Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir kimya öğretmeninin TYT sınavına hazırlanan öğrencilere yönelik hazırladığı kapsamlı bir eğitim içeriğidir. Öğretmen, üç küsür saatlik bir video formatında konuları özetleyerek tekrar etmektedir.
- Video, kimya biliminin temel konularından başlayarak atom yapısı, periyodik sistem, kimyasal türler arası etkileşimler, maddenin halleri, çevre kirliliği, temel kimya kanunları, kimyasal tepkimeler, karışımlar, çözeltiler, asit-baz konuları ve günlük hayattaki kimya uygulamaları gibi tüm TYT kimya programını kapsamaktadır. Öğretmen, her konuyu örneklerle açıklamakta ve ÖSYM'nin son yıllarda hangi konulardan soru çıkardığını analiz etmektedir.
- Videoda ayrıca laboratuvar aletleri, Lewis yapısı, mol kavramı, koligatif özellikler, karışımların ayrılması yöntemleri, temizlik maddeleri, polimerler, kozmetik ürünler, ilaçlar ve gıdalardaki katkı maddeleri gibi konular da ele alınmaktadır. Öğretmen, konuları hızlı bir şekilde özetleyerek tekrar etmekte ve öğrencilere PDF özet belgesi de sağlayacağını belirtmektedir.
- TYT Kimya Genel Tekrar Tanıtımı
- TYT Kimya genel tekrarı, konuyu baştan sona hatırlatmak amacıyla hazırlanmıştır.
- Video, ÖSYM'nin hangi yıl hangi alt başlıklardan soru sorduğu analizi yaparak hazırlanmıştır.
- Detaylı soru çözümleri için kırmızı tekrar ve turuncu tekrar haftaları videoları izlenmesi önerilmektedir.
- 01:49Video İçeriği ve Kaynaklar
- Derste anlatılacak kısımlarla ilgili PDF, zedova.com adresine yüklenecektir.
- PDF, özet şeklinde olacak ve yanınızda taşıyabileceğiniz güzel bir kaynak olacaktır.
- Diğer Zedva öğretmenlerinin genel tekrarları da zedova.com üzerinden ulaşılabilir.
- 02:24Kimya Bilimi ve Simya
- 2024 ile 2018 arasında kimya disiplinleri ve kimyacıların çalışma alanları ile ilgili 2022'de bir soru çıkmıştır.
- Sembolik dil ve kimya uygulamalarında iş sağlığı ve güvenliği konuları da önemli olabilir.
- Simyacılar deneme yanılma yöntemini kullanır, bilimsel temelleri yoktur ve günümüzde bilim olarak kabul edilmez.
- 04:13Simyadan Kimyaya Aktarılan Bulgular
- Simyacılar cam, esanslar, mürekkep, kezzap, barut, kağıt, şap, alaşımlar, çelik, bronz gibi malzemeleri bulmuşlardır.
- Simyacılar kroze (metalleri eritmek için kullanılan potalar), sülfürik asit, tuz ruhu, güherçile, sirke ruhu tuzu gibi maddeleri keşfetmişlerdir.
- Simyacılar damıtma, kristallendirme, özütleme, süzme, çözme, kavurma ve mayalama gibi yöntemleri geliştirmişlerdir.
- 05:04Kimya Tarihi ve Temel Kavramlar
- Empedokles, ateş, su, toprak ve havayı dört temel element olarak tanımlamış, maddeleri bir arada tutan kuvveti çekim (sevgi), birbirinden ayıran kuvveti itme (nefret) olarak ifade etmiştir.
- Aristo, dört temel elemente dört özellik eklemiş: hava ve ateş sıcak, toprak ve su soğuk; ateş ve toprak kuru, hava ve su ıslaktır.
- Demokritus atomdan ilk defa bahseden kişi, Cabir bin Hayyan ise imbik (damıtma düzeneği) bulmuş ve simyanın babası olarak bilinmektedir.
- 06:49Önemli Bilim Adamları ve Keşifler
- Ebubekir er-Razi simyayı tıpta kullanmış, gliserin, sodyum hidroksit ve karınca asidini keşfetmiş, antiseptiklerin tıpta kullanılmasıyla hastaların ölüm oranının düştüğünü fark etmiştir.
- Robert Boyle element tanımını yeniden yapmış, kendinden daha basit maddelere ayrışmayan her şeyin element olduğunu belirtmiş ve basınçla hacmin ters orantılı olduğunu keşfetmiştir.
- Lavosier kütlenin korunumu kanununu bulmuş, kalayı yakarak kapalı bir kap içerisinde kütlenin değişmediğini göstermiş ve modern kimyanın babası olarak bilinmektedir.
- 07:56Bileşiklerin Yaygın Adları ve Element Sembolleri
- Sodyum klorür (NaCl) sofra tuzu veya yemek tuzu olarak bilinir, güherçile (potasyum nitrat) KNO₃, HCl tuz ruhu, HCl hidroklorik asit, H₂SO₄ zac yağı (sülfürik asit), COOH asetik asit (sirke asidi), NH₃ amonyak, NaOH sodyum kostik, KOH potasyum kostik olarak adlandırılır.
- A₂CO₃ çamaşır sodası, NH₃ yemek sodası (sodyum bikarbonat), CO sönmemiş kireç, H₂O su, CaCO₃ kireç taşı olarak bilinir.
- Altın (Au), civa (Hg), demir (Fe), bronz (Br), baryum (Ba), gümüş (Ag), bakır (Cu), çinko (Zn), iyot (I), kurşun (Pb) gibi önemli elementlerin sembolleri önemlidir.
- 09:52Kimya ve İş Güvenliği
- Laboratuvarda yapılmaması gereken hareketler: birbirinin yüzüne bir şeyler atmamak, şakalaşmamak, yemek içmemek, kapalı ayakkabı giymek, bol olmayan kıyafetler giymek, gözlük, önlük ve maske takmak.
- Laboratuvarda kırık eşyaları kullanmamak, deneyi yaptıktan sonra aletleri temizleyip yerine kaldırmak, asidin üzerine su eklememek, suyun üzerine yavaş yavaş asit ekleyerek seyreltme yapmak önemlidir.
- Laboratuvarda güvenlik işaretleri: korozif (aşındırıcı), patlayıcı, tahriş edici, yanıcı, yakıcı, toksik, ekotoksik ve radyoaktif işaretlerdir.
- 12:07Laboratuvar Aletleri
- Beherglas: çözelti hazırlamasında, ısıtma ve kristallendirme işlemlerinde kullanılır.
- Erlenmeyer: titrasyon işleminde, asit-baz tepkimesinde, çözelti hazırlama ve saklamada kullanılır, dereceli silindir hacim ölçümünde kullanılır.
- Deney tüpü: laboratuvarda en çok kullanılan aletlerden biridir, çözelti hazırlama ve kimyasal tepkime gerçekleştirmede kullanılır, yaklaşık 100 santigrat dereceye dayanır.
- 13:11Diğer Laboratuvar Aletleri
- Balon joje: uzun, ince boyunlu, boynunda çizgi olan bir alettir, çözelti saklanması için kullanılır.
- Spatül: bir tarafı spatulaya, diğer tarafı kaşık şeklinde olan, katı maddeleri almak için kullanılan bir alettir.
- Cam balon: balon jojeye benzer, daha şişman bir alettir, çözelti hazırlama, ısıtma ve damıtma işlemlerinde kullanılır.
- 14:12Son Laboratuvar Aletleri
- Saat camı: katı kurutma işlemleri ve katı deneyleri genellikle bu alet üzerinde gerçekleştirilir.
- İspirto ocağı: ısıtma işleminde kullanılan alttaki ısıtıcıdır.
- Huni: üzerine süzgeç kağıdı yerleştirilerek katı maddeleri süzme işlemi yapılır.
- 14:29Son Laboratuvar Aletleri
- Fuar: pipet ile beraber kullanılır, pipetin tepesine yerleştirilir ve vakumlu bir sistemle sıvıyı yukarı doğru çeker.
- Termometre: sıcaklık ölçümü için kullanılır.
- Ayırma onisi: sıvı-sıvı heterojen karışımları ayırmakta kullanılır, yoğunluğu büyük olan sıvı önce ayrılır.
- 15:25Atomun Yapısı ve Periyodik Sistem Soru Geçmişi
- Atom modelleri konusundan en son 2024 yılında bir soru gelmiştir.
- Atomun yapısı konusundan 2019 ve 2023 yıllarında sorular çıkmıştır.
- Periyodik sistem konusundan 2018 ile 2022 arasında her sene soru gelmiş, ancak son iki senedir soru çıkmamıştır.
- 16:03Atom Modelleri
- Atomla ilgili ilk ifadeyi Demokritos kullanmış, ancak bilimsel olarak ilk bahseden kişi Dalton'dur.
- Dalton atom modelinde elementlerin atom adı verilen küçük taneciklerden oluştuğu, bir elementin bütün atomlarının aynı büyüklükte olduğu ve farklı elementlerin atomlarının birbirinden farklı olduğu belirtilmiştir.
- Dalton atom modeli, sabit oranlar kanunu, katlı oranlar kanunu ve kütlenin korunumu kanunlarını açıklayabilmektedir.
- 17:48Thompson Atom Modeli
- Thompson katot ışını deneyi ile atomda artı ve eksi yüklerin bulunduğunu keşfetmiştir.
- Thompson atom modelinde atom pozitif küre olarak düşünülmüş, bu küre içerisinde homojen dağılmış eksi yükler bulunmakta ve atom kütlesini pozitif küre belirlemektedir.
- Thompson atomun çapının yaklaşık olarak 10 üzeri eksi sekiz cm olduğunu belirtmiştir.
- 19:06Rutherford Atom Modeli
- Rutherford atom çekirdeğinden ilk bahseden kişidir ve ince altın levha üzerine alfa ışınları yollayarak atomun çok büyük bir kısmının boşluk olduğunu keşfetmiştir.
- Rutherford atom modelinde artı yükler (protonlar) çok küçük bir hacimde toplanmış, eksi yükler ise bunun çevresinde rastgele dolanmaktadır.
- Rutherford atom kütlesinin neredeyse tamamının çekirdekte olduğunu ve atom çekirdeğinin yaklaşık yarısının protondan oluştuğunu belirtmiştir.
- 20:54Bor Atom Modeli
- Bor atom modelinde elektronlar çekirdek çevresinde belirli enerjili çizgisel yörüngelerde dolanır.
- Düşük enerjili yörüngedeki elektronlar çekirdeğe yakın olup, yüksek enerjili yörüngeye geçerken dışarıdan enerji alır (absorpsiyon), düşük enerjili yörüngeye geçerken dışarıya enerji verir (emisyon).
- Atomun sembolünde sağ üst tarafa yük, sağ alt tarafa elektron sayısı, sol alt tarafa proton sayısı yazılır.
- 22:29Atomun Yapısı ve İyonlar
- Atom numarası (Z) proton sayısı veya çekirdek yüküdür, kütle numarası (A) ise proton ve nötronun toplamıdır.
- Proton sayısının elektron sayısına eşit olduğu durum nötr durumdur, eşit olmadığı durumda iyon oluşur.
- Proton sayısı elektrondan büyükse katyon (artı yüklü), elektron sayısı protondan büyükse anyon (eksi yüklü) oluşur.
- Bir atom iyona dönüştüğünde proton sayısı, nötron sayısı ve kütle numarası değişmez, sadece elektron sayısı değişir ve bu da kimyasal özelliklerin değişmesine neden olur.
- 24:27Atom Tanecikleri ve Özellikleri
- İzotoplar, proton sayıları aynı ancak nötron sayıları farklı olan atom tanecikleridir (örneğin klor-17-35 ve klor-17-37).
- İki atom tanecikinin proton, nötron ve elektron sayıları aynıysa fiziksel ve kimyasal özellikleri aynıdır, herhangi biri farklıysa fiziksel özellikleri farklıdır.
- İzotoplar aynı elementle oluşturdukları bileşiklerde formüller aynı, kimyasal özellikleri aynı ancak fiziksel özellikleri farklıdır (örneğin hidrojen-1, hidrojen-2 ve hidrojen-3).
- 26:46Diğer Atom Tanecikleri
- İzotoplar, nötron sayıları aynı ancak proton sayıları farklı olan atom tanecikleridir (örneğin magnezyum-12-24 ve sodyum-11-23).
- İzobarlar, kütle numaraları aynı ancak proton sayıları farklı olan atom tanecikleridir (örneğin kalsiyum-20-40 ve argon-18-40).
- İzoelektronik tanecikler, elektron sayıları ve dizilimi aynı ancak proton sayısı farklı olan atom tanecikleridir ve en az biri iyon halinde olmak zorundadır.
- 28:34Periyodik Tablo ve Gruplar
- Periyodik tabloda 8A grubu, 3B grubu ve 10B grubu bulunmaktadır.
- S ile bitenler S bloğu, P ile bitenler P bloğu, D ile bitenler D bloğu, F ile bitenler F bloğu olarak adlandırılır.
- 1A grubu alkali metaller, 2A grubu toprak alkali metaller, 3A grubu toprak metaller, 6A grubu kaykojenler, 8A grubu soygazlar, B grupları geçiş metalleri, lantanit ve aktinitler iç geçiş metalleri olarak adlandırılır.
- 32:06Periyodik Özellikler
- Periyodik tabloda A'dan 8A'ya doğru gidildikçe ametalik aktiflik, elektron ilgisi, elektronegatiflik ve iyonlaşma enerjisi artarken, çap, metalik aktiflik ve bazik özellik azalır.
- İyonlaşma enerjisinde 2A'nın iyonlaşma enerjisi 3A'dan, 5A'nın iyonlaşma enerjisi 6A'dan büyüktür.
- Elektron ilgisinde klorun elektron ilgisi flordan büyük çıkmakta, ancak elektronegatiflikte flor klordan büyüktür.
- 33:38İyonların Özellikleri
- İyonların proton, nötron ve elektron sayıları hesaplanabilir.
- İyonların yüklü olduğu durumda, yüklü işaretinin pozitif veya negatif olması proton ve elektron sayısını belirler.
- İyonların nötron sayısı, atomun nötron sayısından yüklü işaretinin pozitif veya negatif olduğu kadar fazla veya az olabilir.
- 36:28Kimyasal Türler Arası Etkileşimler
- Kimyasal türler arası etkileşimler konusunda 2009 ile 2024 arasında yoğunluk oluşmuş, özellikle güçlü etkileşimlerden (iyonik ve kovalent bağlar) soru gelmiştir.
- Son iki yıldır güçlü etkileşimlerden soru gelmemiş, zayıf etkileşimlerden ise 2024'te soru gelmiştir.
- Fiziksel-kimyasal değişimlerden 2023'te soru gelmiş, sonrasında soru gelmemiştir.
- 37:27Lewis Yapısı
- Lewis yapısında elementin son katmanındaki değerlik elektron sayısı atom sembolü çevresine nokta olarak yazılır.
- Bir element tek nokta sayısı kadar bağ yapar: lityum 1, berilyum 2, bor 3, karbon 4, azot 3, oksijen 2, flor 1 bağ yapar.
- Artı yüklülerde nokta silinir, eksi yüklülerde nokta ilavesi yapılır ve köşeli parantez üzerine yük şeklinde yazılır.
- 40:43İyonik Bağ
- İyonik bağ, metal katyonu ile ametal anyonunun elektrostatik çekimlerle birbirini çekmesi sonucunda oluşan bir yapıdır.
