• Buradasın

    Türk Mitolojisi ve Dinlerin Değişimi Üzerine Kapsamlı Bir Sunum

    youtube.com/watch?v=M_ji_c8Sfiw

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, bir eğitimci tarafından sunulan, Türk mitolojisi, şamanizm ve farklı dini sistemler arasındaki benzerlikler hakkında kapsamlı bir eğitim içeriğidir. Konuşmacı, yaklaşık iki saat süren sunumda Türk inançlarının tarihsel gelişimini ve farklı dinlerle olan ilişkilerini anlatmaktadır.
    • Video, Japon ve Altay mitolojilerindeki benzerliklerle başlayıp, Türk inançlarındaki Tengri ve Erlik tanrıları arasındaki iyi-kötü ayrımını ele almaktadır. Ardından Türklerin kurt sembolizmi, kut kavramı, şamanizmin tarihsel kökenleri ve özellikleri anlatılmaktadır. Son bölümde ise İslam'ın Türkler arasında yayılışı, Türk-Islam sentezi ve farklı dinlerin birbirleriyle nasıl asimile olduğu incelenmektedir.
    • Sunumda ayrıca Türklerin kurban törenleri, boy sistemi, Nevruz gibi gündönümü kutlamaları, muska, tılsım gibi kültürel inançların kökenleri ve İslam'ın Türk kültürüne nasıl entegre olduğu gibi konular da ele alınmaktadır. Konuşmacı, farklı kültürlerin mitolojik hikayelerini karşılaştırarak, Türk inançlarının zaman içinde nasıl evrim geçirdiğini ve farklı dini sistemlerle nasıl etkileşime girdiğini detaylı şekilde açıklamaktadır.
    Japon Mitolojisi ve Türk Mitolojisi Arasındaki Benzerlikler
    • Japon mitolojisinde İzanami'nin lanetten kurtulmak için aydınlanma evresi boyunca sol gözünden güneş tanrıçası Amaterasu'yu ve sağ gözünden fırtına tanrısı Susanovo'yu doğurduğu anlatılır.
    • Japon anlayışında "kami" hem tanrı hem de tanrı adamlarını (kahinleri) sembolize ederken, Türklerde de "kam" (şaman) tanrı'yı sembolize eder.
    • Japonlar "kami" demişler, Türkler ise "kam" demiş ve aynı geleneği sürdürmüşlerdir.
    00:48Altay Yaratılış Destanı
    • Başlangıçta yer ve gök yaratılmadan önce her şey suydu, güneş ve ay yoktu; en yüksek tanrı Tengri Kayra Han, Kendisine benzer bir varlık olan Kişi Kiji yarattı.
    • Kişi, Kayra Han'dan daha yükseğe çıkmak istedi, uçma özelliğini yitirdi ve sulara yuvarlandı; Tengri onu kurtardı.
    • Tengri yer yaratmak istedi, Kişi suya dalarak toprak çıkarttı ve Tengri toprağı suyun üzerine serpti.
    01:53Kişi'nin Sahtekarlığı ve Yeryüzünün Oluşumu
    • Kişi, kendisi için gizlice bir arazi yapmak amacıyla toprağın bir parçasını ağzında saklamıştı, bu nedenle boğulmaya başladı ve Tengri onu kurtardı.
    • Tengri tarafından yaratılan düz yerde, Kişi'nin ağzından fışkıran toprak bataklıklar ve tepecikler meydana getirdi.
    • Tengri, Kişi'nin sahtekarlığına sinirlendi, ona Erlik adını taktı ve ışık diyarından kovdu.
    02:39Erlik'in Önemi ve Dualite Mantığı
    • Tengri yerden dokuz dallı bir ağaç büyüterek her dalın altında ayrı bir kişi yarattı, bu dokuz kişi bugüne kadar yeryüzünde yaşayan dokuz boyun ataları oldu.
    • Erlik, suda boğulmaya başladığında Tengri tek bir sözle onu kurtardı, bu da Kur'an'daki "ol der olur" ifadesine benzer.
    • Erlik, bencil, çıkarcı ve tanrı ile yarışan biri olduğu için ışık diyarından kovulmuş, bu da İblis'in Allah'ın huzurundan kovulmasıyla benzerlik gösteriyor.
    03:54Dualite ve Negatif Varlıkların Önemi
    • Erlik tıpkı düşmüş melek Lucifer gibi kutsiyetini kaybetmiş, İzanami da başta kutsal bir varlıkken zamanla kutsallığını kaybetmiş ve arınma sürecine girmiş.
    • İzanami veya Erlik, sadece kötülük yapmaya yarayan değil, mahiyeti gereği var olmak zorunda olan bir varlıktır.
    • Türkler ve Japonlar, Erlik'e veya İzanami'ye tapmaya devam etmiş, onlara kurban kesmişler çünkü onların da mahiyeti gereği var olmak zorunda olan bir varlık olduğunu kabul etmişlerdir.
    04:54İyi ve Kötü Tanrılar
    • Tanrılar insanı sembolize eder ve insan kendi hareketlerini ve yaşamını kutsal varlıklarla ifade etmeye çalışmıştır.
    • İnsan en yüksek varlığa erişebilir çünkü iradeye sahiptir, fakat bu iradeyi kullanmadığı sürece en aşağı tabakaya da düşebilir.
    • Tengri gökte oturur ve merhameti sembolize ederken, Erlik yeraltı diyarında kara çamurdan yapılmış bir sarayda oturur ve ölüler diyarını temsil eder.
    06:03Mitolojik Karşılaştırmalar
    • Erlik, Mısır'daki Set, Yunan'daki Hades, Hindistan'daki Şiva veya İran'daki Ehrimen gibi tanrıların benzeridir.
    • Tevrat'ta Tanrı göklerde otururken, Yilan dünyaya sürgün edilmiştir ve İslam'da bu sürgüne gönderilen kötülük figürü şeytana çevrilmiştir.
    • Gılgamış destanında Yilan ölümsüzlük çiçeğini çalmış, böylece Yilan ölümsüz olmuş ve insanlar sonsuza kadar ölümsüzlük şansını kaybetmiştir.
    07:32Türk Mitolojisinde İnsanlığın Oluşumu
    • Sami geleneğinde Adem ve Havva'dan bütün insanlığın doğduğu görülürken, Türk geleneğinde birçok insandan insanlığın ortaya çıktığı görülür.
    • Tufan öncesinde yedi aziz kardeş vardı ve en büyüğü Erlik, diğerine ise Ülgen denirdi.
    • Ülgen ilahi kudret sahibi olup "Nomchu" (kitap ehli) adını almış, yedi kardeş gemi yaptılar ve her cins hayvandan birer çift aldılar.
    08:52İnsanların Yaratılışı
    • Tufan çekildikten sonra Ülgen bir horoz, bir kaz ve bir kuzgun salıverdi; horoz soğuktan öldü, kaz gemiye geri dönmedi, kuzgun da bir leş bulup yemeye başladı.
    • Ülgen Nom (hikmet kitabından aldığı kuvvetle) insan yaratmaya girişti, altın fincan içine gökçiçek koydu.
    • Erlik ise bu çiçeğin bir parçasını çalıp ayrı bir insan yarattı, Ülgen kardeşine darıldı ve onun yarattığı kavmin kara kavim olacağını belirledi.
    09:21Erlik'in Etkisi
    • Kuzgun havada uçarken, gece yarısında Erlik yer altından çıktı ve Ülgen'in yarattığı insanların vücutlarını gördü.
    • Erlik bu insan vücutlarına kendi canını üfledi ve bunların hepsi onun olacağını söyledi.
    • Bedenler canlandı ve yeryüzünde insanlar böylece zuhur etti.
    10:06Türk Mitolojisinin Özellikleri
    • Türkler birçok milletten etkilendiler ve dolayısıyla birçok destanın farklı versiyonları ortaya çıktı.
    • Türk mitolojisinde insanı kabuk olarak yaratan varlık Ülgen, fakat ruhu üfleyen kişi Erlik'tir.
    • İnsanın içinde kötü olan Erlik'in ruhunu taşıdığı için dünyada birçok kötülük meydana gelir, fakat iyi tanrının yarattığı kabukla hayattayız ve bununla mücadele edebiliriz.
    10:40Gökyüzü ve Yeraltı
    • Hangi ruh baskın gelecek, nefsimiz mi yoksa tabiatımız mı, hangisine daha çok yaklaşacağız?
    • Öldüğümüzde de hangisine yaklaşmışsa ona doğru gideceğiz: ya gökyüzüne (Ülgen'e) ya da yeraltına (Erliye).
    • Günümüzdeki bilim anlayışına ve evrime baktığımızda Türk mitolojisi evrime daha uygun çünkü bütün insanlığın Homo sapiens'in öyle bir tane kişiden gelmediğini biliyoruz.
    11:25Tanrıya Giden Yol
    • Hemen hemen bütün inançlarda Tanrı gökte tahtında oturan bir varlıktır ve bu Tanrı ile görüşmek için bazı aşamalardan geçmek gerekir.
    • Enok kitabında yedi zorlu aşamadan bahsedilirken, İslam'da Miraç hadisesi olayı var ve tüm göğün aşamalarını görme durumu anlatılır.
    • Türk inancında da Ülgen'e giden yolda yedi veya dokuz tane zorlu aşamadan geçmek gerekir ve bu yoldan ancak erkek şamanlar ayin yapmak şartı ile geçebilirler.
    12:12Doğa Anlayışı
    • Türklerde Umai Ene adında bir varlık vardır ve bu da Yunan inancındaki Gaia'ya (toprağa) benzer.
    • Umayi Ene koruyucu olan doğa anadır ve Göktürk yazıtlarında bile adı geçer.
    • Moğollarda da Umma Hatun kültü vardı ve savaşa hazırlanırken bu Uma Hatuna kurban sunarlardı.
    13:04Putperestlik Anlayışı
    • Şamanizmde ve paganizmde putperestlik anlayışı vardır ve bunun sebebi insanlar doğa ile iç içeymiş ve doğayı kutsallaştırmışlardır.
    • Ebu'l-Gazi Bahadır Han'ın fikirleri tamamen tözle alakalıydı çünkü bütün doğada töz vardır ve bu töz kutsaldır.
    • İnsan da bir bakıma öldüğünde tözleşeceği için tözü toplamak veya tapmak son derece önemliydi.
    13:54Kugurçak Kültü
    • Kişi bir yakını öldüğünde onu anmak için, hasret gidermek için bir put yapardı ve bu putu kişileştirirdi.
    • Ölen kişiyi özlediğinde bu putu suratına sürerdi, dua ederdi, sarılırdı ve zamanla evindeki en yüksek yere koyardı.
    • Zamanla sadece sevilen kişilerin putlarını yapmakla yetinilmez, ünlü liderler, kahiler, şamanlar toplu halde tapılmak için büyük putlar haline getirilirdi ve ölüm yıldönümünde veya çeşitli ekinokslarda toplum bunun karşısında dua ederdi.
    15:39Hayvanların Kutsal Anlamı
    • İnsanlar önce ruhlarını putlarla, sonra hayvanlarla sembolize etmişlerdir; her millet belli bir hayvanı kutsallaştırmıştır.
    • Afanasebolar kartalı, Göktürkler kurtu, Roma Mitraizm inancı döneminde boğayı kutsallaştırmışlardır.
    • Türklerde kurt figürü önemlidir; Gökbörü, Türk'ün hayat ve savaş gücünün bir simgesidir.
    16:13Kurt Sembolü Türk Kültüründe
    • Kurt çevik, hareketli ve güçlü bir hayvan olduğu için Türkler kurdu bayraklarında ve otağlarında motif olarak kullanmışlardır.
    • Atatürk 1927'de İngiltere'ye 88 altın karşılığında bastırttığı Türk banknotlarının üzerine kurt figürü koydurtmuştur.
    • Oğuz Kağan destanı, Ergenekon destanı ve Uygurlara ait türeyiş destanı gibi Türk mitolojisinde kurt önemli bir rol oynamaktadır.
    17:10Göktürk Destanı ve Kurt
    • Göktürk destanında Türkler savaşa girer, kaybeder ve tüm Türkler öldürülür, sadece bir çocuk hayatta bırakılır.
    • Düşmanlar çocuğun ellerini ve ayaklarını keserek bir bataklığa atarlar, ancak Aşina adlı dişi kurt tarafından kurtarılır.
    • Kurt, çocuğun yaralarını iyileştirir, onu mağaraya taşır ve ondan on çocuk doğurur; Türk soyu bu çocuk ve kurt sayesinde devam eder.
    18:00Mitraizm ve Türk Mitolojisi
    • Mitraizm'de Mitra mağaradan çıkar ve küçük bir çocuktur, kutsal bir boğa ile karşılaşır.
    • Helios'un emriyle Mitra boğanın karnına bıçak saplar ve açılan delikten insanlar ve yıldızlar taşar.
    • Türkler boğayı kurban etmiş olsa da kurt kurban etmemişlerdir.
    19:18Türklerde Sayılar ve Kutsallık
    • Türklerde üç ve dokuz kutsaldı, İslam geldikten sonra altı ve yedi kutsallaşmaya başladı.
    • Oğuz'un iki eşinden altı oğlu olmuştur; bunlar evrenin altı parçasını oluşturur.
    • Türklerin yaratılış ağacından ve İskandinavlardaki İdrasil'den bahsedilmiştir; Ülgen dokuz dallı bir şekilde evreni tasarlamıştır.
    21:22Şamanizmin Tarihsel Gelişimi
    • Günümüzde şamanizm araştırma konusu olarak ve new age akımlar tarafından inanç konusu olarak gündeme getiriliyor.
    • Son elli yılda şamanizm ile ilgili birçok kitap yazılmış ve mağara/kaya resimlerinin tarih öncesi çağlarda şamanizmin varlığını kanıtladığı iddia ediliyor.
    • Lazlo Vajda'ya göre şamanizmin her yerde aynı şekilde var olmadığı, ancak şamanlık/kahinlik kavramının her toplumda en antik çağlardan beri benzer biçimde var olduğu belirtiliyor.
    22:19Şamanlık ve Ölüm Fikri
    • İnsanın en büyük korkusu ölüm olup, ölümden sonra başka bir dünyada uyanmak veya ölmemek fikri insanı cezbetmiştir.
    • Şamanlar ölümden dönmüş kişiler olarak kabul edilir, örneğin İskandinav ritüellerinde kişinin boğulup uyanması şaman olma şartı olarak görülür.
    • Şaman olmanın şartı ölmek ve dirilmektir, bu deneyimden sonra ruhlar alemine gidip gelebilme yeteneği kazanırlar.
    23:20Totemcilik ve Modern Paralelleri
    • Çin'de totem simgesi bir bellekti; ataların fikirleri, nasihatleri ve önemli olaylar taşlara veya tahtalara kazınırdı.
    • Zamanla ölmüş önemli kişiler, kahinler, savaşçılar ve şehitler bu totemlere yazıldı ve halk önemli günlerde toplanarak bu simgelerin karşısında dua etmeye başladı.
    • Günümüzde şehitliklerde şehitlerin isimlerinin mermerlere yazılması ve mezarlıklarda toplu fatiha okuması, eskiden kugurçaklara dua etme geleneğinin modern paraleli olarak görülebilir.
    24:18Şaman Dansı ve Trans Hal
    • Şamanlar ateş etrafında şarkı söyleyerek, ağıt yakarak ve davul çalarak dönmeye başlarlar.
    • Maddelerin etkisi ve sürekli hareket sonucu şaman trans haline (esrime) geçer ve inanca göre bedeni terk ederek ruh formuyla Sirius bölgesine kadar gider.
    • Şaman trans halinden sonra geleceği gördüğünü iddia ederek topluma hikayeler anlatır, ancak bu durum aslında madde kullanımı ve fiziksel aktivitenin sonucu olabilir.
    25:39Şamanların Kıyafetleri ve Mağara Çizimleri
    • Şamanın bedeni terk etmesi, aslında kıyafetlerini terk etmesi olarak da görülebilir; şamanlar hayvan postları giyer ve bu hayvan postları doğa ruhlarını temsil eder.
    • Sibirya'daki mağara resimlerinde insanların boynuzlu, hayvan kafalı veya maskeli çizilmiş olduğu görülür.
    • Gerekse ve Altay'daki çalışmalarında yarı insan-yarı at (centor) veya yarı kuş-yarı insan (harpy) türünden çizimler bulunmuştur.
    27:30Mitolojik Varlıklar ve Tanrılar
    • Mağara duvarlarında ejderhalar gibi varlıkların çizilmesi, bunların gerçekten görüldüğüne inanılabilir.
    • İkilimantıkla bakıldığında, hayvan kafalı insan vücutlu varlıklar tanrı gibi görünebilir ve mitolojiler bu şekilde tasvir edilebilir.
    • Mısır tanrıları veya Tevrat'taki çağ kahramanları aslında çok ünlü rahipler veya savaşçılar olabilir, bu kişiler toplum tarafından tanrısal karşılanmış olabilirler.
    28:43Voltaire'in İddiaları ve Peygamberlerin Kayıp Yılları
    • Voltaire, kelime benzerliğinden yola çıkarak Brahman'ın İbrahim Peygamber olduğunu ve Saraswati'nin İbrahim'in karısı olduğunu iddia ediyor.
    • Hint inanışı önce Mısır'dan Yahudiliğe, oradan da İslam'a geçmiştir.
    • Peygamberlerin kayıp yılları vardır; İsa'nın 20 yıl, Musa'nın 7 yıl ve Muhammed'in 15 yıl boyunca nerede ne yaptıkları bilinmemektedir.
    30:40Peygamberlerin Tarikat İlişkisi ve Ritüel Benzerlikleri
    • Günümüzün şamanları (spiritüalistler) peygamberlerin bir tarikat tarafından desteklendiklerine ve dini olarak eğitildiklerine inanıyorlar.
    • Kabe'deki Makam-ı İbrahim'in Hint'de bir benzeri vardır ve Hacerülesved taşı, Hubal taşı gibi öğeler Hint pagan kültürünün parçalarıdır.
    31:24Türk Töreleri ve Kurban İnançları
    • Fuat Köprülü, eski Türk yaşantısında sığır, seylan ve yuu adlı üç büyük ayini bahsediyor ve bunların hepsinde kurban merasimi barındırıyor.
    • Türklerde kurban kanlı ve kansız olmak üzere ikiye ayrılır; kansız kurban bir hayvanı doğaya bırakmak, kanlı kurban ise büyük törenlerle yapılırdı.
    • Türklerde kan kutsaldı ve önemliydi, bu nedenle kanlı kurban her zaman yapılamazdı.
    32:38Türk Boyları ve Hiyerarşi Sistemi
    • Türklerde tüm boylar bir araya toplanarak bir hayvanı altı parçaya bölerek sahiplenirlerdi ve bu parçalar aradaki hiyerarşiyi belirlerdi.
    • Selçuklu kınığı seçerek en büyük boy olduklarını iddia etmiş, Osmanlı ise Selçuklu'ya ait olduğu için Kayı boyunu seçmiştir.
    • Padişahlık sistemi gelişince hanedanın devrilmeyeceği anlaşılmış ve zamanla padişahlar halifelere, hatta tanrı gibi görülmeye başlanmışlardır.
    44:57Şamanlar ve Kut Kavramı
    • Şamanlar ruhani bir boyutta gezebildiklerine, astral seyahat yaptıklarına ve tanrılarla konuşabildiklerine inanılırdı, ancak aslında bu transa geçerek uyuşturucu etkisiyle görülen bir durumdur.
    • Kut, her şeyi kutsallık kazandıran bir kavramdır ve Tanrı'nın iradesiyle bir varlığa verilir; kut alındığında insan üstün bir varlık olurken, alınması onu kıymetli kılar.
    • Kut, felsefi bir terimdir ve Yunanca'da bilgelik, İslam'da hidayet olarak ifade edilir; İncil'de İsa'nın vaftiz edilmesiyle kut alması ve misyonuna başlaması anlatılır.
    46:29Kut ve Hristiyanlık İlişkisi
    • Hristiyanlıkta Baba (Tanrı), Oğul (İsa) ve Kutsal Ruh (Kut) üçlü anlayışı vardır; kut, vaftizle insanlara verilir ve İsa'yı tanımak da kutsanmayı sağlar.
    • Kut alanlar Hristiyanlık anlayışında aziz olurlar ve kerametler sergilerler; Türklerde kut alanlara "alp" denilirdi.
    • Oğuz Kağan gibi Türklerde kut alan kişiler, Hristiyanlarda İsa gibi ölüyü diriltme gibi kerametler sergilerlerdi.
    48:17Alp Kavramı ve Öteki Dünyaya İnancı
    • Orta Asya kültüründe alp karakterinin öteki dünyada ebedi ve onurlu bir yaşam sürmesi için savaşlarında galip gelmesi gerekir; bu Antik Yunan'da Herkül hikayesine benzer.
    • Oğuz Kağan gibi alp karakterleri her yeri fethedip ölünce Tanrı'nın yanına gider; benzer bir inanç Hristiyanlarda İsa'nın feda edilmesi ve Tanrı'yla birleşmesiyle de görülür.
    • Vikinglerde Valhalla inancı vardır: savaşçılar öldüğünde tanrıların olduğu bölgeye gider, tanrılarla sohbet eder ve sonsuza kadar savaşır.
    49:29Ölümlü ve Öteki Dünya İlişkisi
    • Vikingler savaşçıları öldüklerinde eşyalarıyla birlikte gömürlerdi çünkü öteki dünyada bunların ona zenginlik kazandıracağına inanırlardı.
    • Türklerde de alp veya devlet liderleri öldüğünde eşyalarıyla, hatta atlarıyla birlikte gömüldüler; Cengiz Han gibi büyük liderlerin mezar yerlerini bilen kişiler bile öldürüldü.
    • Türklerde ölen kişi ilkbaharda öldüyse sonbaharda, kışın öldüyse ilkbahar veya yaz mevsimlerinde gömüldü; ceset bozulmasın diye tahnit (mumyalama benzeri bir yöntem) uygulanırdı.
    51:03Kırk Günü ve Mevlüt İlişkisi
    • Eski Türk inancına göre ölü gömüldükten kırk gün sonra, yani "kırk'ı çıkınca" onu sevenler toplanıp ruhuna dua ederlerdi; bu gelenek bugün mevlüt adı verilen törende devam ediyor.
    • Mevlüt, İslam inancında peygamberin doğum gününü kutlama merasimleridir, ancak Türkler tarafından ölen kişi için yapılan bir ağıta dönüştürülmüştür.
    • Tüm inançlarda benzerlikler bulunur; bazen inanç ortaya çıktığında görülür, bazen insanlar eski inançlarını yeni inançlarıyla birleştirirler.
    51:53Evrenin Üç Katlı Anlayışı
    • Türklerde evren üç katlıdır: gökyüzü (cennet), dünya ve yeraltı (cehennem); Antik Yunan'da da benzer bir inanç vardı: Panteon, dünya ve Tartaros.
    • Evrenin yaratılışı altı günde gerçekleşmiştir; Tevrat'a göre Tanrı altı günde evreni yaratmış ve yedinci gün dinlenmiştir; İslam'da da altı evrede yaratılış olduğu belirtilir.
    • Türklerin farklı etkileri vardır: Batı Türkleri Hristiyanlardan etkilenerek yedi kutsal kavramı benimsemiş, Doğu Türkleri ise İskandinavlardan etkilenerek dokuz katlı bir yaratılış tasvir etmiştir.
    53:43Yedi Katlı Evren ve Tavaf İlişkisi
    • Türklerde kutsal yaratılış ağacı dokuz dallıdır ve bu ağaca genellikle çınar ve kavak ağaçları benzetilir; son dönemlerde servi ağaçları hayat ağacı olarak görülmeye başlanmıştır.
    • Batı'dan etkilenmiş Türklerde kişi öldüğünde çadıra veya kurgana koyulur ve etrafında yedi tur döner; bu yedi katlı göğe inançtan kaynaklanır.
    • Yedi kere dönme ve tavaf etme ayini putperest Araplar arasında da vardı; bu ritüelde yedi kere dönmenin sebebi antik zamanlarda bilinebilen yedi büyük gök cismidir.
    55:21Türklerde Cenaze Merasimleri ve Göğe Çıkma İnancı
    • Türklerde cenaze merasimleri "yu" olarak bilinir ve bu merasimleri gerçekleştiren kişiye de "yu" denir.
    • Göğe çıkma inancı, cennete gitmek ve tanrı ile birleşmek için kullanılır ve bunu yaparken kurt, keçi veya kartal gibi yardımcı araçlar kullanılır.
    • Mirac anısına benzer şekilde, Türklerde göğe çıkmak için şamanlar ve hayat ağacı gibi yardımcılar vardır.
    56:11Hayat Ağacı ve Ağaç Kutsiyeti
    • Hayat ağacı, eski Türk inancında bu dünyanın ortasından geçtiği düşünülen, dünyayı öte aleme ve Sirius'taki demir kazığa bağlayan ağaçtır.
    • Hayat ağacı, şaman ritüellerinde ölen kişiye eşlik etmek ve haberler getirmek için kullanılır.
    • Türkler ağaçların tanrıyla konuşmak, dilek tutmak ve ilham almak için uygun olduklarına inanmış ve bu gelenek hala devam etmektedir.
    57:02Türklerin İnançlara Maruz Kalması ve Bölünmesi
    • Orta Asya'da devlet kuran kavimler ve göç eden boylar, Çin anlayışı, Hint Budizmi, Hristiyanlık ve Zerdüştüklük gibi inançların tesiri altında kaldılar.
    • Türkler farklı inançları kabul eden ve karşı çıkan kesimler haline geldi, bu da köklü bir imparatorluk oluşturamamalarına neden oldu.
    • 3-4. yüzyıllarda Hristiyanlık ve Zerdüştlük, 7-8. yüzyıllarda ise İslam ve Maniheizm Türk milli birliğini dağıttı.
    57:53Dinlerin Dönüşümü ve Asimilasyonu
    • Her dinin bir ömrü vardır ve zamanla tarihe gömülür veya başka dinlerle birleşerek yeni dinler oluşturur.
    • Hristiyanlık, pagan geleneği olan Saturnalya kutlamalarını ve Mithra'nın doğum günü olan 25 Aralık'ı İsa'nın doğum günü olarak kabul etmiştir.
    • Roma'nın putperestlikten vazgeçmeyen halka Meryem ve İsa putlarını getirmesi veya Arapların eski tanrılarını bırakıp başka bir tanrı için aynı ibadetleri yapmaları gibi örnekler verilmiştir.
    58:57Gündönümü Kutlamaları ve Kültürel Miras
    • Nevruz, Hızır Ellez veya Hızır İlyas bayramları aynı bayramlardır ve ekinoks'u (gündönümü) kutlamak amacıyla yapılır.
    • "Hızır" kelimesi "yeşil" anlamına gelir ve ilkbaharı sembolize eder; bozkırda yaşayan insanlar için ilkbaharın gelmesi çok önemlidir.
    • Devlet liderleri veya din liderleri kökleşmiş inançları değiştiremezlerse, halkın ritüellerini kendi inançlarıyla birleştirir ve anlamını değiştirirler.
    1:00:03Kültürel Geleneğin Devamı
    • Türklerde ölen kişinin mezarına yiyecek bırakmak gibi gelenekler, İslam'ın gelmesinden sonra da devam etmiştir.
    • Türbeler veya kutlu ağaçlara bez bağlama geleneği tamamen şaman adetidir ve Müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur.
    • Ateş kültünde mum yakma adeti vardır; mum sönmeden eriyebilirse dua kabul edildiğine inanılır ve bu adet Hristiyanlığa geçmiştir.
    1:01:00Muska ve Totem İnancı
    • Pagan inançlara göre bazı nesnelerde uğur ve uğursuzluk bulunabilir; bu nedenle insanlar uğurlu nesneleri boynuna asar veya cebinde taşır.
    • Muska veya tılsım olarak bilinen nesneler, insanları korumaya ve uğurlu olmaya yardımcı olmaya inanılır.
    • İnsanlar normal bir taşı veya parçayı şaman veya din adamına verip kutsamasını isterler, böylece bu nesneler koruyucu olur.
    1:01:57Paganizm ve İslam İlişkisi
    • İslamla alakası olmayan muska ve tılsım inancı, bugün birçok cami hocası tarafından da uygulanmaktadır.
    • Arap putperestler dört büyük güce inanıyor ve onlara dua ederek kutsaması ile bir şeyler başaracaklarına güveniyorlardı.
    • İnsanlar binlerce yıldır muska ve tılsımlara güvenirler ve bu objelerin onları koruyacaklarına inanırlar.
    1:02:35Dört Büyük Güç İnancı
    • Ahmed bin Ali Albuni'nin "Şemsül Maarif el-Kübra" kitabında, yılın dört mevsimini idare eden dört büyük sahip olduğu anlatılır.
    • Doğu sahibi Danyal (yaz mevsimi), batı sahibi Dardiyal (kış mevsimi), kuzey sahibi Asya el (bahar mevsimi) ve güney sahibi Hask el (güz mevsimi) olarak adlandırılır.
    • Bu sahipler bazen melek, bazen ifrit olarak adlandırılır ve farklı kültürlerde farklı isimlerle anılır.
    1:03:53Dörtlü Anlayış ve Kutsal Harfler
    • Azrail kelimesi Kur'an'da geçmez, İslam'ın içinde bir varlık değildir; ancak Arap mitolojisi ve pagan anlayışlarla günümüzde de kullanılmaktadır.
    • İnsanlar evrendeki dört yön (doğu, batı, kuzey, güney) ve dört element (ateş, su, toprak, hava) gibi kavramları dörde bölmüştür.
    • Dört büyük güce veya anlayışa dört büyük melek denilmiş ve onlardan yardım dileme geleneği ortaya çıkmıştır.
    1:05:11Kabala ve Büyücülük
    • Kabala, Yahudi anlayışına dayanan karanlık bir öğretidir ve 22 harften oluşur; her harf kutsallık barındırır.
    • Harfleri doğru sırayla kullanmak mucize yaratır ve melek adları veya Tanrı'nın adı (Yehova veya Yahve) bu sistemle oluşturulmuştur.
    • Kabala ile melek isimleri kullanarak büyü yapmak, büyü bozmak ve Ebced hesabıyla hayatları hesaplamak mümkündür.
    1:06:31Büyücülerin Gücü ve Kabala'nın Yaygınlaşması
    • Büyücülerin metafiziksel varlıkları yönlendirebileceği inancı, din adamlarının korkulan kişiler haline gelmesine neden olmuştur.
    • Antik Mısır'da güneş tutulmasını kestirebilen astronomlar, halktan itaat almak için bu yeteneklerini kullanırlardı.
    • Kabala, başlangıçta Antik Mısır'dan beri kutsal soydan devam eden Yahudilere öğretilmiş, zamanla ise fakir Yahudilere ve Endülüs kalıntılarıyla bazı imamlara da ulaşmıştır.
    1:08:56İslam'ın Anadolu'ya Yayılması ve Türk İnançları
    • Hem Araplar hem de Türklerde ruhlarla konuşan, insanları kutsayan ve mucizevi şeyler yapan şaman veya kam adlı kişiler vardı.
    • İslam Anadolu'ya yayılırken Sarı Saltuk, Bektaş-ı Veli ve Hacı Ahmet Yesevi gibi fikir önderleri etkili oldu.
    • Sarı Saltuk, Balkan bölgelerinde tasavvufi bir anlayışla barışçıl bir İslam resmi ile halkın dine davet etti.
    1:09:41Tasavvuf ve Tarikatların Oluşumu
    • Ahmet Yesevi'nin öğretileri sufizm (tasavvuf) idi ve bugün bunları spiritüalizm adıyla biliyoruz.
    • Yesevi gibi kişiler gittikleri bölgelerde o bölgenin inancı ile İslam anlayışını yeniden yorumladılar.
    • Bu nedenle birçok tarikat ve cemaat oluştu; Mevlevilik vahdet kavramını, diğerleri ise Türk kültürüne dayanan bir inanç geliştirdi.
    1:10:30Türklerin İslam'a Geçişi
    • Türkler İslamı direk kabul etmediler, başlangıçta büyük bir savaş yaşandı ve kılıç zoruyla Müslüman olanlar oldu.
    • Yüzyıllar boyunca İslam'a direnen ve inancını korumaya çalışan büyük bir topluluk vardı.
    • Zamanla asimile olmaya başlayanlar, İslam anlayışını kendi şaman öğretileriyle birleştirdiler ve bu "Türk-Islam sentezi" olarak adlandırılıyor.
    1:11:20İslam ve Türk Kültürünün Çatışması
    • Bugün halkın İslam öğretisi zannettiği birçok şey aslında şamanizmden geliyor veya Kur'an'da yazıyor zannettiği birçok olay Arap mitolojisinden veya Türk inançlarından kalma.
    • İslam, Arap dinidir ve Arap kültürünü yaymaya çalışır; hiçbir İslam devleti "dinin sana, benimki bana" politikası izlememişlerdir.
    • Emevi devleti kendilerini üstün ırk görmüş ve Türkleri "şeytanın soyu" gibi adlandırmıştır.
    1:12:13Kültür Farklılıkları ve İslam'ın Türk Yaşamına Uyması
    • Türklerde su son derece kutsaldır çünkü hayatı sembolize ederken, Araplar günde beş kere suya girerek abdest alırlar ve bu Türkler için küfür gibi görünür.
    • Türkler kendi inançlarına daha yakın bir İslam anlayışı bulmaya çalışıyorlar; bilimsel İslam, ılımlı İslam, siyasal İslam gibi fikirler bu çabaların bir parçasıdır.
    • Gerçek İslam'ın Arapistan'da olduğu düşünülürse, o İslam Türk yaşantısına uymuyor ve bu da Türk kültürünün korunmasına yardımcı olmuştur.
    1:13:44Şamanizm ve Toplumsal Yeri
    • Şamanlar ruhlarla konuşabildikleri ve kutsal yerlerde bulundukları inancına sahipti, ayrıca tıpla ve bilimlerle uğraşan kişilerdi.
    • Antik zamanlarda hastalıklara kötü ruhların girdiği inanışı vardı ve birini iyileştirmek ruh kovmak veya kurtarmakla eşdeğerdi.
    • Şamanlar zeki ve hayal gücü geniş kişilerdi, kehanet ve rivayet uydurmada iyiydiler ve bu da insanların cevap alma ihtiyacını karşılayarak kıymetli hale getiriyordu.
    1:14:48Şamanların Toplumsal Rolü
    • Şamanlar sadece kişiler değildi, ilahlara tapınmak için bir köprüydü ve ruhsal temizlik için kullanılırlardı.
    • Her işten önce şamanlara danışılarak kutsanır ve gönderilirdi, bu mantık İskandinavlar ve Antik Yunan'da da geçerliydi.
    • Şamanizmin temel prensiplerinden biri her şeyin ve herkesin bağlantılı olduğu inancıydı, bu anlayış literatürde panteizm olarak, İslam anlayışında ise vahdet-i vücut olarak adlandırılır.
    1:16:18Türkler ve Araplar Arasındaki İlişkiler
    • Türklerle Araplar arasında doğrudan olmasa da dolaylı yoldan bağlantıları ve savaşları vardı, bu düşmanlığın temeli M.S. 3. asırlara kadar dayanıyordu.
    • Sasani İmparatorluğu hem Arap bölgelerini yönetiyordu hem de Türklerle mücadele halindeydi, Araplar ve Türkler savaşmaya ve düşmanlık oluşturmaya başladılar.
    • Araplar Türklerle bu kadar münasebet halinde oldukları için onların iyi savaşçı olduklarını bildiklerini ve haklarını vermişlerdi, ancak aynı zamanda onları aşağılamışlardı.
    1:17:35Türklerin İhmal Edilmesi ve Şeytanlaştırılması
    • Taberi'nin tarihinden bir alıntıda Peygamber'in itaat, savunma ve hafızanın dokuzu Türklerde, biri diğer insanlardadır denmesi Türklerin bilindiğini gösteriyor.
    • Araplar Türklerin ileride İslamiyet'e geçeceğini, fakat İslamiyetle şereflenemeyeceklerini ve mahvolacaklarını söylüyorlardı.
    • Avrupa ise Türkleri canavar gibi gösterdi, Atilla'nın baskısı ve Viyana kuşatması Türklerin Avrupa'da korkunç bir profil çizmesine neden oldu.
    1:19:15Türklerin İhmal Edilmesi ve Şeytanlaştırılması
    • Tevrat'ta Nuh Peygamber'in oğullarından Yafes'in çocukları olan Türklerin Ye'cüc ve Me'cüc'e indirgendiği ve kötü bir kavim şeklinde resmedildiği görülüyor.
    • Arapların Türk düşmanlığı çok eskilere dayanır ve Müslüman olsanız dahi Araplar Türkleri kardeş olarak görmemişlerdir.
    • Araplar kendilerini peygamberlerin geldiği ve kutsal ırk olarak gördüler, ancak tarihte Türklerin katledilmesi gibi olaylar Türklerin kılıç zoruyla Müslüman olduğunu gösteriyor.
    1:21:18Türklerin İslamiyet'e Geçişi
    • Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldular, fakat daha sonra asimile olarak kendi istekleriyle İslamiyet'e geçtiler.
    • İslamiyet en başlarda hiç de gülle yayılmadı, birçok savaş yaşandı ve Türkler bükemedikleri eli öptüler.
    • Türklerin diğer inançları daha kolay kabul ettikleri sebebi yaşayış biçimiydi, Türk inancı Uzak Doğu'ya benziyordu.
    1:22:51Tengrizm Anlayışı ve Mitoloji
    • Japonlara göre başlangıçta yer ve gök birdi, evren şekilsiz bir yumurta gibiydi.
    • Zamanla yumurtanın hafif ve saf özü gökyüzünü, ağır ve katı kısmı ise yeryüzünü oluşturdu.
    • Gök ve yer arasında erkek Izanagi ve dişi Izanami oluştu, bu iki tanrı denizi karıştırarak adalar oluşturdu.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor