Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- T24 kanalında yayınlanan bu röportajda, 2019 Temmuz ayında Çorlu'da gerçekleşen hızlı tren kazasında hayatını kaybeden Oğuz Arda Selin'in annesi Mısra Özsel ile görüşme yapılmaktadır. Ayrıca diğer kayıpların aileleri de röportajda yer almaktadır.
- Röportajda, yarın başlayacak olan dava öncesinde ailelerin yaşadığı acı ve adalet arayışı ele alınmaktadır. Aileler, olayın doğal afet olarak nitelendirilmesi, sadece dört devlet demiryolu görevlisinin sanık olarak yer alması ve üst yönetim, bilirkişiler ve diğer sorumluların da yargılanmasını talep etmeleri konusunda görüşlerini paylaşmaktadır.
- Röportajda ayrıca Anayasa Mahkemesi'ne başvuru, Meclis'te araştırma önergesi verilmesi ancak reddedilmesi, tazminat davalarının ilerleyemediği ve Türkiye'deki hukuk sisteminin bu tür olaylarda nasıl işlediği gibi konular da ele alınmaktadır. Aileler, yarın yapılacak duruşmada fiziki ortamın hazırlanmaması konusunda endişelerini dile getirmektedir.
- 00:07Çorlu Hızlı Tren Kazası Davası
- Yarın Çorlu'da 25 kişinin hayatını kaybettiği ve 340 kişinin yaralandığı hızlı tren faciasının davası başlayacak.
- İddianamede dört Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları görevlisi sanık olarak yer alıyor ve onbeş yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
- Aileler iddianameden ve yargılanacak sanıkların sayısından memnun değil, tepkilerini adalet nöbetleriyle ve Anayasa Mahkemesi'ne kadar taşıdılar.
- 01:46Oğuz Arda Selin'in Annesinin Anıları
- Oğuz Arda Selin'in annesi Mısra Özsel, kazanın bir yıl sonra 3 Temmuz'da duruşma yapılması yerine 8 Temmuz'da yıldönümüne hazırlanmaları gerektiğini belirtiyor.
- 8 Temmuz'da Sena Köse'nin annesi Aysun Köse'nin, oğlunun yasını yaşamasına izin verilmeden mahkemede ifade vermek için çağrıldığı durum aileyi çok etkilemiş.
- Aileler duygusal, psikolojik ve hukuki olarak umursanmadıklarını, adaletsiz düzene karşı tepkilerini en insani vasıflarıyla verdiklerini ifade ediyor.
- 04:37Devletin Tutumu ve Ailelerin Durumu
- Mısra Özsel, devletin duyarsızca yaklaşıp olayı önemsizleştirdiğini, empati kurmadığını ve sadece prosedür üzerinde yürümesi gereken işi yaptığını belirtiyor.
- Kazadan kurtulanlara devlet tarafından psikolojik destek verilmediği, uzvunu kaybeden Nurhayat'ın uygun protezi takılmadığı söyleniyor.
- Kazadan kurtulan 10 yaşındaki çocuklar ve yaralı olarak bir buçuk saat suyun içinde kalan Cihan gibi kişilerin psikolojik olarak çok zor durumda olduğu vurgulanıyor.
- 08:36Yarınki Davada Beklentiler
- Mısra Özsel, davada öncelikle bilirkişilere itiraz edeceklerini, çünkü bilirkişilerin hukuka aykırı olarak dosyaya dahil olduğunu belirtiyor.
- Bilirkişilerden birinin Devlet Demiryolları'nın danışmanlığını yaptığı ve diğerinin o hat üzerindeki sinyalizasyon işinin ihalesine girdiği durumun sorun olduğunu söylüyor.
- Savcının başlangıçta empati kurarak yaklaşacağını söylemesine rağmen, bir hafta sonra Devlet Demiryolları üst yönetimi, bürokratlar ve siyasilerin kovuşturmada yeri olmadığını iddia ettiği belirtiliyor.
- 11:01Yargılanması Gereken Kişiler
- Mısra Özsel, bakan, ulaştırma bakanı, müsteşar, Devlet Demiryolları Genel Müdürü Isa Apaydın, Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali İhsan ve yönetimdeki tüm sorumluların yargılanmasını istiyor.
- Makinistlerin, ihale alan firmanın ve bilirkişilerin de yargılanmasını talep ediyorlar.
- Yol bekçilerinin Türkiye'de sayısı 39'a düşürüldüğü ve pazar günü yol bekçisinin olmadığı durumda olayı kimin tespit edeceği sorusu soruluyor.
- 11:57Çorlu Tren Katliamı Davası ve Meclis Kararı
- Çorlu tren katliamı davasında dört kişinin sorumlu tutulması yeterli değil, üst düzey yetkililerin de dahil olması gerekiyor.
- Anayasa Mahkemesi'ne başvurduktan sonra mecliste Çorlu tren katliamının araştırılmasına yönelik bir önerge verildi ancak reddedildi.
- Meclis, mevcut dava nedeniyle araştırmanın doğru olmadığını ve olayın doğal afet olduğunu iddia etti.
- 12:37Devlet Demiryolları'nın Sorumluluğu
- Konuşmacı, Devlet Demiryolları'nın kusursuz ve eksiksiz görev yaptığını iddia edenlere karşı, Denizli'deki sel sonrası menfezin boşalması, Ankara katliamında dokuz kişinin ölümü ve Arifiye'deki yağmur sonrası rayların altına gelmesi gibi olayları örnek veriyor.
- Sistemde birilerinin korunması için bu tür olayların önüne set konulduğu ve yargılanacak kişilerin korunduğu iddia ediliyor.
- İktidar milletvekilleri ve ulaştırma bakanlığı görevlileri, ailelerin cenazelerine bile katılmadı ve dönemin ulaştırma bakanı Ahmet Arslan, konuşmacıyı Twitter'dan engelledi.
- 14:40Mahkeme Duruşması ve Fiziki Şartlar
- Mahkeme salonuna girebilecek fiziki şartlar hazırlanmadı, ancak baro başkanları ve avukatlar ziyaret ederek 130 kişilik bir konferans salonu ayarlandı.
- Aileler, Oğuz Arda'nın sadece annesi değil, dedesi, dayısı, amcası ve anneannesi de duruşma salonuna girebilsin ve sanıkları hep birlikte dinleyebilsin istiyorlar.
- Aileler, duruşmanın gizlilik içinde yürütülmesine izin vermeyeceklerini ve adil yargının peşinde olacaklarını belirtiyorlar.
- 17:07Destek Çağrısı ve Bilirkişi Raporu
- Aileler, parti ve siyasi kimlik ayırt etmeksizin herkese çağrı yapıyor ve herkesin vicdanıyla yanlarında olmasını istiyorlar.
- Bilirkişi raporunda kazanın doğal afet ve lokal yağış sonucu meydana geldiği, ani oluşan yağış ve sel sonucu menfezin toprağa boşaldığı belirtiliyor.
- Aileler, sadece olay gününe ait tek bir rapor olmadığını, BTS'nin ve CHP'nin detaylı raporlarının da olduğunu ve menfezin bakımıyla ilgili uyarıların yapıldığına dair delillerin olduğunu belirtiyorlar.
- 19:47Tazminat Durumu ve Anayasa Mahkemesi Beklentisi
- Aileler ceza davasının haricinde tazminat davaları da açtılar ancak devletin tazminat ödenmeyeceğine dair bir duyum aldıklarını belirtiyorlar.
- Trenin koltuk sigortalarının olmadığını ve tazminat davalarının başlayamadığını söylüyorlar.
- Anayasa Mahkemesi'nden beklentisi, yargılanmasını istediği herkesin yargılanması ve savunma yapabilmesi, baştan hükümlü olarak kenara konulmaması.
- 21:50Türkiye'deki Hukuk Sistemi Hakkında Değerlendirme
- Yarın davayı yakından izleyeceklerini ve bu davayı Türkiye'nin vicdan davalarından biri olarak değerlendirdiklerini belirtiyorlar.
- Siyasi tutuklu ve gazeteci tutuklu yargılanırken, bu kazaya adı karışan ve sanık olarak geçenlerin tutuksuz olarak yargılanması, Türkiye'deki hukuk sisteminin durumunu gösteriyor.
- 22:16Bir anne olarak acı ve mücadele
- Konuşmacı, kendisinin ve benzer durumda olan diğer ailelerin ülkenin vatandaşları olarak acı çektiğini belirtiyor.
- En büyük talihsizliğinin bu döneme denk gelmiş olmaları olduğunu, ancak dönemlerin değişeceğini ve hukuk sisteminin hakimlerinin ve savcılarının vicdanlarıyla adil görevlerini yerine getirmelerini istiyor.
- Herkesin yanlarında olmaya davet ediyor çünkü bugün başlarına gelen yarın başkalarının başına da gelebilir ve canları geri gelmeyecek.
- 23:04Oğlunun etkisi ve mücadele gücü
- Konuşmacı, oğlunun güçlü bir çocuk olduğunu ve hiçbir zaman pes etmediğini, kendisine çok şey öğrettiğini belirtiyor.
- Oğlunun hakkını yerde bırakmayacağını ve onun adını yaşatmak için vefat edene kadar, ona kavuşana kadar söz verdiğini söylüyor.
- Güçünün oğlunun adından geldiğini ifade ediyor.
- 23:45Toplumsal sorumluluk ve destek
- Konuşmacının acısının büyük olduğu ve güçlü devam etmesi için destek verildiği belirtiliyor.
- Devletin bir gün kendi vatandaşlarının acılarına ve mutluluklarına sahip çıkmayabileceği, kazalardan sonra görülen umursamazlığın bir noktada sona ereceği vurgulanıyor.
- Sadece iktidarı ve yönetenlere değil, hukuk sistemi içinde yer alan herkese ve topluma, sokakta gezen herkesi unutmamak ve unutturmamak görevi düşüyor.