmeliğinde entegre tesislerin tek bir çevre değerlendirme süreci içerisinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak 2013 yönetmeliği idareye ayrı ayrı rapor düzenleyebilme hakkı vermiştir.
    16:13Yargı Süreleri ve Müzakere Zeminleri
    • 2013 Ekim tarihli çevre yönetmeliğinin iptali için açılan davada, mahkemelerin geç yargılama sürelerini avantaj olarak kullandığı belirtilmiştir.
    • Yargı sistemimizde, bir düzenlemeyi başka bir düzenleme ile ortadan kaldırırsa, tesis edildiği tarihteki hukuka aykırılığı mahkemeler tespit etmez.
    • 2013 Ekim ayındaki entegre tesislerle ilgili iptal talepleri, 2014 Kasım tarihli yönetmeliğin ilgili maddesi ile tekrar iptal edilmiş ve 2016 yılına kadar davalar kararlı çıkmıştır.
    19:01Geçici 3. Maddede Muafiyetler
    • 2008 yılındaki yönetmelik değişikliği ile getirilen geçici 3. maddede muafiyetler, 2013 yönetmeliğinin yayınlandıktan 5-6 ay önce çıkarılan bir geçici madde ile mahkeme kararlarını bertaraf etmeye yönelik düzenlemeler içermektedir.
    • Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na ek madde olarak çevre kanununda değişiklik yapılmış ve geçici 3. maddeye yönelik hükmü kanun hükmü haline getirilmiştir.
    • 1983 yılında çevre kanunu yürürlüğe girdikten sonra 6 ay içerisinde çevresel değerlendirme yönetmeliğinin çıkarılması gerekiyordu, ancak 10 yıllık bir süre sonra ilk yönetmelik 1993 yılında çıkarılmıştır.
    21:49Mega Projeler ve Çevresel Değerlendirme Süreci
    • Mega projelerin temelleri, devlet planlama teşkilatının 1983-1993 yılları arasındaki beş yıllık kalkınma planlarında tanımlanmıştır; İzmit-Gebze-Orhangazi otoyolu, üçüncü köprü bağlantı yolları, İlyasuf Barajı ve nükleer santraller bu projeler arasındadır.
    • Çevresel değerlendirme süreci içerisinde projelerin olumlu ve olumsuz yönleri tartışılmalı, yurttaşlar, meslek odaları ve dernekler hukuki yollara başvurabilir.
    • Bakanlık, mega projelerin yatırımın önündeki engel olarak görülmesinden kaynaklı muafiyetlerini korumaya gayret etmiştir.
    23:39Hukuki Mücadele ve İdeoloji
    • Hukuki mevzuat, Türkiye'nin kamu yönetimi sistemi, siyasal yönelimler ve ideolojilerle ilgilidir.
    • Davalar ve hukuki mücadelenin arkasında kamu yararı açısından değerlendirilmesi gerektiği düşüncesiyle bir ideoloji vardır.
    • İdeolojinin kamu yararına, kamu yararının tesisi ve çerçevelerini korunması için kullanıldığı belirtilmiştir.
    25:24ÇED Yönetmeliği ve Değişiklikler
    • ÇED yönetmeliği 2014 yılında çıkarılmış, 9 Şubat 2016 tarihinde bazı maddeleri değiştirilmiştir.
    • İptal kararı sonrasında 5 Mayıs 2017 tarihinde yeni bir yönetmelik çıkmıştır.
    • 27 Kasım 2017 tarihindeki yönetmeliğe karşı dava açma süresi kalmıştır.
    27:24İzin Denetim ve Kontrol Sistemi
    • İzin denetim ve kontrol mevzusu bakanlıkla paydaşlar tarafından müzakere edilmesi gereken bir konudur.
    • Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına dayanarak Danıştay 14. Dairesi, ÇED yönetmeliğinin bazı maddelerini iptal etmiştir.
    • Yeni bir denetim ve kontrol sistemi kurulması gerektiği, bu sürecin en hızlı şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
    29:42ÇED Yönetmeliğinin Ek-1 ve Ek-2 Madde Kapasiteleri
    • ÇED yönetmeliğinin Ek-1 ve Ek-2 madde kapasiteleri dikey ve yatay değişkenler olarak değerlendirilmektedir.
    • Bu kapasitelerin Avrupa Birliği direktifiyle tam olarak uyumlu olmadığı, Türkiye'nin farklı biyolojik çeşitliliğine hitap etmesi gerektiği belirtilmiştir.
    • Bakanlık, kapasiteleri belirlerken neye dayandığı ve nasıl bir teknik altında yürüdüğü konusunda açıklayıcı bilgi vermemiştir.
    31:58Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Yatırım Süreçleri
    • Bakanlık, Avrupa Birliği ile karşılaştırılarak maddeler yönünden değerlendirilmeli ve bilgilerin güncellenmesi gerekiyor.
    • Danıştay, ek-1 maddelerine ilişkin birçok yürütmeyi durdurma karar vermiş, ancak bakanlığın itirazı üzerine bazı kararlar kaldırılmış.
    • Hala birçok kapasite, 2014 yönetmeliği kapsamında yürütmeyi durdurma kararları yaşıyor.
    32:43Sektördeki Sorunlar ve Çevresel Etkiler
    • Bakanlığın taşra teşkilatları ve danıştay, çevre ve odasına dava nedeniyle başvuruların alınmaması gibi sorunlar yaşanıyor.
    • Ek-1 ve ek-2 kapasiteleri, özellikle çevresel etkileri büyük olan hastaneler, AVM'ler ve enerji projeleri ile ilgili tartışmalara neden oluyor.
    • Ege bölgesi açısından bu projeler huzursuzluk yaratıyor ve tartışmalar daha bilimsel ve teknik bir şekilde ele alınmalı.
    34:01Mevzuat ve Yatırım Süreçleri Hakkında Görüşler
    • Mevzuat, çevresel etki değerlendirme sürecine dahil olmaktan şikayet etmemeli, bu süreç yatırım planlarını geciktirmesinden şikayet etmemeli.
    • Dünya Bankası ve uluslararası kuruluşlara sunulan raporlar, Türkiye'deki mevzuata göre daha ayrıntılı ve kapsamlı oluyor.
    • Mevzuatın bir ayak bağı olarak düşünülmesi yerine, yatırım sürecinin bir parçası olarak ele alınması gerekiyor.
    36:18İlan Süreci ve Uygulama Sorunları
    • Çevresel etki değerlendirme kararlarının iptali için açılan davalarda, ilan ve duyuruların nasıl yapılacağı konusunda sorunlar yaşanıyor.
    • Valilikler, internet üzerinden yapılan duyurunun yeterli olduğunu iddia ediyor, ancak bu projelere etkilenecek halkın her aşamada internete girip raporları analiz etmesi mümkün değil.
    • İlan sürecinin askıya alınması durumunda, dava açma süresinin hangi tarihten başlayacağı konusunda belirsizlik var.
    39:08Uygulama Hatırları ve İzleme Sorunları
    • Valiliklere, kaymakamlıklara veya muhtarlıklara gönderilen ilanların yapıp yapılmadığı ve askıda tutulup tutulmadığı denetlenmiyor.
    • Bakanlık, ilanların geri bildirimlerini takip etmiyor, bu da uygulama hatası olarak görülüyor.
    • Bazı proje tanıtım dosyaları ve olumlu kararlarına dayanak ÇED başvuru dosyalarının internet linkleri çalışmıyor, bu da izleme sürecinde sorun yaratıyor.
    40:48Bakanlık Kararı ve Rapor Erişimi
    • Bakanlık, proje dosyalarının internetten otuz gün sonrasında kaldırılmasına karar vermiş, bu karar telif haklarını korumak adına yapılmıştır.
    • Telif hakkı koruması, politika, kamu yararı ve çevresel değerlerin söz konusu olduğu bir uyuşmazlıkta öneme sahip değildir.
    • Depolama kapasitesi bir bahane olamaz, izleme ve denetleme süreçleri hem öncesinde hem sonrasında ÇED raporu içerisinde bulunan taahhütler kapsamında değerlendirilmelidir.
    42:23Bilgi Erişimi Sorunları
    • Bilgi edinme hakkı kanunu kullanıldığında, sınırlı süre içerisinde temin edilen raporlar teknik anlamda analiz edilerek dava konusu oluşturmak neredeyse imkansızdır.
    • Raporlar genellikle 21 takvim gününde, postada geçen sürelerle birlikte 26-27 gün sonra ulaşıyor ve 30 gün içinde ağırlaşmak zorunda kalınıyor.
    • 2014 ve 2017'de yapılan değişikliklerle taş ocakları ile ilgili ruhsat sahası dikkate alınmadan ciddi sıkıntılar yaşanmış, Danıştay kararlarının aykırı olması nedeniyle entegre tesislerle ilgili IDK sürecinde verilen süreler yeni yönetmelikle daha makul hale gelmiştir.
    44:18Soru-Cevap Bölümü
    • ÇED ve Maden Mühendisi, yönetmelikteki değişikliklerle ilgili sorularını sunuyor: 30 günlük süre ve yazılı görüşlerin kamu kurumlarının dahil edilmesiyle salt çoğunluğu duruyor şeklinde yorumlanması.
    • Soru sahibi, 30 gün içinde görüş verilmeyen durumun olumsuz sayılması ve yeraltı işletmeciliğinin kapsam dışına çıkması konusunda endişelerini dile getiriyor.
    • Yeraltı işletmeciliği, yeraltı sularını etkilemesi ve tasma arazinin çökmesi nedeniyle çevresinde etkisi olan bir faaliyet olmasına rağmen kapsam dışına çıkmış durumdadır.
    47:53Yönetmelik Uygulamaları
    • Toplantılarda 15 komisyon üyesinden en az 8 kişinin katılması gerekiyor, bu nedenle salt çoğunluğu aramaktan vazgeçilmiş ve görüşler de salt çoğunluğu sayılıyor.
    • ÇED'nin nihai bir karar olmadığı, sadece alanda yapılıp yapılamayacağı ile ilgili bir görüş olduğu vurgulanıyor.
    • Yeraltı işletmeciliği, kazı ve döküm alanları toplamı 25'in üzerinde olduğu için ya Ek-1 ya da Ek-2 kapsamında değerlendiriliyor, ancak pratikte yeraltı işletmeleri kazı ve döküm alanı olarak değerlendiriliyor.
    52:44Yeraltı İşletmelerinin Çevresel Etki Değerlendirmesi
    • Yeraltı işletmelerinin çevresel etkileri değerlendirilirken, ocak alanlarının genişletilmesi gibi faaliyetler 2. maddeye tabi tutulmaktadır.
    • Çevresel etki değerlendirmesi yapılırken, faaliyetlerin çevredeki trafik yükünü artırması, kamyon riskleri gibi etkiler de dikkate alınmaktadır.
    • Yeraltı işletmeleri insan sağlığı açısından ciddi sıkıntılar yaratabilecek işletmelerdir ve bununla ilgili başka bir bakanlık (İşler ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) var.
    55:59Bakanlık Sürecinin Şeffaflığı
    • Bakanlık süreci şeffaf ve açık ilan edilir olduğu için en çok denetlenen ve izlenen bakanlıktır.
    • Bakanlık, yapılan planları herkese duyurarak katılım sağlayabilmektedir.
    • Yeraltı işletmelerinin EIA (Çevresel Etki Değerlendirmesi) kapsamına dahil edilip edilmeyeceği konusunda değerlendirme yapılıyor.
    1:02:26Bilirkişi Ücretleri Sorunu
    • Hukuk mücadelesinde bilirkişi ücretlerinin yatırılması gibi bir durum yaşanmaktadır ve bu ücretler astronomik rakamlara ulaşmaktadır.
    • Bilirkişi ücretleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndaki üç kişilik bilirkişi sınırının kaldırılması ve projelerin birden fazla disiplini ilgilendirmesiyle artmıştır.
    • Teknik bir inceleme gerektiren idari yargı tartışmalarında bilirkişi ücretinin kimden ödenmesi gerektiği konusunda tartışma gereklidir.
    1:05:05Dava Süreci ve Maliyetler
    • Teknik araştırmalar için ödenen ücretler, dava sonucunda haksız çıkanlar tarafından tahsil edilebilmektedir.
    • Ekonomik gücü olanlar bu ücretleri karşılayabilirken, ekonomik güçsüzler için bu ücretler karşılanamayabilir.
    • Mega projelerle ilgili Anayasa Mahkemesi'nin 1993 yılından önce üretime başlamış projelerin muafiyetini koruyacağı kararını vermesi, tartışmalara neden olmuştur.
    1:06:23Mega Projeler ve Muafiyet Tartışmaları
    • Anayasa Mahkemesi kararının ardından "üretime başlama" kavramı tartışmalı hale gelmiş, örneğin otoyol için ilk atırmalama, asfalt dökümü veya işletme açılımı gibi farklı yorumlar yapılmıştır.
    • İzmir-Orhangazi otoyolu gibi büyük projelerde, 1993 yılından önce sadece bir kısmı yatırım planlarına girdiği için tüm proje muafiyet kapsamında değerlendirilmiştir.
    • Bergama'daki Antik Şehir ve Yortanlı Sulama Barajı örneğinde, antik şehir domates sulamaları için suların altında kalmıştır.
    1:08:54Kamu Yararı ve Üstün Kamu Yararı Tartışmaları
    • Kamu yararı ve toplum yararı kavramları arasında uzun süredir tartışma vardır, toplum yararı kamu yararından daha yüksek bir yarar olarak değerlendirilir.
    • Kamu yararı kavramı, bakış açısı, ideoloji ve toplumsal bakış açısından değişebilir.
    • Yargıtay'ın orman korunmasında üstün kamu yararı olduğuna karar verdiği tartışmalar devam etmektedir.
    1:11:37Teknik Görüş Süreci
    • Teknik görüş sürecinde 30 günlük sürenin geçilmesi durumunda, proje askıya alınabilir veya iade edilebilir.
    • Bakanlık ve yatırımcı açısından 30 gün içinde görüş gelmemesi olumsuz olarak değerlendirilir.
    • 30 günlük süre teknik görüşün dolaştırılması açısından kısa olabilir ve sonrasında gelen olumsuz görüşlerin dikkate alınıp alınmayacağı tartışmalıdır.
    1:13:14Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Takdir Yetkisi
    • Yeraltı sahasının çevresel etki değerlendirmesi kapsamının dışına çıkarılması tartışmalı bir konu olarak ele alınıyor.
    • Çevresel etki değerlendirmesi kapsamında her şeyi değerlendirmek mümkün değil, bu nedenle takdir yetkisinin sınırları önemli.
    • İl müdürlüklerindeki takdir yetkisinin merkezi otorite tarafından daraltılması, yerel uygulamalar açısından sınırlar belirlenmesi gerekiyor.
    1:15:19Süreç Hızlandırma ve katılım
    • Süreç hızlandırma için bazı kaldırımlar uygulanacak ve yaz aylarında uygulamaya girecek.
    • Sivil toplum örgütlerinin katılımının iki bölüme ayrılmaması gerektiği vurgulanıyor.
    • 30 günlük süre içinde komisyon üyelerinin talebi durumunda süre uzatılabilir, ancak uzun süreli durumlar için süreç durduruluyor.
    1:17:45Mega Projeler ve Kamu Yararı
    • Mega projelerde kamu yararı hukukun belirlediği bir kriter olarak değerlendiriliyor.
    • İstanbul 3. Havalimanı gibi projeler kamu yararına tabi tutulabilir, ancak bu konuda farklı görüşler var.
    • Çevre bakanlığının varlığı çevreyi korumak için bir ihtiyaç olarak belirtiliyor.
    1:20:27Dava Açma Hakları ve Savunmalar
    • Konuşmacı, Kerem Meclisler'in kabul edilmeyen bir davayı açması konusunda savunmasını Batural Bey'den rica ediyor.
    • Konuşmacı, kamu yararı için dava açılmasının gerekli olduğunu ve bunun yatırım düşmanlığı olarak ele alınamayacağını vurguluyor.
    • Mahkemede tartışılması, teknik değerlendirmelerin yapılması ve sahada keşif yapılması gerektiğini belirtiyor.
    1:21:30İhale Sürecindeki Sorunlar
    • Yirmiüç milyar dolarlık bir proje ihale edildi ve Türkiye'nin en büyük projesi olarak tanımlandı.
    • Bakanlık, muhalitan ihaleye çıkarma usulünde hata yaptı ve kendi yönetmeliğindeki sürelere riayet etmedi.
    • Çevre mevzuatı kapsamında askı süreciyle ilgili on iş günü süreye uymadıkları için ihale iptal edilmeye mahkumdu.
    1:22:27Mahkeme Kararları ve Teknik Değerlendirmeler
    • Mahkeme, 3996 sayılı YAP-İşlet devlet kanununun kapsamına dahil olup çevre mevzuatını bağlamadığını karar verdi.
    • Konuşmacı, bu kararın manipüle olduğunu ve hukuk tarihi açısından açıklayılamayacağını belirtiyor.
    • İstanbul'da bir kısım yurttaşın açtığı davada, mahkeme savunma binalarından yürütmeyi durdurma kararı verdiğinde, 7/9 genelgesi kapsamında ikinci bir rapor hazırlandı.
    • İkinci raporda en az altıyüz sayfa jeolojik ekip değerlendirmesi vardı, ancak ilk mahkeme durdurma kararını kaldırdığında ikinci rapor ortadan kalktı.
    • Projelerde çevresel etkilerin bertarafı yönünde alınacak tedbir ve verilecek taahhütlerin yeterli ve geçerli olup olmadığı değerlendiriliyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor