Buradasın
Sümer Mitolojisi ve Osmanlı Edebiyatı Üzerine Akademik Sohbet
youtube.com/watch?v=HOpH0_JUIAwYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Teke Tek Özel" adlı televizyon programında, Harvard Üniversitesi'nde ders veren Profesör Dr. Gönül Tekin ile yapılan bir röportaj formatında sunulan bu video, edebiyat ve mitoloji üzerine kapsamlı bir sohbeti içermektedir.
- Video, öncelikle Ahmet Şükrullah'ın Musiki Risalesi ve Osmanlı edebiyatının tarihsel gelişimi üzerine bilgiler sunarak başlıyor, ardından Çengname eserinin mitolojik unsurları ve Sümer medeniyetindeki Temmuz tanrısının özellikleri detaylı olarak ele alınıyor. Sohbet, Sümer mitolojisindeki Temmuz ve İnanma (İştar) tanrılarının hikayeleri, bu mitolojik anlatımların zaman içinde nasıl batıya doğru yayıldığı ve modern dinlerle ilişkisi üzerine bilgiler vererek devam ediyor.
- Videoda ayrıca Sümer krallarının tanrıçayla gerçekleştirdikleri kutsal evlilik törenleri, Temmuz'un gökyüzündeki konumu (Orion yıldızı), İnanma'nın Venüs yıldızı olarak yer aldığı ve bu mitolojik unsurların Türk edebiyatındaki yerleri gibi konular da ele alınıyor. Son bölümde ise Amerika'da kutlanan Noel kutlamalarının Temmuz mitolojisine bağlanan anlamları açıklanıyor.
- 00:13Harvard Profesörü Gönül Tekin'in Programa Gelişi
- Harvard Üniversitesi'nde ders veren Profesör Dr. Gönül Tekin programa konuk olarak gelmiştir.
- Gönül Hanım televizyona çıkmak istemese de, Murat Bardakçı'nın Harward için yazdığı "Ahmetoğlu Şükrullah'ın Musiki Risalesi" adlı kitabını teslim edecek sözüyle ikna edilmiştir.
- Program sonunda kitabı törenle Gönül Hanım'a teslim edilecektir.
- 02:04Ahmetoğlu Şükrullah'ın Musiki Risalesi
- Ahmetoğlu Şükrullah, Fatih ve Murat zamanlarında diplomatlık ve tarihçilik yapmış, "Behçet-ü't-Tevrih" adlı eseriyle ilk Osmanlı tarihçilerinden biri olarak bilinmektedir.
- İlk Türkçe olarak kaleme alınmış müzik eseri olan "Musiki Risalesi" ondördüncü-ondördüncü yüzyılda yazılmıştır.
- Onbeşinci yüzyıl Türkçe'si günümüz Türkçesine daha yakın olup, anlaşılırken, onyedinci yüzyıla gelindiğinde Türkçe'nin ağdalması başlamıştır.
- 03:39Osmanlı İmparatorluğu'nun Gelişimi ve Dil Değişimi
- Onbeşinci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu küçük bir beylikten meydana gelmiş, mütevazi bir devlettir.
- Fatih İstanbul'u fethetince kendisini doğu ve batının hükümdarı olarak görmeye başlamış, bu durumda dil değişmeye ve ağdalmasına başlamıştır.
- Devlet sisteminde değişiklikler olunmuş, vezirlerin emrinde çalışan katipler sınıfı teşkil edilmiştir.
- 05:28Edebiyat Türleri ve Osmanlı'nın Gelişimi
- Osmanlı'nın büyümesiyle birlikte kasideler ön plana çıkmaya başlamış, mesnevi yerini kaybetmiştir.
- Mesnevi, iki beyit (iki mısradan) kafiyeli olarak, kaside ise bir beyit (iki mısradan) kafiyeli olarak devam eden uzun bir şiirdir.
- Kasideler övgüye dayanır ve methiye olarak bilinir, devlet büyüdükçe kasideler ve yalakalık ön plana çıkmıştır.
- 07:23Osmanlı Edebiyatının Gelişimi
- Onaltıncı yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletin ihtişamı en yüksek zirvesine ulaşmış, bu durum dilde de yansımıştır.
- Edebiyat basit ve anlaşılabilen üsluptan süslü bir üsluba doğru geçmeye başlamıştır.
- Bu edebiyat sadece üst sınıfın anlayabildiği bir edebiyattı, zamanla halka doğru vulgarize edilerek yeni eserler meydana gelmiştir.
- 10:13Edebiyat Türleri ve Etkileşimleri
- Divan edebiyatındaki ifade biçimi, tarzı ve söyleme sanatı, halk edebiyatındaki kadar basit ve sade değildir.
- Üst sınıf edebiyatı halk tarafından anlaşılmaz olabilir, bu durum Rusya, Arap ve Fars edebiyatlarında da görülmektedir.
- Arap dili ve edebiyatında yazı dili mahalle dilinden tamamen farklıdır ve klasik Arap dili erişilmesi oldukça zordur.
- 11:44Edebi Etkileşimler
- Aydın sınıfının yarattığı yüksek seviyedeki edebiyat, halkı da etkileyecektir.
- Halk şairleri veya hikayeciler, kulaktan duymalarla ve ona benzeyen eserler yaratabileceklerdir.
- Yüksek seviyede bir eseri çok okuyan bir yazar, besteleme yaparak aynı konuyu yazabilir ancak ifade biçimi ve anlatım tarzında farklar olacaktır.
- 12:18Öğretim Üyeliği ve Ders Verme
- Konuşmacı, televizyona çıkmak için beş-on sene yalvardığını belirtiyor.
- Edebiyat ve tarz dersleri genellikle çok sayıda öğrenciyle verilmez, genellikle beş-on kişi arasında bir grupla ders verilir.
- Profesör Ritter'in dersinde sadece üç kişi olmasına rağmen, öğrenciler ödevleri yapmazlarsa veya sorulara cevap veremezlerse dersden çıkarılırdı.
- 13:54Edebi Etkiler ve Çengname
- Konuşmacı, profesöründen aldığı ilhamın çeknameye başladığında farkına varmış, hocanın etkisinin beyninin bir tarafına kazılmış olduğunu anlıyor.
- Çengname'de metin çalışırken, anlamadığı yerlerin önemli olduğunu ve bunları anlamak zorunda olduğunu vurguluyor.
- Çengname'de normal bir mesnevi'de olduğu gibi öğelerin yan yana sıralandığını zannettiğini, ancak aslında farklı bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor.
- 16:01Çengname'nin Yapısı
- Çengname'de önce Tanrı'ya tevhid (yalvarış gibi bir şiir), Hz. Peygamber'e naat, dört halifeye şiir ve padişaha methiye gelir.
- "Sebebi nazmi kitap" bölümünde kitabın yazılışının sebebi anlatılır ve oradan sonra eserin kendisi başlar.
- Eserin sonunda padişaha ithaf edilir ve bitirilir.
- 17:06Çengname'deki Ağaç Hikayesi
- Çengname'de Ahmet-i Dai, Emir Süleyman'a hitap ederek bahar bayramında bir selvi ağacına hitap eder ve çeng'in tahtasını yapıldığı ağacın serüveninden bahsedilir.
- Çengname'deki ağaç, cennet ağacı gibi tüm meyveleri üzerinde toplayan, kökünden sular akan, büyük gölgesi olan ve her türlü meyvenin yeşerdiği özel bir ağaçtır.
- Konuşmacı, bu ağaçın Tevrat'taki bir ağacı hatırlattığını fark ederek ağaçın kökenini anlamaya çalışmıştır.
- 19:05Harvard Kütüphanesi ve Araştırma
- Konuşmacı, Türkiye'de kaynaklarına inemeyince Amerika'ya giderek Harvard Üniversitesi'nin zengin kütüphanesinde araştırmalarını sürdürmüştür.
- Harvard Kütüphanesi'nde çok sayıda kitap bulunmakta ve teknolojik sistemlerle depolama yapılmaktadır.
- Konuşmacı, eski kaynakları araştırmaya başladığında İngilizce tercümelerden eski Sümer hikayelerini ve Mezopotamya'ya ait rölyefleri incelemiştir.
- 21:55Seyfername ve Ağaç Tanrısı
- Seyfername'de Hz. Süleyman'ın padişaha ve vezire bir çocuk sahibi olmak için bahçede yılanları öldürmelerini ve pişirmelerini söylemesi anlatılır.
- Konuşmacı, rölyeflerden birinde ağaca sarılmış yılan ve tanrının eli olan bir resmi görmüş ve ağaç tanrısı Temmuz'un peşine düşmüştür.
- Temmuz, bitki ve ağaç tanrısı olup, her yıl ilkbaharda toprak tanrıçası ile evlenerek dünya yeşerir ve canlılık bulur.
- 23:22Temmuz ve Adonis
- Temmuz, bitki ve ağaç tanrısı olup, domuz kelimesi Türkçede kalan tek şeydir.
- Adonis, Temmuz gibi bir ağaç ve bitki tanrısıdır ve aynı zamanda güneş tanrısıdır.
- Mezopotamya'da 4000'lerde bir vazonun üzerinde Temmuz'un aşk tanrıçası İnanma ile evlenişi resmedilmiştir.
- 25:28Sümer Medeniyetinde Kutsal Evlilik Töreni
- Sümer padişahları, tanrıçanın tapınağındaki başrahibe ile tanrıçayı temsil ederek ve hükümdar da Temmuz'u temsil ederek bir evlilik gerçekleştirirlerdi.
- Bu evlilik töreninin amacı toprağı zenginleştirmek ve bereketi fazlalaştırmaktı.
- Babil'deki tapınaktaki en üst odada, kutsal evliliğin kutlanıldığı bir oda bulunurdu.
- 26:39Kutsal Evliliğin Önemi ve Özellikleri
- Marduk'un karısı "Belit" olarak adlandırılır ve bu kelime "hanımefendi" anlamına gelir.
- Aşk tanrısı hala bakir kabul edilirdi çünkü bakir bir tanrıçaydı ve kimseyle evlenmemişti.
- Kutsal evlilik töreni için hükümdarın mutlaka bulunması gerekirdi, aksi takdirde tören yapılmazdı.
- 28:19Kutsal Evlilik Töreninin Detayları
- Kutsal evlilik töreninde önce Inanna'nın yıkanması, hamama gitmesi ve annesiyle konuşması gerekiyordu.
- Gelin odası süslenir, gelişini seyretmek için kapıdan bakılırdı.
- Temmuz kapıya gelip çalırsa bile açılmazdı çünkü Inanna henüz hamama gitmemişti.
- 29:02Sümer Geleneklerinin Geçmişe Dayanması
- Sümer geleneklerinin beş-altı bin yıllık olduğu ve bu geleneklerin Anadolu'da ve Yakın Doğu'da hala devam ettiği belirtiliyor.
- Sümerlerden gelen "gelin" kelimesi ve düğün hamamları gibi gelenekler günümüzde bile sürdürülmektedir.
- 29:46Sümerlerin Kökeni ve Dil İlişkileri
- Bazı alimler, Sümerlerin Hint-Avrupa ırkından olduğunu iddia ederken, bazı objektif yazarlar Sümerce'nin Ural-Altay dillerine mensup olduğunu savunmaktadır.
- Sümerce'de datif, lokatif gibi eklerin bulunması Türk dillerine benzerlik göstermektedir.
- Sarımsak, soğan, kıbrıs, domuz gibi kelimelerin hem Sümerce'de hem de Türkçede olduğu belirtiliyor.
- 34:57Sümerlerin Ortaklıkları ve Medeniyetinin Önemi
- Sümer medeniyeti, mevcut dinlerin ve inançların temelinde yer alıyor gibi görünmektedir.
- Sümer'de başlayan tanrılar aslında tabiat güçleriydi, sonra tanrı haline gelmişlerdir.
- Temmuz, ağacın veya bitkinin içerisindeki enerji olarak görülürdü ve en eski şekliyle hurma ağacıyla ilişkilendirilirdi.
- 37:46Sümer Mitolojisinde Temmuz ve İnanma
- Hurma bahçelerinde, hurma toplama zamanında (Temmuz ayında) kutsal evlilik töreni yapılır ve bu tören İnanma ile Temmuz'un buluşmasıdır.
- İnanma bir ambardır ve hurmalar bu ambara taşınır; İnanma'nın sembolü ambarın kapısındaki post veya direktir.
- Temmuz genç bir erkek olarak tasavvur edilir ve annesi Ningal ay tanrısıdır; İnanma ise neşeli ve cazip bir genç kız olarak görünür.
- 38:54Sümer Mitolojisinde Aşk Hikayeleri
- Temmuz ve İnanma gizlice bahçelerde buluşurlar, çünkü ikisi de annelerinden saklı olarak gelirler.
- İnanma'nın kız kardeşi İnanla arabuluculuk yapar ve sevgililer sabaha kadar sokaklarda dans ederler, eve geç gelirler.
- Sümer şiirlerindeki terminoloji, Süleyman'ın Şarkılarında bulunan sevgilisine hitap eden şiirlerle benzerlik gösterir.
- 40:16Sümer Putları ve Süleyman'ın Şarkıları
- Sümer şiirlerinde ve Süleyman'ın Şarkılarında sevgilinin gözlerinin yakut, dudaklarının zümrütten olduğu gibi ifadeler put tarifleridir.
- Sümer'de putların kıymetli taşlarla süslendiği, tahtadan yapıldığı ve omuzlarda taşındığı bilinmektedir.
- Süleyman'ın Şarkılarındaki tarifler de aynı put tariflerini içerir, bu nedenle bu şiirlerde anlatılan insan değil, bir puttur.
- 42:31Temmuz'un Tanrıçalığı ve Ölümü
- Temmuz ağaç değil, koyunların üreme gücünün tanrısıdır.
- Temmuz'un ölümüne ait metinler vardır; hayvanlar sütten kesildikten sonra Temmuz yeraltına gider veya "sürgüne" gönderilir.
- Temmuz'un ölümü aslında ölme değildir, uyku gibi bir durumdur; yeraltına gider, saklanır veya mağarada bekler.
- 43:55Gnostizm ve Mitolojik Unsurların Yayılması
- Bu tabirler gnostizme geçmiştir; gnostizm, tasavvuf ve mistik ilimlerin başladığı M.Ö. 1. yüzyılda kabala'dan başlar.
- Sümer mitolojik unsurları Anadolu'ya doğru, önce Fenike'ye ve Akdeniz'e doğru yayılmıştır.
- M.Ö. 2500 yıllarında Sami ırktan olan Araplar Sümerlerin yaşadığı yerlere yerleşmeye başlamıştır.
- 45:33Gökyüzü ve Cennet Kavramı
- Sümerler gökyüzündeki yıldızların hareketlerine göre hayatlarını, takvimlerini ve bitki tarımını düzenlemişlerdir.
- M.Ö. 2500 yıldan sonra yıldız bilimi büyük önem kazanmış, tüm tanrılar ve tabiat güçleri gökyüzüne yerleştirilmiştir.
- Eski zamanlarda cennet yeryüzünde olduğu söylenirken, sonradan gökyüzü cennete dönüşmüştür.
- 46:30Dilmun Cenneti ve Temmuz
- Dilmun adlı cennet, Eridu şehrinde (Basra Körfezi) bulunur ve Enki (Temmuz'un babası, yeraltı suları tanrısı) ona sahiptir.
- Tapınaklarda Temmuz'un sembolü olan selvi ağaçları dikilmiştir ve her tapınakta bir havuz veya çeşme vardır.
- Mezarlıkta selvi ağacı dikmenin arkasında ebedi hayat kavramı vardır; çünkü Temmuz hiç ölmez, her sene geri gelir.
- 49:06Vahşi Öküz ve Temmuz Tanrısı
- Güneşin ilkbaharda öküz burcuna girmesi, vahşi öküzün güneş olarak gökyüzü tarlasını on iki burcu ve yıldızı geçerek bir yılı meydana getirmesi anlamına gelir.
- Vahşi öküz gökyüzünde fırtına tanrısı olarak bağırdığı ve korkunç bir ses çıkarıldığı belirtilmektedir.
- Temmuz tanrısının annesi vahşi bir inektir ve bu tanrı 4000 yıl öncesine dayanmaktadır.
- 50:11Sümer Medeniyetinin Gelişimi
- Sümer medeniyeti 2500'de Fenike'ye geçmiştir ve Fenike'de Sami ırkının Akad devletini kurduğu dönemde Sümer medeniyetinin etkisi altında kalmıştır.
- Sami ırkın en büyük tanrısı güneştir ve Temmuz bitki ve ağaç tanrısı iken güneş tanrısı olmuştur.
- Zakarya Sitchin'in Sümerlerle ilgili derin çalışmaları vardır ancak onun görüşü bu medeniyetin uzaydan geldiğini iddia etmesidir.
- 51:51Temmuz'un Gökyüzündeki Yeri
- Temmuz gökyüzünde birçok yerde bulunur; seyyare olarak Mekiş yıldızında, şey olarak Orion yıldızında yer almaktadır.
- Orion yıldızı ilkbaharda gece semasında değil gündüz semasında görünmeye başlar ve güneşin ışınını direkt alır.
- Orion yıldızı Yunan efsanesine göre kör olmuştur ve güneşin doğduğu yerde kendisini tedavi edecek ilacı bulacaktır.
- 53:34Gökyüzündeki Semboller
- Sirius yıldızı (Kanis Major) Orion'a yol gösterir ve güneşle özdeşleştiği için Temmuz'u temsil eder.
- Temmuz sabah güneşi olarak Kartal'dadır ve gökyüzünde güneş sembolüdür.
- Kartal sembolü Selçuklu, Bizans ve Amerika bayraklarında bulunur çünkü "Sol Invictus" (bakmayan güneş) sembolünü temsil etmektedir.
- 56:42Sembollerin Kullanımı
- Eski medeniyetlerde (Sümer, Akad, Roma, Yunan) konuların sembollerle anlatılması, insanın somut bir dünya istemesinden kaynaklanır.
- İnsan kafası ilk başta somut düşünür, sonra giderek soyutlaşırlar.
- Sümerlerde Dumuzi'nin veya Inanna'nın gelinlikten girmesi, insanın tabiatı ve tabiattaki canlılığı daha iyi anlaması için kullanılmıştır.
- 58:28Sümerlerin Mitolojisi ve Dinler Arası Benzerlikler
- Adem ile Havva'nın cennetten kovulması ve dünyaya gelmesi öyküsüne Sümerlerde "Tak" adı verilen çok eksik bir metin vardır.
- Tak metninde tanrının yarattığı cennetinde tek başına yaşayan bir insan ve ona eş arayan tanrı anlatılır.
- Tanrı Enki'nin Eridu şehrindeki cennetteki macerası da cennetteki kadın ve erkek problemine değinmektedir.
- 1:00:35Temmuz ve İnanma Tanrıçaları
- Temmuz, hayvanlarda ölümle ilgili bir şey göstermezken, şiirlerde evliliğiyle ilgili şiirler bulunur.
- Temmuz'un adı, meyve bahçelerinin bulunduğu yerden gelir ve şiirlerde Temmuz'un ölümü anlatılır.
- Temmuz'un inanma ile flörtü, aşka aşık olması, evlenmesi ve evlilik töreninde çeng ve flüt çalındığı bir ziyafet verilmesi gibi detaylar anlatılır.
- 1:02:23İnanma Tanrıçası ve Mitolojik İlişkiler
- İnanma 2500 senesinde gökyüzünde Venüs yıldızı olarak yer alır ve mitolojik olarak ay tanrısının kızıdır.
- Her şehirde bir baş tanrı vardır ve bu tanrılar mutlaka bereket tanrısıdır; yağmurun inmesi bitki büyümelerine ve bereketliliğe yol açar.
- İlk tanrı Anu'dur, oğlu Enlil atmosfer tanrısıdır ve annesini yeryüzüne sürükler; annesi aynı zamanda Enlil'in karısı, sevgilisi ve kız kardeşi olur.
- 1:04:34İnanma'nın Çok Yönlü Özellikleri
- İnanma'nın sembolü zühre değil, birçok sembolü vardır; bunlardan biri kaplan veya aslan çünkü sonradan savaş tanrıçası da olmuştur.
- İnanma çok yönlü bir pan tanrıça olup, yüzyıllar geçtikçe üzerine birikimler yaptığı için çok fazla sembolü olan bir tanrıça haline gelmiştir.
- Sargon devrinden itibaren imparatorluk batıya doğru genişlediğinde, bu etkiler Sümer'den yavaş yavaş batıya doğru gelir ve Fenike'ye yerleşir.
- 1:05:44İnanma'nın Batıda Etkileri
- Fenike'de İnanma'nın adı İstar olarak bilinir ve Semitik etkiden sonra İstar'ın Fenike'deki adı Astarte'dir.
- Lübnan dağlarında Ne (İbrahim) Nehri'nin büyük yarlardan aktığı yerde İstar'in tapınağı vardır ve burada İstar, güneş tanrısı Adonis ile karşılaşır ve aşık olur.
- Adonis tapınak bahçesinde ölür ve İstar ona doğru gitmek ister, gözlerini gökyüzüne doğru açar.
- 1:07:15Adonis ve İnanma'nın Hikayesi
- Adonis de nehirle ilgilidir, adı da nehri Adonis'tir ve dibnan dağından çıkar, ilkbaharda bulanık akar.
- Nehrin kızıl akması, Adonis'in kanıyla akması olarak görülür ve bu nehirde laleler büyür.
- İstar, Adonis'ı kurtarmak için güllerin bulunduğu bir yerden koşar ve güllerin dikenleri onu yırtar, kanıyla güller kırmızı olur.
- 1:09:08Tanrıların Ölümü ve Savaş Tanrısı
- Temmuz ve Adonis birer domuz tarafından öldürülür; Temmuz'u bir bizon, Adonis'i ise bir vahşi domuz öldürmüştür.
- Güneşin yakıcı sıcakları geldiği vakit tanrı ölür; ilkbahar güneşi ile başlayan tanrı, bitkileri yeşerdikten sonra yazın sıcakla ölür.
- Savaş tanrısı Nergal (Yunan edebiyatında Mars, Türk mitolojisinde Miri), sıcak yaz güneşini temsil eder ve aynı zamanda soğuk kış güneşini ve güneşin öteki dünyaya inmesini de temsil eder.
- 1:12:09Yunanlıların Kıbrıs'ı Ele Geçirme ve Tanrıların İnsanlaşması
- Yunanlıların Kıbrıs'ı ele geçirmesiyle tanrılar yavaş yavaş tarih sahnesinde insan gibi görünmeye başlar ve hükümdarlar, kraliçeler arasındaki maceralar anlatılmaya başlar.
- Astarte (Afrodite) Kıbrıs'ta bir kraliçe olarak, Lübnan'da bir gence aşık olur ve onun için kaçar, ancak kocası tarafından öldürülür.
- Bu hikaye Leyla-Mecnun hikayesine benzer ve Roma'ya geçtikten sonra tanrılar daha da insanlaşır.
- 1:13:44Adonis'in Doğuşu Hikayesi
- Adonis'in dünyaya geldiği iki farklı hikaye vardır: Apollondros'un kitabında anlatılan hikaye.
- Kıbrıs kralı Kindras'ın kızı Mirha, annesinin yokluğunda babasına aşık olur ve ondan hamile kalır.
- Baba kızını öldürmek için peşine düşer, Mirha kaçar ve sonunda Mür ağacına dönüşür, çünkü Mür ağacının sakızı zamk şeklindedir.
- 1:15:39Mitolojinin Etkisi ve Tanrıların Dönüşümleri
- Mitolojik gelenek Avrupa'ya kadar yayılmış ve etkili olmuştur.
- Tek tanrılı dinlerde, tanrılar peygamber, veli, cin veya melek şekline dönüşmüşlerdir.
- Cebrail, Nergal'in bir çeşididir; Azrail, sıcak yaz güneşi tanrısı ve ölüm tanrısıdır; Hızır, Temmuz'un kendisidir.
- 1:17:36Gökyüzü Hesaplamaları ve Burçlar
- 2400 yıllarından itibaren güneş ilkbahara koç burcunda başlamıştır.
- Güneş her 2600 senede bir burca girer, bu gökyüzü hesaplaması Babil'de fizik kuratlar tarafından bilinmiştir.
- Güneye doğru gidildikçe gökyüzü daha aydınlık ve yıldızlar yere daha yakın görünür.
- 1:19:48Gökyüzündeki Simgeler ve Mitoloji
- Orion (Temmuz) nehirle ilgili bir tanrıdır ve samanyolu (büyük nehir) kenarındadır.
- Orion'un yanında köpekleri (Karis Major ve Minör) ve tavşan vardır.
- Eskiler gökyüzünü bahçe gibi tasavvur etmişlerdir ve bu tasavvur Divan edebiyatında da görülmektedir.
- 1:20:54Mitolojinin Edebiyata Etkisi
- 15. yüzyılda mitolojik anlam ve zenginlik, mesnevilerde görülen mitolojik motifler kelime olarak devam etmiştir.
- 17. ve 18. yüzyıllarda Şeyh Galib'in "Sepki Hindi" adlı bambaşka bir dilin doğması, şiiri yenileme arzusundan olmuştur.
- Zühre (Venüs) sabah yıldızı olarak bir savaş tanrıçası, akşam yıldızı olarak bir aşk tanrıçasıdır.
- 1:22:40Sözlü Edebiyat ve Mitolojinin Devamı
- Yakındoğu'nun en büyük özelliği sözlü edebiyattır, hafızada biriktirilir ve yazıya geçirilmez.
- Gizlilik o derece var ki, ustadan çırağa, hocadan öğrenciye geçen bir gizlilik haline gelmiştir.
- Temmuz'un ölümü ve 25 Aralık'ta güneş olarak yeniden dünyaya dönüşü, günlerin uzamaya başlaması ve insanın doğum günü olarak kabul edilmiştir.
- 1:24:39Amerika'da Yıllık Kutlama
- Amerika'da her yıl kutlanan servinin kesilmesi, çınar ağacının printerinin ve paint'in evlere konması önemli bir gelenek.
- Çam ağacının etrafına her türlü süslerin konması bir yılın süs üzerine odaklı bir etkinliktir.
- Bu kutlama, Temmuz'un ağacına benzer şekilde anlatılmaktadır.