Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Tao Te Ching'in Türkçe çevirisi şeklinde sunulan bir okuma içeriği ve Daoist (Taoist) felsefenin temel prensiplerini anlatan bir ders formatındadır.
- Video, Daoist felsefesinin merkezi kavramlarını ele almaktadır: "Yol" (Dao), erdem, durgunluk, mütevazı davranış ve doğaya uyum. İçerikte, ermiş kişilerin nasıl davranması gerektiği, devlet yönetimi, insan ilişkileri ve doğaya yaklaşımlar hakkında Daoist görüşler sunulmaktadır. "Yapmadan yapmak", "düşmanlığa erdemle karşılık vermek" ve "büyüklükte küçük olmak" gibi Daoist felsefesinin temel prensipleri vurgulanmaktadır.
- Video ayrıca, kişinin kendini göstermeye çalışmasının zararlı olduğunu, aşırıya kaçmanın tehlikeli olduğunu ve "Yol"un isimsiz ve belirsiz olduğunu vurgulamaktadır. Doğanın yasalarına uyum, yumuşaklık, esneklik, merhamet ve idarelik gibi değerler üzerinde durulmakta, terfi hırsının olmaması gerektiği belirtilmektedir.
- 00:04Tao Te Ching'in Temel Felsefesi
- Yol olarak tayin edilmiş yol nihai yol değildir, isim olarak tayin edilmiş isim nihai isim değildir.
- Isimsiz her şeyin başlangıcıdır, isimli her şeyin anasıdır.
- Gizem'in kendisinden bile gizemli olduğu, inceliklere açılan kapıdır.
- 00:52Çelişkilerin Birbirini Tamamlaması
- Dünyadaki herkes güzeli güzel olarak bilir ve çirkinlik de bu yüzden vardır, herkes iyi iyi olarak bilir ve kötülük de bu yüzden vardır.
- Varlık ve yokluk birbirini doğurur, zor ve kolay birbirini tamamlar, uzun ve kısa birbirini şekillendirir.
- Ermiş kişi eyleme geçmeden iş bitirir, söz söylemeden öğreti üretir, işleri tamamlar ama üzerinde durmaz.
- 01:48Ermiş Kişinin Yönetimi
- Ermiş kişi yönetirken kalplerin boşalmasını ama karınların doymasını sağlar, istekleri zayıflatır ama kemikleri kuvvetlendirir.
- İnsanları daima alimlikten ve arzudan yoksun bırakır, böylece alimler bir eyleme geçmeye cüret edemez.
- Yol dediğimiz bir boşluktur, kullanıldıkça dolmaz, ne derin ve muazzam, bin bir şeyin atasından da önce gelir.
- 03:04Gök ve Yerin İlişkisi
- Gök ve yer insancıl değildir, onlar için her şey samandan köpeklere eştir.
- Ermişler insancıl değildir, onlar için herkes samandan köpeklere eştir.
- Gök ve yerin arası bir körüğe benzer boşluğudur, onu tükenmez, klan ne kadar devinirse o kadar çoğalır.
- 04:33Ermiş Kişinin Özellikleri
- En iyisi su gibidir, suyun iyiliği bin bir şeyi beslemesindedir, mücadele vuku bulursa da herkesin tiksindiği yeri mesken tutmasındadır.
- Mekanı en uygun yerde, kalbi kusursuz derinlikte, el açıklığı kusursuz doğallıkta, sözleri kusursuz dürüstlüktedir.
- Kişiyle mücadeleye girmez, bu yüzden de hatadan uzak kalır.
- 05:16Doğal Yol ve Varlık
- Çokaltıp biriktirmek, sonlandırmak kadar iyi değildir, işleyip bilemekle hiçbir şeyin ömrü uzamaz.
- Altın ve yeşim taşlarıyla dolu bir odayı kimse koruyamaz, saygınlık, zenginlik ve kibir felaket getirir.
- İşler yürürken kendini geriye çekmek işte göğün yolu budur.
- 05:41Ermiş Kişinin Sorumlulukları
- Ruhunu besleyip her şeyin birliğini kucakladığında, birlikten ayrılmadan kalabilir mi?
- Hayat enerjini yoğunlaştırıp narin kalarak bir çocuk gibi olabilir mi?
- Kara aynayı işleyip temizleyerek kusursuz olabilir mi?
- 06:29Varlık ve Yokluk
- Bir tekerleğin göbeğinin etrafında birleşmiş otuz parmaklığı düşünün, boşluktur bir arabayı faydalı kılan.
- Kilden yapılmış toprak bir kapı düşün, boşluğudur onu faydalı kılan.
- Varlık çıkar içindir, yokluk ve boşluksa fayda için.
- 07:00Ermiş Kişinin Yaşam Tarzı
- Beş renk insanın gözünü kör eder, av peşinde dört nala at koşturmak insanı çılgına çevirir.
- Ermiş kişi yönetirken halkının karnını doyurur, gözünü değil, böylece öncekini yeğler, sonrakini savar.
- Kendine ve bedenine tasayla özen göstermek, bedenim olmasaydı tasalanacak neyim kalırdı.
- 08:25Derin Belirsizlik
- Bakılıp da görülmeyene küçük derz, dinlenip de duyulmayana sessiz deriz, tutulup ele geçirilemeyenne pürüzsüz deriz.
- Üstü berrak değildir, altı muğlak değil, arasan da bir isim veremezsin, o ki hiçliğe aittir.
- Bunun içindir ki ona şekli olmayanın şekli, var olmayanın biçimi denir ve bunun içindir ki ona derin belirsizlik denir.
- 09:20Eski Zamanların Yol Yolcuları
- Eski zamanların faziletli yol yolcuları derin, incelikli ve esrarengizdi, uzun ve anlayışın da ötesindeydiler.
- Kışın sularda yürür gibi dikkatli, etrafından çekinir gibi tedbirli, tıpkı bir misafir gibi ağırbaşlıdırlar.
- Kim ki karışıklığı dinginleştirirse gitgide huzuru sağlar, kim ki sükunete hareket verirse gitgide her şeye hayat verir.
- 10:25Liderlik ve Yönetiş
- Boşluğa erişmek ulaşılacak son noktadır, sükuneti korumak aslında kendisidir.
- Varlıklar pek çok, hepsi köklerine döner, köklerine sükunet denir, sükunet yazgıya dönüştür, yazgıya dönüş daimiliktir.
- En iyi lider, insanların ancak varlığından haberdar olduğu liderdir, ikinci en iyi lider, insanların övgüyle bahsettiği liderdir.
- 11:56Doğruluk ve Alimlik
- Büyük yol göz ardı edildiği zaman insancılık ve doğruluk prensipleri ortaya çıkar, alimlik ortaya çıktığı zaman sahtelik de ortaya çıkar.
- Ailevi ilişkilerde uyum kaybolduğu zaman, anne-babaya saygı ve merhamet prensipleri ortaya çıkar.
- Alimliği ve bilgiçliği bir kenara bırakırsan halka yüz kat faydan dokunur, insanlık ve doğruluk prensiplerini bir kenara bırakırsan, halk anne-babaya saygıyı ve merhameti yeniden hayata geçirir.
- 13:00Yol ve Ermiş Kişinin Özellikleri
- Yol, erdem'in suretidir ve müphemlikte eşsizdir; içinde imgeler, cisimler ve hakikiliğin doruk noktasında gerçeklik ve samimiyet barındıran özler vardır.
- Ermiş kişi birliği benimser, dünyaya çobanlık yapar, kendini göstermez, ışık saçar, kendini övmez, kibirlilik yapmaz ve kimseyle dalaşmaz.
- Az konuşmak doğallıktan gelir; şiddetli rüzgar sabaha kadar, sağanak yağmur bütün gün sürmez; insanlar bile sürekliliklerini sağlayamaz.
- 17:06Yolun Özellikleri ve Ululuk
- Varlıklar kaosun içinde oluşmuş, gökten ve yerden önce hayat bulmuşlardır; tek başına kımıldamadan durur, değişmez ve gök ve yerin anası olabilir.
- Yolululuk yola çıkmak, yola çıkmak uzaklık, uzaklık esasa dönüş demektir; yol, gök, yer ve hükümdar dört uludur.
- İnsan toprağın kanununa, toprak göğün kanununa, gök yolun kanununa, yol ise kendiliğindeliğin kanununa riayet eder.
- 18:34Mahirliğin ve Üstalığın Özellikleri
- Mahir seyyah ardında teker izi bırakmaz, mahir hatip gaf yapmaz, hesapta mahir olan hesap tahtası kullanmaz, mühür vurmakta mahir olan sürgü ve mandal kullanmaz.
- Erişmiş kişiler halka yardım konusunda daima mahirdir; kimseyi yüzüstü bırakmazlar, kullanışlı hiçbir şeyi kenara atmazlar.
- Üstadına saygı duymayan ve kullanışlıya değer vermeyen, bilgili olsa bile yanlış yola sapar.
- 20:29Dünyayı Yönetmek ve Silahlar
- Dünyayı ele geçirmeyi isteyip öyle davrananların başarılı olamadıkları görülür; dünya tinsel bir alettir, yönetilemez.
- Silahlar uğursuzluk araçlarıdır ve genellikle nefret edilirler; yol sahipleri onları elde bulundurmaz.
- Silahlar yöneticilerin aletleri değildir ve uğursuzluk araçlarıdır; onları haz nesnesi olarak görmek, başkalarını öldürmekten zevk almaya iştir.
- 23:09Yolun Doğası ve Kendini Bilmek
- Yol daima isimsizdir; islenmemiş ağaç belki önemsiz görünür ama gök ve yer ona asmış gibi davranmaz.
- Başkalarını bilmek akıllılık, kendini bilmek irfan sahibi olmaktır; başkalarının üstesinden gelen iktidar sahibi, kendisinin üstesinden gelen ise güç sahibidir.
- Yol akar her yere, hem sağa hem de sola; işler tamamlanır, görevler yerine getirilir ama o yine de unvansız ve isimsiz kalır.
- 26:45Yüce Erdem ve Değerler
- Yüce erdem taslamaz, bu yüzden erdem mevcuttur; aşağı erdem ise elden bırakmaz, bu yüzden erdem mevcut değildir.
- Yüce erdem eyleme kalkışır, yüce insancıllık eylemde bulunur, yüce doğruluk eylemde bulunur ve tasarlar, yüce usul ve adet eylemde bulunur ama karşılık beklemez.
- Yol kaybolduğu vakit erdem doğar, erdem kaybolduğu zaman insancıllık doğar, insancıllık kaybolduğu zaman doğruluk doğar, doğruluk kaybolduğu zaman usul ve adet doğar.
- 27:48Yüce İnsan ve Birlik
- Yüce insan yoğun olanı mesken tutar, özü mesken tutar; süslenip bezenmiş hal ve süsü değil.
- Eski zamanlarda gök, yer, ruhlar, vadiler ve soylular birliğe erişmişlerdir; gök berrak olsun, yer huzurlu olsun, ruhlar can bulsun, vadiler dolsun, soylular ve hükümdarlar dünyanın düzgünlük ölçütü olsun.
- Soyuluk kökünü bayağı olan da bulur, yüksek olan temelini alçak olan da bulur; bu nedenle soylular ve hükümdarlar kendilerine öksüz, kimsesiz ve çulsuz derler.
- 29:29Yol ve Varlık
- Aslına dönmek yolun devinimidir, zayıflık yolun işleme şeklidir; binbir türlü şey varlıktan, varlıksa yokluktan doğmuştur.
- Büyük bilginler yolu duyduklarında özenle izinde yol alırlar, sıradan bilginler bilemezler, aşağı derecedeki bilginler ise kahkahayla gülerler.
- Parlak yol karanlıktır, ilerleyen yol geriye gidiyordur, düz yol eğridir, yüce erdem derin bir vadidir.
- 30:34Yolun Özellikleri
- Büyük meydanın köşesi yoktur, büyük hazne hala tamamlanmaktadır, büyük sesin sessiz perdeleri vardır, büyük şeklin biçimi yoktur.
- Yol şanlı ama isimsizdir, hem başlatmakta hem de tamamlamakta ustadır.
- Yoldan tek doğar, tekten iki, iki'den üç, üç'ten binbir türlü varlık doğar; binbir türlü varlıklar iğne, yangı ve hayat enerjisiyle harmanlanıp ahenk yaratırlar.
- 32:11Yeterlilik ve Bilgelik
- Şöhret mi, şahsiyet mi, can mı, mal mı, almak mı, kaybetmek mi; bu sorulara cevap vermek önemlidir.
- Zaafın fazlası büyük israf getirir, istiflemenin fazlası büyük kayıp getirir; neyin yeterli olduğunu bilirsen mahçup olmazsın, nerede duracağını bilirsen tehlikeye düşmezsin.
- En bütünü noksan görünür ama faydaları bitmez tükenmez, en dolusu boş görünür ama faydalarının sonu yoktur, en düzü eğri görünür, büyük beceri sakar görünür, büyük kar eksik görünür.
- 33:13Dünyada Yol ve Bilgelik
- Dünyada yol varken binlerce tarlaları gübreler, dünya yol yokken savaş hatları varoşlarda yetiştirilir.
- İhtirastan ağır kabahat, neyin yeterli olduğunu bilmemekten büyük felaket, sahip olma hırsından acılı bela vardır.
- Neyin yeterli olduğunu bilmek yeterliliğin kendisidir, daimi yeterlilik budur; bilgin, ne kadar uzaklara giderse o kadar azalır.
- 34:08Öğrenme ve Yol
- Kendisini öğrenime veren günden güne ağırlaşır, kendisini yola veren ise günden güne hafifler.
- Dünyaya avucunu almak isteyen kişi iş gücü peşinde koşmamalıdır, iş gücü peşinde koşan dünyayı avucuna almaya layık değildir.
- Erdemli kişi halkın kalbini kendi kalbi olarak görür, iyi olmayana bile iyilikle karşılık verir.
- 35:22Hayat ve Ölüm
- İnsanların onda üçü hayatın müritliğini, onda üçü ölümün müritliğini yapar, onda üçü ise geçim derdiyle yaşarken ölüm topraklarına doğru ilerler.
- Hayatta kalma kaygısıyla yaşayanlar, hayatta kalmakta hünerli olanlar dağlarda gergedanlardan ve kaplanlardan sakınmaz, orduya katıldıklarında zırh veya silah kuşanmazlar.
- Çünkü onların içinde ölüme yer yoktur.
- 36:12Yol ve Erdem
- Yol onları doğurur, erdem onları besler; yol onları büyütür, yetiştirir, tamamına erdirir ve olgunlaştırır.
- Hayat vermek ama sahiplenmemek, eylemde bulunmak ama karşılık beklememek, büyütmek ama buyurmamak, buna esrarengiz erdem denir.
- Dünyanın bir başlangıcı vardır, onu dünyanın anası sayarız; onu kavrarsan evlatlarını da anlarsın.
- 37:46Erdem ve Toplum
- Yeterli kavrayışa sahip olup yolu izleseydik, tek korkumuz yoldan sapmak olurdu.
- Büyük yol düzdür ama halk patikaları sever; saraylar temiz ve pak ama tarlalar ayrı kodlarına bürünmüş, ambarlar bomboş, elbiseleri süslü ve renkli, kuşaklarında keskin kılıçlar, yemeğe doymuş, mala mülke boğulmuşlar.
- Temeli sağlam atılmış olan yerinden sökülemez, iyi kuşatılmış olan elden kaçamaz.
- 38:37Erdem Uygulamaları
- Erdemi kendinde uygularsan erdemin esaslı olur, ailede uygularsan erdem fazlalaşır, cemaati uygularsan erdem kalıcılaşır, devlette uygularsan erdem verimlileşir, dünyada uygularsan erdem herkese erişir.
- Kişiye uygun olana göre kişiyi gözet, aileye uygun olana göre aileyi gözet, cemaate uygun olana göre cemaati gözet, devlete uygun olana göre devleti gözet, dünyaya uygun olana göre dünyayı gözet.
- Erdem'i tüm yoğunluğuyla ihtiva eden bir çocuk gibi yaban arıları, akrepler, engerekler ve yılanlar onu ısırmaz, yırtıcı kuşlar ve vahşi hayvanlar onu kapmaz.
- 39:47Aheng ve İrfan
- Tüm gün bağırır ama sesi kısılmaz, bu ahengin doruğa erişmesidir; ahengi bilmek, kalıcı olmak, kalıcılığı bilmek, irfan'a erişmek demektir.
- Yaşamın niceliğini artırmak, uğursuzluk aklınla hayat enerjini kontrol etmek, zorlamaktır.
- Çok bilen konuşmaz, çok konuşan bilmez; oyu kapa, kapıları ört, keskini körelt, düğümleri çöz, buna esrarengiz birliktelik denir.
- 40:55İdare ve Toplum
- Devleti doğrulukla yönet, orduyu kurnazlıkla konuşlandır, iş gücü peşinde koşmadan dünyayı avucunun içine al.
- Eğer dünyada tabu ve yasak çoksa insanlar asileşir, halkın keskin silahları varsa devlette ve ailelerde kargaşa artar.
- Erdemli kişi eyleme geçmez ve halk kendiliğinden değişir, durgunluğu sever ve halk kendiliğinden doğru yolu bulur.
- 42:15İdare ve Tutumluluk
- Doğru diye bir şey yoktur, doğru eğriye iyi de kötüye döndüğü sürece halkın yanılgıya düştüğü günler sürer gider böylece.
- Dimdik ol ama kesici olma, keskin ol ama delici olma, dobra ol ama kontrolsüz olma, ışık saç ama göz kamaştırma.
- Halkı idare ve göke hizmet etmek için tutumluluktan daha iyisi yoktur, yalnızca tutumluluk hazırlıklı olmayı sağlar.
- 43:20Devlet Yönetimi
- Büyük bir devleti, küçük bir balığı pişirir gibi yönet, dünyayı yola göre inşa et ki iblisler kutsallaşmasın.
- Yüce bir devlet, suların dip akıntısı gibidir, dünyanın dişisi ve birleşme noktasıdır.
- Yüce devletler sadece halkın birliğini ve dirliğini ister, küçük devletler de sadece halkla birleşip ona hizmet etmek ister.
- 44:48Yol ve Erdem
- Yol, bin bir şeyin haznesi, iyi insanın hazinesi, kötü insanın sığınağıdır.
- İyi olmayan insanlardan vazgeçmeye lüzum yoktur, göğün oğlu tahta geçtiğinde ve memurları göreve geldiğinde, onlara yeşim taşları sunup at süsleri hediye etmek bile huzurlarında oturup yolu onlara sunmaya iş değildir.
- Yapmadan yap, iş görmeden işleri gör, tadı olmayanı tat, küçüğü, büyük azı çok say, düşmanlığa erdemle karşılık ver.
- 46:34Eski Bilgelikler
- Eski bilgelikler, işleri henüz başlamadan halletmeyi ve kargaşa henüz başlamadan düzeni sağlamayı öğretir.
- Ermiş kişi yapmadan yapar ve mağlup olmaz, çünkü sonucu başlangıcı kadar önemser.
- Ermiş kişi arzulanmayan arzulara itibar etmez, başkalarının öğrenmediğini öğrenir ve binbir varlığın kendiliğinden oluşlarını destekler.
- 47:44Yönetim ve Edebiyet
- Eskilerden yolu tatbik edenler insanları aydınlatmak için değil, saf bırakmak için yapardı.
- Devleti alimlikle yönetmek devlete ihanet, alimlikle yönetmemek devleti erdem getirmektedir.
- Bu iki gerçeği anlayan kişi ortada bir işleyiş keşfeder ve bu işleyişi anlamaya "esrarengiz erdem" denir.
- 48:19Ermiş Kişinin Yönü
- Ermiş kişi halkın üstünde olmak istiyorsa kendini sözleriyle onların aşağısında tutmalıdır.
- Halkın ilerisinde olmak istiyorsa kendini halkın gerisinde tutmalıdır.
- Ermiş kişi halkın üstünde olduğunda balkonun ağırlığını hissetmez ve halkın ilerisinde durduğunda halk ondan zarar beklemez.
- 49:15Ermiş Kişinin Hazineleri
- Ermiş kişi yüce ama alışılmadık görünür, çünkü alışılmadık görünmesi yüceliğinden gelir.
- Ermiş kişinin üç hazinesi vardır: merhamet, idarelik ve terfi hırsının olmaması.
- Merhamet bir insanı yiğit yapar, idarelik bir insanı ele açık yapar, terfi hırsının olmaması da itibar görenlerin başı yapabilir.
- 50:02Savaş ve Mücadele
- Savaşta merhamet zafer, müdafaa da merhamet güven getirir.
- İyi komutanlar savaş çığraklığı yapmazlar, iyi savaşçılar öfkeyle davranmazlar, düşmanlarını yenmekte iyi olanlar onlarla uğraşmazlar.
- Ermiş kişinin erdemi, istihdamın gücü ve gökle uyumlu olma denir.
- 50:47Silah Kullanımı
- Silah kullanımı ile ilgili "ev sahibi olmaya cüret etmeyiz, misafir olmayı yeğleriz" sözü vardır.
- Adım atmadan ilerle, kolunu kaldırmadan kolları sıva, silah tutmadan elde tut ve düşmanla yüzleşmeden onları savuştur.
- Düşmanı hafife almak büyük bir felaket olabilir, düşmanını dikkate almayanın servetini kaybetmesi yakındır.
- 51:35Ermiş Kişinin Bilgisi
- Ermiş kişinin sözlerini kavramak ve uygulamak kolaydır, ancak dünyada onları kavrayıp uygulayabilecek azdır.
- Bilmediğini bilmek en büyük bilgidir, bilmediğini bilmemek bir kusurdur.
- Ermiş kişinin kusuru yoktur çünkü kusuru kusur olarak teşhis edebilir.
- 52:25Ermiş Kişinin Davranışları
- Eğer insanlar korkunçtan korkmazsa, en korkuncu başlarına gelir.
- Ermiş kişi kendini bilir ama kendini göstermez, kendine özen gösterir ama kendini büyük görmez.
- Cesur davranmaya teşebbüs ölümle, sakıngan davranmaya teşebbüs hayatla sonuçlanır.
- 53:13Gökün Yolu
- Gökün yolu, savaşa gitmeden savaş kazanmak, konuşmadan cevap vermek, çağırmadan ayağına getirmek, maharetle planı yapmaktır.
- Gökün ağı çok geniştir, ağa gözleri iri olsa da hiçbir şey ondan kaçamaz.
- Eğer halk ölümden korkuyorsa, kabahat işleyenleri tutuklayıp infaz ettiğinde kim bir daha davranmaya cüret eder?
- 54:11Halkın Durumu
- Halkın açlığına değinecek olursak, halktan alınan vergi çok yüksek ve bu yüzden açlar.
- Halk arasındaki düzensizliğe gelince, yüksek mevkideki insanlar müdahaleci davranıyor ve bu yüzden düzensizlik çıkıyor.
- Halkın ölümü hafife almasına gelince, hayatta kalma çabası onları çok zorluyor ve bu yüzden ölümü hafife alıyorlar.
- 54:47Hayat ve Ölüm
- Hayattayken insanoglu esnek ve yumuşak, ölüyken gergin, sert ve kaskatıdır.
- Hayattayken binbir türlü varlık, çimenler ve ağaçlar esnek ve canlı, ölüyken solgun ve kurudurlar.
- Sert ve katı ölümün yoldaşlarıdır, esnek ve yumuşak, hassas ve ince hayatını yoldaşlarıdır.
- 55:29Gökün Yolu ve İnsanın Yolu
- Gökün yolu bir yayı germeye benzer, yüksekse ok aşağıdan çekilir, alçaksa yukarıdan çekilir.
- Gökün yolu fazlalığı azaltmak, eksikliği çoğaltmaktır, insanın yolu ise eksiyi azaltmak, fazlayı çoğaltmaktır.
- Ermiş kişi üretir ama sahiplenmez, işleri tamamlar ama üzerlerinde durmaz, bu şekilde kıymetini gözler önüne sermeyi arzulamaz.
- 56:18Su ve Ermiş Kişiler
- Dünya üzerinde hiçbir şey sudan daha yumuşak ve kaygan değildir, ama hiçbir şey sert ve katı olana üstün gelmekte, onu geçemez.
- Ermişler devletin hatalarını üzerine alan kimseye toprağın ve ikinin efendisi, devletin bahtsızlığını üzerine alan kimseye dünyanın hükümdarı derler.
- Doğru sözler tersini söyler gibi görünür, büyük bir düşmanlıktan sonra uzlaşma sağlanırsa o düşmanlıktan yine de bir iz kalır.
- 57:34Devlet Yönetimi
- Devleti küçük, nüfusu az tutmak gerekir, milislerin ve silahların olsun ama onları kullanma.
- Halk ölümü ciddiye alsın, ama göç fikri akıllarından uzak olsun.
- Komşu devletler birbirini görsün, tavukların ve köpeklerin sesleri işitilsin, ama halkları yaşlanıp ölünceye kadar birbirine gidip gelmesin.
- 58:22Ermiş Kişinin Özellikleri
- Samimi sözler süslü değildir, süslü sözlerse samimi değildir.
- Bilge kişi bilgiçlik taslamaz, bilgiçlik taslayandan bilgi olmaz.
- Ermiş kişi biriktirmez, başkalarına vererek kendisi kazanır, başkalarına verdikçe kendine daha da çok kalır.