Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Kanal D Ekranlarında "Bekleme Odası" programında, sunucu ve İzmir Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Osman Karatay arasında Türklerin kökeni ve etnogenezi hakkında bilimsel bir sohbet gerçekleştirilmektedir. Prof. Karatay, Türk tarihi ve kökeni konusunda çok sayıda eser yazmış ve bilimsel çalışmalar yapmış bir akademisyendir.
- Video, Türklerin kökeni, ana yurdu, fiziksel özellikleri, genetik kökenleri ve dilbilimsel özellikleri üzerine kapsamlı bir tartışma sunmaktadır. Sohbet, Başkurdistan ve çevresindeki Sintashta kültürü, Çin kaynaklarındaki Ergenekon destanı, Türklerin Avrasya'daki yayılımı ve Türk dili ile Moğolca, Macarca arasındaki benzerlikler gibi konuları ele almaktadır.
- Programda ayrıca Oğuz Kağan'ın kimliği, Türklerin İslam'ı kabulü, Hazarlar ve İskandinav mitolojisi ile Türk şamanlığı arasındaki bağlantılar gibi konular da tartışılmaktadır. Prof. Karatay, "Türklerin Kökeni" ve "Hazarlar, Yahudi-Türkler ve Ötekiler" gibi kitaplarından bahsederek, Türk topluluklarının (Köktürk, Oğuz, Kuman, Kıpçağ, Kırgız, Bulgar, Hazar, Vusun) tarihsel kaynaklardaki tariflerini ve bu toplulukların kimin türkleştirildiği sorusunu ele almaktadır.
- 00:30Programın Tanıtımı
- Program, Türk tarihini farklı yönleriyle ele alacak ve Türk ana yurdu, Ergenekon olayı, Karadeniz'in kuzeyindeki Türk geçmişinin değerlendirileceği bir konuyla izleyicilere sunulacak.
- Oğuzhan'ın Hun değil, Saka olup olmadığı, Türkçe'nin Macarca ve Moğolca ile olan benzerlikleri gibi konular da ele alınacak.
- Programda Türklerin kökeni konusundan başlanacak ve bu konuda Türkiye'de ve yurt dışında bilinen Prof. Dr. Osman Karatay konuk olacak.
- 04:22Prof. Dr. Osman Karatay'ın Kitapları
- Konuk olan Prof. Dr. Osman Karatay'ın "Türklerin Kökeni" kitabı 20. baskı olarak gösterilmiş ve konulara merak duyanların kitabı okumaları önerilmiş.
- "Hazarlar, Yahudi-Türkler ya da Türk-Yahudiler ve Ötekiler" isimli kitap da aynı şekilde önerilmiş.
- Prof. Dr. Osman Karatay'ın eserleri, Türklerin kökeni konusunda doğru bildiğimiz yanlışları ortaya çıkaracak kadar önemli olduğu belirtilmiş.
- 06:58Türklerin Fiziksel Özellikleri
- Prof. Dr. Osman Karatay'ın kitabında Türklerin sarışın olabileceği belirtilmiş ve bu durumun kayıtlarda Oğuz kimliğine sahip kişilerle ilgili olarak da görüldüğü ifade edilmiş.
- Orhan Gazi'nin sarışın olduğu, İran'da az sayıdaki sarışınların çoğunun Türk olduğu, Türkmenistan'da Ersalar'ın büyük bir topluluk olduğu belirtilmiş.
- Anadolu'da Ege ve Toros'un yörükleri ile İç Anadolu'nun Alevilerinde görülen küçük çakırgözlerin eski Türk tipinin kalıntısı olduğu ve Dede Korkut hikayelerinde sıkça görülen "Ela Göz" ifadesinin bu bağlamda dikkate alınması gerektiği vurgulanmış.
- 09:16Türklerin Fiziksel Özelliklerinin Kökeni
- Türklerin fiziksel özellikleri konusunda, insanın bir coğrafyaya göçtüğü zaman üçüncü kuşakta torunlardan itibaren o coğrafyanın tesirini göstermeye başladığı belirtilmiş.
- Günümüzde yapılan genetik araştırmalarda, Güney Sibirya kuşağında bazı bölgelerde yüzde 49'a varan oranlarda renkli göz bulunması tespit edilmiş.
- Genel ortalama olarak renkli göz oranının yüzde 30 civarında olduğu ve bu toplumda üçte bir oranında sarı gözlü insanlar olduğu belirtilmiş.
- 11:44Türk Tipinin Özellikleri
- Türklerin eski tipini anlamak için günümüzdeki Başkırt ve Tatar bölgelerine bakmak yeterlidir.
- Doğu'ya göç eden Türkler Çin ve Moğol'dan gelin alarak çekik gözlüleşmiş, Ortadoğu'ya gelenler Kerem Aslı'yı almıştır.
- Anadolu'da ve özellikle Makedonya'nın doğusundaki yörük köylerinde karışmamış Türk tipi hala görülebilir.
- 13:54Genetik Kökenler ve Baskın Genler
- Baskın gen olayı, bir genin 400 yıl içinde bir ülkenin tamamının görünümünü değiştirebilme potansiyeline sahiptir.
- Genetik olarak Türklerle en yakın paylaşımı olanlar Almanlar, İsveçliler ve Norveçlilerdir.
- Aynı haplo grupları paylaşan topluluklar olabilirken, fiziksel görünüm farklılık gösterebilir çünkü uzun yıllar farklı coğrafi bölgelerde yaşamışlardır.
- 17:25Tarih Kaynaklarındaki Türk Tanımları
- Çin kaynakları, Türk boylarını çirkin olarak tarif etmiş, Wusunlar'ı Kırgızlar gibi yeşil gözlü ve kızıl saçlı olarak tanımlamıştır.
- Nedim, Bağdat'ta dolaşan Türk askerlerini küçük gözlü ve sarışın olarak nitelendirmiştir.
- Ortadoğu'nun Müslüman yazarları için "Türk" kelimesi genellikle sarı saçlı bir adam anlamına gelirdi.
- 20:17Türk Tarihi ve Çin Kaynakları
- Türklerin tarih sahnesine çıkışı, Çin kaynaklarından öğrendiğimiz bilgilere dayanır.
- Çin kaynakları 1860'dan beri bilinmektedir ve bu kaynaklar mükemmel ansiklopediler şeklinde hazırlanmıştır.
- Köktürklerin en ihtişamlı döneminin kağanı Mukan Kağan'dır, ancak Çin kaynakları Türk tipini çok detaylı tarif etmez.
- 22:22Köktürk Kağanı ve Türk Topluluklarının Özellikleri
- Başarısızlık bilmeyen Mukan Kağan'ın cam gibi açık mavi gözleriyle insanlar ona bakmaya korkardı.
- Birinci kuşaktan Köktürklerin, Çin kaynaklarına göre, henüz Çinli gelinler almadığı ve karışmadığı dönemdeki halleri inceleniyor.
- Tüm yazılı kaynaklara göre Köktürk, Oğuz, Dede Korkut, Osmanlı, Kuman, Kıpçak, Bulgar, Hazar, Kırgız, Vusun gibi Türk toplulukları aynı şekilde tarif ediliyor.
- 24:06Türklerin Kökeni Tartışması
- Bazı kaynaklara göre Batıdaki Kırgızlar sonradan Türkleşmiş, aslen Hint-Avrupalı (İranlı) oldukları söyleniyor.
- Profesör Osman Karatay'ın son kitabı "Türklerin Gökyüzünden İniş" veya "Üstün Bir İrk" olma tezlerinden bahsediyor.
- Türklerin üstün bir ırk olmadığını, normal insanlar olduğunu ve kurttan değil insan olarak doğduklarını vurguluyor.
- 27:06Türkleştirme Sorunu
- Kırgızlar Güney Sibirya'nın doğu kısmında (bugünkü Hakasya) yaşamış, onları türkleştiren kim olduğu sorusu soruluyor.
- Kırgızların batısında Kıpçaklar, daha batıda Kumalar, Bulgarlar ve Oğuzlar yaşamış, hepsi de Türk olarak tarif ediliyor.
- Türkleştirme için etrafında kalabalık bir kitlenin olması gerekirken, bu kitlenin kim olduğu hiçbir yerde açıklanmamış.
- 28:47Türklerin Kökeni Çalışmaları
- Türklerin kökeni ve etnogenezi konusunda 300 yıldır çalışmalar yapılsa da, Peter Golden tarafından 2008 yılında yayınlanan tek makale dışında sistematik bir çalışma yok.
- Türk anayurdu konusunda fikirler söylemiş her bilim adamı var ancak neden orası olduğunu açıklamamışlar.
- Strabon gibi eski çağ coğrafyacılarının Türklerden bahsetmesi şimdiye kadar sadece Profesör Osman Karatay'ın kitabında görülmüş.
- 32:31Başkurdistan ve Çevresinin Önemi
- Başkurdistan ve çevresi, Türk topluluklarının tarihi yaşam alanıdır.
- Ortaçağ'da kesin olarak Türk olduğunu bildiğimiz topluluklar burada yaşamıştır.
- Tarih öncesi dönemden tarihi döneme geçişte, Türkler bu bölgede yaşamaya devam etmiştir.
- 33:12Genetik ve Arkeolojik Bulgular
- Günümüz Kazakların ataları üçbin sene önce de tarih öncesi dönemde orada yaşamıştır.
- Genetik bulgular, milattan sonraki bin yıl ile milattan önceki bin yıl arasında Avrasya bozkırı halkları arasında bir fark olmadığını göstermektedir.
- Aynı topluluklar doğudan batıya, batıdan doğuya, kuzeyden güneye göç etmişlerdir.
- 34:42Arkeolojik Keşifler
- 1914 yılında Andronova kültürünün keşfi yeni bir çığır açmıştır.
- 1993 yılında Başkurdistan'da Sümer çağına denk kentler bulunmuştur.
- 2200-1900 MÖ yılları arasında Güney Ural bölgesi, Başkurdistan ve etrafındaki bölgede çok yüksek bir kültür gelişmiştir.
- 37:53Sintashta Kültürü
- Sintashta kültürü, 300 yıllık çekirdek bir kültürdür ve yüksek maden işleme becerisine sahiptir.
- Bu kültürün üyeleri savaşçılar olup, yüksek kültürlerine sahiptir ve yayılmaya başlamışlardır.
- Sintashta kültürü, Andronova kültürü, Sakalar, Sarmatlar, Kumlar, Köktürkler, Kırgızlar gibi toplulukların köklerine dayanmaktadır.
- 39:10Genetik İlişkiler
- Altay dağlarında yaşayan hiç karışmamış Türkler ile İngiltere'nin Shetland adalarındaki hiç karışmamış Viking torunları arasında yapılan karşılaştırmalar, aynı soydan geldiklerini göstermektedir.
- R1 haplogrupu Güney Sibirya kökenlidir ve 50-51 bin yıl geriye gider.
- R1 geni günümüzden 4500 sene önce Avrupa'ya gelmiştir, yerli halk arasında asimile olmuş ancak genlerini bırakmıştır.
- 41:44Şeritli Seramik Kültürü
- Şeritli seramik kültürü, R1 geninin ortaya çıktığı dönemde Güney Polonya merkezli olmak üzere ortaya çıkmıştır.
- Bilim aleminde bu kültürün doğudan gelen etkilerle ortaya çıktığı bilinmektedir.
- Yerli nüfus doğudan gelen bazı unsurların katkısıyla kendini geliştirmiştir.
- 42:41Türk Kelimesinin Anlamı
- Eski kaynaklarda Türk kelimesinin "miğfer" veya "güç, kuvvet" gibi anlamlarla açıklamalar vardır.
- Bilim insanları ezberletilenlerden farklı sonuçlara ulaştıklarında, türklüğün eski çağının orta zamanına taşındığını belirtmektedir.
- Ergenekon hadisesinin tarihlemesi iyi yapılmadığında, doğru yanlışlardan biri olarak öğretilirse, anlamlı sonuçlara varmak mümkün değildir.
- 44:16Çin Kaynaklarındaki Türkler Hakkında Bilgiler
- Çin kaynaklarında Altay Dağları'ndaki bir dağın Miğfere benzemesi ve Türk Dağı olarak geçmesi bilgisi bulunmaktadır.
- Çin kaynaklarında Ergenekon destanı iki ayrı kaynaktan başlayıp, daha sonra iki kaynaktan iktibas edilerek toplam dört Çin kaynağında geçmektedir.
- Bu kaynaklarda Türklerin yurdu "Batı Denizi'nin kuzey tarafındadır" şeklinde ifade edilmektedir.
- 45:57Batı Denizi'nin Kimi Olduğu Sorunu
- Batı Denizi'nin hangi deniz olduğu konusunda kesin bir cevap bulunmamaktadır.
- Konuşmacı, Çin kaynaklarını inceleyerek Batı Denizi'nin özbekistan'ın batısında, iki büyük nehirin akmasıyla ve Çin'in en batıdaki İpek Yolu'nun başladığı kentinden yirmi binli uzakta olduğu bilgilerini toplamıştır.
- Konuşmacı, Batı Denizi'nin Hazar Denizi veya Aral Gölü olduğunu ve Türklerin eski yurdu Hazar Denizi'nin kuzeyinde olduğunu tespit etmiştir.
- 50:02Ergenekon Destanı ve Tarihleme
- Ergenekon destanı, efsanevi kısmını bir kenara bırakıp gerçek dünyaya oturtulduğunda, bir halkın kurtulan kısmının başka bir toprağa yerleşip nüfusunun arttığı bir etnogenez açıklaması sunmaktadır.
- Bir halkın yeniden ayağa kalkması ve nüfusunun artması birkaç yüzyıl sürebilir.
- Pomponius Mela ve Plinius Secundus gibi coğrafyacılar, Hazar Denizi'nin kuzeyindeki bölgede "Turkae" adında bir topluluktan bahsetmektedir.
- 54:56Putelemus ve Köktürkler Arasındaki İlişki
- Plinius ve Putelemus arasında yaklaşık M.S. 100 civarında, bir halk ortadan kalkmış, dağılmış ve önemini kaybetmiştir.
- Bu dönemde halkın bir kısmı esir edilmiş, bir kısmı kaçmış, muhtemelen de hepsi öldürülmüş, sadece bir çocuk kurtulmuştur.
- Plinius'un "Naturalis Historia" kitabında "Turk" kavmi adı geçerken, Putelemus'ta bu bilgi yoktur.
- 56:21Köktürklerin Ortaya Çıkışı ve Genetik İlişki
- Köktürklerin Altaylarda çıkışı 530-540'larda, 551'de Juhanlar'ı ezip ayağa kalkmaları ile gerçekleşmiştir.
- Putelemus'tan Köktürklerin ortaya çıkışı arasında yaklaşık 400 yıl zaman farkı vardır.
- Sarmat çağı döneminde (Putelemus döneminde) Altaylara doğru bir gen akışı tespit edilmiştir.
- 57:32Bulgar ve Macarların Kökeni
- Bulgarların ve Macarların Türk kökenli olması, ancak bugünkü Bulgaristan ve Macaristan'ın ve bugünkü Bulgarlarla Macarlarla aynı olup olmadığı konusunda sorular vardır.
- Bulgarlar batıya üç kol halinde gitmiştir: Asparuk idaresindeki Aşağı Tuna'ya gidenler ve Kuber idaresindeki Makedonya'ya gidenler.
- Günümüzdeki Bulgarlar ve Sırpların büyük bir kısmı Slav asıllıdır, Türk asıllı değildir.
- 1:02:16Oğuz Kağan'ın Kökeni
- Oğuz Kağan, Türk tarihinde önemli bir isim olmasına rağmen doğuda yaşamış bir Hun değil, batıda yaşamış bir Saka kanıdır.
- İslam öncesi Uygur nüshasında ve İslam nüshalarda Oğuz Kağan'ın faaliyetleri dünyanın batısında geçer, doğuda toplulukları yoktur.
- Oğuz Kağan, Hazar'ın etrafından yukarıdan döner, İtbalik ülkesinden batıya doğru, Kafkaslara gelir ve güneye iner.
- 1:05:39Türk Dillerinin Genişliği ve Benzerliği
- Macarca en batıda, Moğolca en doğuda konuşulur, bu Türklerin geniş bir coğrafyaya yayıldığının göstergesidir.
- Yapısal olarak Avrasya'nın kuzey halkları (Finlandiya'dan Japonya'ya) Türklerle aynı şekilde düşünür ve aynı yapısal özellikleri gösterir.
- Türkçenin en çok Macarca ile hemen ardından Moğolca ile benzerliği vardır.
- 1:07:55Türkçenin Dil İlişkileri
- Geniş sözlükler için dil karşılaştırması yapılmaz, çünkü bugünkü Fransızca'da eski dönemde bilinmeyen birçok yeni kavram vardır.
- Temel kelimeler için karşılaştırma yapılır ve en meşhur temel kelime listesi Swadesh listesidir.
- 2003 yılına kadar Türkçe ile Moğolca'nın Swadesh karşılaştırması yapılmamış, Türkçenin Macarca ile karşılaştırması ise ilk kez bu eserde yapılmıştır.
- 1:08:43Türkçenin Diğer Dillere İlişkisi
- Swadesh listelerine göre Macarca Moğolca'dan daha yakın Türkçe'ye yakındır.
- Tunguzca'ya geçildiğinde oran %17'e düşer, Korece ile daha da düşer.
- Türkçenin Macarca ile özellikle fiillerde çok fazla ortaklığı vardır.
- 1:11:47Odin ve Türkler Arasındaki Bağ
- Odin, Kuzey'in kurucu atası ve büyük kahramanıdır, savaşçı bir kral olmakla birlikte sonradan tanrılaştırılmıştır.
- Odin, Sagaların büyük bir kısmının dini olan ve Türk ülkesinden gelen bir önderdir.
- Odin, büyü gücüyle de bilinir ve runik yazının mucidi olarak anılır, çünkü "run" kelimesi sihir anlamına gelir.
- 1:12:44Runik Yazı ve Mitoloji
- Odin trans halinde seyahat eder ve İdrasil adını verdiği hayat ağacında dokuz gün boyunca asılı durur.
- Altay mitolojisinde de benzer anlatılar vardır, örneğin şamanın dokuzuncu kata çıkması ve dokuz gün durması.
- İskandinavya'da yazı kavramı sihir anlamına gelir çünkü oradaki halk için tamamen yabancı bir şeydi.
- 1:15:40Odin ve Aslar
- Odin savaş tanrısı değildir, bilge bir tanrıdır ve iki kuzgunu vardır.
- İskandinav mitolojisinde Odin bilgedir ve birçok şamanik öge içerir.
- "As" kelimesi hiçbir Avrupa dilinde geçmez, sadece İskandinavya'da tanrı anlamına gelir ve Odin'in halkının ismidir.
- 1:18:33Programın Sonu
- Konuşmacılar Hazarlar ve Türkler konusunu bir sonraki programda ele almayı planlıyorlar.
- Program serisi olarak başlamış, Türklerin İslam'ı kabulü ve Türklerin kökeni konuları ele alınmıştır.
- İzleyicilere teşekkür edilerek program sonlandırılmıştır.