• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Zedu öğretmenleri ve Sema Hoca tarafından sunulan TYT Biyoloji sınavına hazırlık amaçlı kapsamlı bir eğitim dersidir. Öğretmen, 100 gün kala öğrencilere sınavda çıkabilecek konuları detaylı şekilde anlatmaktadır.
    • Video, canlıların genel özellikleri ve temel bileşenlerinden başlayarak, hücre yapısı, madde alışverişleri, hücre organelleri, beslenme türleri, ekosistem ekolojisi, hücre bölünmeleri, üreme türleri, sınıflandırma basamakları ve kalıtım konularına kadar uzanan bir yapıya sahiptir. Her konu, ÖSYM sınavlarında çıkabilecek soru tipleri ve çözüm yöntemleriyle desteklenmektedir.
    • Ders içeriğinde hücresel yapı, beslenme (ototrof, heterotrof), ATP üretimi, solunum, metabolizma, büyüme ve gelişme, hareket ve boşaltım gibi temel biyoloji konuları ele alınmaktadır. Ayrıca karbonhidratlar, lipitler, proteinler, enzimler, vitaminler, nükleik asitler, hücre zarı, madde alışverişleri, hücre organelleri, ekosistem ekolojisi, besin zinciri, hücre bölünmeleri, üreme türleri, sınıflandırma basamakları ve kalıtım konuları detaylı olarak açıklanmaktadır. Video, TYT Biyoloji sınavına hazırlanan öğrenciler için kapsamlı bir tekrar kaynağı niteliğindedir.
    TYT Genel Tekrar Kampı Tanıtımı
    • TYT sınavı yaklaştığı için ZEDU öğretmenleri genel tekrar haftası hazırlamışlar.
    • Kanalda 39 günlük kamp kapsamında sınavda çıkabilecek konular analiz edilecek.
    • ÖSYM'nin çıkmış sınav sorularına bakarak konu tekrarı yapılmış ve sınav PDF'si ücretsiz olarak indirilebilir.
    01:56Canlıların Genel Özellikleri
    • Canlılar hücresel yapıya sahip olup, bir hücreli (bakteri, arke, bira mayası) veya çok hücreli (bitkiler, hayvanlar, mantarlar) olabilirler.
    • Hücreler yapısına göre çekirdeği olan ökaryot (bakteriler, arkeler, protistalar, bitkiler, mantarlar, hayvanlar) ve çekirdeği olmayan prokaryot olarak ayrılır.
    • Canlılar hayatlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır; ototrof (kendi besinlerini üreten) ve heterotrof (dışarıdan hazır besin alan) olabilirler.
    04:24ATP Üretimi ve Solunum
    • Canlılar hayatlarını sürdürebilmek için ATP üretip tüketmek durumundadırlar.
    • Solunum iki çeşit olup, oksijenli solunum (aerobik solunum) enerji verimi daha yüksek (32 ATP) iken, anaerobik solunum 2-8 ATP elde eder.
    • Fermantasyon (bira mayası etil alkol fermantasyonu, yoğurt bakterisi laktik asit fermantasyonu) elektron taşıma sistemi kullanmadığı için solunum değildir ve sadece 2 ATP elde eder.
    05:56Metabolizma ve Büyüme
    • Metabolizma, canlıların yapım (anabolizma) ve yıkım (katabolizma) olaylarını gerçekleştirmesidir.
    • Anabolizma tepkimeleri protein sentezi, yağ sentezi, nişasta sentezi ve fotosentez gibi yapım olaylarıdır.
    • Katabolizma tepkimeleri hücresel solunum, anaerobik solunum, hidroliz ve sindirim tepkimeleridir.
    • Yetişkinlerde metabolizma durumunda katabolizma olayları anabolizmadan daha fazla, bebeklerde ise anabolik tepkimeler katabolik tepkimelerden daha yüksektir.
    06:54Büyüme, Hareket ve Boşaltım
    • Canlılar büyüyüp gelişir; bir hücreli canlılarda büyüme hacim ve kütle artışıyla, çok hücreli canlılarda ise hücre sayısının artması ve hacim artışıyla gerçekleşir.
    • Hareket iki çeşit olup, yer değiştirme hareketi (hayvanlar) ve bitkilerde görülen lastik ve tropizma hareketleri vardır.
    • Boşaltım, vücutlarında oluşan azotlu bileşikleri, atık bileşikleri, karbondioksiti ve fazla suyu dışarı atma işlemidir.
    08:24Canlıların Temel Özellikleri
    • Canlılar nesillerini devam ettirebilmek için ürerler, ancak yaşamak için üreme zorunlu değildir.
    • Canlılar dış ortamdan gelen uyarılara karşı tepki verirler (refleks), örneğin asitli ortamda kaçmaya çalışırlar.
    • Canlılar basitten karmaşaya doğru organizasyon gösterir: atomlar molekülleri, moleküller organelleri, organeller hücreleri, hücreler dokuları, organlar sistemleri ve organizmaları oluşturur.
    09:29Adaptasyon ve Canlı Hücrelerin Özellikleri
    • Adaptasyon, canlının ortama uyum sağlamasıdır; örneğin kutup ayısının beyaz kürkleri avları tarafından fark edilmesini zorlaştırır.
    • Tüm canlı hücrelerde hücre zarı, stoplazma, ribozom ve genetik materyal (DNA ve RNA) bulunur.
    • Tüm canlı hücreler protein sentezi yapabilir, enzim üretebilir, ATP üretip tüketebilir ve kendilerine özgü molekülleri sentezleyebilir.
    12:25Canlıların Madde alışverişi ve Bileşikler
    • Canlılar inorganik yapıda olan molekülleri (su, mineral) dış ortamdan hazır olarak alır ve madde alışverişi yapar.
    • Canlılar küçük yapılı bileşikler (monomerler) birleştirerek daha büyük yapılı polimerleri oluşturabilir (dehidrasyon) ve büyük yapılı bileşikleri parçalarken hidroliz yapabilir.
    • Canlılar organik yapıda olan bileşikleri organik yapıda olan başka bileşiklere dönüştürebilir, ancak inorganik yapıda olan bileşikleri inorganik yapıda olan bileşiklere dönüştürebilen canlılar (oksijen solunumu) sadece bazı canlılardır.
    15:27Canlıların Temel Bileşenleri
    • Canlıların yapısında inorganik moleküller (su, asitler, bazlar, tuzlar ve mineraller) ve organik moleküller bulunur.
    • Inorganik bileşikler canlılar tarafından üretilmez, dış ortamdan hazır alınır.
    • Organik yapılı bileşikler (karbonhidratlar, şekerler, yağlar, proteinler, enzimler, vitaminler, ATP, nükleik asitler ve hormonlar) canlılar tarafından üretilir.
    16:48Su ile İlgili Tepkimeler
    • Su ile ilgili iki önemli tepkime vardır: dehidrasyon sentezi ve hidroliz tepkimesi.
    • Dehidrasyon sentezinde küçük moleküller (monomerler) enzim yardımıyla birleştirilerek daha büyük moleküller oluşur ve bu süreçte su açığa çıkar.
    • Hidroliz tepkimesinde büyük moleküller su yardımıyla parçalanır ve yapı taşları (monomerler) ayrılır, bu süreçte ATP tüketilmez.
    20:00pH Değerleri ve Mineraller
    • pH metre 0-14 aralığında değerler alır; 0-7 arası asidik, 7-14 arası bazik, 7 nötr değeridir.
    • Karbondioksit asidik bir bileşiktir (pH 0-7), sodyum hidroksit ise bazik bir bileşiktir (pH 7-14).
    • Mineraller inorganik yapıda olan bileşiklerdir, enerji vermezler ve tüm canlılar dışarıdan hazır olarak alırlar.
    21:57Karbonhidratlar
    • Karbonhidratlar şekerlerdir ve şeker sayısına göre monosakkarit, disakkarit ve polisakkarit olmak üzere üç grupta incelenir.
    • Monosakkaritler (tek şekerli) hücre zarından geçebilirken, disakkaritler ve polisakkaritler (çok şekerli) geçemez.
    • Monosakkaritler karbon sayısına göre üç grupta incelenir: üç karbonlu (silis), beş karbonlu (pentoz) ve altı karbonlu (heksoz).
    22:50Monosakkaritlerin Özellikleri
    • Riboz şekeri ribonükleik asit ve ATP molekülünün yapısına katılır, ancak solunum tepkimelerinde ATP eldesine kullanılmaz.
    • Deoksiriboz şekeri DNA molekülünün yapısına katılır, ancak enerji vermez.
    • Altı karbonlu şekerler (glikoz, fruktoz, galaktoz) enerji verebilen şekerlerdir; glikoz kan şekeri, fruktoz meyve şekeri, galaktoz süt şekeri olarak adlandırılır.
    24:22Disakkaritler
    • Disakkaritler iki monosakkaritin bir araya gelmesiyle oluşur ve maltoz, sükroz ve laktoz olmak üzere üç çeşit vardır.
    • Maltoz, iki glikoz molekülünün dehidrasyon tepkimesi ile birleşmesiyle oluşur ve bitkilerde üretilen arpa şekeri olarak adlandırılır.
    • Sükroz, bir glikoz ve bir fruktoz molekülünün dehidrasyon tepkimesi ile birleşmesiyle oluşur ve pancar şekeri olarak adlandırılır.
    • Laktoz, glikoz ve galaktoz moleküllerinin dehidrasyon tepkimesi ile birleşmesiyle oluşur ve hayvanlarda sentezlenen süt şekeri olarak adlandırılır.
    25:16Polisakkaritler
    • Polisakkaritlerin yapıtaşı glikozdur ve dört çeşit polisakkarit vardır: nişasta, selüloz, glikojen ve kitin.
    • Nişasta, bitkilerde depo amaçlı üretilen polisakkarittir ve fazla glikozları depolayarak ihtiyaç duyulduğunda glikoza çevirerek tüketebilir.
    • Selüloz, bitkilerde yapı amaçlı üretilen polisakkarittir ve hücre duvarının yapısına katılır; insanlar selülozu sindiremez ve dışkıyla atar.
    26:15Glikojen ve Kitin
    • Glikojen, bakteriler, arçeler, mantarlar ve hayvanlar tarafından fazla glikozları depolamak için kullanılan bir polisakkarittir.
    • Kitin, azotlu bir polisakkarittir ve eklem bacakların dış iskeletinde, böceklerin dış kabuğunda bulunur.
    • Karbonhidratlar üç gruba ayrılır: monosakkarit (glikoz, fruktoz, galaktoz), disakkarit (maltoz, sükroz, laktoz) ve polisakkarit (nişasta, selüloz, glikojen, kitin).
    27:24Nükleik Asitlerin Yapısına Katılan Şekerler
    • Nükleik asitlerin yapısına katılan şekerler vardır: beş karbonlu olan riboz ve deoksiribo, RNA ve ATP'nin yapısına katılır.
    • Riboz, RNA'nın yapısına; deoksiribo ise DNA'nın yapısına katılır.
    • Glikoz, fruktoz ve galaktoz altı karbonlu olan enerji verebilen şekerlerdir.
    27:45Lipitler (Yağlar)
    • Vücutta depo edilen yağlar nötrall yağ (trigliserit) olarak adlandırılır ve yapısında bir gliserol ve üç yağ asidi bulunur.
    • Nötrall yağlar polimer değildir, büyük yapılı bileşiklerdir çünkü yapısında iki farklı molekül (yağ asitleri ve gliserol) vardır.
    • Hücre yapısına katılan fosfolipit, suyu seven (hidrofilik) ve suyu sevmeyen (hidrofobik) kısımlara sahiptir ve hücre zarının yapısına katılır.
    29:10Steroidler
    • Steroidler düzenleyici yağlardır ve hormonların yapısına, D vitamini sentezine ve sinir hücrelerinde miyeli kılıf sentezine katılabilirler.
    • Kolesterol, hayvanlarda hücre zarının yapısında bulunan, zara dayanıklılık kazandıran küçük yapılı bir steroiddir.
    • Kolesterol fazla olması damar sertliğine sebep olabilir.
    29:52Proteinler
    • Proteinler organik yapılı bileşiklerdir ve yapısında karbon, hidrojen, oksijen ve azot atomları bulunur.
    • Proteinlerin yapı birimi aminoasitlerdir ve aminoasitler birbirlerine peptis bağları yardımıyla bağlanarak daha büyük yapılı bileşikleri oluşturabilirler.
    • Peptis bağı, aminoasitlerin karboksil grubuyla amino grubu arasında kurulur ve bu süreçte su oluşur.
    30:59Aminoasitler ve Temel Aminoasitler
    • Doğada yirmi çeşit aminoasit bulunmaktadır.
    • Hem bitkiler hem hayvanlar aminoasit sentezi yapabilmektedir.
    • Bitkiler yirmi çeşit aminoasitten sekizini kendileri üretebilirken, kalan sekizini (esansiyel aminoasitler) bitkilerden beslenme yoluyla alırlar.
    • Hayvanlarda temel aminoasit sentezi yoktur, ancak beslenme yoluyla bitkileri yiyerek bu aminoasitleri alabilirler.
    32:33Proteinlerin Farklılığı
    • Protein sentezi ile protein üretimi gerçekleştirilir ve proteinlerin birbirinden farklı olmasının sebepleri vardır.
    • Aminoasitlerin sayısı, diziliş sırası, kullanım sıklıkları ve proteinlerin üç boyutlu yapısı proteinlerin birbirinden farklı olmasına sebep olur.
    • Aynı aminoasitlerden oluşan proteinlerin farklı olması, aminoasit sayısı, diziliş veya kullanım sıklığı farklılıklarından kaynaklanabilir.
    34:49Proteinlerin Görevleri
    • Vücudumuzda biyolojik olaylarda görevli enzimler protein yapılı bileşiklerdir.
    • Mikroplarla savunmada bağışıklığın korunması görevli proteinlere antikor (koruyucu protein) denir.
    • Kanımızı kırmızı renk veren, oksijen ve karbondioksitin taşınması etkili olan hemoglobin bir protein olup demir içerir.
    • Kaslarımızın kasılmasında aktin ve miyozin proteinleri, kanın yoğunluğunun ayarlanmasında albümin ve globulin proteinleri görevlidir.
    • Glikoproteinler zarın yapısına katılır, gelen moleküllerin tanınmasında ve seçici geçirgenlik özelliğini kazanılmasında etkilidir.
    • Kanın damar dışına çıktığında pıhtılaşmasını sağlayan protein fibrinojendir.
    36:15Uzun Süreli Açlık Durumunda Vücuttaki Bileşiklerin Kullanımı
    • Uzun süreli açlık durumunda vücudumuzda ilk olarak karbonhidratlar tüketilir çünkü kolay parçalanan moleküllerdir.
    • Ardından lipitler (yağlar) tüketilir, proteinler ise en son sırada tüketilir.
    • Karbonhidratların parçalanma süresi daha kısa, proteinlerin parçalanma süresi orta, yağların parçalanma süresi ise uzundur.
    • Vücudumuzda en fazla bulunan molekül protein molekülüdür, ardından yağ, en az miktarda şeker molekülü bulunur.
    38:28Moleküller ve Özellikleri
    • Maltoz, iki glikozun birleşmesiyle oluşan bir disakkarittir ve glikozit bağı ile birleşir.
    • Riboz, deoksiriboz, aminoasit, galaktoz ve fruktoz gibi moleküller vardır.
    • Riboz ve deoksiriboz nükleik asitlerin yapısına katıldığı için enerji eldesinde kullanılmayan şekerlerdir.
    39:20Polimerler ve Moleküllerin Özellikleri
    • Trigliserit küçük bir moleküllü polimer değildir.
    • Polipeptit, bir sürü aminoasit peptit bağlarıyla bağlanarak oluşan büyük bir molekül ve polimerdir.
    • Polisakkarit, bir sürü glikozun birleşmesiyle oluşan çok şekerli bileşiktir ve büyük bir molekül, polimer yapıdadır.
    40:39Enzimler ve Özellikleri
    • Enzimler, vücudumuzda biyolojik katalizörlerdir ve aktivasyon enerjisini düşüren çalışan işçilerdir.
    • Enzimler basit enzimler (sadece proteinden meydana gelen) ve bileşik enzimler (protein ve yardımcı gruplar içeren) olarak ikiye ayrılır.
    • Bileşik enzimlerde protein olan kısmına apo enzim, yardımcı kısımlara kofaktör denir; organik yapıda ise koenzim, mineral ise kofaktör olarak adlandırılır.
    42:00Enzimlerin Çalışma Mekanizması
    • Enzimler aktivasyon enerjisini düşürür, tepkileri başlatmaz, önemli tepkileri hızlandırır.
    • Enzimler substratlarını aktif bölge üzerinden bağlayarak enzim-substrat kompleksi oluştururlar.
    • Enzim-substrat kompleksi oluştuğunda enzim substratı ürüne çevirir, tepkime sonunda substrat ürüne dönüşür ve enzim tekrar kullanılabilir hale gelir.
    43:53Enzimlerin Çalışma Hızını Etkileyen Faktörler
    • Enzimler sıcaklık, yaş, su miktarı, su yüzeyinden, aktivatör ve inhibitörler gibi faktörlerden etkilenir.
    • Sıfır derece altındaki sıcaklıklarda enzimler çalışmaz ancak yapıları bozulmaz; optimum sıcaklık 35 santigrat derecedir.
    • 55 santigrat derece üzerindeki sıcaklıklarda enzimin yapısı bozulur (denatürasyon) ve enzim çalışmaz.
    45:26pH ve Substrat Düzeyinin Etkisi
    • Bazı enzimler asitik pH'da (örneğin midemizdeki pepsin enzimi), bazıları bazik pH'da (örneğin ince bağırsağımızdaki tripsin enzimi), bazıları nötre yakın pH'da (örneğin katalaz enzimi) daha iyi çalışır.
    • Substrat yüzeyi arttıkça, enzimlerin temas ettiği alan artar ve reaksiyon daha hızlı gerçekleşir.
    • Eşit miktarda sindirim enzimi ile kıymanın bulunduğu tüpte reaksiyon en hızlı gerçekleşir, ardından kuşbaşının olduğu tüp, en son bütün için olduğu tüpte gerçekleşir.
    46:40Enzim Miktarı ve Tepkime Hızı
    • Enzim miktarı sınırsızsa, tepkime giderek artacak.
    • Ortamdaki enzim miktarı sabit olursa, substrat miktarını arttırsak bile tepkime bir yere kadar hızlanacak, sonra sabit gitmek durumunda kalacak.
    • Enzimler aktivasyon enerjisini düşürerek tepkilerin daha hızlı gerçekleşmesini sağlarlar.
    48:25Katalaz Enzimi ve Tepkime Hızı
    • Karaciğerdeki katalaz enzimi, zehirli olan hidrojen peroksit molekülünü suya ve oksijene dönüştürür.
    • Karaciğerler ne kadar ufalanırsa o kadar fazla katalaz enzimi serbest kalır ve tepkiler daha hızlı gerçekleşir.
    • Reaksiyon hızının 3-2-1 şeklinde olması sebebi serbest kalan katalaz enzimi miktarıdır.
    50:21Inhibitörler ve Aktivatörler
    • Aktivatörler, enzimlerin çalışmasını hızlandıran moleküllerdir.
    • Inhibitörler, enzimlerin çalışmasını yavaştan durduran moleküllerdir.
    • Inhibitörler, substratın enzimin aktif bölgesine bağlanmasını engelleyebilir veya enzimin farklı bir bölgesine bağlanarak aktif bölgenin yapısını değiştirebilir.
    51:34Vitaminler
    • Vitaminler organik yapılı bileşiklerdir ve karbon, hidrojen, oksijen atomları içerir.
    • Vitaminler iki grupta incelenir: suda çözünen vitaminler (B ve C) ve yağda çözünen vitaminler (A ve D).
    • Suda çözünen vitaminler günlük olarak alınması gereken, fazlası idrarla atılan vitaminlerdir; yağda çözünen vitaminler karaciğerde depolanır ve eksiklikleri geç sürede ortaya çıkar.
    52:26Vitaminlerin Özellikleri
    • Vitaminler organik yapıda bileşikler ama enerji vermezler.
    • Vitaminler vücudumuzdaki metabolik olayları düzenleyen moleküllerdir.
    • Kalın bağırsağımızda yaşayan mutalit bakteriler B ve K vitaminlerini sentezleyebilir, uzun süre antibiyotik kullanıldığında bu bakteriler zarar görebilir ve vitamin eksikliği ortaya çıkabilir.
    54:33Nükleotitler ve Nükleik Asitler
    • Nükleotitler, azotlu organik baz, beş karbonlu pento şeker ve fosfattan oluşan yapı taşlarıdır.
    • Azotlu organik bazlar beş çeşittir: adenin, guanin, sitozin, timin ve urasil.
    • Azotlu organik bazlar halka sayısına göre iki halkalı (timin, guanin) ve tek halkalı (adenin, sitozin, urasil) olarak incelenir.
    56:19DNA ve RNA Özellikleri
    • DNA'nın iki ipliği vardır ve sadece DNA'da bulunan moleküller deoksiriboz şekeri ve timin bazıdır.
    • RNA molekülü protein sentezi olayında görev alır ve üç çeşidi vardır: mRNA (mesaj taşıyan), tRNA (aminoasitleri taşıyan) ve rRNA (ribozomun yapısına katılan).
    • Tüm vücut hücrelerinde aynı DNA molekülü bulunur, ancak aktif genler farklı olduğu için organlar farklı şekilde davranır.
    58:06ATP Yapısı ve Enerji
    • ATP (adenozin trifosfat) yapısında bir tane adenin baz, bir tane riboz şekeri ve üç fosfat molekülü bulunur.
    • Enerji yüksek enerjili fosfat bağlarında depolanır ve bu bağların koparılmasıyla serbest kalan enerji aktif taşıma, endositoz, egzostoz, kas kasılması ve sinir hücrelerinde sinyal iletimi gibi olayları gerçekleştirir.
    • Hidrasyon tepkimesinde ATP harcanırken, hidro tepkimesinde ATP harcanmaz.
    59:09Hücre Yapısı
    • Tüm canlı hücrelerde hücre zarı, sitoplazma, ribozom, DNA ve RNA bulunur.
    • Prokaryot hücrelerde (örneğin bakteriler) hücre zarı, sitoplazma, DNA, RNA ve ribozom bulunur.
    • Ökaryot hücrelerde (örneğin hayvan hücreleri) çekirdek, mitokondri, sentrozom, gol yaygısı, granüllü ve granülsüz endoplazmik retikulum gibi organeller mevcuttur.
    1:02:47Hücre Zarı Yapısı
    • Hücre zarının yapısında çift katlı fosfolipit tabakası bulunur ve bu tabakada gömülü büyük proteinler yer alır.
    • Proteinlerden bazıları yüzeyde kalırken bazıları boydan boya zarı geçer ve kanal proteinleri olarak adlandırılan proteinlerin içindeki porlardan madde alışverişi gerçekleşir.
    • Hücre zarında bulunan glikolipit ve glikoprotein yapıları hücre zarına özgürlük, kimlik ve antijenik özellik kazandırır.
    1:04:23Hücre Duvarı Yapısı
    • Hücre duvarı, bakteriler, arke, mantarlar, algler ve bitkilerde bulunur ve "babam" olarak kodlanır.
    • Bakterilerin duvarında protein ve glikozdan oluşan doglikan (pisodo) bulunur.
    • Mantarların duvarında azotlu bir polisakkarit olan kitin bulunurken, alglerde ve bitkilerde selüloz duvarı vardır.
    • Hücre duvarı tam geçirgen olup, gelen moleküllerin faydalı mı zararlı mı ayırt etmeksizin içeriye dışarıya geçişe izin verir.
    1:05:46Madde Alışverişi
    • Küçük moleküller basit taşıma veya aktif taşıma ile taşınırken, büyük moleküller endositoz ve egzozoz ile taşınır.
    • Aktif taşımada ATP harcanırken, endositoz ve egzozozda ATP harcanır ancak pasif taşımada ATP tüketimi gerçekleşmez.
    • Pasif taşıma difüzyon, ozmos ve diyaliz olmak üzere üç grupta incelenirken, aktif taşıma ve pasif taşıma olaylarında maddelerin geçişi çift yönlü olabilir.
    1:07:19Difüzyon Türleri
    • Difüzyon basit difüzyon ve kolaylaştırılmış difüzyon olmak üzere iki grupta incelenir.
    • Basit difüzyonda moleküller hücre zarındaki fosfolipit tabakasından geçebilir ve bu olayda enerji harcanmaz.
    • Kolaylaştırılmış difüzyonda zarda bulunan taşıyıcı proteinler ve kanal proteinleri çalışır ve bu olayda da ATP harcanmaz.
    • Aktif taşımada ATP harcanarak moleküller az olduğu yerden çok olduğu tarafa doğru taşınır.
    1:09:29Ozmos Ortamları
    • Patatesler farklı değişimlere sahip ortamlara konulduğunda, patateslerin hacminde değişiklik olmaması izotonik (eş yoğun) ortamı gösterir.
    • Hücreler izotonik ortama konulduğunda hayatını sürdürür, bu nedenle serum fizyolojik olarak kullanılır.
    • Hücreler hipertonik ortama konulduğunda su kaybeder ve büzülür, bu duruma plazmaliz denir.
    1:10:41Ortamların Sıralaması
    • Dört dolu ortamda patatesin şişmesi, ortamın sulu olduğunu gösterir ve bu ortamlara hipotonik ortam denir.
    • Ortamların sululuklarına göre sıralaması: en yoğun olan 3 nolu ortam, sonra 1 nolu izotonik ortam, 3 ve 4 nolu ortamlar.
    • En fazla suya sahip olan ortam hipotonik ortam olan 2 nolu ortamdır.
    1:11:43Madde Alışverişi Soruları
    • ÖSYM'de madde alışverişleri konusunda sorular sorulur ve bu sorularda seçici geçirgen zarlar kullanılır.
    • Seçici geçirgen zarlar sadece küçük moleküllerin geçişine izin verir, büyük moleküller geçemez.
    • Büyük yapılı moleküllerin etrafına çerçeve çizmek, geçişini engellemek için önemlidir.
    1:14:38Endositoz ve Egzozitoz
    • Büyük moleküllerin taşınmasında endositoz ve egzozitoz olayları gerçekleşir.
    • Endositozda hücre, büyük molekülün etrafına yalancı ayak sararak besin kofulu oluşturur ve bu olay ATP harcamasıyla gerçekleşir.
    • Egzozitozda hücre, sindiremediği molekülleri boşaltım kofulu ile dışarı atar ve bu olay da ATP harcamasıyla gerçekleşir.
    1:16:37Endositoz ve Egzozitoz Örnekleri
    • Katı besin alındığında fagositoz, sıvı besin alındığında pinositoz adı verilir.
    • Hücre duvarına sahip olan canlılar endositoz yapamaz, bazı bitkiler istisnai olarak yapabilir.
    • Amip'in terliksi hayvanı yemesi, akyuvarın mikrop etrafını yalancıya sarması ve yağ damlacıklarının içeriye alınması endositoz örneklidir.
    • Salgılama (tükürük bezinden tükürük salgılanması) egzozitoz örneğidir.
    1:17:54Hücre Organellerinin Gruplanması
    • Hücre organelleri üç grupta incelenir: zarsız organeller, tek zarlı organeller ve çift zarlı organeller.
    • Zarsız organeller arasında ribozom ve sentrozom bulunur, ancak 9. sınıfta yeni müfredatta bu yapılar "organel" olarak tanımlanmamaktadır.
    • Çift zarlı organeller mitokondri ve plastikler (kloroplast, kromoplast ve lokooplas) olmak üzere iki grupta incelenir.
    1:19:16Tek Zarlı Organellerin Özellikleri
    • Ribozom, büyük ve küçük alt birimden meydana gelen protein sentezinden sorumlu organeldir ve aminoasitleri birleştirerek protein molekülü oluşturur.
    • Ribozom hücre zarının, çekirdek zarının, endoplazmik retikulumun üzerinde bulunur ve tüm canlı hücrelerde mevcuttur.
    • Sentrozom, birbirine 90 derece duran iki adet çubuktan meydana gelir, hücre bölünmesi sırasında ipliklerin düzenlenmesine ve kromozomların zıt kutuplara çekilmesine yardımcı olur.
    1:20:55Endoplazmik Retikulum ve Gol Aygıtı
    • Endoplazmik retikulum, çekirdeğin etrafında bulunan, sadece ökaryotlarda bulunan bir organeldir ve ribozom taşıyan granüllü ve ribozom taşımayan granülsüz olmak üzere iki grupta incelenir.
    • Granüllü endoplazmik retikulumda enzim ağırlıklı bileşikler üretilirken, granülsüz kısmında lif ağırlıklı bileşikler sentezlenir ve kas hücrelerinde kalsiyum depolaması gerçekleşir.
    • Gol aygıtı, üst üste dizilmiş keseciklere benzer, ökaryot yapılı canlılarda bulunan ve salgı ve paketleme görevini üstlenen bir organeldir.
    1:22:20Lizozom, Koful ve Peroksion
    • Lizozom, prokaryotlarda bulunmayan, hayvan hücrelerinde bulunan ve içerisinde sindirim enzimleri bulunan bir organeldir.
    • Lizozom, granüllü endoplazmik retikulumdaki ribozomlar tarafından üretilen enzimleri kullanarak hidroliz yapar ve büyük molekülleri parçalar.
    • Peroksion, ökaryotlarda bulunan, katalaz enzimine sahip ve hidrojen peroksiti suya ve oksijene dönüştüren bir organeldir; ayrıca mitokondriye yağ asitlerini oksijenle parçalayarak oksitleyerek yardımcı olur.
    1:24:52Mitokondri ve Plastikler
    • Mitokondri çift zarlı bir organeldir ve prokaryotlarda (bakterilerde ve arkelerde) bulunmaz.
    • Mitokondri, hücresel solunum ile besinleri karbondioksit ve suya dönüştürerek ATP üretilmesine yardımcı olur.
    • Mitokondri, organik bileşikleri inorganik yapıda bileşiklere çevirebilir, elektron taşıma sistemleri içerir ve kendi başına hücre gibi davranabilir.
    1:26:01Plastikler
    • Plastikler üç çeşittir: kloroplast (yeşil oluşturan), kromoplast (renk oluşturan) ve lokooplast (beyaz oluşturan).
    • Kloroplast, elektron taşıma sistemi taşıyarak ATP üretir ve fotosentez olayından sorumludur.
    • Kromoplast, bitkiye renk verir, ışığın sorulmasına yardımcı olur ve tozlaşma olayında arıların çiçekleri konmasına yardımcı olur.
    • Lokooplast, besin depolayan plastiktir; patateste nişasta, fasulyede protein, zeytin ve ayçiçekte yağ depolanır.
    1:28:53Çekirdek
    • Çekirdeğin dış kısmında düz bir çekirdek zarı bulunur ve üzerinde porlar (delikler) vardır.
    • Çekirdekçik, ribozom küçük ve büyük alt birimlerinin üretimi gerçekleştiği bir bölümdür.
    • Çekirdek zarında ribozomlar bulunur ve gerektiğinde mRNA sitoplazma çıkar çıkmaz çekirdek zarında protein sentezine başlayabilir.
    1:30:35Ekosistem Ekolojisi ve Beslenme Şekilleri
    • Canlılar beslenme şekillerine göre ototrof (kendi besinini üreten) ve heterotrof (besinleri tüketen) olarak ayrılır.
    • Ototrof canlılar fotosentetik (bitkiler) veya kemosentetik (inorganik maddeleri oksitleyerek besin üreten) olabilir.
    • Heterotrof beslenen canlılar holozoik (besinleri katı parçalar halinde tüketen) olabilir ve et yiyenlere karnivor, ot yiyenlere herbivor, ikisini beraber yiyenlere omnivor denir.
    1:32:32Beslenme Türleri
    • Saprotrop (çürükçül, ayrıştırıcı) canlılar ölmüş bitki artıklarını parçalayabilir ve sindirim enzimleri gelişmiştir.
    • Saprotrop canlılar bakteri, arkeler veya mantarlar olabilir ve prokaryot veya ökaryot yapıda olabilir.
    • Hemotrop beslenen canlılar ışık varken fotosentez yapabilir, ışık yokken hazır beslenmeden yararlanabilir.
    1:33:45Fotosentez
    • Fotosentez denkleminde karbondioksit ve su besin yapısında kullanılır, oksijen gazı atmosfere verilir.
    • Yeşil bitkiler, siyanobakteriler, yeşil algler, yosunlar ve kükürt bakterileri fotosentez yapabilir.
    • Kükürt bakterileri fotosentez yaparken atmosfere kükürt gazı verir ve su yerine hidrojen esprisini kullanır.
    1:35:00Kemosentez
    • Kemosentezde ışık kullanımı ve klorofil pigmentinin kullanımı yoktur.
    • Kemosentez yapan canlılar inorganik maddeleri oksitleyerek açığa çıkan kimyasal enerjiyi ATP yapısına katıp besin sentezi yaparlar.
    • Kemosentez yapan canlılar atmosfere oksijen vermez ve ışıklı olmadıkları için gece de gündüz de besin üretimini gerçekleştirebilirler.
    1:36:18Döngüler
    • Karbon döngüsünde solunum, fosil yakıtların yakılması ve kireçtaşlarının aşınması atmosfere karbondioksit verir.
    • Fotosentez ve kemosentez olayları havadaki karbondioksiti azaltıp toprağa döndürür.
    • Su döngüsünde yoğuşma ile gökyüzündeki su yeryüzüne iner, yeraltı sularına karışır, buharlaşır ve tekrar gökyüzüne gelir.
    1:37:30Azot Döngüsü
    • Azot döngüsünde havadaki azot toprağa iki şekilde bağlanır: yıldırım ve şimşek çakmasıyla veya azot bağlayıcı bakteriler tarafından.
    • Azot bağlayıcı bakteriler özellikle baklagillerin köklerinde yaşar ve havadaki azotu toprağa nitrat tuzu şeklinde bağlar.
    • Nitrat tuzu aminoasit ve bazı vitaminlerde kullanılan azot içerir.
    1:38:55Azot Döngüsü
    • Bitkiler toprakta bulunan azot tuzlarını alarak aminoasit ve azotlu organik bazlar üretirler.
    • Bitkiler ve hayvanlar öldükten sonra çürükçüller ve ayrıştırıcılar bu azotlu bileşikleri parçalayıp amonyak ve amonyuma dönüştürürler.
    • Zehirli olan amonyak, nitrifikasyon adı verilen bir süreçte toprakta bulunan nitrit ve nitrat bakterileri tarafından bitkilerin kullanabileceği nitrat tuzlarına dönüştürülür.
    1:40:55Denitrifikasyon ve Azot Fiksasyonu
    • Topraktaki nitrat tuzları, denitrifikasyon bakterileri tarafından tekrar azot gazına çevrilerek atmosfere karışır.
    • Havadaki azot, yıldırım ve şimşekle bağlanarak azot fiksasyonu (abiyotik fiksasyon) gerçekleşir, bakteriler tarafından bağlanarak ise biyotik fiksasyon olarak adlandırılır.
    • Nitrat tuzları bitkiler, baklagiller ve azot bağlayıcı bakteriler tarafından kullanılır, sonra hayvanlar tarafından tüketilir ve ölüm sonrası çürükçüller tarafından parçalanarak amonyak ve amonyuma dönüşür.
    1:43:14Azot Döngüsünün Önemi
    • Denitrifikasyon bakterileri oksijensiz solunum yaparak topraktaki azot tuzlarının atmosfere dönmesine yardımcı olurlar.
    • ÖSYM sınavlarında besin piramidi, ötrofikasyon olayı ve besin zinciri gibi konular sıkça sorulur.
    1:44:08Besin Zinciri ve Tropik Düzeyler
    • Besin zincirinde en alt basamakta üretici canlılar bulunur ve bunlar birinci tropik düzeyde yer alır.
    • Üreticileri yiyen canlılar birinci tüketici olarak adlandırılır ve ikinci tropik düzeyde yer alır.
    • Besin zincirinde ayrıştırıcılar da bulunur ve bu canlılar besin zincirinin her basamağında yer alabilir.
    1:44:57Besin Zincirindeki Canlı Türleri
    • Üretici canlılar otlar, çalılar, çiçekler ve bitkiler gibi fotosentez yapan canlılardır.
    • Besin zincirinde etçil, otçul ve hem et hem ot yiyebilen (hepçil) canlılar bulunur.
    • Karasal ekosistemlerde biyokütlesi en fazla olan canlılar üretici canlılardır.
    1:46:16Besin Zincirindeki İstatistiksel İlişkiler
    • Karasal ekosistemlerde üreme hızı en hızlı olan canlılar üreticilere, en yavaş olan ise son tüketiciye aittir.
    • Biyolojik birikim olarak adlandırılan olayda, üreticilerdeki kimyasal madde miktarı azken, son tüketiciye doğru giderek artar.
    • Karasal ekosistemlerde en fazla büyük kütleye sahip olan canlılar üretici canlılardır.
    1:47:26Enerji Kaybı ve Büyüklük
    • Enerji kaybı sorularında "onda bir kuralı" kullanılır; bir seviyeden diğerine aktarılan enerji miktarı, önceki seviyedeki enerjinin onda biri kadardır.
    • Enerji kaybı grafiğinde, en üstteki seviyede en az enerji bulunurken, en alt seviyede en fazla enerji kaybı vardır.
    • Su ekosistemlerinde fitoplanktonların biyokütlesi zooplanktonlardan az olmasına rağmen, fitoplanktonların üreme hızı zooplanktonlardan çok daha yüksek olduğu için ekosistem sağlıklı bir şekilde devam eder.
    1:50:20Ötrofikasyon ve Çevre Sorunları
    • ÖSYM sınavlarında ötrofikasyon konusu sıkça sorulmaktadır.
    • Termik santraller ve belediyeler atıklarını doğrudan göllere, nehirlere dökerek çevrenin kirlenmesine sebep olmaktadır.
    • Marmara Denizi'nde görülen müsilaj, çevre illerdeki akıntılar ve fabrikaların denize gelmesiyle oluşan bir tabaka olarak ötrofikasyon olarak adlandırılır.
    1:51:02Ötrofikasyonun Gerçekleşme Sırası
    • Ötrofikasyonun ilk aşamasında göldeki mineral miktarı hızla artar.
    • Göldeki mineraller arttığında, algler coşarak hızlı bir şekilde üremeye başlar ve yüzey kaplanır.
    • Alglerin kaplaması gaz alışverişi ve ışık geçirgenliğini azaltır, bu da sudaki oksijeni düşürür ve gölde yaşayan canlılar ölmeye başlar.
    • Ölen canlılar çürüyerek petrifikasyon (kokuşma) meydana gelir ve gölde ağır bir koku oluşur.
    1:53:45Hücre Bölünmesi Evreleri
    • Hücre bölünmesi iki ana evre olarak ayrılır: çekirdek bölünmesi (karyokinez) ve sitoplazma bölünmesi (sitokinez).
    • Mitoz bölünmesi dört evre içerir: profaz, metafaz, anafaz ve telofaz.
    • Profaz evresinde çekirdek zarı erimeye başlar, sentrozomlar zıt kutuplara gider ve kromozomlar kinetokorlara tutunarak hücre bölünmesini hazırlar.
    • Metafaz evresinde kromozomlar hücrenin ekvatoral düzlemine tek sıra halinde dizilir.
    • Anafaz evresinde kardeş kromatitler birbirinden ayrılır ve yavru hücreler oluşur.
    • Telofaz evresinde çekirdekler tekrar oluşur, kromozomlar açılarak kromatin ipliklere dönüşür ve iki çekirdekli hücre elde edilir.
    1:56:44Mayoz Bölünmesi
    • Mitoz bölünme bir hücreli canlılarda üremeyi, çok hücreli canlılarda büyüme ve gelişmeyi sağlar.
    • Mayoz bölünmenin amacı üreme hücresi (gamet) üretmektir (sperm, yumurta, spor).
    • Mayoz iki basamaktan oluşur: mayoz bir ve mayoz iki.
    • Mayoz bir bittikten sonra DNA eşlenmesi olmadan mayoz iki başlar ve bu bölünme sonucunda sperm veya yumurta adı verilen üreme hücreleri oluşur.
    1:57:24Mayoz Bölünmede Genetik Çeşitlilik
    • Mayoz bölünmede crossing over (kromozomların kesişmesi) olayı kalıtsal çeşitliliği artırır.
    • Tetrat yapısında iki kromozom ve dört kromatit bulunur.
    • Tetrat sayısı, n (en kromozom sayısı) ile eşittir; örneğin 46 kromozomlu bir canlıda tetrat sayısı 23'tür.
    1:58:36Mayoz Bölünmede Örnek Sorular
    • 8 kromozomlu bir canlıda n=4, tetrat sayısı 4 ve 16 kromatit görülür.
    • 20 kromozomlu bir hücrede n=10, tetrat sayısı 10 ve 40 kromatit görülür.
    • Somatik hücrelerinde 36 kromozom bulunan dişi bir memelide n=18, profazda 18 tetrat ve 72 kromatit görülür.
    1:59:59Mayoz Bölünmede Gametlerin Özellikleri
    • Metafazda kromatit sayısı hücrenin kromozom sayısının iki katıdır çünkü DNA molekülü kendini eşlediği için her kromozom iki kromatitli hale gelir.
    • Gametlerin kromozom sayısı n'dir; dişi memelilerde yumurta hücresi 17 otozom ve 1 gonozom (cinsiyet kromozomu) içerir.
    • Mayoz bölünmede tetratlar görülürken, kardeş kromatitlerin birbirinden ayrıldığı görüldüğünde mayoz II veya mitoz olabilir.
    1:03:17Eşeysiz ve Eşeyli Üreme
    • Eşeysiz üreme bölünerek, tomurcuklanma ile, sporla, yenilenme ile ve partenogenez ile gerçekleşir.
    • Rejenerasyon olayında mitoz bölünme gerçekleşir; kertenkelenin kuyruğunu yenilemesi ve deniz yıldızının kopan kolunu tamir etmesi rejenerasyon örneğidir.
    • Rejenerasyonda hücreler bölünür ve farklılaşır; farklılaşma genlerin aktifleşmesi ile gerçekleşir ve mayoz bölünme değildir.
    2:04:06Arıların Üreme Sistemi
    • Kraliçe arı, kovanın neslinin devamını sağlayan, diğer arılara kıyasla daha iyi vücutlu bir yapıya sahip ve mayoz geçirerek üreme hücresi (gamet) oluşturur.
    • Kraliçe arının mayoz bölünmesiyle oluşan yumurtaların bazıları döllenmez ve kendiliğinden mitozla gelişerek partenogenez ile erkek arılar meydana gelir.
    • Partenogenez ile oluşan erkek arılar genetik olarak birbirlerinden farklıdır çünkü mayozda oluşan yumurtaların genetik yapıları birbirinden farklıdır.
    2:05:45Arıların Cinsiyet Belirleme ve Modifikasyon
    • Kraliçe arının ürettiği yumurtalar döllendikten sonra zigot oluşur ve zigotun cinsiyeti belli olur.
    • İşçi arılar kısırdır ve üreme yeteneklerini kaybetmişlerdir; kovanın havalandırılmasında, kraliçe arının beslenmesinde, yavrulara bakılmasında ve bal toplanmasında görevlidirler.
    • Kraliçe arının yavrusu arı sütüyle beslenirse kraliçe olur ve üreme yeteneklerini kazanır, bu duruma modifikasyon denir.
    2:06:48Eşeyli Üreme ve Sınıflandırma
    • Eşeyli üreme mayoz bölünme esasına dayanır; iki birey mayozda gamet üretir, bu gametlerin bir araya gelmesiyle yeni bireyler meydana gelir ve kalıtsal çeşitlilik artar.
    • Dersin sonunda sınıflandırma basamaklarına geçilecek ve kalıtımla ilgili örnekler çözülecektir.
    2:07:19Sınav Tavsiyesi
    • Sınav yerleri belli olduğunda, sınav telaşında yenmenin bir yöntemi olarak sınav salonunu görmek ve o havayı teneffüs etmek önemlidir.
    • Milli takımlar deplasmana maça gittikleri zaman maç günü değil, bir veya iki gün önce giderler, kampa giderler ve stadyumda antrenman yaparlar.
    • Sınav yerini bilmek, masanın nasıl olduğunu, sınıfın nerede olduğunu ve ne tarafa baktığını bilmek, sınav sırasında biraz rahatlama sağlar.
    2:08:15Canlı Sınıflandırma Basamakları
    • Canlı sınıflandırırken kullanılan basamaklar: tür, cins, familya, takım, sınıf, şube ve alem'dir.
    • Sınıflandırma basamaklarını hatırlamak için "Türkiye Cumhuriyeti futbol takımı sahada şut attı" akrostişi kullanılabilir.
    • Birey sayısı, ortak gen sayısı ve çökelme oranı gibi kriterlere göre sınıflandırma basamakları değişebilir.
    2:10:20Canlı Sınıflandırma Özellikleri
    • Bir canlının gelişim sürecinde ilk olarak alem özelliği, en son tür özelliği ortaya çıkar.
    • Aynı familyaya sahip canlıların takımları, sınıfları, şubeleri ve alemleri aynıdır.
    • Herhangi bir basamağı aynı olan canlıların aleme kadar olan basamakları aynıdır.
    2:11:34Bakterilerin Yaşam Durumları
    • Bakteriler çürükçül (saprotrop) ve üretici (fotosentetik veya kemosentetik) olabilir.
    • Saprotrop bakteriler küçük moleküllerden (glikoz, aminoasit, vitamin, mineral) beslenirken, parazit bakterilerin sindirim enzimleri körelmiştir.
    • Fotosentetik bakteriler ışık varken, kemosentetik bakteriler ışık olmadan da yaşayabilir.
    2:13:44Arkeler
    • Arkeler bakterilere benzer ancak birebir aynı değildir ve ekstrem koşullarda yaşayabilirler.
    • Arkeler histon proteinleri taşıyabildikleri için ökaryotlara benzerlik gösterirler.
    • Metanojen arkeler metan gazı üretir, termofiller sıcağı, psikofiller soğuğu, halofiller tuzcul ortamları seven arkelerdir.
    2:14:39Antibiyotik Tedavisi
    • Antibiyotik tedavisinde, antibiyotik disklerinin etrafına bakteri üremesi durumu önemlidir.
    • Antibiyotik disklerinin etrafına bakteri üremesi alanı geniş olan antibiyotikler daha etkilidir.
    • Hastaya verilecek antibiyotik, antibiyotik disklerinin etrafına bakteri üremesi alanı geniş olan antibiyotiklerden seçilmelidir.
    2:15:41Protesta ve Bitki Alemleri
    • Protesta alemi geri dönüşüm kutusu gibi bir alemdir ve tüm canlıları ökaryottur.
    • Kamçılardan öglene fotosentez yaparken, diğer protesta canlıları kendi besinlerini üretemezler.
    • Cıvık mantarlar mantarlar aleminden kovulmuş olup, duvarları olmadığı için protesta aleminde incelenir.
    • Bitki alemi çok hücreli, ökaryot canlılardan oluşur ve çoğu fotosentez yapar, ancak canavar otu gibi parazit bitkiler fotosentez yapamaz.
    2:17:07Bitkiler ve Hayvanlar
    • Bitkiler fazla besinlerini polisakkarit olarak, nişasta olarak depolar ve duvarlarında selüloz bulunur.
    • Omurgalı hayvanlar balıklar, kurbağalar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere beş gruba ayrılır.
    • Balıklar, kurbağalar ve sürüngenler değişken sıcaklıklı canlılardır, kuş ve memeliler ise sabit sıcaklıklı sıcak kanlı canlılardır.
    2:18:27Solunum ve Memeliler
    • Balıklar ve kurbağaların larvaları solungaç solunum yaparken, erginleri akciğer solunumu yapar ve iki yaşamlı olarak deri solunumu da yaparlar.
    • Memeliler vücutları kıllı ve ölçülü olan canlılardır, tüylü örtülü olmayan canlılar kuşlardır.
    • Memelilerin göğüs ve karın boşluğunu ayıran diyafram kası vardır ve olgun alyuvarları çekirdeksizdir.
    2:19:41Kalıtım Örnekleri
    • Çaprazlama örneğinde, E ve e alelleri çaprazlandığında EEE, EeE, Eee ve eee genotipleri oluşur.
    • Genotip oranları hesaplanırken, E ve e alellerinin olasılıkları çarpılır ve fenotip oranları ise dışarıya yansıma durumlarına göre belirlenir.
    • Kan grubu örneğinde, A ve B kan grubundan A pozitif ve B pozitif bir anne babanın çocuklarının olasılıkları ve genetik çeşitleri hesaplanır.
    2:25:19Kan Tahlili Testi
    • Kan tahlili testinde antijenlerle antikorlar birbirine karıştığında çökelmeye sebep olur ve bu pıhtılaşma olarak görülür.
    • Antikorlar antijenleri bulduklarında ona tutunup çökelmeye sebep olurlar.
    • Kan tahlili yaparken bir kişinin kanından üç damla alınır, antijen ve anti-antikor damlatılır ve çökelme durumuna göre kan grubu belirlenir.
    2:25:45Kan Grubu Belirleme Örnekleri
    • Bir kişinin kanından alınan üç damlaya antijen damlatıldığında çökelme oluyorsa A grubundan, anti-antikor damlatıldığında çökelme oluyorsa B grubundan olduğu anlaşılır.
    • Çökelme varsa pozitif, yoksa negatif kan grubu olarak belirlenir.
    • Örneklerde A pozitif, B pozitif, AB negatif ve B negatif kan grupları belirlenmiştir.
    2:26:52Kalıtım Sorularının Çözümü
    • Kalıtım sorularında öncelikle otozomal çekinik kalıtımı denemek gerekir, paralı bireylere küçük a küçük a yazılır.
    • Otozomal baskın kalıtımı denemek için paralı bireylere büyük A büyük A yazılır.
    • Y kromozomunda taşınan azospermi (sperm azlığı) özelliği, erkek çocuklara aktarılmadığı için bu özellik Y kromozomunda taşınır.
    2:29:15X Kromozomunda Taşınan Özellikler
    • Kırmızı-yeşil renk körü (hemofili) X kromozom üzerinde çekinik olarak taşınan bir rahatsızlıktır.
    • X'in Y ile homolog olmayan bölgesinde baskın olarak taşınan özellikler, kız çocuklarda anormallik gösterir.
    • ÖSYM bu tarz kalıtım sorularını çok seviyor ve TYT'de sıklıkla soruyor.
    2:31:22Ödev ve Kapanış
    • Öğrencilere X'in Y ile homolog olmayan bölgesine baskın olarak taşınan azospermi (sperm azlığı) özelliğini deneyerek cevap yazmaları isteniyor.
    • Son soruda koyu renkte gösteren bireylerin fenotipinde gören özelliğin otozomal çekingen taştan bir özellik olduğu söylenemezdi.
    • TYT biyoloji genel tekrarı tamamlanmış olup, öğrencilere sınavda başarılar dileniyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor