Buradasın

Cumhuriyet Gazetesi Davası ve Yargı Bağımsızlığı Üzerine Bir Panelden Görüşler

youtube.com/watch?v=jWXU4z5hs18

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Ne Oluyor" adlı televizyon programında, Çetiner Çetin sunumu yaparken, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Murat Bakan, hukukçu Uğur Poyraz, gazeteci Nevzat Çiçek, Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Şahin ve diğer uzmanlar arasında geçen bir panelden alınan görüşler sunulmaktadır.
Program, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının tutuklanması ve yargılanması, Bylock uygulaması ve FETÖ mücadele sürecindeki yargı sorunları üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, gazetecilerin tutuklanmasının siyasi bir dava olduğunu iddia ederken, basın özgürlüğü, tutuksuz yargılama prensibi ve yargı bağımsızlığı konularını ele almaktadır. Ayrıca, Türkiye'de 160 gazeteciye yönelik iddianameler, Bylock uygulamasının yapısı ve FETÖ ile mücadeledeki yasal süreçler detaylı olarak tartışılmaktadır.
Panelden ayrıca Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yaşanan hukuki sorunlar, savcılık ve hakimlik sisteminin durumu, sivil toplum örgütlerinin rolü ve terörle mücadele sürecindeki adalet sorunları da ele alınmaktadır. Konuşmacılar, Türkiye'deki adalet sistemindeki sorunları, savunma hakkının kısıtlanması ve 3713 sayılı terörle mücadele kanununun muğlak kavramları gibi konuları da tartışmaktadır.

00:14Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Davası: Cumhuriyet gazetesi yazarlarının yargılandığı dava başladı ve yargılanan yazarlar savunmalar yaptılar.
Davanın siyasi boyutu, Türkiye'nin iç ve dış siyasetteki etkileri ve beraberinde getireceği tartışmalar ele alınacak.
Avrupa Birliği bakanı Ömer Çelik ve Dışişleri Bakanı, insan hakları örgütlerinin içinde ciddi FETÖ yapılanmaları olduğunu ve Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin FETÖ'yu terör örgütü olarak kabul etmediğini belirttiler.
01:47Konukların Tanıtımı: Programda İstanbul stüdyosunda Uğur Poyraz (hukukçu), Nevzat Çiçek (gazeteci, yazar), Murat Bakan (CHP İzmir milletvekili), Çetiner Çetin (Türkiye gazetesi Ankara haber koordinatörü) ve Ankara stüdyosunda Mehmet Şahin (Gazi Üniversitesi öğretim üyesi) konuk olarak yer aldı.
02:27CHP'nin Davaya Yaklaşımı: Cumhuriyet gazetesi yazarlarının davasına sahip çıkmadığı tartışması yaşandı, ancak CHP milletvekilleri davayı takip ediyor ve Cumhuriyet gazetesi ile ilgili açılan davayı önemli görüyor.
Murat Bakan, Kadri Gürsel ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'ndan izin istemiş ancak izin gelmemiş.
Bakan, Cumhuriyet gazetesi davasının hukuki değil siyasi bir dava olduğunu ve Ergenekon, Balyoz, Oda TV davalarından farklı olmadığını belirtti.
04:18Davanın Önemli Noktaları: İddianamede Cumhuriyet gazetesi yayın politikasını değiştirdiği, vakıf yönetimini ele geçirdiği ve FETÖ, PDK-S, DHKP-C, PKK'ya yönelik örgütsel yayın yaptığı iddialar bulunuyor.
İddianamede bu iddiaları destekleyen hiçbir delil yok.
Kadri Gürsel'in savunması, iddianamede Fetö'nün kumpas davalarından farkı olmayan bir dava olduğu görülüyor.
05:30Murat Sabuncu'nun Savunması: Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Sabuncu savunmasını verdi ve savcının FETÖ'den ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasına rağmen tutuksuz olduğu, kendilerinin ise tutuklu olduğu durumu vurguladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada Murat Sabuncu'nun açıklamasının doğru olmadığı belirtildi.
Uğur Poyraz, davaya tamamına tabi bir hukukçu olmadığının ve Türkiye'nin son bir yıldır içinden geçmiş olduğu sürece bu tür davalara hassasiyetle yaklaşmanın doğru olduğunu düşündüğünü belirtti.
08:19Siyasi Boyut: Davanın siyasi boyutu ele alındı ve Ergenekon, Balyoz davaları sırasında da görüldüğü gibi, özen gösterilmeden hazırlanan iddianameler ve deliller nedeniyle bazı davaların sulanıp doğru yönlere gitmediği belirtildi.
2016'nın 15 Temmuz sürecinden sonra Türkiye'de yaşanan siyasi tartışmalar ve dış politikada kalmış olduğu ağır eleştiri göz önünde bulundurulduğunda, devletin ilgili organlarının daha hızlı ve katı refleks verdiğini tarih gösteriyor.
Uğur Poyraz, tutuklu Akın Atalay, Bülent Utku ve Namık Kemal Güngör'ün kendisinin yaklaşık 30-35 yıllık arkadaşları olduğunu ve hepsinin aydın, hukuka bağlı ve terör örgütleriyle yakından uzaktan ilişkisi olacak insanlar olmadığını belirtti.
10:31İddianame ve Soruşturma Süreci: Murat İnan, 18 Ağustos 2016'da zabıt katibinin tuttuğu yaklaşık on satırlık bir ihbarnameyle soruşturma başlatmış ve bu ihbarnamede FETÖ-PYD terör örgütü ile irtibatları olduğu iddia edilmiş.
İddianamenin neredeyse dörtte üçünü hazırlayan savcı görevden alınmış ve kendisi tutuksuz yargılanırken, arkadaşları tutuklu yargılanırken, iddianamede başka bir bayan ve başsavcının imzaları bulunuyor.
İddianamede terör örgütleriyle ilişkilerinden, menfaat sağladıkları ve yayın politikalarını değiştirdikleri iddialar bulunuyor.
11:28Duruşma Süreci ve Savunmalar: İddianamede yer alan iddiaların hepsine Kadri Gürsel ve arkadaşları tek tek cevaplarını vermişler.
Yaklaşık 1200 avukat yetki verilmiş ancak OHAL döneminde her kişi üç avukatla savunulabildiği için toplam 51 avukattan fazlasını içeri almadıkları için duruşmalara giremediler.
Kadri Gürsel dün savunmasını yapmış ve Bylock'çularla temas kurmuş olduğu iddiasına "telefonlarının içinde ne olduğunu bilebilir misiniz?" diyerek cevap vermiş.
13:04İddianamenin Değerlendirilmesi: Konuşmacı 32 yıldır ceza davalarına girdiğini ve bu tür iddianamelere alıştığını belirtiyor.
İddianamede "yayın politikasını değiştirdiniz" şeklinde manşetlerden bahsediliyor ve savunmalarda "olmayana cevap verme" şeklinde gelişiyor.
Konuşmacı, manşetlerin herkesin aynı şekilde anlayacağı bir medya kurumunun olamayacağını ve böyle bir iddia yapısının sakattır olduğunu vurguluyor.
14:15Yargı Bağımsızlığının Önemi: Anayasada "devam eden davalar hakkında mahkemelere telkinde beyanda bulunmak yasaktır" hükmü varken, mahkemelere manevi baskılar kuruluyor.
Tahliye dilekçeleri verildiğinde, Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi matbu evraklarla reddediliyor.
Bir ülkede sapla saman karışmaya başlarsa, sığınacağımız tek kapı olan yargıya güven kaybedilirse büyük sıkıntı yaşanacak.
15:20Gazetecilik ve Yargı İlişkisi: Gazeteciler, mahkemelerin karar vermesini beklerken tutuklanan kişilerle ilgili konuşmak zorunda kalıyorlar.
Kanunda açık hüküm var: sanık iddianamedeki fiille yargılanır ve iddianamede ne varsa onu konuşmak zorundalar.
Manşetler üzerinden bir işin okunabilmesi tehlikeli olabilir, somut kanıt olmadan manşetler üzerinden yorum yapmak doğru değil.
17:10Bilirkişi Raporu ve Sorunlar: Bilirkişi raporunda "cadı o başlatıldı" başlıklı haber üzerinden yorum yapılıyor, ancak aynı manşette "darbecilerin komuta kademesi ile ilgili soruşturma başlatıldı" ve "darbecilerin ihanet konuşmaları" başlıklı haberler kesiliyor.
Bilirkişi olarak atanan 28 yaşında TÜBİTAK'ta çalışan bilgisayar uzmanı, gazete ile ilgili davada bilirkişi yapmak yerine kendi tweetleriyle sorun yaratıyor.
Bilirkişi, Washington'daki olayda Cumhurbaşkanının korumalarının göstericilere saldırması hakkında "ne de güzel oldu" gibi tweetler atıyor.
18:34Cumhuriyet Gazetesi Davası ve FETÖ İlişkisi: Can Dündar'ın genel yayın yönetmeni ile birlikte gazetenin yayın politikasının değiştiği ve bu değişikliğin FETÖ ile ilgili bir yöne gittiği kanaat oluşmuş.
Bu tür davaların özellikle FETÖ ile ilgili mücadele kısmında esası dururken, meseleyi başka yere çekilebilecek yaklaşımlardan uzak durulması gerektiği vurgulanıyor.
Cumhuriyet gazetesi yargılamaları üzerinden FETÖ'ye bakıldığında, FETÖ'nün ana davasına katkı veren bir yaklaşım görülmediği belirtiliyor.
21:27Tutuksuz Yargılama ve Erozyon Riski: Ergenekon sürecindeki esas yaklaşımda saptasamanın karışmaması gerektiği, tutuksuz yargılamanın ivedilikle düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor.
FETÖ yargılamaları ile birlikte topluma giren Bylock mağdurlarının oluşturduğu kitle ve genişleyen memur kesimi, tutuklamaların amacından saptırılıp sadece öç alma amacıyla kullanılıp kullanılmadığı konusunda toplumda kanaatler oluşmaya başlıyor.
Bu durum, FETÖ mücadelesinin en büyük zaaf noktası olarak görülüyor.
23:46Gazetecilerin Tutuksuz Yargılanması Tartışması: Gazetecilerin tutuksuz yargılanabilmesi talebi, gazetecilere imtiyaz sağlamak için değil, kamuoyuna mal olan davalarda hukuksuz yargılamanın esas olması gerektiğini göstermek için ileri sürülmektedir.
Cezaevlerinin durumu kötüleşmiş olup, yatacak yer kalmış durumda olduğu belirtilmektedir.
Tutuksuz yargılama meselesi uzun zamandır tartışılan bir konu olup, gazetecilerin ayrı bir imtiyaza sahip olduğu izlenimini yaratmamak önemlidir.
24:42Gazetecilerin FETÖ İle İlişkisi Tartışması: Bazı gazetecilerin doğrudan hedef gösterilmesi eleştirilmekte, Kadri Gürsel'in Fethullahçı veya FETÖ'ye mensup olduğu inanılmamaktadır.
Kadri Gürsel ile Ekrem Duman gibi kişilerin aynı noktaya konulması mümkün olmadığı, herkesin gazeteci olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığı belirtilmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin mitinglerinde gazetecilerin isimlerinin sayılması eleştirilmekte, özellikle Kadri Gürsel'in Fethullahçı isimlerle aynı sıralamada sayılmasından rahatsızlık duyulmaktadır.
26:51Basın Özgürlüğü ve Yargı Sorunu: Türkiye'de 160 gazeteci tutuklu durumda olup, basın özgürlüğünde dünyada son sıralarda yer alındığı belirtilmektedir.
FETÖ mensupları ile Kadri Gürsel gibi gazetecilerin aynı noktaya konulması eleştirilmekte, bu durumun toplumda yanlış bir izlenim yarattığı vurgulanmaktadır.
Hukuken hakkında kesin yargı kararı olmayan 160 gazeteci ile FETÖ davasında bir numaralı sanıkların aynı şekilde ele alınması, muhalefetin bu konudaki ayrımını yapamaması eleştirilmektedir.
29:05Gazeteciler ve Adalet Sorgulamaları: Konuşmacı, gazetecilerin adalet sorgulamaları yapabileceğini ancak "yüzaltmış gazeteci" gibi genel ifadelerle konuşmanın hataya yol açabileceğini belirtiyor.
Kadri Gürsel gibi isimlerin de bu grup içinde bulunduğu için, bu tür ifadelerin karışıklığa yol açabileceğini vurguluyor.
Yargıç olmayanların kimseyi yargılamaması gerektiği, Cumhurbaşkanı'nın biriyle ilgili açıklamalarının da bu bağlamda eleştirilmesi gerektiği belirtiliyor.
30:35Adaletin Siyasallaşması Endişesi: Türkiye'de en büyük sorunun adaletin siyasallaşması olduğu, FETÖ'yle mücadele edilmesi gerektiğini ancak hukuk sınırları içinde yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Adalet sorununun Türkiye'deki kamuoyunun %76'sı tarafından tasdik edildiği bir atmosferde, yargıçların hangi gruptan geldiğinin konuşulduğu gibi durumlar eleştiriliyor.
Kadri Gürsel'in durumunda, Bylock ile iletişim kurulmuş ancak mesajların cevap verilmemiş olduğu gibi durumlar sorgulanmamadan eleştirilmesinin adaleti katleden bir durum olduğu belirtiliyor.
35:13Siyasi Partilerin Rolü: Siyasi partilerin kanlı bir darbe girişiminde bulunmuş bir FETÖ sürecini kendilerine pay çıkartmaya çalıştıkları düşünülüyor.
Terör örgütleri (PKK, FETÖ gibi) ve bunların yayın organlarıyla mülakat verilmesi, sahip çıkılması veya ortak karede yer alınması gerektiği düşünülen durumlar eleştiriliyor.
Adana'daki bir mitingde Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kılıçdaroğlu'nun FETÖ davasından yargılanan önemli kişilerin isimlerini okuduğu belirtiliyor.
37:11Uluslararası Karşılaştırma ve Öneriler: Türkiye'de yaşanan durumun uluslararası örneklerle karşılaştırılması isteniyor, Belçika'da El Kaide'yi destekleyen bir gazete durumunda benzer bir durumun nasıl karşılaşıldığı sorgulanıyor.
FETÖ meselesi tartışılırken, teröre bulaşmış veya terörle yan yana gelen kişilere alan açma, sözcülük yapma ve fırsat verme durumlarının olmaması gerektiği vurgulanıyor.
Adana mitinginde ve adalet yürüyüşü kitabında FETÖ'ye yakınlık gösteren kişilerin yer alması hem kitabı değerini düşürür hem de devletin zor dönemlerinde etkilenen insanların haklarının yenilmesine neden olur.
39:39Yargılamaların Gecikme Nedenleri: Türkiye, FETÖ ile mücadele ederken aynı zamanda diğer terör örgütleriyle de mücadele etmektedir.
Yargıdaki FETÖ üyelerini ayıklamak için devasa dosyaları eldeki az hakimle değerlendirmeye çalışmak da davaların gecikmesinin bir nedenidir.
40:25Yargılamalarda Masumiyet Kavramı: Türkiye'de "beraat, zimmet asıldır" kuralı gereği beraat edene kadar kişinin masumiyetini kabul etmek zorundadır.
"Redkit adaleti" olarak adlandırılan önce yargılanıp sonra adliyeye verilen uygulama tehlikeli bir durumdur.
Bu uygulamayı ancak kendi başına geldiğinde insan anlar, o ateş ocağınıza düştüğünde bu kadar kötü bir şey geleceğini anlar.
41:19Yargılamaların Hataları ve Ders Çıkarma: Kimlerin isimlerinin okunduğu tartışmaları değil, hatalardan ders çıkarmak önemlidir.
Einstein'ın "ahmaklar aynı deneyi yapıp farklı sonuca ulaşmak isterler" sözüne benzer şekilde, yargılamalarda aynı hataları yapanlar daha iyi bir hukuk düzenine ulaşamamaktadır.
Ergenekon, Balyoz gibi yargılamaları daha dikkatli yapmış olsaydık bugün çok daha rahat hareket ederdik.
42:23Yargılamaların Sorunları: Kadri Gürsel ve Akın'ın tutuklu ve sanık sıfatıyla yargılanan davaları hakkında konuşulması, yargılamaların baştan beri sorun yaratması göstergisidir.
Devlet adalet dağıtmak yerine yargılama yapar hale gelmiştir.
Hukuk devletindeki adil yargılama hakkı, herkesin (mahkum olanın bile) hakikaten doğru karar verdi diyebileceği bir yargılama demektir.
43:28Tutuklama ve Savcılık Kaynakları: Yargılamalarda tutuklama için artık kuvvetli suç şüphesi değil, makul şüphe ve kaçma şüphesi yeterlidir.
Savcının elinde dosyayı tutma hakkı iki yıla kadar vardır.
İstanbul'da terörle mücadele ile yetkili savcı sayısı yirmibeş kişiyi geçmez, toplamda üçyüz- beşyüz kişiyle dev bir yapıyla mücadele etmek mümkün değildir.
45:06Terör ve Sivil Toplum Arasındaki Çizgiler: Terör eylemi ve terörün tanımı, gazetecilik, akademisyenlik, sivil toplum gönüllülüğü ve insan hakları kavramları arasındaki çizgiler belirsizdir.
Normal koşullarda sivil toplum örgütleri toplumun gelişiminin önündeki en önemli değerdir ve siyasi partiler onlarla işbirliği yapmaya başladılar.
Gazetecilik faaliyeti ile örgütle bağlantı arasındaki fark, akademisyenlik ile örgüt mensubiyeti arasındaki ayrım duruma göre değişmektedir.
47:59PKK ve Terör Örgütleri Hakkında Araştırma Yetersizliği: Türkiye, son 40 yıldır PKK terör örgütüne maruz kalmış olsa da, bu konuda yapılan tezler ve doktora çalışmaları genellikle klasik yaklaşımla ilgili olup, örgütlerin sosyolojik bağları ve psikolojik motivasyon kaynakları gibi derinlemesine araştırmalar yapılmamıştır.
Türkiye'de gazetecilerin ve akademisyenlerin terör örgütleri konusunda yetersiz araştırma yapması, bu konuda bilgi eksikliğine neden olmaktadır.
Konuşmacı, 12 yıl boyunca Ortadoğu'da geçirdiği dönemde tüm terör örgütlerinin yapılarını, liderlerini ve yapılanmalarını araştırdığını belirtmektedir.
49:30Gazetecilik ve Habercilik Sınırları: Konuşmacı, farklı medya kuruluşlarında çalışmış ve mahkemelere gidip yargılanmış ancak haberin niteliğini ve propaganda amaçsızlığını kanıtladığında gazetecilik sınırları içinde kaldığını vurgulamaktadır.
Örgüt bağlantısı somut kanıtlanmadığı sürece haberin propaganda amaçlı olmadığı ortaya konulduğunda habercilik ve gazetecilik sınırları içinde kalınmaktadır.
Türkiye'de 178 gazeteci tutuklanmış, bunlar arasında PKK'ya yakın, DAESH, KPC yakın ve FETÖ'ye yakın medya kuruluşları bulunmaktadır.
50:47Gazetecilerin Yargılanma Şekilleri: Cumhuriyet gazetesi ve Kadir Gürsel'in yargılanma şekilleri toplumda FETÖ terör örgütü davası olarak görülürken, aslında bu durum farklı bir mevzu olarak değerlendirilmelidir.
Gazetecilerin birbirinden ayırt edilmemesi ve ayrı ayrı tartışılmaması, kamuoyunda ciddi bir kargaşa oluşmasına neden olmaktadır.
Türkiye'de 200 bin civarında Bylock'çu vardı, ancak eleme yapıldıktan sonra 115 bine indi ve Ankara Cumhuriyet Savcılığı en az üç sefer kullanma kriteri getirdi.
53:05Adalet ve Hukuk Üzerine: Konuşmacı, Türkiye'de adaleti tesis etmenin ve hukuku üstün, yargıyı bağımsız kılmak gerektiğini vurgulamaktadır.
Adalet için yapılan yürüyüşlerde farklı ideolojilerden insanlar bir araya gelmiş, sağ partilerin, sol partilerin üzerinde konsensus adlı adalet için yürüyüşler yapılmıştır.
Konuşmacı, gazetecilere zulmetmenin istenmediğini ve gazetecilerin arkasında durulması gerektiğini belirtmektedir.
56:19Gazetecilik ve Yargı: Konuşmacı, 11 yıldır davasının sonuçlanmamış olduğunu ve gazeteciliğin şüphesiz olmadığını vurgulamaktadır.
Ahmet Şık gazetecisinin DHKP-C örgütü olmaktan yargılanması ve Selim Kiraz'ın savcının şehit edilmesinde sorduğu sorularla ilgili yargılanması eleştirilmektedir.
Konuşmacı, gazetecilerin teröristlerle de görüşebilirlerini, gazetecilikten yargılanan kişileri peşinen mahkum etmenin doğru olmadığını ve hem savcı hem yargıç olunamayacağını belirtmektedir.
57:24Hukukun Temel İlkesi ve Basın Özgürlüğü: Temel sorunlara çok inmediğimiz için önümüze gelen kişiler üzerinden hareket etmeye çalışıyoruz.
Suçu sabit olana kadar herkes suçsuzdur ilkesi temel bir ilkedir.
Basın özgürlüğü ve güvenlik arasındaki gri alanlar her devirde farklı şekilde yorumlanmaktadır.
58:05Kişisel Deneyimler ve Sınıflandırma: Konuşmacı, KYK tutuklamalarına karşı çıkmış ve iki yıl fiziki ve teknik takibe uğramıştır.
Sınıflandırma yaparken ana ilkeyi göz önünde bulundurmak gerekir: suçu sabit olana kadar herkes suçsuzdur.
Kamuoyunda vicdanın tetikçiliği ve eylemlerine baktığımızda, yargılamaları devam eden kişileri farklı değerlendirmek gerekir.
1:01:24Hukukun Doğru İşlenmesi: Türkiye'de toplumun büyük bir kısmı hukukun doğru işlemediğini hemfikir.
FETÖ mücadelesinde hata yapmama eğilimi var, ancak yanlış giden şeylerin nedeni tartışılmalıdır.
Bylock listesi ve gizli tanık meselesi hatalı uygulamalar olarak belirtilmiştir.
1:03:41FETÖ Mücadelesi ve Basın Özgürlüğü: FETÖ mücadelesindeki yanlışları söyleyip mahkum etmemek gerekir, aksi takdirde davayı sulandırmış oluruz.
Hukuk, adalet ve doğru işleyebilmek için her şeyi kaldırıp indirebilirsiniz, ancak hukuku kaldırdığınızda onun yerine başka bir şey işlemezsiniz.
terör tanımı hala ciddi anlamda basın yayın üzerinde net bir alan oluşturmamıştır.
1:05:10Gazetecilik ve Güvenlik: Gazetecilerin korkuları, örgütlerin her yere sızabilme potansiyeli nedeniyle artmaktadır.
Gazeteciler, akademisyenler başta olmak üzere bu mesleklerle ilgili olanların davalarına farklı bir gözle bakılmalı ve değerlendirilmelidir.
terörle mücadele noktasında savcılar iş yükü çok ağır ve bu güven kaybından dolayı sorunlar yaşanmaktadır.
1:06:41Gazetecilik ve Terör Örgütleri Arasındaki Ayrım: Konuşmacılar, gazetecilik ve terör örgütleri arasındaki çizginin önemli olduğunu vurguluyor.
Batı ülkelerinde de terörle mücadelede devletler kendilerini koruyor, ancak basın özgürlüğü ile çizilmiş kalın çizgiler var.
Türkiye'de bazı gazeteciler, terör örgütü olarak kabul edilen üst düzey kişilerle röportaj yapmışlar ancak yargı sistemiyle karşılaşma yaşanmamış.
1:08:46Gazetecilik ve Terör Örgütleri İlişkisi: Özgür Gündem gibi gazetelerin kimliği ve yayın yapışı herkesin bildiği bir gerçektir.
Gazetecilerin bu tür gazeteleri desteklemesi yargı sisteminin konusu olabilir.
Konuşmacı, darbe yapmış, insanları katletmiş terör örgütlerine karşı beklemek yerine harekete geçmek gerektiğini belirtiyor.
1:10:00Sivil Toplum Örgütleri ve Şeffaflık: Sivil toplum örgütçülüğü hassas bir meslektir ve gönüllülük esasına dayanan hizmet yapar.
Hiçbir demokratik ülkede sivil toplum örgütlerinin yöneticileri kod adıyla hareket etmez.
Sivil toplum örgütü adı altında hareket edip kod adıyla çalışan, hiyerarşik yapısı ve mali kaynakları şeffaf olmayan gruplara mesafe koymak gerekir.
1:11:15Gazetecinin Görevleri ve Devlet Politikası: Gazetecinin bir numaralı görevi doğruyu aramak ve haber yapmaktır.
Gazeteci, haber kaynağıyla veya yaptığı haberler arasında duygusal bağ kurmamalı veya angaje olmamalıdır.
Devletin siyasi eğilimlerinin ve bölgesel politikalarının değişmesiyle gazetecilik dışı faaliyet olarak tanımlanabilir.
1:12:47Gazetecilik ve Terör Örgütleri İlişkisi Üzerine: Bazı gazeteciler, terör örgütlerini "dağların güzel kızları" olarak tanıtmak yerine gerçek kimliklerini vurgulamalı.
Devletler, iç ve dış güvenlik açısından kendilerini rahat hissettiklerinde daha toleranslı davranabilirler.
Devlet tehlikeyi şiddetli hissettiğinde hızlı bir daralma olur ve istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir.
1:16:29Gazetecilik ve Devlet İlişkisi: Konuşmacı, Mustafa Balbay'ın tweetleri ve Cumhuriyet Vakfı davası hakkında konuşuyor ve devlet istihbaratı ile alınmış net deliller varsa herkesin söz söyleme hakkı olmadığını belirtiyor.
Kamuoyuna ve iddianamelere yansıyan durumlar kamuoyunu tatmin etmediğini ve burada bir sorun olduğunu ifade ediyor.
Gazetecilik mesleğinin kutsal olduğunu, kamuoyunu bilgilendirdiğini ancak aynı zamanda istihbaratları açık bir meslek olduğunu vurguluyor.
1:17:18Gazetecilik ve Devlet Arasındaki Mesafe: Sivil toplumda çoğu devletin yumuşak gücü olduğu bilindiğinden, bu iki arasında mesafeyi korumak gerektiğini belirtiyor.
Eğer mesafeyi koruyamamış bir gazeteci varsa, devlet bunu somut delille ortaya koyup ana davayı etkilememeli.
Cumhuriyet iddianamesinde "adeta" gibi ifadeler kullanılmış ve bu durum davayı zayıflatıyor.
1:18:00Cumhuriyet Gazetesi ve Yayın Politikası: Cumhuriyet gazetesinin operasyona tabi tutulmasının temelinin MİT tırlar davası ve değişen yayın politikası olduğunu belirtiyor.
Can Dündar'ın genel yayın yönetmenliğine getirilmesiyle kamuoyunda oluşan algı var, ancak konuşmacı bu algının suç olup olmadığını karar veremeyeceğini söylüyor.
Yayın politikasının değişmesi suç sayılmaz, ancak örgütsel suçtan bahsediliyorsa, devlet bunu somut delillerle ortaya koymalı.
1:19:44Terörle Mücadele Kanunu ve Hukuk Devleti: Türkiye'nin 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinin terör kavramını tarif ettiğini ve bu kavramın çok muğlak olduğunu belirtiyor.
Devletin kendini hukuk koyucu gördüğü için istediği zaman ve zemine göre evrensel normlardan kolaylıkla yerel suçlar yaratabileceğini söylüyor.
Kanunsuz suç olmaz kuralını Hammurabi'nin 4000 yıllık kuralı olduğu için bu kuralın yok edilemeyeceği vurgulanıyor.
1:21:42Savunma Hakkı ve Yargı Sistemi: Türkiye'de yargılama sisteminde bir sakatlık olduğunu ve savunma hakkı kişinin gözaltına alındığı anda değil, iddianamenin teslim edildiği anda başladığını belirtiyor.
Savunma hakkı, iddianamenin kabul edilip, kişinin avukatına teslim edildiği ve iddiaları öğrendiği anda başlıyor.
Yargılama, iddia ve savunmanın eşit şartlarda yarışmasıyla ortaya çıkmalı, ancak Türkiye'de bu eşitlik sağlanmıyor.
1:24:31Yargı Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı: Yargı bağımsızlığının yanına tarafsızlık ilkesi konulması gerektiği, ancak bunun uygulanmadığı belirtiliyor.
İddia ve savunma makamlarının eşit şartlarda yarışması, yargılamalarda yapılacak en temel şey olarak vurgulanıyor.
Kadri Gürsel'in savunma yapmak için dokuz buçuk ay beklemesi gibi durumlar, hukuk devleti anlayışının aksine değerlendiriliyor.
1:25:48Adalet Sisteminin Eleştirisi: İnsanın değersizleştiği bir toplumda temel hak ve hürriyetler kolayca çiğneniyor.
Devletin adalet sistemini ciddi eleştirmesi ve gözden geçirmesi gerekiyor, aksi takdirde "kayıkçı kavgası" gibi tartışmalara düşülecek.
Hukukta "devlet refleksi" olmamalı, adalet sisteminde sadece kanunlar ve evrensel hukuk normları uygulanmalı.
1:27:49Hukuk ve Vicdan İlişkisi: Hukuk olunca hepimiz aynı yerde buluşuyoruz, ancak hukuktan önce vicdanın da önemli olduğu düşünülüyor.
Kanunda açık hüküm var: "Hakim delilleri vicdani kanaatiyle takdir eder", ancak günümüzde vicdan biraz kenara bırakılıp delillerle hareket edilmeye çalışılıyor.
İçeride hukukun kalmadığı bir sistemde hiçbirimizin güvencesi yok, mahkemeler tutuksuz yargılama ve tutuksuzluk kararları verecek.
1:30:35Yargı Bağımsızlığı Sorunu: Hiçbir meslek, parti, tarikat veya cemaatin FETÖ'nün sızmadığı yer olduğu iddia edilmemeli.
Yargı mensuplarının da cevap hakkı olması ve sorunlarını anlatmaları gerekiyor, çünkü onların da rahat hareket edemedikleri görülmesi önemli.
Yargı mensuplarının önüne gelen kağıtla hareket etmeleri ve sistemin aktif olması nedeniyle sorunlar yaşanıyor.
1:31:38Toplumsal Baskı ve Adalet: FETÖ ile ilgili mücadelede en yanlış işlerden biri, gerekçesi sağlam olmayan topluma mal olmuş kişileri gözaltına almak.
Devleti yönetenlerin yargı bağımsız ve tarafsızlığına ilk önce onlar uyması gerekiyor.
Yargı bağımsızlığı olmadığı bir ülkede her şey kağıt üzerinde kalır, adalet olmaz.
1:35:22Yargı ve Siyaset İlişkisi: Cumhurbaşkanı hakimler, savcılar kurulu üyelerinin bir kısmını doğrudan, bir kısmını meclis aracılığıyla atayabiliyor.
Bu durumda yargı bağımsızlığı sorunu yaşanıyor, ancak muhalefet ve iktidar arasında bu konuda sıkışmışlık var.
Toplumsal uzlaşma sağlanacak adalet için yargı bağımsızı ve hukukun üstün olması gerekiyor.
1:36:27Bylock Davası ve Yargı Sorunları: Konuşmacı, Ergen'in Kom Balyoz davaları sırasında virüsle gönderilmiş dosyalar ve bilirkişi raporları konusunda uzun süre tartıştıklarını hatırlatıyor.
Bylock konusunda da devletin ve yargının tecrübelerinden faydalanması gerektiğini vurguluyor.
Kadri Gürsel'in savunmasında dikkat çeken 99 kişi tarafından Bylock yüklü olduğu iddiası ve herkese gelen kampanya mesajları eleştiriliyor.
1:38:16Yargı Sisteminin Sorunları: Yargının sorunlu olduğu, 15 Temmuz'dan önce de ortaya çıkmış sorunlar olduğu belirtiliyor.
Hrant Dink davası, Roboski olayı gibi aydınlatılamamış davalar ve mahkemelerin basit davalarında bile yaşadığı sıkıntılar eleştiriliyor.
Eleman eksikliği, personel sıkıntısı ve iktisaslaşma problemleri yargının sorunları olarak gösteriliyor.
1:39:17Fetö Davalarının Çerçevesi: Konuşmacı, Fetö davasının ana davası ve çatı davası olduğunu, ancak farklı konuları farklı çerçevelerde değerlendirmenin gerekli olduğunu belirtiyor.
Ekrem Dumanlı'nın "gider gitmek zorunda ya adam gibi gider ya gitmek zorunda kalır" ifadesi ve "ben profesör olacağıma keşke albay olsaydım" sözleri örnek olarak veriliyor.
15 Temmuz gecesinde yaşananlar ve 250 kişinin hayatını kaybetmesi vurgulanıyor.
1:40:50Fetö Meselesinin Toplumsal Çözümü: AK Parti'nin tek başına Fetö meselesiyle başa çıkamayacağı, diğer siyasi partilerin de destek olması gerektiği belirtiliyor.
Fetö'nün yargıya sızmış olduğu ve bunun sosyolojik bir vaka olduğu, 40 yıldır sistemli bir şekilde devlete girdikleri vurgulanıyor.
Her siyasi partinin bu konuda öz eleştiri yapması gerektiği, aksi takdirde yargı ve polis düzelmeyeceği ifade ediliyor.
1:43:04Bylock Kullanıcıları Hakkında Bilgiler: Bylock meselesinde bahsedilen kullanıcı sayısı sürekli artıyor, en son resmi olarak 115 bin kişi Bylock kullanıcısı olduğu belirtiliyor.
Bylock kullanıcılarının sadece IP kodlarından değil, içerisindeki verilerinden de yola çıkılarak tespit edildiği söyleniyor.
Bylock indirme işlemi yerine en az üç kere kullanmış olmak kaydı getirildiği ve bu çerçevede değerlendirildiği belirtiliyor.
1:44:46Bylock Uygulamasının Özellikleri: Bylock, üç aşamalı bir güvenlik sistemi olup, herkesin herkesi göremediği bir yapıya sahiptir.
Bylock'ta, kullanıcının sadece kendisine izin verilen alanlara erişebildiği bir sistem vardır; örneğin Ankara'daki kullanıcılar sadece Ankara Adliyesi veya ilgili kademe içindeki kişileri görebilir.
Bu sistem, FETÖ yapılanmasının kendi içindeki kolektif ilişkisini somut bir şekilde ortaya koyar.
1:46:16Bylock ve Delil Olarak Kullanımı: Bylock içeriğinin ne içerdiği önemlidir; suç istinad edilecek şeyler mi yoksa sadece kolektif ilişkiyi ortaya koyan şeyler mi içerdiği değerlendirilmelidir.
İddianameler düzenlenirken veya yargılamalar yapılırken, içerik olmayan sadece Bylock kullanımı delil olarak kabul edilmemesi gerekiyor.
Kadri Gürsel'e yönelik iddianamede yer alan şey Bylock kullanıcısı olan kişilerin Bylock'tan araması değil, normal telefonla yapılan iletişimlerdir.
1:47:36Bylock Sisteminin Tehlikeleri: Bylock, FETÖ ile ilgili mücadelede en önemli delillerden biridir ve bu nedenle onun sulandırılması tehlikeli bir durumdur.
Bylock listesi, devletin servere sızıp aldığı yazışmaları tamamıyla tespit ettiği bir listedir ve burada suiistimal olmamıştır.
Bylock sistemi, yurt dışından gelen telefonların emaillerinin kopyalanması, belli hatlar üzerinden sinyal kesişmesi ve kimliklerle müracaat edildiğinde birden fazla hat çıkarılması gibi yöntemlerle oluşturulmuştur.
1:49:03Bylock Uygulaması ve Hukuki Yorumlar: Bylock uygulaması ile ilgili ana kriter, uygulamayı indirmek ve üç aşamalı listede yer almak olarak belirtiliyor.
Bylock kullanıcısı olmanın delil olarak kabul edilmesi, uygulamaya mesaj atılması veya arama yapılmasıyla sulandırılabiliyor.
Kadri Gürsel'in Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilebilmesi için sadece mesaj atması yeterli değil, uygulamayı indirmesi gerekiyor.
1:50:33Bylock Kullanıcıları ve İnceleme Süreci: 18. Ceza Dairesi, Bylock'u telefona indirmeyi örgüte üyeliği kriteri olarak kabul etmiş.
Bylock komisyonları oluştuğunda mağduriyetler oluşmaya başlayınca, listeler tekrar incelenmeye başlanmış.
Bylock kullanıcılarının sinyalleri incelenerek, uygulamayı hangi yerlerde kullandıkları belirlenmeye çalışılıyor.
1:52:24Bylock Uygulamasının Teknik Özellikleri: Bylock'un her telefona yüklenmediği, sadece belli bir store'dan alınabildiği ve güvenlik sertifikası gerektirdiği belirtiliyor.
Bylock'un WhatsApp gibi herkes tarafından kolayca kullanılmadığı, sadece belirli koajlar içinde görüldüğü ifade ediliyor.
1:53:43Örgüt Mücadelesindeki Yaklaşımlar: Örgüt sadece Bylock değil, toplamda dört farklı program kullanıyor.
Örgüt mücadeleinde önce en üstteki imamların pasifleştirilmesi ve en üst temasın kesilmesi gerekiyordu.
Savaş sonrası süreçte hala vali yardımcıları ve emniyet müdürleri FETÖ'den alınabiliyor.
1:54:44Örgütün Devlet İçine Sızması: Bu tartışma, tüm yapılan hataların sonuçları üzerinden yapılmakta ve organizasyonun nasıl bu noktaya geldiği konuşulmalı.
Örgütün devlet içine nasıl sızdığı, valiler, emniyet müdürleri gibi önemli kişilerin kimleri dinlediği sorulmalı.
Şeyh-mürit ilişkisi ve bu ilişkideki teslimiyet anlayışı yargılanması gerekiyor.
1:55:32Tarikat ve Cemaat Sorunu: Bylock gibi kişilerin cezaevindeyken, onlara iltifat eden insanlar serbest kalıyor ve hiçbir sorunları bulunmuyor.
FETÖ'nün yerine başka tarikatlar ve cemaatler yerleşiyor, polis memurları şeyhlerinin emirlerine göre hareket ediyor.
Sakarya'ya atanan valinin kardeşi, Çarşamba Cemaati'nin önemli bir üyesi olmasına rağmen, onbeş Temmuz sonrası durum değişmiş.
1:56:54Liyakat ve Temsil Sorunu: FETÖ'yu bertaraf ettikten sonra, benzer tarikatlar ve cemaatler yer alıyor ve bu durumun tekrarlanmaması gerekiyor.
Ülkenin yapısını, farklı etnisiteleri, inanç gruplarını ve siyasi düşünceleri liyakatine göre temsil etmeme durumu bu sorunun tekrarlanmasına neden olabilir.
Bylock gibi kişiler giderse bile, onların yerine benzer kişiler gelebilir.
1:57:50Siyaset ve Oy Toplama: Siyasetçilerin ehliyet, yaka ve sadakat gibi toplumsal değerleri savunması gerekirken, bu söylem siyasetin gerçeklerine aykırı olabilir.
Türkiye'de siyasetin beslendiği ana kaynaklar, insanların dini duyguları ve milliyetçilik duygularını okşamaktır.
Bu tür oy toplama yöntemleri, Türkiye'nin modern bir medeniyete ulaşmasını engelliyor.
1:58:51Siyasetin Amacı: Siyasetçiler seçim kazanmayı hedeflerken, maç kazanmak için ne yöntemler kullanılırsa kullanılsın önemli değil.
Türkiye'de ve dünyada önemli olan, maç kazanmak değil, centilmence ve sportmen bir şekilde kurallara uygun oynamaktır.
FETÖ ile mücadele konusunda herkes aynı tarafta olmasına rağmen, siyasetin temel sorunlarına inilmeli ve şeyh-mürit ilişkisinin kaynaklarda nasıl tarif edildiği tartışılmalıdır.

Cumhuriyet Gazetesi Davası ve Yargı Bağımsızlığı Üzerine Bir Panelden Görüşler

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir