Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Türkiye'deki tarikatların tarihsel gelişimini ve devletle olan ilişkisini anlattığı tarihsel bir sunum formatındadır.
- Video, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Türkiye'deki etkili tarikatları (Nakşibendi, Süleymancılar, Menzil, Kadiriler, Cerrahiler, Halvetiler, Nur Cemaatleri ve Hizmet Hareketi) tanıtarak başlıyor ve 1925'ten günümüze kadar olan süreçte tarikatların yaşadığı baskıları kronolojik olarak anlatıyor. Konuşmacı, İslamcılık hareketinin gelişimini, 12 Eylül darbesinden sonra tekkelere sığınan insanların maneviyata yönelişini ve 2010'larda Diyanet'in devlet içindeki rolünün artmasını ele alıyor.
- Videoda ayrıca Bediüzzaman Said Nursi, Erbakan, Erdoğan gibi önemli siyasi ve dini figürler ile Hakan Fidan, Mehmet Görmez gibi Diyanet'teki önemli isimler de inceleniyor. Konuşmacı, gelecek videolarda Nur talebeleri, Süleymancılar, Altınoluk cemaati ve Menzil gibi tarikatları ele alacağını belirterek videoyu sonlandırıyor.
- 00:11Türkiye'deki Tarikatlar ve Ruhi Hareketler
- Video, devletin devamlılığı karşısında tarikatların dramını ele almayı amaçlıyor.
- Türkiye'de etkili olan tarikatlar arasında İskender Paşa, Nakşibendi, Erenköy, Süleymancılar, Menzil, Kadiriler, Cerrahiler, Halvetiler, Nur Cemaatleri ve Hizmet Hareketi bulunuyor.
- Nur Cemaatleri ve Hizmet Hareketi tarikat olmasa da ruhi hayata önem veriyor ve hakiki insaniyeti ruh-beden birlikteliği içerisinde anlamaya çalışıyorlar.
- 01:36Cumhuriyet Dönemi Tarikatlar ve Devlet İlişkisi
- Yüz sene önce Menzil tarikatı henüz devlet kademelerinde görünür değilken, Risale-i Nur hareketi, İsmail Ağa Cemaati, Ahıskalı Ali Haydar Efendi ve Süleyman Hilmi Tunahan gibi isimler Atatürk'ün çağdaşlarıydı.
- Cumhuriyet kurulduğu zaman devletin programı, tarikat şeyhleri, müritler, dervişler ve meczupların yürüdükleri yolu geçerliliğini yitirmiş bir yol olarak görüyordu.
- Mustafa Kemal Paşa'nın 1 Eylül 1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin şeyhler, dervişler ve meczuplar ülkesi olmayacağını belirtmiş ve tarikat şeyhlerinin medeniyetin yeterliliğine inanmış olarak kendiliklerinden bulundukları yerleri bırakacaklarını düşünmüştü.
- 04:43Şeyh Said İsyanı ve Sonrası
- 1 Eylül 1925'te Mustafa Kemal Paşa'nın konuşması, 1925 Şubat-Nisan aylarında Doğu illerinde çıkan Şeyh Said İsyanı ile ilişkilendirilebilir.
- İsmet Paşa, Şeyh Said İsyanı sonrası meclisten yetki istemiş, meclis bunu kabul etmemiş ve İsmet Paşa istifa etmiş, yerine Fethi Okyar getirilmiş.
- Takriri Sükun Kanunu çıkarılmış, İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve Şeyh Said İsyanı'na karışanlar idam edilmiş, 30 Haziran 1925'te 46 kişi Diyarbakır'da idam edilmiştir.
- 07:02Tekke-Zaviye Kapatılması ve Sonrası
- Kasım ayının sonunda Tekke-Zaviye Kapatılması Kanunu çıkarılmış, Şeyh Said İsyanı'na karışan bazı kişilerin Terakkiperver Cumhuriyet Partisi ile ilişkileri olduğu gerekçesiyle parti de kapatılmış.
- 1930'larda Fethi Okyar Serbest Fırkayı kurmuş, Ege sahillerinde büyük bir heyecan uyandırmış ve belediye seçimlerinde 30 kadar belediye kazanmış.
- Menemen olayı patlak vermiş, Bediüzzaman Said Nursi, Şeyh Said olayıyla ilişkisi olmadığı halde İsparta civarına getirilmiş ve tutukluluk hayatı başlamış.
- 08:48Menemen Hadisesi ve Sonrası
- Menemen hadisesi ile ilişkili olduğu iddia edilerek Erenköy-Altınoluk cemaatinin kurucu lideri Esad Erbili Efendi getirilmiş, oğlu asılmış, kendisi de hastanede ölmüş.
- Ahıskalı Ali Haydar Efendi ve Süleyman Hilmi Tunahan belli baskılara maruz kalmış, Atatürk "bizim din konusunda muhatabımız Diyanet İşleri Başkanlığıdır" demiş.
- 1960 ihtilali sonrası Milliyetçi Hareket Partisi kurulmuş, Adalet Partisi Demokrat Parti'nin devamı olarak hayatına devam etmiş.
- 11:36İslamcılar Arasında Siyasi Çatışmalar
- İslamcı partiler arasında (Milli Selamet Partisi, Milli Nizam Partisi, Erbakan Hoca'nın partisi) siyasi tercihlerde farklılıklar meydana gelmiş, Müslümanlar artık hepsi Demokrat Parti'nin destekçileri değil.
- Bediüzzaman ve takipçileri din üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini, merkez partide kalmak gerektiğini savunurken, Erbakan Hoca iktidara gelmek istemiş.
- 12 Eylül darbesinin ardından ülkücüler, akıncılar, solcular hapislere girip sürgünler yaşamış, bu gruplar maneviyat hareketi olan tekkelere doğru seyahatler başlamış.
- 13:3528 Şubat ve AK Parti Dönemi
- 28 Şubat'ta Atatürk ilke ve inkılapları üzerinden Türkiye yeniden kurulmaya çalışılmış, ancak halkta istediği karşılığı bulamamışlar.
- Erdoğan hükümeti kurulmuş ve AK Partili dönem başlamış, 2010'a kadar vesayet düzeniyle gerilim devam etmiş.
- MIT üzerinden tarikat eksenli cemaatlere sızmalar ve adam yerleştirmeler yapılmış, özellikle 80'li sonrası devletle geçmişi olan insanların üzerinden ilişki kurmak kolay hale gelmiş.
- 15:152010'dan Sonraki Gelişmeler
- 2010'dan sonra Dolmabahçe görüşmeleri sonrası Hakan Fidan MIT başkanı, Mehmet Görmez Diyanet İşleri başkanı olmuş.
- Parlamenter sistemden Türk tipi başkanlığa geçilmesiyle Erdoğan, devlet bu üçlü üzerine oturmuş (saray, MIT ve Diyanet).
- Diyanet'in kadroları çoğaltılıp bütçesi artırılmış, yetkilerinde değişiklikler yapılmış ve devlet protokolündeki yeri üst seviyelere çıkartılmış.
- 16:12Hakan Fidan ve Diyanet'in Rolü
- Hakan Fidan'ın 2010'a kadar İslam grupları içerisinde altyapısı kurulmuş ve devlete bağlantısı sağlanacak olan yapılanmanın nereye götüreceğini görüp bunun parçası olmak istememesi ihtimali var.
- Mehmet Görmez Diyanet İşleri başkanı olduğunda Mustafa Kemal Paşa'nın dediği gibi din konusunda muhatap diyanettir, onun dışında hiç kimsenin muhatabiyeti söz konusu olamaz.
- Görmez, Diyanet İşleri başkanı olduğunda yolsuzluk iddialarıyla yaralanarak getirilmişti.
- 18:1915 Temmuz ve Diyanet'in Rolü
- 15 Temmuz'a geldiğimizde Diyanet'in rolünü ve oradaki sallaları gördük.
- Seçime doğru giderken hiçbir tarikattan Erdoğan iktidarına muhalif bir ses çıkamıyor, Süleymancılar az bir farklılık yapmaya çalıştılar.
- Halil Konakçı adlı bir hoca, Diyanet'in içinde tutarak Diyanet'e saldırıyor, Cumhurbaşkanı'nın CHP'ye verdiği cevap acayip ve dindar kitlelerden gelen destek de acayip.
- 19:42Diyanet'in Siyasi Kullanımı
- Halil Konakçı, Atatürk'ün dediği gibi Diyanet mensubu ve kisveyi taşıyabilir dediği yerde duruyor, başında sarık, sırtında cübbe, garip bir şekilde oturmuş.
- Konuştuğu şeylerin Peygamber Efendimizin dini tebliğ gibi bir vazifeli olduğunu, ancak söylediği sözler Kur'an'a ve sünnete uymuyor.
- Seçime giderken din üzerinden gerilim çıkartma ihtiyacına birebir hizmet ediyor.
- 21:21Cemaatlerin Durumu
- Cemaatler (tarikat eksenli) en önem verdikleri yerden yakalanarak "daha ne olsun ki" noktasına getirildiler.
- Bediüzzaman Said Nursi'nin "Gün gelecek Risaleleri devlet basacak" sözünü basarak Diyanet'e bastırdılar.
- Ayasofya noktasında Menderes'e yaptığı teklif dönemsel bir şey olmasına rağmen, bağlamı kaybolmuş konjonktürde gerçekleştirerek cemaatleri bağladılar.
- 22:40Dinin Gerçek Amacı
- Din üzerinden gerilim değil, din sulhü ister, din hiçbir dünyevi ve siyasi çıkarın aleti olmamayı ister.
- Dinin ruhunu en iyi bilenlerden İmam-ı Azam gibi insanlar gerekirse zindanları, zindanlarda ölümleri göze alır, böyle bir siyasetin aracı haline gelmezler.
- Dinimizi, inancımızı hiçbir çıkarın aleti haline getirmemeli, dinimizi çıkar kavgalarının aracı haline getirenlere prim vermemek durumundayız.