- İyonik bileşikler oda koşullarında katı haldedir, katı halde elektrik akımını iletmezler, sıvı ve sulu çözelti halinde iyon vereceği için ortama iletirler.
- İyonik bağlı bileşikler birim hücre yapılıdır, molekül yapılı değildir ve serbest molekül bulundurmazlar.
- 42:22İyonik Bileşik Formülü
- İyonik bileşik formülü oluştururken toplam yükleri eşitlemek gerekir.
- Çaprazlama yöntemiyle formül yazılabilir, örneğin X³⁺ ve Y²⁻ iyonları arasında oluşan bileşiğin formülü X₂Y₃ olur.
- Kökün altına birden büyük bir sayı geldiğinde parantez alınır, örneğin Fe(NO₃)₂ formülü bu şekilde yazılır.
- 43:59Kovalent Bağ
- Kovalent bağlı bileşikler ametal atomları arasında veya yarı metaller ametaller arasında meydana gelmektedir.
- Kovalent bağlı bileşikler molekül yapılıdır, birim hücre yapılı değildirler.
- Aynı ametal atomları arasında oluşan bağ apolar kovalent bağ, farklı ametal atomları arasında oluşan bağ ise polar kovalent bağ ismini verir.
- 44:20Kovalent Bağların Özellikleri
- Karbon-karbon, karbon-klor ve hidrojen-karbon arasında apolar kovalent bağlar bulunurken, hidrojen-klor arasında polar kovalent bağ vardır.
- Her bağ bağlayıcı elektron çiftidir ve her bağda iki elektron kullanıldığı için, toplam dokuz bağda onsekiz bağlayıcı elektron vardır.
- Bağ yapamayan elektron sayısı, bağ yapmayan atomların elektron sayısına eşittir.
- 46:06Kovalent Bağların Oluşumu
- Karbon dört bağ yapmak, kükürt ise iki bağ yapmak isteyen atomlar arasında CS₂ bileşiği oluşur.
- CS₂ molekülünde dört bağ vardır ve bu bağlar polar kovalent bağlardır.
- CS₂ molekülünde bağlayıcı elektron sayısı sekiz, ortaklaşmamış elektron sayısı da sekizdir.
- 47:18Molekülün Polarlığı
- İki atomlu moleküllerde, atomlar farklıysa molekül polar, atomlar aynıysa molekül apolardır.
- İkiden fazla atomlu iki cins atom içeren moleküllerde, merkez atom grup numarası kadar bağ yapıyorsa molekül apolardır, grup numarasından az bağ yapıyorsa molekül polardır.
- Bağın polarlığı ile molekülün polarlığı aynı şey değildir; bağ polar olabilirken molekül apolar olabilir.
- 50:28Molekülün Polarlığı İçin Pratik Kurallar
- En az üç farklı cins atom içeren moleküller polar olarak kabul edilir.
- Sadece aynı cins atomlardan oluşan moleküller apolardır.
- Kovalent bağlı bileşiklerin adlandırma kuralları basittir, iyonik bağlı bileşiklerin adlandırma kuralları ise farklıdır.
- 51:16Bileşiklerin Adlandırılması
- Bileşiklerin adlandırılması için elementlerin isimleri ve yükleri belirtilir, örneğin Na₂S sodyum sülfür, K₃NO₃ potasyum nitrat olarak adlandırılır.
- Sülfür (S) ve sülfat (SO₄), nitrür (N₃) ve nitrat (NO₃), fosfür (P) ve fosfat (PO₄) gibi benzer biten bileşikler karıştırılmamalıdır.
- Değişken değerlik alan metallerde (demir, bakır gibi) yük belirtilir, örneğin Fe₂S demir-2 sülfür, Fe₃S demir-3 sülfür olarak adlandırılır.
- 54:25Kovalent Bağlı Bileşiklerin Adlandırılması
- Kovalent bağlı bileşiklerde mono (1), di (2), tri (3), tetra (4), penta (5), hexa (6), hepta (7), okta (8), nona (9), deca (10) gibi sayılar kullanılır.
- Birinci elementin sayısı 1 ise söylenmez, ikinci elementin sayısı 1 olsa dahi "mono" denir, örneğin CO karbondioksit, N₂O diazot monoksit olarak adlandırılır.
- Kovalent bağlı bileşiklerde adlandırma kuralı, metal-ametal bileşiklerinde geçerli değildir, örneğin Al₂O₃ alüminyum oksit olarak adlandırılır.
- 56:05Zayıf Etkileşimler
- Polar moleküllerin zayıf etkileşim karşılığı dipol ifadesidir, iyonik bileşiklerin zayıf etkileşim karşılığı iyon ifadesidir.
- Apolar bileşiklerin ve soygazların zayıf etkileşim karşılığı indüklenmiş dipol ifadesidir, bu London kuvvetleri olarak da bilinir.
- Hidrojen bağı, hidrojenin flor, oksijen ve azot atomlarına doğrudan bağlı olduğu moleküller arasında görülür, örneğin H₂O, HF ve NH₃ molekülleri arasında hidrojen bağı vardır.
- 59:21Fiziksel ve Kimyasal Değişimler
- Fiziksel değişimde maddenin sadece fiziksel özellikleri değişir, ana yapısı korunur; erime, buharlaşma, donma, yoğuşma, süblimleşme, kırağılaşma, damıtma ve çözünme olayları fiziksel değişimlerdir.
- Kimyasal olaylarda maddenin ana yapısı değişir, yanma, paslanma, solunum, sindirim, fotosentez, mayalanma, küflenme, pişme, sütten yoğurt eldesi gibi olaylar kimyasal değişimlerdir.
- Mol kavramı ile ilgili temel ifadeler anlatılacak, ancak mol ve hesaplamalar kısmı detaylı olarak ele alınmayacaktır.
- 1:01:30Maddenin Halleri ve Hal Değişimleri
- Maddenin dört hali vardır: katı, sıvı, gaz ve plazma.
- Hal değişimleri arasında erime (katı-sıvı), buharlaşma (sıvı-gaz), yoğuşma (gaz-sıvı), donma (sıvı-katı), süblimleşme (katı-gaz), kırağılaşma (gaz-katı), iyonizasyon (gaz-plazma) ve iyonizasyon (plazma-gaz) bulunmaktadır.
- Hal değişimlerinin günlük hayattaki faydaları arasında LPG (sıvılaştırılmış petrol gazı), LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz), itici gazlar (deodorant, spreyler, yangın tüpleri) ve soğutucu gazlar (buzdolabı, klima, derin dondurucular) bulunmaktadır.
- 1:04:56Katıların Türleri
- Katılar amorf katılar ve kristal katılar olarak ikiye ayrılır.
- Amorf katılar şekilsizdir, tanecikleri düzensiz istiflenir, belirli bir erime noktası bulunmaz ve camsı geçiş sıcaklığı vardır (cam, tereyağı, plastik, lastik).
- Kristal katılar iyonik katılar (NaCl, kalsiyum karbonat, potasyum bromür), kovalent katılar (elmas, grafit, kuvars), moleküler katılar (naftalini, iyot, kuru buz, şeker) ve metalik katılar (sodyum, demir, titanyum, alüminyum, çinko, bakır, altın, gümüş) olarak sınıflandırılır.
- 1:07:30Sıvıların Özellikleri
- Viskozite, bir sıvının akmaya karşı gösterdiği dirençtir ve akışkanlıkla ters orantılıdır.
- Viskoziteye etki eden faktörler tanecikler arası çekim kuvveti ve sıcaklıktır; tanecikler arası çekim kuvveti fazlaysa viskozite artar, sıcaklık arttıkça viskozite azalır.
- Buharlaşma hızına etki eden faktörler tanecikler arası çekim kuvveti, sıcaklık, yüzey alanı, rüzgar ve nemdir; tanecikler arası çekim kuvveti fazlaysa buharlaşma hızı azalır, sıcaklık arttıkça buharlaşma hızı artar, yüzey alanı genişse buharlaşma hızı artar, rüzgar arttıkça buharlaşma hızı artar, nem arttıkça buharlaşma hızı azalır.
- Buhar basıncı, sıvının yüzeyindeki buharın sıvıya yaptığı basınçtır; sıcaklıkla doğru orantılıdır, tanecikler arası çekim kuvveti fazlaysa buhar basıncı azalır, uçucu olmayan madde ilavesi buhar basıncını azaltır, uçucu madde ilavesi buhar basıncını artırır.
- 1:10:00Buhar Basıncı ve Kaynama
- Buhar basıncına etki etmeyen faktörler: sıvı miktarı, kabın hacmi, başka sıvının yüzey alanı ve dış basınçtır.
- Dış basınç artınca kaynama noktası artar, ancak buhar basıncı değişmez; aynı sıcaklıkta dağın zirvesinde ve deniz seviyesinde buhar basıncı aynıdır.
- Kaynama, sıvının buhar basıncının dış basınca eşit olması durumudur; aynı ortamda kaynayan sıvıların buhar basınçları eşittir.
- 1:11:25Kaynama Noktasına Etki Eden Faktörler
- Sıvının cinsi: tanecikler arası çekim kuvveti fazlaysa sıvının gaza dönüşmesi için daha fazla enerjiye ihtiyacı var, bu da kaynama noktasının artması demektir.
- Dış basınç: dış basınç artarsa buhar basıncının ona eşitlenmesi için sıcaklığın artması gerekiyor, bu da kaynama noktasının artması demektir.
- Sıvının saflığı: sıvının içerisinde uçucu olmayan bir madde çözersen, tanecikler arası toplam çekim kuvveti artacağı için kaynama noktası artmış olacaktır.
- 1:12:12Buharlaşma ve Kaynama Arasındaki Farklar
- Buharlaşma her sıcaklıkta gerçekleşirken, kaynama belirli bir sıcaklıkta, buhar basıncının dış basınca eşit olduğu sıcaklıkta gerçekleşir.
- Buharlaşma sadece sıvının yüzeyinde gerçekleşirken, kaynama sıvının her yerinde gerçekleşir.
- Buharlaşma yavaş gerçekleşen bir olayken, kaynama hızlı gerçekleşen bir olaydır; buharlaşma az enerji gerektirirken, kaynama daha fazla enerji gerektirmektedir.
- 1:12:36Bağıl Nem ve Hissedilen Sıcaklık
- Bağıl nem, belirli bir sıcaklıkta belirli bir yükseltiden bahsedilirken, kuru havada ölçülen sıcaklık gerçek sıcaklık olarak adlandırılır.
- Havada ölçülen nem miktarı artarsa hissedilen sıcaklık da artmaktadır; bağıl nem düşükse hava sıcaklığı olduğundan daha düşük gözükmektedir.
- Bağıl nem yüzde yüze ulaştıktan sonra yağış başlar.
- 1:13:41Hal Değişim Grafiği
- Hal değişim grafiğinde erime ve kaynamanın olduğu yerlerde sıcaklık sabit kalmaktadır.
- Erime sırasında sıcaklık sabit olduğu için kinetik enerji sabit olurken, potansiyel enerji artmaktadır.
- Kaynama sırasında da sıcaklık sabit olduğu için kinetik enerji sabit olurken, potansiyel enerji artmaktadır.
- 1:15:07Gazların Özellikleri
- Gazları betimleyen özellikler: basınç, hacim, sıcaklık, mol ve plazma halidir.
- Basınç, bir gazın bulunduğu ortama yaptığı çarpma kuvvetlerinin toplamıdır; bir atmosfer basınç 76 santimetre civa veya 760 tor şeklinde ifade edilir.
- Hacimde litre kullanılır; bir litre 1 desimetreküp, 1000 santimetreküp veya 1000 mililitre demektir.
- 1:15:52Sıcaklık ve Plazma Hali
- Sıcaklık kelvin cinsinden ifade edilir; kelvin sıcaklık santigrat derece 273 ilave edilerek bulunur.
- Bir mol 6,02 x 10 üzeri 23 tane tanecik (Avogadro sayısı) demektir.
- Plazma halinde yapısında serbest elektronlar, iyonlar, atomlar ve moleküller bulunur; artı ve eksi yük sayısı toplamı eşittir, nötr bir yapıya sahiptir ve elektrik akımını iletir.
- 1:17:11Doğa ve Kimya Ünitesi
- Dünyadaki suyun neredeyse %97'si tuzlu sudur, geriye kalan %3'ü tatlı sudur; tatlı suyun üçte ikisi buz dağlarında ve buzullarda bulunmaktadır.
- Dünyadaki tatlı suyun yaklaşık %0,90'ı ulaşılabilir durumdadır ve çoğunluğu göllerde bulunur.
- Dünya su döngüsü: buharlaşma, bulutlara dönüşme, yoğuşma, kar/yağmur/dolu olarak yeryüzüne yağış, emilme ve yeraltı su kaynaklarını besleme şeklinde gerçekleşir.
- 1:18:40Sert ve Yumuşak Su
- İçilebilir su ikiye ayrılır: sert su (kalsiyum, magnezyum ve demir iyonu fazla olan) ve yumuşak su (kalsiyum ve magnezyum iyonu az olan).
- Sert su içimi lezzetsizdir, ısıtılınca dibinde kireç birikir, çamaşırları yıpratır ve elektrik sarfiyatını arttırır.
- Yumuşak su içimi lezzetlidir, ısıtıldığında kireç birikmez, çamaşırları yıpratmaz ve elektrik sarfiyatını azaltmaz.
- 1:19:40Suların Korunması
- Suların korunması için damlatan muslukları kapatmak, diş fırçalarken ve tıraş olurken muslukları kapalı tutmak gerekir.
- Atık suları geri kazanmayı sağlayacak gri su kurtarma yöntemi vardır.
- Lavabodan akan sular klozette, çamaşır makinesinden çıkan sular lavaboda veya klozetin rezervuarında biriktirilerek tasarruf sağlanabilir.
- 1:20:40Çevre Kirliliği ve Hava Kirleticileri
- Çevre kirliliği hava, su ve toprak kirleticileri olmak üzere üç ana kategoriye ayrılır.
- Hava kirleticileri arasında tozlar (asbest tozları, normal toz), zehirli gazlar (sera gazları: karbondioksit, metan gazı, su buharı), fosil yakıtlar ve asit yağmuruna sebep olan asidik oksitler (karbondioksit, kükürt dioksit, kükürt trioksit, azot dioksit) bulunmaktadır.
- Asit yağmuru, fabrika bacalarından çıkan gazların atmosferdeki su buharı ile birleşerek aside dönüşmesiyle oluşur ve ağaçları, arabaları, heykelleri gibi birçok şeye zarar verebilir.
- 1:21:33Sera Etkisi ve Küresel ısınma
- Sera etkisi, fosil yakıtların yakılması sonucu çıkan karbondioksit, metan gazı, N2O gazı ve O3 gazı gibi sera gazlarının havada birleşerek su buharı ile birleşmesiyle oluşur.
- Bu gazlar, yeryüzüne gelen güneş ışığının yerden yansıyıp tekrar uzaya gitmesini engelleyerek küresel ısınmaya sebep olur.
- Atmosferde belirli bir miktar sera gazı olması gerekir, ancak fazlasından dolayı küresel ısınma sorunu yaşanmaktadır.
- 1:22:22Ozon Tabakasının İncelmesi
- Ozon tabakasının incelmesi, kloroflorokarbon gazları (freon gazı, freon 12) gibi gazların ozonla birleşmesiyle oluşur.
- Bu gazlar şimşek çakması, uçak jet motorları ve azotoksit gazlarından da kaynaklanabilir.
- Ozon tabakası inceldiğinde, güneşten gelen zararlı ultraviyole B ve ultraviyole C ışınları yeryüzüne ulaşır ve cilde gelirse kanser hücrelerinin oluşumuna sebep olabilir.
- 1:23:04Su ve Toprak Kirleticileri
- Su ve toprak kirleticileri arasında ağır metaller, pil ve aküler, endüstriyel atıklar, deterjanlar, kimyasal gübreler, boya, formaldehit, benzen, plastik atıklar bulunmaktadır.
- Aşırı kimyasal gübreleme toprağa kumlandırır ve yeraltı sularını kirletir.
- 1:23:22Çevre Kirliliğini Azaltma Yöntemleri
- Çevre kirliliğini azaltmak için fosil yakıtların kullanımı azaltılmalı, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı ve atıklar geri dönüştürülmelidir.
- Fabrika bacalarına filtre takılmalı, ormanlar korunmalı, yeşil alanlar artırılmalı ve denizler korunmalıdır.
- Kanalizasyon suları ve fabrika atıkları arıtılarak sulama sistemlerine bırakılmalı, deterjan üretiminde bakterilerin kolay parçalayacağı kimyasallar kullanılmalıdır.
- Evsel ve endüstriyel atıkların toprak ve suya atılması önlenmeli, aşırı ve bilinçsiz gübreleme yapılmamalı ve çevreye zararlı olmayan gazlar kullanılmalıdır.
- Az enerji tüketen cihazlar kullanılmalı, çevre temizliği konusunda farkındalıklar oluşturulmalı ve kirleten kuruluşlara caydırıcı cezalar verilmelidir.
- 1:25:26Temel Kimya Kanunları ve Soru Gelme İhtimali
- Temel kimya kanunları konusundan 2009 ve 2022 yıllarında soru gelmiş, son iki senedir soru gelmemiş.
- Sabit oran ve katlı oran konularından soru gelebilir, kütlenin korunumu ise düşük ihtimalde.
- Mol kavramından son iki senedir soru geliyor, kimyasal tepkimelerde hesaplamalar konusundan ise 2021'den sonra soru gelmemiş.
- 1:26:25Kütlenin Korunumu Kanunu
- Kütlenin korunumu kanunu, kimyasal tepkimeye girenlerin kütleleri toplamının, tepkime sonucunda oluşanların kütleleri toplamına eşit olduğunu belirtir.
- Tepkimede katsayılar kütle ile değil, mol veya hacimle kıyaslanır.
- Kütlenin korunumu kanunu sorularında, verilen kütlelerin toplamı her iki tarafta da aynı olmalıdır.
- 1:27:48Sabit Oranlar Kanunu
- Sabit oranlar kanunu, Prost tarafından bulunmuş ve bir bileşiğin elementleri arasında sabit bir kütle oranı bulunduğunu belirtir.
- Karbondioksit örneğinde, 12 gram karbon ve 16 gram oksijen tepkimeye girerek 11 gram karbondioksit meydana getirir.
- Eşit kütlede karbon ve oksijenden 55 gram karbondioksit oluştuğunda, karbon 25 gram artar ve oksijen tükenir.
- 1:29:46Katlı Oranlar Kanunu
- Katlı oranlar kanunu, Dalton tarafından bulunmuş ve aynı element türlerinden oluşan bileşiklerin arasında sabit bir oran olduğunu belirtir.
- Elementlerden birinin kütlesini eşitlediğinde diğerinde bir sabit oran bulunur.
- Katlı oranlar kanunu sorularında, aynı miktar elementle birleşen diğer elementlerin oranı hesaplanabilir.
- 1:30:36Katlı Oranlar Yasası
- Katlı oranlar yasası, aynı tür elementlerden oluşan bileşikler arasında uygulanabilir.
- Katlı oranlar yasası için bileşiklerin basit formülleri farklı olmalıdır.
- Katlı oranlar yasası, bileşiklerin iki tür elementten oluşması şartıyla uygulanabilir, üçüncü bir element varsa uygulanmaz.
- İyonlar arasında katlı oranlar yasası uygulanmaz.
- 1:32:22Ortalama Atom Kütlesi
- Ortalama atom kütlesi, bir elementin farklı izotoplarının doğada bulunma yüzdeleri ile kütle numaralarının çarpımlarının toplamıdır.
- Örneğin, klorun ortalama atom kütlesi %75 oranında 35, %25 oranında 37 olan izotopların toplamı olarak hesaplanır.
- 1:33:15Mol Kavramı
- Bir mol, Avogadro sayısı kadar taneciktir ve 6,02 x 10 üzeri 23 tane tanecik olarak ifade edilir.
- Tanecik sayısı verildiğinde mol hesaplanabilir: tanecik sayısı / Avogadro sayısı.
- 1:34:00Mol Hacim İlişkisi
- Normal şartlarda (0°C, 1 atmosfer) bir mol gaz 22,40 litre hacim kaplar.
- Oda sıcaklığında (25°C, 1 atmosfer) bir mol gaz 24,5 litre hacim kaplar.
- Mol hacmi hesaplaması için verilen hacim normal şartlarda 22,40'e, oda sıcaklığında 24,5'e bölünür.
- 1:35:42Mol Kütle İlişkisi
- Mol kütle ilişkisinde verilen kütle bölü mol kütlesi formülü kullanılır.
- 1 gram = 6,02 x 10 üzeri 23 akb (atomik kütle birimi) demektir.
- Bağıl kütle, bir karbon atomunun kütlesi ile diğer herhangi bir atomun kütlesinin kıyaslaması ile bulunur.
- Bir atom gram ifadesi mol demektir, örneğin "bir atom gram demir" bir mol demir demektir.
- 1:38:56Kimyasal Tepkimeler ve Denklemler
- Kimyasal tepkimelerde, örneğin azot (N₂) ve hidrojen (H₂) gazları tepkimeye girdiğinde amonyak (NH₃) gazı meydana gelir.
- Kimyasal tepkime denklemi, tepkimede giren maddelerin (reaktifler) ve çıkan maddelerin (ürünler) arasındaki ilişkiyi gösterir.
- Tepkime denkleştirme sırasında, en kalabalık molekülün başına genellikle bir katsayı verilir ve atom sayısı korunan bir özelliktir.
- 1:40:18Kimyasal Tepkimelerde Korunan ve Değişen Özellikler
- Kimyasal tepkimelerde korunan özellikler: atom sayısı ve türü, toplam kütle, toplam proton ve nötron sayısı, çekirdeğin yapısı, toplam elektriksel yük, toplam elektron sayısı ve toplam enerjidir.
- Değişebilen özellikler: madde sayısı, toplam hacim, tanecik yarıçapı, taneciklerin elektron sayısı, molekül sayısı, mol sayısı, fiziksel hal, renk, tat ve kokudur.
- Tepkimelerde atom sayısı ve türü değişmeyeceği için, tepkimedeki giren ve ürünlerdeki atom sayıları eşitlenmeye çalışılır.
- 1:41:40Denkleştirme Kuralları
- Denkleştirme sırasında önce metaller, daha sonra ametaller, daha sonra hidrojen ve en son oksijen denkleştirilir (Maho kuralı).
- Elementlerin (N₂, O₂, F₂ gibi) başına kesirli sayı getirilebilir, ancak bileşiklerin başına kesirli sayı getirilemez.
- Bileşik ve atomik elementlerin katsayısı kesirli olmaz ve parantez dışındaki alt indis olarak kullanılan sayı, parantezin içindeki sayılarla çarpılır.
- 1:43:07Yanma Olayları
- Yanma olayı, bir maddenin oksijenle tepkimesidir ve genellikle egzotermiktir (ısı dışarı çıkar), ancak azotun yanması endotermiktir.
- Hızlı yanma (alevli yanma) örneği: alkolün yanması, kükürtün yanması, hidrojenin yanması.
- Yavaş yanma (alevsiz yanma) örneği: demirin paslanması, gümüşün kararması, bakırın yeşillenmesi.
- 1:43:47Oksitlerde Yanma
- Bir oksit bileşiğinde oksijenin yanındaki element en büyük yükseltgenme basamağına ulaştıysa yanmaz.
- Örneğin, karbondioksit (CO₂) bileşiğinde karbon +4 değerlikli olduğu için oksijenle tepkimeye girmeyecektir.
- Karbon monoksit (CO), azot dioksit (NO₂) ve kükürt dioksit (SO₂) gibi bileşiklerde, oksijenin yanındaki element en büyük yükseltgenme basamağına ulaşmadığı için yanma tepkimesi verir.
- 1:45:06Asit-Baz Tepkimeleri
- Asit-baz tepkimelerinde asit ve baz tepkimeye girerek tuz ve su meydana getirir.
- Su meydana getiren tepkimelere nötrleşme denir ve nötrleşme tepkimesinin net hali hidrojenle OH'in birleşip suyu oluşturmasıdır.
- Asit-baz tepkimelerinde su oluşmuyorsa nötrleşme değildir, ancak aynı tepkime sulu ortamda olursa nötrleşme tepkimesi olacaktır.
- 1:46:11Çözünme-Çökelme Tepkimeleri
- Çözünme-çökelme tepkimeleri, iki farklı çözeltinin karıştırıldığında suda katı meydana getirdiği durumdur.
- Çözünme-çökelme tepkimesinde oluşan katıya çökelti veya çökelekk ifadesi kullanılır.
- Günlük hayattan örnekler olarak çaydanlığın dibinde kireç birikmesi, mağaralarda sarkıt ve dikit oluşumu, Pamukkale travertenlerinin oluşumu verilebilir.
- 1:47:05Sentez ve Analiz Tepkimeleri
- Sentez tepkimesi, birden fazla maddenin birleşip tek madde oluşturmasıdır.
- Analiz tepkimesi, tek maddeden birden fazla madde oluşmasıdır.
- Karbonmonoksitin yanma tepkimesi hem sentez hem de egzotermik tepkime olarak da tanımlanabilir.
- 1:48:25Karışımlar Ünitesi
- Karışımlar ünitesinde neredeyse her sene homojen heterojen karışımlarla ilgili bir soru gelmektedir.
- Karışımlar homojen karışımlar (çözelti) ve heterojen karışımlar (emülsiyon, süspansiyon, koloid, aerosol) olarak ikiye ayrılır.
- Süspansiyon, katı-sıvı heterojen karışımdır (çamurlu su örneği), emülsiyon sıvı-sıvı heterojen karışımdır (zeytinyağı-su, benzin-su), aerosol gaz-katı/sıvı heterojen karışımdır (tozlu hava, duman, sis).
- Koloid, homojen gibi gözüken ama heterojen karışımlardır (çalkalanmış yumurta, krema, jöle, sis, duman, mayonez, süt, kan).
- 1:50:38Çözeltiler ve Türleri
- Çözücü ve çözünen den oluşan homojen karışımlara çözelti denir.
- Çözelti türleri: çözücü sıvı, çözünen katı (şerbet, tuzlu su), çözücü sıvı, çözünen sıvı (kolonya, alkollü su), çözücü sıvı, çözünen gaz (gazoz, kola), çözücü gaz, çözünen gaz (gazların karışımı her zaman homojendir), çözücü gaz, çözünen sıvı (nemli hava), katı-katı (metallerin oluşturduğu alaşımlar), çözücü katı, çözünen sıvı (diş dolgusu, amalgam).
- Çözelti son durumda kime benziyorsa çözücüdür; örneğin tuzlu suda suya, diş dolgusunda gümüşe benzer.
- 1:52:12Çözünme Türleri ve Karışımların Türleri
- Bir madde suyun içerisinde çözünüyorsa hidratasyon, su dışındaki bir maddenin içerisinde çözünüyorsa solvatasyon denir.
- Dağılan tanecik boyutu 10 üzeri eksi dokuz metreden (1 nanometreden) küçükse çözelti, 10 üzeri eksi altı metreden (1000 nanometreden) büyükse heterojen karışımdır.
- Dağılan tanecik boyutu 10 üzeri eksi altı metre ile 10 üzeri eksi dokuz metre arasında ise kolloiddir ve Tindal etkisi ile gözlemlenebilir.
- 1:53:33Karışımların Örnekleri
- Süspansiyon: katı-sıvı heterojen karışım (çamurlu su, Türk kahvesi).
- Emülsiyon: sıvı-sıvı heterojen karışım (zeytinyağı-su karışımı, benzin-su karışımı).
- Aerosol: katı-gaz veya sıvı-gaz heterojen karışımlar (sis, duman, spreyler).
- Adi karışım: katı-katı heterojen karışım (karışık kuruyemiş, salata).
- Kolloid: kan, süt, krema, renkli cam, jöle, çalkalanmış yumurta, sis, duman, mayonez.
- 1:55:02Çözünme ve Etkileşimler
- Bir maddenin çözelti ya da heterojen karışım olmasına sebep olan durum çözünme durumudur.
- Çözünme kimyasal türler arası etkileşimlere bağlıdır: polar madde polar çözücüde, iyonik madde polar çözücüde, apolar madde apolar çözücüde çözünür.
- Polar ve apolar maddeler birbiri içerisinde çözünmeyecektir, çözünmediği için heterojen karışım oluşacaktır.
- 1:56:39Derişim İfadeleri
- Derişim ifadeleri: kütlece yüzde derişim, hacimce yüzde derişim ve ppm'dir.
- Kütlece yüzde derişim formülü: çözünen kütlesi bölü çözelti kütlesi × 100'dür.
- Çözelti türleri: çözebileceği maksimum madde miktarını çözerse doygun çözelti, çözebileceğinden daha az madde çözerse doymamış çözelti, çözebileceğinden fazla madde çözerse aşırı doymuş çözeltidir.
- 1:59:10Çözelti Hesaplamaları
- Çözelti kütlesi, çözücü ve çözünenin toplamıdır; çözünen miktar 50 gram olduğunda çözelti kütlesi 250 gramdır.
- Kütlece yüzde derişim, çözünen madde miktarı bölü çözelti kütlesi çarpı yüzdür; bu örnekte %20'lik bir çözeltidir.
- Su ilavesi veya buharlaştırması yapıldığında, m₁c₁ = m₂c₂ formülü kullanılarak yeni yüzde derişim hesaplanabilir.
- 1:00:47Çözeltilerin Karıştırılması
- Aynı maddeden oluşan birden fazla çözeltiyi karıştırdığımızda, m₁c₁ + m₂c₂ = m₃c₃ formülü kullanılır.
- Hacimce yüzde derişim, çözünenin hacmi bölü çözeltinin hacmidir; çözücü ile çözüneni topladığında her zaman çözeltinin hacmini vermez.
- PPM (parts per million), çok az madde çözünen içerisinde çok az madde çözünenleri ifade etmek için kullanılır, örneğin sudaki ağır metal miktarı.
- 2:03:17Koligatif Özellikler
- Koligatif özellikler: kaynama noktası yükselmesi, donma noktası alçalması, ozmotik basınç ve buhar basıncı değişimi.
- Suda uçucu olmayan bir madde çözüldüğünde (genellikle katı maddeden), çözeltinin kaynama noktası normal çözücününkinden daha yukarı çıkar.
- Doymamış çözeltilerde kaynarken sıcaklık artmaya devam eder, doymuş çözeltilerde ise sabitlenir.
- 2:04:32Donma Noktası ve Kaynama Noktası İlişkisi
- Çözücünün içerisinde herhangi bir madde çözdüğünde donma noktası aşağı düşer.
- Çözünen katı derişimi ne kadar fazla ise kaynamaya başlama sıcaklığı da o kadar fazla olacaktır.
- Donma noktasındaki düşme de derişim ne kadar fazlaysa o kadar fazla olacaktır.
- 2:07:02Buhar Basıncı ve Elektrik İletkenliği
- Buhar basıncı ile kaynama noktası ters orantılıdır; buhar basıncı ne kadar büyükse kaynama noktası o kadar küçüktür.
- Çözünen madde iyonlarına ayrışıyorsa ortamda iyon olduğunda elektrik akımı iletilir ve iyon derişimi ne kadar fazlaysa elektrik iletkenliği de o kadar fazladır.
- Uçucu olan bir şey çözersek, kaynamaya başlama sıcaklığını azaltır, ancak donmaya başlama sıcaklığı her türlü azaltır.
- 2:08:45Karışımların Ayrılması Yöntemleri
- Karışımların ayrılmasında tanecik boyutu farkı ile ayırma yöntemleri kullanılır: süzme, eleme, ayıklama ve diyaliz.
- Süzme, katı-sıvı veya katı-gazlı heterojen karışımları ayırmak için kullanılır (tozlu hava, çamurlu su).
- Eleme, katı-katı heterojen karışımları (kum-çakıl, buğday-un) ayırmak için kullanılır.
- 2:09:29Diğer Ayrılma Yöntemleri
- Ayıklama, gözle seçme olayı ile tanecik boyutları farklı maddeleri ayırmak için kullanılır (çürük meyve-sağlam, pirinç-taş).
- Diyaliz, kirli kanı ayırmak için yarı geçirgen bir zar kullanılarak küçük zararlı moleküllerin kanın dışına çıkması sağlanır.
- Yoğunluk farkı ile ayırma yöntemleri: ayırma hunisi (sıvı-sıvı heterojen karışımlar), yüzdürme (katı-katı veya katı-sıvı heterojen karışımlar).
- 2:10:43Ek Ayrılma Yöntemleri
- Aktarma (dekantasyon), katı ve sıvıyı ayırmak için katı dibe çökerken sıvıyı eğip dökerek uzaklaştırmak yöntemidir (dere kenarında altın arama).
- Santrifüj, kolloidal yapıdaki katı-sıvı heterojen karışımları (kan, süt) merkezkaç kuvvetiyle ayırmak için kullanılır.
- Savurma, yoğunluğu büyük olan maddelerin yakına düşmesi ve yoğunluğu küçük olanların ileriye uçmasıyla ayırmak için kullanılır.
- 2:11:33Çözünürlük Farkı ile Ayrılma
- Kristallendirme, katı-sıvı homojen karışımları (tuzlu su, şekerli su) soğutarak veya ısıtarak maddeyi uzaklaştırarak ayırmak için kullanılır.
- Ayrımsal kristallendirme, katı-katı karışımı (şeker-su) farklı sıcaklıklarda çöktürerek ayırmak için kullanılır.
- Özütleme, maddeyi bir çözücünün içerisinden başka bir çözücünün içerisine aktarma olayıdır (çay demlenmesi, tuzlu peynir, aspirin, şeker pancarı, parfüm).
- 2:12:44Kaynama Noktası Farkı ile Ayrılma ve Manyetik Özellikli Ayırma
- Basit damıtma, katı-sıvı homojen karışımları (tuzlu su) ayırmak için kullanılır ve hem suyu hem tuzu geri kazanır.
- Ayrımsal damıtma, sıvı-sıvı homojen karışımları (kolonya, su, petrol) ayırmak için kullanılır.
- Manyetik özellikli ayırma, demir, kobalt, nikel gibi mıknatıs çeken metallerin toz halindeki karışımlarını ayırmak için kullanılır (demir tozu-kum karışımı).
- 2:13:38Asitler, Bazlar ve Tuzlar
- Asitler, bazlar ve tuzlar konusu ÖSYM sınavlarında sıkça sorulmaktadır.
- Asitlerin özellikleri, asit-baz tepkimeleri ve pH ile ilgili sorular son yıllarda sorulmuştur.
- Asit-baz tepkimelerinden tekrar soru gelebilir veya asit-bazların genel özellikleri ile ilgili sorular sorulabilir.
- 2:14:36Asitlerin Özellikleri
- Asitler suya H₃O⁺ iyonu verir, tatları ekşidir ve sulu çözeltileri mavi turnusolu kırmızıya çevirir.
- Asitler aşındırıcı özellik gösterir, cilde temas ettiğinde tahriş ve yanığa sebep olur, sulu çözeltileri elektrik akımını iletir.
- Asitler bazlarla tepkimeye girerek tuz ve genellikle su meydana getirir, karbonatlı bileşiklerle tepkimeye girdiklerinde tuz, su ve karbondioksit gazı oluşur.
- 2:16:16Asitlerin Türleri ve İyonlaşma
- H₂SO₄ ve H₃PO₄ gibi asitler kuvvetli asitlerdir, HCN, H₂S, H₂CO₃ gibi asitler zayıf asitlerdir.
- Bir asidin ya da bazın kuvvetli ya da zayıf olması suda iyonlaşma yüzdesine bağlıdır; çok az iyonlaşıyorsa zayıftır, fazla iyonlaşıyorsa kuvvetlidir.
- Zayıf asitler ve bazlar çift yönlü okla, kuvvetli asit ve bazlar tek yönlü okla gösterilir.
- 2:17:06Bazların Özellikleri
- Bazlar suya OH⁻ iyonu verir, tatları acıdır ve sulu çözeltileri kırmızı turnusolu maviye çevirir.
- Bazlar cilde temas ettiğinde tahrişe sebep olur, sulu çözeltileri elektrik akımını iletir ve asitlerle tuz ve su meydana getirir.
- Kuvvetli bazların derişik sulu çözeltileri ile normal metaller tepkimeye girmez, ancak amfoter metaller (Ç, Zn, Al gibi) tepkimeye girer ve hidrojen gazı ve tuz meydana getirir.
- 2:19:02Bazların Türleri ve pH Değeri
- 1A ve 2A grubunun OH⁻'li bileşikleri kuvvetli baz, NH₃ ve diğer metallerin OH⁻'li bileşikleri zayıf baz olarak ifade edilir.
- 25 derecedeki bir sulu çözeltide pH 7'ye eşitse nötr, 7'den küçükse asidik, 7'den büyükse bazik olarak adlandırılır.
- Hidrojenle biten her şey asit değildir, NH₃ bazik yapıya sahiptir; yapısında OH bulunup da bazda olmayabilir bir madde vardır.
- 2:20:39Oksitlerin Türleri
- Asidik oksit, ametal artı fazla oksijendir (CO₂, SO₂, H₂O, N₂O₅) ve asitlerle tepkime vermez, baz ve suyla tepkimeye girer.
- Nötr oksit, ametal artı az oksijendir (NO, CO, N₂O) ve asitle bazda suyla tepkimeye girmez, sadece oksijenle yanma tepkimesi verir.
- Bazik oksit, amfoter metaller hariç metallerin oksitleridir (CaO, Fe₂O₃) ve bazlarla tepkimeye girmezler ama asit ve suyla tepkimeye girerler.
- 2:21:48Asit-Baz Tepkimeleri
- Asit-baz tepkimelerinde asitteki H sayısı bazdaki OH sayısına eşit olmalı ki nötrleşme tepkimesinden bahsedebilelim.
- Nötrleşme tepkimelerinde tuzun yanında su çıkması gerekir, su yoksa nötrleşme değildir.
- Asit-baz tepkimelerinin denkleştirilmesi için OH ve H sayılarını eşitlemek gerekir, örneğin CO₂ + H₃PO₄ tepkimesinde 3CO₂ ve 2H₃PO₄ kullanılarak 6 su oluşur.
- 2:24:00Nötrleşme Tepkimelerinin Sonuçları
- Asit ve baz mol sayıları eşitse tam nötrleşme gerçekleşir ve ortam nötr olur (pH=7).
- Asitten artan olursa ortam asidik olur (pH<7), OH sayısından fazla olursa ortam bazik olur (pH>7).
- H₂SO₄ ile KOH tepkimesinde H₂SO₄'den artan H⁺ iyonu nedeniyle ortam asidik olur (pH<7).
- 2:26:29Metallerle Asit ve Baz Tepkimeleri
- Metaller aktif metal, amfoter metal ve soy metaller olarak ayrılır; soy metaller bakır, civa, gümüş, platin ve altın olup, platin ve altın sadece özel karışımla (3 birim HCl + 1 birim NO₃) tepkimeye girer.
- Yarı soy metaller HNO₃ ve H₂SO₄ ile tepkimeye girer, aktif metaller sadece asitlerle tepkimeye girer, bazlarla tepkimeye girmez.
- Amfoter metaller asitlerle ve kuvvetli bazlarla tepkimeye girer, tuz ve hidrojen gazı oluşturur, ancak suyla ve zayıf bazlarla tepkimeye girmez.
- 2:28:37Tuzların Türleri ve Kimya Her Yerde
- Asidik tuzlar kuvvetli asitte zayıf bazın oluşturduğu tuzlardır, nötr tuzlar kuvvetli asit-kuvvetli bazın oluşturduğu tuzlardır, bazik tuzlar kuvvetli baz-zayıf asitin oluşturduğu tuzlardır.
- Kimya Her Yerde konusundan uzun süredir soru gelmemiştir, soru gelirse yüzeysel ve sözel bir kısım olacaktır.
- Konu özeti yapıldığı için sorularla boğmak istenmiyor, turuncu ve kırmızı tekrar testlerindeki sorulara bakılması önerilmektedir.
- 2:30:22Temizlik Maddeleri ve Sabunlar
- Temizlik maddeleri, yağların sodyum hidroksit veya potasyum hidroksit ile tepkimesiyle meydana gelir.
- Sodyum hidroksit ile tepkimeye girdiğinde sert sabun (beyaz sabun), potasyum hidroksit ile tepkimeye girdiğinde ise yumuşak sabun (Arap sabun veya sıvı sabun) oluşur.
- Sabun moleküllerinin hidrofop (suyu sevmeyen) kuyruk kısmı ve hidrofil (suyu seven) baş kısmı vardır; hidrofil kısım su ile, hidrofop kısım ise kir ile etkileşir.
- 2:31:44Deterjanlar
- Deterjanlar, petrol türevlerinden elde edilen uzun hidrokarbon zincirli sülfat ve sülfonat tuzlarıdır (örneğin sodyum lauril sülfat ve sodyum lauril benzen sülfonat).
- Deterjanlar da sabun gibi hidrofil ve hidrofop kısımlarına sahiptir; hidrofil kısım su ile, hidrofop kısım ise kir ile etkileşir.
- Deterjanlar, kirin yüzeyden koparıp etrafını sararak sabun köpüğü oluşturur.
- 2:33:02Sabun ve Deterjanın Karşılaştırması
- Sabunlar bitkisel ve hayvansal yağların sodyum hidroksit veya potasyum hidroksit ile tepkimesi ile meydana gelirken, deterjanlar petrol türevlerinden elde edilir.
- Sabun doğal bir maddedir, deterjan ise yapay ve sentetik bir maddedir.
- Sabun sert suda çökelti oluşturur ve iyi temizlemezken, deterjan sert suda bile iyi temizler.
- Sabun petrol türevi olmadığı için çevre kirliliğine etkisi azken, deterjanın çevre kirliliğine sebep olduğu ve su yaşamını olumsuz etkilediği bilinmektedir.
- Sabun genellikle vücut temizliğinde kullanılırken, deterjan genel temizlik maddesi olarak kullanılır.
- Sabun cilde zararı azken, deterjanın cilde zararı daha fazladır.
- 2:33:55Diğer Temizlik Maddeleri ve Polimerler
- Diğer temizlik maddeleri arasında şampuan, diş macunu, çamaşır suyu ve kireç kaymağı bulunmaktadır; özellikle çamaşır suyu ve kireç kaymağının ekstradan dezenfeksiyon ve mikrop öldürme özelliği vardır.
- Polimerler arasında polietilen (P), polivinil klor (PVC), polistiren (PS), kevlar ve kauçuk bulunmaktadır.
- Polietilen şişe kapakları ve oyuncaklarla, PVC pencerelerle, polistiren yalıtım malzemesiyle, kevlar kumaş, kurşun geçirmez yelek, zırh ve kasklarla, polietilen terraftelat (PET) şişelerle, kauçuk ise doğal ve yapay olarak kullanılmaktadır.
- Doğal polimerler protein ve nişasta gibi örneklerle, yapay polimerler ise polimerler, kauçuk ve diğer maddelerle örneklendirilebilir.
- 2:35:18Kozmetik Ürünler ve İlaç Türleri
- Kozmetik ürünlerde tozlar, pigmentli ürünler, yüz pudraları, tırnak cilası, vücut pudraları, saç şekillendiriciler, saç boyaları, kremler, temizlik kremleri, ağız temizleme suları ve diş parlatıcılar bulunmaktadır.
- Kozmetiklerin içerisine boyalar, parfümler, çözücüler, nemlendiriciler ve antimikrobiyal maddeler gibi katkı maddeleri koyulmaktadır.
- İlaçlar katı (draje dışı, şeker çikolata kaplı, tablet, kaşe, kapsül), sıvı (iğne, şurup, damla) ve yarı katı (krem, merhem) formlarda olabilir.
- 2:37:25İlaç Formlarının Önemi
- İlaçların farklı formda olmasının sebebi vücuda dağılım ve emilimini kontrol etmek, doğru dozda alınmasını sağlamak ve etken maddesini dış etkilerden korumaktır.
- Gıdalara renklendiriciler, koruyucu maddeler, emülsiyonlaştırıcılar, lezzet artırıcı ve tatlandırıcılar gibi katkı maddeleri bulunmaktadır.
- Lezzet artırıcı olan monosodyum glutamat, en iğrenç şeyi bile lezzetliymiş gibi hissettiren ve oldukça tehlikeli bir maddedir.
- 2:38:16Gıda İşleme Yöntemleri
- Pastörizasyonda 70-80 derecede yaklaşık 30 dakika işlem yapılmakta, besin değeri az düşmekte ve günlük sütte uygulanmaktadır.
- UHT (Ultra High Temperature) yönteminde 135-150 santigrat dereceye çok hızlı bir şekilde çıkıp birkaç saniye tutulmaktadır, besin değeri düşmektedir ve paket açılmadan 4 ay boyunca muhafaza edilmektedir.
- Katı yağlar tereyağı ve margarin, sıvı yağlar ise ayçiçek yağı, mısır özü yağı, fındık yağı ve zeytinyağıdır.
- 2:39:39Yağ Türleri ve Video Kapanışı
- Zeytinyağı en çok kullanılanlardan biridir, sızma en kalitelisidir, rafine en kalitesizdir ve riviera sızma ile rafinenin karışımıdır.
- Video, tüm konuları hızlı bir şekilde ele alarak hatırlatıcı amaçlı hazırlanmıştır.
- Konuşmacı yeni bir stüdyoya taşınma sürecinde olduğunu ve laboratuvar kurma planlarını paylaştığını belirtmiştir.