Buradasın

Türkiye'nin Geleceği: Eğitim ve Toplumsal Dönüşüm Üzerine Bir Sohbet

youtube.com/watch?v=CTx_GLlGhF4

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

"Türkiye'nin Geleceği" adlı programda, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Eğitim Birsen 4. Şube ve Memur Sen İstanbul İl Başkanı Talat Yavuz, ilahiyatçı Cemil Kılıç ve psikiyatrist Cemal Dindar gibi konuklar yer almaktadır.
Program, Türkiye'de yaşanan gösteriş eğilimi, eğitim sistemindeki dinselleştirme ve gericileştirme hareketleri, İslam'da zenginlik ve sosyal adalet, kültürel dönüşüm ve İslamcı ideoloji gibi konuları ele almaktadır. Video, eğitim sistemindeki değişimler, imam hatip okullarının artması, zorunlu din dersi, vakıflarla yapılan protokoller ve bunların toplumsal etkileri üzerine kapsamlı bir tartışma sunmaktadır.
Programda ayrıca kadınların toplumsal konumundaki değişimler, taciz ve tecavüz gibi toplumsal sorunlar, laik eğitim, meslek liselerinin önemi ve Milli Eğitim Bakanlığı ile Din Öğretim Genel Müdürlüğü'nün rolü gibi konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, Türkiye'deki ideolojik dönüşüm ve eğitim sistemindeki değişikliklerin toplumsal etkileri hakkında tarihsel bir perspektiften değerlendirmeler yapmaktadır.

Programın Tanıtımı: Türkiye'nin geleceği programında iki önemli konu ele alınacak: sosyal medyada görülen gösteriş ve şatafat, ahlaki çöküntü; ve çocukların eğitimde dinselleştirilme ve gericileştirme adımları.
Türkiye'de ekonomik kriz yaşanırken, bazı kesimler zenginliklerini göstermek istiyor, diğer yandan çocukların eğitiminde dinselleştirme ve gericileştirme adımları görülüyor.
Programda Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Eğitim Birsen 4. Şube ve Memur Sen İstanbul İl Başkanı Talat Yavuz, ilahiyatçı Cemil Kılıç ve psikiyatrist Cemal Dindar konuk olarak yer alıyor.
03:10İslam'da Gösteriş Sorunu: İslam algısı monoblok değil, Hz. Muhammed'den sonra yorum farklılıkları nedeniyle farklı kollara ayrıldı.
İslam'ı "egemenlerin İslam'ı" ve "ezilenlerin İslam'ı" olarak ikiye ayırabiliriz.
Egemenlerin İslam'ı, İslam'ın doğuşuyla tamamen zıt bir anlayış şeklinde teşekkül etti ve İslam tarihine damgasını vurdu.
Ezilenlerin İslam'ı ise yoksulların din algısını oluşturdu ve Hz. Muhammed'in mücadelesini sürdürdü.
Tasavvufun doğuşunda züht ve fakir kavramları, egemen Müslümanların şatafatlı yaşamlarına karşı bir protesto olarak gelişti.
06:35İslam Algısı ve Zenginlik: Halife Osman ve Şam valisi Muaviye, İslam algısında zenginliğin temsilcisi olarak görülmektedir.
Müslümanların zengin olması ve dünya nimetlerinden yararlanması doğaldır, ancak fetihler sonrası ganimetlerin bölüşümü sosyal adaletçi bir anlayışa sahip değildir.
Muhammedi devrim, Hz. Muhammed'in hareketi büyük bir sosyal devrimdir ve yoksulların, ezilenlerin mücadelesidir, ancak zamanla tersine çevrilmiştir.
08:39İslam'ın Gerçek Anlamı ve Tahrif: İslam'a göre zenginlik meşru değildir, zenginlik ve fakirlik kavramları yoktur, sadece infak vardır.
Zekat, infakı tamamlayan bir kavramdır ve kırkta bir gibi sonradan icat edilmiş oranlar cahiliye döneminin anlayışını İslam'a mal etmiştir.
Zenginler, zekat verip geri kalanını istedikleri gibi harcayacaklarını düşünerek, vergilerini ödediklerine göre istedikleri gibi yaşayabileceklerini savunmaktadır.
09:59Türkiye'deki Zenginlik ve Yoksulluk Dengesizliği: Türkiye'de belli bir kesim zenginleşirken, yoksullaşan ve yardımlarla geçinen bir kesim de bulunmaktadır.
Zenginler, kendi İslam algılarını çeşitli propaganda araçlarıyla yoksullara da benimsetmişlerdir.
Tanrı'nın bir kısım insanları zenginlikle, bir kısmını yoksullukla imtihan ettiği ve bu imtihanın kazanılması gerektiği telkin edilmiştir.
12:18İslam Algısının Çeşitliliği: Diyanet İşleri Başkanlığı ve 400'ü bulan tarikat ve cemaatler, Emevi ideolojisine dayalı muharref İslam anlayışını propaganda etmek için çalışmaktadır.
Bu anlayış, Kur'an'ı, İslam'ı ve Hz. Muhammed'i doğru şekilde tarif etmemektedir.
İslam algısı tek değildir, hangi İslam'a göre değerlendireceğimiz sorusunu sormamız gerekmektedir.
14:54Türkiye'deki İslam Algısının Gelişimi: Anadolu Müslümanlığı içinde Moğol saldırısı sonrasında incelmiş olan sufizm ve Emevilik karşılığı bulunmaktadır.
İslamcilik, bu karşı çıkışa yaslanarak yükselmiştir, ancak 28 Şubat darbesiyle parayla, faizle ve kapitalizmle sorunu olan İslam kadroları tasfiye edilmiştir.
AKP'nin çıkış anı 28 Şubat'tır ve İslam siyaseti muhafazakar neoliberal bir anlayışa evrilmiştir.
17:37Kültürel Dönüşüm ve İslam Estetiği: Kültürel birikim bir coğrafya için değerlidir ve İslam inancının estetize edilmesine ihtiyaç vardır.
Türkiye'de inşaatlaşma üzerine büyüyen bir yapı var ve AKP iktidar kendisi de yanlış yaptıklarını ifade etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin laik kültürü vardı, ancak AKP bir yandan İslam sentezli kültür oluşturmaya çalışıyor ve bu gösteriş üzerinden yapılıyor.
19:16Türkiye'nin Kültür Sorunu: Mustafa Kemal bir Osmanlı paşasıydı ve Tefret'i Aşiyan'da ziyaret edip Anadolu'ya gitti, bu da eskiyi tamamen reddeden bir yeni kültürden söz edemeyeceğimizi gösterir.
Türkiye'nin Cumhuriyet deneyimini içselleştirmiş, oradaki değeri teslim eden bir dönüşüm olsaydı bu başımız gözümüz üstüne olurdu.
12 Eylül Atatürkçülüğü, temel resmi anlatıyı cezalandırma aracına dönüştürmüş ve sevgi nesnesi olmaktan çıkartan temel dönüşüm orada oluşmuştur.
21:13Toplumsal Çatışmalar ve İdeolojik Aygıt: Türkiye'nin çok daha uzun süreden beri uğraştığı, yapısal olarak hazmedemediği ve toplumsal çatışmalara yol açan gruplar arasında dönemler arasında bir derdin içindeyiz.
Dini bir ideolojik aygıta indirgeyip toplumsal sistemi o ideolojik aygıtla yeniden yapılandırmaya çalışan bir kadro var.
Normalde gösterilmemesi gereken inançlar doğrultusunda özel hayat ve mahremiyet konuları gündeme gelmektedir.
23:17Ekonomik Adaletsizlik ve Gösteriş: Tüm bunların altında emekle kazanılmamış bir şey var; hazır olmayan, emekli kazanılmamış bir grubun elinde belli ki ne yapılacağı bilinmeyen büyük bir meblağ birikti.
Ekonomik bölüşümde adaletsizlik, sadece üretilen şeyin paylaşımı değil, emek süreci ile ilgili de büyük bir adaletsizlik vardır.
Seküler yaşamın içinde bile tırnak içinde fazla gelebilecek davranışlar görülmektedir.
24:52Pornografikleşme ve Toplumsal İtiraz: Öyküye yaslanmayan, kendi içinde bütünlüğü olmayan, geçmiş, bugün ve gelecek bütünlüğü bir umut ilkesiyle birleşmemiş olan varsıllıklarda veya gösteri alanında mutlaka pornografikleşme olur.
Pornografi sadece cinsellikle ilgili bir şey değildir, oradan gelen bir şiddetin de pornografisine dönüşmektedir.
Bu davranışlar hem içinde bulunduğu gruba karşı ikircikli duyguları ifade eden sahneler hem de eninde sonunda tüm anlatıya karşı bir itirazdır.
26:24Kadınların Siyasete Mobilizasyonu: Özellikle 2010'dan beri, referandum sürecinden beri belirginleşen kadının bedenini politik bir alan olarak kullanma eğilimi vardır.
Üç çocuk meselesi, sokakta gülmeyeceksin meselesi, hamileysen ancak şu alanda bulunabilirsin gibi konular gündeme gelmektedir.
Tayyip Bey'in en büyük başarısı milli görüş içinde de kadınları siyasete mobilize etmesi ve bunu aksaçlılara karşı da yapmasıdır.
29:22Eğitimde Dinselleşme ve Sistem Sorgulaması: Eğitimde dinselleşmeye karşı olunmasına rağmen, sistemin dinselleşmediği veya doğru din eğitimi verilmediği için böyle olduğu sorgulanıyor.
İslam'da farklı dönemlerde farklı uygulamalar yapıldığı, Hz. Ebubekir'in durumu gibi farklı liderlerin farklı yaklaşımları olduğu belirtiliyor.
Kişilerin zaafları, hevesleri ve yaşlarının getirdiği arkadaşlıklar üzerinden bir sistemi sorgulamak doğru sonucu vermez.
30:45Toplumsal Çelişkiler ve Zenginlik: Günümüzde örtülülerin kafasındaki örtü olmadığı, çelişkilerin olduğu ve dönemin problemleri olduğu belirtiliyor.
Her dönemde zenginler ve fakirler olduğu, eskiden de zenginler ve fakirler vardı, sadece zenginler sınıfı değişti.
Zenginleşmek kötü bir şey değil, ancak haram lokma atmadan zenginleşen ve zekatın ötesinde veren kişi İslam'a uygun davranmış olur.
32:26Sosyal Medya ve Toplumsal Değişim: Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle görmediğimiz şeyleri görmeye başladık, insanlar gösteremedikleri veya ifade edemedikleri şeyleri paylaştılar.
Sosyal medya kullanım dersleri verilmesi gerekiyor, çünkü her yerde kendi kültürünü düşünen toplumsal gelişmeler var.
Sosyal medya olmadan önce gazete ve televizyondan haber alırken, şimdi sosyal medyadan anında haber akışını izliyoruz.
33:16Toplumsal Sorunların Analizi: İnsanların, çocukların, kadınların, gençlerin ve öğrencilerin verdiği görüntüler üzerinden her birini ayrı ayrı analiz edebiliriz.
Başka zenginlerin de aynı yanlışları yaptıkları, ancak onların inançlı olduklarını iddia etmedikleri belirtiliyor.
İddialar olup da İslam çerçevesine uymayan hareketlerle karşılaşınca "iddiam böyleyse yaptığın nedir?" sorusu sorulur.
34:36Toplumsal Sorunların Çözümü: Toplumsal sorunların çözümü için seviye yükseltmemiz gerekiyor, medeniyet köklerimize dönerek aşabiliriz.
Apartman hayatı, şehir hayatı ve mimarideki problemler toplum hayatımızda kırılmaları oluşturuyor.
Toplumsal bağlarımız bizi ne tutuyorsa onlar da ciddi problemler var, bu semptomların karşılık geldiği büyük dertler var.
37:26Toplumsal Sözleşme ve Liderlik: Gelenek, tarihte devam eden bir çizgi olarak görülür ve farklı liderler farklı geleneklerin temsilcileri olarak ortaya çıkar.
Toplumsal sistem belirli aşamalarda farklı lider tipleri ortaya çıkarır, ancak sağlıklı ve eşitlik temelli bir toplumsal sözleşme lider keyfiliğinden daha önemlidir.
Toplumsal sözleşme sadece toplumu değil, yöneticileri de bağlayan ve uydukları bir anlaşmadır, ancak Türkiye'de bu sözleşmenin neliği belirsizdir.
41:24Eğitim Alanındaki Mücadele: Türkiye'de her darbeden sonra ilk sendikaları kuran bir gelenek vardır ve eğitim emekçileri her zaman iktidarların hedefi olmuştur.
12 Eylül darbesi Türkiye'nin 17 yıllık sürecini hazırlamıştır ve müfredatımızda zorunlu din dersi gibi darbecilerin izleri vardır.
AKP iktidara geldiğinde özgürlükçülük söylemleriyle başlamış olsa da, zorunlu din dersini sonuna kadar sürdürmüş ve seçmeli dersleri fiilen zorunlu hale getirmiştir.
44:29Eğitim Alanındaki Sorunlar: Okullarda kütüphaneler, laboratuvarlar, sanat atölyeleri ve spor salonları zorunlu değilken, mescitler zorunludur.
Okulların kamusal alanlar olması nedeniyle, hangi dinden olursa olsun bir ibadethaneyi kamusal alana yerleştirmek çocuk hakkı ihlalidir.
28 Şubat sürecinde demokrat öğrenciler ağır sonuçlar yaşamış, kadın bedeni üzerinden sürekli tartışmalar yürütülmüştür.
47:17Eğitim Alanındaki Değerlerin Kaybı: Eğitim emekçileri hiçbir zaman "şu iktidar döneminde itiraz etmeyeceğiz" dememişlerdir.
Son 17 yılda en temel değerler geçmişten daha da geri bir noktada kaybedilmiştir.
Eğitim alanında en çok kaybedilenler çocuklar ve öğrencilerdir.
48:49Eğitim Sistemindeki Sorunlar: Konuşmacı, medeni köklerimize dönmemiz gerektiğini ve bazı şeylerin düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Milli eğitim sistemindeki akademik başarısızlık, KPSS, lise ve ortaokul sınavlarında bilim, matematik, fizik ve kimya sonuçlarının kötü olmasıyla gösteriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın vakıflarla, cemaatler ve tarikatlarla işbirliği yaptığı ve protokollerle uzatıldığı belirtiliyor.
50:38Din Eğitimi Tartışması: Müslüman bir ülkede insanların dindar olup olmaması önemli olsa da, en temel din ile ilgili bilgileri almaları gerektiği vurgulanıyor.
Zorunlu din dersinin, imam hatiplerin ve ilahiyat fakültelerinin farklı misyonları olduğu belirtiliyor.
Laik eğitime karşı olunup olunmadığı tartışılıyor ve din eğitiminin kültür düzeyinde bırakıldığı, çocukların 14 yaşına kadar Kur'an kurslarına gitmesi yasaklandığı ifade ediliyor.
52:18Zorunlu Din Dersi Tartışması: Mevcut müfredatta zorunlu din dersini alan çocukların dindar olmayacağı, diğer dinlerin de tanıtıldığı belirtiliyor.
Zorunlu din dersinin her ailenin çocuğundan farklı mezheplerden olan çocuklara da verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
İnsanların bireysel tercihlerine bırakılması gerektiği, bir kişinin dinini bilen, Kur'an okuyan, ibadetlerini yapan iyi bir mühendis veya pilot olmasını istemesi durumunda devletin bu tercihine çözüm bulması gerektiği belirtiliyor.
54:12Eğitim Sisteminin Değerlendirilmesi: Dini eğitimde ağırlık verilmesinin akademik başarısızlığın sorumlusu olduğu iddiasına karşı çıkılıyor.
Üniversitelerdeki başarı sonuçlarının zamanlamalarına bağlı olduğu, bir gün çok başarılı, ertesi birkaç yıl sonra çok düşük olma durumunun olmadığı belirtiliyor.
28 Şubat darbesinden sonra meslek liselerinde imam hatiplerin açıldığı ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda fırsat bulduğu ifade ediliyor.
55:41İmam Hatip Lisesi Sorunu: Uzun yıllar yasaklanan bir şeyin önü açıldığında bir teveccüh oluştuğu ve şimdi dengeleniyor olduğu belirtiliyor.
Türkiye'nin her yerinde adrese dayalı yerleştirmede kontenjanını dolduran bir imam hatip lisesi olmadığı ifade ediliyor.
İnsanların tercihine saygı duymak gerektiği, demokrasiden bahsedilirken yanlış yapanlara itiraz edilirken, çocukların imam hatip'te okutulup imam veya din adamı olmaları istenmesi durumunda devletin bu isteğe karşılık verecek bir sistemi kurmak zorunda olduğu vurgulanıyor.
58:24Zorunlu Din Dersi Eleştirisi: Zorunlu din dersinin en temel insan hakkı ihlali olduğu ve 1980 darbesi ile hayatımıza tekrar girdiği belirtiliyor.
Dinler tarihi derslerinin somut bilgiyi alma yaşıyla birlikte başlaması gerektiği, eğitim bilimciler tarafından en erken 12 yaş olarak belirlendiği ifade ediliyor.
Melek kavramı veya cennet-cehennem kavramları üzerinden çocuklara verilen bilgilerin ciddi anlamda travmalara yol açtığı belirtiliyor.
1:00:50Okul Öncesi Öğretim Programının Uygulanamaması: Okul öncesi öğretim programı 30 saat üzerinden planlanmasına rağmen, Diyanet ve Müftülük tarafından görevlendirilen kişiler Milli Eğitim Bakanlığı programını dinlemeyerek 6 saatlik değerler eğitimi veriyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın haftalık 30 saatlik programı tanınmıyor ve eğitim süreci müftülükler ve Diyanet tarafından belirleniyor.
4-6 yaş arası çocuklar soyut bilgi üzerinden bilgi almamalı ve Milli Eğitim Bakanlığı programının bile tanınmadığı bir süreç yaşanıyor.
1:02:04İmam Hatipleşme Meselesi: Sınav sistemi değişikliği sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı verileri üzerinden yapılan bir kampanya sonucunda, Türkiye'nin her yerinden velilerin ve öğrencilerin birincil tercihinin akademik liseler olduğu ortaya çıktı.
Öğrencilerin tercihleri: önce fen liseleri, sonra sosyal bilimler, güzel sanatlar, spor liseleri, anadolu liseleri, meslek liseleri ve en son imam hatip liseleri şeklindeydi.
Okullaşma politikası, velinin ve öğrencinin tercihine rağmen sermaye ihtiyaçları doğrultusunda meslek liselerini ve imam hatip liselerini artırmaya yönelik olarak sürdürüldü.
1:03:59Okul Önleri Eylemleri: Sınav sistemi sonucunda öğrencilerin birden fazla okul türü yazması zorunlu hale getirildi ve okul sayısı yetersiz olduğu için öğrenciler istemediği okul türlerinde yazmak zorunda kaldı.
Kartal'da Yakacık'taki tek ortaokulun imam hatip yapılması için yapılan eylemlerde, iktidar partisi'ne en çok oy alan bölgelerden birinde bile velilerin imza topladığı ve başka bir arsa önerildiği halde okul imam hatip yapıldı.
Zekeriya Güçerde de benzer eylemler yapıldı ve veliler "bu bölgede böyle bir talep yok" diyerek aylarca eylemler düzenlediler.
1:06:09Okullaşma Politikasının Sorunları: 4+4 sistemi sonrası LGS'ye girecek öğrenci sayısı %50 artmış durumda ve okullaşma politikası değişmezse bu durum devam edecek.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın önce hangi okul türünü tercih ettiği bilgisini toplayıp, okullaşma politikasını bu veriler üzerinden kurması öneriliyor.
Merkezi sınavla alan okullardan %10'luk dilimdeki öğrenciler ilk %3-4'e giremeyenler diğer okulları yazmak zorunda kaldı ve adrese dayalı yerleştirmede imam hatip okulları boş kalmış durumda.
1:07:27Velilerin Tercihleri ve Eğitim Sistemi: Her veli çocuğu için akademik ve nitelikli bir eğitim istiyor, çünkü daha nitelikli bir gelecek olmasını istiyor.
Veliler, çocuklarına din eğitimi aldırmak istediklerinde zaten ücretsiz aldıkları tek eğitim olduğunu ve her mahallede cami ve Kur'an kursu olduğunu belirtiyorlar.
Eğitim sistemi dershaneler kapatılıp kamu okulları fiili dershane haline getirildiği için, veliler çocuklarının diğer dersleri aldırabilecek koşulları olmadığı için imam hatip tercih etmek zorunda kalıyorlar.
1:09:47Eğitim Sisteminin Geleceği: Liselere geçişte bir sistem yok ve veli tercihi liselere yerleştirmede her şey değildir.
Hayatın pratiği %70 meslek liseleri, %30 akademik liseler olup, bu gelişmiş Almanya modeli olarak görülüyor.
Meslek liselerinin güçlendirilmesi, ülkenin eğitiminin kurtuluş sistemidir ve her çocuk her okula gidebildiği düzende eğitim sisteminde bambaşka bir yere çıkılabilir.
1:12:45Din Öğretim Genel Müdürlüğü'nün Rolü: Din Öğretim Genel Müdürlüğü normalde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir bölüm olmasına rağmen, özerk bir yapı gibi davranmaya başlamıştır.
1739 sayılı İmam Hatip Liseleri Yasası'nın 32. maddesi, İmam Hatip Liselerinin imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere kurulduğunu belirtmektedir.
Son yıllarda Din Öğretim Genel Müdürlüğü, Fen ve Sosyal Bilimler Programı, Sanat Programı, Dil Projesi Hazırlık Sınıfı, Uluslararası ve Spor Programı uygulayan Anadolu İmam Hatip Liseleri açmaktadır.
1:15:43Din Öğretim Genel Müdürlüğü'nün Yeni Yaklaşımları: Milli Eğitim Müdürlüğü ile Müftülük arasında protokol imzalanarak Kur'an kursları öğretim programına anaokullarında uygulamanın önü açılmıştır.
11-13 yaşındaki kızların Kur'an hıfzı olmak için uygundur ve MEB, Türgev ve Hizmet Vakfı ile protokol imzalanarak özel eğitim verilmesi gereken çocuklara din eğitimi verilmektedir.
Değerler eğitimi verilecek ve eğitmenleri il müftülükleri belirleyecektir.
1:17:15Eğitim Sistemindeki Sorunlar: Batı'da kilisede eğitim yapıldığı ve kendi parasını taraftarlarından topladığı belirtilmektedir.
Türkiye'de Müslüman bir ülke olduğu için çocukların dini öğrenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülük anayasal kurumlar olduğu için devletin sistemi içerisinde kontrollü ve denetimi yapılan bir yapıdır.
1:20:00Okul Türleri ve Eğitim Hakkı: Her öğrencinin istediği okulda eğitim görme hakkı olduğu belirtilmektedir.
Türkiye'de veliler akademik eğitim istiyor ve daha çok fen lisesi ve Anadolu lisesi talep etmektedir.
Din Öğretim Genel Müdürlüğü, imam hatipleşme üzerinden çekicilik dayatmak için fen imam hatip okulları açmaktadır.
1:21:37Zorunlu Eğitim ve Danıştay Kararı: Selma Akay'ın tüm okullarının imam hatip yapıldığı ve velilerin itiraz ettiği bir durum yaşanmıştır.
Velilerin adres değişikliği yapamadıkları ve servis parası veremeyecekleri için istemedikleri halde çocuklarını zorunlu olarak imam hatip okullarına göndermek zorunda kalmışlardır.
Eğitim-Sen olarak Ensar ve Hizmet Vakfı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın protokollerine ilişkin iki ayrı dava açılmış ve Danıştay, kamusal eğitimde devletin sorumluluğunda olduğunu belirtmiştir.
1:22:45Milli Eğitim Bakanlığı'nın Vakıflarla Protokolleri: Milli Eğitim Bakanlığı'nın sorumluluğundadır ve eğitimciler eliyle yürütülür.
Vakıf derneklerinin adı tartışmasına girmeden, adı ne olursa olsun başka kişi, kurum ve kuruluşlara devredilemez.
Danıştay kararı, bu tür yapılarla protokoller yürüterek okulları ve öğrencileri ideolojik çalışma yapmasına açık hale getirdiğine dikkat çekiyor.
1:23:30Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Eğitim Sistemi: Toplumsal cinsiyet eşitliği, geçmişte mücadele ederek kazandığımız tüm haklar kadınlar ve kız çocukları için en büyük tehlike olarak görülüyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği çıkarıldı sosyal etkinlikler yönetmeliğinden ve resmi gazetede yayınlandı.
Tüm okullarda kulüp çalışmalarının okul idarecileri ile birlikte yürütülmesinden birinci sorumlu hale getirildi.
1:24:25TÜGVA ve Vakıflarla İlişkiler: TÜGVA bir kamu kurumudur ve MEB'in üstünde bir kurum değildir.
Milli Eğitim Bakanlığı, Nur cemaatine yakınlığıyla bilinen Hizmet Vakfı'yla protokol imzaladı.
Liselere yerleştirme sisteminde bir sistem yok, adrese dayalı ve veli tercihine göre yerleştirme yapılmaktadır.
1:25:21Eğitim Sisteminin Sorunları: Mevcut eğitim sistemi eğitim değeri olan, hayatın pratikleri ile bağdaşmış bir sistem değildir.
Geçen seneki liselere yerleştirme sürecinde hiçbir veli veya çocuk zorla imam hatip'e yerleştirildiğini söyleyemez.
Bolu ve Kocaeli'de veliler, imam hatip üzerinden yönlendirme yapıldığı için anadolu lisesi'ne yerleştirinceye kadar Milli Eğitim önünde açıklama yaptılar.
1:26:48Vakıfların Okullarda Rolü: Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sadece okullarda öğretmenlerin öğrencilere birebir anlatacağı faaliyetlerden oluşmadığını belirtiyor.
Vakıfların okullarda gezi, müze gezisi ve sportif faaliyetler gibi normal eğitim değeri olan çalışmalar yaptıkları belirtiliyor.
Malatya'da bölge kampı düzenleniyor ve vakfın temsilcileri için düzenlenen bu kamp eleştiriliyor.
1:27:49Eğitim ve İdeoloji: Eğitim üzerine ideolojik kavgaların verildiği ve değişikliklerin yapıldığı önemli bir alan.
Eğitimin toplumsal projeye, toplum mühendisliği olarak kullanıldığı eleştiriliyor.
AKP'li vekillerin çocuklarının neredeyse hiçbiri imam hatip'e gitmiyor, özel okulu veya yurtdışı tercih ediyorlar.
1:30:00Özel Okullar ve Kamusal Eğitim: Özelleştirilmesini yıllardır reddettik ve okullara ayrılmayan öğrencilerimize kamusal eğitim, ayrılmayan bütçelerin özel okul sahiplerine aktarılmasını reddettik.
Hiçbir öğrencinin hangi ailede doğduğuna, hangi sınıfsal durumda ailede doğduğuna tercih hakkı yoktur.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın temel sorumluluğu özel okulları savunmak değil, kamusal eğitimi savunmaktır.
1:33:28Kadın Şiddeti ve Eğitim Tartışması: Ruh sağlığı çalışanı olarak kadın şiddeti, taciz ve tecavüz gibi konuların ciddi toplumsal sorunlar olduğu ve giderek arttığı vurgulanıyor.
Eğitim-İS Sendikası yöneticisi, din derslerinin zorunlu olmasına karşı olduğunu ve derslerde Emevi propagandası yapıldığını belirtiyor.
Türkiye'de nüfusun %78'i "Türk'üm" diyorken okullarda "Türk'üm" diye ant okutulması yasaklanması büyük bir çelişki olarak görülüyor.
1:36:11Milli Eğitim ve İdeolojik Dönüşüm: Milli Eğitim'in dini eğitim gibi algılanması meselesi ele alınıyor ve bugünkü siyasi iktidarın kavramlar dünyasında milli ile dini aynı manaya getirdiği belirtiliyor.
Türkiye'de ideolojik bir dönüşüm sadece eğitimde değil her alanda yapılmaya çalışılıyor ve eski Kemalist ideolojinin yerine dinin temel ideolojik argüman olduğu bir dönüşüm sağlanmaya çalışıyor.
Yeni veya eski zenginler yurt dışında okuyor, orta sınıf özel okullara gidiyor, yoksullara ise mevcut siyasi dönüşümün arka bahçesi olacak imam hatipler uygun görülmüş.
1:38:4223 Kasım Mitingi Duyurusu: Eğitim-Sen olarak 23 Kasım'da Tandoğan'da "Haklarımız, Geleceğimiz ve Öğrencilerimizin Eğitim Hakkı İçin" başlığıyla bir miting düzenlenecek.
Mitingde tüm eğitimle bilinmemek için tüm velilerin ve başta üniversite öğrencileri olmak üzere öğrencilerin kürsüsü olacak.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Teray Aytekin Aydoğan, Eğitim Birsen 4. Nolu Şube ve Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Talat Yavuz, İlahiyatçı ve TL-1 Programcısı Cemil Kılıç ve Psikiyatrist Cemal Dindar programda yer aldı.

Türkiye'nin Geleceği: Eğitim ve Toplumsal Dönüşüm Üzerine Bir Sohbet

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir