Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir kişinin devlet memurluğu yeminleri hakkındaki sorusunu bir alim tarafından cevapladığı bir dini sohbet formatındadır. Soru soran kişi, devlet memurluğu yeminlerinde İslam'a uygun olmayan sözler olduğunu düşünerek bu yeminleri kabul etmeyi düşünmediğini ifade etmektedir.
- Videoda alim, devlet memurluğu yeminlerinin şeriatımızdaki yemin olmadığını belirterek, Müslümanların siyasete ve memurluğa yaklaşımını içtihat olarak değerlendirmektedir. Alim, her iki yaklaşımın da ayet ve hadis ekseninde bir hüküm olmadığını, ancak her iki tarafın da imanlarının kendilerine yüklediği sorumlulukların etkisi altında konuştuğunu vurgulamaktadır. Video, Müslümanların farklı görüşlere karşı matem tutmamaları ve birbirlerini itham etmemeleri gerektiği mesajıyla sonlanmaktadır.
- 00:05Memurluk Yeminleri ve İslam İlişkisi
- Devlet memurluğu için atandığımızda ilk senenin sonunda "memurluğun asaletinin onaylanması" adıyla yemin ettiriliyor.
- Yemin metninde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na, Atatürk ilke ve inkılaplarına, Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağımız, kanunların tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağımız gibi ifadeler bulunuyor.
- Konuşmacı, bu yeminlerin İslam'a uygun olmadığını ve elfaz-ı küfür hakkındaki görüşe göre sadece ölüm veya uzvun kesilmesi durumunda söylenebileceğini belirtiyor.
- 01:29Tercih Arasında Karar Verme
- Konuşmacı, bu işi kabul etmediği takdirde aç kalmayacağını, daha zor şartlarda ve asgari ücretle de çalışabileceğini belirtiyor.
- Dışarıda asgari ücretle çalışmak mı yoksa kendini, evladını yetiştirmek ve İslam çalışmalar yapmak için rahat bir geçim kaynağıyla daha fazla zaman sağlayacak devlet memurluğu mu tercih edeceğini sorguluyor.
- 02:07İslam ve Siyaset İlişkisi
- Konuşmacı, metindeki yeminlerin şeriatımızdaki yemin olmadığını, sadece isim benzeşmesi olduğunu düşünüyor.
- Müslüman basiret sahibi olup, olayları ve sorumluluklarını tek gözde ve kısır bir döngüde ele almamaya gayret eder.
- Memurluk veya başka bir işi geniş bir daire içinde düşünüp artılarını eksilerini toplayarak vereceği kararında imanını bir kenara bırakmadıysa hata etmiş olmaz.
- 02:37Günümüz Durumu ve Siyaset
- Ümmet-i Muhammed'in iki asrı bulan bir zaman dilimini tarihin en karmaşık dönemi olarak yaşadığını, büyük bir arayış içerisinde bulunduğumuzu belirtiyor.
- Ekonomiden siyasete, eğitimden gıdaya kadar hemen hemen her alanda sıkıntıdayız ve bize ait olmayan değerlerle yaşamaya mahkum edildik.
- Namaz ve oruç gibi mücerret ibadetler dışında İslam böyledir denebilecek bir yaşantımız maalesef yoktur.
- 03:14Siyaset ve İman İlişkisi
- Bu durumu gören önder şahsiyetlerin çözüm için uygun buldukları çalışma yöntemlerinden biri de siyasettir.
- Müslümanların kendilerine ait olmayan yöntemler içinde siyaset yaparak dine hizmet etmeleri, içinde bulunulan sıkıntılardan kurtulma arzusuyla meydana gelmiştir.
- Bu çalışmayı yürütenlerin niyetlerini ancak Allah Teala bilebilir, biz dış görünüşe göre karar vermek durumundayız.
- 03:40İctihat ve Karar Verme
- Siyaset ve siyasetin altyapısı gibi görünen memurluk ve benzeri görevlerin kabul edilmesi durumunda iman açısından sıkıntı olacağı, hatta imandan çıkma gibi bir riskin bulunacağı ileri sürülmüştür.
- Bu nihayetinde siyasete, siyasetin altyapısı olan memurluğa ya da mümin mantığıyla kurulmamış olan devletlerle beraber iş yapmaya çalışma, iş yapma gözüyle bakanların yaptığı bir içtihattır.
- Bu içtihatın dine hizmet olarak değerlendirilebileceğini söylemektedirler ve fiilen de bu mantıkla iş yapanların büyük mesafeler kat edebildiklerini söylemek şarttır.
- 04:24İctihat ve İman Sorumluluğu
- Bu içtihatın ayet, hadis gereğidir diyecek durumumuz yoktur.
- Mümin olmayan bir devletle iş görmeye karşı çıkanların tavrı da neticede bir içtihattır ve onlar da imanlarının kendilerine yüklediği sorumluluğun etkisi altında konuşmaktadırlar.
- İkinci grubun çıkışı, ayet ve hadislerin ilk okumada kulağa gelen hükmüne daha yakın gibi durmaktadır.
- 05:21Sonuç ve Tavsiyeler
- Kimin ne niyet taşıdığını ancak Allah Teala bilebilir, biz kimsenin niyetini irdeleyemeyiz, ameller irdelenebilir.
- Ortada içtihadi bir durum varsa içtihatlarımız üzerinden birbirimizi itham edemeyiz, doğru bulmadığımızı kabul etmez, bize göre doğru olanla yol alırız.
- Hiçbir zaman oturup matem tutmak bir çare değildir, çalışanların çalışmalarını tenkit diye de bir ibadet yoktur.