Buradasın

İş Sağlığı ve Güvenliği ile Kent Konseyleri Üzerine Röportaj

youtube.com/watch?v=WPv6Hvyo0_k

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, "Şehir Konuşmaları" programında Ege İş Sağlığı Güvenliği Federasyonu başkanı Mahmut Camlı ile yapılan bir röportajdır. Mahmut Camlı, 29 yıllık kamu görevlisi, Balıkesir Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Türkiye Kent Konseyleri Birliği başkanıdır.
Röportaj iki ana bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde iş sağlığı ve güvenliği konusu ele alınırken, ikinci bölümde Mahmut Camlı'nın kent konseyi çalışmalarına değinilmektedir. İş güvenliği bölümünde 6331 sayılı İş Güvenliği Yasası'nın uygulanması, iş kazalarının ekonomik etkileri ve iş güvenliği uzmanlarının yaşadığı sorunlar tartışılmaktadır. Kent konseyi bölümünde ise Balıkesir ve Uşak'taki kent konseylerinin şehir gelişimine katkıları, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği ve şehir markalaşma çalışmaları anlatılmaktadır.
Röportajda ayrıca iş güvenliği uzmanlarının özlük hakları, hukuksal sorunları, bildirim maddesi sorunları ve sertifika sistemleri gibi konular ele alınmaktadır. Konuşmacı, federasyonun sahadaki iş güvenliği uzmanlarının kişisel gelişimine katkıda bulunma ve iş güvenliği sektörünün gelişmesi için mücadele etme amaçlarını anlatırken, aynı zamanda kent konseylerinin engelli meclisi, kadın meclisi, gençlik meclisi gibi farklı meclislerin oluşturulması ve afetle mücadele, çevre gibi alanlardaki çalışmaları da detaylandırmaktadır.

00:13Programın Tanıtımı ve Misafir Tanıtımı: Programın sunucusu yirmibeş yılı aşkın gazetecilik ve grafikerlik, sekiz yılı iş güvenliği uzmanlığı yapmış ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak Uşak'ta iş güvenliği derneğinin başkanlığını yürüttüğü belirtiliyor.
Programın misafiri, Ege İş Sağlığı Güvenliği Federasyonu'nun kuruluşundan beri başkanlığını yapan Sayın Mahmut Camlı.
Programın iki bölüm olacağını, ilk bölümde iş sağlığı ve güvenliği, ikinci bölümde Balıkesir Kent Konseyi'ndeki faaliyetleri konuşulacağını belirtiyor.
01:38Mahmut Camlı'nın Kişisel Tanıtımı: Mahmut Camlı, yirmidokuz yıldır kamu görevlisi olmasına rağmen özel sektördeki hareketliliği hayatına yansıtmaya çalıştığını belirtiyor.
Kamu görevinin yarısını yöneticilikte geçirdiğini ve son sekiz yıldır iş sağlığı güvenliği alanında hem kamu kurumunda hem sektörde ses getirecek çalışmalara imza attığını ifade ediyor.
Etkin bir şekilde faydalı olmayı ve insanlara yardım etmeyi sevdiğini, bu da alandaki diyalogları daha iyi hale getirdiğini belirtiyor.
02:46İş Güvenliği Uzmanlığının Zorlukları: İş güvenliği uzmanlarının her alanda sevilmesinin mümkün olmadığını, eleştirileri olumlu karşıladıklarını belirtiyor.
İş güvenliği uzmanlarının tehlike kurgusuyla yaşadıklarını ve önlenebilir iş kazaları üzerine çalışmalar yaptıklarını ifade ediyor.
Kurumsal olan, hayata pozitif bakan ve katkıda bulunmak isteyen işverenlerin bu çalışmalarla olumlu etkilendiğini, kendileriyle birlikte olmaktan mutlu olduklarını belirtiyor.
03:34İş Güvenliği Yasası ve Uygulaması: 2012 yılında 6331 sayılı İş Güvenliği Yasası'nın çıktığını ve dokuz yıl geçmesine rağmen sürekli ertelemeler olduğunu belirtiyor.
Yasanın bağımsız bir yasa oluşu ve tüm çalışanları kapsaması, iş güvenliği uzmanlarının daha etkin olma gerekliliğini ortaya çıkardığını ifade ediyor.
Sivil toplum kuruluşu faaliyetlerine başladıklarını ve umutlarla ilerlediklerini, ancak şu anda bu umutların biraz hüsrana dönüşmüş durumda olduğunu belirtiyor.
04:57Yasanın Uygulanmasındaki Sorunlar: İş Güvenliği alanında çalışanların, işveren ve devlet yapısını destekleyici nitelikte yer alması gerekiyor ancak bu üçünün bir araya getirip çalışmasına sebep olan bir yasal uygulama olamadığını belirtiyor.
Devletin kendi çıkardığı yasanın arkasında durması gerekirken sürekli erteleme süreci yaşadıklarını, erteleme demek yasanın tümden ertelenmesi olmadığını, sorumlulukların ertelenmediğini ancak rehberlerin çalışması ertelendiğini ifade ediyor.
Özellikle kamu sektöründe beklentilerinin daha yüksek olduğunu, yasa koyucunun denetleme görevini yerine getirmediğini belirtiyor.
06:34Denetim Sorunları ve Meslek Hastalıkları: Kanunun erteleme süreçlerinde bürokratlar, mecliste vekiller, sendikalar ve karar vericilerle bir araya gelip destek mesajları aldıklarını, ancak bunun sahaya yansımadığını belirtiyor.
İş güvenliği yasasının ertelemelerinin işverenlerde rehavet oluşturduğunu, ciddi bir denetimin olmadığını, inşaat sektöründe üçyüz-üçyüzelli inşaat bakmasına rağmen sadece iki müft sayısının olduğunu ifade ediyor.
Türkiye'de meslek hastalığından ölüm oranının sıfır olduğunu, AB ortalamasının ortalama yüz ölümün kırkdört'ünün iş kazası ve ellialtı'sının meslek hastalığı olduğunu belirtiyor.
09:14Meslek Hastalıkları Alanındaki Eksiklikler: 2012'de iki meslek hastalığı hastanesi vardı şimdi daha fazla olduğunu, ancak ölümlerin sebeplerinin gerçek manada meslek hastalığı kayıtlara geçmediğini belirtiyor.
Meslek hastalıkları bir ihtisas alanı olmalı, tıp fakültesinde altı yıllık eğitimini bitiren bir doktorun meslek hastalıkları konusunda ihtisas yapması gerektiğini öneriyor.
Meslek hastalığı ölüm oranının çok daha yüksek olduğunu, bunun önlenmesi için atılabilecek adımlardan birinin bu olduğunu ifade ediyor.
10:35İş Güvenliği ve Yasa Değişiklikleri: Konuşmacı, mesleki eğitimden ve hayat boyu öğrenme kısmında çıraklıkta uzun yıllar çalışmış biri olarak porto muayenesinin kaldırılmasının kendisini rahatsız ettiğini belirtiyor.
2013'te Umum ve Fısa Kanunu'nun 127. maddesinde hijyen eğitiminin çıkarılmasıyla ilgili, bazı işyeri hekimlerin hala bu eğitimleri yaptırıyor olmasının önemli olduğunu vurguluyor.
İş kazalarını azaltmaya yönelik çabada sürdürülebilirlik ve takipin önemli olduğu, iş güvenliği sadece bir kişinin değil, toplu bir mücadele gerektirdiği belirtiliyor.
11:30İş Kazalarının Ekonomik Etkisi: İnsan canının mali değeri kıyaslanamaz bir insani durum olduğu, Türkiye'nin gayri safi milli hasılasında iş kazalarından kaybedilen oranın ortalama %4,5 olduğu belirtiliyor.
İş kazası kayıpları sadece tedavi ve tazminat değil, üretim kayıpları ve pazar kaybı da dahil olmak üzere tüm sektörleri kapsıyor.
Avrupa Birliği'nin %1,5 civarında olan gayri safi milli hasıla kayıp oranına kıyasla, Türkiye'nin bu oranını düşürmek önemli bir kazanç sağlayacak.
13:00İş Güvenliği Mücadelesi ve Zorluklar: Konuşmacı, mesleki ve özel yaşamında tamamen iş güvenliğine adadığını, geçen sürece bakıldığında bazı adanmışlıkların boşa olmadığına inandığını belirtiyor.
İşçilerin sendikal mücadeleye 60-70 yıl önce, memurların ise 20-25 yıl önce başladığını, bu farkın normal olduğunu vurguluyor.
Devlette ve bürokraside iş güvenliğinin ciddi değer kazanması istenen birçok insan varken, bilgi sahibi olmadan yanlış yönlendiren bürokratlar ve sivil toplum kuruluşu yöneticileri de olduğunu belirtiyor.
15:28İş Güvenliği Uzmanlarının Durumu: İş güvenliği uzmanlarının bazılarının bu işi geçici olarak gördükleri, makine mühendisi veya teknik öğretmeni gibi pozisyonlarda çalıştıkları belirtiliyor.
İş Sağlığı Güvenliği Bölümünden mezun olan öğrencilerin başka bir alanda çalışma imkanları olmadığı, bu nedenle sektörün hareketlenebilmesi için sendikal mücadelein daha fazla olması gerektiği vurgulanıyor.
İş güvenliği uzmanlarının farklı ihtisas alanları varken, Uşak'ta mezun olanların başka bir alanda çalışma imkanları olmadığı belirtiliyor.
16:18İş Güvenliği Uzmanlarının Mesleki Tanımı: Kasım 2018'de İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü'nün yaptığı sivil toplum kuruluşları çalışmasına 22 maddelik bir öneriyle gittiği belirtiliyor.
İş güvenliği uzmanlarının mesleki tanımlanması ve bağımsız bir oda kuruluşu yapılması gerektiği vurgulanıyor.
İş güvenliği alanında çalışan mühendislerin kendi odalarına mensup olmalarına rağmen, bu alanda yaşadıkları sorunlarla yeterince destek alamadıkları belirtiliyor.
18:12Sektörün Gelişimi ve Zorluklar: Sivil toplum kuruluşları bürokrasiyle ilişkilerini geliştirdiklerinde, çözüm noktasına ulaştıklarında bürokrasidaki değişimin yaşanması gerektiği belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı ile iş güvenliği uzmanlarının yaşadığı sorunların çözümüne yönelik önemli bir adım atıldığını, ancak bakan yardımcısının taltif edilmesiyle çalışmanın sıfırdan başlanması gerektiği vurgulanıyor.
2012 yılında uzmanlık belgesini alan herkesin çalışabilir durumda olması ve çalışanların sertifika sınıflarına göre kendini geçindirebilecek düzeyde bir gelir durumunda olması hedefleniyor.
19:52İş Güvenliği Uzmanlığının Mevzuat Sorunları: Konuşmacı, iş güvenliği uzmanlarının yaşanan erteleme süreçleri ve hazırda hizmet almak zorunda olan işletmelerin hizmet almayışı ile ilgili sorunları vurguluyor.
Denetleme işlerinin yeterli olmadığı ve gerekli yaptırımların uygulanmadığı belirtiliyor.
İş güvenliği uzmanlarının denetimlerde görev alabilmesi veya illerde yapısal bir teşkilat kurulması öneriliyor.
21:01Bildirim Maddesinin Zararlı Olduğu: Bildirim maddesi özellikle iş güvenliği uzmanlığında ilerleme imkanı sağlamıyor ve bu madde uygulanabilir değil.
Konuşmacı, bildirim maddesinin uzmanları suçlamaya yönelik olduğunu ve kasıtlı konmuş bir madde olarak düşündüğünü belirtiyor.
İş güvenliği uzmanlarının işverene karşı sorumlu olduklarını ve işverenin yükümlülüklerini taşımayacaklarını vurguluyor.
23:18İş Güvenliği Yasasının Sorunları: İş güvenliği yasasının 6331/8 maddesinin 89/391 AB kararından birebir alınmış olduğu belirtiliyor.
Risk değerlendirme metodolojisi ve acil durumlarla ilgili metodolojinin aynı olduğu, ancak iş güvenliği uzmanlarının seçim kriterleri gibi alanların ülkelere açık bırakıldığı vurgulanıyor.
Sınıflandırma konusunda A, B, C sınıflarının belirlenmesinde yapılan hatalar ve özellikle aşçılığın az tehlikeli sınıfa yerleştirilmesi eleştiriliyor.
26:24İş Güvenliği Uzmanlarının Sınıflandırılması: İş güvenliği uzmanlarının ihtisas alanlarına göre sınıflandırılması gerektiği savunuluyor.
İhtisas alanındaki çalışma sürelerinin belli bir kişilikte aynı olması yerine, çalışma süresine sahip olanların daha üst düzey işlerde görev yapması öneriliyor.
İş güvenliği uzmanlığının iş kolu olarak hedeflenemediği ve sahada yaklaşık 40 bin civarında uzman çalıştığı belirtiliyor.
28:50İş Güvenliği Federasyonu: İş güvenliği federasyonunun kurulduğu günden beri sahada bireysel sivil toplum kuruluşları olarak hareket edildiği belirtiliyor.
Federasyonun kurulduğunda sahada 80'in üzerinde sivil toplum kuruluşu olduğu öğrenildiği ve federasyonun bu kuruluşlarla birlikte hareket etme misyonu olduğu vurgulanıyor.
Federasyonun üye olan derneklerin bulunduğu illerde faaliyetler gerçekleştirdiği ve konfederasyon yapısı oluşturamadığı ancak diyalog içinde olduğu belirtiliyor.
31:00İş Güvenliği Sektörünün Gelişimine Katkı: Öncelikli olarak iş güvenliği uzmanlarının, işyeri hekimlerinin ve sağlık personelinin kişisel gelişimine ve mesleki eğitimine katkıda bulunmak hedefleniyor.
İzmir İş Sağlığı Güvenliği Zirvesi gibi etkinliklere katıldığında, başlangıçta herkesin her salonu ziyaret etmesi yerine, zamanla özel ilgi alanlarına odaklanmaları gözlemlenmiş.
İş güvenliği uzmanlarının ve sektörün gelişmesi için özlük hakları, sosyal güvenceler, hukuksal problemler ve görev yükleri gibi sorunların çözümüne katkıda bulunmak gerekiyor.
32:41İş Güvenliği Uzmanlarının Hukuksal Sorunları: İş güvenliği uzmanları, yaşanan kazalarda ilk önce tutuklanma, sorgulama ve cezaevine gönderilmeye çalışılıyor.
Kamu bürokrasisinin sahada yaşandıktan sonra müdahale etmesi, sivil toplum kuruluşlarının sürekli mücadele etmesini zorlaştırıyor.
İş güvenliği uzmanları tehlike birleme ve risk analiz konusunda öngörülerini mevzuat ve hukuksal alanda da kullanıyor, ancak çözüm üretmesi gereken kesimler bu konuda yetersiz kalıyor.
35:11Ege İş Sağlığı Güvenliği Federasyonu'nun Çalışmaları: Ege İş Sağlığı Güvenliği Federasyonu, toplumda güven telkin etmeye ve tutarlı hareket etmeye çalışan bir yapı olarak faaliyet gösteriyor.
İş güvenliği uzmanlarının sorunlarını çözme konusunda başarılı olamadıkları için farklı modelleri inceleyip, bürokrasiyi etkileme çalışmalarını yapıyorlar.
İş güvenliği uzmanlarının sendika yapı içerisinde yer alarak toplu sözleşme yapabilmesi, sosyal haklar elde etmesi ve hukuksal güvence sağlanması için çalışmalar yapıyorlar.
39:12Federasyonun Organizasyonu ve Hedefleri: Federasyonun tüzüğünde, başkanın görevini bırakıp konfederasyonun başında olması gerektiği ve bu durumun belli zamanlarda gerçekleşmesi gerektiği belirlenmiş.
OSGB'lerin de sorumlulukları alması ve onlarla ilgili standart çalışması yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Ege İş Sağlığı Güvenliği Federasyonu, kuruluş felsefesini değiştirmedi ve iş güvenliği uzmanlarının haklarının geliştirilmesi için federasyonu basamak olarak kullanmamayı taahhüt ediyor.
42:27Karesi Kent Konseyi Deneyimi: Konuşmacı, yeni kurulan bir ilçede yeni bir kent konseyi modeli geliştirme çalışmasında hem kurucusu hem de yürütme kurulu üyesi olarak görev yapmıştır.
Başarının düşünceden, planlamadan ve şehrin sahibi olma felsefesinden geldiğini vurgulamıştır.
Karesi Kent Konseyi'nde siyasi düşünce ayrımı yapmaksızın çeşitli görüşlere sahip kişiler bir araya gelmiş ve ortak hedefler doğrultusunda çalışmıştır.
44:25Kent Konseyi Yapısının Özellikleri: Kent konseyleri sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulur ve kendilerine ait bir bütçesi yoktur.
Kent konseyleri belediyeden rutin giderler için destek alabilir, ancak projeler için kendi gelirlerini oluşturması önemlidir.
Karesi Kent Konseyi'nde projeler için kaynak ayrılmış ve en iyi çalışma yapanların projeleri desteklenmiştir.
46:20Belediyeye Yönlendirme ve Gönüllü Çalışma: Kent konseyi, şehirdeki sorunları tespit edip raporlaştırarak belediyeye sunmuş, bazen de belediyeden talepler almıştır.
Gönüllülerle birlikte çalışmanın başarıya ulaştırıcı bir yöntem olduğunu vurgulamıştır.
Karesi Kent Konseyi Türkiye ve uluslararası ölçekte öne çıkmış, birçok kent konseyine örnek olmuştur.
48:31Balıkesir Kent Konseyi Kuruluşu: Seçimlerden sonra Balıkesir Kent Konseyi kurulmuş ve Mürsel Bey başkan olarak seçilmiştir.
Pandemi sürecinde zorda kalanlara yardım etmek için projeler üretilmiş ve bu projeler şehir tarafından desteklenmiştir.
Pandemi sonrası yeni çalışma grupları kurulmuş, özellikle Kuvayi Milliye ve engelsiz şehir konularında çalışmalar başlatılmıştır.
50:30Afet ve Kriz Yönetim Çalışmaları: Balıkesir'de ilk defa afetle mücadele alanında kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının gönüllüleri bir araya getirilmiştir.
2021 Türkiye Afet Eğitim Yılı kapsamında AFAD, belediye, itfaiye, üniversite ve özel sivil toplum kuruluşlarıyla kapsamlı çalışmalar planlanmıştır.
Kent konseyi içinde çevre, şehircilik, sağlık, spor gibi çeşitli konularda çalışma grupları ve meclisler bulunmaktadır.
53:06Türkiye Kent Konseyleri Birliği: Türkiye Kent Konseyleri Birliği'nin başkanlığını yapan Mürsel Bey, pandemi nedeniyle iki dönem üst üste görev yapmıştır.
Kasım 20-21 tarihlerinde Balıkesir'de Türkiye Kent Konseyleri Sempozyumu düzenlenecektir.
Uşak'ta da bir kent konseyi bulunmaktadır.
53:51Kent Konseyi'nin Markalaşma Çalışmaları: Konuşmacı, Balıkesir'in markalaşma çalışmalarını öne çıkardığını belirtiyor.
Kent Konseyi'nin çalışmaları ile belediye ile birlikte hazırlanan "50 Peynirli Şehir Kitabı" uluslararası ödül kazandı.
Balıkesir'in Türkiye'nin gıda deposu olarak tanınması ve kahvaltı festivali gibi etkinliklerle markalaşma çalışmaları yapılıyor.
55:05Balıkesir'in Markalaşma Projeleri: Balıkesir'in özellikle zeytin, kolonyası gibi değerlerinin ön plana çıkarılması ve halıcılık, iğne oyacılığı gibi yöresel değerlerin işlenmesi için çalışmalar yapılıyor.
Kent Konseyi üyeleri gönüllü olarak çalışmakta ve şehre katkı sunmak için 24 saat boyunca mevcut durumda.
Kent Konseyi üyeleri, şehre sundukları katkının sadece şehre değil, ülkeye ve dünyaya da katkı sağladığını hissediyorlar.
56:12Başarılı Kent Konseyi Özellikleri: Başarılı ve etkin bir Kent Konseyi, herkesi kucaklayan ve dışarıda bırakmayan bir kurum olmalıdır.
Kent Konseyi, sivil toplum kuruluşları içerisindeki siyasi partiler, vakıflar, dernekler ve sendikalar gibi farklı grupları bir araya getirerek şehre katkı sağlar.
Kent Konseyi üyeleri, şehirde yaşayanlar olarak bir şeylere imza atmış olmanın ve bir yere değer katmış olmanın mutluluğunu yaşarlar.
58:22Sorun Çözümü ve İletişim: Kent Konseyi'nde sadece sorunları dile getirmek yeterli değil, çözüm önerilerini sunmak ve birlikte çalışmak önemlidir.
Kent Konseyi üyeleri, sorunları dile getirip çözüm önerilerini sunarak, yürütme kurulu ve genel kurulda tartışıp çözüm üretmeye çalışırlar.
Konuşmacı, kent konseyinden en çok öğrendiği konunun insanları farklı görüşte de olsa bir arada tutup ortak hedeflere ulaşmayı öğrettiği belirtiliyor.
1:00:08Sivil Toplum ve İletişim: Dünya Bankası'nın yerel yönetimlerle ilgili çalıştayında, Ege Bölgesi'ndeki diğer illerde iletişim problemleri olduğu gözlemlenmiş.
Sivil toplum kuruluşu, herkesin kendi cebinden harcaması ve getirisi olduğunda mücadele alanlarına girmesi anlamına gelir.
İletişim, sivil toplum içinde çok önem kazanır ve sorunların çözülmesinde anahtar rol oynar.
1:02:13Kent Konseyi'nin Çalışma Alanları: Kent Konseyi'nin çalışma alanı çok geniş olup, sokaklarda hayvanların zarar görmemesi, engelli kişilerin yaşamda sıkıntı yaşamaması gibi konular dahil olmak üzere çeşitli alanlarda çalışırlar.
Gençlerin sorunlarını çözmek, fikir ve proje üretmelerine yardımcı olmak için çalışma alanları oluştururlar.
Tarihi binalardan arkeolojik çalışmalara, mimari değeri olan eski yapılardan tabela kirliliğine kadar çeşitli alanlarda çalışırlar.
1:04:01Uşak'ın Değerleri: Uşak, dünyanın en büyük kanyonlarından biriyle alternatif turizm açısından öne çıkabilir.
Uşak, yöresel üretim ürünleri ve Ege'nin içerisinde Anadolu motifi ile işlenmiş değer alanları ile dikkat çekiyor.
Uşak tarihi bir mekan olup, Anadolu'da Türkler gelmeden önceki tarihi mekanları da değerlendirilmelidir.
1:05:00Sivil Toplum Kuruluşlarının Önemi: Konuşmacı, sivil toplum kuruluşlarının değer ve fikir üretmek için çalıştığını belirtiyor.
Uşak şehrinin sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek gönüllülük enerjilerini şehre yansıtabilmesi durumunda hem Uşak hem de ülke kazanacak diye düşünüyor.
Konuşmacının en büyük tavsiyesi, sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirecek kent konseyi yapısında veya farklı bir yapıda şehre katkı sağlayacak bir yapının harekete geçmesi.
1:05:41Uşak ile İlişkiler ve Teşekkürler: Konuşmacı, Uşak'ı misafir ettiğine ve defalarca geldiğine, üniversitede program yaptıklarına teşekkür ediyor.
Uşak ile beraber programlar yaptıklarını ve iş sağlığı güvenliğinin gelişmesi anlamında ülkemizi etkileyecek çalışmalar yaptıklarını belirtiyor.
Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı ile görüşüp bunu Cuma namazında hutbede okuttukları tek çalışmayı Uşak'ta yaptıklarını söylüyor.
1:06:44İş Sağlığı Güvenliği Mücadelesi: Konuşmacı, iş sağlığı güvenliğinin istenilen hedefe ulaşması için mücadeleye devam edeceklerini belirtiyor.
İnsanın ömrünün bir sınırı olsa da fikirlerin ve mücadelelerin ölmeyeceğini, bunları bir sonraki nesille devretmek gerektiğini vurguluyor.
Sahada mücadele veren arkadaşlarının taşın altına elini koymasını istemediklerini, eleştiriyorsa başlarının üstünde yeri olduğunu, katkı sunacaklara her türlü imkanlarını sunmaya hazır olduklarını söylüyor.
1:07:42İş Sağlığı Güvenliği Alanındaki Sorunlar: Konuşmacı, iş sağlığı güvenliği alanında güvenin azaldığını ve ümitin kalmadığını belirtiyor.
İş sağlığı güvenliği yasasının ertelenmesi durumunu eleştiriyor ve yasal uygulamaların başlatılıp uygulanması gerektiğini vurguluyor.
İş güvenliği uzmanlığı mesleğinin kısa süreli bir popülerlik yaşadığını, uzmanların ekonomik sıkıntı çektiğini ve görevlendirme sisteminin insancıl olmadığını söylüyor.
1:10:27Saha ve Bürokrasi Arasındaki İlişki: Konuşmacı, iş güvenliği alanında sorunların daha düzenli, daha insancıl ve daha kabullenebilir bir şekilde çözülebileceğini belirtiyor.
Saha deneyimlerinin bürokrasiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, sahanın sorunlarını iyi bilmelerini ve çözümlerini bilenlerin bu süreçte yer alması gerektiğini vurguluyor.
Federasyonun önümüzdeki dönem başkanlığını başka bir arkadaşına devretme düşüncesinde olduğunu ve bu işleri yürütecek arkadaşlara ihtiyaç duyduklarını belirtiyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği ile Kent Konseyleri Üzerine Röportaj

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir