Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir tartışma programı formatında olup, Hasan Sunar (ceza hukukçusu), Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri, belediye başkanları ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali Mahir Başarır gibi siyasi figürlerin yer aldığı bir sohbeti içermektedir.
- Video, Aziz İhsan Aktaş örgütü iddianamesi ve bu iddianamenin sonuçları üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacılar, Aziz İhsan Aktaş ve ortağı Gürkan Dölekli'nin tutuklanmaması, diğer örgüt üyelerinin tahliye edilmesi ve belediye başkanlarının tutuklanması arasındaki çelişkileri eleştirmektedir. Ayrıca, iddianamenin sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı kin ve nefret ifade ettiğini, hukukun uygulanmadığını ve milletvekillerinin susturulmaya çalışıldığını iddia etmektedirler.
- Konuşmacılar arasında emekli memurların haklarını talep etmesi, Merkez Bankası'nın teslim edildiği kişinin dolandırıcılık suçlamalarıyla tutuklanması ve rüşvet suçlamaları gibi konular da tartışılmaktadır. Video, Suat Özçelebi'nin iktidardan bağımsız düşünmenin mümkün olmadığını belirterek sona ermektedir.
- 00:04Aziz İhsan Aktaş ve Gürkan Dölekli'nin Tutuklanması Talebi
- Aziz İhsan Aktaş'ın derhal tutuklanması gerektiği, çünkü Ünsalban'ın yurtdışı yasağı olmasına rağmen kaçtığı bir ülkede sahte diplomacıların tahliye edilip sonra tutuklanması istendiğinde kaçtığı bir ülkede olduğu belirtiliyor.
- Aziz İhsan Aktaş hakkında 704 yıl ceza istenen birisinin dışarıda gezmesi ve suç örgütü lideri iken hapiste yatarken, ortağı Gürkan Dölekli'nin de tutuklanması gerektiği vurgulanıyor.
- Gürkan Dölekli'nin iddianamede "pişmanlıktan faydalanıp rüşvet verdim" diyerek genel müdürüyle gönderdiğini söylemesi ve kendisinin tahliye edilmesi, denetimli serbestlikten muaf tutulması, ev hapsinden muaf tutulması ve yurtdışı yasağı kaldırılması eleştiriliyor.
- 02:09İddianamenin Değerlendirilmesi
- Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atandığı ve bu şirketlerin bir milyar, bir buçuk milyar borçlu olduğu belirtiliyor.
- Gürkan Dölekli ile ortak olduğu Güven Asfalt, Avrupa'nın en büyük benzin istasyonuna sahip şirket ve Hakan Bahçetepe'nin suçsuz yere hapiste yatmasına sebep olan Gürkan Dölekli gibi kişilerin neden tutuklanmadığı sorusu soruluyor.
- Aziz İhsan Aktaş ve Gürkan Dölekli isimleri savcılar tarafından ciddi anlamda değerlendirilmediği sürece, iddianame boştadır deniliyor.
- 03:02İddianamenin Hukuksuzluğu
- Abdurrahman Tutdere'nin Aziz İhsan Aktaş'ı tanımadığı, görüşmesi olmadığı ve konuşması olmadığı, ancak sehben tutuklandığı için serbest bırakıldığı belirtiliyor.
- Aziz İhsan Aktaş'ın örgüt üyeleri hakkında 4 yıl ile 12 yıl arasında ceza istenirken, Aziz İhsan Aktaş ve Gürkan Dölekli gibi kişilerin dışarıda serbest dolaştığı eleştiriliyor.
- Balıkesir'de cinayet suçlusu olarak dışarıda gezen birinin vahşice uzman çavuşu, suçsuz insanları ve markette alışveriş yapanları öldürüp yedi kişiyi yaraladığı örneği veriliyor.
- 04:22İddianamenin Siyasi Boyutu
- Bu iddianamenin sadece ve sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne kin ve nefret iddianamesi olduğu belirtiliyor.
- Zeydan Karala, Oya Tekin ve Kadir Aydar'ın Adana'da belediye başkanlığı yaptıkları halde, Aziz İhsan Aktaş tarafından iftiraya maruz kalıp 11 yıl önceki bir iftira sebebiyle Silivri'de ve Beşiktaş'ta hapisteleri eleştiriliyor.
- Kütahya belediye başkanı ile ilgili rüşvet soruşturması sebebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı Kütahya'ya gönderdiği halde, Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmayı bırakın ifade dahi almadığı belirtiliyor.
- 06:05Hukuka Güven Sorunu
- İddianamenin sonuçlarına bakıldığında, belediye başkanlarının tahliye taleplerinin reddedildiği ve bu durumun sadece ve sadece Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve belediye başkanlarına kin ve nefretin devam ettiğini gösterdiği belirtiliyor.
- Ekrem İmamoğlu'na yaşatılan, Silivri'de milletvekillerine yaşatılan zulümün dünyanın hiçbir hukuk sisteminde yaşatılmadığı vurgulanıyor.
- Mahkeme salonunun küçük tutulması ve insanların içeriye alınmak istenmeyişi eleştiriliyor.
- 07:25Susturma Stratejisi
- Milletvekillerine "yok fezlekeler gelecek, yok dokunulmazlıklar kalkacak" denilmesinin, konuşan milletvekillerini susturmak için kullanıldığı belirtiliyor.
- Konuşmacı, kendisinin 34 tane fezleke olduğunu ve iktidara "ya bizim konuşmamızı istiyorsan, susmamızı istiyorsan kolay ya 85 milyonun partisi olun, 85 milyonun cumhurbaşkanı olun" çağrısında bulunuyor.
- Erdoğan'a "23 yıldır iktidardasın, Cumhuriyet Halk Partisi'ne saldırarak mı iktidar oldun?" sorusu soruluyor.
- 09:16Nefret Dili ve Barış Çağrısı
- Konuşmacı, AKP Genel Başkan Yardımcısı'nın CHP'ye yönelik ağır hakaretlerini eleştiriyor ve nefret dilinin ortadan kalkması gerektiğini vurguluyor.
- Barış ve uzlaşı dilinin hakim olması gerektiğini, ancak nefret dili her geçen gün arttığını belirtiyor.
- Konuşmacı, kendisine yönelik tehditler ve kötü işler gelebileceği endişelerini dile getiriyor.
- 10:13Korkusuzluk ve Milletin Derdine Derman Olma
- Deniz Gezmiş'in idam sehpasına giderken Hüseyin İnan'a "biz korkuyu Kerbela'da bıraktık" sözünü hatırlatıyor.
- Anapartalarda, Conkbayırı'nda, Dumlupınar'da, Sakarya'da ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde korkuyu bıraktıklarını ifade ediyor.
- Milletin derdine derman olmak yerine sürekli CHP'ye saldırmak yerine, emekli memurların haklarını teslim etmesi gerektiğini belirtiyor.
- 11:20Merkez Bankası ve Aziz İhsan Aktaş İddianamesi
- Merkez Bankası'nı teslim ettiğimiz adamın hırsızlıktan ve dolandırıcılıktan tutuklandığını, bu durumun ülkeyi endişelendirdiğini söylüyor.
- Aziz İhsan Aktaş'ın suç örgütü lideri olduğunu, etkin pişmanlıktan faydalanmadığını ve iftiracı olduğunu iddia ediyor.
- Aziz İhsan Aktaş'ın rüşvet verdiğini, çete kurduğunu, irtibak yaptığını, ihaleye fesat karıştırdığını ve insanları tehdit ettiğini belirtiyor.
- 12:24Tutuklanmayan Suçlular ve Yargı Süreci
- Aziz İhsan Aktaş'ın tekrar tutuklanması ve ortağı Gürkan Döli'nin etkin pişmanlıktan faydalandığı söylenenlerin derhal tutuklanması gerektiğini vurguluyor.
- Rıza Akpolat başta olmak üzere sekiz aydır suçsuz yere tutuklananların iftiralar atıldığını ve haksızlıklar yapıldığını iddia ediyor.
- Türk Ceza Kanunu'nun 252. maddesine göre rüşvet almak ve vermek dört yılla iki yıl arasında hapis cezasıyla cezalandırıldığını, ancak tutuklananların hala zindanda kaldığını belirtiyor.
- 13:10İktidar ve Yargı İlişkisi
- Suat Özçelebi, bu sürecin iktidardan bağımsız düşünülemeyeceğini belirtiyor.
- Suçu olanın her partiden olabileceği, kimsenin kayırmacılığı olmadığı ve herkesin suç işlediği takdirde yargılanabileceği vurgulanıyor.
- İktidarın bu durumu siyaset yapma biçimi olarak benimsediği ve üç sene sonra bu davayla sürüklendirip "kusura bakmayın" diyerek kullanabileceği iddia ediliyor.