Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir öğretmen tarafından sunulan Türkçe dil bilgisi eğitim içeriğidir.
- Videoda anlam olaylarının beş farklı türü detaylı şekilde ele alınmaktadır: dolaylama, güzel adlandırma, kinaye (dengince), iğneleme (dokundurma) ve benzetme. Ayrıca deyim aktarmaları ve ad aktarması (mecaz-ı mürsel) konuları da örneklerle açıklanmaktadır. Video, sözcüğün ve sözün anlamı ünitesinin son başlığını işleyecek bir sonraki derse geçişle sona ermektedir.
- Her bir anlam olayı için tanımlar verilmiş ve çeşitli örnekler sunulmuştur. Özellikle benzetme konusunda dört öğe (benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı) açıklanmakta, kişileştirme kavramı da ele alınmaktadır. Ad aktarmasının ise benzetme ilgisi olmaksızın parça-bütün, yazar-eser ve iç-dış ilişkileri içeren bir kavram olduğu anlatılmaktadır.
- 00:10Anlam Olayları
- Dolaylama, bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramın birden fazla sözcükle anlatılmasıdır (örneğin: Atatürk yerine Ulu Önder, evlenmek yerine Dünya Evine Girmek).
- Güzel adlandırma, insanda olumsuz duygular oluşturan kavramların güzel sözcüklerle ifade edilmesidir (örneğin: verem yerine ince hastalık, kör yerine görme engelli).
- Kinaye (değinmece), bir sözcüğün hem gerçek anlamını hem mecaz anlamını düşündürecek şekilde kullanılmasıdır (örneğin: "Hamama giren terler" atasözünde gerçek anlamdan yola çıkarak mecaz anlamı anlatılmak istenir).
- 04:23Dokundurma ve İğneleme
- Dokundurma, iğneleme, bir şeyi anlatırken onun tersini söyleyerek anlatmaktır (örneğin: "Öyle güzel yemekler yapmış ki hepimiz aç kaldık" demek aslında yemeklerin güzel olmadığını ima eder).
- İğnelemede bir alay ve ironi vardır (örneğin: "Gördüğüm şeyi asla sezemem, korku bilmem, hiç yalnız gezemem" gibi şiir örnekleri).
- Cümlede parantez içinde ünlemle de dokundurma yapılabilir (örneğin: "Ne kadar kültürlü olduğu konuşmasından belli!" demek aslında kişinin kültürlü olmadığını ima eder).
- 07:23Benzetme
- Benzetme, bir kavramı kendisinden daha güçlü bir kavrama benzeterek anlatmaktır (örneğin: "Kömür gibi kara gözleri vardı" demek gözleri kömüre benzetmek).
- Benzetmede dört öğe vardır: benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı (örneğin: "O adam tilki gibi kurnazdır" demek: adam (benzeyen), tilki (kendisine benzetilen), kurnaz (benzetme yönü), gibi (benzetme edatı)).
- Benzetmede her zaman dört öğenin dördü de olmak zorunda değildir ve insan dışındaki bir varlık insana benzetilirse kişileştirme yapılmış olur (örneğin: "Küçük dere şarkı mırıldanarak akıyor" demek dere kişileştirilmiş).
- 11:13Deyim Aktarmaları
- Deyim aktarmaları kendi içinde alt başlıklara ayrılır ve kişileştirme bunun birinci alt başlığıdır.
- Kişileştirme, insandan doğaya aktarma olarak da bilinir ve insanla ilgili bir özelliği insan dışındaki bir varlık için kullanmaktır.
- Doğadan insana aktarma, doğa ile ilgili bir kavramı insan için kullanmaktır; örneğin "keçi inatçı" veya "altın kalpli bir insandı babam".
- 13:20Doğadan Doğaya Aktarma
- Doğadan doğaya aktarma, doğayla ilgili bir özellik anlatan sözcüğü yine doğayla ilgili ama farklı bir yönden kullanmaktır.
- Örneğin "sert soğuk" veya "karlar uçuşurdu" ifadelerinde doğadan doğaya aktarma yapılmıştır.
- 14:25Adap Aktarması
- Adap aktarması (mecaz-ı mürsel), bir sözcüğün benzetme ilgisi olmaksızın kendisiyle ilgili bir kavramın yerine kullanılmasıdır.
- Adap aktarmasında parça-bütün ilişkisi vardır: yazar-eser, iç-dış, parça-bütün ilişkisi.
- Örneğin "kalem" sözcüğü yazar, "cam" sözcüğü pencere, "soba" sözcüğü odun/kömür, "İzmir" sözcüğü İzmir'deki insanlar, "ev" sözcüğü aile, "Orhan Veli" sözcüğü eserleri, "televizyon" sözcüğü programları, "Ankara" sözcüğü Ankara'daki yöneticileri kasteder.