Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitmen tarafından sunulan kapsamlı bir tıp eğitim dersidir. Eğitmen, solunum sisteminin temel işlevlerinden başlayarak çeşitli konuları detaylı şekilde anlatmaktadır.
- Video, solunum sisteminin temel işlevleri, atmosferik basınç, parsiyel oksijen ve karbondioksit basıncı gibi kavramlarla başlayıp, hemoglobin yapısı ve oksijen taşıma kapasitesi hakkında bilgiler vermektedir. Ardından palsometre çalışma prensibi, oksijen ayrışım eğrisi, karbondioksit taşıma mekanizması, kan gazları ve hipoksi türleri anlatılmaktadır. Son bölümde alveoller ventilasyon kontrolü, yüksek irtifa hastalığı ve solunum sistemi hastalıkları (akciğer ödemi, nefes darlığı) ele alınmaktadır.
- Ders içeriğinde oksijen hemoglobini eğrisinin sağa ve sola kaymasının nedenleri, karbondioksitin eritrositlerde karbonik anhidraz enzimi ile karbonik asit ve karbonat haline dönüştürülmesi, methemoglobin, fetal hemoglobin ve karbonmonoksit gibi özel hemoglobin türleri ile hipoksi türleri (hipoksik, anemik, iskemik ve hitotoksik hipoksi) hakkında detaylı bilgiler verilmektedir. Ayrıca yüksek irtifa hastalığı, akut motosipness (AMS), pulmoner ödem ve serebral ödem gibi komplikasyonlar ve bunların tedavi yöntemleri de açıklanmaktadır.
- 00:23Solunum Sisteminin Görevleri
- Solunum sisteminde oksijen ve karbondioksit değişimi yapılıyor, kanın pH düzenlemesi yapılıyor ve ses çıkartma formasyonu görevi içeriyor.
- Akciğerlerde oksijenlenmiş kan dokulara gidiyor, dokulardan karbondioksitli olan kan geri dönüyor.
- 00:44Atmosferik Basınç ve Oksijen Basıncı
- Deniz seviyesindeki atmosferik basınç 760 mm civa (1 cm² alana 1033 gr havanın yaptığı basınç) ve solunum havasında %29,9 oksijen bulunmaktadır.
- Solunan havadaki parsiyel oksijen basıncı atmosferik basınçla çarpıldığında 159 mm civa basınç ortaya çıkar.
- Ventilasyon için alveollere giderken parsiyel oksijen basıncı 100 mm civaya düşer çünkü trakya ve bronşlardaki su ve karbondioksit ile karışır.
- 01:39Pulmoner Dolaşım ve Anatomik Arto-Venez Jant
- Pulmoner dolaşımın yanında akciğerin derin dokularına olan bronker dolaşımı da vardır ve genellikle aortolar köken alır.
- Pulmoner arterde parsiyel oksijen basıncı 40 mm civadır ve bu basınç gradiyenti alveollerden kapiler sistemi ve oksijenin geçişine yardımcı olur.
- Anatomik arto-venez jant, bronker arterlerin oksijenlenen sol ventriküle dönmesi sonucu oluşan bir durumdur ve oksijen oranı %100'den %97'ye kadar düşebilir.
- 03:06Oksijen Taşıma ve Hemoglobin
- Oksijen hemoglobin ve globinden oluşur ve bir gram hemoglobin 1,34 ml oksijen taşır.
- 100 ml kanda normal hemoglobin (erkekte 15-45) 20,1 ml oksijen taşır, bu da %97 oranında oksijenin hemoglobine bağlı olarak taşındığını gösterir.
- Oksijen plazmada çok az oranda (yaklaşık 0,03 ml) çözülmüş olarak bulunur ve bu çözülmüş oksijen 100 mm civa basıncı sağlar.
- 04:37Oksijen Taşıma Miktarı ve Hücre İçi Basınç
- Oksijen basıncı 100 mm civarı iken, taşınan oksijen miktarı yaklaşık 20 ml/100 ml'lik kanda olur.
- Hücre aralığında 40 mm civarında bir basınç var, hücre içinde ortalaması 25 mm civarı olup, 2 mm'nin altına düşerse mitokondride fonksiyon bozukluğu ortaya çıkar.
- Kapiler sistemde yaklaşık 5 ml oksijen bırakılır, bu da arterden gelen 20 ml'lik oksijenden 15 ml'lik oksijen bende ile arasındaki farktır.
- 06:22Hemoglobin Yapısı ve Özellikleri
- Hemoglobin, kanda solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına karbondioksit taşıyan bir protein olup, normal değerin altında bulunmasına anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polihemia denir.
- Hemoglobin hem oksijen hem karbondioksit taşıyabilir, asit-baz dengesine katkıda bulunur ve nitrik oksit bağlanabilir.
- Hemoglobinde dört tane hem halkası ve dört tane demir atomu vardır, demir miktarı hemoglobin yaklaşık %0,033 ile karşılık gelir.
- 07:34Hemoglobin ve Oksijen Bağlantısı
- Hemoglobin polipeptit zincirleri (globulin zincirleri) alfa, beta, gama ve delta olarak ayrılır ve erişkindeki hemoglobin hemoglobin A2 (alfa2 beta2) globin zincirinden oluşur.
- Hemoglobin oksijene karşı hassasiyeti (afinitesi) vardır ve dört tane oksijen molekülü demir bölgesine kooperatif (ortaklaşa) bağlanma ile bağlar.
- Hemoglobin oksijene bağlanırsa oksi-hemoglobin, oksijeni bırakırsa deoksi-hemoglobin olur ve satürasyon %95 ile %100 arasında ölçülür, bunun altındaki değerler hipoksi olarak kabul edilir.
- 09:28Palsometre Çalışma Prensibi
- Palsometre, parmağın üstünde ve altında iki bölümlü bir cihazdır ve parmağı kıskaç şeklinde tutturur.
- Cihaz, arter ve ven arasındaki satürasyonu saptamak için deri, kemik, kas ve yağ dokularını abzorksiyon eder.
- Palsometre, 666 nanometre dalga boyundaki arterili ışık ve 940 nanometre dalga boyundaki venüs ışığı kullanarak oksihemoglobin ve total hemoglobin oranlarını ölçer.
- 10:29Saturasyon ve Oksijen Bağlantısı
- Saturasyon, oksihemoglobin miktarının total hemoglobin miktarına bölünmesiyle hesaplanır ve yüzde 100 ise hemoglobin tamamen oksijene bağlanmış demektir.
- Hemoglobin ile oksijen arasındaki ilişki, hemoglobin ayrışım eğrisi olarak adlandırılır ve lineer bir ilişki değildir.
- Akciğerlerde hemoglobin, elinden geldiğince fazla oksijen bağlamaya çalışırken, dokulara taşıyıp orada oksijeni serbest bırakır.
- 11:15Oksijen Ayrışım Eğrisi
- Oksijen ayrışım eğrisinde, oksijen basıncı ile saturasyon arasında lineer bir ilişki yoktur.
- En yüksek saturasyon (yüzde 100) genellikle akciğerlerde 100 mmHg oksijen basıncıyla ortaya çıkar.
- 40 mmHg ile 100 mmHg arasında, hatta bazılarına göre 60 mmHg ile 90 mmHg arasında saturasyonla oksijen basıncı arasında nispeten lineer bir ilişki olduğu söylenebilir.
- 12:25Oksijen-Hemoglobin Eğrisi ve Pivot Etkisi
- Pivot arttıkça saturasyon da artar, ancak 40-50 civarları düşmeye başladıktan sonra saturasyon giderek daha hızlı düşer ve oksijen dokulara yeterince iletilemez.
- Oksijen-hemoglobin eğrisinde %100 saturasyon alveolde (akciğerlerde) bulunur ve 100 ml kanda yaklaşık 20 ml oksijen hemoglobinin oksijene bağlı olarak taşınır.
- Eğri aşağı doğru gittiğinde (venlere ve çalışan kaslara doğru) oksijen bırakılır, toplam hemoglobinin tuttuğu oksijen miktarı azalır ve saturasyon düşer.
- 13:32P50 ve Eğrinin Kayması
- P50, hemoglobinin %50 satüre ve ansatüre olduğu parsiyel oksijen basıncına verilen isimdir ve normalde insanda 26,70 civa'da oksijen saturasyonu %50'dir.
- Eğrinin en önemli fonksiyonu sağa ya da sola kaymasıdır; sağa kayma ısı artışı, asidoz, CO2 artışı ve 2,3-difosfogliserat artışı ile gerçekleşir.
- Eğrinin sağa kayması, hemoglobinin oksijene karşı olan afinitesinin düşmesi anlamına gelir ve bu durumda hemoglobin oksijeni dokulara bırakır.
- 14:45Eğrinin Sağ Kaymasının Nedenleri
- Isı artışı vücut ısısını artırır, hemoglobinin oksijene karşı olan afinitesini düşürür ve dokulara daha fazla oksijen gitmeye başlar.
- Asidoz (hidrojen iyonlarının artışı ve pH düşüşü) hemoglobinin oksijene karşı olan afinitesini düşürür ve oksijen daha asidik bölgelere gider.
- Yüksek karbondioksit düzeyi hemoglobinin oksijene karşı olan afinitesini düşürür ve dokular fazla çalışınca CO2 artar, parsiyel CO2 basıncı artar ve pivot artar.
- 16:092,3-Difosfogliserat ve Eğrinin Kayması
- 2,3-difosfogliserat (2,3-DPG), eritrositlerde bulunan glikoliz yolunun bir ürünüdür ve hemoglobinin moleküler yapısını değiştirerek oksijene karşı olan afinitesini düşürür.
- 2,3-DPG, periferik dokularda oksijenin azaldığı durumlarda (hipoksemi, kronik obsirktif akciğer hastalığı, anemi, kojestif kalp yetmezliği) adaptif mekanizma olarak ortaya çıkar.
- 2,3-DPG seviyesi düşerse (septik şok, hipofosfat bir durumlarında), glikolitik yol yeteri kadar kullanılmadığı için eğri sola kayar ve hemoglobin oksijene karşı olan afinitesi artar.
- 18:36Eğrinin Sola Kayması ve Karbondioksit
- Eğrinin sola kayması asidozun tersi, hipotermi, hipokapne (düşük karbondioksit basıncı), med hemoglobinemi ve fötel hemoglobin durumlarında gerçekleşir.
- Sola kayma durumunda hemoglobin oksijene karşı olan afinitesi artar ve dokular yeteri kadar oksijen bulamaz.
- Karbondioksit, vücudumuzda dakikada yaklaşık 200 ml üretilir, difüzyon kapasitesi yüksek, oksijenden yaklaşık 25-27 kat daha fazla çözünür ve hem suda hem lipid'te çözünür.
- 21:43Oksijen ve Karbondioksit Dolaşımı
- Gönderilen 250 ml oksijenden 200 ml alınırken, 50 ml civarında oksijen farkı oluşur ve bu fark metabolizmada glikozulurken kullanılan oksijenin bir kısmı suya ve karbondioksite dönüşmesiyle meydana gelir.
- Glukoz oksidatif fosforilasyonla provata kadar giden bir sistem oluşturur ve bu süreçte karbondioksit ve su oluşur.
- Arterde 40 mmHg basınçta olan karbondioksit, kapiler dolaşımında 48 ml/100 ml kan ve ven'de 52 ml/100 ml kan olarak artar, bu da yaklaşık 4 ml daha fazla karbondioksit eklenmesini gösterir.
- 23:31Karbondioksitin Taşınması ve Asit-Baz Dengesi
- Karbondioksit, 100 ml kanda az miktarı hemoglobin ile taşınırken, kalın da plazmada çözünmüş olarak taşınır.
- Karbondioksit plazmadan eritrosit içerisinde taşındığında karbonik anhidraz enzimi devreye girer, karbondioksit ile suyu birleştirerek karbonik asit oluşturur.
- Karbonik asit bir karbonat ve hidrojen protonuna dönüşür, hidrojen iyonu hemoglobindeki globülin aminoasitlerine bağlanarak hücre içerisindeki asit değişikliği önlenir.
- 24:47Karbonat ve Klorun Taşınması
- Karbonik anhidraz enzimi ile karbonik asitten bir karbonat ve hidrojen protonları üretilir, hidrojen iyonu globülin aminoasitlerine bağlanarak asidik denge korunur.
- Karbonat eritrosit dışından çıkarken özel bir proteinle klor içeri alınır, böylece bir karbonat ile klor arasında karşılıklı bir pompa durumu oluşur.
- Klor içeri girerken su da genellikle klori takip ettiğinden dolayı plazmadan eritrositlerin içerisine su akışı olur, bu nedenle eritrositler kapiler sistemden geçerken şişer ve venez taraftaki hematokrit arterial tarafa göre %3 civarında daha yüksek olur.
- 26:05Karbondioksitin Taşıma Mekanizması
- Karbondioksit %90 oranında bir karbonat şeklinde taşınır çünkü kolayca dokuda üretilir, membrandan geçer, plazmaya gelir ve plazmadan eritrositin içerisine geçerek bir karbonat olarak dışarı çıkar.
- Karbondioksit difüzyon metodu ile içeri gider, karbonhid adrenatezmi bir karbonatlar ve protonlar oluşturur, protonlar hemoglobinin içerisindeki oksijenle beraber devreye girer.
- Karbonik anhidraz enzimi, karbondioksiti bir karbonat formunda taşıyarak hücre içerisinde pH'ı kontrol eder, karbonat dışarı çıkartılırken protonlar globlündeki hissedin aminoasitlerine bağlanarak pH ile kontrol edilmeye çalışılır.
- 27:41Methemoglobin ve Fetal Hemoglobin
- Hemoglobindeki demir demir artı iki yapısında (ferözdemir) bulunur, demir artı üç olursa ferik demir haline dönüşür ve oksijene olan afinitesini düşürerek hipoksi neden olur.
- Ferik demir normalde vücutta methemoglobin tarzında bulunur ancak oranı %1'den düşük, bu oran %100'ün üzerine çıkarsa baş ağrısı, disiplin, konfüzyondan komaya kadar giden klinik bulgular ortaya çıkar.
- Siyanür zehirlenmesi, nitrogrossit ilaçlar, nitrat nitrogliserin, lokal anestezikler (lidokain) ve sülfat grubu içeren antibiyotikler methemoglobin yapabilir, methemoglobinemi siyanoz yapar ve 5 gram/desilitre eoksi hemoglobin düzeyi oluşursa siyanoz ortaya çıkar.
- 29:19Fetal Hemoglobin ve Karbonmonoksit
- Fetus'a özel olan fetal hemoglobin (HbF), iki alfa-iki gama'dan oluşur ve soğuttuktan sonra bir süre daha kanda kalır, yaklaşık 6 ay sonra sistemden ayrılır ve yerine hemoglobin A gelir.
- Karbonmonoksit, oksijenden 24 kat daha fazla hemoglobine bağlanır ve hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesini düşürerek hipoksi ortaya çıkarır.
- Karbonmonoksit bağlandığından dolayı hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesi düşer, satürasyon düşer ve baş ağrısı, mide bulantısı, nefes darlığı, baygınlık, baş dönmesi ve bilinç kaybına kadar giden bir tablo oluşur.
- 30:57Hipoksi ve Hipoksemia
- Hipoksi, dokulara oksijen sunun azalması anlamına gelirken, hipoksemia daha geniş bir kavramdır ve kandaki oksijen düşüklüğüdür.
- Hipoksinin dört ana sebebi vardır: hipoksik hipoksi (parsel oksijen basıncı düşük), anemik hipoksi (hemoglobin düşük), iskemik hipoksi (dokuya giden kan akımı azalmış) ve hitotoksik hipoksi (hücredeki oksijen kullanımı azalmış).
- Hipoksik hipoksi parsel oksijen basıncı düşüklüğü, anemik hipoksi hemoglobin düşüklüğü, iskemik hipoksi kan akımının azalmış olması, hitotoksik hipoksi ise oksijen kullanımının azalması anlamına gelir.
- 32:16Alveoller Ventilasyonun Kontrolü
- Alveoller ventilasyonun kontrolü, kan basıncının kısa ve uzun dönem kontrolü gibi bir süreçtir.
- Santral sinir sistemindeki kemo-reseptörler, vücut sıvılarındaki parsel oksijen basıncı, karbondioksit basıncı ve pH'ya göre yanıt verir.
- Santral sinir sistemindeki kemo-reseptörler için en önemli uyarıcı parsel karbondioksit basıncıdır.
- 34:02Periferik Kemo-Reseptörler ve Ventilasyon
- Periferik kemo-reseptörler, karat vadide (interstisyal-eksterstisyal arasında) yer alır çünkü burada kan akımı çok fazladır.
- Medilo'ya gelen uyarılar, inspiratuvar ve ekspratuvar merkezler tarafından yardımcı solunum kaslarıyla diyaframı uyararak solunum sayısını artırır.
- Karbondioksit artışı durumunda, yardımcı solunum kasları ile solunum sayısını artırarak karbondioksit seviyesini dengelemeye çalışır.
- 35:12Yüksek İrtifa Hastalığı
- Yüksek irtifa hastalığı, yükseldikçe oksijenin düşmesiyle ortaya çıkar; deniz seviyesinde %100 oksijen saturasyonu varken, Everest'te bu oran %33'e düşer.
- Yüksek irtifada hemoglobin değişmez, ancak uzun süreli olarak polis sistemi (daha fazla hemoglobin) ortaya çıkar.
- Hipokside eritropoit hormonu artar, bu hormon renal korteksten salınır ve kemik iliğinden daha fazla eritrosit üretilmesine sebep olur.
- 36:53Yüksek İrtifa Hastalığının Fizyolojik Yanıtları
- Yüksek irtifada oksijen saturasyonu düşer, hemoglobin oksijen bağlanma kapasitesi azalır ve alveoller hiperventilasyon meydana gelir.
- Ciddi hipoksi sonucunda dağcılarda pulmoner ve serebral ödem meydana gelebilir.
- 2400 metreden sonra dağcılarda aklimasyon (adaptasyon) mekanizması kurulur; belli yüksekliklerde kamp kurularak günde 300 metre kadar tırmanılır ve geri dönülür.
- 38:09Pilotlar ve Yüksek İrtifa Hastalığı
- Ticari uçuşlarda kullanılan uçaklarda kabin basıncı özel olarak sağlandığından oksijen ihtiyacı yoktur, ancak özel pilotlar için bu durum farklıdır.
- 10.000 feet üzerinde parsel oksijen basıncı düşer, 18.000 feet'te yarı yarıya düşer ve 8.000 feet'te oksijen maskesi takılmazsa 6-8 saniye içinde bayılma riski vardır.
- Yüksek irtifa hastalığına akut motosipness (AMS) adı verilir ve ilerleyen safhalarında pulmoner ödem ve serebral ödem gibi mortaliteyi arttıran komplikasyonlar görülebilir.
- 39:26Plevra Hastalıkları
- Plevra boşuna hava girmişse buna primo aksa adı verilir ve o taraftaki akciğeri tamamen çökertebilir.
- Plevra başındaki sıvıya bakıldığında, fazla olursa plevral efüzyon, kan olursa hemotaksis adı verilir.
- Plevral efüzyonda akciğer filmi veya tomografi ile sıvı birikimi görülebilir ve bu sıvı akciğeri, mideyi, kalbi ve trakya itebilir.
- 40:44Akciğer Ödeminin Nedenleri ve Belirtileri
- Akciğer ödeminde alveollerde sıvı birikmeye başladığında klinik olarak ciddi bir tablo ortaya çıkar.
- Akciğer ödeminin temel oluşma mekanizmalarından biri basınç artışıdır; yüksek basınç artışıyla hasarlı polimer capiler duvardan sıvı alveollere gider.
- Akciğer ödeminin en önemli bulgusu pembe köpüklü balgamdır ve akciğerin görüntüsü "atılmış pamuk manzarası" veya "ekmek içi manzarası" olarak tanımlanır.
- 41:34Akciğer Ödeminin Tedavisi
- Akciğer ödeminin tedavisinde "MAT DOG" kısaltması kullanılır: Morfin, Aminofili, Digoksin, Diüretikler, Oksijen ve Arteriyel Kangası.
- Nefes darlığı (hipoksisi) olan hastalarda altı p'lik etiyoloji (sebep) araştırılmalıdır.
- Nefes darlığı nedenleri arasında kalp yetmezliği, pulmoner emboli, bronko konstrüksiyon, yabancı cisim aspirasyonu, akciğer iltihabı (zatürre) ve pinoo toraks (akciğer şişmesi) bulunmaktadır.
- 42:48Yabancı Cisim Aspirasyonu
- Çocuklarda yabancı cisim aspirasyonu, özellikle trakeye kaçan vidalar gibi cisimlerle hırıltılı solunum, geçmeyen atelik ve sık akciğer enfeksiyonu gibi belirtilere neden olabilir.
- Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi önemlidir çünkü uzun dönemde akciğer enfeksiyonu etyolojisi araştırılırken yabancı cisim aspirasyonu çıkabilir.
- Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi durumunda bronkoskop ile çıkartılması gerekir ve karpuz çekirdeğinden kalem ucuna kadar çeşitli cisimler görülebilir.